Ülkemizin toprak değil Vatan olduğuna,çocuklarımızın yaşama hakkı olduğuna,yöneticilerin yok ediciler olmaması gerektiğine inanırsak...Önümüze konulan seçeneklerden birini seçmek değil,biz onların önüne seçenek koyabilirsek,Ulusumuzun tek güvencesi olan TSK'ya yapılan karanlık saldırıları ortadan kaldırabilirsek ve korkmadan sivil kalkışımı güçlendirebilirsek yaşama hakkına sahip olabiliriz.
Hiç bir ülke kanla beslenmez "Toprak" acıkınca önüne geçemeyiz ama "toprağı" da canla, kanla doyuramayız.
Siyasetin oy kaygıları içinde oynadığı sonu karanlık kaptı kaçtı oyunlarında bize biçilen körebe rolünden çıkmak ve halkımızı içine düşürüldüğü bilgisizlik ortamından çıkarmalıyız.
Hangi koşullar altında olursa olsun bizim karşı koyma gücümüz vardır.Bu güç sivil önceciliktir.Öncelik bizimdir.Cumhuriyet devrimleri ışığı altında bu gücü kullanmak hakkımızdır.
Çocuklarımız gerek yaşama gerekse eğitim alanlarında perişan durumdadır.Geriden gelen açık açık gösterilen ve denemeleri yapılan öyle çirkin bir tablo var ki,siyasi erklerin ül***i nereye sürüklediğini göstermektedir.Buna karşın ancak ülkenin % 30 u tepki koyabiliyor.Bu tepki de kabullenememekten öteye pek geçmiyor.İnsanlarımız korku duvarlarını aşamıyorlar.
Ülkeleri yoksullaştırıp, insanların ruhlarını kirleten küresel şirketlerin önündeki en büyük engel Ulus Devletlerdir.Onlar;içeride ki aveneleri,satılmış işbirlikçileriyle beraber cumhuriyet kavramlarının içini boşaltarak ulusu ilkesizleştirmeye çalışıp kurumları ele geçirmektedirler.
Yıllarca Asya kıtasının güneyinde oynanan oyunlar.Vietnam, Laos, Kamboçya emperyalizmin kanlı noktalarıdır.Hiroşima,Nagazaki vahşetin fotoğrafıdır.Musaddık'ı devirip,şahlığı kalkındıran, şahlığı kaldırıp Humeyni'yi var eden, şimdi de, İran'ı tamamen ortadan kaldırmaya çalışan küresel emperyalizmdir. Aynı oyunlar ülkemiz içinde oynanmaktadır.
Güney Amerika'da, 1492' den beri yaşanan katliamlar, soygunlar kanlı kapitalizm yoluyla bu küresel emperyalizme kapı açmıştır. Demokratik yollarla seçilen Allende indirilip diktatörlük yasallaştırılmıştır. Yüz yılı aşkın bu ülkelerin petrolü,kömürü,ormanları talan edilmiştir.
Yalnız Ulus Devlet olarak ulus bilincini taşıyan Türk Yurtları kalmıştır.
Bugün ve gelecekte Orta Doğu'nun,Ön Asya'nın uluslararası büyük bir savaş alanı olmasını emperyalizm istemez.Bu yeniden ulusalcılığın,ülke bilincinin yükselmesini sağlar.Bu bütün yatırımlarının boşa gitmesidir.Onun içindir ki, Irak'ın kuzeyinde operasyona izin verilmiyor.Ancak Ulus Devletlerin içine girerek gerek seçtirdikleri iktidarlarla,gerek oluşturdukları anjio örgütlerle kültür yozlaşması yaratıp ulus bilincini ortadan kaldırarak böl-parçala-yok et uygulamasını gerçekleştirmeye çalışıyorlar.Üstümüzde oynanan oyun budur.
İslam söylemi altında iktidara gelenler sadece sadaka toplumu yaratırlar.Ahlak yozlaşması en çok bu dönemde çoğalır.Bugün beş yılı aşkın sürede parklarda oturan gençlere bile dayanamayanlar, sinemalarda,kahvehanelerde açıktan açığa oynatılan ***** filmleri görmezler mi? Çarşılarda satılan kasetleri,cd'leri görmezler mi? Bunlardan kimlerin çıkarı vardır?
Bir ülkenin akciğeri olan ormanlar,geleceği olan su yatakları böylesine talan edilir mi?Doğa'nın tükendiğini görmezden gelenler,doğa'nın da karşılık vereceğini bilmelidir.Bozulmakta olan ekosistem,yozlaşmakta olan toplum düzeni satılmış ruhların,kokuşmuş çürük bedenlerin eseridir.
Küreyi paylaşım adına Ulus Devletlerin karekteri değiştirilip,laik rejimler ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.Ve din ön plana çıkartılıyor. Bananeci bir toplum yapısına girdirilip, vurdum duymaz, kaderci bir oluşum yerleştiriliyor.Halk tembelleştirilip,fakirleştirilip muhtaç bırakılıyor, mutluluğun hayali bile yok ediliyor.
Ülkemiz üstüne oynanan oyunlar bunların tümünü içermektedir.Durum zordur.Hem içeride, hem dışarıda oynanan bu oyunlara karşı koymak Atatürk'e, şehitlerimize ve çocuklarımıza olan borcumuzdur. Bu borcu ödemek zorundayız.
( Amasya - Mesudiye Oteli - Sıtkı Hoca - 1919 )
" Önce içimizde ki, hainleri... Önce içimizde ki, ekmek bilmez hainleri, sonra düşmanı yeneceğiz. Taşla, deynekle, sağlam bir sopayla...)
Bugün geldiğimiz noktada;
Çocuklarımızın takunyalı,takkeli,seccadeli tekkelere gitmesini istemiyoruz.
Çocuklarımızın başka bir ulusun egemenliği,kırbacı altında ezilmesini istemiyoruz.
Çocuklarımızın ikinci bir Kurtuluş Savaşı yapmasını istemiyoruz.
Yer imleri