Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
45 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Evcil Hayvan Hastalıkları ile İlgili Bilmediklerimiz

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    KÖPEKLERİN KALITSAL ÜRİNER VE ÜREME SİSTEMİ HASTALIKLARIKÖPEKLERİN KALITSAL ÜRİNER VE ÜREME SİSTEMİ HASTALIKLARI

    1. KRİPTORŞİZM (CRYPTORCHİDİSM) : Doğumdan sonra testislerin skrotuma inmesi yaklaşık 10 günde tamamlanır. Kriptorşizm teşhisinin konulabilmesi için ise 6 aylık yaşa kadar beklenilmesi uygundur. Kriptorşit görülen köpeklerde inguinal ve umblikal fıtık, patellar luksasyon, prepusyal ve penil problemler gibi kongenital defektlerin görülme olasılığı da fazladır. İnmeyen testiste neoplazik değişiklikler görülme olasılığı da daha fazla olmaktadır. Kriptorşizm tek veya çift taraflı olabilir. Tek taraflı olgularda sperm üretimi olabilmektedir. Küçük ırklarda daha sık gözlemlenmektedir.
    Predispoze ırklar : TOY & MINIATURE POODLE, POMERANIAN, YORKSHIRE & CAIRN TERRIER, DACHSHUND, CHIHUAHUA, MALTESE, BOXER, PEKINGESE, ENGLISH BULLDOG, MINIATURE SCHNAUZER ve SHETLAND SHEEPDOG

    2. ****ÜEL ZITLIK (***UAL REVERSAL) : ***ual reversal, kromozomal ve gonadal **** farklılığını tanımlar. Kromozomların farklılaşması, kromozomların doğru olup gonadlarda abnormalite oluşması veya ikisinin de normal olup genital kanallarda abnormalite olması bu duruma neden olmaktadır. Köpeklerde yalnızca XX kromozomuna sahip olanlarda meydana gelir. Dişi kromozomları ovaryum ve testislerle beraber olabilir (XX hermafrodit) veya dişi kromozomları testislerle beraber olabilir (XX erkek).
    Predispoze Irklar : AMERICAN COCKER SPANIEL, GERMAN SHORT-HAIRED POINTER, BEAGLE, BASSET HOUND, PUG, KERRY BLUE TERRIER, WEIMARANER

    3. AİLEVİ BÖBREK HASTALIKLARI (FAMILIAL RENAL DISEASE) : Genetik yatkınlık ile ailevi yatkınlık farklı şeylerdir ve ailevi olanlarda hastalığın oluşma şansı daha yüksektir. Bir çok böbrek hastalığı bir yaşından önce oluşabilmekte ve böbrek yetmezlikleri ise 5 yaşından itibaren görülebilmektedir. Genellikle böbrek hastalıkları membranöz glomerulopati, membranoproliferatif glomerulonefrit ve hızlı gelişen glomerulonefrit olarak üç ana gruba ayrılmakta ve bunlarda bölgesel, hücresel, akut, kronik ve eksudatif karakterli olmasına göre alt gruplara ayrılmaktadır.
    Predispoze Irklar ve Hastalıkları : BERNESE MOUNTAIN DOG: Ailevi glomerulonefritis, membranoproliferatif karakterli ve immun sistemle ilişkilidir. BULL TERRIER: Hereditary nefritis görülür ve glomeruler membranın yapısında defekt oluşur. CAIRN TERRIER: Polikistik böbrek hastalığı görülür ve böbrek dokusu kademeli olarak içi sıvı dolu kistlerle dolar. DOBERMAN PINSCHER: Ailevi glomerulonefropati görülür ve glomeruler membran yapısında düzensizlik oluşur. ENGLISH COCKER SPANIEL: Herediter nefritis görülür ve glomeruler membranda abnormalite vardır. NORWEGIAN ELKHOUND: Ailevi nefropati görülür ve tubulo-interstisyal nefropati mevcuttur. PEMBROKE WELSH CORGI: Renal telanjiektazi (dilatasyonla karakterize damarsal lezyon) görülür ve çok sayıda genişlemiş renal damar mevcuttur. SAMOYED: Herediter nefritis görülür ve glomeruler membranda abnormalite mevcuttur. CHINESE SHAR PEI: Renal amiloidozis görülür ve amiloid birikimi nedeniyle organlarda yapı bozukluğu oluşur. Klinik belirti olarak intermittent ateş ve eklem şişkinliği gözlenir. SOFT-COATED WHEATEN TERRIER: Renal displazi görülür ve böbrek dokusunda abnormal farklılaşma vardır. Protein kayıplı enteropati de görülür ve nefropati ile birlikte seyreder. LHASA APSO, SHIH TZU, ALASKAN MALAMUTE, CHOW CHOW, GOLDEN RETRIEVER, MINIATURE SCHNAUZER & STANDARD POODLE: Renal displazi görülür ve böbrek dokusunda abnormal farklılaşma vardır.

    4. FANCONİ SENDROM : Resorbsiyonun meydana geldiği böbrek tubulunde defekt oluşur. Emilim bozulduğundan dolayı elektrolit dengesizliği, dehidrasyon ve diğer problemler oluşur.
    Predispoze Irklar : BASENJI, NORWEGIAN ELKHOUND, SHETLAND SHEEPDOG, SCHNAUZER

    5. NODULER DERMATOFİBROZİS VE RENAL KİSTADENOKARSİNOM (NODULAR DERMATOFIBROSIS & CYSTADENOCARCINOMA) : Baş ve bacak derisinde noduller oluşumu ile karakterize bir hastalıktır. Bu noduller böbreklerdeki veya kısırlaştırılmamış dişilerin uterusunda (renal/uterus kistadenokarsinom) meydana gelen kanserlerle de ilişkilidir. Predispoze Irklar : GERMAN SHEPHERD

    6. ÜROLİTİYAZİS (UROLITHIASIS) : Üriner sistemin herhangi bir yerinde bulunabilen calculi, uroliths de denilen taş kıvamında ürin kristallerinin bulunması durumuna ürolitiyazis denilmektedir. İrritasyona ve sekonder infeksiyona neden olurlar. Bir çoğu sidik kesesi veya uretrada kalır. Strüvat taşları (magnezyum amonyum fosfat) Dalmaçyalılar dışında oldukça sık gözlemlenir ve oranı dişilerde erkeklerden daha fazladır. Her ırkta urolitler görülür ancak kristallerin taşa dönüşmesi tamamıyle genetik predispozisyona bağlıdır. Protein sindirimi sonucu oluşan ürat kristallerinin yıkımlanması olayında Dalmaçyalılar defekte predispozedirler. Bu da diğer ırklara oranla 4-8 kat daha fazla ürat ekskresyonuna ve sonuçta bu predispoziyonlukta taş oluşumuna neden olmaktadır. Diğer bazı ırklarda ise üriner sistemde oluşan ve sistein aminoasitinin ekskresyonu sonucu meydana gelen sistin kristallerini etkileyen defekt de taş oluşumuna neden olmaktadır.
    Predispoze Irklar : Strüvat (triple phosphate, MAP): COCKER SPANIEL, MINIATURE SCHNAUZER, BICHON FRISE Ürat: DALMATIAN, ENGLISH BULLDOG Kalsium oksalat: LHASA APSO, MINIATURE POODLE, MINIATURE SCHNAUZER, YORKSHIRE TERRIER Sistein: ENGLISH BULLDOG, DACHSHUND, NEWFOUNDLAND, IRISH, SCOTTISH TERRIER Ksantin: CAVALIER KING CHARLES SPANIEL

    Kaynaklar : Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    KÖPEKLERİN KALITSAL KALP DAMAR HASTALIKLARIKÖPEKLERİN KALITSAL KALP DAMAR HASTALIKLARI


    1. AORTİK STENOZİS (AORTIC STENOSIS) : Aortun kısmi tıkanıklığına bağlı bir hastalıktır. Bu tıkanma küçük nodüllerden fibröz bantlara kadar varan değişik şekillerde olabilir. Stenotik lezyonlar subvalvular, valvular veya supravalvular pozisyonda gerçekleşebilir. En sık görülen şekli ise subvalvular aortik stenozdur. Tıkanıklığa bağlı olarak yeterli kan volümünü pompalamak için kalp daha fazla çalışmak zorundadır. Büyük ırklarda daha fazla görülmektedir.
    Predispoze Irklar : NEWFOUNDLAND, GOLDEN RETRIEVER, ROTTWEILER, BOXER, GERMAN SHEPHERD, GERMAN SHORT-HAIRED POINTER, GREAT DANE, SAMOYED, BULLDOG, BULL TERRIER, BOUVIER DE FLANDER, BERNESE MOUNTAIN DOG


    2. ATRİYAL SEPTAL DEFEKT (ATRIAL SEPTAL DEFECT ASD) : Atriyumları birbirinden ayıran ve doğumdan sonra kapanması gereken septumda delik veya defekt oluşumu ve buna bağlı abnormal kan akımı nedeniyle gelişen bir hastalıktır. Küçük defektler herhangi bir olumsuzluğa neden olmazken büyük defektler ani ölümlere varan etkilere yol açabilir.
    Predispoze Irklar : BOXER, DOBERMAN PINSCHER, SAMOYED, OLD ENGLISH SHEEP DOG


    3. KARDİYOMİYOPATİ (CARDIOMYOPATHY) : Kardiyomiyopati, kalpte veya kapakçıklarında herhangi bir malformasyon olmaksızın kalp kasında görülen bir hastalıktır. Toksinlerin alınması veya infeksiyonlar sonucunda da kardiyomiyopati gelişebilir. Köpeklerde bildirilen iki tipi vardır: a. Dilated kardiyomiyopati: en sık görülen tipidir. Kalp kas hacminde artışla birlikte ventriküller genişler (dilatasyon) ve normal kontraksiyonu yerine getiremezler. Sistolik disfonksiyon mevcuttur. b. Hipertrofik kardiyomiyopati: bu formda kalp kas hacmi aşırı derecede artmıştır. Özellikle erkeklerde gözlemlenmesine rağmen predispoze bir ırk bildirilmemiştir. Diyastolik disfonksiyon mevcuttur. Kardiyomiyopatili kalp kontraktilitesini kaybettiğinden daha zor çalışır ve konjestif kalp yetmezliğine zemin hazırlar. Kalp kası hücrelerinin bu abnormalitesi düzensiz kalp ritmine ve ani ölümlere neden olmaktadır. Erkek köpeklerde daha fazla gözlemlenmektedir.
    Predispoze Irklar : DOBERMAN PINSCHER, GREAT DANE, ST. BERNARD, IRISH WOLFHOUND, SCOTTISH TERRIER, BOXER, ENGLISH COCKER SPANIEL


    4. MİTRAL KAPAK DİSPLAZİSİ (MITRAL VALVE DISEASE) : Mitral kapaktaki (sol atrioventriküler kapak) defekt kanın sol atriuma geri kaçmasına veya mitral regurgitasyona neden olur. Daha az olarak da kapakta daralma ve stenoz görülebilir. Zayıf kapakta kalbin yetersiz kan pompalamasına neden olmaktadır. Mitral kapak yetmezliği yaşlı köpeklerde en sık rastlanan kalp hastalığıdır ki 10 yaşın üzerindeki 3 köpekten birinden gözlemlenmektedir. Bazı ırklarda ise genç yaşlarda gelişmeye başlamaktadır. Diğer bazı ırklarda ise kapak displazisi embriyo yaşamında da tanımlanmıştır. Küçük ırklar daha duyarlıdır ve erkeklerde daha çok gözlemlenmektedir.
    Predispoze Irklar : CAVALIER KING CHARLES SPANIEL, CAIRN TERRIER, MINIATURE POODLE, BULL TERRIER, MINIATURE PINSCHER, TOY & STANDARD POODLE, BOSTON TERRIER, WHIPPET, CHIHUAHUA, PEKINGESE, DACHSHUND, BEAGLE, PAPILLON, GREAT DANE, GERMAN SHEPHERD


    5. PATENT DUKTUS ARTERİOSUS (PATENT DUCTUS ARTERIOSUS PDA) : Doğumdan önce yavrular akciğerlerini kullanamadıklarından oksijen alışverişi duktus arteriozus yardımıyla olmaktadır. Pulmoner arter ve aort arasında bağlantıyı sağlayan bu küçük kan damarıdır. Doğumla birlikte yavru kendisi nefes almaya başlar ve duktus arteriozus geriler ve birkaç gün içerisinde tamamıyla kapanır. Eğer duktus arteriozus kapanmazsa PDA oluşur ki köpeği etkileme derecesi, patolojisine, açıklığına ve ductusa bağlı olarak değişir.Genellikle 6-12 haftalık yaşlarda ortaya çıkar. Klasik olan soldan sağa şantda aorta basıncı pulmoner arter basıncından daha yüksektir. Sağdan sola şant formunda ise pulmoner arter basıncı aort basıncından daha fazladır. Bu hastalık dişilerde daha sıklıkla gözlemlenmektedir.
    Predispoze Irklar : MALTESE, POMERANIAN, SHETLAND SHEEPDOG, KERRY BLUE TERRIER, KEESHOND, MINIATURE & TOY POODLE, BICHON FRISE, YORKSHIRE TERRIER, ENGLISH SPRINGER SPANIEL, COLLIE, COCKER SPANIEL, GERMAN SHEPHERD, IRISH SETTER, CHIHUAHUA


    6. VASKULER RİNG ANOMALİSİ (VASCULAR RING ANOMALY) : Vascular ring anomalisi, fötusdaki aortik kemerden köken alan kan damarlarındaki anormal gelişimdir. Normalde ana damarların kalpten çıkış yapabilmesi için kalıcı aorta olarak gelişenin sol aortik kemer olması gerekir. Bu hastalıkta ise en yaygın abnormalite kalıcı sağ aortik kemerdir. Bu anomalite köpeklerde çok sık görülmektedir. Kardiyovasküler problemlere neden olmazlar. Yalnız abnormal kan damarları yüzük şeklini alarak trachea ve özafagusu içlerine alabilirler ki bu da regurgitasyona, gelişim geriliğine ve aspirasyon pnömonisine yol açabilir.
    Predispoze Irklar : GREAT DANE, GERMAN SHEPHERD, IRISH SETTER


    7. PORTOSİSTEMİK ŞANT (PORTOSYSTEMIC SHUNT PSS) : Karaciğerdeki abnormal kan akımıdır. Kan sindirim sisteminden karaciğere portal damarlar sayesinde ulaşır ve caudal vena cava ile de kullanılmış kanı kalbe taşır. PSS da portal kan direkt olarak venaya bağlanır. Karaciğerin görevi toksinleri temizlemek ve sindirimle elde edilen proteinleri kana taşımakdır. PSS da toksinler kandan temizlenmez ve sirkulasyonda kalır. Klinik belirtiler nörolojik yöndedir. Hepatik ensefalopati olarak adlandırılan karaciğer yetmezliği nörolojik ve davranışsal belirtilere neden olmaktadır. Kongenital şant embriyonik dönem gelişiminde bir damarın kalıntısı olarak da meydana gelebilir. Kan damarının yerleşimine ve karaciğerle ilişkisine bağlı olarak intrahepatik veya ekstrahepatik olarak adlandırılmakta ve ekstrahepatik şant daha sık gözlemlenmektedir. Bir çok hayvan 6 aylık yaştan önce belirti gösterir.
    Predispoze Irklar : Ekstrahepatik PSS: Küçük ırklarda görülür.YORKSHIRE TERRIER, MINIATURE SCHNAUZER, CAIRN TERRIER, MALTESE. İntrahepatik PSS: Büyük ırklarda görülür. IRISH WOLFHOUND, AUSTRALIAN CATTLE DOG, GOLDEN RETRIEVER, LABRADOR RETRIEVER


    8. PULMONİK STENOZİS (PULMONIC STENOSIS) : Sağ ventrikülden çıkış yapan pulmoner arter içerisinde pulmonik kapak bulunur. Pulmonik stenozla kan akımında kısmi tıkanıklık oluşmakla birlite neden genellikle pulmonik kapak malformasyonudur. Bunun yanısıra abnormalite kapağın alt veya üst bölgesinde de gelişebilir. Kısmi tıkanıklık akciğerlere kan pompalamak için kalbin daha fazla çalışmasına neden olur. Canlının etkilenmesi daralmanın derecesine bağlı olarak değişir. Ciddi stenozlar konjestif kalp yetmezliği gelişimine dahi neden olabilmektedir.
    Predispoze Irklar : ENGLISH BULLDOG, MASTIFF riskin en fazla olduğu ırklardır. English bulldoglarda pulmonik stenoz genelde abnormal sol ana koroner arter gelişimiyle beraber gözlemlenir ve hastalığa daha yatkındır. Diğer ırklar, BEAGLE, WIRE-HAIRED FOX TERRIER, CHIHUAHUA, MINIATURE SCHNAUZER, SAMOYED, BOYKIN SPANIEL, WEST HIGHLAND WHITE TERRIER, COCKER SPANIEL, AIREDALE TERRIER, SCOTTISH TERRIER


    9. HASTA SİNUS SENDROMU (SICK SINUS SYNDROME) : Bu sendrom kalpdeki sinoatrial düğümün abnormal fonksiyonu sonucu oluşan aritmilere verilen isimdir. Klinik olarak aritmiler düşkünlüğe neden olur. Özellikle dişilerde gözlemlenir.
    Predispoze Irklar : SCHNAUZER, POMERANIAN, DACHSHUND, PUG, BOXER, COCKER SPANIEL


    10. FALLOT TETRALOJİSİ (TETRALOGY OF FALLOT) : Çok sık görülmeyen, ancak ciddi defektler kombinasyonu olarak kalpte ve ana damarlarda embriyonal gelişimde ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu hastalık 4 defektden meydana gelmektedir. Bunlar pulmonik stenoz, ventrikular septal defekt, aorta dispozisyonu ve pulmonik stenoz sonucu oluşan sağ ventrikular hipertrofisidir. Bu defektler beraber genetik olarak gelişebileceği gibi birinin genetik olarak oluşumu diğerlerinin de sonradan gelişimine neden olabilmektedir. Pulmonik stenozda, kan akımında, pulmonik kapaktan köken alan kısmi bir tıkanıklık vardır. Bunun sonucunda kalbin kas hacmi artar veya sağ ventriküler hipertrofi gelişebilir. Ventriküler septal defektte, ventriküller arasındaki kalp duvarında defekt veya delik oluşumu mevcuttur. Aorta dispozisyonunda ise aort kalbin sol tarafından çıkarken değişen derecelerde pozisyon farklılığı gösterebilir. Sonuç olarak Fallot tetralojisinde tüm bu defektler nedeniyle kan son derece az oksijenlenmiştir. Bunun sonucu olarak da siyanoz veya dokularda pembe yerine gri bir renk oluşur.
    Predispoze Irklar : KEESHOND, ENGLISH BULLDOG


    11. TRİKÜSPİT KAPAK DİSPLAZİSİ (TRICUSPID VALVE DYSPLASIA) : Sağ atrioventriküler (tricuspid) kapakta meydana gelen malformasyon (displazi) kanın sağ atriuma kaçmasına veya tricuspid regurgitasyona neden olur. Daha çok kapağın daralmasıyla meydana gelen bir durumdur. Displazi sonucu kapak daha az verimle çalışır. Erkeklerde dişilerden daha sık gözlemlenen bir hastalıktır.
    Predispoze Irklar : BORZOI, BOXER, GERMAN SHEPHERD, GREAT DANE, GREAT PYRENEES, IRISH SETTER, LABRADOR RETRIEVER, NEWFOUNDLAND, OLD ENGLISH SHEEP DOG, WEIMARANER


    12. VENTRİKÜLER SEPTAL DEFEKT (VENTRICULAR SEPTAL DEFECT VSD) : İki ventrikül arası kalp duvarının defekte veya deliğe sahip olduğu bir hastalıktır. Defektin büyüklüğüne ve yerine göre abnormal kan akımı oluşmakta ve köpek değişen derecelerde etkilenmektedir.
    Predispoze Irklar : ENGLISH BULLDOG, KEESHOND


    Kaynak : Fox P.R.(1999). Textbook of Canine and Feline Cardiology. 2nd Ed.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    LERİN KALITSAL KAN HASTALIKLARIKÖPEKLERİN KALITSAL KAN HASTALIKLARI


    1. OTOİMMUN HEMOLİTİK ANEMİ (AUTOIMMUNE HEMOLYTIC ANEMİA-AIHA) : İmmun sistem olgunlaşmamış hücreler de dahil olmak üzere eritrositleri üretimden daha hızlı bir şekilde parçalar. Hemolize bağlı eritrosit sayısının azalmasıyla da hemolitik anemi meydana gelir. Dişilerde daha sık görülmektedir.
    Predispoze Irklar : OLD ENGLISH SHEEP DOG, COCKER SPANIEL, POODLE



    2. BASSET HOUND TROMBOPATİ (BASSET HOUND THROMBOPATHIA) : Trombositler kan damarı hasarında görev almaları gereken reaksiyonlara cevap vermezler. Trombosit agregasyonu gerçekleşmez ve canlı travmaya bağlı hemorajiye duyarlı hale gelir.
    Predispoze Irklar : BASSET HOUND



    3. PIHTILAŞMA BOZUKLUĞU (COAGULATION DISORDER) : Trombosit fonksiyonunda oluşan herhangi bir abnormalite veya pıhtılaşmada görev alan faktörlerden birinin veya birkaçının eksikliği pıhtılaşma prosedürünün aksamasına yol açar. Köpeklerde hemofili (faktör VII veya IX eksikliği) ve von Willebrand’s hastalığı (von Willebrand faktör eksikliği) gibi ciddi ve yaygın pıhtılaşma bozukluğu görülen hastalıklar vardır. Bunun yanısıra faktör I (fibrinojen), faktör II (protrombin), faktör VII (prokonvertin), faktör X (stuart faktör), faktör XI (PTA), ve faktör XII (hageman faktör) gibi pıhtılaşmada rol oynayan faktörlerin de eksikliği görülebilir. Saf ırklarda daha fazla görülmektedir.
    Predispoze Irklar : Faktör I: SAINT BERNARD Faktör II: BOXER Faktör VII: BEAGLE, ALASKAN MALAMUTE Faktör X: COCKER SPANIEL Faktör XI: KERRY BLUE TERRIER, SPRINGER SPANIEL Faktör XII: MINIATURE POODLE



    4. SİKLİK HEMATOPOEZİS (GRAY COLLIE SYNDROME, CANINE CYCLIC NEUTROPENIA) : Bu hastalık kemik iliğindeki kök hücre abnormalitesi nedeniyle meydana gelir ve dolaşımdaki kan hücresi sayısında iniş çıkışlar oluşur. Her 10-12 günde bir nötrofil sayısı ciddi derecede düşer ve yeniden yükselir. Nötrofil sayısındaki değişim infeksiyonlara karşı hassasiyet geliştirmekle birlikte nötrofillerin normal aktiviteleri de zayıflar. Trombosit sayısındaki azalmayla beraberde bu hayvanlar hemorajik olaylara duyarlı hale gelirler. Yavrular yaşıtlarından daha küçük ve zayıftırlar. 8-12 haftalık yaşta klinik belirtiler ateş, ishal veya eklem ağrılarıyla ortaya çıkmaya başlar. Diğer belirtiler göz, solunum ve deri infeksiyonlarıyla ilişkilenir. Predispoze Irklar: GRAY COLLIE 5. HEMOFİLİ (HEMOPHILIA): Pıhtılaşmada görev alan faktörlerden bir veya birkaçının yoksunluğuna bağlı olarak gelişen pıhtılaşma bozukluğu hastalığıdır. Hemofili A, faktör VIII eksikliğinde, Hemofili B ise faktör IX eksikliğinde oluşur. Hemofili A daha sık görülür ve derecesi faktör VIII’in aktivite seviyesine göre değişir. Hemofili B ise daha nadir ancak daha ciddi bir şekilde ortaya çıkan bir hastalıktır.
    Predispoze Irklar : GERMAN SHEPHERD



    6. HİSTİYOSİTOMA (HISTIOCYTOMA) : Histiyositomalar genç köpeklerde yaygın görülen invaziv ve nüks edici olmayan iyi huylu tümörlerdir.
    Predispoze Irklar : BOXER, DACHSHUND, GREAT DANE, COCKER SPANIEL



    7. HİSTİYOSİTOZİS (HISTIOCYTOSIS) : Abnormal histiositlerin (bir tip makrofaj) hızlı ve invaziv yayılımıyla karakterize kötü huylu ve sistemik bir kanser türüdür.
    Predispoze Irklar : BERNESE MOUNTAIN DOG



    8. İMMUN SİSTEM İLİŞKİLİ TROMBOSİTOPENİ (IMMUNE-MEDIATED THROMBOCYTOPENIA : Trombosit sayısındaki azalmaya trombositopeni denilir. Trombositopeni kanamaların artmasına ve durmasının zorlaşmasına neden olur. Bu hastalıkta kemik iliği tarafından üretilen trombositlerin immun sistem hücreleri tarafından yıkımı yapımından hızlı şekillenmektedir. Hastalık tek başına veya sistemik lupus eritematozus ve otoimmun hemolitik anemilerle beraber oluşabilir. Dişilerde daha sık gözlemlenir.
    Predispoze Irklar : OLD ENGLISH SHEEP DOG, COCKER SPANIEL, POODLE



    9. LENFÖDEM (LYMPHEDEMA) : Lenf akımında abnormalite vardır. Lenf sıvıları dokularda birikir ve şişkinliğe yol açar. Lenfödem birincil olarak lenf damar ve nodlarındaki abnormal gelişime bağlıdır. İkincil olaraksa tümör, yangı veya cerrahiye bağlı olarak lenf damarlarındaki tıkanıklığına bağlı oluşabilir.
    Predispoze Irklar : BELGIAN TERVUREN, BORZOI, ENGLISH BULLDOG, GERMAN SHEPHERD, GERMAN SHORT-HAIRED POINTER, GREAT DANE, LABRADOR RETRIEVER, OLD ENGLISH SHEEP DOG, POODLE, ROTTWEILER



    10. FOSFOFRUKTOKİNAZ EKSİKLİĞİ (PHOSPHOFRUCTOKINASE DEFICIENCY) : Fosfofruktokinaz enzimi eritrositlerdeki enerji metabolizmasında ve iskelet kaslarındaki kuvvetli egzersizde görev almaktadır. PFK eksikliği eritrositlerin erken hemolizine neden olur ve egzersiz toleransı da azalır. Hasta hayvanlarda orta şiddette anemi ile birlikte iniş çıkışlı bir hemoliz tablosu oluşturur ki bu durum aşırı egzersiz ve aktivasyonla ilişkilidir.
    Predispoze Irklar : ENGLISH SPRINGER SPANIEL, AMERICAN COCKER SPANIEL



    11. PİRÜVATKİNAZ EKSİKLİĞİ (PYRUVATE KINASE DEFICIENCY) : Pirüvatkinaz eritrositlerdeki enerji metabolizmasında rol oynayan önemli bir enzimdir. Eksikliği eritrositlerin kısa ömürlü olmasına ve hemolitik anemiye neden olur.
    Predispoze Irklar : BASENJI, WEST HIGHLAND WHITE TERRIER, CAIRN TERRIER, BEAGLE



    12. TROMBASTENİK TROMBOPATİ (THROMBASTHENIC THROMBOPATHIA) : Trombosit membran proteinlerinin azalmasına veya yokluğuna bağlı bir hastalıktır ki trombositler normal fonksiyonlarını yerine getiremezler.
    Predispoze Irklar : OTTERHOUND



    13. VON WİLLEBRAND HASTALIĞI (VON WILLEBRAND’S DISEASE) : İnsanlarda ve köpeklerde gözlemlenen bu hastalık, pıhtılaşmada rol oynayan von Willebrand (vWD) faktörünün eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Bu faktörün azlığı abnormal trombosit aktivitesine yol açar ve kanama süresinin uzamasına neden olur. Faktörün konsantrasyon ve fonksiyon değişimine göre hastalık 3 tipe ayrılır. Sık gözlemlenen 1. tip hafif derecede kanama abnormalitelerine neden olurken, 3. tip az görülür ancak daha ciddi kanamaya neden olmaktadır. 2. tip ise en nadir görülen çeşitidir.
    Predispoze Irklar : Tip I vWD: DOBERMAN PINSCHER, SCOTTISH TERRIER, SHETLAND SHEEP DOG, GOLDEN RETRIEVER, STANDARD & MINIATURE POODLE, WELSH PEMBROKE CORGI, MINIATURE SCHNAUZER, BASSET HOUND, GERMAN SHEPHERD, ROTTWEILER, MANCCHESTER TERRIER, KEESHOND TERRIER, STANDARD & MINIATURE DACHSHUND Tip II vWD: GERMAN SHORT-HAIRED POINTER Tip III vWD: SCOTTISH TERRIER, SHETLAND SHEEP DOG, CHASEPEAKE BAY RETRIEVER



    14. GLUKOZ-6-FOSFAT DEHİDROGENAZ EKSİKLİĞİ (GLUCOSE-6-PHOSPHATE DEHYDROGENASE DEFICIENCY) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. G6PD aktivitesi azalmıştır. Klinik belirti görülmez.
    Predispoze Irklar : WEİMARANER



    15. YÜKSEK POTASYUM ERİTROSİTLERİ (HIGH POTASSIUM ERYTHROCYTES) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Eritrosit miktarında ve serum potasyum düzeyinde artış vardır. Klinik belirti vermez veya pseudohiperkalemi olarak saptanabilir.
    Predispoze Irklar : AKITA



    16. AİLEVİ MİKROSİTOZİS (FAMİLİAL MICROCYTOSIS) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Mikrositozis görülür. Klinik belirti vermez.
    P redispoze Irklar : JAPANESE BREEDS



    17. AİLEVİ MAKROSİTOZİS VE DİSHEMATOPOEZİS (FAMILIAL MACROCYTOSIS & DYSHEMATOPOESIS) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Makrositozis görülür. Klinik belirti vermez veya nadir olarak gingivitis gözlemlenebilir.
    Predispoze Irklar : MINIATURE & TOY POODLE



    18. AİLEVİ NONSİFEROSİTİK HEMOLİTİK ANEMİ (FAMILIAL NONSPHEROCYTIC HEMOLYTIC ANEMIA) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Retikulositozis görülür. Klinik belirti vermez veya orta şiddette bir anemi gözlemlenebilir.
    Predispoze Irklar : BEAGLE



    19. KONGENİTAL METHEMOGLOBİNEMİ (CONGENITAL METHEMOGLOBİNEMIA) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Kanda methemoglobin tespit edilebilir. Klinik belirti vermez veya dil ve mukoz membranlarda siyanoz gözlemlenebilir.
    Predispoze Irklar : BİRÇOK IRK



    20. SELEKTİF KOBALAMİN MALABSORBSİYONU (SELECTIVE COBALAMIN MALABSORPTION) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Serum kobalamin (B12) seviyesinde düşüş gözlemlenir. Klinik belirti olarak anemi, kaşeksi, irritabl davranışlar ve B12 tedavisine olumlu yanıt görülür.
    Predispoze Irklar : POODLE, GIANT SCHNAUZER, BEAGLE, BORDER COLLIE, AUST. SHEPHERD



    21. STOMATOSİTOZİS (STOMATOCYTOSIS) : Eritrosit abnormalitesi ile ilişkili bir hastalıktır. Stomatositlerin kırılganlığı artmıştır. Klinik belirti olarak yalnızca malamutlarda kondrodisplazi gözlemlenir.
    Predispoze Irklar : ALASKAN MALAMUTE, MINIATURE SCHNAUZER







    Kaynaklar : Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Dondurulmuş Boğa Sperması Nasıl Çözdürülür?Dondurulmuş boğa spermaları su banyosunda, +38 C'de, 25-30 saniye bekletilerek ve payet suyun içerisinde biraz hareket ettirilerek çözdürülür. Çözdürme süresi ile, suyun sıcaklığı arasında ters orantı vardır. Yani; suyun sıcaklığı arttıkça çözdürme süresi kısalır.

    Bu konuda birçok çalışma yapılmış, en az risk taşıyan sıcaklık ve süre saptanmıştır. Çalışmalara göre; yüksek sıcaklıkta kısa süreli tutmanın, düşük sıcaklıkta uzun süreli tutmaktan daha iyi sonuçlar verdiği görülmüştür. Yine çalışmalarda, toplu suni tohumlama yapılacağı durumlarda kullanılmak üzere 38 C’ de çözdürülen payetlerin 10 dakika kadar risksiz bir şekilde çözme kabında tutulabileceği ortaya konulmuştur. Boğalarda normal rektal ısı 38.5 C, dişilerde ise bu değer 38.8 C'dir.
    Bilimsel temeller ve sahadan alınan sonuçlar ışığında dondurulmuş boğa spermasının çözündürülmesinde kullanılan su banyosunun sıcaklığının 38 C ve süresinin 25-30 saniye olmasının en uygun yöntem olduğu kanaatine varılmıştır.

    Ancak; ana eksen bu değerler olacak şekilde aşağı ya da yukarı hafif sapmalar spermayı tehli***e atmaz.

    KAYNAK: EGEVET

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kedilerin Nankör Olduğu Doğru Değil
    Doç. Dr. Aksoy, kedilerin diğer evcil hayvanlara göre daha 'özgür ve yabani' davranışları olduğunu söyledi.
    Bu durumun bir kedinin köpekle kıyaslandığında sadık olmadığı görüntüsü doğurduğunu ifade eden Aksoy, bu durumun kedinin insanlarla iç içe yaşama serüvenin köpekler kadar geçmişinin olmamasından kaynaklandığını savundu.


    Köpeklerin tamamen insana bağımlı bir yaşam tarzını içine sindirerek benimsediğini dile getiren Aksoy, kedilerin ise yaban hayatın getirdiği reflekslerden hala kendini kurtaramadığını anlattı.


    Kedilerin doğada rekabet halinde, daha içgüdüsel hareketler sergilediğine dikkat çeken Aksoy, şunları kaydetti:

    “Kedilerin halk arasında nankör hayvan diye nitelenmesi yanlış bir değerlendirmedir. Kediler nankör hayvan değildir. Köpekler 13 bin yıldır, kediler ise 3 bin yıldır insan hayatına ve ev yaşamına girdikleri için kedilerin 'tam evcil' olduğunu söyleyemeyiz. Kedi bulduğu besini en kısa sürede tüketir ve bir köpek gibi onu saklama güdüsüyle hareket etmez. Anlık içgüdüleri ile yaptığı hareketlerde, agresif tavır sergilediğinde, bazı kişiler tarafından nankörlükle suçlanır. Kedinin doğasında olan bazı davranışlar gereği yaptığı tavırlar da nankörlük olarak görülemez.”


    Evcil hayvan satıcıları ise kedilerin balık ve kuş türlerinden sonra en çok tercih edilen evcil hayvanlar arasında yer aldığını belirttiler.
    Günay Petshop Limited Şirketi yetkilisi Muharrem Aktan mağazasında aralarında Siyam ve İran kedisinin bulunduğu çeşitli türleri sattıklarını ifade ederek, müşterilerden gelen taleplerden memnun olduklarını söyledi.


    Kedilerin en çok çocuklu aileler tarafından tercih edildiğine dikkat çeken Aktan, “Aileler çocuklara paylaşımı öğrenmeleri ve bazı kıskançlık duygusundan kurtulması için kedi satın alıyorlar. Kediler özellikle çocuk yaş grubuyla en iyi anlaşan ve uysal olan evcil hayvanlar arasında yer alıyor” dedi.

    Kaynak: hurriyet.com

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Dikkat Kene MevsimiDoç. Dr. Kenan Keskin, yaptığı açıklamada her yıl yaşanılan ölümlerle gündeme gelen kenelerin neden olduğu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hakkında bilgi verdi. Hastalığın, aslında kenelerin bir enfeksiyonu olduğunu bildiren Doç.Dr. Keskin, bu hastalığa “Nairovirus” adında bir virüsün neden olduğunu bildirdi. Bu virüsün keneler arasında enfeksiyon yaparak yayıldığını bildiren Doç. Dr. Keskin, “Virüs, hastalık taşımayan kenelerin hastalıklı konakçıdan kan emmesi sırasında, onlara da bulaşmaktadır. Bu hastalık aynı zamanda kenelerin cinsel yolla bulaşan hastalıklarıdır. Yani keneler arasında yayılma yollarından birisi de kenelerin çiftleşmesi sırasında bulaşma şeklindedir” dedi.

    VİRÜS KENEDE BELİRSİZ ENFEKSİYONA İNSANDA ÖLÜME YOL AÇIYOR
    Doç. Dr. Kenan Keskin, virüsün hayvanlarda belirtisiz bir enfeksiyona sebep olurken; insanlarda ise yüksek oranda ölümle sonuçlanan, kanamalarla seyreden ciddi bir hastalığa neden olduğunu bildirdi. Kenelerin Türkiye’de genellikle Nisan-Ekim döneminde aktif olduklarını ifade eden Doç. Dr. Keskin, “Bu nedenle bu dönemde hastalığın sıklığında belirgin bir artış olmakta ve salgınlara bu dönemde rastlanmaktadır. Ülkemizde başta Karadeniz ve Orta Anadolu olmak üzere Tokat, Sivas ve Çorum gibi illerle birlikte 22 ilimiz Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi yönünden risk altındadır. KKKA hastalığı, ülkemizde 2002 yılında görülmeye başlamıştır” dedi. Doç Dr. Keskin Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının temel bulaşma yollarını ise şöyle sıraladı:

    “Virüsü taşıyan kenelerin ısırması ile: Kırsal kesimde yaşayan ve gerek evcil, gerekse vahşi hayvanlarla ilişkisi olan kimselere, ev hayvanları ve sokak hayvanları ile ilişkisi olanlara, kırsal kesimde özellikle çalılıklar ve otların olduğu yerlerde piknik, av veya çeşitli amaçlarla bulunanlara bulaşma olabilmektedir.

    Enfekte hayvanların kan ve vücut sıvıları ile temas sonucu: Veterinerler, avcılar, kasaplar ve çiftçilerde, meslek hastalığı olarak görülebilir. Ayrıca bu hayvanların etlerinin hazırlanması sırasında ev hanımlarına ve bu işle uğraşanlara bulaşma olabilir.

    Hasta kişilerin kan ve vücut sıvıları ile temas sonucu: Doktor, hemşire ve sağlık memuru ve laborantlar gibi sağlık görevlileri ile evde hasta bakan hasta yakınlarına bu yolla bulaşma olmaktadır.

    Hastalığın bugün için hava yolu ile ya da hastalıklı hayvanların sütleri ile geçtiğine dair bir bilgi bulunmamaktadır.”

    İŞTAHSIZLIK VE YÜKSEK ATEŞ YAKINMALARINA DİKKAT
    Bir kenenin insandan kan emmesi ile hastalık belirtilerinin ortaya çıkması arasında ortalama iki gün geçtiğini belirten Doç Dr. Keskin, “Hastalık iştahsızlık, baş ağrısı, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları, mide ağrısı, kusma ve bazen de ishal şikayetleri ile ani olarak başlar. Birkaç gün içinde gözlerde ve yüzde kızarıklık, göğüste noktasal kanamalar, vücutta yaygın cilt altı kanamaları, burun kanaması, dışkıda ve idrarda kan bulunması gibi ciddi kanama bozukluğu bulguları görülebilir” dedi. Ağır vakalarda, hastalığın beşinci gününden sonra karaciğer ve böbrek yetmezliği ile akciğer yetmezliği ve santral sinir sistemi bozuklukları gelişebileceğine de işaret eden Doç Dr. Kenan Keskin, “Hastalar genellikle hastalığın ikinci haftasında karaciğer, akciğer veya böbrek yetmezliği tablosu nedeni ile kaybedilirler” dedi. Keskin, iyileşmeninse, genellikle onuncu günden sonra başladığını, bazı vakalarda ise dört haftaya kadar uzayabildiğini ifade etti. Ölümlerin genellikle hastalığı ağır seyreden hastalarda, hastalığın ikinci haftasında gerçekleştiğini kaydeden

    Doç Dr. Keskin, tarım ve hayvancılıkla uğraşanlar, veterinerler, kasaplar ve mezbaha işçileri sağlık personeli ile endemik bölgelerde kamp ve piknik yapanların risk grubunda yer aldığını da söyledi.

    “SIK OTLARIN VE ÇALILARIN OLDUĞU BÖLGELERDEN UZAK DURUN”

    Kenelerin daha çok sık otların ve çalıların bulunduğu yerlerde ve hayvan barınma alanlarında görüldüklerini bildiren Doç. Dr. Keskin, korunma yollarını şöyle sıraladı:

    “Kırım-Kongo Kanamalı Ateşinden korunmak öncelikle hastalığa neden olan virüsü taşıyan kenelerden uzak durmak ile mümkündür.

    Kene yönünden şüpheli ve tehlikeli olan bölgelerden uzak durulmalıdır.
    Hayvanlarla gereksiz temaslardan kaçınılmalıdır.
    Hayvan barınakları veya kenelerin yaşayabileceği alanlarda, çıplak ayakla dolaşılmamalı, kısa giysiler giyilmemeli, mümkünse açık renkli (kenelerin kolaylıkla fark edilebilmeleri açısından), uzun kollu ve uzun paçalı giysiler giyilmelidir.
    Vücut belirli aralıklarla kene yönünden muayene edilmeli, vücuda yapışan keneler kesinlikle ezilmeden ve kenenin ağız kısmı koparılmadan (bir pensle sağa sola oynatarak, çivi çıkarır gibi) alınmalıdır.

    Kenelerin üstüne kimyasal dökülmesi, kibrit ile yakılması gibi işlemler kenelerin hastalık etkenlerini aktarma riskini artırabilir. Bu tarz uygulamalardan kaçınılmalıdır. Ormanlarda çalışan işçilerin ve ava çıkanların lastik çizme giymeleri veya pantolonlarının paçalarını çorap içine sokmaları kenelerden koruyucu olabilmektedir.

    Gerek insanları gerekse hayvanları kenelerden korumak için repellent olarak bilinen böcek kaçıran ilaçlar dikkatli bir şekilde kullanılabilir. Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkân vermeyecek şekilde yapılmalı, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana edilmelidir.

    KKKA insandan insana bulaşabilmektedir, bu nedenle hastalarla temastan kaçınılmalı, zorunlu olarak temas edenler ise mutlaka gerekli tedbirleri almalıdırlar. Sağlık personeli bu konuda yayınlanmış rehberlerde belirtilen özel tedbirleri alarak hasta ve şüphelilere yaklaşmalıdırlar. Hasta ya da şüpheliler yine konuyla ilgili rehberlerde belirtildiği şekilde izole edilmelidir.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kedi Beslemek Kalp Krizi Riskini AzaltıyorEvde kedi beslemek kalp krizi ve felç geçirme riskini yüzde 30 oranında azaltıyor.

    ABD’li bilimadamlarının son araştırmasına göre, kediler insanların stres ve endişeden kurtulmalarında yardımcı oluyor.

    Bu da kan basıncını dengelemeye, kalp krizi ve felç riskini de düşürmeye yarıyor.
    Üstelik, sigara içen ya da yüksek kolesterolü olanlarda bile kedi beslemek riski azaltıyor.

    Kaynak : NTVMSNBC

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •