Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 3/3 İlkİlk 123
23 sonuçtan 21 ile 23 arası

Konu: TÜrbanin KaynaĞi BuymuŞ

  1. #21

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    demirel 200 civarında ayetin kuran-ı kerimden çıkarılması gerektiğini söylemişti yanılmıyorsam sizde aynı düşüncedesiniz işinize gelenleri ayetle belirtip
    gelmeyenleride inkarla yok sayıyorsunuz ayıptır günahtır
    edep yahu

    "Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini haramdan sakınsınlar. Irzlarını korusunlar. Görülmesi tabii olan yerler hariç ziynet yerlerini açmasınlar. Baş örtülerini yakalarının üzerine kadar salsınlar. Ziynet yerlerini izin verilenler dışında kimseye göstermesinler. Bir de ayak bileklerine taktıkları gizli süsler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey müminler, (önceki kusurlarınızdan dolayı) hepiniz Allah'a tövbe edin. Böylece korktuğunuzdan emin, umduğunuza nâil olursunuz." Nûr 24/31
    __________________
    benim tartışmasız olarak kabul ettiğim tek şey kuranıkerim ve ayetleridir.süleyman demirel ile beni karşılaştırman çok mantıksız.başörtüsüne evet türbana hayır emperyalist uşaklığına ve vatanın satılmasına hayır.

  2. #22

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı slopi Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.


    Doğu Perinçek, Türkiye Marksist-Leninistlerinin mirası üstüne kurduğu Aydınlık hareketiyle hâlâ devrine göre siyaset güdüyor.
    Dev-Genç’ten ihtilal liderliğine, Maocu çizgiden 28 Şubat’taki tahrik edici üsluba; son olarak ulusalcı çizgiye uzanan Perinçek hareketi tam bir başarısızlık örneği aslında.
    O devrimci, Maocu, Apocu, Darbeci, Ulusalcı...
    Şimdi sırada ne var dersiniz?

    ‘Marksist-Leninist bir teorik organ gerekliydi. Temmuz 1968’de bu dergiyi çıkarmaya, adını Aydınlık koymaya karar verdik. Çünkü Aydınlık, sosyalist hareket tarihinde şanlı bir adı ifade ediyordu. 1919-25 yılları arasında muhtelif aralıklarla Türkiye’de Marksist-Leninistler tarafından bu isimle bir dergi çıkarılmıştı. Biz Aydınlık adını seçmekle geçmişin mirasını benimsemiş oluyorduk. Aydınlık’ın başlangıçtaki kurucuları şunlardır: Şahin Alpay, Cengiz Çandar, Gün Zileli, Erdoğan Güçbilmez, Vahap Erdoğdu, Atıl Ant, Münir Ramazan Aktolga ve ben. Aydınlık kısa zamanda ideolojik bir karargâh haline geldi.’ Bu sözler Doğu Perinçek’e ait. Günümüze kadar 37 yıldır süren “Perinçek ve Aydınlık olayı” işte böyle başladı.

    Başından bugüne Perinçek ve Aydınlık hareketinin şaşırtıcı düzeyde birbirine ters iki yüzü var. Madalyonun bir yüzünde Perinçek’in Dev-Genç’in başından, asistanı olduğu Ankara Hukuk Fakültesi’nden ve üyesi olduğu Türkiye İşçi Partisi’nden atılmasından tutun; çıkardığı gazete ve dergilerin yalnızca birkaç bin satmasına, kurduğu partilerin hiçbir zaman bindelik oy oranlarını geçemeyişine kadar adeta bir başarısızlık şaheseri var. Perinçek, kurduğu yeraltı ihtilal örgütü en kısa sürede ortaya çıkarılıp dağıtılan ve birlikte yola çıktığı bütün arkadaşları tarafından terk edilen bir kişi olarak da bir başka rekorun sahibi. Her biri bugün toplumun çeşitli kesimlerinde önemli roller oynayan şu isimlerin hepsi onu terk etti: Şahin Alpay, Cengiz Çandar, Oral Çalışlar, Nuri Çolakoğlu, Ferai Tınç, Gülay Göktürk, Osman Ulagay, Kerem Çalışkan, Doğan Yurdakul, Hadi Uluengin, Gün Zileli, Şefik Kahramankaptan, Ömer Madra, Soner Yalçın, Atıl Ant, Adil Özkol, Cüneyt Akalın, Halil Berktay, Ragıp Duran, Çiğdem Kömürcüoğlu, Alev Er, Musa Ağacık, Bülent Tanör. Bu kadar kişi tarafından terk edilmiş olmak bile aslında tek başına Perinçek hareketinin bir “başarısızlık örneği” olarak siyasi tarihe geçmesini sağlayabilir.


    Perinçek ve Aydınlık olayının öteki yüzü

    Ama, Perinçek ve Aydınlık olayının öteki yüzünde bambaşka bir boyut var. 1968’deki gençlik olaylarının göbeğinde yer almasıyla, 1970’lerden itibaren içinde bulunduğu bütün sol hareketleri bölmesiyle, ilki 1980 öncesinde olmak üzere kritik dönemeçlerde çıkardığı dergi ve gazetelerle devletin güvenlik kurumlarıyla çatışmalara girmesiyle adeta ikinci bir Perinçek’le karşı karşıyayız. Bu açıdan, “Hüseyin Gazi yoldaş” kod adıyla yaptığı gizli ihtilal örgütü liderliği, parti başkanlığı veya “Aydınlık” ve “2000’e Doğru” dergilerinin başyazarı olmasının dışında bambaşka bir Perinçek hep sahnedeki yerini aldı. Bu yazının konusu işte bu “gizli” Perinçek ve 37 yıldır başrolünde olduğu olaylar. Onun Aydınlık’la 1980 öncesinde üstlendiği görevler, 1990’larda 2000’e Doğru dergisiyle yaptıkları, 28 Şubat sürecinden itibaren yine Aydınlık’la oynadığı roller, yakın siyasi tarihimizin çok enteresan olaylar zinciri.

    “Gizli” Perinçek, onun bindelik oylardan oluşan siyasi kapasitesini ve etrafındaki etkili beyinler tarafından her zaman terk edilmiş “Aydınlık karargahının” boyutlarını fersah fersah aşan bir olaylar bütünü. 37 yıl boyunca devletin askeriyle, güvenlik ve istihbarat kurumlarıyla çatışmak, ama hemen her dönemde devletin içinden önemli bağlantılara sahip olabilmek acaba nasıl bir maharetti? Bizzat Perinçek’in anlatımlarında ortaya çıkan ilişkiler ağı ve en yakın arkadaşı Gün Zileli’nin itiraflarında yer alan bağlantılar, bize işte bu maharetin perde arkası hakkında önemli ipuçları sağlıyor.

    Dayısı Tümgeneral Turhan Olcayto

    Bu ilişkiler ağı Perinçek’in 28 Şubat sürecinde üstlendiği role, Susurluk ve benzeri toplumsal tartışmaları rayından çıkarmak için uyguladığı senaryolara, daha önce MİT ve Ordu’yu hedef alan çatışmacı çizgisine paralel olarak bu sefer Emniyet Teşkilatı’nı hedef tahtasına yerleştirmesindeki sebeplere, özellikle de Aydınlık’ın toplumda saygınlığı olan isimlere yönelik son yıllarda yaptığı sınır tanımayan yayınlara ışık tutuyor.

    Perinçek’in hakim olan ve bir dönem Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı yapan babası Sadık Perinçek, dört dönem Erzincan milletvekili seçildiği Adalet Partisi’nde Genel Yönetim Kurulu üyesiydi. Perinçek’in dayısı Turhan Olcayto, tümgeneraldi ve Ankara’da Zırhlı Tümen Komutanı’ydı. Ünlü ihtilalcilerden Tümgeneral Cemal Madanoğlu, ilk eşi Sırma Perinçek’in halasının eşiydi. Teyzesinin oğlu Gürbüz Tüfekçi, Ankara’da askeri kesimde etkili bir şahsiyetti. Perinçek’in arkadaşlarına söylediğine göre Tüfekçi, aynı zamanda Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) görevlisiydi.

    Perinçek’in etrafında toplanan beyinler

    Perinçek’in 1960’larda gençlik lideri olarak ortayı çıkmasını ve Dev-Genç’in başına geçmesini sağlayan şartlardan biri, böyle bir aile çevresine sahip olmasıydı. Bir diğeri, o dönemin etkin siyasi karargâhlarından olan Ankara Hukuk Fakültesi’nde okumasıydı. 1964’te mezun olduğu hukuktaki dönem arkadaşlarından ikisi sonraki yıllarda MİT Müsteşar Yardımcısı olan Mikdat Alpay ve Uğur Mumcu’ydu. Hukuk Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) ile yanyana olduğundan, Perinçek’in etkinlik alanı bu okula da sıçradı. SBF de tıpkı hukuk gibi, siyasi çalkantıların tam odağındaki okullardan biriydi. Şahin Alpay, Cengiz Çandar, Nuri Çolakoğlu, Ömer Madra, Cüneyt Akalın, Halil Berktay gibi o dönemin parlak SBF ve ODTÜ asistanları, Perinçek’in etrafında toplandı. Perinçek de, 1968’de devrimci gençliğin en üst kuruluşu olan Fikir Kulüpleri Federasyonu (Dev-Genç) başkanlığına seçildiğinde Ankara Hukuk’ta asistandı.

    İşte bu noktada, Fikir Kulüpleri Federasyonu’na (FKF) Dev-Genç adını veren kişi, yani 27 Mayıs 1960’ın ihtilalci subaylarından Kadri Kaplan üzerinde durmak lazım. 1968 şiddet olaylarının gerisindeki FKF’ye “Dev-Genç, dev gibi genç” diyen Kadri Kaplan kimdi ve Perinçek’le ilişkisi neydi? Albay Kadri Kaplan, 12 Mart 1971 muhtırası öncesinde kitlesel öğrenci hareketlerini örgütleyen ve organize eden kişiydi. Hedef, Türkiye’deki istikrarsızlığı derinleştirmek ve Baas tipi bir sol cuntanın ihtilalle işbaşına gelmesini çabuklaştırmaktı. Organize ettiği büyük eylemlerden biri Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 30 Ekim 1968’de Samsun’da başlayıp 10 Kasım 1968’de Ankara’da noktaladıkları Mustafa Kemal yürüyüşüydü. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu eski mensuplarından Uğur Cankoçak, 13 Mart 1996 tarihli Cumhuriyet gazetesinde, Kaplan’ın istihbarat bağlantılarına sahip bir kişi olduğunu belirterek, “Albay Kadri Kaplan’ın başkanı olduğu 27 Mayıs Milli Devrim Derneği kanalıyla Fikir Kulüpleri Federasyonu’na kanca atılmış ve Ankara’da Dev-Güç (Devrimci Güç Birliği) diye bir hareket başlatılmıştır. İşte bu hareket içerisinde Kadri Kaplan bir konuşmasında FKF’lilere, ‘Dev genç, dev gibi genç’ diyerek Dev-Genç’in adını koymuştur.” diyor.

    Kadri Kaplan’la ilişkisini ve Dev-Güç olayını Perinçek şöyle anlatıyor. “FKF Genel Başkanı seçilmemden kısa bir süre sonra 27 Mayıs Milli Devrim Derneği Genel Başkanı Albay Mucip Ataklı’dan bir mektup aldım. Mektupta irticanın şahlanışından, cuma sabahı toplu namazlarından, gerici saldırılardan söz ederek, bunlara karşı devrimci kuruluşları ortak mücadeleye çağırıyordu. Bu ortak mücadelenin zeminini ve hedeflerini tespit amacıyla yapılacak toplantıya FKF de davet ediliyordu. Bu toplantı 1968 nisan başında Milli Devrim Derneği (MDD) genel merkezinde yapıldı. FKF’yi temsilen ben katıldım. 1968 yaz döneminde ilk defa geniş ölçüde gençlik hareketleri, fakülte boykot ve işgalleri oldu. FKF olarak demokratik üniversite talebiyle harekete geçirilen gençliğin bu mücadelesini destekledik. Boykot ve işgallerde yalnız üniversite sorunları ile ilgili değil, bütün halkların talepleriyle ilgili sloganlar atmalarını savunduk.”

    böle düşünenler resimdekilerin arasına
    hala doğu perinçek eski bilimsel sosyalist ulusalcı ve atatürk devrimcisi milliyetci çizgisini devam ettirmektedir.seçim kazanıp parlementoya girabilmek uğruna hiçbir ahlaksızlığı ve taayyip gibi abd bop projesi eşbaşkanlığı görevini kabul ederek mandacı işbirlikçiliğine soyunmamıştır.aksine lozanda ve berlinde ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır dik duruşu ile tarihimize ve milli onurumuza ship çıkmıştır.cengiz çandarlı veb gibi davasından dönüp fethullahçı kapitalist uşağı bir çizgiye gelmemiştir.

  3. #23

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Biz bazı şeylere musamma gösterdikce tartışmalar daha çok büyüyor sanırım.

    Konu kapatılmıştır gerekçesi aşağıdaki linkde zahmet edip okuyuverin lütfen.

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Konu tike® tarafından (06-02-2008 Saat 14:45 ) değiştirilmiştir.

Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •