Ben küçükken çok salaktim

Edip Akbayram'in ismini Edi zannederdim. Yani o, benim için "Edi Pakbayram"di.

Annem erkegin cinsel organini "pipi" kadininkini "kutu"olarak tanimlamisti. O zamanlar TRT'de Cenk Koray'in sundugu "Tele Kutu" diye bir yarisma
vardi.Yarismacilar, "Hayir Cenk Bey. Ben kutumu açmak istiyorum" deyince kosarak odadan kaçardim.

Dedemle parka gittigimiz bir gün TRT'ciler çekim için oradaydi.Beni oynarken çektiler. Yayin günü bizim aile jeneriginde gözüktügüm çocuk programini
izlemek için televizyon basina geçti. Kendimi ekranda görünce, "Beni niye parkta unuttunuuuz?" diye gözyaslarina bogulmustum.

Geri vites" kavramim yoktu. Soför, kolunu koltuga atip arkaya dogru bakinca araba otomatikman geri geri gidiyor zannederdim.

Benden büyük kuzenlerim dondurmacilarin dondurma külahlarinin sivri kismiyla kulaklarini karistirdigini söylemisti. inanmistim. Hâlâ da külahlarin sivri
kisimlarini yemem. Çöpe atarim.

Babaannem bir gün ölürse sevdigim dizilerin olmadigi bir gün ölsün stiyordum.

Abimle Karaoglancilik oynardik. O Karaoglan olurdu, beni de Bizans askeri yapardi. Sonra evire çevire döverdi. Çok mühim bir sey yaptigimi sandigim için canim yansa bile hiç sesimi çikarmazdim.

Yesil ve siyah zeytinin ayri agaçlarda yetistigini sanirdim.

Bulmacalardaki, "Annenin erkek kardesi" kismina dayimin bes harfli ismini sigdirmaya çalisirdim.

Anaokulunda patates baskisi yapmayi ögrenmistik. O kadar hosuma gitmisti ki, evde duvarlara, masa örtülerine filan basmistim. Ancak sanat merakim
annemin yeni aldigi beyaz etege patatesi yapistirmamla son bulmustu. Hem gönlünü almak hem de el koydugu patateslerime kavusmak için dahiyane bir
fikirle ögretmenimin yanina gittim. "Annem" yazisini patatese oydurttum. Sevinçle eve gelerek soyundum. Renkli boyalara batirdigim patatesi vücudumun
her tarafina bastim.Sonra da annemin karsisina geçtim. Beni o halde görünce aglamaya baslamisti.

Madonna ile Maradona'yi kardes zannederdim. Kendi kendime,"Bunlarin babasi ne sansli be. Bir çocugu futbolun krali, öbürü müzigin kraliçesi" derdim.

Birinden özür diledigim zaman Allah'in bana bir özür verecegini sanirdim. Sakat olacagimi düsünüp hemen "diledigim özürü" geri alirdim.

Kurban Bayrami'nda toplanan derilerden uçak yapildigini sanirdim. Uçaklarin dis yüzeyinin bu derilerle kaplandigi için Türk Hava Kurumu'nun topladigini
düsünüyordum. Uçak kaçirma filmlerinde silahla ates edildiginde yada bomba patladiginda, "Ayyy! Deri delindi!" derdim.

Annem banyodan çiktiktan sonra babamin söyledigi, "Sihhatler olsun" lafini "Saatler olsun" diye anlardim. Bunun da, "Banyoda amma çok kaldin" gibi bir
sey demek oldugunu sanip babamin anneme kizdigini düsünürdüm. Annemin buna karsin niye sadece, "Sagol" dedigini merak ederdim. "Ne kibar kadin, babam kizsa da hiç muhatap olmuyor" diyerek anneme hayran, babama kil olurdum.Benküçükken hakikaten salaktim...