Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
13 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Peygamberimizde GÖrÜlen Olgunluk Ve GÜzellikler

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin Sekil GÜzelligi

    Hazret-i Peygamberin Sekil GÜzelligi Hazret-i Peygamber bütün yaratılmışların en güzeli idi. Azalarının hepsi birbirine uygundu. Kıyafetinde aşırılık yoktu, yakışıklı idi. Mübarek vucudu güçlü ve kuvvetli idi. Ne zayıf, ne de semizdi; orta halde idi, etleri sıkıca idi. Nurlu cildi ipekten yumuşaktı. Latif cisminin kokusu çok hoş idi. Okşadığı şeylerden günlerce güzel kokular alınırdı. Pak vucudu beyazdı, nurlu idi. Bu beyazlık içinde hoş bir pembelik parıldardı. Pek sevimli olan mübarek boyu ne kısa ve ne de uzundu. Bununla beraber yanında bulunanlardan daima uzun görünürdü. Göğsü berrak ve mübarek omuzlarının arası genişti. Nurlu omuzlarının arasında güvercin yumurtası gibi bir kırmızı ben vardı ki, bu "Nübüvvet Mührü" idi.

    Parmaklan uzunca, bilekleri kalınca idi. Mübarek başı uyumlu ve çok güzel bir ölçüde büyükçe idi. Ön dişleri seyrekçe idi. Söz söyledikçe inci danelerinden daha berrak olan dişlerinin parıltısı görülürdü. Parlak alnı genişti. Hilal kaşları uzunca idi. Kaşlarının arası açıkça idi. Iki kaşının arasında öfkelendiği zaman, kabarıp beliren bir damar vardı. Letafet nişanı olan kirpikleri, uzun ve siyahdı. Mübarek sakalı sıkça idi, bir tutam boyunda bulunurdu. Ahirete göçmeleri sırasında mübarek başının ve sakalının beyaz kıllarının sayısı henüz yirmi kadardı. Sünbüllerden daha zarif ve daha hoş kokulu bulunan saçları ne pek kıvırcık ne de pek düzdü ve boyca kulak yumuşaklarını geçmezdi. Hazret-i Enes (radıyallahu anh) demiştir ki: "Ben Allah'ın Reslünden daha güzel bir kimse görmedim. Mübarek yüzünde sanki güneşin nurları parlardı.O güzel yüzünde parlayan letafet nurları, gülümsedikçe latif dişlerinden saçılan berraklık parıltıları, karşısında bulunan duvarlara yansırdı." Evet Peygamber Efendimizin bütün azaları, bütün duyuları ve kuvvetleri pek mükemmeldi. Başkalarının göremeyecekleri ve duyamayacakları kadar uzak yerlerde bulunan şeyleri görür, sesleri de işitirdi. Pek vakarlı olan yürüyüşü, yokuştan aşağı iner gibi hızlıca idi. Onda her yönden bir mükemmellik ve üstünlük görünürdü. Onu ilk gören kimse, muhabbet içinde kalırdı. Onunla görüşüp konuşmak şerefine kavuşan kimse, ona karşı derin bir sevgi duyardı.Onun yüksek hallerini görüp anlatanlar, onun bir dengini ne daha önce ne de sonra görmediklerini itiraf ederlerdi. Sonuç olarak: O, bir letafet ve mükemmeliyet mucizesi idi. Sallallahu aleyhi ve Sellem.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin Pek YÜksek Akil Ve Zekasi



    Hazret-i Peygamberin Pek YÜksek Akil Ve Zekasi Peygamber Efendimizin mübarek akıl ve zekası, her türlü düşüncenin üstündedir. Onun pek yüksek aklı ve zekası yanında, en büyük dahilerin ve en parlak fikir adamlarının akıl ve dehaları pek sönük kalırdı. Bu gerçeğe, onun büyük hayatı pek güzel şahiddir. Arab Yarımadası'nın peygamberlik döneminden önceki durumu ile, peygamberlik döneminden sonraki durumunu düşünmek yeterlidir. Yüce Allah'ın o büyük ve son peygamberi kadar insanların ruh hallerini anlamış, insanları güzel bir siyasetle idare etmiş, insanları doğru yola getirip hallerini düzeltmeyi başarmış, bu konularda gereken esasları hazırlamış bir akıl ve hikmet sahibi gösterilemez

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin MÜbarek Ahlaki


    Hazret-i Peygamberin MÜbarek Ahlaki Hazret-i Peygamberin ahlakı, tamamen Kur'an-ı Kerime uygundu.Kur'an-ı Kerim'in gösterdiği güzel huyların hepsini kendisinde toplamıştı.Onun kadar güzel ahlaka sahib bir kimse görülmemiştir. Onun içindir ki, hakkında Kur an ayeti ile: ‘’Şüphe yok ki sen, pek büyük ahlak üzere yaratılmış bulunuyorsun," buyurulmuştur. Bir hadis-i şerifde de buyurulmuştur: Ben, ahlak güzelliklerini tamamlamak için gönderildim." Gerçekten Peygamber Efendimiz, ahlakın en güzel ve en iyi hallerini kendinde toplamış, bunları ümmetine de öğütlemiş ve kendisine uyanları melekler derecesine yükseltmiştir.
    __________________

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin Pek YÜksek Ilim Ve Irfani

    Hazret-i Peygamberin Pek YÜksek Ilim Ve Irfani Hazret-i Peygamber, Yüce Allah'ın vahy ve ilhamı ile pek büyük gerçeklere ve ilme ulaşmıştı. Hiç kimse ilim ve irfan bakımından onun derecesine yetişmemiştir, yetişemez de... Semavi kitablardaki şeriatların hükümlerine, geçmiş ümmetlerin tarihine, her kavmin siyaset ve idare hallerine, harb fenlerine ve daha birçok yüksek ilimlere sahib bulunuyordu. Meydana getirdiği dini müessesenin büyüklüğü buna şahiddir. Kendisi hiç bir medrese ve hoca görmemiş, okuyup yazma öğrenememiş (bir ümmü) idi. Böyle olduğunu bütün kavmi ve kabilesi biliyordu. Işte onun bu üstün hali bir mucize idi. Artık onun, Allah'ın vahyine kavuştuğundan ve büyük bir peygamber olduğundan nasıl şüphe edilebilir?

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin Yumusak Huyu, Bagislamasi Ve Keremi



    Hazret-i Peygamberin Yumusak Huyu, Bagislamasi Ve Keremi Peygamber Efendimiz son derece yumuşak huylu, bağışlayıcı ve mükrim idi. Öfkelenecek yerlerde sükunetini korur, mübarek hayatına kasdedenleri bile bağışlardı. Uhud savaşında mübarek bir dişi şehid edilmiş, latif çehresi kanlar içinde kalmış olduğu halde, yine düşmanlarına bedduada bulunmamış: Ya Rabbi! Kavmime hidayet et; Çünkü onlar bilmiyorlar," diye yalvarmıştır.-Niçin bunların aleyhine dua etmiyorsun? diyenlere de: Ben lanetleyici olarak gönderilmedim; insanları hak yoluna ve Allah'ın rahmetine çağırmak için gönderildim," diye cevab vemişti. Mekke-i Mükerreme'yi fethettikleri gün, Kureyş hakkında uygulanan lutuf ve ikram, Hazret-i Peygamberin ne derece büyük bir ihsan sahibi olduğuna şahiddir.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin YÜksek Hayasi

    Hazret-i Peygamberin YÜksek Hayasi Peygamber Efendimiz, gerek yaratılış ve gerek dini haya bakımından da bütün insanların üstünde idi. Kendisinde bulunan hayanın kemalinden dolayı hiç kimsenin sözünü kesmez, yüzüne uzun boylu bakmazdı. Utanılacak veya

    çirkin görülecek şeyleri açıkça söylemeyip kapalı bir şekilde anlatırdı. Hoşuna gitmeyen bir sözün bir kimseden çıktığını işitince: "Falan kimse, neden böyle yaptı?" demezdi; "Bazı kimseler neden böyle yapıyormuş?" demekle yetinirdi.Ashabdan biri, pek ziyade utangaç olduğundan bazı arkadaşları ayıplamak istemişlerdi. Hazret-i Peygamber bunu duyunca: Onu kendi haline bırakın ; Çünkü haya (utanma) imandandır," buyurmuş. Diğer bir hadis-i şerifde de: Haya (utanma) insan için bir süsdür" buyurulmuştur

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hazret-i Peygamberin Emsalsiz Vefasi


    Hazret-i Peygamberin Emsalsiz Vefasi Peygamber Efendimiz son derece vefakar idi. Ashabını, akrabasını, ehlibeytine bağlı olanları unutmaz, daima onları arar ve sorar, gönüllerini hoş tutardı. Bir defa Habeş Hükümdarı Necaşi tarafından Hazret-i Peygamberin huzuruna elçiler gelmişti. Bunlara doğrudan doğruya kendisi hizmet etti. Ashabdan bazıları: "Ya Resulallah! Biz hizmete yetişiriz." dediler. Şu cevabı verdi: Bunlar, Habeşistana hicret etmiş olan ashabıma yer göstermişler ve ikram etmişlerdi. Şimdi ben de bunlara hizmet etmek isterim." Bazan saadetli evlerine hediye gelince: Bunu falan hanımın evine götürün; Çünkü o, Hatice'nin dostu idi, onu severdi," diye emreder, rahmetli zevcesinin hakkını gözetirdi. Bir defa saadetli evlerine gelen bir hanımın hatırına tam bir iltifatla sormuş, sonra buyurmuştu ki:Bu hanım Hatice zamanında evimize gelir giderdi.Eski bağlara riayet etmek imandandır

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •