Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 5/16 İlkİlk 123456789101112131415 ... SonSon
162 sonuçtan 41 ile 50 arası

Konu: GaMze GaMze DoLmuyoR YüzüM.. Bak Acı! Bak Ya$! Bak SoğuK !

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İmLaSı Bozuk biR ÇocuĞum Ben

    Kekeme yüreğimin mutluluk luğatındaki tek kelimesi,
    Miadı dolmuş bir ömrün aldığı son hediyesi,”


    Uzat ellerini.bana. Uzat gözlerini karanlığıma.Sağnağındayım zamansızlığın. Biraz da uykusuz. Gecenin yırtık gömleğin var üzerimde. Yüreğimin dağınıklığını sevginle topla. Senden uzaklarda iken kapılarımda geçmişimi yüzüme vuran ayaz..Kekeme yüreğimin sol cenahında kanayan ve kanadıkça kırılan bir niyâz..Kurtar beni ey yâr. Tut gözlerimden. Tökezlemesin topallayan yüreğim.Çek beni Züleyhâ'nın kuyularından. Al götür beni Leylâ' nın karanlıklarından. Saçlarına dola yüreğimi. Müsvedde gibi kullanılmış gençliğimi bırak sen sonumu yaşa. Yüreğimin enkazlarında inleyen kız çocuğu çığlıklarımı bastır sesli harflerinle.Kangren yüreğimi kes. Kes ki daha fazla kanamasın infazım. Sızmasın deli gömleğimden sancılarım. Bastır göğsünü yüzümün yamalarına. İmlâsı bozuk bir çocuğum ben. Luğatımdaki tüm kelimelerim sanadır. Aldığım her nefes sana ve mutluluklarına duacıdır. Savur saçlarını toza toprağa karışmış bedenime.Ses ol kısılmış sesime. Doldur hüznünü küçük ellerime.Perdelerime gönder gülüşlerini. Sabahım olsun yüzün.Sonum olsun hüznün.


    Basiretsiz gönlümünü yeniden yeşerten kadın;


    Kapat gözlerini. Şehrinin tüm ışıklarını söndürdüm. Sen uyurken şehrinde hiçbir varlık yaşamamalı. Sen konuşurken tüm kelimeler boyun bükmeli dudaklarına. Yüzünde filizlenirken bahar, buzullar çözülmeli. Saçlarında dolanırken rüzgar, başı dönmeli bulutların. Kıskanmalı gözlerini herbir mahlukat. Adımı andığın her an ölmeli tüm cümleler. Sonra da gülüşlerinde yeşermeli özneler. Hadi uzat umutlarını. Bulut bulut düşsün yüzün yüzüme. Köhne bir mazinin mevcudiyetimin. Sınırı çizilmiş bir ömrün son nefesi ol sen. Kepenksiz bir ömrün kapılarını aç sen. Süzül perdelerimden. Bir türlü yeşertemediğim kız düşlerime uzat ellerini. Gün doğumu sancılarımdan kurtar beni. Sicilim bozuk.Temize çek yüreğimin kirlerini. Aldığın her nefes tövbem olsun günahkar hislerime. Suçlarım kabarık. İnfazım vurulmadan yüzüme, sen öldür beni ya da sakla beni yüreğinin mavi denizlerine. Senden önceki geçmişime tedbir konulmuşken kalbine al beni.Hayat mektebinde dikiş tutturamayan bu adamı gönül bahçene kabul et. Gülüşlerini acılarıma bağışla. Kanatlarımı özgürlüğüne saldım sende umutlarını sonsuzluğuma bahşet.


    Kırık aynalarımdaki suretime hayat veren aydınlık,


    Dol içime. Senin kaplamadığın her bir hücre ölümü seçsin bundan sonra. Şah damarlarımdan vücuduma akan her bir zerrede adın sayıklansın. Kanatlarımın rotası sensin. Bekle beni biraz. Kanayan ayaklarımla, yarım yamalak cocuğumla sana gelmekteyim. Tüm kelimelerimi yitirmişken yeniden ezberim olsun gözlerin. Duvarlarla konuşmalarım bitsin artık. Sebebim ol gülüşlerimin.Ölümümü bekleme yeniden yeşermek için. Taksiratım yok benim. Ya dudaklarında ölmeliyim ya da toprağa serilmeliyim..İnzivaya çekilmiş yaralarımı sar nefesinle.Bağ bozumunda yüreğimi yalpalayan rüzgara inat sar beni yüreğinle. Sana ihtiyacım olduğundan değil; ben zaten SEN'İM. Ben diye bir varlık yok BENDE..Kırık aynalarıma düşen aydınlık dol karanlığıma. Gözyaşların sonum olsun bu BEDENDE..



    Virgüllerimi yitirdim. Sus pus içindi dilim. Neden susuyorsun diye sorma. Sen konuşurken ben susacağım demiştim. Büktüm dudaklarımı cümlelerine. Sen konuş ki; hükmü kırılsın yalnızlığın. Saltanatı bitsin acıların. Gülümse ulu orta. Gülümse sebepsizce. Ruhumun iktizazlarına( bozulmuş, buruşmuş) inat yeniden yeşet gözlerimi. Yaşa ki yaşasın benliğim. Yoksa karanlıklar saracak sokaklarımı. Bilirsin korkarım karanlıklardan. Uzat ellerini. Ölüm bedenime ilişmeden, istinad duvarları aydınlığımı çalmaya teşebbüs etmeden gel, uzan denizlerime.


    İmlası bozuk bir çocuğum ben.
    Kurtar beni “ benden “
    Yarım bir mutluluğun demsiz umuduyum ben.
    Kurtar beni derinlerden..
    Gözlerinin Cennetinde yaşat beni..
    Sonra da öldür..
    Ölüm ellerinde gelsin bana..



    Durma daya gözlerini gözlerime.
    Mutluluğum,
    Huzurum,
    Sonum ol...


    İsmaiL SarıGene

  2. #2
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ..Beklemek Eskisi Kadar Kolaymı?...


    Bir ölüyü suçlamak kadar anlamsız şimdi sana seslenişim..
    Üstüme üstüme geliyor hiçbirşey..
    Anlatmadan..anlatamadan..Anlayamadan hiçbirşeyi..Senki uzak iklimlerin avazı çıktığı kadar suskun sevdası...
    Senki bir "Yağmur masalının" kahramanı..
    Desemki


    " Kalbim ağrıyor.."
    .....
    Zaman mı geç kalıyor..Yoksa sen mi geç kalır oldun artık zamana...
    Duymak istemezsin ama bitmişlik ve panik var duygularımda..
    Ve beklemek...
    Eskisi kadar kolay değil..
    Eskisi kadar güçlü değilim ben..


    "Milyonlarca damlanın altında boğulur gibiyim....."

  3. #3
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Yüregimde kapılar var!!
    belki gelirsin diye odalar açıyorum herbirine..
    yüregimde çaresizlik var!!
    sensizlige attıgım her adım,
    biraz daha gem vurur ömrüme..
    yüregimde bir sen var!!
    olmadığın kalabalıklar beyhude..
    yüreginde aşkına sefil bir ben! yoksan mutluluk ne çare

  4. #4
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sonuna varılmış bi sevdanın başını düşünmeye başladı aldığı ilk nefesle. Sevmeye nasıl hazır, dokunulmaya nasıl toydu. Duyulan bunca hakaret den sonra söylenecek ne kalmıştı ki? Ne ucuzca harcanmıştı sevdası. Nasılda önemsiz kılınmıştı, kimliği belirsiz, kişili değersiz insanlar tarafında. Herkesle çarpışa bilirdi sevdası uğruna da, sevdiği adamla asla…

    SEVDİĞİ ADAM? Bu sözcük büyüyor içinde. Sevdiği ama sevmediği adamda diyebilir onun için. Ya da kazanamadan kaybettiği adam. Onun için söylenecek çok şey varda yapılacak bir şey kalmamış. Tükenmiş. Tüketmişler el bilirliğiyle. Şimdi bunların ardından ağlasa ziyan, sevse yazık, GİTSE ÖLÜM… Kadın içinin de içinden bir ah çekiyor "böylemi olmalıydı ilk aşkım" sigara yanıyor kadın yanıyor.

    Adam! Enkazlar altında kalmış çıkaranı yok. Kendi kendine biraz silkinip tozları atmış ama hala koca duvarlar üzerinde. Çok sevilmiş kadın tarafından ama görmemiş. Ya da görmek istememiş. Onu da yıpratmış, hoyratça kullanıp intikamını aldığını sanmış aşktan ama aslında kadinın canını almış. Kadın çok sevmiş ya ilk defa, ses çıkarmamış adam kalbini almak için göğsünü parçalarken. Birkaç damla gözyaşı süzülmüş usulca. Gitmesinden kormuş aslında hiç gelmeyen adamın. Yeter ki gitmesin diye sevmiş adamı şimdi hem adamsız hem sevgisiz kalmış. Düşünmüş "acaba aşk denen olgumu çok acımasız ben mi sevmeyi beceremedim". Sevdiği adama toz kondurmamış. Hep asil hep bir farklı olmuş onun için sevdiği adam. Sevda; mil çekmiş kadının gözlerine kör olmuş kadın seviyor işte mil çekilen gözleriyle. Tadını çıkarmak istemiş. Bir daha sevemeyebilir böyle, uğruna bu kadar şeyden vazgeçemeye bilirmiş. Ucu çok sivri mil eşelese de gözlerini, görmese de gözleri sevdiğini, göze almış bir kez sevdayı…

    Şimdi… Her şeyini vermesine rağmen kadın yalnız. Adam duvarları atmış üzerinden enkaz değil artık. Kadın gözlerinden ameliyat olmuş, doktorlar "aşk mili"nin çaresi bulunamadı sonsuza kadar kör kalacaksınız dedi. Adam hayatına devam ediyor gayet rahat. Kadınsa kör artık sevilemediği adam dolayısıyla. Artık ağlasa ziyan, sevse yazık, gitse.

  5. #5
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


  6. #6
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sonunu bir türlü getiremediğim
    Bir hikayenin ana fikriydin sen..
    Satırların altına baktım,
    Büyük harflerini taşıdım;
    Aşkımı önsöz yaptım..
    Seni okumaya doyamayan ben;
    Aşk anlayışına anlayışsızdım..



    “Bu kadar bilinmezliklerle,
    Ertelenen hayallerle,
    Bir efsaneyi tüketme..”
    Diyecekken;
    Yalanın bir satır başında karşıma çıktı..
    Ve benim a(ş)k dediğime, sen kara dedin..
    Aşk karalandı..!



    ..esas kız masalından çıkıyor




    esaslı sevenini bulamadı diye..

  7. #7
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ne gül,
    ne yarin!

    Gül,küle karılmış günlerin tortusunda.
    Yarın, vurulmuş yatıyor bugünün avlusunda.

    Sakla yamalarını kalbim...

    İnsanlar büyüdükçe günler kısalırlar;
    günlerimiz gibi aşklarımız da
    yittikleri duraklarda kalırlar.

    Sakla yamalarını kalbim...

    Kendini bıçak gibi ışıyan yeni güne bağışla.
    Yürü,arkana bakma, ama umursa.
    Bazen anılara en çok yakışan elbise,
    birkaç damla gözyaşıdır unutma...

  8. #8
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart




    BU NE KARTPOSTAL MSJIDIR SANA YAZDIĞIM
    NEDE BİR BAYRAM TEBRİĞİ
    BU BİR VEDA HAVASIDIR SANA
    İÇİMİN AĞRIYAN YERİ...
    GİDİYORUM İŞTE...
    GÖM KALBİNE GİDİŞİMİ
    SAKLA SONSUZA DEK GÖZLERİNDE
    ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA SENİ TERKEDİŞİMİ....

  9. #9
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    d)üşüyor Yolüstü çukurlarinda Yürüyüşlerim...


    Soğuk bir İstanbul lodosu ertesi;


    Koşarken düşürdüğüm kelimelerimi topluyorum,sensiz bir yol üstü hikayesinin,sağanak yağmurlu kaldırımlarında…


    Islağım ardışık hüzünlerde…


    Uyuyorsun…


    Geceyi örtmüşsün üstüne…


    Usulca çıkarıyorum cebimden ,yağmurda uslanmış kelimelerimi…


    Sorgusunu bitiremediğim sanıklığımı avutuyorum,uykunda sıçrama diye…


    Dağlıyorum asi hücrelerini ,anarşist dilimin…


    Acı’dan tökezlediğim yerden tutunuyorum,


    kirpiğinden yapılma tel örgülere…ellerim kan içinde…


    Uyuyor(mu)sun ?...


    Kanlı ellerimi sarıyorum,tek kale bir aşkın savaştığım siperinde…


    Bırak yaralarımı sorgulamayı…Titreyen göğsüme dokun yar…


    Hangi kapım çıksa önüne ;Sıkılgan bir edayla çevirdin anahtarı…


    Oysa ben kollarımın arasında bir salıncakta


    sallamayı düşlemiştim,hani şu yaşa(ya)madığımız çocukluğumuzu…


    İçindeki çocuğu alda gel demiştim sana…gel(e)medin…


    Uzun soluklu voltalarımda ,senin adımlarınla aşardım duvarları


    ve gölgem vardı her güneşe çıktığımda..


    Şimdi payına yıllarımı düşürdüğüm zındanlarda ,


    geçen zamana asıyorum gençliğimi…


    ölümün beyaz rengi vurmuşken saçlarıma


    ince bir sızı oluyor aynadaki yılgın bakışlarım…


    Uyuyor(mu)sun ?...


    Kalk !... yalan karışıyor gerçek bir oyuna sinsice…


    Düş !...Peşine kendi gerçekliğinin…


    Bir yerde düş/erken,bir yerde (d)üşüyor


    yolüstü çukurlarında yürüyüşlerim..


    Artık suçsuzluğumu anlatabileceğim ,


    sabıkasız tek bir harf kalmadı heybemde…


    Ustamdan ödünç (ç)aldığım


    “hüzün ikliminde” sözlerle ,geç kalmışlar ülkesinin dar geçitlerindeyim…


    Boğuluyor kursağımdaki yalnız şarkı.


    Saklanmaya çalışırken sıcağında,


    asılsız bir ihbarla suçüstü yakalandım ,kahverengi bakışlarına…


    gözlem altında gülüşlerim…


    Yine de hesapsızca boyandığım kahverengiliğine


    emanet ediyorum haylazlığımı…


    Harf başı dikiliyorum karşına satırlarda…


    Konuşucunca susturulduğum cümlelerin


    son noktasından sesleniyorum sana;


    (D)uyuyor(mu)sun ?!...

  10. #10
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    "Ruhumun ve hayatımın sıkıştığı,can çekiştiği şu dört duvar arasında hayatımı yazıyorum sana .."

    Çocukluğumun mutluluğu olan ağlamalarımı hatırlamam,senden giderken süzülen yaşların yanında..

    Kaldırımlardaki gölgemi yakalamak için düşüşlerimi,dizlerimin kanamasını,hıçkırıklarımı hatırlamam;sen düşümden düştüğünün kadar..

    İlk aşkımı,ilk kavgamı,on yedi yaşımı hatırlamam..
    Senin "İLK'im" olduğun kadar..

    En deli,en hırçın yıllarım olan,hayata merhaba dediğim o yaşımın ,yirmilik sancılarımın bedenimi inlettiği acıları hatırlamam; seni kaybettiğim de verdiği acı kadar..

    Ve şimdi..

    Belki yeniden sevebilme,ömrümü ömrüne adama ihtimalim olan hayatımın bu anında..

    Yani şimdi,hemen..

    Rüzgarda savrulan saçlarımın esintisi yüzüne değince..
    Islanan saçlarımı dağıtışını bir daha sana hatırlatınca..
    Yağmurun sildiği ayak izlerim,yeniden senin ardından iz bıraktığında..

    Gözlerimin baktığı yerde seni bulmasına..
    İsmimin senin dudaklarından yavaşca bir daha süzülmesine..


    Ne dersin?


    Derdin , bilirim..

    Evet derdin,yanımda olabilseydin..

    Islak saçlarımı yeniden dağıtırdın..
    Bilirim..
    Yeniden soluk alışında;ismim dökülürdü dilinden hece hece..

    Ve sen yeniden; HAYATIM olurdun..



    Seni;

    Öfkelerimin,serzenişlerimin dilime dolandığı yerde asılı bırakıyorum..
    Kollarım açık,tebessümüm yüzüne yansır bir halde..
    Kımıldama sakın..Tam burada

    Kal..

    Olduğun yerde..

    Ve HOŞCA...

    Kal...

Sayfa 5/16 İlkİlk 123456789101112131415 ... SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •