BENÎ ÝSRÂÝL (Ýsrâiloðullarý):
Ya'kûb aleyhisselâmýn, on iki oðlundan gelen evladý ve torunlarý. Ya'kûb aleyhisselâmýn diðer adý Ýsrâîl olduðu için, soyundan gelenler bu isimle anýlmýþlardýr.
Allahü teâlâ, Kur'ân-ý kerîmde meâlen buyurdu ki:
Îsâ bin Meryem de bir zamanlar þöyle demiþti: "Ey Benî Ýsrâil! Ben size Allahü teâlâ tarafýndan gönderilmiþ bir peygamberim. Benden evvel (gönderilmiþ olan) Tevrât'ýn tasdîkçisi, benden sonra gelecek bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, ki o peygamberin ismi Ahmed'dir (Muhammed'dir) . (Saf sûresi: 6)
Benî Ýsrâil yetmiþ bir fýrkaya ayrýlmýþtý. Bunlardan yetmiþi Cehennem'e gidip, ancak bir fýrkasý kurtulmuþtur... (Hadîs-i þerîf-Sünen-i Tirmizi-Milel-Nihâl Tercümesi)
Ümmetimin âlimleri, Benî Ýsrâil'in peygamberleri gibidir. (Hadîs-i þerîf-Mektûbât-ý Rabbânî)
Benî Ýsrâil Yûsuf aleyhisselâmdan sonra Mýsýr'da çoðaldý. Fakat burada zulüm ve hakâret gördüler. Bu durum Mûsâ aleyhisselâm zamânýna kadar devâm etti. Mûsâ aleyhisselâm onlarý Mýsýr'dan alýp Þeria vâdisinin doðusundaki bölgeye yerleþtirdi. Zamanla h azret-i Mûsâ'nýn dînine uyanlar azaldý. Hazret-i Îsâ gelince, Mûsâ aleyhisselâma verilen Tevrat'ýn hükmünü kaldýrdý. Benî Ýsrâile, hazret-i Îsâ'nýn dînine uymak lâzým oldu. Fakat onlar, Îsâ aleyhisselâma îmân etmeyip, Tevrat'a uymakta inad ettiler. Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm son peygamber olarak gelince de Îsâ aleyhisselâmýn dîninin hükmü kalktý. Herkesin Ýslâmiyete uymasý lâzým oldu. Fakat Benî Ýsrâil Peygamber efendimizi kýskandýklarýndan O'nun peygamberliðine ve Ýslâmiyete inanmadýlar. (Harputlu Ýshak Efendi, Niþancýzâde, Rahmetullah Efendi)
BENCÝLLÝK:
Kendini beðenmek, kendini büyük görmek, enâniyet. (Bkz. Enâniyet)
BENÛL-AHYÂF:
Ýslâm mîrâs hukûkunda Eshâb-ý ferâiz adý verilen (Allahü teâlânýn Kur'ân-ý kerîmde hisselerini, paylarýný bildirdiði) kimselerden ana bir erkek ve kýz kardeþler.
Benûl-Ahyâf tek kiþi olduðunda hissesi mîrâsýn altýda biridir. Birden fazla olduklarý zaman mîrâsýn üçte birini alýp aralarýnda paylaþýrlar. Erkek ve kadýn ayný miktârda alýr. Ölenin ¤¤¤¤¤¤ veya oðlunun ¤¤¤¤¤¤, yâhut babasý, dedesi varsa, Benûl-Ahyâf mîrâs alamaz. (Abdürreþîd Secâvendî)
BENÛL-ALLÂT:
Ýslâm mîrâs hukûkunda baba bir, ana ayrý kardeþler.
Benül-a'yân (ana-baba bir erkek ve kýz kardeþler) ve Benûl-allât; oðul, oðlun oðlu, baba, dededen biri bulunduðu zaman vâris, mîrasçý olamazlar. (Secâvendî)
BENÛL-A'YÂN:
Ýslâm mîrâs hukûkunda; ölenin ayný ana ve babadan olan erkek ve kýz kardeþlerinden her biri.
Benül-A'yân; oðul, oðlun oðlu, baba ve dededen biri bulunduðu zaman vâris olamaz. (Abdürreþîd Secâvendî)
BERÂÂT SATIÞI:
Zekât toplayan âmillerin (memurlarýn), köylüden alacaklarý zekât ve uþrun cins ve miktârýný gösteren ve berâât adý verilen senedlerin satýþý (Bkz. Bey') .
Berâât satýþý câiz deðildir. Zîrâ verilen senetlerdeki yazýlý mal mevcûd deðildir. (Ýbn-i Âbidîn).
BERÂE SÛRESÝ:
Kur'ân-ý kerîmin dokuzuncu sûresi. Tevbe sûresi de denir. (Bkz. Tevbe Sûresi)
BERÂET (Berât):
1. Temize çýkarmak. Bir þahsýn, hakkýnda iddia edilen suçtan uzak olduðunun veyâ iþlediði söylenilen suçun gerçekte suç olmadýðýnýn anlaþýlmasý.
Allahü teâlâ dört kimseyi dört þeyle töhmetten (iftiradan) berât ettirmiþtir. Yusuf aleyhisselâmý þâhitle, Mûsâ aleyhisselâmý elbisesini taþýyan taþla, hazret-i Meryem'i ¤¤¤¤¤¤nu konuþturmakla, hazret-i Âiþe'yi Nur sûresi 26. âyet-i kerîmesiyle berât ettirmiþtir. Hazret-i Âiþe'nin berâeti için birçok âyet-i kerîme nâzil olmuþtur. (Muhammed bin Hamza)
2. Kurtuluþ vesîkasý.
Abdullah bin Ömer radýyallahü anhümâ bir gün Resûlullah'ýn sallallahü aleyhi ve sellem huzûruna geldi. Peygamber efendimiz ona çok iltifat ederek; "Kýyâmet günü herkesin berâeti, her iþi ölçüldükten sonra verilir. Abdullah'ýn berâeti ise dünyâda verilmiþtir" buyurdu. (Hadîs-i þerîf-Tezkiye-i Ehl-i Beyt)
Âhirette pek çok kimse, hesâba çekilmeden Cennet'e girerler. Onlar için mîzân (terâzi) kurulmaz. Onlara verilen sayfalar üzerine; "Lâ ilâhe illallah, Muhammedün resûlullah. Bu filânýn oðlu filânýn Cennet'e girmesinin ve Cehennem'den kurtulmasýnýn ber âetidir" yazýlýr. (Ýmâm-ý Gazâlî)
Yer imleri