Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
5 sonuçtan 1 ile 5 arası

Konu: 19 Mayıs........

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart 19 Mayıs........



    Ülkeden firari satılmışlar ile diğer hainler ; ulusal bayramları nasıl yorumluyorlardır acaba.? !!!
    Neler düşünüyorlardır.

    Mesela , bilirler mi ; bir zamanlar kendileri gibi ülkeden tüymüşler ; bügün ne haldeler...

    Bayram'larımızın , onların yokoluş fermanı oluşu , akıllarına gelir mi acaba ?

    Bu ülkenin her ulusal "bayram"ı ; onların efendilerine hesap verme günüdür.!

    Ülkeden tüymüşlere , vatan haini satılmışlara ; mesela şu tarih ne ifade eder acaba...? :
    19 Mayıs 1919.

    İşin özüne bakamazlar ; suratları kızarır.
    Gerçekleri anlatamazlar ; işlerine gelmez , efendileri çok kızar.
    Onlar efendilerine hesap veremedikleri için ; bu ülkenin her ulusal bayramını ve bu bayramın nedenlerini bir efsaneye ! dönüştürme gayreti içindedirler.
    "....o adam, kendisine inanan üç-beş kişi ile yola çıkmışmış , gemi öyleymiş böyleymiş , böyle kötüymüş , deniz dalgalıymış , dalgalarla boğuşmuşlar , ölümden dönmüşlermiş ; sonunda da ; Samsun'dalarmış....! Ne varmış yani bunda ...;
    evliyalar olmasa ; yapamazlarmış....................." !!!!

    Kilisenin güdümünde , İslam referanslı ! uydurdukları ile , bu ül***e çok kötülük yapıyorlar.
    Olaya böyle baktıklarında ; "evliyalar"ı ! bile devreye sokabiliyorlar...!!!

    Oysa 19 Mayıs 1919'da , evliya mevliya yoktur...
    19 Mayıs 1919'da bu ül***e inanç vardır.
    Bu ülke insanına inanmak vardır...
    19 Mayıs 1919 sadece ; bu ül***e , bu insana inanmaktır...
    Mustafa Kemal ; özelindeki inançlarıyla , ve de bu ülke insanına inançlarıyla gitti Anadolu'ya.

    19 Mayıs 1919'da , tarikat mensupları olsa da ; tarikatçı çıkarcılar yoktur.
    Yobazlar da yoktur.
    Bu ül***e inanmak , yutdışına tüymek değildir.
    Ülke dışında oturduğun o kucaktan , o emirleri yerine getirmek hiç değildir.
    Ancak ne yazık ki ; hainler ve maşalar bunu anlayamazlar.

    Bu ül***e inanmak ; bu ülkede , bu toprakta , bu insan için varolmaktır.
    Gerekirse bu ülke için ölmektir.
    Kucağa oturmak ters gelir Anadolu insanına ;
    affetmez.

    Bu vatandan tüymüşleri de affetmeyecektir asla..
    Cemaat parasını tıryıklayıp , emekli maaşı ile yabancı ülke konuğu ! olmak ; sonra da , bu ülkenin dibini oymaya çalışmak ; vatan hainliği değil de nedir ?...!!!

    Kucaklara oturup , bu ül***i satmak ; en büyük şerefsizlik değil midir ?

    Yurtdışında yaşayan maşaların ; 19 Mayıs'ları anlamalarını beklemek ; "evliyalar"ı devreye sokmaktır.
    Onlar ve yandaşları a n l a y a m a z l a r......!!!
    Anlayamadıkları için güçlerinini ! evliyalarla açıklarlar...
    Ama artık kandıramıyorlar ! Onlara hiç kimse inanmıyor. Bitiyorlar.

    Soru şudur : " 19 Mayıs 1919'da ne oldu ?"
    Biz biliriz de ; onların da ; açıklamaları , anlatmaları gerek ; dürüstçe , namusluca ...
    Göreceksiniz ; asla beceremeyecekler...

    Çünkü onlar dürüst ve namuslu değil ki ...
    Onlar , "19 Mayıs 1919"u ne bilirler ki...

    "19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı"nız kutlu olsun...

    Nejat Gözen

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    "19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı"nız kutlu olsun...

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bayramınız kutlu olsun...O zaman ki durumları aynen yaşamaktayız.

    Islahat Fermanı (28 Şubat 1856)


    Islahat fermanı Kırım harbinin son yıllarında hazırlanarak Paris Antlaşmasının imzalanmasından 6 hafta önce Bab-ı Ali tarafından ilan edildi. İngiliz ve Fransızlar, Rusların Ortodoksların hamiliğini alarak Avrupa kamuoyunda lehlerine propaganda yapmalarını önlemek için, Paris Antlaşmasına Osmanlı Devleti,deki Hıristiyanlar için, Islahat yapılmasını isteyen bir madde koydurmayı uygun buldular.



    Islahat Fermanı bu şekilde yabancılar tarafından hazırlanan Osmanlılar tarafından kabul edilen bir fermandır. Bu sıralarda Osmanlı köylüsü Rus köylüsünden daha fazla refah içerisindeydi. Daha fazla haklara sahipti. Islahat Fermanı prensipleri, Tanzimat Fermanı prensiplerinin bir devamı niteliğindeydi. Tanzimat daha çok İmparatorluğun eskiyen müesseselerini yenileştirmek ve batılılaştırmak için yapılmıştı. Fakat Islahat Fermanının yayınlanmasında tamamen siyasi düşünceler hakimdi. Kırım Harbi sonlarında özellikle İngiltere ve Fransa’nın baskısıyla onların hazırladığı prensipler kabul edilmiş ve Paris Antlaşması’na bir madde olarak ilave edilmiştir.bu durumda Osmanlı devleti’nin yapacağı yenilikler ve kendi tebasına vereceği haklar, Paris Antlaşmasını imzalayan devletlerin kefaleti altına alınmış oluyordu. Bundan sonra bu devletler Islahat Fermanı prensiplerinin yürüyüp yürümediğini kontrol bahanesiyle her fırsatta Osmanlı devleti’nin içişlerine müdahale etmişlerdir.



    Islahat Fermanı yabancı devletlerin hazırladığı Osmanlı Devleti’nin kabul etmek mecburiyetinde kaldığı bir ıslahat programıdır. Osmanlı devleti ise, bu fermanı güya kendiliğinden yayınlanmış olarak hükümranlık haklarını şekil yönünden kurtarmış oluyordu.



    Islahat fermanı’nın prensiplerine gelince kısaca şöyle özetleyebiliriz.



    v Bütün tebanın can, mal, ırz, namus dokunulmazlığı

    v Kanunlar önünde eşitlik

    v Şahsın veya topluluğun tasarruf hukukuna saygı

    v Devlet hizmetine ve askerliğe bütün tebanın kabulü

    v Mezhep ve milli eğitim hürriyeti

    v Vergiler konusunda eşitlik

    v İltizam usulünün kaldırılarak verginin doğrudan doğruya toplanması

    v Mahkemelerde şahitlik konusunda eşitlik mahkemelerin açık olması ve idamların yayınlanması

    v Suçlu mülklerinin müsaderesi usulünün kaldırılması

    v İşkencenin kaldırılması

    v Hapishanelerin insan haklarına daha uygun hale getirilmesi

    v Karma ticaret, ceza ve cinayet mahkemeleri kurulması bu mahkemelerdeki usul ve kanunların yeniden düzenlenmesi

    v Gayr-i Müslimlerin din imtiyazları muhafaza edilerek diğer imtiyazlarının incelenmesi veya değiştirilmesi

    v Patrikhanelerin veya Müslüman olmayan bazı meclislerin, bazı hukuk davalarına bakabilmeleri

    v Vilayet ve nahiye meclisleriyle Ahkam-ı Adliye Meclislerinde Gayr-i Müslim tabadan aza bulundurulması

    v Resmi yazılarda Hıristiyan için hakaret manası taşıyan tabirlerin kullanılması

    v Rüşvetin, irtikap ve ihtilasın kaldırılması


    Bu maddeler Tanzimat prensiplerine göre daha genişletilmişti. Islahat Fermanı PARİS ANTLAŞMASINA 9. madde olarak konulması bu devletlere Osmanlı Devletindeki gayr-i Müslimlerin avukatlığını tanımış oluyordu. Bundan sonra Avrupa Devletleri Islahat Fermanı prensiplerinin uygulanıp uygulanmadığını denetlemek ve kontrol etmek bahanesiyle hiçbir dönemde görülmediği kadar Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahale etmeye başladılar.







    .
    Konu ahmeTTaşar tarafından (19-05-2008 Saat 14:04 ) değiştirilmiştir.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı ahmeTTaşar Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bayramınız kutlu olsun...O zaman ki durumları aynen yaşamaktayız.

    Islahat Fermanı (28 Şubat 1856)


    Islahat fermanı Kırım harbinin son yıllarında hazırlanarak Paris Antlaşmasının imzalanmasından 6 hafta önce Bab-ı Ali tarafından ilan edildi. İngiliz ve Fransızlar, Rusların Ortodoksların hamiliğini alarak Avrupa kamuoyunda lehlerine propaganda yapmalarını önlemek için, Paris Antlaşmasına Osmanlı Devleti,deki Hıristiyanlar için, Islahat yapılmasını isteyen bir madde koydurmayı uygun buldular.



    Islahat Fermanı bu şekilde yabancılar tarafından hazırlanan Osmanlılar tarafından kabul edilen bir fermandır. Bu sıralarda Osmanlı köylüsü Rus köylüsünden daha fazla refah içerisindeydi. Daha fazla haklara sahipti. Islahat Fermanı prensipleri, Tanzimat Fermanı prensiplerinin bir devamı niteliğindeydi. Tanzimat daha çok İmparatorluğun eskiyen müesseselerini yenileştirmek ve batılılaştırmak için yapılmıştı. Fakat Islahat Fermanının yayınlanmasında tamamen siyasi düşünceler hakimdi. Kırım Harbi sonlarında özellikle İngiltere ve Fransa’nın baskısıyla onların hazırladığı prensipler kabul edilmiş ve Paris Antlaşması’na bir madde olarak ilave edilmiştir.bu durumda Osmanlı devleti’nin yapacağı yenilikler ve kendi tebasına vereceği haklar, Paris Antlaşmasını imzalayan devletlerin kefaleti altına alınmış oluyordu. Bundan sonra bu devletler Islahat Fermanı prensiplerinin yürüyüp yürümediğini kontrol bahanesiyle her fırsatta Osmanlı devleti’nin içişlerine müdahale etmişlerdir.



    Islahat Fermanı yabancı devletlerin hazırladığı Osmanlı Devleti’nin kabul etmek mecburiyetinde kaldığı bir ıslahat programıdır. Osmanlı devleti ise, bu fermanı güya kendiliğinden yayınlanmış olarak hükümranlık haklarını şekil yönünden kurtarmış oluyordu.



    Islahat fermanı’nın prensiplerine gelince kısaca şöyle özetleyebiliriz.



    v Bütün tebanın can, mal, ırz, namus dokunulmazlığı

    v Kanunlar önünde eşitlik

    v Şahsın veya topluluğun tasarruf hukukuna saygı

    v Devlet hizmetine ve askerliğe bütün tebanın kabulü

    v Mezhep ve milli eğitim hürriyeti

    v Vergiler konusunda eşitlik

    v İltizam usulünün kaldırılarak verginin doğrudan doğruya toplanması

    v Mahkemelerde şahitlik konusunda eşitlik mahkemelerin açık olması ve idamların yayınlanması

    v Suçlu mülklerinin müsaderesi usulünün kaldırılması

    v İşkencenin kaldırılması

    v Hapishanelerin insan haklarına daha uygun hale getirilmesi

    v Karma ticaret, ceza ve cinayet mahkemeleri kurulması bu mahkemelerdeki usul ve kanunların yeniden düzenlenmesi

    v Gayr-i Müslimlerin din imtiyazları muhafaza edilerek diğer imtiyazlarının incelenmesi veya değiştirilmesi

    v Patrikhanelerin veya Müslüman olmayan bazı meclislerin, bazı hukuk davalarına bakabilmeleri

    v Vilayet ve nahiye meclisleriyle Ahkam-ı Adliye Meclislerinde Gayr-i Müslim tabadan aza bulundurulması

    v Resmi yazılarda Hıristiyan için hakaret manası taşıyan tabirlerin kullanılması

    v Rüşvetin, irtikap ve ihtilasın kaldırılması


    Bu maddeler Tanzimat prensiplerine göre daha genişletilmişti. Islahat Fermanı PARİS ANTLAŞMASINA 9. madde olarak konulması bu devletlere Osmanlı Devletindeki gayr-i Müslimlerin avukatlığını tanımış oluyordu. Bundan sonra Avrupa Devletleri Islahat Fermanı prensiplerinin uygulanıp uygulanmadığını denetlemek ve kontrol etmek bahanesiyle hiçbir dönemde görülmediği kadar Osmanlı Devleti’nin iç işlerine müdahale etmeye başladılar.







    .
    degerlı arkadasım senı oncelıkle kutlarım cunku her yazında mutlaka bır arastırma var.devamını temennı ederım saygılar.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    19 mayısımız kutlu olsun..

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •