AKCÝÐER KANSERÝ - TEDAVÝ VE KORUNMA


Akciðer tümörü tedavisi üç temel yönteme dayanýr: Cerrahi giriþim, ýþýn tedavisi (radyoterapi) ve ilaç tedavisi (kemoterapi). Bu üç ana yönteme bazý özel durumlarda laser tedavisi ya da baðýþýklýk tedavisi de eklenir. Hangi tedavinin seçileceðini hastanýn genel durumu, tümörün içinde bulunduðu geliþme evresi ve tümörün tipi belirler.

• Cerrahi giriþim

Küçük hücreli kanser (mikrositom) dýþýndaki bronþ kanserlerinde erken taný koþuluyla en çok yeðlenen tedavi yöntemi cerrahi giriþimdir.

Cerrahi giriþim kararýnýn verilebilmesi ve giriþim yönteminin seçilmesi her þeyden önce tümörün ameliyat edilebilirliðinin kanýtlanmasýna baðlýdýr. Þu durumlarda tümör cerrahi yöntemlerle çýkarýlamaz:

- Uzak yayýlým odaklarýnýn bulanmasý.

- Akciðer zan boþluðunda kötü huylu hücre içeren sývý toplanmasý (kötü huylu hücre içermeyen aþýrý sývý toplanmalarý da akciðer göbeðindeki ya da akciðerler arasý bölgedeki büyük tümörleri düþündüreceðinden bu olgular da genellikle ameliyat edilemez).

- Soluk borusunda da tümör bulunmasý.

- Akciðerler arasý bölgedeki lenf düðümlerine yayýlan tümörün diyafram ve gýrtlak sinirlerinin felcine yol açmasý.

- Küçük hücreli akciðer kanserleri (mikrositom).

- Hastalýðýn son dönemlerinde solunum, böbrek ve karaciðer yetmezliði, kalp hastalýðý geliþmiþ olmasý.

Ameliyat edilebilir hastalarda giriþimin temel amacý, tümörün bütünüyle çýkarýlmasýdýr. Tümör lezyonlarýnýn yalnýz bir akciðer lobunda olduðu ve merkezi lenf düðümlerine yayýlmadýðý olgularda kanserli lobun çýkarýlmasý (lobek-tomÝ) gereklidir. Bu yöntemde akciðer dokusunun büyük bölümü saðlam kalýr. Ameliyat sonrasý hastalýk ve ölüm oranlarý da düþüktür. Bir akciðerin tümüyle çýkarýlmasý (pnömonektomi) daha büyük ve yayýlmýþ tümörler için geçerli bir yöntemdir. Bu giriþim genellikle solunum yetmezliði, kalp ritminde bozukluk gibi komplikasyonlara yol açar. Ameliyat sonrasý ölüm oram 70 yaþýn üzerindeki hastalarda yüzde 30 u bulur.

Bronþ-akciðer kanserli hastalarýn ancak yüzde 40-50 sÝ ameliyat edilebilir durumdadýr. Bu gruba giren hastalarýn yüzde 30 unda tümör çýkarýlýr; yüzde 10 unda yalnýz taný için doku Örneði alýnýr; yüzde 5 inde ise yalnýzca geçici çözüm saðlayan giriþimler uygulanýr. Bronþ-akciðer kanserinde yaygýn olarak uygulanan cerrahi tedavinin çok olumlu sonuçlar verdiði söylenemez. Ameliyattan sonra 5 yýldan çok yaþayabilen hastalarýn oraný yüzde 10 u geçmez. Bununla birlikte bazý tümör tiplerinde daha olumlu sonuçlar alýnabilmektedir.

• Iþýn tedavisi (radyoterapi)

Bronþ-akciðer kanserlerinin önemli bir bölümünde kesin tedavi deðeri olmadýðý halde, hem tedavi edici olarak, hem de belirtilerin hafiflemesini saðlamak amacýyla ýþýn tedavisi kullanýlýr. Bu tedavi lenf düðümlerine yayýlma bulunmayan, mediyastin ve ayný yandaki köprücük-kemiði üstü lenf düðümleri temiz olar ve tümörün yalnýzca bir akciðerle sýnýrlý olduðu hastalara uygulanabilir. Tümörün uzak organlara yayýldýðý ve genel durumu bozuk hastalara ýþýn verilemez. Iþýn tedavisi yapýlabilmesi için hastanýn

- hemoglobin miktarý 100 ml kanda 10 gramýn üzerinde olmalý;

- fiziksel etkinliðe baðlý nefes darlýðý bulunmamalý;

- solunum kapasitesi saðlýklý insanlarýn en az yarýsý kadar, yedek soluk verme hacmi de en az 700 ml olmalý;

- geçirilmiþ ya da geçirilmekte olan bakteriyel zatürree ve verem uygun antibiyotiklerle tedavi edilmiþ olmalýdýr.

Iþýn tedavisinin kesin çizgilerle belirlenmiþ tek bir biçimi yoktur. Tedavi sürekli ya da aralýklý olabilir. Birincisi deðiþken dozlarla en az 2 hafta, en çok 6-7 hafta sürebilir; ikincisinde 5 günlük tedavinin ardýndan 3 hafta ara verilerek gene 5 günlük tedavi uygulanabilir. Ya-Þam beklentisi açýsýndan önemli bir deðiþikliðe yol açmamasýna karþýn, birçok uzman þu nedenlerle aralýklý tedaviyi yeðler:

- Tedaviye uyum daha iyidir.

- Tedavinin ilk ve Ýkinci bölümleri arasýnda deðerlendirme yapýlarak uzak yayýlým odaklan saptanýrsa tümör kütlesine gereksiz ýþýn verilmez.

- Tedaviye baþlarken genel durumlarý çok iyi olmayan hastalar ara dönemde kendilerini toparlama olanaðý bulurlar. Böylece tedavinin ikinci yansý rahatça tamamlanabilir.

- Ara dönemde kan kimyasý incelemeleri, sintigrafi ve biyopsi gibi yöntemlerle karaciðerin durumu kontrol edilerek yayýlým olmadýðý kesinleþtirilir. Karaciðerde tümör yayýlýmý yoksa tedavinin ikinci bölümüne geçilebilir; varsa yeni bir tedavi yöntemine baþvurulur.

Kanserin baþlangýç evrelerinde bile ýþýn tedavisiyle saðlanan yaþama süresi, tek baþýna uygulanan cerrahi giriþimle saðlanan süreden daha kýsadýr. Ýleri evrelerde sonuçlar daha da olumsuzdur: Hastalarýn yüzde 38 i 1 yýl, yüzde 5 i 5 yýl yaþar. Iþýn tedavisinin olgularýn yaklaþýk yüzde 50 sinde tümörü öldürdüðü (kýsýrlaþtýrdýðý) göz önüne alýnýrsa bu oranlar çok düþüktür. Küçük hücreli akciðer kanserinde cerrahi giriþimden çok ýþýn tedavisi uygulanýr. Belirtileri geriletir ve hastalann yüzde 9O ý tedaviye iyi yanýt verir. Ama 5 yýl yaþayan hastalarýn oraný yüzde 2-5 i geçmez. Yakýnmalarý hafifletmeye yönelik ýþýn tedavisi birincil tümöre ya da yayýlým odaklarýna baðlý belirtileri denetim altýnda tutarak kanserli hastalann yaþam koþullarýný kýsa süre için de olsa iyileþtirir. Deðiþen dozlarýn verildiði 1 ya da 3-4 haftalýk hafifletici ýþýn tedavisi belirti ve bulgularý önemli ölçüde azaltýr: Kan tükürme (yüzde 95), öksürük (yüzde 55), aðn (yüzde 70-75), akciðer zarýnda sývý toplanmasý (yüzde 50-80), Paricoast sendromu (yüzde 70), nefes darlýðý (yüzde 60), mediyastin sendromu (yüzde 75), kafaiçi komplikasyonlar (yüzde 80), kalp dýþ zarýyla ilgili yakýnmalar (yüzde 40) azalýr. Olgulann yüzde 70 ten fazlasýnda genel bir iyileþme gözlenir. Küçük hücreli akciðer kanserinde beyne yayýlma olasýlýðý öbür tiplerden daha yüksek olduðundan beyne koruyucu ýþýn tedavisi uygulanýr. Beyne yayýlma hastalarýn yüzde 8-10 unda görülür. Koruyucu beyin ýþýnlamasý yapýlmayan olgularda bu oran yüzde 80 e yükselir. Bu olumlu etkisine karþýn, beyne uygulanan koruyucu ýþýn tedavisi yaþama süresini uzatmaya yaramaz. Ayrýca ýþýn tedavisinin uygulanma süresi konusunda da kesin bilgi yoktur. Deneyimlere dayanarak ideal dozun, ýþýn tedavisine yanýt alýndýktan sonraki 6 ay içinde 2-3 hafta süreyle beyne ýþýn verme olduðu düþünülmektedir.

• Ýlaç tedavisi (kemoterapi)

Ýlaç tedavisi olgularýn büyük bir bölümünde uygulanmakla birlikte etkili tedavi programlarýnýn seçilmesi hâlâ Önemli sorunlar yaratmaktadýr. Tümörün üremesini önleyecek ilaçlarla yapýlan tedavilerin sonuçlan, birçok etkene baðlýdýr. Tümörün tipi, hastalýðýn hangi evrede olduðu, hastanýn genel durumu, yaþý ve daha önce uygulanan tedaviler sonucu belirleyen baþlýca etkenlerdir.

Bütün tümörlerde olduðu gibi, bronþ akciðer kanserinde de ilaç tedavisine tümör küçükken ve yalnýz çok küçük yayýlým odaklan varken, yani erken evrede baþlanmasý büyük önem taþýr. Tedaviye alman yanýtý nesnel olarak deðerlendirmenin zorluðu kadar kullanýlan ilaçlarýn gerçek etkisi konusundaki verilerin yetersizliði de önemli sorunlar yaratýr. Üstelik tedavinin olumlu yanýt verdiði olgularda bile yaþam süresi genellikle fazla uzamamaktadýr. Bunun nedeni birçok olguda hastalýðýn gerileme belirtilerinin aþýn iyimserlikle algýlanmasý dýr.

Birleþik tedavi yöntemleri

1. Iþýn tedavisi + cerrahi giriþim.

Ameliyat Öncesi ýþýn tedavisi beklenen sonuçlan vermemiþtir. Yani ýþýn tedavisi tümörün çýkarýlabilirliðini saðlamak, cerrahi giriþimle çýkarýlmasý olanaksýz lenf düðümlerinde hastalýðý sýnýrlamak, tümör hücrelerinin uzaklara yayýlmasýný önlemek ve ameliyatla çýkarýlacak akciðer bölümüne komþu dokularý kurutmak amaçlarýna ulaþmamýþtýr. Bu durumda çeþitli dozlarla uygulanan ýþýn tedavisinden 4-6 hafta sonra cerrahi giriþim yapýlabilir. Ama birkaç seçilmiþ küçük hücreli kanser olgusu dýþýnda ameliyatýn yaþam süresini uzatýcý hiçbir etkisi görülmemiþtir.

2. Cerrahi giriþim + ýþýn tedavisi.

Cerrahi giriþim sonrasýnda ýþýn tedavisi uygulanmasý konusundaki tartýþmalar hâlâ sürmektedir. Ama bu yöntemin ayný yerde yeniden geliþen tümörleri azalttýðý, tümörün akciðer göbeði ve akciðerler arasý bölgedeki lenf bezlerine yayýlmýþ hastalarda yaþam süresini üç yýl uzattýðý görülmüþtür. Lenf bezlerinde yayýlma olmayan hastalarda ise hastalýðýn gidiþini düzeltmediði Ýçin uygulanmaz.

3. Cerrahi giriþim + ilaç tedavisi.

Cerrahi giriþimle birlikte ilaç tedavisinin amacý öbür tümörlerde olduðu gibi akciðer tümörlerinde de küçük yayýlým odaklarýný yok etmektir. Ama bu yöntem bronþ-akciðer kanserinde etkisiz kalmaktadýr. Bir ilacýn tek baþýna ya da baþka, örneðin baðýþýklýk sistemini uyarýcý ilaçlarla birlikte kullanýlmasý hastanýn yaþama süresini uzatmamaktadýr. Koruyucu amaçlý ýþýn tedavisiyle birlikte uygulanan ya da ýþýn tedavisinden 18 ay sonra yapýlan ilaç tedavisi de iyi sonuçlar vermemiþtir. Birleþik tedavilerin sonuçlarý, tedaviler ayn ayn uygulandýðýnda alýnan sonuçlardan daha olumsuzdur.

Tedavinin yan etkileri

1. Cerrahi giriþim.

Ölüm oraný yüzde 5-10 arasýnda deðiþir. Baþlýca komplikasyonlarý derialtý amfizemi, akciðer zarý boþluðunda irin birikmesi (ampiyem), bronþ-akciðer zan fýstülü ve kalbin kendi ekseni çevresinde dönmesidir (torsiyon). Bu olumsuz sonuçlardan olabildiðince kaçýnmak için cerrahi giriþimin çok dikkatli yapýlmasý ve ameliyat sonrasýnda hastanýn sürekli bakým ile denetim altýnda tutulmasý gerekir. Bu yapýsal komplikasyonlarýn tedavisi de cerrahidir. Cerrahi giriþimden kaynaklanabilecek iþlevsel komplikasyonlar ise kalp ritmi bozukluklarý, solunum yetmezliði, miyokart enfarktüsü, kalp durmasý, akciðer sönmesi (atelektazi), ödem ve akciðer embolisidýr. Bu sorunlar uygun ilaç tedavileriyle giderilmeye çalýþýlýr.

2. Iþýn tedavisi. En önemli komplikasyonlarý omurilik iltihabý (miyelit), kalp bozukluklarý ve ýþýným zatürreesidir.

- Omurilik iltihabý (miyelit). Yüksek ýþýným dozuna baðlý olarak tedaviden bir yýldan uzun bir süre sonra hastalarýn yüzde 1-5 inde görülür.

- Kalp bozukluklarý. Kalp kasýnýn kalýnlaþmasý biçiminde ortaya çýkan kalp kasý iltihabý (miyokardit) yavaþ geliþen bir komplikasyondur. Gene sýk görülen bir sorun da konstriktif perikardittir; kalp dýþ zarý iltihabýna ve sertleþmesine baðlý olarak kalp hareketlerinin sýnýrlandýðý bu bozukluk tedaviden yaklaþýk bir yýl sonra geliþir.

- Akciðer hastalýklarý. Iþýn tedavisi sonrasýnda fýbroz, yaþ ya da kuru akciðer zarý iltihabý (plörezi) ve akut ýþýným zatürreesi geliþebilir. Iþýným zatürreesi tedavi kesildikten yaklaþýk 6 hafta sonra ve akciðerde baðdoku artýþýyla ortaya çýkar. Baþlýca etkenleri verilen ýþýnýn toplam dozu, ýþýnlanan alanýn geniþliði, ýþýnlanan toplam doku miktarý ve tedavinin süresidir. Duyarlýlýk eþiði yüksek bazý hastalarda uzun süre belirtisiz kaldýðý da görülmüþtür. Normal koþullarda röntgen filminde ilk bulgular ýþýn tedavisinden 2-6 ay sonra ortaya çýkar. Baðdoku artýþýnýn belirginleþmesi içinse 12 ay gereklidir. Iþýným zatürreesinde tedavi yalnýz belirtileri ortadan kaldýrmaya yöneliktir. Nefes darlýðý için kortikosteroitler, balgam kültürü sonuçlarýna göre de gerekli antibiyotikler verilir. Iþýn tedavisinin iþtahsýzlýk, halsizlik, bulantý ve kusma gibi yan etkileri fazla yaygýn ve önemli deðildir. Kansýzlýk da sýk görülmez. Yemek borusu ýþýným alan hastalarýn yaklaþýk yansýnda ortaya çýkan yutma güçlüðü 1-2 haftada kendiliðinden kaybolur. Hastalarýn daha küçük bir bölümünde ise deri bozukluklarý ve saç dökülmesi görülür. Iþýn tedavisi yan etkilerinden kaçýnmak için þunlara dikkat edilmelidir:

- Iþýn verilen alanda saðlam akciðer dokusu kesinlikle bulunmamalýdýr.

- Iþýn tedavisine cerrahi giriþimden en az 2-4 hafta sonra baþlanmalýdýr.

- Tedavi planý dikkatle düzenlenmeli, tümöre gereðinden fazla ýþýn verilmemelidir. Böylece saðlýklý dokular gereksiz ýþýn almaz.

3. Ýlaç tedavisi.

Tümörün üremesini Önleyen ilaçlarýn en Önemli yan etkisi kemik iliðinde görülür. Bunlarýn baþýnda kemik iliðinde akyuvar üretiminin azalmasýna baðlý lökopeni (kanda akyuvar eksikliði) gelir. Etkiyi artýrmak amacýyla deðiþik ilaçlarýn bir arada kullanýldýðý tedavi programlarý kemik iliðini daha çok etkiler. Ýlaç tedavisinde akyuvar sayýsýnýn azalmasýndan baþka kullanýlan ilaca göre saç dökülmesi, kalp bozukluklarý, sinir sistemi bozukluklarý ve akciðer bozukluklarý gibi yan etkiler de görülür.

4. Iþýn tedavisi + ilaç tedavisi.

Ýki tedavinin bir arada uygulanmasý, istenmeyen yan etkilerin birbirine eklenerek ortaya çýkmasýna yol açar. Metotreksat gibi ilaçlarla birlikte uygulanan ýþýn tedavisi düþük dozlarda bile akciðerde baðdoku artýþýna neden olur ve zatürree tehlikesini artýrýr. Siklofosfamit, vinkristin ve hidroksiüre gibi ilaçlar ýþýn tedavisinin istenmeyen yan etkilerini þiddetlendirir. Toplam dozu 400 mg/m2 gibi düþük bir düzeyde de olsa adriamisin daha önce kalbi de kapsayan ýþýn tedavisi görmüþ hastalarda kalp bozukluklarýna yol açabilir. Üçten çok ilaç verilen hastalara eþzamanlý olarak ya da ilaç tedavisinin ardýndan ýþýn tedavisi de uygulanýrsa, enfeksiyon sýklýðý Önemli ölçüde artar: Darlýklara yol açan yemek borusu iltihabý, ýþýným zatürreesi, deri enfeksiyonlarý yaygýndýr. Böyle aðýr ilaç tedavilerinde Ölüm oraný yüzde 20 ye yaklaþýr.

KORUNMA

Günümüzde kesin tedavisi olmayan, yalnýz yakýnmalarý hafifletici geçici çözümler bulunabilen akciðer kanserinden korunmak birincil önem taþýr. Öncelikle gençlere sigaranýn zararlarý anlatýlmalýdýr. Hava kirliliði son yýllarda kamuoyunun dikkatini çekmekte ve çeþitli giriþimlerle Önlenmeye çalýþýlmaktadýr. Hava kirliliðine yol açan baþlýca etkenler fabrika dumaný, egzoz gazý ve ýsýtma sistemlerinin gazlarýdýr.