Sen bu şiiri okurken..
Ben çoktan bu şehirden gitmiş olacağım..
Artık ne özlemlerimi duyacaksın bıçak yarası..
Ne de telefonların çalacak gece yarısı..
Ve bu zavallı yüreğim olmayacak artık..
Kaprislerinin hedef tahtası..
Seni sana beni bir akıl hastanesine..
Bırakıp gideceğim bu şehirden..

Nasılsa kavuşamadım sana..
Nasılsa dudaklarının kıyısına varamadım..
Nedense bütün çıkmaz sokaklar adresim oldu..
Ve nedense bütün kırmızı ışıkları üzerime yaktın..
Ne yaptımsa bir türlü sana yaranamadım..
Artık adressiz, ışıksız, ve öylesine ıssızım..

Dünlerin kadar eskiyim..
Verdiğin acılar kadar paslıyım..
İşte çıkıp gidiyorum hayatından..
Nasılsa fark etmez senin için..
Belki çok şanslı, belki de en yaşlıyım..
Artık..
Pusulam hasreti, saatim yalnızlığı..
Ve takvimler sensizliği gösteriyor bana..
Neylersin, yolcu yolunda gerek..
Belki bundan sonra, belki senden sonra..
Adam olur bu asi yürek..
Ve dersini alır da bu sevdadan..
Bir daha..
Boyundan büyük denizlere asılmaz kürek..

Yarın bu saatlerde ben yollarda olacağım..
Sen kimbilir kaçıncı uykunda..
Masal mavisi bir rüyada..
Ve elbette o korsan yüreğin..
Yine pusuda..
Oysa ilk defa sesimi duymayacaksın..
Sitemlerin sahipsiz..
Soruların cevapsız kalacak..
Belki ilk defa içini kemirecek yokluğum..
Tanımadığın bir korku içini saracak..
Ve ilk defa kendinle hesaplaşacaksın..
Ne oldu..? Ne oluyor..? Ne olacak..?
Sonra..
Bir gözün kör, bir kulağın sağır..
Bir ayağın kırık, bir kolun kesik..
Düşeceksin yollara..
Yani baştan başa yarım..
Yani baştan başa eksik..
Bütün duvarlar üstüne yıkılacak..
Belki ilk defa..
Unutuldum diyerek için sızlayacak..
Ve sen bu şiiri okurken..
Ayrılığımız çoktan başlamış olacak
Belki de son tesellin
Sana yazdığım bu son şiir olacak..
Ve kimbilir..
Unutulmuş bir gecenin tam ortasında..
Başucundaki bir radyoda..
Uykusuz bir şair yüreğini çınlatacak..
Ve bir daha fısıldayacak kulaklarına..
Sana adanmış bu satırları..

Bütün şehirler uyur İstanbul uyumaz..
Ve birgün..
Bütün sevenlerin unutur seni..
Ama bu şair yürek asla unutmaz..

Ahmet Selçuk İlkan