Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
Bir balıkçı kahvesinde sen ve ben,
Ve bize ait olmayan gökyüzü…
Ben sana daha ait olmadan
Parçalara bölünüp kumsalların oluyordum
Kimsenin bilmediği bir lisanı çözer gibi
Bakıyordum sana,
Bilmesen de
Hissetmen umudu ile.
Deniz kokusu,
Parmaklarımda gezinen umudun,
Dalgaların hışırtısı
Bir varmış bir yokmuş gibi yakınlığın.
Kumların usulluğu,
Ve aitliğin İstanbul,
Bütün balıkçı kıyıları seni tanıyor
Ben onların olmak istedim hep,
Bir sabah kendimi denizkızı olarak hayal ettim
Köşelerde ki sabah kahveleri,
Bütün güzel sabahların gülümseyişi ben
Bir masa bir sandalye,
Bütünlüğünü bana vermek isteyen gözlerin.
Benim aitliğim Akdeniz’de
Sen İstanbul’un yokluğunu taşırken.
Bütün kaldırım taşlarına taşıdım kokunu,
Kulağımda
Kıyıların kimsesizliğinin çıplaklığı
Şehir ve sen
İstanbul…
Bütün sokaklara öğrettim adını.
Hangi kestirmeden çıksan,
Yine adına çıkarsın.
Hangi kaldırımda kaybetmek istesen kendini
Yine sana varırsın.
Bütün parklara yokluğunu taşıdım
Ben yokluğun kokuyorum.
Bu bir uyarı mahiyetindedir dikkatine;
O kadar dolduruyorsun ki içimi dışımı dünyamı sen ile
Şımarırım bak,
Sonra sensizlikte usul, usul ağlarım.
Bütün sabahlarında olmak için yola çıktım,
Bekle beni.
Yer imleri