REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 12/17 İlkİlk ... 234567891011121314151617 SonSon
162 sonuçtan 111 ile 120 arası

Konu: GaMze GaMze DoLmuyoR YüzüM.. Bak Acı! Bak Ya$! Bak SoğuK !

  1. #111
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ikiye üç kala...Satır aralarında sakladığım kenarı kırık seslerimi yerleştirdim boğazıma...Oysa kaç tane perde aralamıştın aklımda...?
    Adımların ruhumu sarıp sarmalardı her defasında...Sen geçerken bildiğim tüm şiirlerimden,ayak seslerin ''adıma'' çalardı rengini...Adım ''sen'' oldukça,adını ''ben'' sanardım...

    Şarkılar vardı sözlerinde...Yarı uykulu,yarı uyanık melodiler...Ve dilimize pelesenk olmuş düşler...Ne çok yarım kalınmışlık vardı nef(es)lerimizde...Birbirine karışsa tamamlanır(dı)...Karış(tı)...Çoğul nef(es)lerin kokusu sindi tekil yüreğimize...İlahi bir ritm dönüp dolaştı evrenimizde...Mart'a yirmibirinci defa uyanan bir sabahın açık bırakılmış penceresinden firar etti bir buğu...
    ''Sen'' beni gözlerimden sıkıca tutmuştun...''Ben''se aklım o buğunun peşinde,yollarına gölge olmuştum...

    '' Kendimden daha az,senden daha çok seviyorum seni...'' Derdin.
    * ...Ve eklerdin : ... *

    Kurşunsuz bir silahın namlusunu beynime sıkıyorum nice hatırlayışımda...Ve aylardan ''Eylül''dü hatırlattığımda...
    ''Ortaköy''...
    Sarı kokuyordu adeta...Kaldırım taşları nihayetlenmiş ömürlerle doluydu...Ayak altlarında teker teker paralanmaya mağlup ölümler...
    ''Yaprağın kaderi düşmekmiş''...Belki de bu yüzdendi havadaki melodram...

    Gözlerim,renginde asılı kalmıştı yine...Gülümsüyordun belli belirsiz...Aniden bir kağıt çıkardın cebinden...Yan masadaki yaşlı teyzeye doğru uzanarak,bir kalem istedin her zamanki sevimliliğinle...''Teşekkürler''ini de ekledin şeytan tüyünün en tepesine...Kalemi ani bir hareketle alıp döndürdün parmaklarının üzerinde...Ve mürekkebin tek bir heceyi boyamıştı beyaz kağıdın suretinde...

    ''Aşk''...

    Yüzüm prangalar giymişti bir kez yüzüne...Gülümseyişim,yüzünde takılıydı hala...Kalemi yavaşça aldın beyaz kağıdın üzerinden ve ellerime tutuşturdun...
    ''Sıra sende...'' Dedin.

    ''Aşk''ı kendime doğru çektim,masa örtüsünün pürüzlü teni parmaklarımın ucunda...Kaleme sinmiş ellerinin sıcaklığında usul usul yazdım harflerimi ''O''na boylu boyunca...

    ''Kendim(den) daha 'az',sen(den) daha 'çok' sevmeler biriktirir...''

    Üç noktayı dualarımla birlikte ekledim harflerinin yamacına...Gözlerin bin asırlık saniyelerde saklı tuttu harflerimi...Ardından bir kaç hece serpildi ortalığıma ağzından...
    ''Hatırladım...''

    *...Ve eklerdin : ''Bana sen hatırlattın...''*

    Unuttuğum çok söz var yaşamda...Yitirdiğim sayısız ecel...İçimde sır edilmiş ve parçalanmış matemler var...Yamacında yaşlandığım boyumdan büyük uçurumlar...
    ''Sen'' ama bir ''sen'' daha ekleyemiyorum kaybedişlerime...Varlığın öylesine ''ben''ken,ölümü yakıştıramıyorum ucuma bucağıma...
    Anlamıyor musun hala...?Sözcükler kadar ''fani'' değil hiçbir ''aşk''...
    Üç harfte üç defa daha öldürsem de ''sen'i...
    Geriye siyah'ı beden bulmuş yaşamımdan başka ne kalır ki...?
    Biliyorum artık küçük adam;
    Üç harf bir ''aşk'' etmiyor...Ve onun yokluğundan arta kalmış hiçbir ölüm bu üç harfe sığmıyor...

    İkiye üç kala...Penceremin kuytusunda demliyorum geceyi sabaha...Bakışlarım yanıp sönüyor bir sokak lambasında...Apansızca bir nef(es) akıyor genzime doğru...Nedensiz bir iç çekiş yırtılıyor ortasından...Bir gölge düşüyor cama...Ruhunu teslim eden firari bir buğu...Son nefesi kapaklanıyor gözlerimin tenine :

    *...Deli kızım uyan,söylenenler yalan...
    Deli kızım uyan,bir tek sensin duyan...*

  2. #112
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir iki satır yazacagım sadece… Sonra cekip gidecegim ,
    Korkma ! Bir iki satırlık kalısım olacak !
    ‘Hosca Kal canımın ici, hocsa kal’ !
    Bir veda cümlesi.. Bir kaybedis …
    Bir deprem gibi ayrılık cöker üzerime bir hosca KaL’La ..
    Sadece bir iki satırlık yan yana gelisimiz olacak, korkma !..
    Belki tokalasacagım, ya da veda-i buse konduracagım yanagına ..
    Belki de bir dipnotla ; Hosca KaL’la gidecegim …
    Sonrası ; Bensiz kalacaksın iste ! İstedigin olacak !
    Gidecegim dert etme !



    Sevmekle-sevmemek arasındaki ince bir noktaydım sende !
    Seviyor muydun ¿ oynuyor muydun ¿ Bir bilmece…
    Bunca zaman bosuna yormusum kendimi, belli ki sevmiyordun..
    Hic sevmedin !
    Tamam, bir iki satırlık kalısım olacak, görmeyeceksin bir daha beni..
    ‘ Hosca KaL canımın ici Hosca KaL.. ’


    Var mıydım sende,hic bilmiyorum … Ya da bir CümLe’cik oldum mu yüreginde ¿

    Artık hicbir sey fark etmez.. Her sey[im] toparlanıyor bu evden, senden !
    Senleyken bile sensiz düsen takvimler, sensiz gecen saatler..Baktigim aynalar ..
    Hepsi, Hicbiri yok artık hayatında .. Yokum .. [belki hic olmadım..]
    Bir iki satır yazacagım sadece … Bir iki satırlık kalısım olacak ! Son Kez !
    Daha fazla uzatmıyorum , daha fazla yakmayacagım kendimi..
    Gidiyorum : ‘ Hosca KaL canımın ici Hosca KaL.. ’



    Sevmeye degmezdim ki zaten, iyi ki de yük etmedin beni yüregine..
    Iyi ki de defettin beni basından ! En iyisini yaptın en iyisiydi inan ..
    En güzelini, en uygununu yaptın bana .. Degmezdim sevilmeye .. Degmezdim deger verilmeye..!

    Aglamaya üzülmeye..dert edilmeye degmezdim .. Karanlık gecelerin yıldızı olmaya degmezdim !

    Bosver iyi ki de sevmemissin ..!

    BaNa Degmez’di Hicbir gözyası …

  3. #113
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir masal anlat bana, dilini bilmedigim...bir masal anlat sonunu kestiremedigin...anlat...
    basimi dizlerine koyayim ben ve sen anlatmaya basla..tum kelimeler suzulsun saclarimdan..senin gozlerine dolunay vursun, benimkilere sen.

    Bir masal anlat bana, kahramanlari sen ve ben olalim..bizi anlatsin masal.
    Umutsuz bir cumleyle baslasin once, hayal kirikliklariyla devam etsin.
    Gizli bir sevdadan soz etsin her harf, her cumlede adimiz gecsin. Yalvarislar, ozlemler, goz yaslari, mum isigindan umutlar olsun icinde.
    Sen anlat, ben aglayayim..sen sil gozlerimi, ben ellerin gozlerime degsin diye surekli aglayayim..

    Bir sarki soyle bana...tek bir sarki, melodisini uydurdugun..sozlerinde hasret olsun, sicak bir opus olsun nakarat aralarinda...
    ruzgar kemanini cikarsin, hani su uzun zamandir yanimizda calmadigi.. Sen saclarindan kemana tel yap ve yureginden akort...
    tek bir sarki soyle bu gece bana, icinde, imkansizliklar, engeller...
    soguk karanliklardan bahsetmeyi de unutma...bu sefer sen agla, ben sileyim senin gozlerini..Sen ellerime bir opucuk kondur yeter ki, ben aglamasan da silerim gozlerini...

    Zaman dursun dizlerinde..gunes bir daha hic dogmasin..yildizlar hic kaybolmasin gokten..
    En derin lacivertleri goz yaslarimla yirtayim o gece..ve ellerin gozlerime tek bahane olsun..

    Sonra sen sus ve ben anlatayim sana..masal degil ama...sirtima, gogsume, gozlerime, beynime kor bir bicak gibi saplanan gercekleri...
    icimdeki tum gercekleri anlatayim sana..hayal gucumu bile korelten gercekleri...
    uzaklardan bahsedeyim..yakin olan uzaklardan, uzak oldugunu sandigimiz yakinlardan, yuregimizdeki uzaklardan ve mantiksal uzakliklardan...
    sen ogrendikce sok eden gercekleri, ben aglayayim..sen sirtimdan cikarmaya basla bicaklari, sen cikardikca ben yenilerini saplayayim..

    Sen sus ve ben sana intiharlardan bahsedeyim..ucurumlardan, korkulugu olmayan balkonlardan, freni tutmayan arabalardan...
    bir intihar gibi üzerime coreklenen sevdadan bahsedeyim sana..imkansiza asik olmayi anlatayim..bosa umitlere kapilmayi, her gordugumde bosa umutlanmayi anlatayim...

    Dolunay vuran gozlerinde gordugum kendi intiharimi anlatayim sana..Bir goz kirpmalik zamanda kendimi birakayim gozlerindeki ucurumlardan..
    O uzun kivrimli kirpiklerin bile yetisemesin beni ellerimden tutmaya..Ben gozlerine gomuleyim, sen agla, ben topragimda yediverenler yetistireyim.

    Her sey basa sarsin sonra..tekrar seni goreyim..tekrar seveyim..tekrar dizlerine koyayim basimi..aglayayim ve yine gozlerinden atayim kendimi, dunyanin o en derin ucurumuna...

  4. #114
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Bir fidanım sevgilim
    Son ses gibisin dudaklarımda,
    Düşlerimden kaçak.

    Titrek bir bakış gibisin,
    Yüreğimden kaçak

    Sen, ben gibisin,
    Ağlamaklı fakat ağlayamayan.

  5. #115
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Mercan gözler vardı yüzünde
    Sözler vardı dilinde,
    Cümleler kurmak lazım bu sözlere,
    Sözlere inat bu gözlere.

    Yaratılış vardı belki de
    Ebediyet yok oldu gözlerinde
    Hayat yok oldu sözlerinde
    Geriye ne kaldı sence;

  6. #116
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    İlk doğan çiçekte gördüm seni,
    Aynada gördüm sonra,
    Sensizlikle kaybolan beni.

    Üzülmenin sonu yoktur, bilirim
    Üzülmek yerine ya seni ya da kendimi,
    İnan yakar giderim

  7. #117
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart


    Bir vazgeçiş öyküsü bu ...
    Dinle!
    Sevdiğim ...


    Canını canıma kattığım senden,
    Uğrunda herşeyi hiç yapabiliceğim senden ,
    Vazgeçiyorum ...

    Cam kırıklarıyla dolu bir yolda, yalınayak yürümek gibi yokluğuna alışmak ...
    Tam acıya direniyorum derken ,
    Batan her yeni parçayla sımsıkı sardığın o yaraların - bir daha asla yaralanmam derken -
    Tekrar tekrar kanamsı gibi ...

    İnsanın - canının acıması - yani ...
    Ne derin bir anlam bu, gerçekten bilene ...

    -Canım acıyor- ........
    Anlamların benliğime yüklediği gerçekler çok ağır artık !
    Varlığımı zorlayan bu oyundan yoruldum !

    Seni özlemekten ..
    Yokken varsaymaktan ..
    Esirin olmaktan ..
    Hayal etmekten ..
    Yaşanmamış saymaktan ..
    Var gibi görmekten ..
    Yok gibi yaşamaktan ..
    Yoruldum !!!


    Bir vazgeçiş öyküsü bu ...
    Dinle!
    Sevdiğim ...

    Gerçek bildiğim, hissettiğim için inandığım, inandığım için doğru saydığım herşeyden ..
    Beni ben yapan duygularımdan ..
    Seni benim sayan bütün düşüncelerimden ..
    Bir çırpıda hemen ... Vazgeçiyorum !!!

    Öyle kendinden emin bir geçiş ki bu ,
    Tek bir zerre bile sen barındırmayan içine ,
    İçimde öyle rahat, hiç tereddütsüz bir biçimde !

    Zaman şimdiki zaman ...
    Ve sen artık hep
    Benim geçmişte kalan - yaram -......

    telif bilinmiyor

  8. #118
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    Ben sana sevmenin ne demek olduğunu öğrettim sende bana
    SENİ SEVMENİN NE KADAR YANLIŞ OLDUĞUNU Şimdi sırada gitmek var.
    Yüreğimde kalan emanet sevgini vererek çıkacağım hayatından.Ve nasıl girdiysem yalan gözlerine öylece akıp gideceğim.Bir kaç damla gözyaşıyla birlikte yanaklarından süzülüp dudaklarında son bulacağım. Hani herşeyin başladığı yerde.
    Şimdi sırada susmak var.
    Şiir bitince başlayacak sessizliğim.Duymayacaksın bir daha "seni seviyorum" sözünü benden. Bir başkasının söylediği en güzel söz bile titretemez yüreğini bundan sonra. Ve hiçbir şeyin değerini kavrayamaz benliğin ben sustukça.Suskunluğum saklıdır



  9. #119
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    açma








    günlerce hiçbir şey yapmadan uyuduğum günlerin ardından sanki yaşayan ben değilmişim gibi, bu hayat benim değilmiş gibi bir hissiyatla geceleri dürtülmüş gibi bölünen uykular izledi beni.. sebretmeye çalışıyorum..


    kısa bir süre sonra mezun oluyorum ve ne yapacağını bilmeyen yuvadan düşmüş bir kuş gibi hissediyorum kendimi. içimde öyle karışık düşünceler dolaşıyor ki, bir rüzgar çıksın hepsini alıp götürsün istiyorum. milyonlarca yön var önümde, hangisine gideceğimi bilemediğim. kazanmak zorunda olduğum b,r sınav, aileme ve kendime karşı sorumluluklarım.. oysa ben bunların hiç birini yapmak istemiyorum. her şeyi bir kenara bırakıp bilmediğim bir Fransız şehrine gidip ufacık bir cafede lisanını anlamadığım insanların yanında sıcak bir fincan çay içmek istiyorum sevdiğim biriyle.. sırtımıza çantalarımızı alıp, kiraladığımız bisikletlerimizle dolaşalım, abuk sabuk şeyler konuşup, saçma sapan şeylere gülelim istiyorum.. istediklerimle yapmak zorunda olduklarımın rotasının böylesine farklı olmasına şaşırıyorum..




    mutsuzum..



    uzun zamandır mücadele etsem de tersi olsun diye, ve günlük yaşamımda yanımdakilere pek çok gülücükler savursam da ben, bazalde nedenini bilmediğim bir mutsuzluk var.. aşıkken ayrılmaktan mıdır, yapmak zorunda olduklarımı istemememden midir, karşımdaki kaostan mıdır.. bilmiyorum.. hala aşığım size, hala iliklerimdeki tüm seri hücrelerimle teker teker seviyorum sizi ben. sık sık içimdeki muhasebelerde yaptığım çıkarımlarla üzülsem de hissettiklerim böylesine netken, böylesine duruyken daha fazla zorlamıyorum kendimi.. ben hala aşığım size, parmaklarımdan taşan saçlarınıza, o kahverengisine gözlerinizin ve omzunuzdaki yerime aşığım.. ve bilerek tüm bunların bana mutsuzluk getireceğini, yeniden yenilmekten korkarak bir de.. susuyorum sadece.. susmak çok zormuş, acıyla fark ediyorum.. çabalıyorum..yorgunum çabalamaktan, mücadele etmekten, yeniden mutlu olmayı beklemekten-istemekten yorgunum.. oysa ne kolaydı kenarında durup hayatın millete direktifler vermek....

    istemiyorum..


    sahiden tek ve son kez yazacağım
    yorumlarınızı da çıkarımlarınızı da istemiyorum bana dair..
    tanımıyorsunuz çünkü beni, hiç biriniz tanımıyorsunuz neredeyse.. pembe çocuk ayakkabıları dünyada aldığım en güzel hediye olsa bile.. ağlıyorum şimdi bile o geceyi hatırlayarak..nedensiz.. ne çok merak etmiştim sizi, ne çok.. ne çok sevinmiştim elimdeki paketle. hayatımda aldığım en güzel, belki de alabileceğim en güzel hediyeyle sabaha kadar sarılıp uyumuştum.. çok değer vermiştim size ben, önemsemiştim.. yıllardır ilk kez gerçekten çabalamıştım ben, çabalamıştım..şimdiyse ölesiye yorgunum. ben gerçekten çok yorgunum. yeni güne başlamakta güçlük çekiyorum. kendimi iteklemekten böylesine yorulmuşken bir de sizin çıkarımlarınızla baş edemiyorum..siz bunu oscarlık rol olarak adlandırsanız da ben sahiden de yazdıklarımı yaşıyorum.. ben alışığım, öyleyse s.ktir ederim sizi de, size dair anılarımı da.. pembe çocuk ayakkabılarını da sabaha kadar sarılıp uyuduğum.. her şeyi unuturum.. durmayacakmış gibi yağan yağmuru unuturum.. ben.. ben her şeyi unuturum. s.ktir ederim olur biter..


    agliyorum..

    bana verdiğiniz tüm gülücükleri gözyaşlarıyla geri aldığınız için midir, yoksa gerçekten gözüme bir şey mi kaçtı bilemiyorum.. hala şu an bile susmayacakmışcasına ağlıyorum..




    ben; kendimin olmayanda hak biçmedim kendime hiç..
    aşık olmayı böyle derinlemesine yaşadığım için anladım sizi, çoğu kez anladım.
    farklı olmalıydı normal insan tepkisi belki de.. şimdiyse içinizde bir tedirginlik, yeniden deneyeceğime dair.. denemeyeceğim.. deneyemem.. ben çok aşığım milyon kez bunu yazabilirim ama ne gücüm, ne cesaretim var. aşık olmak kör olmak ya belki de.. yine de.. ben herkesi hisleriyle ve hayatıyla baş başa bırakıp aranızdan çekiliyorum dönmemek üzere.. anlamaya çalışıyorum herkesi ama siz de beni anlayın istiyorum bir kez. beni anlayın ve susun istiyorum. çok şey mi istiyorum?



    size söylemiştim
    bu blogun da bir gün sonu gelecek
    bitirip bir kenara çekileceğim
    benim olayım bu, tüketiyorum.
    elimi attığım her şeyi kısa bir sürede tüketiyorum
    aşkları da, mutsuzlukları da, gelişeri de, güvenleri de, mutlulukları da.. her şeyi..
    şimdi toparlayana kadar kendimi belki ya da belki dönmemek üzere(bunu tam net kestiremiyorum şu an) gidiyorum..




    yorumlarınızı istemiyorum.
    çıkarımlarınızı istemiyorum.
    sizi istemiyorum
    daha fazla kırılmak, yıkılmak, dökülmek istemiyorum..
    rahat bırakılmak istiyorum
    huzur istiyorum bir de..

    bulana dek huzur yokum ben.
    herkes kendisine istediği gibi bakmata özgürdür!


  10. #120
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart



    Terk Edip Giderken Hiç Düşündünmü?

    Sen asla birinin sahipleneceği olamazsın, izin vermezsin.. Ve asla sahiplenemezsin birini.. Senin sahiplendiğin yalnızca kendi korkuların, büyüttüğün yalnızlığın.. O derin kimsesizliğin... Bana bulaştırdığın kimsesizliğin.. Sevgi nasıl bulaşıcı ise hüzün ve nefrette öyle bulaşıcı.. Şimdi kendimde senin izlerini taşıdığımı görüyorum. Senin karanlıklarında yüzüyorum. Ne kadar kendime kaçsam o kadar seni buluyorum... Ve her seferinde senin boşluğundan çaresiz kendime, kendi çaresizliklerime dönüyorum..

    Sen beni unutmak için savruldukça, bende seni unutmak için kendi acılarıma alışmaya çalışıyorum...

    Sen şimdi o sahte öykülerinde ara yalnızlığını.. Ancak hayat sahte öykülerde değil, yüzleşmekten kaçtığın gerçeklerde.. Senin gerçeklerin kaçtığın yaşamında; güçsüz yanlarında, öfkende, sevinçlerinde, geçmişinde, baştan başa kendinde.. Korktuğun yaşama dokunuşlarında, duygularında... Bir kez olsun gir kendi gerçeklerinin ve yenilgilerinin arasına.. Ve gör kendini yüreğinin aynasında...

    Seni sensiz sevmeye öyle alıştım ki.. Artık sensizliği sana tercih eder oldu kalbim.. Yarattığım masalımsı kahramanımın yerine kimseyi koyamaz oldu kalbim.. Ne zaman biri bana açsa yüreğini, o derin yaralarım açılıyor önüme.. Beni bırakıp gittiğinde oluşan yaralar hala kanıyor.


Sayfa 12/17 İlkİlk ... 234567891011121314151617 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •