Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
18 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Hangi Vitamin Neden ve Ne Kadar Alınmalı

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Icon12 Hangi Vitamin Neden ve Ne Kadar Alınmalı

    Hangi vitamin neden ne kadar alınmalı?

    Harvard Tıp Fakültesi ve Amerikan Beslenme Bilimi Derneği araştırdı, Newsweek açıkladı. İşte 'Hangi rahatsızlıkta, hangi yaşta, hangi vitamin, ne kadar kullanılmalı?' sorularının yanıtları

    Newsweek dergisi, son sayısının kapağını beslenme şeklinin sağlık üzerindeki etkilerine ayırdı. Harvard Tıp Fakültesi ve Amerikan Beslenme Bilimi Derneği'nin hazırladığı dosyada, vücudu sayısız hastalığa karşı koruyan vitaminlerin hangi besinlerde olduğu, ne dozda alınması gerektiği incelendi. İşte o sonuçlar:

    B6 VİTAMİNİ
    Neye yarar?: Damarlara zarar veren 'homocysteine' isimli kimyasalın seviyesini düşürür.
    Dozu: 31-50 yaş: günde 1,3 mg 51+: Günde 1,5-1,7 mg
    Kaynaklar: Baklagiller, et, balık, turunçgiller, muz, karpuz.

    B12 VİTAMİNİ
    Neye yarar?: Sinir hücrelerini korur. Hafızayı güçlendirir. Dozu: 31+: günde 2,4 mg. Kaynak besinler: Et ve süt gibi hayvansal ürünler, güçlendirilmiş tahıllar.

    C VİTAMİNİ
    Neye yarar?: Katarakt ile meme ve mide gibi bazı kanser türlerine yakalanma riskini azaltır. Dozu: 31+: 75-90 mg
    Kaynak besinler: Turunçgiller, brokoli, dolmalık biber, lahana, çilek.

    FOLİK ASİT
    Neye yarar?: Hamilelikte alınırsa doğumdan gelen kusurları önler, kolon kanseri ve Alzheimer'a karşı koruyucudur. Dozu: 31+: Günde 400 mcg. Hamilelerde: 600 mcg. Kaynak besinler: Ekmek, makarna ve kahvaltılık gevrekler, baklagiller, ıspanak, brokoli ve portakal suyu.

    A VİTAMİNİ
    Bulgu ve endişeler: Görme yeteneğini korur, katarakt riskini azaltır. Ancak fazlası kemiklere zarar verebilir. Dozu: 31+: erkeklerde 3000 IU (uluslararası birim), kadınlarda 2333 IU Kaynaklar: Havuç, tatlı patates ve mango.

    D VİTAMİNİ
    Neye yarar?: Kalsiyumla birlikte alındığında kemik kırılmasına karşı korur. Yüksek dozda alındığında kolon, meme ve yumurtalık kanserini önlemeye yardımcı olur.
    Dozu: 31-50 yaş: günde 200 IU 51-70 yaş: 400 IU Kaynak besinler: Süt ve tahıl, balık ve margarin.

    E VİTAMİNİ
    Neye yarar?: Hücrelere zarar veren molekülleri etkisiz hale getirir. Prostat kanserine ve Alzheimer'a karşı korur. Dozu: 31+: Doğal kaynaklardan 22 IU veya 33 IU sentetik E vitamini.
    Kaynak besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, kabuklu yemişler, bitkisel yağlar ile tahıllar.

    K VİTAMİNİ
    Neye yarar?: Kan pıhtılaşması için gereklidir, kemikleri korur. Dozu: 31+: Günde 90-120 mcg (mikro gram).
    Kaynak besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, süt ve süt ürünleri, yumurta, tahıllar ve karaciğer.

    KALSİYUM
    Bulgu ve endişeler: Kemikler için çok önemlidir. Ancak bazı araştırmalar, çok yüksek dozda alınan kalsiyumla prostat kanseri arasında bağlantı olduğunu gösterdi. Dozu: 31-50 yaş: günde 1000 mg 51+: günde 1200 mg
    Kaynak besinler: Süt, peynir, yoğurt, brokoli, lahana ve portakal suyu.

    MAGNEZYUM
    Neye yarar?: Kalbi korur ve kan basıncını düşürür. Dozu: 31+: Erkeklerde 420 mg, kadınlarda 320 mg.
    Kaynak besinler: Yeşil yapraklı sebzeler, fıstık, ceviz, tam tahıllardan yapılan spagetti, tahıllar ve baklagiller.

    POTASYUM
    Neye yarar?: Hipertansiyon riskini azaltır, kemiklerin mineral yoğunluğunu artırır.
    Dozu: 31+: günde 4700 mg Kaynak besinler: Kırmızı ve beyaz et, balık, süt, bamya, muz, domates, dolmalık biber ve portakal.

    DEMİR
    Neye yarar?: Kandaki oksijen akışını sağlar. Vejetaryenlerin ekstra demire ihtiyacı olabilir. Dozu: 31-50 yaş: Erkeklerde günde 8 mg, kadınlarda 18 mg. Kaynak besinler: Et, tahıllar, yumurta, kabak çekirdeği, kepek ve ıspanak.

    SELENYUM
    Neye yarar?: Bazı kanser türlerinden korur. Özellikle prostat kanseri riski taşıyan erkeklere faydalıdır. Dozu: 31+: Günde 55 mcg Kaynaklar: Deniz ürünleri ve karaciğer.
    Vitaminler, vücutta metabolik gereksinimler için vazgeçilmez olan organik maddelerdir. Bir kısmının vücutta üretilebilmesine karşın, çoğu vücutta üretilemez. Bu nedenle dışarıdan, bazı yiyeceklerle alınmaları gerekir.
    Temel olarak iki çeşit vitamin vardır: Yağda Eriyen Vitaminler ve Suda Eriyen Vitaminler .
    Yağda eriyen vitaminler
    A vitamini
    D vitamini
    E vitamini
    K vitamini

    Suda eriyen vitaminler

    B1 vitamini
    B2 vitamini
    B3 vitamini
    B5 vitamini
    B6 vitamini
    B8 vitamini
    B9 vitamini
    B12 vitamini
    C vitamini
    P vitamini

    Sağlıklı yaşam için hangi besinler gereklidir?
    Besinlerin dört ana öğesi olan proteinler, yağlar, karbonhidratlar ve yemek tuzu gibi makro besleyiciler saf olarak alındıklarında, yeterli miktarlarda vücuda girseler bile, sağlıklı durumun sürdürülmesini sağlayamazlar. Bunlarla birlikte vitaminlerin ve demir, çinko, bakır, iyod, krom, magnezyum, manganez, molibden, vanadyum, ve silisyum gibi esansiyel minerallerin de alınması gereklidir.
    Vücudumuz için gerekli olan vitaminlerin tümünü besinlerden alabilir miyiz?
    Evet. Karbonhidrat, protein ve yağ gibi ana besin öğelerini yeterli miktarda içeren besinlerle yapılan dengeli beslenme, bazı özel durumlar hariç vücudun günlük gereksinimine yetecek kadar vitamin sağlar. Ancak, günlük beslenmeniz sebzemeyve, hububat, süt ürünleri, et-yumurta gibi protein açısından zengin besinlerden herhangi birini içermiyor ya da az miktarda içeriyorsa, ihtiyacınız olan vitaminlerin tümünü besinlerden sağlanamayacağından vitamin takviyesi gerekir.
    Besinler beklediğinde vitamin kaybına uğrarlar mı?
    Besinler pişirme, saklama ve ısıtma sırasında vitamin kaybına uğrayabilirler. Besinler içindeki yağda çözünen vitaminler ısı hava ve ışıktan pek etkilenmezler. Tıamin (B1 vitamini), folik asid, pantotenik asid (B5 vitamini) ve özellikle askorbik asit (C vitamini) gibi suda çözünen vitaminler ise, besin maddelerinin kaynatma ve kızartılmaları sırasında kısmen parçalanırlar. Yemek suyunun atılması da, besinler içindeki suda-çözünen bir kısım vitaminlerin yitirilmesine neden olur.
    Kadınlar, erkeklere oranla beslenme bozukluklarına daha mı duyarlıdırlar?
    Kadınların çoğunun kalori gereksinimi ve aldıkları kalori miktarı, erkeklerden azdır. Bu nedenle, yeterli vitamin ve mineral alımını sağlayabilmek için, besinsel içeriği yoğun bir diyet uygulamaları gerekir. Kadınların kalsiyum ve demir gereksinimi erkeklerden fazladır. Gebelik, laktasyon ve oral kontraseptif kullanımı da vücudun vitamin dengesini bozar; vitamin eksikliği, bazı kadınların yakındığı premenstrüel şikayetlere de neden olabilir.
    Gebe ve emziren kadınların hangi vitaminlere gereksinimi vardır?
    Gebelik ya da süt verme süresince gerek anne gerekse fetus veya bebeğin, A, C, B1, B6, B12, folik asit vitaminlerinin yanı sıra, demir, kalsiyum gibi mineral gereksinimleri artar ve bu ihtiyacı karşılayabilmek için vitamin preparatlarına başvurmak gerekebilir.
    Kalsiyumun vücut için önemi nedir?
    Kalsiyum; doğumdan yaşlılığa kadar, kemik, diş ve tırnakların sağlıklı oluşumunu ve devamını sağlamanın yanında kemik kaybının önlenmesi için gereklidir. Yaş ilerledikçe kalsiyum emilimi azalır.
    30 yaşın üzerinde kadınların vitamin + kalsiyum takviyesine neden ihtiyacı vardır?
    Özellikle 30 yaşından sonra kadınlar daha fazla kalsiyum kaybetmeye başlarlar. Menapoz'la birlikte bu kayıp hızlanır ve osteoporoz belirtileri (kemiklerde zayıflama, ağrı) görülebilir. Kalsiyumun emilmesi ve vücut tarafından tam olarak kullanılabilmesi için D vitamini ve genel sağlığın korunmasında vitaminler önemlidir. Kadınlar, 30'lu yaşlardan sonra, süt ve süt ürünlerini daha çok tüketmeli, güneş ışığından daha fazla yararlanmalı ve egzersize önem vermelidirler.
    Demirin insan vücudu için önemi nedir?
    Kanın en önemli fonksiyonel komponentini oluşturan demir, dokuya oksijen taşınması ve böylece dokudaki oksidasyon olaylarının sürdürülmesi için gereklidir. Demir eksikliğine bağlı olarak kansızlık, yorgunluk ve çalışma kapasitesinde azalma görülür.
    Kadınların erkeklerden daha fazla demire ihtiyacı var mıdır?
    Erkeklerin demir ihtiyacı günde 10 mg, kadınların 15 mg'dır. Kadınlarda her ay adet (menstruasyon) dönemlerinde kan kaybı olduğundan, ayrıca gebelik ve emzirme dönemlerinde bebeğin demir ihtiyacını da anne karşıladığından demir gereksinimi artar. Buna karşın kadınların demir depolama kapasitesi düşük olduğundan demir takviyesine özellikle ihtiyaç duyarlar.
    Adet öncesi gerginlik (Premenstrüel sendrom) belirtileri nedir?
    Adet öncesi gerginlik olarak da bilinen premenstrüel sendrom (PMS) kadınlarda adetten 5 ile 11.gün önce başlayan belirtiler topluluğudur. Halsizlik, uyku bozuklukları, huzursuzluk, ağrı gibi birçok belirtisi bulunur.
    Adet öncesi gerginlik (Premenstrüel sendrom) nasıl önlenir?
    Bu tip şikayetleri önlemek için egzersiz yapmalı, özellikle bu dönemlerde beslenmeye özen gösterilmelidir. Çay, kahve, sigarayı kesip sebze, meyve yenmeli ve bol su içilmelidir. Ayrıca B6, E, C ve D vitamini, kalsiyum ve magneryum alımının bu şikayetleri azalttığı görülmüştür. Evening Primrose bitkisinin tohumlarından elde edilen yağın (EPO) kullanımı sonucu PMS (premenstrüel sendrom) belirtilerinde anlamlı düzelmeler (karın şişkinliği ve göğüslerdeki duyarlılıkta %95, huzursuzlukta %80 gibi) görülmüştür.
    Vitamin hapları günün hangi saatinde alınır? Belli saatlerde almanın önemi var mıdır?
    Vitamin hapları günün herhangi bir saatinde alınabilir. Ancak, diş fırçalamak gibi her gün düzenli olarak aynı saatte yapılan bir iş olarak görülmesinin, ilacı almayı hatırlama açısından yararı vardır.
    Vitamin hapları uzun süre kullanılabilir mi?
    Evet. Özellikle Avrupa Gıda Konseyi tarafından kabul edilen RDA değerlerine (önerilen günlük alım miktarı) uygun vitamin ve mineral haplarını sağlığınızı korumak için alabilirsiniz. Ancak hapların A ve D vitamin içeriğinin çok yüksek olmamasına dikkat edilmelidir. A vitamininin 5000 ünite, D vitamininin 500 ünite düzeyinin üstünde ve sürekli kullanımı zararlı olabilir.
    İklim ve coğrafi bölge vitamin gereksinimini etkiler mi?
    İklim ve coğrafi bölge koşullarına göre D vitaminine olan gereksinim değişebilir. Güneşli bir çevrede, açık havada yaşıyanlarda ciltte yeterli derecede vitamin sentez edildiği için bu vitamine gereksinim azalır. D vitamininin en önemli kaynağı cilttir. Kuzey ülkeleri ve derin vadi içlerindeki yerleşme yerleri gibi az güneşli yerlerde yaşayanlarda veya mesleki nedenlerle gündüz vaktini kapalı yerlerde geçirenlerde D vitamini gereksinimi artar. Güneşli ortamda yaşadığı. halde geleneksel nedenlerle fazla örtünen kadınlarda da aynı durum sözkonusu olabilir.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Etin yararları
    Besin değeri yüksek bir gıda maddesidir. 100 gram ette 15 ila 20 gram protein bulunur. Etin içinde ayrıca fosfor, demir ye bakır gibi madensel tuzlar, A, D vitaminleri ve B vitamini bileşikleri vardır. Özellikle karaciğer demir ve bakır mineralleri, A ve D vitaminleri yönünden daha zengindir.
    Et kan yapar ve kansızlığı önler. Bedeni canlı ve güçlü kılar. Zihinsel gelişmeyi sağlar. Şişmanlığı önler. Bu özellikleriyle et soframızın baş tacı olmuştur. Beslenmede etle ilgili şu özelliklerin de bilinmesi gerekir:

    • Dana, piliç ve tavşan etinin, karaciğer ve beyinin sindirimi kolaydır. Bunlara hafif etler adı verilir.
    • Koyun etine ve sığır etinin bazı parçalarına yarı hafif ya da yarı yağlı etler denir. Bunların sindirimi beyaz etin (hafif etin-yağsız etin) sindiriminden biraz daha zordur.
    • Kaz ve ördek etine, koyunun ve sığırın yağlı kısımlarına ağır et ismi verilir. Adından da anlaşıldığı üzere bunların sindirimi daha zordur. En ağır et domuz etidir. Zengin gelişmiş ülkelerde hastalıkların pek çoğuna yağlı domuz eti neden oluyor.
    • Et tüketiminde ölçüyü kaçırmamak gerekir. Gut, damar sertliği, kalp hastalıkları, sinir bozukluğu ve sindirim rahatsızlıklarının kaynağında aşın et tüketimi vardır.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Muhahaha

    Yumurta ne kadar yararlıdır ?
    Yumurta mükemmel bir gıda olup güzel yiyecektir. Yumurta yüksek değerde protein ihtiva ettiği için yemeklerde kullanılabilir. Yumurtada 10 temel aminoasit mevcuttur. Yumurta, ayrıca A, D, E vitaminleri, thiamin, niacin, riboflavin, demir ve fosfordan oluşan 11 temel gıdayı temin eder. Yemeklerinize koyacağınız birkaç yumurta (60-90 gr) balık veya beyaz et yerine geçebilir.


    Yumurta nasıl korunur ?
    Yumurta çabuk bozulan gıdalardan olduğu için buzdolabında karton ambalajıyla muhafaza edilmelidir. Yumurta; oda sıcaklığında 7 gün, buzdolabında 1 ay süreyle sağlıklı olarak muhafaza edilebilir.
    Yumurta sarısındaki renk farklılığının sebebi nedir?
    Yumurta sarısının koyuluğu tavuğun yemine göre değişebilir ve yumurtanın besleyiciliği veya kalitesi üzerinde herhangi bir etkisi yoktur. Tavuk yeminde önerilen miktarından daha fazla buğday bulunursa yumurta sarısı açık, mısır bulunursa koyu olabilmektedir.
    Kahverengi yumurtalar beyazlara göre daha besleyici midir?
    Hayır. Yumurtanın kabuk rengi tavuğun cinsiyle alakalıdır. Kahverengi ve beyaz yumurtalar besleyicilik yönünden aynıdır.
    Pişmiş yumurta ne kadar saklanabilir?
    Kabuğun kırılmasından sonra 7-9 gün buzdolabında saklanabilir.

    Kaç çeşit yumurta vardır ?
    1- Klavuz : 42 - 48 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    2- Piliç : 48 - 53 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    3- Yarka : 53 - 58 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    Klavuz, piliç ve yarka yumurtaları 24. hafta evresine kadar olan tavuklardan elde edilir.
    4- Yeni Ana : 58 - 62 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    5- Eski Ana : 62 - 67 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    Yeni ana ve eski ana yumurtaları 24. hafta ve 34. hafta arası evrede tavuklardan elde edilir.
    6- Duble : 67 gr ve üstü ağırlığındaki yumurtalardır.
    Duble yumurta 34.hafta ve daha ileri evresinde olan tavuklardan elde edilir
    Yumurta dondurularak saklanabilir mi?
    Çiğ yumurta 18°C' de 1 yıl süreyle saklanabilir. Yumurtanın sadece sarı kısmının veya tümünün donması için bir kaseye kırınız. Hava kabarcıkları oluşmayacak şekilde yavaşça karıştırınız.
    Yumurta sarısında topaklanmayı önlemek için yumurtaya aşağıda belirtilen miktarlarda tuz veya şeker ekleyiniz.
    • her 1 fincan (250 mL) yumurta için 2 mL tuz
    • her 1 fincan (250 mL) yumurta için 15 mL şeker
    Yumurtanın dondurulduğu kap biraz geniş olmalıdır. Donmuş yumurta nispeten az yer kaplar, eridiğinde yeniden genişler Pişmiş yumurtanın dondurulması tavsiye edilmez. Kolay stok için yumurtaları küp şeklinde kaplarda dondurunuz ve plastik kaplara alınız
    Pişmiş yumurtanın dondurulması tavsiye edilmez. Yumurtanın beyaz kısmı kauçuk şeklinde kalabilir
    YUMURTA YEMEKLERİ İPUÇLARI
    • Mikrodalga yemekleri için kaliteli kaplar seçiniz. Yuvarlak kaplar yumurta için en ideal kaplardır.
    • Yumurtayı orta ısıda pişiriniz. Yumurtayı yüksek ateşte pişirmek veya düşük ısıda uzun zaman pişirmek, yumurtanın sertleşmesine sebep olur.
    • Yumurtalar gözenekli yapıya sahiptirler ve buzdolabında ağır kokan yemeklerden uzakta tutulmalıdırlar. Karton kutuları onları bu tür kokulardan korumak için ideal bir araçtır.
    • Yumurtayı kırıp suda veya yağda pişirmek için mümkün olduğunca en tazesini kullanın

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    YUMURTANIN BESİN DEĞERİ TABLOSU


    BESİN ELEMENTİBÜTÜNBEYAZSARIEnerji (kkal)751759Protein (g)6,253,522,78Toplam yağ (g)5,0105,12Toplam karbonhidtrat (g)0,60,30,3Yağ asitleri (g)4,3304,33Doymuş yağlar (g)1,5501,55Tekli doymamış yağlar (g)1,9101,91Çoklu doymamış yağlar (g)0,6800,68Kolesterol (mg)2130213Tiamin (mg)0,0310,0020,028Riboflavin (mg)0,2540,1510,103Niasin (mg)0,0360,0310,005B6vitamini (mg)0,0700,0010,0069Folat (mcg)23,51,022,5Vitamin B12 (mcg)0,500,070,43Vitamin A (IU)317,50317Vitamin E (mg)0,7000,70Vitamin D (IU)24,5024,5Kolin (mg)215,10,42214,6Biotin (mcg)9,982,347,58Kalsiyum, Ca (mg)25223Demir, Fe (mg)0,720,010,59Magnezyum, Mg (mg)541Bakır, Cu (mg)0,0070,0020,004İyot, I (mg)0,0240,0010,0022Çinko, Zn (mg)0,5500,52Sodyum, Na (mg)63557Manganez, Mn (mg)0,0120,0010,0012

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bunları Biliyor musunuz?

    • Yumurta kabuğunun yüzeyinde 17.000 adet küçük delik (por) bulunur.
    • Buzdolabında bir hafta bekletilmiş yumurta, oda ısısında bir gün bekletilmiş yumurtadan daha tazedir.
    • Yumurta uzun süre bekletilirse su ve karbordioksit kaybı nedeniyle ağırlığı azalır.
    • Yumurta %10 tuzlu suya (yarım litre suya 60 gr tuz) atılacak olursa taze yumurta dibe çökerken, bayat yumurta yüzeyde kalır.
    • Yumurtanın tazeliği en iyi kırıldığında anlaşılır. Taze yumurta kırıldığında yumurta akı ve sarısı tamamıyla yayılmaz ve birbirne karışmaz. Yumurta sarısı yüksek görünümdedir.
    • Yumurta hazırladığımız yiyeceklerin besleyici değerini arttırmada kullanabiliriz.
    • Sebzelerin protein miktarı düşüktür. Bu nedenle sebzelere yumurta kırılması protein, vitamin ve mineral açısından dengeli karışımların oluşmasını sağlar.
    • Yumurta tahıl grubundaki besinler ile tüketildiğinde (örneğin; makarnaya kırılırsa, böreklerde kullanılırsa vb.) protein kalitesini arttırmış oluruz.
    • Yumurta mutfağın çimento harcı gibidir. Yumurtayı birçok besini hazırlamada yardımcı olarak kullanabiliriz.
    • Yumurta akı proteinlerinin fom oluşturucu ve bu yolla kabarmayı sağlayıcı özelliği vardır. Bu nedenle kek hazırlamada doğal kabartacı olarak tercih edilmektedir.
    • Yumurta proteinleri ıs ile katılaştığı için sütlü tatlılarda ve çorbalarda koyulaştırıcı ve kıvam sağlayıcı olarak kullanılır.
    • Katı pişirilmiş yumurta ile salataların (piyaz, patates salatası vb) süslemesi yapılabilmektedir.

    • Yumurta, pasta ve keklerin renklendirilmesini sağlar. Bunlara Dikkat Ediyor musunuz?

    • Yumurta satın alınırken; marketlerde soğuk ortamda muhafaza ediliyor olmasınadikkat edilmelidir.
    • Yumurtanın kabuğu temiz, düzgün görünüşlü, yeterli kalınlıkta ve az pürüzlü olmalıdır. Çatlak ve kırık yumurtalar satın alınmamalıdır. Bu yumurtalar tazeliğini daha çabuk kaybedip, bozulur. Mikroorganizmaların üremezi için uygun bir ortam oluşturulurlar.
    • Ev şartlarında yumurta buzdolabında (0-5oC), çabuk bozulmasını önlemek için alınan orijinal karton kutusu içerisinde, yıkanmadan saklanmalıdır. Yıkandığı takdirde doğal koruyucu tabakasını kaybeder. Bu nedenle yumurta kullanılacağı zaman yıkanmalıdır.
    • Yumurta buzdolabında; peynir, soğan, balık gibi güçlü kokusu olan besinlerin yakınında saklanmamalıdır. Çünkü yumurtanın kabuğu gözeneklidir ve yumurta güçlü kokuları emebilmektedir.
    • Yumurtaların, iyi kaliteli olma özelliğini kaybetmeden 4-5 hafta içerisinden itibaren 3-4 hafta içerisinde tüketilmesi gerekir.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yumurta Pişirirken

    Yumurtalı yemekler hazırlanmadan önce ve sonra ellerin, kullanılacak kapların araçların yıkanması gereklidir.
    • Çiğ yumurtalar temiz kaplara kırılmalıdır.
    • Kullanılacak miktar kadar yumurta buzdolabından dışarıya çıkartılmalıdır.
    • Yumurta içeren ve yumurtadan zengin yiyecekler hazırlanması sürelerinin haricinde iki saatten fazla buzdolabının dışında tutulmamalıdır.
    • Yumurta kabuklu olarak pişirildiğinde 4 dakikada beyazı, 12 dakikada tamı katılaşır.
    • Yumurta içeren bütün tarifelere piirilme işlemi uygulanmalıdır. Çiğ yumurtaın hem sindirimi güçtür hem de mikroorganizmaların bulaşma riski vardır. Salmonella enfeksiyonları en çok rastlanılanıdır.
    • Çiğ yumurtanın beyazındaki avidin, sarısında bulunan B grubu vitaminlerden biyotini bağlayarak kullanılmasını engeller. Pişirme ile bu olumsuz etki önlenir.
    • Yumurtanın pişirilme süresinin iyi ayarlanması gereklidir. Örneğin; yumurtayı haşlaşa süresi uzarsa ve yumurta bayatsa sarıdaki demir, beyazdaki sülfür ile birleşerek yumurta sarısının etrafında yeşil bir halka oluşur (Demir sülfür halkası).
    • Uzun süre pişirilen yumurtaların sindirimi güçleşir ve uygulanan pişirme yöntemine göre B grubu vitaminlerde kayıplar oluşur. Kayıpları önlemek için yumurtayı yağa kırma yerine, diğer yöntemler ile pişirme tercih edilmelidir.
    • Yumurta beyazı ve sarısındaki besin ögelerinin tür ve miktarı farklılık göstermektedir.
    Yumurta, yumuşak ve lezzetli olması nedeniyle kolay çiğnenebilir ve sindirilebilir özelliğe sahiptir. Ayrıca hazırlanması da kolaydır.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    YUMURTA ÇEŞİTLERİ


    1- Klavuz : 42 - 48 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    2- Piliç : 48 - 53 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    3- Yarka : 53 - 58 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    Klavuz, piliç ve yarka yumurtaları 24. hafta evresine kadar olan tavuklardan elde edilir.
    4- Yeni Ana : 58 - 62 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    5- Eski Ana : 62 - 67 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    Yeni ana ve eski ana yumurtaları 24. hafta ve 34. hafta arası evrede tavuklardan elde edilir.
    6- Duble : 67 gr ve üstü ağırlığındaki yumurtalardır.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir civcivin gelişmesi için bütün besin öğelerini içeren yumurta, örnek protein kaynağıdır. Bu da büyümekte olan bir organizma için önemli bir özelliktir. Yumurta proteini, amino asitlerin hepsini yeterli oranda içeren ve kolay sindirilen ve %100 vücut proteinlerine dönüşebilen "üstün kaliteli" proteindir. Bir adet yumurtada 6 gram kadar protein, 5.5 gram kadar yağ ve çok az karbonhidrat vardır. Ayrıca A vitamini ve bazı B vitaminIerinden de zengindir. Yumurtanın sarısı akına oranla daha fazla yağ, protein ve demir içermektedir ve iyi bir çinko kaynağıdır.
    Yumurta sarısı yüksek kolesterol içermesine karşın yağı doymamış olduğundan kolesterolü yükseltici etkisi kırmızı etten daha düşüktür. Yumurta ülkemizdeki en ucuz iyi kaliteli protein kaynağıdır.
    Altı aylık olana kadar sadece anne sütü ile beslenmiş bir bebeğe yoğurt, meyve suyu, sebze çorbasının ardından ek besin yumurta sarısı verilmeye başlanır. 1 çay kaşığı kadar(1/4 yumurta sarısı), iyi haşlanmış yumurta sarısı çorbalarının ya da sütünün içine katılarak verilir ve 3 günde bir miktarı arttırılabilir. Dolayısıyla bebek 15 gün sonra tam yumurta sarısı alır. Daha sonra yumurta, beyazı ile verilmeye başlanır. Yine yumurta beyazı da ¼ tam yumurtanın beyazı olarak sarısıyla beraber verilmeye ve 3 günde bir miktarı arttırılır. Sekiz aydan sonra bebek gün aşırı 1 adet yumurta yemelidir. Yumurta verildiği ilk günden itibaren bebek alerji yönünden izlenmelidir.
    Bebeğe verilen yumurta taze olmalı ve iyi pişirilmelidir. Pişirme ile yumurtanın sindirimi kolaylaşır. Çiğ yumurta B vitaminlerinden biotinin vücut tarafından kullanılmasına engel olduğundan zararlıdır. Sarısının katılaşıncaya kadar pişmesi mikrobiyolojik açıdan da önem taşımaktadır. İyi pişmemiş yumurtadan salmonella gibi mikroorganizmalar insana geçebilmektedir. Ancak, uzun süre pişirildiğinde de lezzeti azalmakta ve sarısının etrafında oluşan yeşil halka kötü görünmesine ve kötü kokmasına daha da önemlisi besin değerinin azalmasına neden olmaktadır.
    Bunları önlemek için, bebeğin tüketeceği yumurta yıkanır, hafif buharlaşmaya başlayan ancak kaynamayan suda, 8-10 dakika kaynatılır ve derhal soğuk suya tutularak soğutulur.
    Yumurta, bebeklere süt, çorba gibi yiyeceklerle karıştırılarak ya da omlet yapılarak ve ıspanak, kabak, domates, patates gibi sebzelerle pişirilerek de çocuğa yedirilebilir. Bunun için önce sebzeler yıkanır, doğranır ve pişirilir. Pişmesine yakın içine yumurta kırılır. Yumurta, çökelek ya da peynirle karıştırılarak pişmiş makarnaya eklenir. Böylece besleyici değeri yüksek ve görece ucuz yemekler elde edilir.
    Etler de biyolojik değeri yüksek, iyi kaliteli protein kaynağıdırlar. Ayrıca yumurta gibi B grubu vitaminler, vücuda iyi kullanılabilen demir ile çinkodan zengindirler, aynı zamanda bir enerji kaynağıdırlar. Ülkemizde genellikle koyun, sığır, kümes hayvanlarının etleri ve balık tüketilmekte ve sucuk, pastırma, salam gibi et ürünleri de yapılmaktadır.
    Bu gruptan bebeğin 7 aylık olduğunda aldığı ilk ek besin tavuk etidir. Haşlanmış tavuk eti, çorbaların içine katılarak ya da ekmek, pilav ve makarna ile birlikte bebeğe yedirilir.
    Bebeğe et, kıyma şeklinde verilir. Kıyma hafif ateşte kendi verdiği suyu çekene kadar pişirilip(kavrulmaz) çorbaların ya da yemeklerin içine konarak ya da ızgara köfte yapılarak bebeğe yedirilir. Bebeğe köfte hazırlanırken; yağsız iri çekilmiş dana kıyması, ıslatılmış çok az ekmek içi ve yıkanmış, ince doğranmış çok az maydanoz ile yoğrulur, ısıtılmış fırında ya da tavada pişirilir. Ekmek yerine haşlanmış pirinç konularak sulu köfte olarak da pişirilebilir. Bebek için etli sebze yemeği hazırlarken; ıspanak, kabak, domates, patates, biber ve semizotu gibi bir sebze yıkanır ve tencereye doğranır. Bir köfte kadar kıyma, 1 yemek kaşığı pirinç, mercimek ya da bulgur ile 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ve az su konulup pişirilir. Sebzenin türüne göre dolma ya da kıymalı sebze yemeği olarak yedirilir. Bebeğe verilen bu besinlerin hiçbirisine tuz konulmaz. Bebek bir yaşına geldikten sonra yemekleri iyotlu tuz kullanılarak pişirilir.
    Bebeğe verilmesi gereken önemli bir besin de balıktır. Balık ve diğer su ürünleri “elzem yağ asitleri” olarak bilinen linoleik ve linolenik asitlerden zengindir. Bu yağ asitlerinin diyette yer alması koroner kalp hastalığının önlenmesi, beyin ve retinanın gelişimi ve sağlığı için gereklidir. On bir aylık olan bebek haftada bir kez taze balık tüketmeye başlar
    Bebeklere verilecek balık, ızgara ya da buğulama olarak ve kılçıkları ayıklanarak yedirilir. Bebeklere verilecek tek sakatat karaciğerdir. Karaciğer suda, hafif sıcaklıkta pişirilip, ezilerek verilir. Beyin, börek ve yürek gibi sakatatlar bebeğe yedirilmez.
    Kırmızı et veya kümes hayvanlarının etlerinden yapılan ve katkı maddesi içeren pastırma, sucuk, salam ve sosis bebek ve çocuk beslenmesinde hiçbir şekilde yer almaması gereken besinlerdir. Ayrıca acılı, baharatlı, tuzlu, çiğ veya iyi pişmemiş ve mangalda pişmiş et yemekleri ve köfteler bebek ve çocuklara yedirilmemesi gereken besinlerdir.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yumurtanın ürünleri ve ilgili terimler

    1. <LI type=a>Yumurta; sadece evcil tavuktan elde edilen kabuklu yumurtayı, <LI type=a>Kuluçkalık yumurta; civciv üretimi amacı ile horozlu sürülerden elde edilen kabuklu yumurtayı, <LI type=a>Yumurta kabuğu; yumurta içeriğini dıştan çevreleyen, dıştan içe doğru kutikula, kalsiyum tabakası ve kabuk altı çift zarlı yumurta membranından oluşmuş yapıyı, <LI type=a>Yumurta akı; yumurta kabuğu ve yumurta sarısı arasında bulunan saydam maddeyi, <LI type=a>Yumurta sarısı; yumurtanın ortasında, vitelin membranı ile çevrilmiş yumurtanın sarı renkli maddesini, <LI type=a>Çatlak yumurta; yumurta kabuğunun sert kısmının hasar gördüğü, ancak yumurta kabuğu altı membranının bütünlüğünün kaybolmadığı ve oluşan hasarın çıplak gözle görülebildiği yumurtayı, <LI type=a>Kırık yumurta; yumurta kabuğunun bütünlüğünün kaybolduğu yumurtayı, <LI type=a>Yabancı madde; doğal olarak yumurtanın yapısında yer almayan iç ve dış orijinli, organik ve inorganik maddeleri; yumurta içinde bulunabilecek kan lekeleri, kanlı oluşumlar, et benekleri ve embriyonal oluşumları, <LI type=a>Kirli yumurta; kabuk yüzeyinde, kabuğun toplam yüzeyinin 1/8’inden fazla kabuk harici madde ve leke içeren yumurtayı, <LI type=a>Hafif kirli yumurta; gaita, kümes içeriği, çamur, kan lekesi gibi kabuk harici madde ve yumurta içeriği kabuğun toplam yüzeyinin 1/8’ini ve bulundukları noktada ise toplam yüzeyin 1/16’sını geçmeyen yumurtayı, <LI type=a>Temiz yumurta; kabuk yüzeyinde hiçbir yabancı madde ve leke içermeyen yumurtayı, <LI type=a>Yumurta ürünleri; kabuğundan ayrılmış tüm yumurta, yumurta sarısı, yumurta akı veya karışımlarından elde edilen, diğer gıda ve/veya katkı maddeleri ile de kombine edilebilen; sıvı, konsantre, kurutulmuş, kristalize veya koagülasyon işlemine tabii tutulmuş ürünleri,
    2. Pastörizasyon; yumurtadaki patojen mikroorganizmaların vejetatif formlarının tamamını, diğer mikroorganizmaların büyük bir kısmını öldürmek amacıyla yapılan, yumurta veya yumurta ürünlerinin raf ömrünü uzatan, en az 63° C’da 30 dakika, 72° C’da 15 saniye veya 100° C’ın altındaki sıcaklıkta uygun zaman kombinasyonu ile gerçekleştirilen ısıl işlemi,
    ifade eder.

    TARIM VE KOYİŞLERİ BAKANLIĞI, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yumurta Kolesterol Artırır mı?

    Bir yumurta sarısında 213 mg kolesterol bulunur. Yumurta beyazında, kolesterol ve yağ yoktur.
    Yumurta yüksek kolesterol içeriğine sahip besinimiz olması nedeniyle yıllarca kötü bir ün kazanmıştır. Besinlerdeki yüksek kolesterolün, kan kolesterolünde direkt artışa neden olduğ udüşünülmüş ve bu nedenle yumurta tüm diyetlerden uzak tutulmuş ve korkak tüketilmiştir.
    Gerçekte kan kolesterolünün büyük bir kısmı vücut tarafından yapılır.
    Kolesterol; insanlar ve tüm hayvanlarda vücutta sentezlenen yağ benzeri bir maddedir. Sinir liflerinin yalıtımı, hücre duvarının bütünlüğünün sağlanması, D vitamini sentezi, çeşitli hormonların ve sindirim salgılarının oluşumu için gereklidir
    Kan kolesterol seviyesinin düzenlenmesinde; genetik, yaşam biçimi ve beslenme şeklinin önemli kriterler olduğu yapılan bilimsel çalışma sonuçları ile ortaya konulmuştur.
    Doymuş yağların, kan kolesterol düzeyine etkisi yüksek kolesterollü diyetten dahafazladır.
    Beslenmemizde kolesterolden çok, toplam yağ miktarı ve doymuş yağ asitleri oranına dikkat etmemiz gereklidir. Düşük yağlı diyet tüketen sağlıklı bireylerde her gün bir yumurta tüketiminin sakıncası yoktur.
    Eğer kişide kolesterol metabolizması bozukluğu yoksa yeterli ve dengeli olarak tüm besin gruplarını tüketiyorsa ideal vücut ağırlığı koruyorsa, fiziksel olarak aktif ise ve sigara kullanmıyorsa, yumurtanın yüksek kolesterol içeriğinden dolayı endişe duyulmasına gerek yoktur.
    Sağlığımız için gerekli olan protein, vitamin ve mineral bu kabuğun içerisinde...

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •