REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
6 sonuçtan 1 ile 6 arası

Konu: Komutanın dilinden Gabar'da pusu

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Komutanın dilinden Gabar'da pusu

    Komutanın dilinden Gabar'da pusu



    1990-1996 yıllarında Gabar Dağı’nda teröristle savaşan Gazi Üsteğmen Abdullah Ağar, 5.Tim'in başına kurşun yağarken Mehmetçiğin gösterdiği insanüstü gayreti anlattı:



    Tülay ŞUBATLI'nın haberi
    PKK'yla 6 yıl Gabar'da çatışan gazi üsteğmen yaşadıklarını anlattı

    * Dağda her an ve her yerde bir mermi yeme ihtimali vardır. Bu ihtimal gerçekleştiğinde ister asker, ister korucu ister terörist olsun, en güvenli, en etkili yerde ve düşmanından yukarıda olmak ister. İşte bu kuralı ne yazık ki en çok asker ihlal eder. İhmalin sebebi yorgunluktur. Boş vermişliğe neden; mukavemetin kırılmış olmasıdır. Uzun uzadıya yürüyüşler askeri yordukça kolay yerden gitme eğilimi artar. Bu mahkum düşük irtifalı araziden kolay yürünen yerlerden geçme şeklinde kendini bulur. Arazide intikal eden askerin başına ne zaman kötü bir olay gelmişse, kökeninde yüzde doksan bu davranış vardır. Askerin yorgunluğu artık fazlasıyla kendini hissettirmeye başladı. Artık birbirlerine zimmetlediğim arkadaşlarına bile bakmıyorlar. Sabah yaklaşmış. Güneş birazdan doğacak.

    * Bir an irkildim. Sırtım sanki buz gibi oldu. Tek nedeni vardı. O da çileli bir yürüyüşten sonra, duyduğumuz silah sesleriydi. Sesin geldiği tarafa doğru ani bir refleksle başımı kaldırıp arandım. Gece karanlığında gökyüzü, bembeyaz kesilmişti. Bir an sonra beyazlığın sesi kulaklarımda uğuldadı. Kısacak bir zaman diliminde bütün bunları algılayıp, kendimi güvenli bir yere atmaya çalışırken askerlerime bağırıyordum. “Mevzilenin! Mevzilenin...”

    * Ayakta kalan, mevzilenmeden bakınmakta olan arıyorum. Tırmandığımız hattı karşılayan, bütün cepheden ateş kusuyorlardı. Bunların muhatabı, ilk ateşin şokunu çoktan aşmış üçüncü bölük timlerinin verdiği karşılık vardı. Üç atım silah sesinin ne anlama geldiğini öğrenmek uzun sürmedi. Ne olduğuna ilişkin haber apansız geldi. Haberi aldığımız bu an, ecalimizin kesildiği andı. Üç atımlık silah sesile gelen haber, uçup giden mermiilerin semaya çizdiği kader mesajıydı. en önde giden üç yiğidin şahadet müjdesini taşıyorlardı.

    * Mermilerin bana atıldığını hissediyorum. Nasıl olup da mermilerden birinin isabet etmediğine şaşıyorum. Daha yapacak çok işim var, biliyorum, düşünmüyor hissediyorum... Yerimi değiştirmek zorunda olduğumu ve bunu yaparken de belli etmeme gerektiğini biliyorum. Arazi ve gök ötüyor, telsiz cazırdıyor. Konuşan hiçbir çağrı kodu kullanmıyor; “Komutanım İsmail vuruldu.” Sanki beynim fışkıracak. Deli gibi oluyorum. Çırpınıyorum. Küçücüktü bizim İsmailimiz, ufak tefekti. Dokunmaya kıyamıyorum. Kan toprağa, toprak kana karışmış....

    Mücadeleyi şimdi kitaplarında anlatıyor

    1989 yılında Kara Harp Okulu’ndan mezun olduktan sonra 1990-1992 yılları arasında Bolu Komando Tugayı, Özel Kuvvetler ve Kayseri Hava İndirme Tugayı derken yıllarını terörle mücadeleye veren Abdullah Ağar, belinden kurşun yarası aldığı halde dağlarda tim komutanlığı yapmaya devam etti. 6 yılın ardından, ordudan ayrılan Ağar, yaşadıklarını kitaplarına taşıdı. Ağar’ın kitapları şöyle: 5’inci Tim, Türk Komandoları: Silahın Zülfikar’ın Olsun Mehmetçik, Ölüm Dağları Bekler Cudi Dağı, Toprak Mehmet’e Susamışsa: Ülkem Bayrağım Onurum.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Dün akşam da SKYTÜRK'te daha önce yayınlanan "KAN UYKUSU" programını ikinci kez izledim. 1995 yılındaki büyük operasyonlar dizisinin son bölümünde 358 tane pkk çakallar sürüsünü; Tüekiye, İran ve Irak üçgenindeki bir dağda kuşatmaya almış PAMUKOĞLU paşa. Dağın yarısına kadar birliklerimiz çıkmış, taarruzda saat şafakta 05'te başlayacak. Genel Kurmaydan bir emir harekatı durdurun. Hikmet Çetin bu harekat İran'la aramızı bozar diye harekat planını zamanın cumbabası olan Demirel'e gönderir hükümet. Demirel'de siz İran'la bizim başımızı belaya mı sokacaksınız diye tamamlanmak üzere olan bu harekatı hemen durdurun diye Genelkurmay Başkanı Karadayı'ya bildirir. Tabi Karadayı'da Pamuloğlu Paşaya. Orda görev alan diğer komutanlarında anlatımıyla tam bir yıkıntı yaşar tüm askerler. Kuşatmayı kaldırıp geri çekilirler. Ertesi gün İran paskalları oraya gelip bu çakal sürüsüne pılınızı pırtınızı çabuk toplayıp gidin burdan. Türkiye ile bizim başımıza bela olacaksınız derler. Pkklı 358 kişi tüm davar ve erzaklarıyla Irak'ın içlerine dağılırlar. O dağı boşaltırlar. Ama askerimizin dönüş yoluna telsizlerin çekmediği bir dağlar silsilesinin ortasından geçen yolda pusu kurup 11 askerimizide şehit ederler aynı zamanda da.
    Şimdi gelinde bu adamlara devlet yöneticisi deyin Allah aşkına. Bu bilgiyide sizlerle paylaşmak istedim.
    Saygılar.
    Konu emmi tarafından (10-10-2007 Saat 20:34 ) değiştirilmiştir.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bu akşam haberlerde izledim bende ve dedim ki bu devlet bir tane dağına sahip çıkamıyor mu acaba?? diye sordum!! bu dağın hakim noktalarına bi kaç tane karakol kurulsa zaten asker helikopterle oraya çıkabilir neden bi kaç çapulcu şerefsizi o dağa hakim oluyorda koskoca türk ordusu orada pusuya düşen taraf oluyo her zaman üsteğmen söyledi zaten burada vurulan terörist sayısı bi kaç taneyi geçmez diye demek ki bu dağda büyük bir güvenlik zaafiyeti var hiç bi şey yapamıyorlarsa dinamitlerle havaya uçursunlar bu dağı ve kontrolu kolay bi dağ haline gelsin ya da kalleşlerin bize yaptığı gibi tüm dağa mayın döşensin ne bileyim bi şeyler yapılsın yani yazık bu kadar vatan evladına yahuuu

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Warn

    Alıntı umuter Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    bu akşam haberlerde izledim bende ve dedim ki bu devlet bir tane dağına sahip çıkamıyor mu acaba?? diye sordum!! bu dağın hakim noktalarına bi kaç tane karakol kurulsa zaten asker helikopterle oraya çıkabilir neden bi kaç çapulcu şerefsizi o dağa hakim oluyorda koskoca türk ordusu orada pusuya düşen taraf oluyo her zaman üsteğmen söyledi zaten burada vurulan terörist sayısı bi kaç taneyi geçmez diye demek ki bu dağda büyük bir güvenlik zaafiyeti var hiç bi şey yapamıyorlarsa dinamitlerle havaya uçursunlar bu dağı ve kontrolu kolay bi dağ haline gelsin ya da kalleşlerin bize yaptığı gibi tüm dağa mayın döşensin ne bileyim bi şeyler yapılsın yani yazık bu kadar vatan evladına yahuuu
    dediğiniz olay teorik olarak doğru....ancak gerçekte işler öyle yürümüyor...şöyle anlatmaya çalışayım,gerçi kan uykusu belgeselinde de değindiler bu konuya ama hatırlatmakta fayda var:siz oraya istediğiniz kadar karakol kurun,istediğiniz kadar cephane ve mühimmat yığın...istediğiniz kadar askeride orada konuşlandırın...en başta o bölgenin arazi şartları oldukça sıkıntılı...asker postallarının dibini yaracak kadar keskin kayalık bi bölge Gabar dağı....araziye çok hakimn ve üst düzey eğitimli askerlere ihtiyaç var o bölgede...ikinci ve en önemli faktörde şu...siz teröristlerin üstüne yürümezseniz onlar gelip ne karakol basar,nede pusu kurar...güçlenebildikleri kadar güçlenirler...uyuşturucu başta olmak üzere silah ve bilimum terör örgütüne para kaynağı sağlayacak kaçakçılığı bizzatihi yürütürler...bu ne zamana kadar devam eder???tüm sınırı kontrol altına alıp kuzey ırak ve diğer bilimum kaçış noktalarına kadar tüm lojistik desteği ve kaçış yollarını ellerine geçirinceye kadar..onlarıda ele geçirdikleri zaman ise bu olaylar başlar...ve inanın o teröristleri temizlemekten daha zor olan şey onların lojistik hakimiyetini kırmaktır...onu kırmadan ancak üç-beş çakal öldürdüğünüzle kalırsınız...peki bu nasıl engellenir???başta sayın pamukoğlu gibi cesaretli komutanlarımızın teröistlerin üzerine yürüyerek ,onlara hareket ve yaşam alanı bırakmadan,barınabilecekleri sabit noktaların üzerine giderek,lojistik ağ oluşturma fırsatı vermeden her fırsatta tepesine binmekle olur...çünkü az öncede zikrettiğim kan uykusu programında da bahsedildiği gibi ,eğer o bölgede görevli olan tugay ve ona bağlı taburlar,kendi sınırlarının dışına çıkmadan sadece standart uygulamalarını yapıp terörün üzerine yürümezlerse,teröristler hiç bi zaman o tabura saldırmaz...o taburdan hiç kimseye pusu kurmaz...o dönem zarfında teröristler yukarıda detaylıca anlattığım işleri yaparlar...dolayısıyla şu çok önemli bir kırılma noktasıdır aslında...biz şehitlerimizi terörün üzerine yürürken ,onları ezerkenmi vermeliyiz,yoksa böylesine pisi pisine pusulardamı vermeliyiz???terörle mücadele cesaret işidir ARkadaşlar ....uzaktan maval okuyan siyasetçi vb.tiplerin zırvalarına inanmayın..terörle mücadele edecek adam veya adamlar dümdüz,işini yaparken babasını bile tanımayan ve korku duygusuna sahip olmayan birisi veya birileri olmalıdır....selametle

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    teşekürler bu güzel paylaşımın için..

  6. #6
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Clapping

    Alıntı bulletfromhell Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    dediğiniz olay teorik olarak doğru....ancak gerçekte işler öyle yürümüyor...şöyle anlatmaya çalışayım,gerçi kan uykusu belgeselinde de değindiler bu konuya ama hatırlatmakta fayda var:siz oraya istediğiniz kadar karakol kurun,istediğiniz kadar cephane ve mühimmat yığın...istediğiniz kadar askeride orada konuşlandırın...en başta o bölgenin arazi şartları oldukça sıkıntılı...asker postallarının dibini yaracak kadar keskin kayalık bi bölge Gabar dağı....araziye çok hakimn ve üst düzey eğitimli askerlere ihtiyaç var o bölgede...ikinci ve en önemli faktörde şu...siz teröristlerin üstüne yürümezseniz onlar gelip ne karakol basar,nede pusu kurar...güçlenebildikleri kadar güçlenirler...uyuşturucu başta olmak üzere silah ve bilimum terör örgütüne para kaynağı sağlayacak kaçakçılığı bizzatihi yürütürler...bu ne zamana kadar devam eder???tüm sınırı kontrol altına alıp kuzey ırak ve diğer bilimum kaçış noktalarına kadar tüm lojistik desteği ve kaçış yollarını ellerine geçirinceye kadar..onlarıda ele geçirdikleri zaman ise bu olaylar başlar...ve inanın o teröristleri temizlemekten daha zor olan şey onların lojistik hakimiyetini kırmaktır...onu kırmadan ancak üç-beş çakal öldürdüğünüzle kalırsınız...peki bu nasıl engellenir???başta sayın pamukoğlu gibi cesaretli komutanlarımızın teröistlerin üzerine yürüyerek ,onlara hareket ve yaşam alanı bırakmadan,barınabilecekleri sabit noktaların üzerine giderek,lojistik ağ oluşturma fırsatı vermeden her fırsatta tepesine binmekle olur...çünkü az öncede zikrettiğim kan uykusu programında da bahsedildiği gibi ,eğer o bölgede görevli olan tugay ve ona bağlı taburlar,kendi sınırlarının dışına çıkmadan sadece standart uygulamalarını yapıp terörün üzerine yürümezlerse,teröristler hiç bi zaman o tabura saldırmaz...o taburdan hiç kimseye pusu kurmaz...o dönem zarfında teröristler yukarıda detaylıca anlattığım işleri yaparlar...dolayısıyla şu çok önemli bir kırılma noktasıdır aslında...biz şehitlerimizi terörün üzerine yürürken ,onları ezerkenmi vermeliyiz,yoksa böylesine pisi pisine pusulardamı vermeliyiz???terörle mücadele cesaret işidir ARkadaşlar ....uzaktan maval okuyan siyasetçi vb.tiplerin zırvalarına inanmayın..terörle mücadele edecek adam veya adamlar dümdüz,işini yaparken babasını bile tanımayan ve korku duygusuna sahip olmayan birisi veya birileri olmalıdır....selametle

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •