REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
18 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Hangi Vitamin Neden ve Ne Kadar Alınmalı

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yumurta Pişirirken

    Yumurtalı yemekler hazırlanmadan önce ve sonra ellerin, kullanılacak kapların araçların yıkanması gereklidir.
    • Çiğ yumurtalar temiz kaplara kırılmalıdır.
    • Kullanılacak miktar kadar yumurta buzdolabından dışarıya çıkartılmalıdır.
    • Yumurta içeren ve yumurtadan zengin yiyecekler hazırlanması sürelerinin haricinde iki saatten fazla buzdolabının dışında tutulmamalıdır.
    • Yumurta kabuklu olarak pişirildiğinde 4 dakikada beyazı, 12 dakikada tamı katılaşır.
    • Yumurta içeren bütün tarifelere piirilme işlemi uygulanmalıdır. Çiğ yumurtaın hem sindirimi güçtür hem de mikroorganizmaların bulaşma riski vardır. Salmonella enfeksiyonları en çok rastlanılanıdır.
    • Çiğ yumurtanın beyazındaki avidin, sarısında bulunan B grubu vitaminlerden biyotini bağlayarak kullanılmasını engeller. Pişirme ile bu olumsuz etki önlenir.
    • Yumurtanın pişirilme süresinin iyi ayarlanması gereklidir. Örneğin; yumurtayı haşlaşa süresi uzarsa ve yumurta bayatsa sarıdaki demir, beyazdaki sülfür ile birleşerek yumurta sarısının etrafında yeşil bir halka oluşur (Demir sülfür halkası).
    • Uzun süre pişirilen yumurtaların sindirimi güçleşir ve uygulanan pişirme yöntemine göre B grubu vitaminlerde kayıplar oluşur. Kayıpları önlemek için yumurtayı yağa kırma yerine, diğer yöntemler ile pişirme tercih edilmelidir.
    • Yumurta beyazı ve sarısındaki besin ögelerinin tür ve miktarı farklılık göstermektedir.
    Yumurta, yumuşak ve lezzetli olması nedeniyle kolay çiğnenebilir ve sindirilebilir özelliğe sahiptir. Ayrıca hazırlanması da kolaydır.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    YUMURTA ÇEŞİTLERİ


    1- Klavuz : 42 - 48 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    2- Piliç : 48 - 53 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    3- Yarka : 53 - 58 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    Klavuz, piliç ve yarka yumurtaları 24. hafta evresine kadar olan tavuklardan elde edilir.
    4- Yeni Ana : 58 - 62 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    5- Eski Ana : 62 - 67 gr ağırlığındaki yumurtalardır.
    Yeni ana ve eski ana yumurtaları 24. hafta ve 34. hafta arası evrede tavuklardan elde edilir.
    6- Duble : 67 gr ve üstü ağırlığındaki yumurtalardır.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir civcivin gelişmesi için bütün besin öğelerini içeren yumurta, örnek protein kaynağıdır. Bu da büyümekte olan bir organizma için önemli bir özelliktir. Yumurta proteini, amino asitlerin hepsini yeterli oranda içeren ve kolay sindirilen ve %100 vücut proteinlerine dönüşebilen "üstün kaliteli" proteindir. Bir adet yumurtada 6 gram kadar protein, 5.5 gram kadar yağ ve çok az karbonhidrat vardır. Ayrıca A vitamini ve bazı B vitaminIerinden de zengindir. Yumurtanın sarısı akına oranla daha fazla yağ, protein ve demir içermektedir ve iyi bir çinko kaynağıdır.
    Yumurta sarısı yüksek kolesterol içermesine karşın yağı doymamış olduğundan kolesterolü yükseltici etkisi kırmızı etten daha düşüktür. Yumurta ülkemizdeki en ucuz iyi kaliteli protein kaynağıdır.
    Altı aylık olana kadar sadece anne sütü ile beslenmiş bir bebeğe yoğurt, meyve suyu, sebze çorbasının ardından ek besin yumurta sarısı verilmeye başlanır. 1 çay kaşığı kadar(1/4 yumurta sarısı), iyi haşlanmış yumurta sarısı çorbalarının ya da sütünün içine katılarak verilir ve 3 günde bir miktarı arttırılabilir. Dolayısıyla bebek 15 gün sonra tam yumurta sarısı alır. Daha sonra yumurta, beyazı ile verilmeye başlanır. Yine yumurta beyazı da ¼ tam yumurtanın beyazı olarak sarısıyla beraber verilmeye ve 3 günde bir miktarı arttırılır. Sekiz aydan sonra bebek gün aşırı 1 adet yumurta yemelidir. Yumurta verildiği ilk günden itibaren bebek alerji yönünden izlenmelidir.
    Bebeğe verilen yumurta taze olmalı ve iyi pişirilmelidir. Pişirme ile yumurtanın sindirimi kolaylaşır. Çiğ yumurta B vitaminlerinden biotinin vücut tarafından kullanılmasına engel olduğundan zararlıdır. Sarısının katılaşıncaya kadar pişmesi mikrobiyolojik açıdan da önem taşımaktadır. İyi pişmemiş yumurtadan salmonella gibi mikroorganizmalar insana geçebilmektedir. Ancak, uzun süre pişirildiğinde de lezzeti azalmakta ve sarısının etrafında oluşan yeşil halka kötü görünmesine ve kötü kokmasına daha da önemlisi besin değerinin azalmasına neden olmaktadır.
    Bunları önlemek için, bebeğin tüketeceği yumurta yıkanır, hafif buharlaşmaya başlayan ancak kaynamayan suda, 8-10 dakika kaynatılır ve derhal soğuk suya tutularak soğutulur.
    Yumurta, bebeklere süt, çorba gibi yiyeceklerle karıştırılarak ya da omlet yapılarak ve ıspanak, kabak, domates, patates gibi sebzelerle pişirilerek de çocuğa yedirilebilir. Bunun için önce sebzeler yıkanır, doğranır ve pişirilir. Pişmesine yakın içine yumurta kırılır. Yumurta, çökelek ya da peynirle karıştırılarak pişmiş makarnaya eklenir. Böylece besleyici değeri yüksek ve görece ucuz yemekler elde edilir.
    Etler de biyolojik değeri yüksek, iyi kaliteli protein kaynağıdırlar. Ayrıca yumurta gibi B grubu vitaminler, vücuda iyi kullanılabilen demir ile çinkodan zengindirler, aynı zamanda bir enerji kaynağıdırlar. Ülkemizde genellikle koyun, sığır, kümes hayvanlarının etleri ve balık tüketilmekte ve sucuk, pastırma, salam gibi et ürünleri de yapılmaktadır.
    Bu gruptan bebeğin 7 aylık olduğunda aldığı ilk ek besin tavuk etidir. Haşlanmış tavuk eti, çorbaların içine katılarak ya da ekmek, pilav ve makarna ile birlikte bebeğe yedirilir.
    Bebeğe et, kıyma şeklinde verilir. Kıyma hafif ateşte kendi verdiği suyu çekene kadar pişirilip(kavrulmaz) çorbaların ya da yemeklerin içine konarak ya da ızgara köfte yapılarak bebeğe yedirilir. Bebeğe köfte hazırlanırken; yağsız iri çekilmiş dana kıyması, ıslatılmış çok az ekmek içi ve yıkanmış, ince doğranmış çok az maydanoz ile yoğrulur, ısıtılmış fırında ya da tavada pişirilir. Ekmek yerine haşlanmış pirinç konularak sulu köfte olarak da pişirilebilir. Bebek için etli sebze yemeği hazırlarken; ıspanak, kabak, domates, patates, biber ve semizotu gibi bir sebze yıkanır ve tencereye doğranır. Bir köfte kadar kıyma, 1 yemek kaşığı pirinç, mercimek ya da bulgur ile 1 tatlı kaşığı sıvı yağ ve az su konulup pişirilir. Sebzenin türüne göre dolma ya da kıymalı sebze yemeği olarak yedirilir. Bebeğe verilen bu besinlerin hiçbirisine tuz konulmaz. Bebek bir yaşına geldikten sonra yemekleri iyotlu tuz kullanılarak pişirilir.
    Bebeğe verilmesi gereken önemli bir besin de balıktır. Balık ve diğer su ürünleri “elzem yağ asitleri” olarak bilinen linoleik ve linolenik asitlerden zengindir. Bu yağ asitlerinin diyette yer alması koroner kalp hastalığının önlenmesi, beyin ve retinanın gelişimi ve sağlığı için gereklidir. On bir aylık olan bebek haftada bir kez taze balık tüketmeye başlar
    Bebeklere verilecek balık, ızgara ya da buğulama olarak ve kılçıkları ayıklanarak yedirilir. Bebeklere verilecek tek sakatat karaciğerdir. Karaciğer suda, hafif sıcaklıkta pişirilip, ezilerek verilir. Beyin, börek ve yürek gibi sakatatlar bebeğe yedirilmez.
    Kırmızı et veya kümes hayvanlarının etlerinden yapılan ve katkı maddesi içeren pastırma, sucuk, salam ve sosis bebek ve çocuk beslenmesinde hiçbir şekilde yer almaması gereken besinlerdir. Ayrıca acılı, baharatlı, tuzlu, çiğ veya iyi pişmemiş ve mangalda pişmiş et yemekleri ve köfteler bebek ve çocuklara yedirilmemesi gereken besinlerdir.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yumurtanın ürünleri ve ilgili terimler

    1. <LI type=a>Yumurta; sadece evcil tavuktan elde edilen kabuklu yumurtayı, <LI type=a>Kuluçkalık yumurta; civciv üretimi amacı ile horozlu sürülerden elde edilen kabuklu yumurtayı, <LI type=a>Yumurta kabuğu; yumurta içeriğini dıştan çevreleyen, dıştan içe doğru kutikula, kalsiyum tabakası ve kabuk altı çift zarlı yumurta membranından oluşmuş yapıyı, <LI type=a>Yumurta akı; yumurta kabuğu ve yumurta sarısı arasında bulunan saydam maddeyi, <LI type=a>Yumurta sarısı; yumurtanın ortasında, vitelin membranı ile çevrilmiş yumurtanın sarı renkli maddesini, <LI type=a>Çatlak yumurta; yumurta kabuğunun sert kısmının hasar gördüğü, ancak yumurta kabuğu altı membranının bütünlüğünün kaybolmadığı ve oluşan hasarın çıplak gözle görülebildiği yumurtayı, <LI type=a>Kırık yumurta; yumurta kabuğunun bütünlüğünün kaybolduğu yumurtayı, <LI type=a>Yabancı madde; doğal olarak yumurtanın yapısında yer almayan iç ve dış orijinli, organik ve inorganik maddeleri; yumurta içinde bulunabilecek kan lekeleri, kanlı oluşumlar, et benekleri ve embriyonal oluşumları, <LI type=a>Kirli yumurta; kabuk yüzeyinde, kabuğun toplam yüzeyinin 1/8’inden fazla kabuk harici madde ve leke içeren yumurtayı, <LI type=a>Hafif kirli yumurta; gaita, kümes içeriği, çamur, kan lekesi gibi kabuk harici madde ve yumurta içeriği kabuğun toplam yüzeyinin 1/8’ini ve bulundukları noktada ise toplam yüzeyin 1/16’sını geçmeyen yumurtayı, <LI type=a>Temiz yumurta; kabuk yüzeyinde hiçbir yabancı madde ve leke içermeyen yumurtayı, <LI type=a>Yumurta ürünleri; kabuğundan ayrılmış tüm yumurta, yumurta sarısı, yumurta akı veya karışımlarından elde edilen, diğer gıda ve/veya katkı maddeleri ile de kombine edilebilen; sıvı, konsantre, kurutulmuş, kristalize veya koagülasyon işlemine tabii tutulmuş ürünleri,
    2. Pastörizasyon; yumurtadaki patojen mikroorganizmaların vejetatif formlarının tamamını, diğer mikroorganizmaların büyük bir kısmını öldürmek amacıyla yapılan, yumurta veya yumurta ürünlerinin raf ömrünü uzatan, en az 63° C’da 30 dakika, 72° C’da 15 saniye veya 100° C’ın altındaki sıcaklıkta uygun zaman kombinasyonu ile gerçekleştirilen ısıl işlemi,
    ifade eder.

    TARIM VE KOYİŞLERİ BAKANLIĞI, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yumurta Kolesterol Artırır mı?

    Bir yumurta sarısında 213 mg kolesterol bulunur. Yumurta beyazında, kolesterol ve yağ yoktur.
    Yumurta yüksek kolesterol içeriğine sahip besinimiz olması nedeniyle yıllarca kötü bir ün kazanmıştır. Besinlerdeki yüksek kolesterolün, kan kolesterolünde direkt artışa neden olduğ udüşünülmüş ve bu nedenle yumurta tüm diyetlerden uzak tutulmuş ve korkak tüketilmiştir.
    Gerçekte kan kolesterolünün büyük bir kısmı vücut tarafından yapılır.
    Kolesterol; insanlar ve tüm hayvanlarda vücutta sentezlenen yağ benzeri bir maddedir. Sinir liflerinin yalıtımı, hücre duvarının bütünlüğünün sağlanması, D vitamini sentezi, çeşitli hormonların ve sindirim salgılarının oluşumu için gereklidir
    Kan kolesterol seviyesinin düzenlenmesinde; genetik, yaşam biçimi ve beslenme şeklinin önemli kriterler olduğu yapılan bilimsel çalışma sonuçları ile ortaya konulmuştur.
    Doymuş yağların, kan kolesterol düzeyine etkisi yüksek kolesterollü diyetten dahafazladır.
    Beslenmemizde kolesterolden çok, toplam yağ miktarı ve doymuş yağ asitleri oranına dikkat etmemiz gereklidir. Düşük yağlı diyet tüketen sağlıklı bireylerde her gün bir yumurta tüketiminin sakıncası yoktur.
    Eğer kişide kolesterol metabolizması bozukluğu yoksa yeterli ve dengeli olarak tüm besin gruplarını tüketiyorsa ideal vücut ağırlığı koruyorsa, fiziksel olarak aktif ise ve sigara kullanmıyorsa, yumurtanın yüksek kolesterol içeriğinden dolayı endişe duyulmasına gerek yoktur.
    Sağlığımız için gerekli olan protein, vitamin ve mineral bu kabuğun içerisinde...

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Balık Yiyerek Kalbini Koru

    Uzmanlar, en az haftada bir kez balık yemenin kalp hastalıkları ve yüksek tansiyonu önlediğini bildirdiler. Danimarkalı uzmanlar yaptıkları açıklamalarda, özellikle somon ve uskumruda bulunan omega-3 yağının, kalp damarlarındaki bir protein türü seviyesini düşürdüğünü ifade ettiler. Bu durum damarlarda yağ oluşmasını engelleyerek kalp hastalıklarına yakalanma oranını düşürüyor.
    Uzmanlar, kolesterol oranının koroner habercisi olduğunu kaydettiler. İyi kolesterol oranının normal veya yüksek olmasına rağmen, hepatic lipase (HL) adlı enzimin düşük aktivitede bulunmasının, koroner kalp hastalıkları riskini artırdığı saptandı. HL aktivetisinin düşük olduğu insanlarda, HL aktivitesi yüksek bulunan insanlara göre yüzde 50 daha fazla koroner riski bulunduğu belirlendi. Yapılan araştırmalar, bu rahatsızlığın ilaçla tedavi edilebileceğini gösteriyor.

    Felç Olmamak İçin Balık Yiyin!
    Dünyada, kalp krizi ve kanserden sonra, ölümle sonuçlanan hastalıklar arasında üçüncü sırayı alan halk arasında inme diye tabir edilen felç sanılanın aksine her yaş grubunu etkiliyor. Yüksek tansiyon, diyabet, yanlış beslenme, sigara, alkol gibi faktörler, yıllar içerisinde beyindeki kan damarlarının iç duvarlarına saldırmaya başlıyor. Felcin çoğu kez beyin tıkanması ile meydana geldiğini bildiren Alman bilim adamı Prof. Gerhard Hamann, felcin çoğunun tıkanma sonucunda ortaya çıktığını belirterek, kadınların daha az risk taşıdığını kaydetti. Prof. Hamann, stresin de felcin bir tetikçisi olabileceğini belirterek, felçe karşı kişinin fazla hareket etmesi, meyve, sebze, balık yenmesini öneriyor.
    Balık Yağı Kanser Hücresini Öldürüyor!
    Kanser hücrelerinin Omega 3 yağ asidine karşı koyamayarak öldükleri açıklandı. Oslo Üniversitesi'nde yapılan araştırmada, kanser hücrelerini besleyen maddelere balık yağını karıştıran uzmanlar, bu uygulamanın kanser hücrelerini 'intihara zorladığını' belirledi. Bazı kanser türlerinin önlenmesinde ve tedavisinde Omega 3 yağ asidinin kullanılabileceği ifaede edildi. Balık yağının damar sertliğine karşı koruyucu olduğu da biliniyor. Dr. Hilde Heimli, kanser hücrelerinin nasıl geliştiğini ve çoğaldığını daha iyi anlamaya başladıklarını dile getirerek, elde ettikleri bilginin bazı kanser türlerinin önlenmesi ve tedavisinde kullanılabileceğini söyledi.
    Kalbiniz için Balık Yağı Yiyin
    Amerika’da yapılan bir araştırmaya göre, balık yağının damar tıkanıklığını önlediği ortaya çıktı. 257 kişi üzerinde yapılan bu araştırmada omega-3 fatty asitlerin damarlarda oluşan tıkanıklıkların önlenmesinde %40’lık rol oynadığı gözlendi. By pass ile kan damarları tedavi edilen kişilerin balık yağı içmeleri veya balık yağı tableti almaları halinde kalp damarlarında tekrar tıkanma olma olasılığının düşük olduğunu belirten doktorlar, balık yağı içerisindeki maddenin zeytin yağında da bulunduğunu hatırlatarak, balık yağı kadar olmasa bile zeytinin de etkili olduğunu belirtti.

    Balık Yemiyoruz!
    Balık etinin son derece faydalı olduğuna dikkat çeken uzmanlar, tüketimin yetersiz olduğuna dikkat çekti. Balığın, kırmızı ete göre daha faydalı olduğu, kalp-damar hastalıklarını önlediği ve zekayı geliştirdiği bildirildi. Balık etinin başta damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalığı önlediğini kaydedilerek, kalp krizi sonrasında ölüm ve felç riskini azalttığı, gelişme çağındaki çocuklarda zeka seviyesini artırdığı, büyümeyi kolaylaştırdığı, hücre yapısını da güçlendirdiği için vücudun direncini artırdığı, hücre bozulmasına bağlı hastalıkları engellediği belirtildi. Uzmanlar, haftada en az 200 gram balık eti tüketilmesi gerektiğini kaydetti.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Her Yaşta Her Zaman Balık

    Balığın insan hayatındaki gerekliliği anne karnında başlar, bebeklikte, ergenlikte, yetişkinlikte ömür boyu devam eder.
    HamilelikHamilelikte balık hem anne için, hem de anne karnındaki bebek için çok önemli bir besin kaynağıdır. Anne, çocuğunun geleceği için balık yerken, kendi sağlığı için de vazgeçilmez bir besini tüketmiş olur.

    Hamilelik döneminde anne adayının kalsiyum ihtiyacı artar. Bebeğin kemik oluşumunda kalsiyum etkilidir. Anne adayı yeterli kalsiyum almaz ise bebek için gerekli olan kalsiyum miktarı anneden karşılanmaya çalışılır. Bu da annenin ileriki yaşlarda kemik erimesine neden olabilir. Sardalya gibi kılçığı ile birlikte pişmiş ve yenilen balıklardaki kalsiyum miktarı çok yüksektir. Bir adet sardalya balığındaki kalsiyum miktarı bir bardak süttekine denktir.

    Balık yiyen anne adayının bebeği büyük olur ve normal doğumlarda doğumu daha rahat gerçekleşir. Ayrıca bebeğin büyük olması ileride karşılaşabileceği hastalıklara karşı dirençli olmasını sağlar.

    Araştırmalara göre balık yiyen anne adayının sütünde DHA oranı daha fazladır, sütü daha faydalıdır. DHA bebeğin beyin ve sinir sisteminin gelişiminde çok önemlidir. Bebek hem anne karnındayken DHA alımı yapar, hem de anne sütü ile DHA alımını devam ettirir. DHA, beyni besleyen tek maddedir. Balık yiyen annenin bebeği, DHA alımı ile daha zeki olur.

    Ayrıca balık yiyen annenin bebeğinin göz gelişimi, duygusal ve davranış gelişimi daha sağlıklı olur.

    BebeklikBebekler DHA ve omega yağlarını anne sütünden alırlar. Bu nedenle annenin balık yemesi gerekli ve önemlidir.

    Bebeklerin beyin gelişimleri 18. aya kadar devam etmektedir, bu nedenle DHA alımı çok önemlidir. Ancak uzmanlar yeni doğan bebeklerin gelişimi için ilk 9-15 gün DHA alımının özellikle önemli olduğunu ifade etmişlerdir.

    Bebekler 9. aydan sonra balık yemeye başlayabilir. Balık, bebeğin göz sağlığı, sinir sistemi, duygusal ve davranış gelişimi için önemlidir.

    DHA alımı ile prematüre bebeklerde de görme keskinliği gelişimi hızlanmaktadır.

    Ayrıca araştırmalarda balık tüketen 9-10 aylık bebeklerde zihinsel yeteneklerin arttığı gözlemlenmiştir.

    ÇocuklukBalık önemli bir kalsiyum kaynağıdır. Özellikle sardalya gibi balıklar kalsiyum deposudur. Bir sardalya balığının içindeki kalsiyum miktarı, bir bardak süte eşittir. Balık çocuklardaki sağlıklı kemik ve diş gelişimi için gereklidir.

    Balık vücut direncinin artması için gereklidir. Balık yiyen çocuklar sağlıklı gözlere sahip ve parlak zekalı olurlar.

    ErgenlikErgenlik insan hayatında önemli bir eşiktir. Vücut gelişimi ve farklılıklar bir yandan, öğrenim savaşı diğer yandan bu çağlar insan hayatının en yoğun duygu karmaşalarını geçirdiği dönemdir. Sağlıklı ve dengeli beslenmek, her yaşta olduğu gibi bu yaş döneminde de çok önemlidir. Balık yiyenler parlak zekalı olur, algı ve öğrenme kabiliyetleri daha yüksektir. Ergenlik dönemindeki öğrenme ve eğitim hayatı yoğun bir dönem olduğu için balık özellikle önemlidir.
    Gelişmekte olan vücudun kalsiyuma, vitamine, minerale ihtiyacı vardır.
    Kalsiyum kaynağı olan balık, sağlıklı kemik ve diş gelişimi için gereklidir.
    Balık vücut direnci için, sağlıklı gözler için gereklidir.

    YetişkinlikBalık beyin gelişimi için ne kadar önemliyse, beynin beslenmesi için de o kadar önemlidir. Balık yiyen kişilerin hafızası daha kuvvetlidir. Balık; sinir sistemini korur, kronik yorgunluktan korunmaya yardımcı olur.

    Araştırmalara göre 30’lu yaşlarda depresyon daha yoğun gözlemlenmektedir. Omega 3 yağ asidi depresyona karşı koruyucudur. Depresyon tedavilerinde Omega 3 ve Omaga 6 yağ asitlerinin önemi bilimsel olarak saptanmıştır.

    Balık, vücut direncini artırır. Araştırmalara göre balık; kanser ve diyabet riskini azaltır. Ayrıca kalp ve cilt sağlığının korunmasında da önelidir. Hipertansiyonu önler. Kişi diyabetli ise kalp sağlığını korumaya yardımcı olur.

    Formda kalmak için, bol bol balık yemek şarttır. Ortalama yağ içeriği kırmızı ete oranla % 20 azdır. Düşük kalorili rejimlerde, mezgit, çupra gibi, yağ oranı düşük balıklar tavsiye edilmektedir.

    Orta YaşlılıkBalık beyin gelişimi için ne kadar önemliyse, beynin beslenmesi için de o kadar önemlidir. Balık yiyen kişilerin hafızası daha kuvvetlidir. Balık; sinir sistemini korur, kronik yorgunluktan korunmaya yardımcı olur. Balık depresyon riskini azaltır. Omega 3 yağ asidi depresyona karşı koruyucudur. Balık, cilt sağlığı için de gereklidir. İlerlemeye başlayan bu yaşlarda istenmeyen kırışıklıklar oluşmaya başlar. Balık, kırışıklıkların yoğun olmamasını sağlar.
    Balık, vücut direnci artırır. Araştırmalara göre balık; kanser ve diyabet riskini azaltır. Ayrıca kalp ve cilt sağlığının korunmasında da önelidir. Hipertansiyonu önler. Kişi diyabetli ise kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Ayrıca romatizma semptomlarını da azaltır.

    YaşlılıkBalık beyin sağlığını korumada da çok önemlidir. Yaşlılık döneminin korkulu rüyası alzheimer. Düzenli balık yiyen yaşlıların alzheimer olma riskinin azaldığı gözlemlenmiştir. Ayrıca balık, sinir sistemini korur, kronik yorgunluktan korunmaya yardımcı olur.

    Balık, yaşlılık döneminin de çok önemli bir besinidir. Her yaşta olduğu gibi yaşlılık döneminde de vücut direncini artırır. Araştırmalara göre balık; kanser ve diyabet riskini azaltır. Ayrıca kalp ve cilt sağlığının korunmasında da önemlidir. Hipertansiyonu önler. Kişi diyabetli ise kalp sağlığını korumaya yardımcı olur. Ayrıca romatizma semptomlarını da azaltır.


    Kaynak: Dardanel

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •