açma
günlerce hiçbir şey yapmadan uyuduğum günlerin ardından sanki yaşayan ben değilmişim gibi, bu hayat benim değilmiş gibi bir hissiyatla geceleri dürtülmüş gibi bölünen uykular izledi beni.. sebretmeye çalışıyorum..
kısa bir süre sonra mezun oluyorum ve ne yapacağını bilmeyen yuvadan düşmüş bir kuş gibi hissediyorum kendimi. içimde öyle karışık düşünceler dolaşıyor ki, bir rüzgar çıksın hepsini alıp götürsün istiyorum. milyonlarca yön var önümde, hangisine gideceğimi bilemediğim. kazanmak zorunda olduğum b,r sınav, aileme ve kendime karşı sorumluluklarım.. oysa ben bunların hiç birini yapmak istemiyorum. her şeyi bir kenara bırakıp bilmediğim bir Fransız şehrine gidip ufacık bir cafede lisanını anlamadığım insanların yanında sıcak bir fincan çay içmek istiyorum sevdiğim biriyle.. sırtımıza çantalarımızı alıp, kiraladığımız bisikletlerimizle dolaşalım, abuk sabuk şeyler konuşup, saçma sapan şeylere gülelim istiyorum.. istediklerimle yapmak zorunda olduklarımın rotasının böylesine farklı olmasına şaşırıyorum..
mutsuzum..
uzun zamandır mücadele etsem de tersi olsun diye, ve günlük yaşamımda yanımdakilere pek çok gülücükler savursam da ben, bazalde nedenini bilmediğim bir mutsuzluk var.. aşıkken ayrılmaktan mıdır, yapmak zorunda olduklarımı istemememden midir, karşımdaki kaostan mıdır.. bilmiyorum.. hala aşığım size, hala iliklerimdeki tüm seri hücrelerimle teker teker seviyorum sizi ben. sık sık içimdeki muhasebelerde yaptığım çıkarımlarla üzülsem de hissettiklerim böylesine netken, böylesine duruyken daha fazla zorlamıyorum kendimi.. ben hala aşığım size, parmaklarımdan taşan saçlarınıza, o kahverengisine gözlerinizin ve omzunuzdaki yerime aşığım.. ve bilerek tüm bunların bana mutsuzluk getireceğini, yeniden yenilmekten korkarak bir de.. susuyorum sadece.. susmak çok zormuş, acıyla fark ediyorum.. çabalıyorum..yorgunum çabalamaktan, mücadele etmekten, yeniden mutlu olmayı beklemekten-istemekten yorgunum.. oysa ne kolaydı kenarında durup hayatın millete direktifler vermek....
istemiyorum..
sahiden tek ve son kez yazacağım
yorumlarınızı da çıkarımlarınızı da istemiyorum bana dair..
tanımıyorsunuz çünkü beni, hiç biriniz tanımıyorsunuz neredeyse.. pembe çocuk ayakkabıları dünyada aldığım en güzel hediye olsa bile.. ağlıyorum şimdi bile o geceyi hatırlayarak..nedensiz.. ne çok merak etmiştim sizi, ne çok.. ne çok sevinmiştim elimdeki paketle. hayatımda aldığım en güzel, belki de alabileceğim en güzel hediyeyle sabaha kadar sarılıp uyumuştum.. çok değer vermiştim size ben, önemsemiştim.. yıllardır ilk kez gerçekten çabalamıştım ben, çabalamıştım..şimdiyse ölesiye yorgunum. ben gerçekten çok yorgunum. yeni güne başlamakta güçlük çekiyorum. kendimi iteklemekten böylesine yorulmuşken bir de sizin çıkarımlarınızla baş edemiyorum..siz bunu oscarlık rol olarak adlandırsanız da ben sahiden de yazdıklarımı yaşıyorum.. ben alışığım, öyleyse s.ktir ederim sizi de, size dair anılarımı da.. pembe çocuk ayakkabılarını da sabaha kadar sarılıp uyuduğum.. her şeyi unuturum.. durmayacakmış gibi yağan yağmuru unuturum.. ben.. ben her şeyi unuturum. s.ktir ederim olur biter..
agliyorum..
bana verdiğiniz tüm gülücükleri gözyaşlarıyla geri aldığınız için midir, yoksa gerçekten gözüme bir şey mi kaçtı bilemiyorum.. hala şu an bile susmayacakmışcasına ağlıyorum..
ben; kendimin olmayanda hak biçmedim kendime hiç..
aşık olmayı böyle derinlemesine yaşadığım için anladım sizi, çoğu kez anladım.
farklı olmalıydı normal insan tepkisi belki de.. şimdiyse içinizde bir tedirginlik, yeniden deneyeceğime dair.. denemeyeceğim.. deneyemem.. ben çok aşığım milyon kez bunu yazabilirim ama ne gücüm, ne cesaretim var. aşık olmak kör olmak ya belki de.. yine de.. ben herkesi hisleriyle ve hayatıyla baş başa bırakıp aranızdan çekiliyorum dönmemek üzere.. anlamaya çalışıyorum herkesi ama siz de beni anlayın istiyorum bir kez. beni anlayın ve susun istiyorum. çok şey mi istiyorum?
size söylemiştim
bu blogun da bir gün sonu gelecek
bitirip bir kenara çekileceğim
benim olayım bu, tüketiyorum.
elimi attığım her şeyi kısa bir sürede tüketiyorum
aşkları da, mutsuzlukları da, gelişeri de, güvenleri de, mutlulukları da.. her şeyi..
şimdi toparlayana kadar kendimi belki ya da belki dönmemek üzere(bunu tam net kestiremiyorum şu an) gidiyorum..
yorumlarınızı istemiyorum.
çıkarımlarınızı istemiyorum.
sizi istemiyorum
daha fazla kırılmak, yıkılmak, dökülmek istemiyorum..
rahat bırakılmak istiyorum
huzur istiyorum bir de..
bulana dek huzur yokum ben.
herkes kendisine istediği gibi bakmata özgürdür!


Teşekkur:
Beğeni: 


Alıntı

Yer imleri