uydu terimleri sözlüğü


f/D Ratio: Bir parabolik antenin odak uzaklığının çapına oranı. Antenin derinliğini gösteren bir ölçü. Bu değer büyüdükçe çanak daha düz, küçüldükçe daha çukur olur.

Footprint: Bir uyduya ait verici antenin yeterli güçte yayın yaptığı yeryüzü alanı.

Frequency: Periyodik bir işaretin bir saniyedeki tekrarlanma sayısını ifade eder ve birimi hertz Hz'dir. Katlarını belirtmek için kilohertz, megahertz ve gigahertz terimleri kullanılmaktadır.

HDTV - High Definition Television: Standart televizyona göre daha geniş, iki misli satır sayısı olan, 1152x2048 pixel yüksek tanımlı televizyondur.

HF - High Frequency: 3,000-30,000 kilohertz arasındaki radyo frekans sinyalleri. HF radyo "kısa dalga" olarak bilinir.

INTELSAT - International Telecommunications Satellite Organisation: Uluslararası haberleşme amaçlı uydu şebekesini işleten kuruluş.

ISL - Inter Satellite Link: Uyduların birlikte çalışmasını sağlamak için uydular arasında radyo dalgaları veya optik bağlantı kurularak gerçekleştirilen haberleşme sistemi.

LAN - Local Area Network: Genellikle bilgisayarlar arası haberleşmeler için kullanılan, yerel ağı ifade eden standart haberleşme mimarisi.

LNA - Low Noise Amplifier: Yer istasyonunun alıcısı ile anten arasında bir ön yükseltici olarak kullanılan cihaz. Etkili olabilmesi için antene olabildiğince yakın olması gerekir.

LNB - Low Noise Blocker: Çanağın topladığı uydu sinyallerini güçlendirip alıcı tünerinin işleyebileceği daha düşük frekans bandına indirir.

LNC - Low Noise Converter: LNA ile DC alt dönüştürücünün antene takılmak üzere bir araya gelmesinden oluşur.

Low Power Satellite: Genellikle 30 watt'dan az güçte RF sinyal yayınlayan uydular için kullanılır. Microwave: Frekansı 1-30 GHz arasında olan RF sinyali. Mikrodalga data, ses veya hemen her çeşit sinyal aktarımı için kullanılabilir.

MPEG - The Moving Pictures Experts Group: 1988'de uydudan, yerden veya kabloyla gönderilecek görüntü, ses ve data sinyallerinin soysal kaynak kodlarını oluşturmak ve standartlaştırmak üzere kurulan ekip.

MPEG-1: Hızı 1.5 Mbit/s'a kadar olan multimedya uygulamaları için bir sıkıştırma standardıdır.

MPEG-2 : Dijital görüntü yayıncılığında kullanılan veri sıkıştırma standardı.

MPEG-2 MP@HL - Main Profile at High Level: Yüksek tanımlı geniş ekran televizyon için benimsenen çok daha yüksek bit hızına sahip sistem.

Multicast: Broadcast sözcüğünün bir alt grubudur ve belirli bir kullanıcı kitlesindeki birçok kişiye yapılan yayınlar için kullanılır.

Narrowcasting: Sadece belirli bir kitleye ulaşmak üzere elektronik medya kullanılması.

NTSC - National Television Standards Committee: Kuzey Amerika ve Japonya'da geçerli, 525 çizgi ve 30 görüntü/saniye özelliği taşıyan TV yayın standardını oluşturan komite. Open TV: Televizyon ve internet dünyasını birbirine yaklaştıran lisanslı yazılım.

PAL - Phase Alternate Line: Yerel televizyonda ve Avrupa uydu kanallarının çoğunda kullanılan, 625 çizgi, 25 görüntü/saniye özelliğinde renkli TV yayın sistemi.

Pay-Cable/Pay-TV: Ekstra abone ücretleriyle desteklenen yayın hizmetleri.

PCM - Pulse Code Modulation: Darbe kodu kiplemesi. Phase: Bir işaretin başka bir referansa göre kaymasını gösteren açı.

PIN - Personal Identification Number: Kişisel tanımlama kodu.

Pixel: Görüntünün elemanıdır, tek bir oynanabilir noktadır.

Positioner: Anten motoruna kumanda ederek önceden programlanan uydu konumlarına hareketi sağlayan elektronik cihaz.

Receiver: Antenden aldığı uydu yayınlarını televizyonun gösterebileceği sinyallere dönüştüren ev içi cihaz.

Reflector: Antenin sinyal toplayan çanak şekilli yüzeyi için kullanılır.

Satellite: Ekvatorun 22,237 mil yukarısında sabit yörüngede, dünyayla eşit hız ve aynı yönde dönen sofistike bir elektronik haberleşme istasyonu.

Scrambling: TV yayınlarının izinsiz kişilerce alınmaması için şifreli olarak karıştırılması.

SECAM - Séquence Couleur à memoire: Fransa'da geliştirilmiş, 625 çizgi, 50 görüntü/saniye özelliğinde renkli televizyon sistemidir.

Smartcard: Dekoder cihazının içine kullanıcının kendi takabileceği kredi kartı boyutunda, elektronik anahtar ve yeni bilgisayar güvenlik sistemini kullanarak şifre güvenliğinin arttırılmasına imkan veren teknoloji.

Spectrum: Ses, data ve televizyon aktarımında kullanılan elektromanyetik radyo dalgalarının frekans alanı.

Threshold: Uydu alıcısının hassasiyetini gösteren ölçüdür. Değer ne kadar düşükse o kadar iyidir.

Transponder-Transmitter: Uyduda bulunan ve bir TV sinyalini veya dar banttaki birçok data, ses kanallarını alıp yeryüzüne yayınlamaya yarayan cihaz. Bir haberleşme uydusunda 12-24 kadar transponder bulunur