Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 3/3 İlkİlk 123
30 sonuçtan 21 ile 30 arası

Konu: ^^Müzik Aletleri Resimleri^^

  1. #21

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Pearl River Piyano

    Pearl River PiyanoAçıklama:Piyano, Klavsen'in gelişmişi, tuşlu bir çalgı.
    lk Piyano 1700'lü yıllarda İtalya - Floransa'da Bartolomeo Cristofori' tarafından yapıldı. Cristofori'nin en büyük başarısı, piyano'nun temel mekanik sorunu olan, çekicin tellere vurması anında sesin çekicin etkisi ile sönümlenmemesi ve çekicin çok çabuk bir şekilde tellerden ayrılarak notanın yeniden çalınabimesi sorununa bir çözüm üretmesidir. Öldüğü 1731 yılına dek 20 civarında piyano üretti.
    Fransız Marius'un bu çalgıya katkısı, tokmaklı klavseni bulmak oldu. Saksonyalı Silbermann ise, Schröter' in çekiç sistemini geliştirdi ve Bach'ın da değerli öğütlerinden yararlanarak, klavyenin tüm ses genişliğinde eşit bir ötüm elde etmeyi başardı. Augsburg' da org yapımcısı Johann Anderas Stein (1728-1792) Alman veya Viyana usülü denen mekanizmalı piyanolar meydana getirdi. 1789'da Stein, ayrıntıları belirtmek için kullanılmakta olan dizliklerin yerine pedal koydu. Andreas ve torunu Johann Baptist Streicher (1796-1871), piyanonun yapısını (Beethoven'in arzusu üzerine) daha sağlamlaştırdı ve ikinci bir otum kapağı ekleyerek daha dolgun bir ses sağladı. Piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman Zumpe' dir, "kılavuzlu" denen mekanik piyanoyu gerçekleştirdi. İlk düz piyanoyu, 1789' da İrlandalı William Southwell yaptı. Sebastian Erard 1822'de piyano yapım tekniğini geniş ölçüde etkileyen bir yenilik getirdi (ikili itme dilleri). Henri Pape, çapraz tel ve keçeli çekici buldu. James Thom , ekleme demir çatıyı kurdu.
    Bu çalgı, büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen bestelerin sayısı ciltler tutar. "Piyanistler, diğer çalgıları çalanlara nazaran, çıkaracakları sesleri piyano üzerinde hazır bulurlar" gerekçesiyle, küçük yaştan (altı-on) başlayarak, öğrenebilecek çalgılardan birisidir.
    Ünlü Piyanist Sigismund Thalberg: "Çalarken, sesleri uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertlikten uzak bulunmaktır. Kolda, elde ve parmaklarda yetenekli bir şarkıcının sesinde sahip olduğu incelik ve bükülmeler bulunmalıdır" diyor ve şöyle devam ediyor: "İhmal edemeyeceğimiz bir konu varsa, o da , çalarken vücudun hareketlerinde büyük bir ölçü olmasının; kolları, elleri büyük bir sükunetle yönetmenin, piyanoya çok yüksekten vurmamanın, kendi kendini dinleyebilmenin ve hüküm verebilmenin gerekliliğidir. Genellikle, parmaklarla fazla çalışılmakta, fakat kafa ile yeter derecede çalışılmamaktadır."
    Piyano pedallarının kullanılması hakkında, Antoine Marmontel şöyle diyor : "Pedalları kullanmasına izin verilen öğrencilerin büyük bir kısmı onları usülleri saymak için kullanırlar veya ayaklarını pedalın üzerine basarlar ve bir daha çekmezler. Şüphesiz ki, her ikisi de kusur sayılan bu alışkanlıklara sahip olmamak gerekir.

  2. #22

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Piyanonun İç Görüntüsü

    Piyanonun İç GörüntüsüAçıklama:Piyano, Klavsen'in gelişmişi, tuşlu bir çalgı.
    lk Piyano 1700'lü yıllarda İtalya - Floransa'da Bartolomeo Cristofori' tarafından yapıldı. Cristofori'nin en büyük başarısı, piyano'nun temel mekanik sorunu olan, çekicin tellere vurması anında sesin çekicin etkisi ile sönümlenmemesi ve çekicin çok çabuk bir şekilde tellerden ayrılarak notanın yeniden çalınabimesi sorununa bir çözüm üretmesidir. Öldüğü 1731 yılına dek 20 civarında piyano üretti.
    Fransız Marius'un bu çalgıya katkısı, tokmaklı klavseni bulmak oldu. Saksonyalı Silbermann ise, Schröter' in çekiç sistemini geliştirdi ve Bach'ın da değerli öğütlerinden yararlanarak, klavyenin tüm ses genişliğinde eşit bir ötüm elde etmeyi başardı. Augsburg' da org yapımcısı Johann Anderas Stein (1728-1792) Alman veya Viyana usülü denen mekanizmalı piyanolar meydana getirdi. 1789'da Stein, ayrıntıları belirtmek için kullanılmakta olan dizliklerin yerine pedal koydu. Andreas ve torunu Johann Baptist Streicher (1796-1871), piyanonun yapısını (Beethoven'in arzusu üzerine) daha sağlamlaştırdı ve ikinci bir otum kapağı ekleyerek daha dolgun bir ses sağladı. Piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman Zumpe' dir, "kılavuzlu" denen mekanik piyanoyu gerçekleştirdi. İlk düz piyanoyu, 1789' da İrlandalı William Southwell yaptı. Sebastian Erard 1822'de piyano yapım tekniğini geniş ölçüde etkileyen bir yenilik getirdi (ikili itme dilleri). Henri Pape, çapraz tel ve keçeli çekici buldu. James Thom , ekleme demir çatıyı kurdu.
    Bu çalgı, büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen bestelerin sayısı ciltler tutar. "Piyanistler, diğer çalgıları çalanlara nazaran, çıkaracakları sesleri piyano üzerinde hazır bulurlar" gerekçesiyle, küçük yaştan (altı-on) başlayarak, öğrenebilecek çalgılardan birisidir.
    Ünlü Piyanist Sigismund Thalberg: "Çalarken, sesleri uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertlikten uzak bulunmaktır. Kolda, elde ve parmaklarda yetenekli bir şarkıcının sesinde sahip olduğu incelik ve bükülmeler bulunmalıdır" diyor ve şöyle devam ediyor: "İhmal edemeyeceğimiz bir konu varsa, o da , çalarken vücudun hareketlerinde büyük bir ölçü olmasının; kolları, elleri büyük bir sükunetle yönetmenin, piyanoya çok yüksekten vurmamanın, kendi kendini dinleyebilmenin ve hüküm verebilmenin gerekliliğidir. Genellikle, parmaklarla fazla çalışılmakta, fakat kafa ile yeter derecede çalışılmamaktadır."
    Piyano pedallarının kullanılması hakkında, Antoine Marmontel şöyle diyor : "Pedalları kullanmasına izin verilen öğrencilerin büyük bir kısmı onları usülleri saymak için kullanırlar veya ayaklarını pedalın üzerine basarlar ve bir daha çekmezler. Şüphesiz ki, her ikisi de kusur sayılan bu alışkanlıklara sahip olmamak gerekir.

  3. #23

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Bağlama Resimleri

    Bağlama ResimleriAçıklama:Bağlama, Türk Halk Müziğinde yaygın telli bir sazdır. Yörelere ve boyutlarına göre değişik isimlerle tanınır; kopuz, cura, saz, çöğür, dombra, ikitelli, tanbura v.b. Kullanılan tekniğe göre mızrap veya parmaklar ile çalınır. Parmaklarla çalma tekniğine şelpe ve dövme denir. Genellikle altta iki çelik ile bir sırma bam, ortada iki çelik ve üstte bir çelik ile bir sırma bam teli olmak üzere toplam 7 tellidir.

  4. #24

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


  5. #25

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


  6. #26

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


  7. #27

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


  8. #28

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Zurna Resimleri

    Zurna ResimleriAçıklama:Zurna, Turkiyenin her yaninda kullanilan, tahta, metal ve kamis kullanarak yapilan, yuksek sesli, bu yuzden buyuk davul ile birlikte calinan, gene bu yuzden acik havada kullanima uygun, nefesli saz cesididir.

    Turkiye disinda Fastan Cine kadar uzanan iklim kusagindaki her ulkede kullanildigi da bilinmektedir.

    Zurnanin boy ve sekil olarak cok cesitleri vardir. Zurnadan zurnaya kucuk degisikliklerle ayni olan izellikleri:

    * Buyuk parcasinin sert bir agactan yapilmasi (dag erigi, ceviz, vs..)
    * icinin acilarak sesi tam karsiya gonderecek sekilde olmasi (uzunlama kesiti parabola benzer)
    * sesinin kucucuk bir kamis silindirin ezilerek daracik bir elips haline getirilmis dis deliginin acilma kapanma titremeleriyle cikmasi
    * ic boru deliginin en kamisa yakin tarafinin once simsir sonrada metal parca ile dahada daralmasi.
    * kamisin ozelliginden sesinin ancak yuksek basinc sonucu cikabilmesi
    * Yuksek basincin geregi nefes cevirerek (ezgiyi kesmeden, sisirtilmis avurtlardaki havayi kullanirken burundan nefes alip devam ederek) calinmasi

    Doğu Karadeniz folklorunda nadiren (Trabzon’da Akçaabat, Giresun ve Ordu’nun iç bölgelerinde) ancak mutlaka bas davul eşliğinde kullanılan, ahşap, yedi delikli nefesli bir sazdır.

    Mehter takimlari ve bunun modern sekli bando mizika takimlarinin eskiden hukumdarlarin hukumdarlik isareti olarak fermanlarini zurna esliginde okutmalarindan gelistigi tahmin edilmektedir.

    Etimoloji
    Codex Cumanicus’ta suruna olarak kayıtlı olan enstruman (CCM fol. 45a) adının Farsça surna kelimesinden ödünç alındığı yaygın kanaattir: Farsça'da sur “festival” + nay “kamışlı”

    Bununla birlikte Arapça sûr “boynuzdan yapılma büyük boru” ” + Farsça “kamış” ihtimali de gözden çıkarıl-mamalıdır. Eski İran dilinde “sur” kelimesi bir boynuz çeşidi olarak kayıtlı olup ikinci ihtimali güçlendirmektedir.

    Anadolu’da düğünlerde, askere uğurlama törenlerinde, halk oyunlarında, seyirlik köy oyunlarında davulla birlikte kullanılmak-tadır. Anadolu’da şimşir, dişbudak, ıhlamur, kızılcık, ceviz ve ardıç ağacından imal edilen zurna büyüklük ve ses rengine göre kaba zurna, orta kaba zurna ve cura zurna (Zil Zurna) olmak üzere üç çeşittir.

    Terminoloji
    Zurnayı oluşturan parçalar Anadolu terminolojisinde yöresel farklılıklar göstermek-tedir:

    Baş ve çatal bölümü
    zaynak -Ankara, nazik -Abdallarda, ula -Uludağ, çatal -Çankırı, zinak -Diyarbakır, nezik -Gaziantep, fasla -Kırklareli, zaynak -Kürtçe

    Boru kısmı
    metef -Ankara, metem -Abdal-lar, çığırdan -Uludağ, demir -Çankırı, bülbülük -Diyarbakır, kanel -Kırklareli, metef -Kürtçe, lüle -Sivas

  9. #29

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Zurnalar

    ZurnalarAçıklama:Zurna, Turkiyenin her yaninda kullanilan, tahta, metal ve kamis kullanarak yapilan, yuksek sesli, bu yuzden buyuk davul ile birlikte calinan, gene bu yuzden acik havada kullanima uygun, nefesli saz cesididir.

    Turkiye disinda Fastan Cine kadar uzanan iklim kusagindaki her ulkede kullanildigi da bilinmektedir.

    Zurnanin boy ve sekil olarak cok cesitleri vardir. Zurnadan zurnaya kucuk degisikliklerle ayni olan izellikleri:

    * Buyuk parcasinin sert bir agactan yapilmasi (dag erigi, ceviz, vs..)
    * icinin acilarak sesi tam karsiya gonderecek sekilde olmasi (uzunlama kesiti parabola benzer)
    * sesinin kucucuk bir kamis silindirin ezilerek daracik bir elips haline getirilmis dis deliginin acilma kapanma titremeleriyle cikmasi
    * ic boru deliginin en kamisa yakin tarafinin once simsir sonrada metal parca ile dahada daralmasi.
    * kamisin ozelliginden sesinin ancak yuksek basinc sonucu cikabilmesi
    * Yuksek basincin geregi nefes cevirerek (ezgiyi kesmeden, sisirtilmis avurtlardaki havayi kullanirken burundan nefes alip devam ederek) calinmasi

    Doğu Karadeniz folklorunda nadiren (Trabzon’da Akçaabat, Giresun ve Ordu’nun iç bölgelerinde) ancak mutlaka bas davul eşliğinde kullanılan, ahşap, yedi delikli nefesli bir sazdır.

    Mehter takimlari ve bunun modern sekli bando mizika takimlarinin eskiden hukumdarlarin hukumdarlik isareti olarak fermanlarini zurna esliginde okutmalarindan gelistigi tahmin edilmektedir.

    Etimoloji
    Codex Cumanicus’ta suruna olarak kayıtlı olan enstruman (CCM fol. 45a) adının Farsça surna kelimesinden ödünç alındığı yaygın kanaattir: Farsça'da sur “festival” + nay “kamışlı”

    Bununla birlikte Arapça sûr “boynuzdan yapılma büyük boru” ” + Farsça “kamış” ihtimali de gözden çıkarıl-mamalıdır. Eski İran dilinde “sur” kelimesi bir boynuz çeşidi olarak kayıtlı olup ikinci ihtimali güçlendirmektedir.

    Anadolu’da düğünlerde, askere uğurlama törenlerinde, halk oyunlarında, seyirlik köy oyunlarında davulla birlikte kullanılmak-tadır. Anadolu’da şimşir, dişbudak, ıhlamur, kızılcık, ceviz ve ardıç ağacından imal edilen zurna büyüklük ve ses rengine göre kaba zurna, orta kaba zurna ve cura zurna (Zil Zurna) olmak üzere üç çeşittir.

    Terminoloji
    Zurnayı oluşturan parçalar Anadolu terminolojisinde yöresel farklılıklar göstermek-tedir:

    Baş ve çatal bölümü
    zaynak -Ankara, nazik -Abdallarda, ula -Uludağ, çatal -Çankırı, zinak -Diyarbakır, nezik -Gaziantep, fasla -Kırklareli, zaynak -Kürtçe

    Boru kısmı
    metef -Ankara, metem -Abdal-lar, çığırdan -Uludağ, demir -Çankırı, bülbülük -Diyarbakır, kanel -Kırklareli, metef -Kürtçe, lüle -Sivas

  10. #30

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Kaval Resimleri

    Kaval ResimleriAçıklama:Çoban çalgısı olarak bilinen kaval, yörede daha çok şimşir ağacından (nadiren livori, incir ve erik ağacından), altta 1 ve üstte 7 delikli olarak imal edilir. Dilli kaval ve dilsiz kaval olarak adlandırılan iki türü vardır. Dilli kavalın ucunda ses üretimini sağlayan bir düdük bulunur. Dilsiz kaval ise içi boş bir boru olup çalan kişi nefes teknikleriyle istenen sesi cıkarır. Kavalın kökeni hakkında değişik görüşler varsa da insanoğlunun en eski çalgılarından olduğu bilinmektedir. Ortadoğu ve orta asyada değişik formlarına rastlanır. Karadeniz bölgesinde diğer yörelerde sınırlı kullanımına rağmen Trabzon’da Köprübaşı ve Çaykara ilçeleri ve Hopa Kemalpaşa bölgesinde tek geleneksel müzik enstrumanı olarak horonlara eşlik çalgısıdır

    Etimoloji:
    Gazimihal, kaval kelimesinin kav kökünden türediğini ileri sürmüştür. Buna karşılık Yunanca “lahana, pırasa vs. sapı” anlamına gelen havlos (Χαυλος) veya avlos (Αυλος) “flüt, kaval” kelimelerinden türemesi daha yüksek bir ihtimaldir.

    Tarihçe:
    Bilinen en eski kaval Macaristan'da bir Türk çobanın mezarında bulunmuş olan turna kuşunun kemiklerinden yapılmış çifte kavaldır. Kaval ülkemizde çok çeşitli bölgelerde çalınır türkülere eşlik eder. Türkiye'de kaval denilince akla Sinan Çelik,Osman Aktaş gibi ustalar gelir. Kaval dünyaya bir Macar çalgısı olarak tanıtılmış olsada aslında kökeni Orta Asya'ya dayalıTürklerce çalınan bir nefesli çalgıdır.

    Teknikler:
    Dilsiz Kaval üflenme teknikleri açısından Ney'e benzer fakat ayrıldığı önemli farklılıklar vardır. Dilsiz kavaldan ses çıkarmak için dudaklar U harfi biçimine getirilir ve çeneye paralel tutlan kaval yüz ekseninden yaklaşık 45 derece sağ ya da sola saptırılarak ses çıkarılmaya çalışılınır. Dilli kavalda ses çıkartmak daha kolay olsada çalmak için horlatma denilen ve alt-üst çene kemiklerininde kullanıldığı zor bir yöntem uygulamak gerekir. Yapı olarak oldukça basit olan kaval nefese büyük özgürlük tanıdığı için çok değişik üfleme teknikleri geliştirilebir.

Sayfa 3/3 İlkİlk 123

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •