REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/2 İlkİlk 12
32 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: 19/01 Türkiyeden Haberler

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart SMS ile hastaneden randevu sistemi

    Turkcell ve SRS işbirliğiyle sunulan ”SMS ile Randevu Sistemi” ile hastanelerden, cep telefonundan 3443'e gönderilecek bir kısa mesajla randevu alınabildiği bildirildi.

    Turkcell'den yapılan yazılı açıklamada, devlet hastanelerinin telefonlu randevu sistemlerindeki yoğunluk nedeniyle randevu alamayanların, Turkcell ve SRS İletişim Hizmetleri işbirliği ile oluşturulan “SMS ile Randevu Sistemi” sayesinde kolayca hastanelerden görüşme tarihi alabildikleri aktarıldı.

    Açıklamada, sistemin tüm hastanelere ücretsiz olarak kısa sürede kurulabileceği belirtilirken, kullanımı kolay ve telefonla randevudan daha ucuz olan servisin tüm Türkiye'de hızla yaygınlaşmasının beklendiği aktarıldı.

    SMS ile randevu servisinden yararlanmak isteyenlerin, hastane kodu, sicil numarası ve muayene olmak istedikleri bölümün adını birer boşluk bırakarak yazdıktan sonra, kısa mesaj olarak 3443'e göndermeleri yeterli olacak. Randevu talepleri gene kısa mesajla yanıtlanacak.

    Tüm Turkcell abonelerinin yararlanabildiği SMS ile randevu servisi faturalı hatlar için iki kısa mesaj, ön ödemeli hatlar için (Hazır Kart ve Muhabbet Kart) 4 kontör üzerinden ücretlendirilecek.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İtlafa profesör tepkisi: Tavuksuz köy olmaz

    Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Ortaş, kuş gribi hastalığı nedeniyle ‘köy tavuğu’ ve ‘köy yumurtası’ kavramlarının ortadan kaldırılması halinde ekolojik dengenin zarar göreceği uyarısında bulundu.

    Prof. Dr. Ortaş, Sağlık Bakanlığı’ndan, kırsalda tavuk beslenmemesi konusunda yapılan açıklamanın hastalıkla mücadele etmenin en ilkel yolu olduğunu savundu. Kuş gribiyle mücadele etmek için hijyen kurallarına uyulması gerektiğini belirten Prof. Dr. İbrahim Ortaş “Hasta tavuklara dokunulmamalı, ölenler toprağa gömülmeli. Hasta olmayan tavuklar ve yumurtaları ise tüketilirken mutlaka uygun ısıda pişirilip yenilmeli. Şu ana kadar 600 bin tavuk itlaf edildi. Bu tavukların hepsinin virüs taşıdığını söylemek doğru olmaz. Tedbir olsun diye Türkiye’deki bütün tavukları yok edemezsiniz” dedi.

    Dünyadaki her canlının ekolojik yaşama katkısı bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ortaş, doktorların dahi insanlara köy yumurtası önerdiğini kaydederek şöyle devam etti:

    “Tavuksuz, ineksiz köy olmaz. Türkiye’deki bütün köy tavuklarının itlafı gibi bir tedbir yerine, insanlarımızın en kısa sürede konuyla ilgili bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Kırsalda yaşayan insanlar hala ne yapacağını bilmiyor. Yetkililer de her yere eleman gönderemediklerini söylüyor. Oysa Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nda bir zamanlar 60 bin olan ziraat mühendisi, veteriner ve teknisyen sayısı yanlış politikalar sonucu bugün 25 bin civarına geriledi.”


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Terör tazmin komisyonlarında yoğun çalışma

    Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), tazminat için başvuranlara Türkiye’de kurulan Terör tazmin komisyonlarını adres gösterirken, her ilde bu iş için kurulan komisyonlar, hafta sonları ve gece de çalışıyor.

    Diyarbakır’daki 4 komisyona bugüne kadar 33 bin kişinin terör tazminatı için müracaat ettiği, 2 bin 200 kişiye 25 milyon YTL tazminat ödenmesinin kararlaştırıldığı bildirildi. AİHM’de davaları bulunan ve sulhname imzalanan 300 kişinin davası anlaşma gereği AİHM’den geri çekildi.

    AİHM’in pilot davada verdiği kararla, Türkiye'den başvurulara adres olarak, terör ve terörden doğan zararların karşılanması için kurulan ‘Tazmin Komisyonları’nı göstermesi, Türkiye’yi büyük sıkıntıdan kurtarırken, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün valiliklere gönderdiği genelgede ‘vatandaşlara tazminat ödenirken esnek davranılmasının’ vurgulanmasının, alınan başarıda büyük katkısı olduğu belirtildi.

    Türkiye genelinde en fazla dosyanın karara bağlandığı Diyarbakır’da, Vali Yardımcısı Erol Özer AİHM istediği için değil, vatandaşların yaralarını sarmak için gece gündüz çalıştıklarını ifade ederek, AİHM’in kararının ise isabetli olduğunu söyledi.

    Valiliklerde kurulan komisyonlar, yasanın süresi dolmadan başvuruları sonuçlandırmak için bazen hafta sonları ve gece de çalışıyor. Türkiye’de en fazla başvurunun yapıldığı Diyarbakır’da ise 4 ayrı komisyon bulunuyor.

    2 BİN 200 KİŞİYE 25 MİLYON YTL

    Diyarbakır’daki 4 Komisyona bugüne kadar 33 bin kişi terör tazminatı almak için başvururken, 2 bin 600 dosya karara bağlandı ve 2 bin 200 dosyanın sahibine yaklaşık 25 milyon YTL tazminat ödenmesi kararlaştırıldı.

    Bugüne kadar 9 milyon YTL tasminat hak sahiplerine çek olarak dağıtıldı. Diyarbakır Vali Yardımcısı Erol Özer, AİHM’in aldığı kararın isabetli ve sevindirici olduğunu belirterek, “Biz bu kararı komisyonların bu kadar gayretli çalışmasının bir meyvesi olarak görüyoruz. Amacımız, AİHM istediği için değil, kendi vatandaşlarımızın yaralarını sarmaktır. AİHM’de davası olan 300 kişi imzaladıkları sulhnamelerle davalarını geri çekti. Biz sorunu Türkiye içinde çözmekten yanayız. Vatandaşlarımızın memnuniyetlerini görmek bizi mutlu ediyor” dedi.

    BAKAN GÜL’ÜN GENELGESİ

    Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün girişimleri ile kurulan tazmin komisyonlarının, AİHM tarafından adres olarak gösterilmesinde de Bakan Gül’ün Valiliklere gönderdiği genelgenin büyük etkisi olduğu belirtildi. Bakan Gül tarafından İçişleri Bakanlığı aracılığı ile Valiliklere gönderilen genelgede şöyle denilmişti:

    “5233 sayılı yasa ile kurulan zarar tespit komisyonlarının etkin bir iç hukuk yolu oluşturduğunun AİHM’e anlatılabilmesi ve AİHM’in bu yönde karar verebilmesi için, söz konusu komisyonların sonuçlandırdığı başvurular ve nihai olarak belirlediği tazminat miktarı hakında verdikleri yeterli sayıda tatmin edici örnekler sunmak gerekmektedir. AİHM’in önünde bekleyen başvuruları zarar tespit komisyonlarına yönlendirebilmesindeki kamu yararı gözetilerek, taleplere olabildiğince esnek yaklaşılmasında yarar görülmektedir. Komisyonların, Güneydoğu bölgesini özellikle dikkate alarak başvuruların belgelere dayandırılması koşulunu katı bir biçimde uygulamaktan kaçınılmasında yarar görülmektedir.”

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart KESOB Başkanı Eskiçubuk tutuklandı

    Kütahya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'ne (KESOB) ait şirketten “Zimmetine para geçirdiği” ve ”Sahte fatura düzenlediği” iddiasıyla gözaltına alınan birlik başkanı Kenan Eskiçubuk, mahkemece tutuklandı.

    İl Jandarma Komutanlığı'na yapılan ihbarda, KESOB Başkanı Eskibuçuk'un, TEKEL ürünleri pazarlaması yaptığı bildirilen Kütahya Esnaf ve Sanatkarları Pazarlama A.Ş'den (KESPAŞ), “Zimmetine para geçirdiği” ve “Sahte fatura düzenlediği” iddia edildi.

    Mahkeme kararıyla KESPAŞ'a operasyon düzenleyen jandarma ekipleri, şirkete ait belgelere ve muhasebe kayıtlarına el koydu. KESOB ve KESPAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Eskiçubuk'un evinde ve makam otomobilinde de arama yapıldı.

    Gözaltına alınan Eskiçubuk, sevk edildiği mahkemece tutuklanarak Kütahya E-Tipi Cezaevi'ne gönderildi.


    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart NYT: Türkiye'de reformlar tehdit altında

    Türkiye’de demokratik reformların tehdit altında olduğu savunuldu. New York Times gazetesi, Türkiye- AB Karma Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk’in açıklamalarının soruşturmaya uğraması "Türkiye’de demokratik reformu ve ülkenin AB’ye katılımını tehdit eden gerilmelerin yeni bir kanıtı" olarak değerlendirildi.

    ABD’nin önde gelen gazetelerinden New York Times, "Türkiye yargılanıyor" başlıklı başyazısında Türkiye’deki ifade özgürlüğü sorunu ile bu çerçevede yazar Orhan Pamuk ve Türkiye-AB Karma Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk hakkındaki suçlamaları değerlendirdi.

    Orhan Pamuk hakkındaki ifade özgürlüğü davasının "saçma" bir bükülme ile Türk savcılarının Lajendijk’i soruşturmalarına çevrildiğini kaydeden NYT, Lagendijk’in Türk ordusuna ilişkin açıklamalarına dikkat çekti. Gazete "Bu yöndeki bir yorumun, Sayın Lagendijk’in orduya hakaret edip etmediğini belirlemek üzere bir soruşturmayı tetikleyebilmesi, Türkiye’de demokratik reformu ve ülkenin AB’ye katılımını tehdit eden gerilmelerin yeni bir kanıtıdır" görüşünü savundu.

    MİLLİYETÇİ DUYGULARIN KÖKENİ

    NYT, Türkiye’de milliyetçi duyguların kökünde, Kürt ayrımcılığı ve siyasi İslam’ın Türkiye’nin varlığına yönelik öldürücü tehditleri olduğu inanışının bulunduğunu öne sürdü.

    Gazete, Türk hükümetinin Kürtlere "azınlık hakları" ve askerler üzerindeki sivil kontrolünü güçlendiren reformlar gibi birçok reform yaptığına, bu reformların da kökleri "siyasi İslam"da olan AKP hükümetince gerçekleştirildiğine işaret etti.

    Türk kimliği ve kurumlarına hakaretleri suç sayan yasanın askeri yönetimi döneminden kalan bir iz olduğunu ve "statüko" savuncularınca reform dalgasına karşı kullanıldığını belirten NYT, "Türk yasa koyucuları, bu yasayı değiştirebilir ve değiştirmeli. AB ve ABD ise, reformların eski tüfeklerin rahatsızlığından daha önemli olduğunu açık bir biçimde dile getirmelidir" ifadesini kullandı.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Alman heyeti TBMM'de

    Türkiye-Almanya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Ahmet Yaşar, Almanya Dışişleri Bakanlığı Türkiye Dairesi Genel Müdür Yardımcısı Jutta Wölke'yi kabul etti.

    Yaşar, kabulde yaptığı konuşmada, iki ülke arasında eskiye dayanan dostluk ilişkileri olmasına rağmen, Almanların Türkiye'yi çok iyi tanımadıklarını söyledi. Yaşar, Türkiye'nin AB üyeliği sürecinde Almanya tarafından verilen desteğe teşekkür etti.

    Jutta Wölke de Almanya'nın, Türkiye'ye ilgisinin çok fazla olduğunu, bunun AB sürecinde daha da arttığını kaydetti.
    Wölke, bazı eleştiriler olmasına rağmen, Türkiye'nin AB üyeliğinin Almanya'da desteklendiğini ifade etti.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Hamile kadına gaspçı vahşeti



    Bursa'da, 3 yaşındaki kızını arabasına koyup, yürüyerek ablasını ziyaretine giden 4 aylık hamile 26 yaşındaki Nevin Arslan, gözü dönmüş 2 gaspçı tarafından, parası ve çantası alındıktan sonra 18 yerinden bıçaklandı.

    Ölmediğini gördükleri Arslan'ın boğazını, “Bu yedi canlı” diyerek sıkıp bırakan, arabasına tekme vurdukları kızını da annesinin yanına düşüren saldırganlar kaçtı. Arslan ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılırken, yakalanan 2 saldırgan tutuklanarak cezaevine konuldu.

    Olay, dün öğleden sonra Merkez Yıldırım İlçesi, Hacivat Mahallesi'nde meydana geldi. İkinici çocuğuna 4 aylık hamile olan Nevin Arslan, Vakıfköy Mahallesi'nde oturan ablası Aslı Arslan'ı ziyaret etmek istedi. Bebek arabasına koyduğu 3 yaşındaki kızı Nurseli ile yürüyerek ablasının evine doğru yürüyen Nevin Arslan, ıssız bir sokaktan geçerken otomobille yanlarına gelip, araçlarının bozulduğunu, benzinlerinin bittiğini söyleyen kişilere yardımcı olmak istedi. Bu sırada araçtan inen 2 kişi, kızının gözleri önünde çantasını almak istedikleri, ancak kendilerine direnen Nevin Arslan'ı sırtından, kolundan ve karın bölgesinden 18 kez bıçakladı.

    Kanlar içersinde kalan Nevin Arslan yere yığılırken, çantada para yerine çocuk eşyaları bulan ve kadının yaşadığını gören gözü dönmüş saldırganlar, bu kez “Bu kadın 7 canlı” diyerek boğazını sıkıp bıraktılar. Bu sırada araçlarına binmek isteyen 2 saldırgan biri, küçük Nurseli'nin arabasına tekme vurarak annesinin yanına yuvarladı.

    Bir süre sonra ağlayan kızının, “Anne kalk beni öp. Ne olur buradan götür” demesi üzerine kendine gelen Nevin Arslan, bir süre güçlükle yürüdükten sonra bayıldı. Çevredekiler tarafından Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Nevin Arslan ameliyata alındı. Doktorlar, sağlık durumunun ağır olduğunu açıkladıkları Nevin Arslan'ın kanrınındaki bebeğinin kalbinin çalıştığını belerlediklerini ancak yaşayıp yaşamayacağının henüz belli olmadığını söyledi. Annesiyle birlikte hastaneye getirilen 3 yaşındaki Nurseli ise acı haberi alıp hastaneye koşan babası Hasan Arslan'ı görünce sarılıp ağladı.

    Olayın ardından hemen araştırma başlatan jandarma, Nevin Arslan'ı bıçaklayanların, kendilerinde kaydı bulunan madde bağımlısı 19 yaşındaki Özkan Dündar ve 20 yaşındaki Ayhan Karabudak olduğunu belirledi. Dündar ve Karabudak, kısa sürede yakalanıp gözaltına alındı. Jandarmadaki sorgularında suçlarını itiraf eden Dündar ve Karabudak, sevkedildikleri adliyede çıkarıldıkları mahkemece, ‘gasp’ ve 1 ‘adam öldürmeye teşebbüs’ suçlarından tutuklanarak cezaevine konuldu.

    “HAYATİ TEHLİKEYİ ATLATTI”

    Genç kadının doktoru Servet Yetgin, hastaneye gelir gelmez hemen ameliyata alınan Nevin Arslan'ın, hayati tehlikeyi atlattığını söyledi.

    Arslan'ın, hastaneye gelişinde şok halinde olduğunu bildiren Yetgin, “Karın zarı yırtılmıştı, sol akciğeri görev yapmıyordu. Ameliyat sorunsuz geçti. Hastamız, hayati tehlikeyi atlattı. Şu anda ağızdan beslenme aşamasına geldi” dedi.

    Yetgin, genç kadının karnındaki bebeğin sağlık durumuna ilişkin bir soru üzerine, “Yapılan tetkiklere göre, şu an hamileliği normal seyrinde devam ediyor. Bebek normal görünüyor. Bebeğin bulunduğu uterusta bir yaralanma yok. Yine de bebeğin durumu yakından izlenmeli” dedi.

    OLAY ANINI ANLATTI

    Hasta yatağında soruları yanıtlayan ve saldırının şokunu hala üzerinden atamadığı gözlenen Nevin Arslan, ablasına gitmek üzere Vakıf Mahallesi'ndeki evinden çıktığını belirterek, saldırı anını şöyle anlattı:

    “Üç yaşındaki kızımın içinde bulunduğu bebek arabasını sürerken, arkamdan iki kişi geldi. Arabalarının yolda kaldığını, en yakın benzin istasyonunun nerede olduğunu sordular. Onlara doğru yolda olduklarını söyledim. Daha sonra gider gibi oldular, şüphelenmedim.

    10 adım gidince arkadan biri ağzımı kapattı. Bu sırada sağ taraftan omzuma bıçak darbesi aldım. Sürekli vurdular. Dizlerimin üstüne çöktürdüler, alabildiğince bıçakladılar. Biri diğerine 'bak ölmüyor da' dedi. Zaten ağızları bile köpürmüştü. Hamile olduğumu söyledim, yalvardım, 'sizi tanımıyorum' dedim. Hiçbir şey söylemeden, sırtüstü çevirip karnıma vurdular.

    Saldırıdan sonra, küçük kızım bana 'kalk anne gidelim' dedi. Ellerimi de bıçakladıkları için dirseklerimle bebek arabasını 100 metre kadar ittim ve yakındaki ana caddeye çıktım.”

    “DUYARSIZLIK” SUÇLAMASI

    Nevin Arslan'ın eşi Hasan Arslan da bıçaklı saldırı kadar, çevredeki vatandaşların yaralı gördükleri halde ona yardımcı olmamasının da ürkütücü olduğunu savundu.

    “BUNLARIN NİYETLERİ DE BOZUKMUŞ”

    Hasan Arslan, ilk etapta saldırının gasp amaçlı yapıldığı yönünde bilgi aldığını belirterek, “Jandarma ve eşim bana moralim bozulmasın diye söylememiş. Eşim bana sadece küfür ettikleri söylemişti. Aslında bunların niyetleri de bozukmuş” dedi. Arslan, “Niyet tecavüz müymüş?” sorusuna, “Evet” yanıtını verdi.

    Saldırganların, hamile olduğu halde eşinin karnına bile bıçak sapladıklarını, bu durumun “resmen cinayet” olduğunu söyleyen Arslan, “3 yaşındaki çocuğum şu anda şokta. Bu tür olaylar Türkiye'nin her tarafında oluyor. Bu kişilere gereken ceza verilmeli” diye konuştu.

    Nevin Arslan'ın ablası Dilek Doğru ise saldırının ıssız bir yerde gerçekleştiğine dikkati çekerek, “Kardeşim ölebilirdi. Artık sokakta gezerken, 'araba çarpar ölürüz' diye düşünmüyoruz. 'Nereden kapkaççı çıkabilir' diye düşünüyoruz. Korkarak geziyoruz” dedi.

    Nevin Arslan'a üç gün önce saldırdıkları ve bıçakladıkları iddia edilen Ö.D. ve A.K. dün jandarma tarafından yakalanmış, çıkartıldıkları mahkemece tutuklanmıştı.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Bedava tavuk ızgara kapışıldı

    İzmirli tavuk satıcısı Bilal Şahin, ürünlerinin sağlıklı olduğunu göstermek için Mezarlıkbaşı Semti'ndeki işyeri önünde kurduğu mangallarda pişirdiği eti önce çalışanlarıyla birlikte kendi yedi, ardından da pide içinde bedava dağıttı.

    Bedava tavuk eti dağıtıldığını duyanlar mangalların başında sıraya girdi. Yaklaşık 1 ton tavuk etini kuş gribi korkusuna aldırmadan afiyetle yiyenlerin genellikle dar gelirliler olduğu gözlendi.

    Bu ilginç eylemle hem kendinin hem meslektaşlarının içinde bulunduğu kötü duruma dikkat çekmek istediğini belirten Aksa Tavukçuluk'un sahibi Bilal Şahin, sattığı tavuk ürünlerinin entegre tesislerde, veteriner kontrölünde, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı denetiminde hazırlandığını açıkladı. Hiç bir yetkilinin “Enterge tesislerde hazırlanan tavuk etinde kuş gribi tehlikesi yoktur” açıklamasını yapmamasından yakınan Bilal Şahin, şunları söyledi:

    “Yetkililer sustukça biz batıyoruz. Vatandaş bilgilendirilmediği için tavuk eti yemiyor. Kuş gribi krizinden önce günde 4 ton ürün satıyorduk. Sattığım ürünlerin sağlıklı olduğunu gösteren belgeyi asmama rağmen satışlar durdu. Hergün 15 milyar lira zarar ediyorum. Banka kredileri ile ayakta kalmaya çalışıyorum. Böyle giderse çalışanları işten çıkarmak zorunda kalacağım. Yatırım yaptığım 300 milyar lira param batmak üzere. Devlet tavuk üreticilerine nasıl parasal yardım yapıyorsa satıcıya da yapmak zorunda.”

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Rektör Aşkın davasında Hazine müdahil oldu

    Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 25 milyon dolarlık tıbbı cihaz alımı ihalesinde usulsüzlük yapıldığı gerekçesiyle Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın ile 9 sanığın yargılandığı davaya Hazine Müsteşarlığı müdahil olarak katıldı. Daha önce tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Rektör Aşkın bugünkü 3'üncü duruşmaya katılmadı.

    Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın ile 9 sanık hakkında Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davanın üçüncü duruşması yapıldı. Bugünkü duruşmaya Aşkın’ın avukatları Teoman Evren ile Ertuğrul Çabuker, tutuksuz sanıklar Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Ayşe Yüksel, Prof. Dr. Hasan Ceylan, Ziraat Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Fırat Cengiz, Genel Sekreter Işık Tepe, Özel Güvenlik Amiri Saffet Kara, YYÜ Genel Sekreter Yardımcısı Salih Yurtkuran, YYÜ Yazı İşleri Şube Müdürü Şükran Yurtkuran, Yazı İşleri Bilgi İşletmeni Bülent Şahin ve İspanyol firmasının temsilcisi olmadığını iddia eden Mehmet Ümit Ayral ile İspanyol Expansion firmasını temsilen Mariya Jose Lanchares ve Hazine Müsteşarlığı avukatı Mehmet Ateş katıldı. Duruşmayı CHP Muğla Milletvekili Gürol Ergin de izledi.

    Geçen duruşmada mahkeme heyeti, ihaleden Hazine Müsteşarlığı’nın zarar görmüş olabileceğini belirterek, müdahil olarak katılabileceğini karar vermişti. Bunun üzerine bugünkü duruşmaya Hazine Müsteşarlığı avukatı Mehmet Ateş katılarak, cihazların kullanıldığı birimlerde görev yapan tanıkları dinledi. Ateş, cihazları garanti süresi ve nasıl teslim alındığı yönünde tanıkları sorular yöneltti. Tanıklardan Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Farmokoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd.Doç.Dr. Hanifi Özbek, alınan cihazlarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen isminin geçici kabul komisyonuna yazıldığını, konu ile ilgisinin bulunmadığını ancak, cihazların kabul edilmesi için üniversite yönetimi tarafından baskı yapıldığını duyduğunu söyledi.

    Geçen duruşmada mahkeme heyeti, ihaleden Hazine Müsteşarlığı’nın zarar görmüş olabileceğini belirterek, müdahil olarak katılabileceğini karar vermişti. Bunun üzerine bugünkü duruşmaya Hazine Müsteşarlığı avukatı Mehmet Ateş katılarak, cihazların kullanıldığı birimlerde görev yapan tanıkları dinledi.

    TIBBİ CİHAZLARIN ALINMASI YÖNÜNDE BASKI İDDİASI

    Ateş, cihazları garanti süresi ve nasıl teslim alındığı yönünde tanıkları sorular yöneltti. Tanıklardan Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi Farmokoloji Anabilim Dalı Başkanı Yrd. Doç. Dr. Hanifi Özbek, alınan cihazlarla hiçbir ilgisi olmamasına rağmen isminin geçici kabul komisyonuna yazıldığını, konu ile ilgisinin bulunmadığını ancak, cihazların kabul edilmesi için üniversite yönetimi tarafından baskı yapıldığını duyduğunu söyledi.

    Tanıklardan Süleyman Ayşin, ihale kapsamında alınan, tomografi cihazının 3 aydır tüpü bittiği için çalışmadığını ve bu cihazdan hastaların faydalanamadığını söyledi. Ayşin, “Biz idareye bu konu ile ilgili yazı yazdık. Bunun neden geciktiğini bilmiyorum. Mahkeme sürecinden kaynaklanmış olabileceğini düşünüyorum” dedi.

    Tutuksuz yargılanan sanıklardan ve İspanyol Expansion firmasının temsilcisi olan Mehmet Ümit Ayral, kendisinin firmanın Türkiye temsilcisi olmadığını ve ihale sürecinin devam ettiğini belirterek, “Hazine onay verirse ihale ancak 2009’da biter. Cihazlar tam olarak hastaneye teslim edilmiş ve Van halkı bundan faydalanmıştır. Bu cihazların garanti süresi 2 yıldır. Bu cihazlar 2003’te hastaneye teslim edildiğine göre garanti süresinin dolduğunu biliyorum” dedi.

    Alıntı hurriyet.com.tr
    YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
    YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •