Türkiye yüzölçümünün yaklaşık %'ini oluşturan alan ormanlar ile
örtülüdür. Ancak yıllardır temelinde insan kaynaklı sabotaj ve
ihmaller nedeniyle orman alanları önemli ölçüde tahrip edilmektedir.
Türkiye ormanları dünya ölçeğinde karşılaştırıldığı zaman halen
önemli bir potansiyele sahiptir, ancak artan endüstri talepleri ve rekreasyon
alanı ihtiyacı gibi nedenlerden dolayı yeniden yapılanmayı ve planlamayı
gerektirmektedir. Ayrıca, Türkiye ormanlarının yapısal
bozuklukları da bulunmaktadır. Ancak bunlar kendi içinde zamanla planlı çalışma
ile çözülecek niteliktedir.

Ülkemizin Yangın İstatistiği Türkiye'de orman yangını istatistikleri orman kanununun kabul
edildiği 1937 yılında başlıyor ve günümüze kadar yaklaşık 80 bin orman
yangınında 2 milyon hektara yakın orman alanı yanmıştır. İstatistiklere göre
orman yangınların çıkış nedenleri:
Doğal nedenler % 6, İnsanlardan kaynaklananlar % 94. İnsan kaynaklı
yangınların büyük kısmı kasıt, ihmal, dikkatsizlik ve kazalardan
kaynaklanıyor. Ancak, her üç yangından birinin nedeni de tam olarak
bilinemiyor. Ormancıların genel görüşü "Türkiye'de orman
yangınlarının yüzde 42'si ihmal ve dikkatsizlikten çıkıyor, en dikkatsizler ise
çobanteşi yakanlar."Yangın istatistikleri incelendiğinde Akdeniz
ülkeleri içinde yine de en az yangın çıkan ülkenin ve birim yangın
başına yanan alanı yönünden Türkiye çok da fena sayılmaz.

Yanan Orman Değil, Açılan 2B Yasası İçin Arsa
Yangın ile ilgili olarak basına yansıyan görüntüler ve orman
yangını resimleri, yetkililerin helikopterle inişi ve binişi gösterildi.
Yetkililerce yangının nedeni araştırılıyor, sabotaj ihtimali
üzerinde duruluyor. Çevre ve Orman Bakanı, yangınlar şüpheli diyor.
Ülkemizin arsa rantının en yüksek olduğu Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan
her şiddetli rüzgârda ilçede orman yangının çıkmasının tesadüf
olmadığını söyledi. Ülkemizdeki en büyük orman yangınları genelde Ege ve Akdeniz
bölgelerinde yaşanıyor. Yanan alan genişliğine göre, Muğla, Antalya,
Çanakkale ve İzmir en tehlikeli bölgeler arasında bulunuyor. Akdeniz havzası Ege'ye
göre daha az yangına maruz kalmaktadır.
İnsandan kaynaklanan ağırlıklı yangınların önlenmesi için
ciddi eğitim ve bilinçlendirme faaliyetlerine gereksinim bulunmaktadır. Çoğumuzun
da her gün sokakta, trafikte tanık olduğumuz sorumsuz sigara içicilerinin
sigarasının son izmaritini şuursuzca parmak ucu ile sağa sola
fırlattığını biliriz. Bu şuursuzluk davranışı kim bilir bugüne kadar ne
değerlere mal oldu.
Tabii şeytanın avukatlığını yaparak bazı akla gelen soruları
soralım:
Ülkemizde orman yangınları nerelerde daha çok çıkıyor?
Orman yangınından sonra neler yapılıyor? Yeniden ağaçlandırma
yapılıyor mu?
Söz konusu yanan alanlara arsa ve tarla açmak için talip olan oluyor mu?
Talip olanlardan kaçı soruşturuldu.? Arkasında rant çeteleri var mı?
Tabii bu tür soruları daha da artırabiliriz. Ancak sorulması gereken asıl
soru, bu yangınların çıktığı yerler genelde deniz kıyıları ve turizme uygun
nitelikteki alanlardır. Sabotaj ihtimali her zaman vardır. Ancak geçmişle
kıyaslandığında insan kaynaklı yangınların arttığı görülmektedir. Tarihte
bildiğimiz kadarıyla doğal nedenlerden kaynaklanan büyük orman yangınları
vardır, ancak son yıllarda insandan kaynaklanan çok sık yangınların olduğu
görülüyor. Genelde insanın bilinçli çıkardığı yangınlardan sonra açılan
alanlar 2B yasasına konu edildiği gibi orman niteliğini kaybettiği için
imara açılması istenmektedir.
Ülkemizde bugüne kadar, her ne kadar yasa gereği yanan alanların
ağaçlandırılması söz konusu ise de genelde bu alanların niteliğini
kaybettiği ileri sürülerek 2B yasası ile imara açılması önerilmektedir.
Bugüne kadar yapılan ve yapılmaya çalışılan bu tür uygulamalar ile çok
fazla miktarda yerleşim yeri ve tarlanın açıldığı bilinmektedir.

Tabii yanan yerlerin yeniden ağaçlandırılması ve imara yer verilmesi gibi
konulara gelince yasal olarak evet, ancak fiiliyatta nasıl gidiyor
bilmiyorum. Ancak yakılan yerler mutlaka zaman kaybedilmeden ağaçlandırılmalıdır.
Çevre ve Orman Bakanlığına bağlı Fidanlıklarda yılda milyonlarca değişik
türde bitki yetiştirilmekte ve düzenli olarak ağaçlandırma alanlarına
aktarılmaktadır. Söz konusu niteliğini kaybetmiş, yakılmış ve çıplak
alanlara fidan dikiminde mutlaka kök mantarı (mikoriza) aşılamasının
yapılması gerekiyor. Aksi taktirde bitkiler kök mantarına mutlak gereksinim
duydukları için gelişmemektedirler. Bu şekilde yakılan alanlar 2B
niteliğine düşürülmeden mutlaka yeni dikimlerle ve kök mantarı uygulayarak
yeniden yeşil alan konumuna getirilmelidir.

Yangının Zararını Azaltmanın Yolu Toplumsal Bilinçlendirme
Yılda binlerle ifade edilen yangın çıkıyorsa bunun nedenleri
araştırılmalıdır. Her türlü mercek etkisi yapacak materyalin ormanda
bırakılmaması, piknik yapan vatandaşın uyarılması, çöplerin düzenli
toplatılması gibi bazı tedbirler alınabilir. Kırsalda vatandaş
anız yakımı gerçekleştiriyor. Doğal olarak orman yangını da oluyor. Bu
konularda bilinçlendirme ve caydırıcı yaptırımların geliştirilmesi
gerekir. Yangından az zararla çıkmanın yolu doğal olarak toplumsal
bilinçlenmeden geçmektedir. Bu konuda Çevre ve Orman Bakanlığının toplumun her
kesiminde başta ilk öğretim okulları olmak üzere ciddi bir bilinçlendirme
seferberliğini başlatması gerekir. Toplumda bu konuda bir
bilinçlendirme ve sorumluluk bilincinin sağlanması gerekir.
Bu konuda Yunanistan geçen hafta örnek bir davranış gösterdi. 2 Temmuz 2007
tarihinde Atina yakınlarındaki Ulusal Doğal parkta meydan gelen
yangında milli parktaki çok önemli canlı türü de yanarak yok oldu. Bu yangında
hükümetin ihmali olduğu gerekçesi ile binlerce doğal canlının
(hayvan ve bitki) yok olması nedeniyle halk Yunanistan parlamentosu önünde
büyük bir gösteri yaparak kaybolan doğanın ve oksijenin akciğerlerini geri
istediklerini belirtiler. Ayrıca yanan yerlerin yerleşime açılmamasını ve
imara müsaade edilmemesini istediler. Ülkemizde aynı anda bir çok
yerde başlayan yangınlarda ne kuşku duyan var ne de hesap soran birileri
var. Hesap soranlara da belki budala diyeceklerdir.
Aynı tarihlerde ülkemizin tatil cenneti, turizm cenneti Bodrum'da 8 Temmuz
2007 tarihinde çıkan yangın, 1100 hektarlık makilik ve ormanlık alanı yok
etti. "İzmir'in 4 ayrı yerinde, birbirine yakın saatlerdeki makilik ve
ormanlık alanlarda yangın çıktı". Bodrum'da ki yangında yaklaşık 200 bin
kızılçam ve 7 bin zeytin ağacı ile makilik alandaki bitki örtüsü kül oldu.
Daha öncede Ege bölgesinde on binlerce zeytin ağacı yanarak kül olmuştu.
Ülkemiz Orman potansiyeli ve yangın istatistiği yönünden halen iyi konumda
bulunmaktadır. İyi bir eğitim ve planlama ile daha da iyi bir konuma
gelebiliriz. Akdeniz'in zengin flora ve faunasının korunması,
geliştirilmesi, yangına karşı önlemlerin alınması bir ulusal sorun olarak
ele alınmalıdır. Özellikle insan kaynaklı yangınların önlenmesi için eğitim
yanında yasal süreçlerin doğru işletilmesi önem kazanmaktadır.
Ayrıca yanan yerlerin 2B yasası gibi kolay mülk edinme süreçlerine bırakmayacak
şekilde sıkı yasal düzenleme sağlanmalıdır.
Ayrıca her türlü orman alanlarının her ne surete olursa olsun madenciliğe,
imara ve özel malikhaneye açılımının yasaklanması gerekir. Ormanlarımızı ve
orman alanlarımızı koruyalım!