Bugünde buraya...
Bugünde buraya...
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
BASK Genel Başkanı Resul Akay, vergi iade oranının indirilmesi ve vergi iadesine esas matrahın 2005 yılı aralık ayı maaşı olarak belirlenmesi nedeniyle hükümetin emekli, dul ve yetimleri yanılttığını savunarak, "Hükümet emeklinin yaklaşık 1 milyar YTL’sini gasp etmiştir" dedi.
Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikası Konfederasyonu (BASK) Genel Başkanı Resul Akay, maaş, ücret ve aylıklara yapılan zamların, 3 yıllık ekonomik büyümenin çok gerisinde kaldığını belirterek, "Üç yılın sonunda memurun, işçinin, emeklinin, dul yetimin cebine para koymak bir yana, cebindeki parayı da tırtıklamaya çalıştığı görülmektedir" diye konuştu.
"EMEKLİLER ALDATILIYOR"
Akay, Hükümet’in 2006 yılında emeklilerin vergi iadesi uygulamasının kaldırılmasına yönelik bir tasarıyı TBMM’ye sevk ettiğini ve bu tasarıyla emeklilere yıl içinde yüzde 5 olarak ödenen vergi iadelerinin önce yüzde 4’e indirildiğini ardından da vergi iadesine esas olacak matrahın, 2005 yılı aralık ayı maaşı olarak tespit edildiğini anımsattı. Akay, "Böylece emekliye ikinci bir kazık atılmıştır. Bu uygulamanın adı emekli, dul ve yetimleri aldatmaktır" dedi.
Akay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, "1 Ocak 2006 itibariyle emeklilerin aldıkları aylıklarına yüzde 4 oranında ek ödeme yapılacağı ve bu suretle vergi iadesi kaybının karşılanacağı" yönündeki açıklamalarını anımsatarak, "Oysaki hazırlanan tasarıda ’Bir önceki yıl almakta oldukları aylıklarının yüzde 4’ü ödenir’ denilmektedir" diye konuştu. Akay, "Emekli kime inanacağını şaşırmış durumdadır" dedi.
EMEKLİLERİN KAYIPLARI
Akay’ın verdiği bilgiye göre, vergi iadesindeki söz konusu düzenleme dolayısıyla en düşük SSK emeklisi yıllık 66.24 YTL, en düşük Bağ-Kur emeklisi 48.93 YTL ve en düşük dereceli memur emeklisi ise 82.33 YTL kayba uğrayacak. Buna göre, birinci derecenin 4’üncü kademesinden emekli bir öğretmenin yıllık kaybı 114.86 YTL, aynı derece ve kademedeki bir mühendis veya doktorun kaybı da 144.83 YTL olacak. Emekli bir genel müdür veya valinin kaybı da 323.13 YTL olarak hesaplandı.
BASK Genel Başkanı Akay, 7 milyon 200 bini bulan memur, işçi ve Bağ-Kur emeklisi dikkate alındığında, ortalama kaybın 120 YTL civarında, toplamda ise 864 milyon YTL düzeyinde olacağını kaydetti. Akay, "Ne hazindir ki emekli dul ve yetimlerimiz kalem oyunlarıyla tekrar tekrar aldatılmıştır. Vergi iadesi oyunundan tek karlı çıkan ise her zaman olduğu gibi yine Maliye olmuştur" dedi. Akay, şöyle devam etti:
BAYRAM ŞEKERİ DEĞİL KAHRAMANMARAŞ BİBERİ
"Sayın Başbakanın Kurban Bayramı öncesi; emekli, dul ve yetimlere müjde olarak sunduğu tepsiden bayram şekeri değil, Kahramanmaraş biberi çıkmıştır. Emekli ummadığı acı bir sürprizle karşılaşmıştır. Yapılan bu işlemle; topladığı fatura ve fişler sayesinde kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınmasında son derece önemli bir misyon üstlenmiş olan emekliler adeta cezalandırılmıştır. Böylece kayıt dışı ekonominin önündeki önemli bir engel bertaraf edilmiştir. Hükümet bu yanlıştan dönmesini bekliyoruz. Emekli, dul ve yetimlerimizin umutlarıyla oynamaktan vazgeçmesini temenni ediyoruz. Aksi taktirde emekli, dul ve yetimler, Hükümete hazırladıkları acı sürprizi seçim sandığında sunmak için sabırsızlanacaklardır."
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Şişe Cam, Paşabahçe ürünlerinin Çin firmaları tarafından taklit edilip, Bangladeş'e ihraç edildiği yönünde resmi makamlar nezdinde girişimlerde bulundu. Türk şirketinin, söz konusu bilgiyi Bangladeş'deki müşterilerinden aldıkları öğrenildi.
Bundan bir ay önce Kale Kilit ve Kalıp A.Ş. de benzer şikayetlerle resmi makamlara başvurmuş, ürünlerinin Çin'de taklit edilip Rusya ve Türk Cumhuriyetleri'ne satıldığını açıklamıştı. Kale Kilit ve Kalıp A.Ş.'nin şikayeti ile ilgili süreçte epey yol kat edildiğini belirten Türk yetkililer, Çin makamlarının bu tür olayların önlenmesi için gereken duyarlılığı ve kolaylığı göstereceklerini ilettiklerini kaydettiler.
Çin'de benzer sorunların kanıtlanması durumunda mahkemeye başvurulabiliyor. Kısa süre önce, Fransız içki üreticisi Hennessy ürünlerini taklit ettiği gerekçesiyle Golden Huanya Gıda Şirketi hakkında Şanghay Mahkemesi'nde açtığı davada 300 bin yuan (37 bin ABD Doları) tazminat kazandı. Çinli şirket, Fransız şirketin adına benzeyen Hanlissy ve Henglishi adlarıyla iç piyasaya ürünler sürmüştü.
TÜRKİYE-ÇİN TİCARET AÇIĞI 5 MİLYAR DOLARA DAYANDI
Bu arada 2005 yılının Ocak ve Ekim ayları arasındaki dönemde Türkiye ve Çin arasındaki ikili ticaret 5 milyar 971 milyon doları buldu. Türkiye'nin Çin'de yaptığı ithalat 5.5 milyar doları bulurken, bu ülkeye yaptı ihracat 471 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. Böylece iki ülke arasındaki ticaret açığı Türkiye aleyhine 5 milyar dolara çıkarken, rekor düzeye ulaştı. Bu açığın yıl sonunda 5 milyar doları geçmesi bekleniyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
İç pazara yaptığı satışlar azalan otomobil fabrikaları geçen yıl ihracatlarını yüzde 4.8 oranında artırırken, 144 binden fazla otomobil ihraç eden Toyota, ihracatın lideri oldu.
Otomotiv Sanayii Derneği’nin (OSD) verilerine göre Türkiye’den ihraç edilen otomobillerin sayısı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 4.8 artarak 319 bin 825’e yükseldi. En fazla otomobil ihracatını ise 144 bin 58’le Toyota yaptı. İhraç ettiği otomobil sayısını bir önceki yıla göre yüzde 21.4 oranında artıran Toyota, Oyak Renault’u geride bırakarak geçen yıl sektörde ihracat lideri oldu. Oyak Renault’un ihraç ettiği otomobillerin sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 5.9 azalarak 123 bin 162’ye geriledi. 2004 yılında Oyak Renault 130 bin 903, Toyota ise 118 bin 629 otomobil ihraç etmişti. TOFAŞ ise geçen yıl yüzde 3.4 oranında artırarak 41 bin 165’e çıkardığı otomobil ihracatıyla üçüncülük konumunu sürdürdü. 2005 yılında Honda Türkiye’nin ihracatı yüzde 49.7 azalarak 2 bin 992’ye Hyundai’nin ihracatı ise yüzde 14.1 azalarak 8 bin 448’e geriledi.
İÇ PİYASAYA SATIŞLAR
İç piyasaya yapılan otomobil satışında ise Oyak Renault 57 bin 56 otomobille liderliğini korudu. TOFAŞ 31 bin 558, Hyundai Assan 22 bin 745 otomobil sattı. Toyota’nın iç peyasaya yaptığı satışlar 15 bin 170’de kalırken, Honda Türkiye’nin satışları ise 9 bin 56 olarak gerçekleşti.
Geçen yıl Toyota’nın toplam satışlarının yüzde 90’ını ihracat oluşturdu. Bu oran Oyak Renault’ta yüzde 68.3, TOFAŞ’ta yüzde 56.6, Hyundai Assan’da yüzde 27.1, Honda Türkiye’de ise yüzde 24.8 olarak hesaplandı.
Otomobil üretiminde ise geçen yıl ilk sırayı yine 179 bin 669’la Oyak Renault alırken, Toyota 158 bin 655 otomobille ikinci olmuştu. Tofaş 72 bin 790, Hundai 31 bin 402, Honda ise 11 bin 236 otomobil üretmişti.
İTHAL OTOMOBİLLER
2005 yılında Türkiye’ye ithal edilen otomobillerin sayısı ise 311 bin 659’dan 301 bin 889’a geriledi.
İthal otomobil satışlarında ilk sırayı 46 bin 213 otomobille Ford aldı. Opel ise 37 bin 320 otomobille ikinci sıraya geriledi. 2004 yılında Türkiye’de 51 bin 731’le en fazla ithal otomobili Opel satmış, Ford ise 45 bin 233 otomobille ikinci olmuştu.
Geçen yıl Türkiye’de yapılan ithal otomobil satışlarının 31 bin 508’ini Volkswagen, 22 bin 313’ünü Peugeot, 21 bin 700’ünü Hyundai, 19 bin 142’sini Renault, 12 bin 759’unu Toyota, 11 bin 484’ünü KIA, 9 bin 926 Citroen, 8 bin 650’sini Chevrolet marka otomobiller oluşturdu. 2005 yılında Türkiye’de 5 bin 266 BMW, 3 bin 400 Mkercedes,113 Jaguar, 4 bin 689 Audi marka otomobil satışı yapıldı.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, Garanti Bankası'nın, D(+) olan Mali Güçlülük kredi notuna ilişkin görünümünü, “durağan”dan, “pozitife” çevirdi.
Moody's'den yapılan açıklamada, görünümün “pozitife” çevrilmesinin, bankanın, 2005 yılındaki ekonomik sermaye düzeyindeki iyileşme ile bu yıla ilişkin beklentileri yansıttığı kaydedildi.
Türkiye'nin makro ekonomik durumundaki düzelmenin de bankanın kredi notu kalitesi üzerinde etkili olduğu vurgulandı.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Gazprom, Rusya'daki dondurucu soğuklar nedeniyle bu sabahtan itibaren Macaristan'a yüzde 25 daha az doğalgaz vermeye başladı.
Macaristan doğalgaz dağıtıcısı Mol A.Ş Genel Müdürü György Mosonyi, ülke çapında dev doğalgaz kullanıcısı fabrikaların gazlarını kestiklerini, bu fabrikaların geçici olarak mazot ve yahut kömür kullanacaklarını açıkladı.
Doğalgaz sıkıntısının ne kadar süreceği ise bilinmiyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Türk firmalarının Irak'tan alacaklarının tahsili konusunda çalışmaların devam ettiğini vurgularken, “ayın 21'ine kadar ödemeler konusunda herhangi bir ilerleme sağlanamazsa, Irak'a akaryakıt sevkiyatını durduracağız” dedi.
Tüzmen, HiltonSA'daki Ankara Sanayi Odası'nın vergi ve ihracat rekortmenleri ödül töreni öncesi, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Tüzmen, Irak'a akaryakıt sevkiyatına ilişkin soru üzerine, Türk firmalarının Irak'tan 1 milyar alacağı olduğunu, bu alacağın tahsili için böyle bir tedbir yoluna gittiklerini söyledi. Tüzmen, bu konuda çalışmaların halen devam ettiğini de kaydetti. Bu arada Türk firmaları Irak'a, benzin başta olmak üzere, lpg ve jet yakıtı satıyor.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Yabancı yatırımcılar geçen yıl aralık ayında da İMKB’de net alıcı konumunu sürdürdüler. Aralıkta 268.6 milyon dolarlık net alım yapan yabancıların 2005 yılında İMKB’deki işlemlerinin toplamı 81.2 milyar dolara ulaşırken, net alımları ise 4.1 milyar dolar olarak gerçekleşti.
İMKB’nin verilerine göre aralıkta hisse senedi piyasalarında yabancılar adına toplam 4 milyar 277.7 milyon dolarlık alış, 4 milyar 9 milyon dolarlık da satış işlemi gerçekleştirildi. Toplam 8 milyar 286.7 milyon dolar olan yabancıların İMKB’deki bu işlemleri net 268.6 milyon dolarlık alımla sonuçlandı.
Yabancı yatırımcılar 2005 yılının tümünde İMKB’de toplam 42 milyar 642.5 milyon dolarlık alım işlemi yaparken, satış işlemleri de 38 milyar 549.4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Toplam 81 milyar 191.8 milyon dolarlık işlem yapan yabancı yatırımcıların bu işlemleri net 4 milyar 9.1 milyon dolarlık alımla sonuçlandı.
Yabancıların alım işlemleri geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 119.8, satış işlemleri yüzde 114.5, toplam işlem hacimleri ise yüzde 117.3 oranında arttı. Geçen yıl İMKB’nin toplam işlem hacmi ise dolar bazında yüzde 36.6 oranında artarak 201.8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Bu işlemlerin yüzde 40’ını yabancılar yaptı.
Yabancıların hisse senedi piyasalarındaki net alımları geçen yıl yüzde 405.5 oranında büyüdü. Yabancılar 2004 yılında İMKB’de net 1 milyar 9.5 milyon dolarlık hisse senedi alımı gerçekleştirmişti.
Bu arada geçen yıl borsa dışında yapılan halka arzlarda da yabancı yatırımcılar önemli ölçüde hisse senedi aldılar. Başta Vakıfbank halka arzında olmak üzere, halka arzlarda yaklaşık 1.7 milyar dolarlık hisse alımı yapan yabancıların İMKB’de ve halka arzlarda yaptıkları net hisse alımlarının toplamının 5.7 milyar doları bulduğu belirtiliyor.
Yabancı yatırımcıların İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’ndaki hisse senedi portföylerinin toplam değeri geçen yıl 18.5 milyar dolar artarak 33.8 milyar dolara çıktı. Yabancıların borsadaki payları da 11 puanlık artışla yüzde 55’ten yüzde 66’ya yükseldi.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Merkez Bankası’nın 2005 yılı sonunda 50 milyar doları aşan döviz rezervi bu yılın ilk iki haftasında 1.9 milyar dolar azalarak 48.6 milyar dolara gerilerken, döviz fazlası ise 3.8 milyar dolar artarak 19.3 milyar dolarla rekor kırdı.
ANKA’nın Merkez Bankası verilerinden yaptığı hesaplamaya göre döviz rezervi, bu yıl başından sonra 1 milyar 942 milyon dolar azalarak, Kurban Bayramı tatilinin başladığı 9 Ocak itibariyle 48 milyar 576 milyon dolara indi. Döviz rezervi 2005 yılı sonunda 50 milyar 518 milyon dolarla rekor bir düzeye çıkmıştı.
1 milyar 915 milyon dolar olan altın mevcutlarında ise bir değişiklik yaşanmadı. Bankanın altın varlıkları ve döviz rezervinin toplamından oluşan brüt rezervi de yine 1 milyar 942 milyon dolar azalarak 52 milyar 433 milyon dolardan 50 milyar 491 milyon dolara geriledi.
DÖVİZ FAZLASI
Merkez Bankası’nın dış varlıkları bu dönemde 2 milyar 151 milyon dolar azalırken, döviz yükümlülükleri ise bankaların ve Hazine’nin döviz mevduatlarındaki azalma nedeniyle 5 milyar 958 milyon dolarlık azalmayla 32 milyar 312 milyon dolara indi. Hazine’nin Kurban Bayramı öncesindeki ödemelerini Merkez Bankası’na döviz satarak finanse ettiği gözlendi.
Merkez Bankası’nın Hazine’den yaptığı döviz alımları döviz fazlasını bu dönemde 3 milyar 807 milyon dolar artırarak 19 milyar 268 milyon dolara yükseltti. Döviz fazlası 2005 yılı sonunda 15 milyar 461 milyon dolar düzeyinde bulunuyordu.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Türkiye Kamu-Sen’in yaptığı araştırmaya göre, temizlik, ulaşım, tüp ve ev eşyası gibi kalemlerden alınan fişlerin çalışanlar için iade kapsamı dışında tutulması nedeniyle 944 YTL maaş alan bir çalışanın yıl sonunda 5 bin 796 YTL geçersiz fişi oluyor ve bu nedenle vergi iadesinden 253 YTL daha eksik yararlanıyor.
Kamu-Sen Ar-Ge Merkezi’nin yaptığı araştırmaya göre, 944.70 YTL net maaş alan bir çalışan, gelirinin tamamını yoksulluk sınırına temel oluşturan kalemlere harcadığında bu harcamalarının sadece 461.67 YTL’si karşılığında vergi iadesi alabiliyor. Çalışanın iade kapsamına giren bu harcamalara yaptığı ödeme tutarı da yılda 5 bin 540.04 YTL olarak belirlendi. Yoksulluk sınırına temel oluşturan bu harcama grupları gıda, sağlık, giyim ve eğitim kalemlerinden oluşuyor. Bu harcamalar karşılığında alınan fişler çalışana 398 YTL vergi iadesi olarak geri dönüyor.
FİŞ ARANIYOR
Aynı asgari geçim standardı içinde ısınma, aydınlanma, ulaşım, haberleşme ve temizlik için de harcama yapan çalışanın bu harcamaları dolayısıyla aldığı fişler ise iade kapsamı dışında tutuluyor. Aynı maaşın ortalama 483.03 YTL’sini oluşturan bu harcamalardan alınan fişlerin geçersiz kalmasının çalışanı yıl sonunda geçerli fiş bulma telaşına soktuğu belirtildi. Yıllık toplam gelir vergisi matrahı tutarında fiş yazması beklenen çalışanın bu limiti doldurması için 5 bin 796.36 YTL’lik daha geçerli fiş bulması gerekiyor.
Kamu-Sen’in belirlemelerine göre, birçok kalemin iade dışında kalması 253 YTL’lik vergi iadesinin alınamamasına, bu harcamaların KDV’sinin alışveriş sırasında ödenmesine rağmen uygulamadan yararlanılamamasına neden oluyor. Oysa 11 bin 336.40 YTL yıllık toplam kazancı olan bu çalışan, eğer geçerli-geçersiz fiş ayrımı olmasaydı, toplam 651 YTL iade alacaktı.
AKYILDIZ: "ÇALIŞANLAR MAĞDUR OLUYOR"
Kamu-Sen Genel Başkanı Bircan Akyıldız, vergi iadesi uygulamasının asıl amacının yapılan harcamalardan sonra fiş ve fatura almayı teşvik etmek, böylece vergi kaçağını önlemek olduğunu belirterek, çalışanlar için uygulanan vergi iadesi sisteminde yanlışlıklar olduğuna dikkat çekti. Akyıldız, "Ulaşım, haberleşme, benzin, odun, kömür, tüp, doğalgaz, beyaz eşya, temizlik, ev eşyası, gibi giderlerin büyük bölümünü oluşturan harcama kalemlerinin vergi iadesi kapsamı dışında tutulması bu tüketimlerde vergi kaçağını artırmaktadır. Bu nedenle de uygulama amacından sapmaktadır" dedi.
Akyıldız, kazançlarının büyük bölümünü bu kalemleri ayıran çalışanların, yıl sonu geldiğinde vergi iadesi matrahını tamamlayabilmek için çeşitli arayışlar içine girdiğine işaret ederek, bu nedenle çalışanların büyük bölümünün alması gerekenin altında vergi iadesi aldığını savundu. Bircan Akyıldız, "Bu nedenle çalışanların yaptığı harcamaların vergi iadesinin, harcama grubu ayrımı yapılmadan, ödenen KDV üzerinden geri verilmesi gerekir. Bu şekilde ödenen vergilerde ve bunların iadesinde ortaya çıkan adaletsizlik giderilerek, vergi kaçaklarının da önüne geçilmiş olacaktır" diye konuştu.
Alıntı hurriyet.com.tr
YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN
YADA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL
Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)
Yer imleri