Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
23 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Yunus Emre şiirleri..

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yârab Bu Ne Derddür Derman Bulınmaz

    Yârab bu ne derddür derman bulınmaz
    Ya bu ne yaradur zahmi belürmez

    Benüm garib gönlüm aşkdan usanmaz
    Varur aşka düşer hiç bana dönmez

    Döner gönlüm bana öğüt virür hoş
    Âşık olan gönül aşkdan usanmaz

    Âşık ki cana kaldı âşık olmaz
    Canın terk itmeyen mâşukı bulmaz

    Âşık bir kişidür bu dünya malın
    Âhıret korkusın bir pula saymaz

    Âşık öldi diyü salâ virürler
    Ölen hayvan durur âşıklar ölmez

    Bu dünya ol âhıretden içerü
    Âşıkun yiri var kimesne bilmez

    Erenler meydanı arşdan yücedür
    Salarlar çevgânı tup belürmez

    Yunus bu tevhide gark oldı gitti
    Girü gelmekliğe aklı dirilmez.

    Yunus Emre


  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Miskinlikte Buldular

    Miskinlikte buldular
    Kimde erlik var ise
    Merdivenden ittiler
    Yüksekten bakar ise

    Ak sakallu pir hoca
    Bilinmez hâli nice
    Emek yimesün hacca
    Bir gönül yıkar ise

    Sağır işitmez sözü
    Gece sanır gündüzü
    Kördür münkirin gözü
    Âlem münevver ise

    Gönül Çalab'ın tahtı
    Gönüle Çalab baktı
    İki cihan bedbahtı
    Kim gönül yıkar ise

    Sen sana ne sanırsan
    Ayruğa da onu san
    Dört kitabın mânâsı
    Budur eğer var ise

    Bildik gelenler geçmiş
    Konanlar geri göçmüş
    Aşk şarabından içmiş
    Kim mânâ duyar ise

    Yunus Emre


  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Niçin Ağlarsın Bülbül Hey

    Sen burda garip mi geldin
    Niçin ağlarsın bülbül hey
    Yorulup iz mi yanıldın
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Karlı dağlardan mı aştın
    Derin irmekler mı geçtin
    Yarinden ayrı mı düştün
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Hey, ne yavuz inilersin
    Benim derdim yenilersin
    Dostu görmek mi dilersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Kal'ali şehir mi yıkıldı
    Ya nam-u arin mi kaldı
    Gurbette yarin mi kaldı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Gülistanlarda yaylarsın
    Taze gülleri yiylarsın
    Yavlak zarilik eylersin
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Uykudan gözüm uyandı
    Uyandı kana boyandı
    Yandı sol yüreğim yandı
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Ne oldu şu Yunus'a noldu
    Askın deryasına daldı
    Yine baharistan oldu
    Niçin ağlarsın bülbül hey

    Yunus Emre


  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İŞ HİZMETTE

    Yûnus Emre, mânevî, bir işâret alarak,
    Vardı Tapduk Emre'nin hizmetine koşarak.

    Otuz yıl hizmet edip, zannetti ki, kendinde,
    İlerleme olmadı, mânevî âleminde.

    Üzüntüden kendini, atıverdi dağlara,
    Baş açık, yalın ayak, dolaşırken bir ara,

    Bir gün iki kişiye, rastladı birden bire,
    Onları çok severek, dost oldu onlar ile.

    Yemek vakti gelince, duâ etti birisi,
    O anda indi gökten, yemek dolu bir tepsi.

    Üçü de yiyip içip, şükrettiler Allah'a,
    Akşam vakti öbürü, duâ etti bir daha.

    Yine aynı şekilde, bir tepsi indi gökten,
    Öyle ki bu yemekler, nefisti ötekinden.

    Üçüncüde Yûnus'a dönerek o müminler;
    "Sıra sende, şimdi de, sen duâ et." dediler.

    O zaman Yûnus Emre, kaldırdı ellerini,
    Dedi ki: "Yâ İlâhî, mahcup eyleme beni.

    Onlar kimin ismiyle, duâ ettiler ise,
    O zâtın hürmetine, bir sofra gönder bize."

    Duâsı biter bitmez, baktılar biraz sonra,
    İndi gökten bu sefer, daha büyük bir sofra.

    Dediler: "Ey arkadaş, nasıl oldu bu öyle,
    Sen kimin hürmetine, duâ ettin ki böyle?"

    Dedi ki: "Siz söyleyin, siz nasıl ederdiniz?
    Siz kimin yüzü suyu, hürmetine derdiniz?"

    Dediler: "Taptuk Emre, yanında hizmet yapan,
    Yûnus'un hürmetine, istiyorduk her zaman."

    Yûnus bunu duyunca, dergâha döndü yine,
    Yattı Taptuk Emre'nin, kapısının önüne.

    O zaman hocasının, görmüyordu gözleri,
    Evde, el yordamıyla, yürüyordu ekseri.

    Çıkıyorken, ayağı, takılınca bir şeye,
    Dedi: "Bizim Yûnus mu, gelip yatmış eşiğe."

    Ve elinden tutarak, kaldırdı onu yerden,
    Yûnus, Yûnusluğunu, kazanmıştı o günden.

    Dağdan odun taşırdı, yıllarca o dergâha,
    O mânevî kapıdan, ayrılmadı bir daha.

    Yûnus unutulmadı, yüzyıllar geçse bile,
    Zîrâ hizmet etmişti, üstâdına zevk ile.


Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •