ZEKİ ÇOL / ZAMAN
Bu oyunda önce inanacaksınız. Eğer başarmak istiyorsanız, inancınızın yanına yüreğinizi, mücadelenizi, tabii ki aklınızı, becerinizi de koyacaksınız. Tıpkı G.Saray'ın da yaptığı gibi.
Derbinin kağıt üzerinde kazanmaya biraz daha yakın duran tarafı olan F.Bahçe, saha üzerindeki uygulamada rakibinin tam aksini yaptığı için kaybetti. Bana göre ilk yanlış, Zico'nun başlangıç kadrosu seçimindeydi. G.Saray, tıpkı Kadıköy'deki kupa maçında olduğu gibi, belli savunmasını önde kuracak, rakip alanda baskı uygulayacak, öncelikle Alex ile Aurelio arasındaki pas bağlantısını koparacak, sonra da Deivid'e top kullandırmayacaktı. O zaman F.Bahçe'nin oyunda bir alternatif oluşturması gerekiyordu. O alternatif de oyunu dar bir bölgede ve tek yanlı oynayan Maldonado değil, savunma yapmasının yanı sıra hücuma etkili çıkabilen Selçuk olmalıydı. Oyunu çift yönlü oynayan, hem savunma hem de hücuma katkı yapabilen Selçuk, özellikle orta alana Maldonado ile kıyaslanmayacak bir dinamizmi katacaktı. Zico bunu yapmadı, tercihini Maldonado'dan yana kullandı. F.Bahçe'nin hücumda en etkili kanadı sağ tarafıydı. Gökhan-Deivid ikilisi uyumu ve verimiyle çoğu zaman takımı dahi taşımaktaydı. Solda ise Vederson-Uğur ikilisi arasında benzer bir uyum vardı. Kazım oynatıldığında sağ taraf etkisini kaybediyor, üstelik deneyimsiz Kazım, çoğu zaman oyunda dalıp gidiyor, savunmaya yeterli desteği vermiyordu. Zico, Vederson'u kenarda tuttu, Deivid'i sola attı, tercihini Kazım'dan yana yaptı. Bu iki tercih, F.Bahçe'nin orta alanı nasıl kullanacağının belirlenmesi açısından önem taşımaktaydı. Zira G.Saray, savunmasını öne çıkarma, rakibe kendi alanında basma dışında, yine Kadıköy'deki gibi Ümit'i Nonda'nın arkasında oynatacak, top rakibe geçtiği an orta alana kaydıracak ve bu bölgeyi kalabalıklaştıracaktı.
Nitekim bunların hepsi oldu. Kalli'nin Kadıköy'de verdiği taktik dersten hiç hisse çıkarmayan F.Bahçe, bu defa da G.Saray teknik komitesinin benzer tuzağına düştü. Aurelio'yu dönüşümlü olarak Ayhan ile Ümit, Alex'i Mehmet Topal, Deivid'i Barış kilitledi. Etkili silahları susturulan F.Bahçe, ne rakibin baskısını kırabildi ne de top kullanabildi. Üstüne bir de Volkan-Edu anlaşmazlığı sonucu buram buram hata kokan bir gol yedi ve bu çok önemli maçı, hiçbir şey oynamadan kaybetti.
Galatasaray yalnızca savunma önlemlerini iyi almakla kalmamıştı. Çok üstün oynadığı orta alanda kazanılan topları da öne ve kenarlara başarıyla servis etti. Geride dinamik, dikkatli ve hareketli savunmasıyla zaten cılız gelen F.Bahçe ataklarına geçit vermedi. Maçın genelinde çok başarılı bir taktik mücadeleyi sergiledi. Aklını ve yüreğini birleştirip bitime iki hafta kala şampiyonluğun en önde gelen favorisini devirdi.
Bazı oyunlar vardır, kör döğüşü gibidir, tesadüfen kazanılır. Bazı oyunlar vardır, futbolun gereği uygulanır ve alkışlanır. Galatasaray'ın sergilediği oyun, övgüye, takdire ve alkışa değerdi. Maç bittiğinde Galatasaray, kim bilir şampiyonluğu getirecek yolculuğun son düzlüğünde hak etmiş bir liderdi.
Yaktın, yıktın Volkan!
Yer imleri