Arkadaşlar her konuyu elimize yüzümüze bulaştırmada dünyada ender ülkelerden birisiyiz. Din dersi farklı, din kültürü ve ahlak bilgisi farklı. Lütfen yazarken bunları bilmeden ahkam kesmeyelim. Bu işin bizzat uygulayıcısı olarak ben bile işin içinden çıkamıyorum. Çünkü din dersi işlesen müfredat dışına çıkıyorsun. Kitabı takip etsen içinde bilgiden başka herşey var. Okullarda okultulan din kültürü ve ahlak bilgisi. Bu yeryüzündeki semavi dinlerin Allah tarafından gönderilişi, peygamberleri, kitapları gönderiliş nedenleri genel olarak anlatılır. Ancak sağolsun MEB bununda altından girip üstünden çıktı. Din öğretimi ise tamamen bir dini ele alıp onu enine boyuna anlatan derstir. Bu dersi uzmanı olmayan bir ilköğretim okulu öğretmeni yeterince derinlemesine anlatamaz. Kitaplar derseniz ne isaya yarıyor, ne de musaya. İçeriği boş. Sonra din dersi öğretimi kastediliyorsa bunu kabul etmeyen vatandaşlarımızı ne yapacağız? Din dersi kitaplarımız bir mezhepi öğretiyor ama diğerlerini yok sayıyor. Bütün sorunda burdan çıkıyor. Mahkemenin verdiği karar, doğru bir karardır. İsteyen bu dersi alır, istemeyen de almaz. Ama şimdiki uygulamada ilköğretime devam eden herkes aynı dersi almak zorunda. En yetkili kişiler bile bir mahkeme kararını tvlerden izleyip basın toplantısı düzenliyor ve birilerinin "Efendi, efendi ulemaya sordunuz mu?" söyleminin devamını andıran demeçler veriyorsa bizler ne yapalım? Adama sayın yetkili "Sen de camilerde okunmasına karar verdiğin cuma hutbelerini hazırlarken, makine mühendislerinin görüşlerini aldın mı" diye sormazlar mı? Mahkeme karar alırken befendiye soracakmış. "Lafa bak, hizaya gel" derler eskiler. Burası İran mı, Arabistan mı ki hukuki bir davada senin görüşünü alsın? Birde yukarıda dengesiz, dengesiz mesaj yazıp uyarı alanlar; sizlerin damarının "Hacı İliyadis damarı olduğunu çok şükür biliyoruz. Gidin salyalarınızı başka yerlerde akıtın. Seviyesizliğin ve tetikçiliğin alemi yok.
Saygılar.
Yer imleri