Mercan gözler vardı yüzünde
Sözler vardı dilinde,
Cümleler kurmak lazım bu sözlere,
Sözlere inat bu gözlere.
Yaratılış vardı belki de
Ebediyet yok oldu gözlerinde
Hayat yok oldu sözlerinde
Geriye ne kaldı sence;
Teşekkur: 0
Beğeni: 0
Mercan gözler vardı yüzünde
Sözler vardı dilinde,
Cümleler kurmak lazım bu sözlere,
Sözlere inat bu gözlere.
Yaratılış vardı belki de
Ebediyet yok oldu gözlerinde
Hayat yok oldu sözlerinde
Geriye ne kaldı sence;
İlk doğan çiçekte gördüm seni,
Aynada gördüm sonra,
Sensizlikle kaybolan beni.
Üzülmenin sonu yoktur, bilirim
Üzülmek yerine ya seni ya da kendimi,
İnan yakar giderim
Bir vazgeçiş öyküsü bu ...
Dinle!
Sevdiğim ...
Canını canıma kattığım senden,
Uğrunda herşeyi hiç yapabiliceğim senden ,
Vazgeçiyorum ...
Cam kırıklarıyla dolu bir yolda, yalınayak yürümek gibi yokluğuna alışmak ...
Tam acıya direniyorum derken ,
Batan her yeni parçayla sımsıkı sardığın o yaraların - bir daha asla yaralanmam derken -
Tekrar tekrar kanamsı gibi ...
İnsanın - canının acıması - yani ...
Ne derin bir anlam bu, gerçekten bilene ...
-Canım acıyor- ........
Anlamların benliğime yüklediği gerçekler çok ağır artık !
Varlığımı zorlayan bu oyundan yoruldum !
Seni özlemekten ..
Yokken varsaymaktan ..
Esirin olmaktan ..
Hayal etmekten ..
Yaşanmamış saymaktan ..
Var gibi görmekten ..
Yok gibi yaşamaktan ..
Yoruldum !!!
Bir vazgeçiş öyküsü bu ...
Dinle!
Sevdiğim ...
Gerçek bildiğim, hissettiğim için inandığım, inandığım için doğru saydığım herşeyden ..
Beni ben yapan duygularımdan ..
Seni benim sayan bütün düşüncelerimden ..
Bir çırpıda hemen ... Vazgeçiyorum !!!
Öyle kendinden emin bir geçiş ki bu ,
Tek bir zerre bile sen barındırmayan içine ,
İçimde öyle rahat, hiç tereddütsüz bir biçimde !
Zaman şimdiki zaman ...
Ve sen artık hep
Benim geçmişte kalan - yaram -......
telif bilinmiyor
Ben sana sevmenin ne demek olduğunu öğrettim sende bana
SENİ SEVMENİN NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNU Şimdi sırada gitmek var.
Yüreğimde kalan emanet sevgini vererek çıkacağım hayatından.Ve nasıl girdiysem yalan gözlerine öylece akıp gideceğim.Bir kaç damla gözyaşıyla birlikte yanaklarından süzülüp dudaklarında son bulacağım. Hani herşeyin başladığı yerde.
Şimdi sırada susmak var.
Şiir bitince başlayacak sessizliğim.Duymayacaksın bir daha "seni seviyorum" sözünü benden. Bir başkasının söylediği en güzel söz bile titretemez yüreğini bundan sonra. Ve hiçbir şeyin değerini kavrayamaz benliğin ben sustukça.Suskunluğum saklıdır
açma
günlerce hiçbir şey yapmadan uyuduğum günlerin ardından sanki yaşayan ben değilmişim gibi, bu hayat benim değilmiş gibi bir hissiyatla geceleri dürtülmüş gibi bölünen uykular izledi beni.. sebretmeye çalışıyorum..
kısa bir süre sonra mezun oluyorum ve ne yapacağını bilmeyen yuvadan düşmüş bir kuş gibi hissediyorum kendimi. içimde öyle karışık düşünceler dolaşıyor ki, bir rüzgar çıksın hepsini alıp götürsün istiyorum. milyonlarca yön var önümde, hangisine gideceğimi bilemediğim. kazanmak zorunda olduğum b,r sınav, aileme ve kendime karşı sorumluluklarım.. oysa ben bunların hiç birini yapmak istemiyorum. her şeyi bir kenara bırakıp bilmediğim bir Fransız şehrine gidip ufacık bir cafede lisanını anlamadığım insanların yanında sıcak bir fincan çay içmek istiyorum sevdiğim biriyle.. sırtımıza çantalarımızı alıp, kiraladığımız bisikletlerimizle dolaşalım, abuk sabuk şeyler konuşup, saçma sapan şeylere gülelim istiyorum.. istediklerimle yapmak zorunda olduklarımın rotasının böylesine farklı olmasına şaşırıyorum..
mutsuzum..
uzun zamandır mücadele etsem de tersi olsun diye, ve günlük yaşamımda yanımdakilere pek çok gülücükler savursam da ben, bazalde nedenini bilmediğim bir mutsuzluk var.. aşıkken ayrılmaktan mıdır, yapmak zorunda olduklarımı istemememden midir, karşımdaki kaostan mıdır.. bilmiyorum.. hala aşığım size, hala iliklerimdeki tüm seri hücrelerimle teker teker seviyorum sizi ben. sık sık içimdeki muhasebelerde yaptığım çıkarımlarla üzülsem de hissettiklerim böylesine netken, böylesine duruyken daha fazla zorlamıyorum kendimi.. ben hala aşığım size, parmaklarımdan taşan saçlarınıza, o kahverengisine gözlerinizin ve omzunuzdaki yerime aşığım.. ve bilerek tüm bunların bana mutsuzluk getireceğini, yeniden yenilmekten korkarak bir de.. susuyorum sadece.. susmak çok zormuş, acıyla fark ediyorum.. çabalıyorum..yorgunum çabalamaktan, mücadele etmekten, yeniden mutlu olmayı beklemekten-istemekten yorgunum.. oysa ne kolaydı kenarında durup hayatın millete direktifler vermek....
istemiyorum..
sahiden tek ve son kez yazacağım
yorumlarınızı da çıkarımlarınızı da istemiyorum bana dair..
tanımıyorsunuz çünkü beni, hiç biriniz tanımıyorsunuz neredeyse.. pembe çocuk ayakkabıları dünyada aldığım en güzel hediye olsa bile.. ağlıyorum şimdi bile o geceyi hatırlayarak..nedensiz.. ne çok merak etmiştim sizi, ne çok.. ne çok sevinmiştim elimdeki paketle. hayatımda aldığım en güzel, belki de alabileceğim en güzel hediyeyle sabaha kadar sarılıp uyumuştum.. çok değer vermiştim size ben, önemsemiştim.. yıllardır ilk kez gerçekten çabalamıştım ben, çabalamıştım..şimdiyse ölesiye yorgunum. ben gerçekten çok yorgunum. yeni güne başlamakta güçlük çekiyorum. kendimi iteklemekten böylesine yorulmuşken bir de sizin çıkarımlarınızla baş edemiyorum..siz bunu oscarlık rol olarak adlandırsanız da ben sahiden de yazdıklarımı yaşıyorum.. ben alışığım, öyleyse s.ktir ederim sizi de, size dair anılarımı da.. pembe çocuk ayakkabılarını da sabaha kadar sarılıp uyuduğum.. her şeyi unuturum.. durmayacakmış gibi yağan yağmuru unuturum.. ben.. ben her şeyi unuturum. s.ktir ederim olur biter..
agliyorum..
bana verdiğiniz tüm gülücükleri gözyaşlarıyla geri aldığınız için midir, yoksa gerçekten gözüme bir şey mi kaçtı bilemiyorum.. hala şu an bile susmayacakmışcasına ağlıyorum..
ben; kendimin olmayanda hak biçmedim kendime hiç..
aşık olmayı böyle derinlemesine yaşadığım için anladım sizi, çoğu kez anladım.
farklı olmalıydı normal insan tepkisi belki de.. şimdiyse içinizde bir tedirginlik, yeniden deneyeceğime dair.. denemeyeceğim.. deneyemem.. ben çok aşığım milyon kez bunu yazabilirim ama ne gücüm, ne cesaretim var. aşık olmak kör olmak ya belki de.. yine de.. ben herkesi hisleriyle ve hayatıyla baş başa bırakıp aranızdan çekiliyorum dönmemek üzere.. anlamaya çalışıyorum herkesi ama siz de beni anlayın istiyorum bir kez. beni anlayın ve susun istiyorum. çok şey mi istiyorum?
size söylemiştim
bu blogun da bir gün sonu gelecek
bitirip bir kenara çekileceğim
benim olayım bu, tüketiyorum.
elimi attığım her şeyi kısa bir sürede tüketiyorum
aşkları da, mutsuzlukları da, gelişeri de, güvenleri de, mutlulukları da.. her şeyi..
şimdi toparlayana kadar kendimi belki ya da belki dönmemek üzere(bunu tam net kestiremiyorum şu an) gidiyorum..
yorumlarınızı istemiyorum.
çıkarımlarınızı istemiyorum.
sizi istemiyorum
daha fazla kırılmak, yıkılmak, dökülmek istemiyorum..
rahat bırakılmak istiyorum
huzur istiyorum bir de..
bulana dek huzur yokum ben.
herkes kendisine istediği gibi bakmata özgürdür!
Evet, yine sensizim bu koskocaman odada.
Yine yoksun yanımda
Yine aldım elime kara defterimi seni anlatıyorum, ağlayarak
Benim duman gözlüm diyorum bırakmaz beni
Çıkar gelir bir yerlerden alır götürür beni
Sever beni diyorum ama
Yoksun işte gelmiyorsun ...
Açmıyorsun kapıyı bir türlü
Ben yine kandırıyorum galiba kendimi
İlişkimizde olduğu gibi
Yok, olan seni var saydığım gibi
Olmayan ilişkimizi yaşatmaya çalıştığım gibi
İşte yine yoksun
Boşuna çabalıyorum belki de
Olmayan bir şey için boşuna
Bakma yüzümün hep güldüğüne
Bakma yıkılmaz gözüktüğüme
Sen beni hiç ağlarken gördün
Ben senin karşında ağlayıp ta sana aciz olduğumu göstermeyeceğim
Kalbim git koş kollarına sarıl bırakma onu dese de
Gelmeyeceğim sana bilirsin ne kadar inatçı olduğumu
Bilirsin yapmayacağım dediğim şeyi yapmayacağımı
Git hadi bırak beni bırak ta yeni sayfamı açayım
Senin olmayacağın beyaz sayfayı
GÜLE, GÜLE…! ...
Terk Edip Giderken Hiç Düşündünmü?
Sen asla birinin sahipleneceği olamazsın, izin vermezsin.. Ve asla sahiplenemezsin birini.. Senin sahiplendiğin yalnızca kendi korkuların, büyüttüğün yalnızlığın.. O derin kimsesizliğin... Bana bulaştırdığın kimsesizliğin.. Sevgi nasıl bulaşıcı ise hüzün ve nefrette öyle bulaşıcı.. Şimdi kendimde senin izlerini taşıdığımı görüyorum. Senin karanlıklarında yüzüyorum. Ne kadar kendime kaçsam o kadar seni buluyorum... Ve her seferinde senin boşluğundan çaresiz kendime, kendi çaresizliklerime dönüyorum..
Sen beni unutmak için savruldukça, bende seni unutmak için kendi acılarıma alışmaya çalışıyorum...
Sen şimdi o sahte öykülerinde ara yalnızlığını.. Ancak hayat sahte öykülerde değil, yüzleşmekten kaçtığın gerçeklerde.. Senin gerçeklerin kaçtığın yaşamında; güçsüz yanlarında, öfkende, sevinçlerinde, geçmişinde, baştan başa kendinde.. Korktuğun yaşama dokunuşlarında, duygularında... Bir kez olsun gir kendi gerçeklerinin ve yenilgilerinin arasına.. Ve gör kendini yüreğinin aynasında...
Seni sensiz sevmeye öyle alıştım ki.. Artık sensizliği sana tercih eder oldu kalbim.. Yarattığım masalımsı kahramanımın yerine kimseyi koyamaz oldu kalbim.. Ne zaman biri bana açsa yüreğini, o derin yaralarım açılıyor önüme.. Beni bırakıp gittiğinde oluşan yaralar hala kanıyor.
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!
Git de şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.
Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.
Mademki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.
Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.
Kahrımın nedenini söylesem irkilirler
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.
Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.
Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!
Sanma ki fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki hüsranını görmeye ömrüm yetmez.
Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanıma benim.
Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine
Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!
Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!
Mademki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.
Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!
Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!
Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.
Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!
Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git! ...
Cemal Safi
Hangi karanlıkta saklanıyorsan söyle,
Aydınlıklarımla geleyim sana,
İçinde özlemlerimi son buldurucak
Şarkılarımı getireyim berabimde.
Hazır değilsen söyle yıldızlara,
Göz kırpsınlar bana,
Onlarda bilirler aşıkların yüreklerini,
Yoksa kayarmıydı sevdalılara.
Yada istersen sen gel,
Bahar görmeden güldür yüzümü ki,
Kuşları kıskanmasın baharın,
Rüzgarı ellerinden devşirmesin sevdamızı.
Eğer benden kaçıyorsan yorulursun,
Söyle?
Daha ne kadar uzaklaşabilirsin ki benden,
Gittiğin yerde değilmiyim zaten
.
Ben ciğerlerime mayın döşüyorum sana koşarken
Sen yoksun
Önce bir şiir itiyor dilimi geriye
Adından öpüyorum,geçiyor
Kim inanır buna LeyLli?
Kaç adam sevdiğini adından öper?
Kaç sevgili adını öptürmeyi becerir?
Sana, adına hayal denen bir yalan söyleyeyim LeyLi
Sen ben
ben sen olayım
Gül suyu yağsın bulutlardan
Varlığımızı eritelim be LeyLi
Sesin sesime alaşım olsun
Duydun mu
Rüyanın karesiydi bu
Hayalin ölüsü
Çünkü herkesin göğüne gömülen bulutlar yok bende
Çünkü baktığını çöl gören bir deliyim
Çünkü aklım yok bende
Kalbim bende yok!
Kalbin bende yok!
Yoksun!
Arıyorum
Eriyorum
Kendini nereye sakladın be LeyLi?
Ellerimde beynine hançer saplanmış bir adamın resmi
Yoksun LeyLi
Sağına konduruyorum yokluğunu
Soluna eğiyorum yokluğumu
iki ucu kendim olduğum bu savaşta
ceset olmaya hazırım
Bir iyiliğe var mısın ?
Gözlerinin beyazına sarılayım
Çenemde saçların kırkbin düğüm olsun LeyLi
Yanı Aşk beni Nereye kaldırdı bulamıyorum..
Gelme....
Acının karnındakı sancı sensiz ölesim doğmakta..
Gelme LeyLi ...
Saçlarını sıçrayacak yoksa kalbinin kanseri...
Gidecek Kış Gözlerinden, Sel altında kalacak sesin tekmelenecek varlıgın.. Çıkacaksın Dünyadan....
Seninle başladım, bitsin seninle
Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)
Yer imleri