CEHÂLET:
Bilmeme, bilgisizlik. Din bilgilerini bilmeme. Câhillik.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Âyetlerimize îmân edenler sana geldiği zaman şöyle de: "Allah'ın selâmı üzerinize olsun. Rabbiniz, size rahmet ve merhamet vaad buyurdu. Öyle ki, içinizden kim cehâletle bir fenâlık yapmış da arkasından tövbe edip (hâlini) düzeltmişse (Allah'ın ona mağfireti vardır.) Muhakkak ki Allah, Gafûr'dur, Rahîm'dir. (En'âm sûresi: 54)
Cehâletten daha şiddetli bir fakîrlik yoktur. (Hadîs-i şerîf-Nisâb-ül-Ahbâr)
Bilmediklerinizi sorunuz. Cehâletin ilâcı süâldir (yâni soru sorup öğrenmektir). (Hadîs-i şerîf-Sünen-i Ebû Dâvûd)
Dârü'l-İslâm'da, İslâm memleketinde bulunan bir kimsenin meselâ namazın ve orucun farz, içki, kumar ve zinânın haram olduğu konusundaki cehâleti mâzeret kabul edilmez. (İbn-i Âbidîn)
Câhil, cehâletinden dolayı mâzur sayılsaydı, cehâlet ilimden üstün olurdu. (İmâm-ı Şâfiî)
On şey insanın varlığını öldürür: 1) Terbiye azlığı, 2)Cehâlet çokluğu, 3) Halktan nîmet beklemek, 4)Şehvet azgınlığı, nefis kudurganlığı, 5) Baş olma sevdası, 6)Dünyâya düşkün olmak, 7) Nefisle dostluk kurmak, 8)Çok yemek, 9) Çok uyumak, 10) Kabalık sertlik yapmak. (Bâyezîd-i Bistâmî)
Kişiye ilim olarak Allahü teâlâdan korkması, cehâlet olarak ucub, kendini, yaptığı ibâdetleri, iyilikleri beğenerek bunlarla övünmesi yetişir. Ucb artınca ahmaklık hâlini alır. İnsanın kendi ayıplarını görmesine mâni olur. (Mâcid-ül-Kürdî)
CEHD:
Gayret, olanca gücü ve kuvveti sarf etmek.
İctihâd; insan gücünün yettiği kadar zahmet çekerek cehd etmek demektir. Yâni, Kur'ân-ı kerîmde ve hadîs-i şerîflerde sarîh ve açık bildirilmemiş hükümleri ve meseleleri, açık ve geniş anlatılmış meselelere benzeterek, meydana çıkarmak için cehd etme ktir. Bunu ancak Peygamber efendimiz, O'nun Eshâbının hepsi ve diğer müslümanlardan ictihâd makâmına yükselen âlimler yapabilir. (Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî)
Akıllı kimse; dünyâ işini kanâat ile (ele geçenle yetinmekle), âhiret işini hırs ve acele ile, din işini ise ilim ve cehd ile yapar. (Ebû Bekr Merâgî)
Genç kardeşlerim! Benim yaşıma gelmeden evvel cehd ediniz, Yoksa benim gibi zayıflar ve benim gibi amel ve ibâdette kusûr edersiniz. (Sırrî-yi Sekâtî)
Sâlih (Allahü teâlânın râzı olduğu, beğendiği) insanlar derecesine ulaşmanın bir yolu da, rahatlık kapısını kapatıp, cehd ve gayret kapısını açmaktır... ( İbrâhim bin Edhem)
CEHENNEM:
Kâfirlerin devamlı, günahkâr müslümanların ise, günahları kadar âhirette azab görecekleri yer.
Allahü teâlâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyurdu ki:
Kim Allahü teâlâ ve Resûlüne ısrarla isyân eder, inkar etmek sûretiyle Allahü teâlânın koyduğu sınırları çiğneyip geçerse, onu içinde sonsuz kalıcı olarak Cehennem'e koyar. (Allahü teâlânın ve peygamberi Muhammed'in (aleyhisselâm) emirlerine aldırış etmiyenler, beğenmiyenler, asra, fenne uygun değildir, modern ihtiyâçlara kâfi değildir diyenler, kıyâmette Cehennem ateşinden kurtulamıyacaklardır .) Bunlara Cehennem'de, çok acı azâb vardır. (Nisâ sûresi: 14)
Ey müslümanlar topluluğu! Allahü teâlânın sizi teşvik ettiği şeye rağbet ediniz ve O'nun yasak ettiklerinden kaçınınız. Allahü teâlânın korkuttuğu şeylerden korkunuz. O'nun cezâsından, azâbından Cehennem'inden korkunuz. Şu bulunduğunuz dünyâda O'nun ateşinden bir damla kıvılcım bulunmuş olsa, bu dünyâyı sizler için yaşanmaz hâle getirir. (Hadîs-i şerîf-İhyâu Ulûmiddîn, Tezkîre-i Kurtubî)
Cehennem yedi tabakadır: Birinci tabaka en hafifidir. Fakat dünyâ ateşinden yetmiş kat daha şiddetlidir. Adı Cehennemdir. Burada müslümanlardan bir kısmı yanıp, günahlarından temizleneceklerdir. Kâfirlerin devamlı azab görecekleri Cehennemin diğer ta bakaları ise; Sa'îr, Sakar, Cahîm, Hutame, Lazy ve Hâviye'dir. (Bkz. İlgili maddeler) (Seâdet-i Ebediyye)
Bir şeyi arayan onun peşinden koştuğu ve bir şeyden korkan ondan kaçtığı halde, Cennet'i arayıp, Cehennem'den kaçan kimselerin bunlara hiç aldırış etmeden uyuyup kalmaları ne kadar şaşılacak şeydir. (Âmir bin Abdullah)
Cehennem'e girmek ve sonsuz olarak orada kalmak, îmânı duyduktan sonra şirk (Allah'a ortak) koşanlar içindir. (Kâdızâde)
Cennet ve Cehennem hâlihâzırda vardırlar ve ebediyyen bâkidirler (kalıcıdırlar). ( Ömer Nesefî)
Cehennem'den en son çıkacak mü'min, yedi bin âhiret senesi yanacaktır. Âhiretin bir günü, dünyânın bin senesi kadar uzundur. (Kâdızâde Ahmed Emîn Efendi)
Günahlar gaflete, Allahü teâlâyı unutmaya, gaflet ise, kalbin katılaşmasına sebeb olur. Kalbin katılaşması, insanı Allahü teâlâdan uzaklaştırır. Allahü teâlâdan uzaklaşmak ise, Cehennem'e ¤¤¤ürür. (Hâris el-Muhâsibî)
CEHL (Cehil):
İlimsizlik, bilgisizlik, dînî bilgilerden haberi olmamak. (Bkz. Cehâlet)
Cehl-i Mürekkeb:
Câhil olduğu hâlde, câhilliğini bilmeyip, kendini âlim zannetmek.
Sağırı, dilsizi, tedâvî ettim. Ölüyü dirilttim. Fakat cehl-i mürekkebin ilâcını bulamadım. (Îsâ aleyhisselam)


Teşekkur:
Beğeni: 


Yer imleri