Konuya Etiketlenenler

Teþekkur Teþekkur:  0
Beðeni Beðeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
14 sonuçtan 1 ile 10 arasý

Konu: Fotoðrafçýlýða Dair Herþey

  1. #1

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart Fotoðrafçýlýða Dair Herþey

    Fotoðraf, doðada mevcut gözle görülebilen maddi varlýk ve þekilleri, ýþýk ve bazý kimyasal maddeler yardýmýyla ýþýða karþý duyarlý hale getirilmiþ film, kaðýt veya her hangi bir madde üzerine saptayan fiziksel ve kimyasal bir iþlemdir. Kelime Yunanca ýþýk anlamýna gelen "photos" ve yazý anlamýna gelen "graphes" kelimelerinden oluþmaktadýr. Yani ýþýkla yazmak anlamýna gelmektedir. Fotoðrafçýlýk uluslararasý bir dildir ve modern hayatta üçüncü bir göz vazifesi görür. Fotoðrafçýlýk bakmakla görmenin ayrý ayrý þeyler olduðunu kanýtlar. Fotoðraf bugünkü geliþme devrinde bir bilim ve diðer bilim kollarýnýn da hiç þüphesiz ki en büyük yardýmcýsýdýr.


    TARÝHÇESÝ


    Fotoðrafçýlýðýn baþlangýç tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Fotoðraf tarihi karanlýk kutu içinde görüntü elde etmenin tarihi olduðu kadar, bu görüntüleri fotokimyasal yollarla saptamanýn da tarihidir.


    Sekizinci yüzyýlda Cabir Ýbni Hayyam adlý bir Arap'ýn Gümüþ Nitrat'ýn güneþ ýþýðý etkisiyle karardýðýný bulmasý ve 15. asýrda büyük sanatçý Leonardo da Vinci'nin karanlýk odada mevcut ufak bir deliðin dýþ dünyadaki görünümlerini aksettirmesi fotoðrafçýlýk tarihindeki önemli baþlangýçlardýr. Sanatçýlar Rönesans devrinde karanlýk kutuyu buldular. Böylece, ýþýðýn girdiði ufak bir delik aracýlýðýyla karanlýk kutunun öbür ucunda konunun ters çevrilmiþ bir görüntü görebiliyordu. 18. yüzyýlda karanlýk kutunun bir ucuna mercek ve diðer ucuna da buzlu cam konularak görüntü kutunun dýþýnda görülebilir hale getirildi.

    Iþýðýn kimyevi maddeler üzerindeki etkisi ve gümüþ tuzlarýnýn görüntü sapma duyarlýlýðý 200 yýl önceden biliniyordu. 1725 yýlýnda, kireç ve gümüþ nitrat sürülmüþ bir kaðýt üzerine bir þekil konulup güneþe tutulduðunda kaðýt üzerinde bu þeklin bir görüntüsünün meydana geldiði görülmüþtür. 19. yüzyýlýn baþýnda kaðýt, gümüþ nitrat çözeltisine batýrýlarak negatiflerin elde edilmesi baþarýldý. Fotoðrafçýlýðýn ilk ve esaslý geliþmesi, vernikle saydam hale getirilmiþ olan kaðýt üzerindeki bir görüntünün kalay levha üzerine getirilmesidir. Daha sonra, Yuda Bitümü ile kaplanmýþ kalay levha üzerine düþürülen bir görüntüde güneþ ýþýðý düþen yerlerin beyazlaþtýðý görülmüþtür.

    Niepce ile baþlayan fotoðraf çalýþmalarý 1829 da Jacques Mande, Daugerre ile birleþip 1837 de Daugerreotype'ý ortaya koymalarýyla birden geliþim göstermeye baþladý. Bu iþlem gümüþle karýþtýrýlmýþ bakýr bir levhanýn sünger tozu ve zeytinyaðý ile silindikten sonra 1/16 oranýnda su ve nitrik asit birleþiminde yýkanýp hafif bir ateþte ýsýtýlmasýný ve ikinci defa nitrik aside batýrýlmasýný gerektiriyordu. Böylece hazýrlanan levha iyoda batýrýlýp makineye yerleþtiriliyor, ýþýk durumuna göre 5 ile 40 dakika poz veriliyordu. Elde edilen görüntü 47.5ºC ýsýdaki cývayý kapsayan bir tepsinin içine konulana kadar ortaya çýkmýyordu.

    1840 yýlýnda ýþýðý 16 kere fazla geçiren bir mercek kullanýlarak poz süresi düþürüldü. Daugerre tipi ile elde edilen görüntü çok net olmakta ise de gümüþ bakýr karýþýmý levhanýn kolayca kýrýlmasý ve bu yönden çok pahalý olmasý fazla geliþmesini önledi.

    Ayný süreler içinde Henry Fox Talbot bir takým kimyasal maddelere batýrýlmýþ kaðýtlar üzerinde görüntü elde etmeyi baþardýysa da yavaþ yavaþ kararmasý ve görüntünün net olmamasý nedeniyle kolayca unutuldu. Ancak Talbot'un bu buluþu için ilk defa "FOTOÐRAF" kelimesi kullanýlmýþtýr. Bir süre sonra da negatiflerin pozitife çevrilmesi baþarýlmýþtýr. Böylece modern fotoðrafçýlýðýn temeli atýlmýþtýr.

    Daha sonra fotoðraf kaðýtlarý, yumurta akýna batýrýlarak pürüzsüz bir yüzey elde edilmiþtir. Ancak bu yöntem ayrýntýlarý ortaya çýkarmakta baþarýsýz olmuþtur. Yumurta akýnýn iyotlaþmasý ise baþarýlý sonuç vermiþtir. Bundan sonra ýslak levha yöntemi daha donra da kuru levha yöntemi bulunmuþtur.

    Bu tarihlerde bir fotoðraf çekebilmek için ulaþýlabilmiþ en büyük poz süresi 1/25 saniye idi.

    1852 yýlýnda George Eastman, Kodak makinelerinde 10 poz çekebilen bromür kaplý Jelatin rulolar bulunan Kodak fotoðraf makinelerini piyasaya sürerek çok büyük aletler taþýmasý gereken fotoðrafçýya kolay hareket imkaný saðladý. Fotoðraf çekildikten sonra makine fabrikaya gönderiliyor ve jelatin film kaðýttan ayrýldýktan sonra bir cam üzerine yerleþtiriliyor ve sonra yeniden makineye film doldurularak sahibine iade ediliyordu.

    1870 de Hermann Vogel emülsiyonlarý muhtelif banyolara batýrýlarak duyarlýlýklarýný arttýrma yolunu buldu. 1880 yýlýnda kýrmýzýya karþý duyarlýlýðý çok sýnýrlý olan ortokomatik filmin yanýnda, pankromatik filmler ortaya çýktý. Fotoðraf 19. ve 20. asýrda deðiþik astigmat merceklerin, selüloz asýllý filmlerin kullanýlmasý, fotoðraf makinesi ve film sanayinde geliþmelerle günümüzdeki durumuna geldi.

    OsmanLý ÝmparatorLuðunda Fotoðraf




    Bu asýr Avrupa'sýnda, en görkemli yýllarýný yaþayan endüstri devrimi, Osmanlý Ýmparatorluðu'nu politik, kültür ve sanat, askeri ve ticari yönlerde de etkilemeye baþladý ve Batý'ya dönük bir politikanýn esas alýnmasýna neden oldu. Toplumun beðenileri deðiþti. Resim, mimari ve müzikte gelenekselin yanýsýra, Osmanlý toplumunda elit zümreyi oluþturan entellektüel, bürokrat ve saray çevrelerine Batý zevki girmeye baþladý.
    Batýlý hükümdarlarýn bir gelenek haline getirdiði, kendi portrelerinin devlet dairelerine astýrýlmasý ve hediye edilmesi alýþkanlýðý, Osmanlý Ýmparatorluðu'nda ilk kez Sultan II. Mahmud (Saltanatý 1808-1839) döneminde uygulandý. Yeniçeri olayýndan (1826) sonraki günlerde, 6.5X7.5 cm. boyutunda, kabartma sarý ve pembe güllerin, üzerlerinde elmas bulunan mavi çiçeklerin çevrelediði bir alanýn ortasýna, askeri üniforma giymiþ olan Sultanýn bir resmi hazýrlandý. Tasvir-i Hümayun adý verilen bu niþanlar zincir ile boyuna takýlýr veya resmi dairelerin duvarlarýna asýlýrdý.
    Bir kýsým tutucu çevreler Sultanýn bu davranýþýndan rahatsýz olduklarý için bunu yýkmak isteyen Sultan, 1832 yýlýnda Cuma Selamlýðýndan sonra, Küçüksu'da ikamet eden Þeyhülislam Abdülvahab Efendi'yi huzuruna kabul ederek kendisini Tasvir-i Hümayun ile ödüllendirdi. 1835'de Harbiye Mektebi'ne ve 1836'da, Rami ve Selimiye Kýþlalarýna büyük bir törenle Sultanýn resimleri asýldý. Ve II. Mahmud, Mýsýr Valisi Kavalalý Mehmed Ali Paþa kuvvetlerine karþý çarpýþacak olan Osmanlý ordusunun kumandaný �erkez Hafýz Mehmed Paþa'ya, 1838 yýlýnda, moral vermesi için bir resmini gönderdi.
    3 Ekim 1839'da Gülhane Hatt-ý Hümayunu'nun Reþid Paþa tarafýndan okunmasýndan bir iki hafta sonra, fotoðrafýn bulunuþu ilk kez, Ýstanbul'da yayýnýný Türkçe, Arapça, Fransýzca sürdüren Takvim-i Vekayi gazetesinin 28 Ekim 1839 (19 Þaban 1255) Pazartesi günü 186. sayýsýnda duyuruldu.
    1840 yýlýnda Yenicami avlusunda ilk Postane-i Amire kuruldu. Ayný yýl Ýngiliz William Churchill'in yabancý basýndan aktardýðý yazýlarla yayýnýna baþlayan Ceride-i Havadis Gazetesi'nin 25 Aðustos 1840 (26 Cemazýyelahýr 1256) Salý günü 47. sayýsýnda, Daguerre'in ticari amaçla çoðalttýðý makinasýndan söz edilmekteydi.
    1839 yýlýnýn Ekim ayýnda, Fransýz ressam Horace Vernet (1789-1893), yeðeni Charles Marie Bouton ve Daguerreotypist Goupil Fesquet (1806-1893), Marsilya limanýndan yola çýkarak dünyadaki ilk fotografik geziye baþladýlar.
    Suriye, Ýskenderiye, Kahire, Sina, Filistin, Tyre, Saidon, Deir El Kamar, Þam, Kudüs, Nazareth, Beyrut ve Baalbeck'den sonra, 4 Þubat 1840'da Ýzmir'e vardýlar. Fesquet tarafýndan hazýrlanmýþ olan aný defterinde, 13 Þubat 1840'da Iena gemisinin bordasýndan çekilen Ýzmir'in Daguerreotype'larýndan söz edilmektedir.
    Bu yýllarda matbaa ve baský tekniði geliþmediðinden, çekilen fotoðraflarý yayýn organlarýnda ve kitaplarda göstermek olanaksýzdý. Bu çekimler, fotoðraflara ara tonlar verilerek yeniden ressamlar tarafýndan çizildi. Fotoðraftan tekrar çizim yolu ile hazýrlanmýþ ilk kitap Excursions Daguerriennes: Vues et Monuments Les Plus Remarquables du Globe (1840-1844) adý ile Paris'te N.P. Lerebours tarafýndan yayýmlandý. Bunlar Avrupa ve Ortadoðu'nun çeþitli yerlerinden saptanmýþ görüntülerdi.
    Ýslam mimarisi üzerine araþtýrmalar yapan Joseph Philbert Girault de Prangey (1804-1892), Ortadoðu'da 1842-1845 yýllarý arasýnda 1000'in üzerinde Daguerreotype çekti. Bunlardan yapýlan illüstrasyonlar 1846'da Paris'te Monuments Arabes d'Egypte de Syrie, et d'Asie-Mineure Dessines et Mesures de 1842 a 1845 adý ile basýldý.
    Fransýz asýllý Kompa'nýn 1842 yýlýnda Ýstanbul'a geldiði ve Beyoðlu Belvü'de çalýþtýðý, Ceride-i Havadis gazetesinin 16 Temmuz 1842 (8 Cemazýyelahýr 1258) Cumartesi günü 95. sayýsýnda duyuruldu.
    Fransýz yazar Maxime du Camp (1822-1894), 1843'de Ýzmir, Efes ve Ýstanbul'da çektiði fotoðraflarýný, 1848'de Paris'te, Souvenirs et Paysages d'Orient: Smyrne, Ephese, Magnesie, Constantinople, Scio adlý kitabýnda yayýmladý.
    Jacob August Lorent (1813-1884), 1842 yýlýnda Ýstanbul'dan baþlayarak, Ýzmir, Mýsýr, Kudüs, Karadeniz'e yaptýðý seyahatini, 1845 yýlýnda Wanderungen im Morgenlande 1842-1843 adlý kitabýnda yayýmladý.
    Bu yýllarda Osmanlý Ýmparatorluðunun baþkenti Ýstanbul'da Batýlý anlamda geliþme çabalarý içinde, Haliç giriþinde Karaköy-Eminönü arasýna inþa edilen ilk tahta köprü 1845 yýlýnda açýldý. 1847'de ilk banka kuruldu ve ayný yýl ilk telgraf denemesi eski Beylerbeyi sarayýnda yapýldý.
    Ernest de Caranza, 1852'de Ýstanbul'a geldi ve Anadolu yarýmadasýný gezerek pekçok Calotype çekti. Bunlardan 55 adedi ile hazýrladýðý albümü Sultan Abdülmecid'e ( Saltanatý: 1839-1861) takdim ederek, "Sultan Fotoðrafçýsý" ünvanýný almayý baþardý.
    Yine ayný yýl Alfred Nicolas Normand (1822-1909), Ýstanbul'un 16 X 21 cm boyutunda Calotype'larýný çekti.
    Ýrlanda'lý John Shaw Smith'in (1811-1873), 1852 yýlýnda çektiði Pera fotoðrafý, iki negatiften oluþmuþ, bilinen en eski çiftli baskýdýr.
    Bu yýllarda Osmanlý yönetimi Ýmparatorluðun deðiþmekte olan çehresine yeni katkýlarda bulunuyordu. 1854 yýlýnda Kahire-Ýskenderiye arasýna ilk demiryolu yapýldý. Ayný yýl Dolmabahçe Sarayý yaptýrýldý. Saray, Türk Rokoko'su adý ile tanýnan eklektik tarzýn doruk noktalarýndan biri olmuþtu. 1857'de Matbuat Nizamnamesi çýkarýldý.
    Francis Frith (1822-1898), Ýzmir'i 1860'lý yýllarda gezdi ve yörenin fotoðraflarýný çekti. 37 fotoðraflýk albümün ilk sayfasýna, Türk kostümleri içinde kendi portresi de basýldý.
    Francis Bedford (1816-1894), Galler Prensi VII. Edward'ýn Türkiye ve Ortadoðu'ya 1862'de yaptýðý geziye katýlarak, Wet Collodion'lar çekti. Bu gezinin fotoðraflarý, Londra'da Day&Son tarafýndan basýldý.
    Arkeologlar için bulunmaz bir hazine olan Küçük Asya topraklarý, Fotoðrafla uðraþan ve eski eserlerle ilgilenen gezginlere fotoðrafýn bulunuþu ile birlikte yeni bir çalýþma olanaðý sunmuþ oldu.
    1861'de George Perrot, mimar Edmond Guillaume ile Anadolu yarýmadasýna arkeolojik bir gezi düzenledi. 1862'de Paris'te Exploration Archeologique de la Galatie et de Bithynie adýnda bir kitap yayýmladýlar. Jules Delbet'nin fotoðraflarýyla yayýmlanan bu kitapta verilen bilgiler, arkeologlara yol gösterici oldu.
    Fransa'nýn Osmanlý Ýmparatorluðu'ndaki elçisi Marquis de Moustier'in akrabasý olan A. de Moustier, 1862 yýlýnda Ýstanbul'dan baþlayarak, Marmara bölgesi ve
    Kuzey Ege'nin çeþitli görüntülerini çekti. Bu fotoðraflar, gravür tekniði ile hazýrlanarak, 1864'de Le Tour de Monde adlý 15 ciltlik kitabýn içinde yayýmlandý.
    Felix Bonfils (1831-1885) ve oðlu Adrien Bonfils'in (1861-1929) Beyrut'ta fotoðraf stüdyolarý vardý. Baba-oðul, Ýstanbul ve Anadolu yarýmadasýnýn fotoðraflarýný da çektiler.
    Askeri öðrenimde üç boyutlu eþyanýn doðru görüntüsünü yakalayabilmek amacý ile, Batý tarzýnda ilk resim dersleri Mühendishane-i Berri-i Hümayun'un 18. yüzyýlda programýna alýnmýþtý. 19. Yüzyýlda fotoðraf derslerinin eklendiði bu okulda öðretmenliði, ressam sýnýfýndan mezun olan öðrenciler yaptýlar. Sultan II. Abdülhamid'in de tüm olaylarýn fotoðraflarýný onlara çektirerek izlediði Mühendishane ve diðer askeri okul öðrencileri arasýnda; Yüzbaþý Hüsnü (1844-1896), Bahriyeli Ali Sami, Servili Ahmed Emin (1845-1892), Ali Rýza Paþa (?-1907), Ali Sami Aközer (1866-1936) gibi isimler vardý.
    Gazete fotoðrafçýlýðý anlayýþýnýn öncülüðünü, 1840 yýlýnda Osmanlý darphanesinde þef desinatör olarak çalýþmaya baþlayan James Robertson (1813-1888), Kýrým Savaþý sonlarýnýn, 1855 yýlýnda çektiði fotoðraflarý ile yaptý.
    Ýmparatorlukta yerleþik stüdyolar da açýlmaya baþladý.Bu stüdyolarýn sahipleri, çevre görüntülerinin yanýsýra, portre çekimlerine de yer verdiler. Bu ilk portreler, o güne kadar görüntülemek için kullanýlan resim sanatýndaki genel eðilimleri yansýtýyor gibiydiler. �evre görüntüleriyse, gravürlerdeki ana konularý içermekteydi.
    Carlo Naya (1816-1882), Ýtalya'dan Pera'ya gelip yerleþen ilk fotoðrafçýlardan oldu. 1845 yýlýnda Ýstanbul'da baþlayan çalýþmalarýný günün gazetelerine verdiði ilanlarla da duyurdu. Stüdyosu, Grande rue de Pera'da, Rus elçiliðinin karþýsýndaydý. �alýþmalarýný 1857 yýlýna kadar burada sürdürdü.
    Osmanlý halkýndan Basile Kargopoulo, fotoðraf stüdyosunu 1850'de Pera'da açtý. �zellikle Ýstanbul þehir panoramasý ve þehir belgelemeciliðinde etkin bir rol oynayan Basile Kargopoulo'nun fotoðrafhanesinde, süslenme heveslisi ayak takýmý gençlerin kýyafet deðiþtirerek, fotoðraf çektirmeleri için, geniþ bir gardrobu vardý.
    1848'de Osmanlý Ýmparatorluðu'na sýðýnan Macar mültecilerinden Raif Efendi, 1854 yýllarýnda Ýstanbul'da �emberlitaþ'ta fotoðrafla uðraþmaya baþladý.
    Alman kimyager Rabach, 1856'da Beyazýt'ta bir stüdyo açtý.
    Pascal Sebah, 1857'de El Chark adý ile açtýðý stüdyosunda, yerel giysileri içinde dönemin Osmanlý tiplerini çekti. 1888'de Policarpe Joaillier'nin de katýlmasý ile stüdyonun adý Sebah&Joaillier olarak deðiþtirildi.
    1867 yýlýnda Beyazýt'ta bir stüdyo açan Nikolai Andreomenos (1850-1929), otuz yýla yakýn burada çalýþtýktan sonra, Pera'da da bir þube açtý. Andreomenos'un Sultan II. Abdülhamid'den iki madalyasý vardý.
    Ýsveçli Guillaume Berggren (1835-1920), bir gemi yolculuðu sýrasýnda uðradýðý Ýstanbul limanýnda karaya çýkýnca, yolculuðunun devamýndan vazgeçti. Doðu'nun bu gizemli þehrini gördüðü anda burada kalmaya karar vermiþti. 1870'li yýllarýn baþýnda Pera'da bir stüdyo açan Berggren, Ýstanbul'un en güzel görüntülerini usta tekniði ve kompozisyon anlayýþý ile belgeledi.
    Pera'lý fotoðrafçýlardan Gülmez Kardeþler, özellikle portreler ve Ýstanbul'un kýrsal görüntülerinin fotoðrafçýlarýydýlar.
    Ünlü Pera fotoðrafçýlarý içinde Bogos Tarkulyan (?-1940), fotoðrafçýlýðýnýn yanýsýra portre ressamlýðý konusunda da çalýþmalar yapmaktaydý. Foto Phebus'ün sahibi olan Tarkulyan, daha sonra fotoðrafhanesinin adý ile kendi adý birleþtirilerek "Febüs Efendi" diye çaðýrýlmaya baþlandý.
    Tüm bu fotoðrafçýlara teknik donanýmý saðlayan, fotoðrafýn ticareti ile uðraþan, fotoðraf malzemeleri ithal eden en büyük firmalar; Onnik Diraduryan, Caracache Biraderler ve Nadir Fotoðrafhanesi'nin sahibi G. Paboudjian'dý.

    Fotoðraf Tarihine Kýsa Bir Bakýþ





    Ýlk fotograf, Joseph Nicephore Niepce'in penceresinden görünüm, 1827
    965-1038 Karanlýk Kutuyu (Camera Obscura) ilk kullanan, ortaçaðda güneþtutulmasý sýrasýnda güneþ ýþýnlarýný incelemek isteyen zamanýnýn ünlü optik bilgini Basralý el-Hasan'dýr. Roger Bacon, 13.yüzyýl Arap yazmalarýndan öðrendiði "Karanlýk Kutunun" ayrýntýlý bir tanýmýný yapmýþ. 1460-1472 döneminde Leon Battista Alberti ve Leonardo da Vinci de Karanlýk Kutu dan yararlanarak cisimlerin görüntülerini yansýtmayý baþarmýþlardýr. 1553 Giovanni Battista Della Porta "Magiea Naturalis Libri IV" adlý eserinde Karanlýk Kutuyu etraflýca anlatmýþtýr.(Bu yüzden Karanlýk Kutunun ilk mucidi sayýlýr) 1568'de Danillo Barbaro, karanlýk kutunun ýþýk gören deliðine bir mercek yerleþtirmiþ ve görüntü kalitesini belirgin bir biçimde artýrmýþtýr.


    Bir çok deðiþiklikler sonrasýnda; Gerekli yerlere yerleþtirilen ayna ve mercek sistemiyle Karanlýk Kutuya bir resim masasý niteliði kazandýrýlmýþ ve saydam yüzeyinde meydana gelen görüntülerin çizilmesinde kullanýlmýþtýr. Daha sonralarý görüntülerin kaðýt üzerine elle çizilmesi yerine bu tür zorluklarý ortadan kaldýracak tespitler aranmaya baþlanmýþtýr.



    1727'de Johann Heinrich Schulze gümüþ tuzlarýnýn ýþýða tutulunca deðiþikliðe uðramasýnýn nedeninin ýþýk olduðunu açýkladý.

    1777'lerde Scheele, mavi ve mor ýþýnlarýn kýrmýzý ýþýnlardan daha etkin olduklarýn kanýtladý.



    1780 Johan Kaspar LAVATER'in Silüet Makinasý.



    Bu geçen sürede ýþýðýn etkisiyle, duyarlý maddeler üzerinde görüntüleri tespit etmek konusunda bir çok denemeler yapýldý.



    1813'de Joseph Nicepore Niepce ýþýða duyarlý bir levha üzerinde, kalýcý görüntüler elde etmeyi baþardý.



    1826'da Joseph Nicephore Niepce ayný iþlemi Karanlýk Kutuya da uyguladý. 1829'da kendisi gibi Karanlýk Kutu da meydana gelen görüntüleri tespit etme yollarý üzerinde çalýþan Louis-Jacques-Mande Daguerre ile birleþerek bir ortaklýk kurdu.

    1837'de fizik bilgini Francois Arago tarafýndan Daguerre'in metodunun (Daguerrotype) esasý, bir gümüþ levhayý, iyot buharýna tutarak, üzerinde bir gümüþ iyödür tabakasý elde etmek ve bu levhayý karanlýk kutuda uzun süre ýþýða tuttuktan sonra, civa buharýyla tutarak banyo yaptýrmaktan ibaret olduðunu açýkladý. Daguerrotype metodunda kopyasý elde edilen tek kopya göeüntü aynadaki görüntünün tersiydi. 1839 ve 1840'larda William Hanry Fox-Talbot gümüþ tuzlarýna batýrýlmýþ bir kaðýt kullanarak elde edilen negatif görüntülerden, yine ayný usulle hazýrlanmýþ kaðýtlara istenilen sayýda pozitif fotograf basmayý baþarmýþtýr. 1847 Albumin, 1851 Kollodyum ve 1873 Jelatin usulleri duyartabakayý bir cam levha üzerine dayandýrdýlar ve kaðýt yerine de saydam ince bir film kullandýlar. 1888'de John Curbult gerçek anlamda (selüloit levha üzerine ýþýða duyarlý madde kaplanmýþ) ilk fotograf filmini hayata geçirdi. Bunu takip eden yýllarda George Eastman roll film kullanan yeni bir kamera tasarladý. 1895 Lumiere kardeþler saniyede 16 kare gösterim kapasitesine sahip sinema makinasýný tanýttýlar.

  2. #2

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    ÝLk FotoðrafLar




    Avrupa stili taþýnabilir fotograf makinasý ve karanlýk oda çadýrý ile çekime giden fotografçý, 1877



    Avrupa stili taþýnabilir Karanlýk oda çadýrý ve çekim aný, 1877



    Louis Jacques Mande DAGUERRE, Still Life, 1837



    Louis Jacques Mande DAGUERRE, Boulevard du Temple, Paris, 1838



    William Henry Fox TALBOT, Botanikle ilgili ilk fotograflardan, 1839



    Hippolyte BAYARD, Self Portrait Boðulmuþ adam, 1840



    Hippolyte BAYARD, Excavation for rue Tholoze, 1842



    Unknown PHOTOGRAPHER, Jabez Hogg Porte çekerken, 1843



    William Hanry Fox TALBOT, The open door, 1843



    William Henry Fox TALBOT, The Nelson Column, Trafalgar Square, 1843



    William and Fredeick LANGENHEIM, Girard Bank, 1844



    John PLUMBE, Capitol Building, Washington, 1845



    Gustav OEHME, Üç genç kýz portesi, 1845



    Jean Baptiste LOUIS GROS, Köprü ve Botlar Thames nehri, 1851

    alýntý

  3. #3

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    MakineLer

    Fotograf makinalarý genelde ayný amaca, yani birþeyleri görüntülemeye hizmet ederler. Bu yüzden çeþitli sýnýflandýrmalara sokularak anlatýlmýþtýr. Büyüklüklerine, bakaç sistemlerine, kullaným alanlarýna, kullandýklarý filmlere göre özel amaçlý sýnýflandýrmalara tabi tutulmuþlardýr.


    Temelde bütün makinalarda ortak olanlar.
    • Iþýk geçirmeyen bir ortam,
    • Görüntüleri üzerine kaydedecek, ýþýða duyarlý filmi tutacak bir düzlem,
    • Film üzerine düþen görüntünün bozulmasýný engelleyecek bir mercek sistemi,
    • Iþýða duyarlý film üzerine düþecek ýþýðýn süre ve þiddetini kontrol edecek bir mekanizmadýr.
    Kompakt Kamera



    Objektiften baðýmsýz görüþü olan vizörleri objektifin yanýna veya üstüne yerleþtirilmiþtir. 135 veya 110 tip olarak iki formatta film kullanýrlar. 110 film kullanan kameralar çok küçük ve kolay taþýnýrlar. 135 tipler ise ayný formatta SLR kameralardan daha küçük bir gövde ve objektife sahiptirler. Prizmalarý yoktur. Görüntü doðrudan film üzerine geldiði; objektiften giren ýþýðýn, prizma yardýmý ile vizörden görülmediði bu kameralarda paralaks hatasý olur.



    Ýleri derecede otomatik olduklarýndan, özellikle geniþ açý gerektiren çekimlerde çok iyi sonuçlar alýnýr. Kompozisyon olanaklarý sýnýrlýdýr. Alan derinliði veya objektife takýlan filtrelerin etkisi görülmez. Çok pahalý modelleri hariç SLR'lere oranla objektif bulmak zordur. Kompakt kameralarýn kendi üzerlerindeki objektifler genellikle standart objektif olup odak uzaklýðý kýsadýr. Yakýn çekimlerde bozulmaya neden olurlar.



    Paralaks hatasý : Vizörden görülen görüntü ile film üzerine düþen görüntünün tam olarak üst üste çakýþmamasýdýr.

    35mm SLR (Single Lens Reflex) Kamera



    Tek objektifli, görüntüyü ayna yardýmýyla yansýtan (single lens reflex/SLR) refleks kameralardýr. En kullanýþlý kamera tipi olan tek objektifli ve refleks SLR'lerin çoðunluðu 135 mm formatta olmasýna raðmen 120(Roll film) ve 110 formatta film kullanan modelleride bulunabilmektedir. Bütün SLR'lerde objektiften filme ulaþan görüntü tam olarak görülebilir. Paralaks hatasý yok denecek kadar azdýr.



    SLR'lerin en önemli özelliði kompozisyon oluþturma ve pozlamanýn görerek yapýlabilmesidir. Çok büyük odak uzaklýðýna sahip tele objektiflerden balýk gözü objektiflere kadar çok çeþitli aksesuarlar kullanýlabilir, deniz altýnda çekim yapmayý saðlayacak parçalar takýlabilir uzaktan kumanda edilebilir, odak uzaklýðýný artýran ek parçalar ve körükler çok kolay bir þekilde objektif ve gövde arkasýna eklenebilir. SLR'leri mikroskoplara da baðlamak mümkündür.



    SLR makinalarda objektiften giren görüntünün ayna vasýtasý ile prizmadan yansýyarak vizöre ulaþma prensibi.

    Anýnda Görüntü Veren Kameralar (Polaroid)



    Anýnda görüntü veren kameralar da pozlamadan bir kaç dakika sonra fotograf baskýsý oluþur. Vizör sistemleri kompakt kameralardaki gibidir ama film boyutu daha büyüktür. Elde edilen film daha sonra büyütülemez. Her kare film çekildikten sonra makina içindeki silindirler arasýndan görüntüyü pozitif olacak þekildeki kimyasal maddeyi filmler arasýnda yayarak dýþarý çýkarýr. Çok büyük oluþlarý, kullanýlan filmin pahalý ve çoðaltýlamaz oluþlarý olumsuz yönleridir. Ama anýnda görüntü veren filmleri kullandýklarý için banyo süresini beklemek istemeyen veya hiçbir teknik bilgisi olmayan amatörlerin yanýnda büyük format çalýþan profesyonel fotografcýlar için ýþýk ve kompozisyon kontrolü amacýyla kullanýlabilir.

    Roll film kullanan SLR (Single Lens Reflex) Kamera



    Roll (120 tip - 4.5X6cm, 6X6cm, 6X7 cm boyutlarýnda) film kullanan tek veya çift objektifli refleks kameralardýr. SLR'lerde farklarý prizmanýn buzlu cam üzerine yerleþtirilmiþ olmasýdýr. Objektifleri ve film taþýyýcý magazinleri deðiþebilir özelliklerine sahiptir. Büyük film kullanmasý (büyük filmler daha fazla detay verir) ve deðiþebilen film taþýma sistemleri en önemli avantajlarýndandýr. Çekimlerde büyük kolaylýk saðlar . Magazinler kolaylýkla takýlýp çýkarýlabilirler. Bu deðiþim sýrasýnda filmin ýþýk almasýný önleyecek ****l sürgülü bir levha kullanýlýr. Yedek magazinlere Siyah/Beyaz, Renkli, Siyah/Beyaz Saydam, Renkli Saydam veya Polaroid filmlerin yerleþtirilmesi ve deðiþtirilmesi sýrasýnda kolaylýk saðlar.

    120 TLR (Twin Lens Reflex) Kamera



    Tek objektifli kameralardan daha basit makanik yapýya sahip olan TLR (iki objektifli refleks) kameralardýr. Ön panele yerleþtirilmiþ iki objektif birlikte hareket ederler. Üsteki objektif görüntüyü görmek ve netlemek içindir. Alttaki objektif in arkasýndaki yaprak obtüratör deklanþöre basýldýðýnda açýlarak ýþýðýn film düzlemi üzerine düþmesini saðlar.
    TLR makinalar çok ucuzdurlar. Pozlama sýrasýnda görüntü alýnmasýna olanak tanýrlar. Hareketli parçalarý daha az olduðundan SLR'lerden daha sessizdirler. Kötü tarafý paralaks hatasý, vizörden ters görüntü vermesi ve TTL (Objektiften giren ýþýk) ölçümü yapýlamadýðýndan problem çýkarýr.





    Plan (Sheet) Film Kullanan Kameralar





    View kamera olarak da bilinen plan (sheet - 10X12.5cm(4X5 inç), 12.5X18cm (5X7inç), 20X25cm(8X10)inç) film kullanan kameralardýr. Bir ray sistemi veya bir taban üzerine yerleþtirilirler. Raylý tipler mutlaka ayak üzerinde kullanýlmak zorundadýr. Objektifin takýlý olduðu paneli, buzlu cam, ve körük ray üzerinde hareket eder.Objektif ve buzlu cam arasýndaki uzaklýðý deðiþtirerek netleme yapýlýr. ****l veya ahþap bir taban üzerine yerleþtirilmiþ olanlarý buzlu camýn bulunduðu panelin sabit oluþu dýþýnda raylý tipteki makinalarla ayný mantýkla çalýþýr.

  4. #4

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Fotoðraf MakineLerinin ParçaLarý

    OBJEKTÝF
    Çekilecek nesneden gelen ýþýklarý toplayarak ýþýða duyarlý film üzerine net düþmelerini saylayan mercekler topluluðudur.� Fotograf makinasýnýn en önemli parçasýdýr. Bir objektifin standart görüþ açýsý verebilmesi için görüntü düzleminden belirli uzaklýkta bulunmasý gerekir. Ýþte objektifin optik merkezinin görüntü düzlemine olan uzaklýðýna ODAK UZAKLIÐI adý verilir. Görüntü düzlemindeki görüntü karesinin boyutuna göre objektif odak uzaklýðý da deðiþir. Örnek verecek olursak ; Görüntü boyutu 24X36mm boyutunda olan makineler için normal objektifiin odak uzunluðu 50mm civarýndadýr. Görüntü boyutu 6X6cm olan makineler için 70-80mm odak uzunluðu objektýfler normal bir görüþ açýsý (45º-50º) verirler. Kullanýlan filmin çapraz köþeleri arasý boyutu o görüntüyü veren makine için normal objektifin odak uzunluðunu verir. IÞIK GEÇÝRGENLÝÐÝ / AYDINLANMA ÝNDÝSÝ Objektifin en geniþ diyafram açýklýðýnda ýþýðý geçirme miktarýdýr. Biraz sonra 1:1.4, 1:2.8, 1:3.5, gibi sayýlardan bahsedeceðiz bu sayýlar objektifin üzerinde yazýlý olan objektifin ýþýðý geçirme miktarýdýr. Iþýk geçirgenliði objektif odak uzunluðunun objektif çapýna oranýdýr. Bir objektifin ýþýk geçirgenliðinin büyük olmasý ýþýðýn az olan nesnelerin çekimini kolaylaþtýrýr. Örneðin odak uzunluðu 100mm olan bir objektifin ýþýk geçirgenliði 2.8 ise objektif çapý 100/2,8=35mm'dir. Bir objektifin ýþýk geçirgenliðinin büyük olamasý o objektifin ýþýða karþý daha duyarlý olmasýný saðlar. Iþýk geçirgenliðinin fazla olmasý o objektifin kötü ýþýk koþullarýnda çekim yapabilme,dar alan derinliði elde etme veya yüksek örtücü (obtüratör-enstantane) hýzlarýna çýkabilme özelliklerini artýrýr. Iþýk geçirgenliði yüksek olan objektiflere "hýzlý objektif" denir. Iþýk geçirgenliðinin en iyi deðeri 1:1 dir yani objektifin odak uzunluðu ile çapýnýn birbirine eþit olmasý durumudur. Genel kullanýmlar için 12 - 1.7 arasý açýklýklar uygundur. Manzara çekimlerinde 1:2 - 1:2.8 arasý açýklýklar tercih edilirler. Portre çekimleri için 1:3.5 - 1:5.6 arasý açýklýklar tercih edilir. Iþýk geçirgenliði yüksek olan objektifler (1:1.2 - 1:1.4) az ýþýklý konular için uygundur.

    ÇÖZME GÜCÜ
    Çizgi ayýrma gücü de denir. Bir milimetrelik bir aralýktaki çizgi ayýrma gücünü gösterir. Yani 1 mm'lik þerit içine en çok çizgiyi net olarak tespit eden objektifin çözme güçü çok üstündür diyebiliriz.

    ALAN DERÝNLÝÐÝ
    Objektifin netlediði yerin önünde ve arkasýnda net olarak görünen mesafedir. Az açýk diyafram (f:16 f:22 vb.) deðerlerinde çekilen fotograflarda alan derinliði fazladýr. Yani fotografta net olan kýsýmlar daha çoktur. Geniþ açýlý objektifler dar açýlý objektiflere göre daha büyük alan derinliði mesafesine sahiptir.

    KESKÝNLÝK
    Birbirine yakýn bölgelerdeki kontrastýn yüksekliði görüntü kalitesinini artýrýr. Fotograftaki farklý renkler arasý geçiþin gerçekleþtiði yerlerin keskin bir þekilde olmasý þeklinde açýklanabilir. Bu keskinliði ýþýk geçirgenliðinin yüksek olmasý saðlar

    BALIKGÖZÜ OBJEKTÝF



    Görüþ açýsý aþaðýdaki objektiflerden en geniþ olan objektiflerdir. Balýk gözü objektiflerde di*** ve yatay çizgiler anarmol þekilde bozulmalara (distorsiyon) uðrar. Kullaným alanlarý sýnýrlý olmakla beraber yaratýcý görüntüler elde etmek için kullanýlýrlar.

    6mm-16mm arasýnda kalan objektifler balýk gözü objektifleridir.

    GENÝÞ AÇILI OBJEKTÝF



    Görüþ açýsý normal objektiflerden daha geniþ olan objektiflerdir. Alan derinlikleri fazladýr. Özellikle çok dar alanlarda çalýþýrken en geniþ görüntüyü elde etmek için kullanýlýrlar. Odak uzunluðu küçüldükçe kenarlara doðru bozulmalar (distorsiyon) artar.

    17mm- 28mm arasýnda kalan objectifler geniþ açýlý objectiflerdir.

    NORMAL OBJEKTÝF



    Görüþ açýsý insan gözünün görebildiði açýya yakýn olan objektiflerdir.
    • 24x36mm olan 35mm film alan makinalar için 50mm�lik objektif,
    • 6x6cm alan makinalar için 75mm-80mm�lik objectif,
    • 6x9cm alan makinalar için 150mm�lik objektifler normal objectiflerdir.
    MAKRO OBJEKTÝF



    50mm, 100mm,125mm sabit açýlý objektiflerdir. Konuya 1/1 ile 1/10 gibi oranlarda çok yakýn çekimler için kullanýlýr. Doða fotografcýlarý için vazgeçilmez bir parça olup herzaman yanlarýnda bulundurmasýnda yarar vardýr.

    DAR AÇILI / TELE OBJEKTÝFLER



    Görüþ açýsý normal objectiflerden daha dar olan objectiflerdir. Fazla yakýnlaþýlamayan portre, spor veya doða gibi konularýn çekimlerinde kullanýlýr.

    100mm, 200mm, 300mm, 400mm, ve benzeri objectifler dar açýlý objectiflerdir.

    500mm ve üzeri objektifler genellikle aynalý objektiflerdir.

    DEÐÝÞKEN ODAKLI / ZOOM OBJEKTÝF



    Görüþ açýsý deðiþebilen objektiflerdir. Sabit objektiflere göre daha kolay çerçeveleme yapýlmasýný saðlayarak objektif deðiþtirmeyi en aza indirir. 28-70mm, 28-210mm, 35-70mm,100-300mm,100-400mm ve benzeri aralýklar içinde görüþ açýsý deðiþebilen objektiflerdir. Genel de konu çerçevelemesine kolaylýk saðladýðý veya objektif deðiþtirmeyi azalttýðý için kullanýlýrlar. Sabit objektiflere göre kullanýlan mercek sayýsýnýn fazla oluþu görüntü kalitesinde az da olsa kayýplara neden olur. Optik zoom : Fotografý oluþturan her bir nokta(piksel) tek olarak ifade edilir. Bu da fotografýn net ve kontrastlý olmasýný saðlar. sAYISAL (Digital) zoom : Optik lenslerde her bir nokta tek ifade edilmesine karþýn sayýsal lenslerde optik lenslerin oluþturduðu tek noktalarýn birleþtirilerek kümeleþtirilir. Kümelere büyütme oraný uygulanarak noktalar tekrar oluþturulur. Bu yöntemle elde edilen fotograflarda netlik ve kontrast yani keskinlik bozulur.

    AYNALI OBJEKTÝF



    Görüþ açýsý deðiþmeyen 500mm ve üstü objektiflere denir. Fazla yaklaþýlamayan spor, doða gibi konularýn çekiminde veya "perspektif yýðýlma" etkisi elde etmek amacýyla da kullanýlýr. Ana derinliðinin çok dar ve ýþýk geçirgenliðinin (1:8, 1:11) olmasý yanýnda çok hantal olmalarý çekim sýrasýnda sallanmaya karþýn sehpa kullanýlmasýnýn zorunluluðu kötü taraflarýdýr

    ÖRTÜCÜ / OBTÜRATÖR / ENSTANTANE

    Film düzlemi üzerine düþecek "ýþýðýn süresini" yani "poz süresini" denetleyerek filmin önünü kapatan sistemdir. Deklanþöre basýldýðýnda bu perde açýlýr ve daha önce belirtilmiþ obtüratör hýzý süresince açýk kalýr. Standart enstantane deðerleri 1/1, 1/2, 1/4, 1/8, !/15 1/30, 1/60, 1/125, 1/250, 1/500, 1/1000, 1/2000 þeklinde bir dizi oluþturur. Bu deðerler 1 saniyeden baþlayarak saniyenin 1/2 si; 1/4 ü; 1/8 i gibi daha az sürelerde obtüratörün açýlýp kapanmasýný ifade eder.Bu dizide saða doðru gidildikçe her stop deðeri bir öncekinin yarýsý kadardýr.Bu diziye ek olarak B(Bulb) eklenebilir. Makina bu konumdayken deklanþöre basýldýðý sürece obtüratör açýk kalacak ve film düzlemi üzerine ýþýk düþecektir. Enstantane deðeri sayýsal olarak azalýrken obtüratör hýzý artar.Tam tersi enstantane deðeri sayýsal olarak artarken obtüratör hýzý yavaþlar

    Merkez Örtücüler


    Mekanik olarak tetikleyen yaylý yapraklar, objektiften baðýmsýz gören kameralarda bulunur. Deklanþöre basýldýðýnda yapraklar açýlýr ve ýþýðýn girmesini saðlar.

    Yaprak Örtücüler



    Birbiri üzerinde kayabilen çelik yapraklar sayesinde dairesel dönme hareketi sonucu açýlýp film düzlemine ýþýk girmesini, kapanarak ýþýk girmesini engelleyerek sessiz ve titreþimsiz çalýþýrlar.

    Perdeli Örtücüler



    Yatay hareketli bez veya di*** hareketli çelik perdelerden oluþur.Örtücü düðmesine basýldýðý anda ilk perde hareket ederek filmin önünü açar ve film düzlemine ýþýk girmesini saðladýktan sonra ikinci perde birincinin üzerine kapanarak ýþýðýn girmesini engelleyerek çalýþýrlar.

    DÝYAFRAM
    Öncelikle nesnenin film düzlemi üzerinde tespit edilmesi için gerekli "ýþýk miktarýný" ve "alan derinliðini" denetleyen sistemdir.Objektif üzerinde merceklerin arasýnda yer alýr. Kýsýlýp açýlarak film düzlemi üzerine gelen ýþýðýn miktarýný ayarlar. Diyafram göz bebeði gibi çalýþýr. Yani fazla ýþýklý ortamda göz bebeklerimizin kýsýlmasý, az ýþýðýn yetersiz olduðu zamanlarda göz bebeklerimizin açýlmasý.
    Diyafram açýklýklarý
    f deðerleri ile gösterilirler. Standart diyafram açýklýklarý f:1.2 - f1.4 - f1.8 - f2 - f2.8 - f4 - f5.6 - f8 - f11 - f16 - f22 - f32 þeklinde bir dizi oluþturur. Bu diziden saða doðru gidildikçe diyafram açýklýðý alan olarak her seferinde yarýya düþer. f:5.6 diyafram açýklýðý f:4 diyafram açýklýðýnýn geçirdiði ýþýðýn yarýsýn geçirir. En büyük f sayýsý en küçük açýklýðý, en küçük f sayýsý en büyük diyafram açýklýðýný gösterir. Diyafram açýklýðý sadece film düzlemi üzerine düþecek ýþýk miktarýnýn belirlemekle kalmayýp ayný zamanda çekilen konunun önünde ve arkasýnda ne kadar net alan derinliðinin kalacaðýnýda belirler. BAKAÇ / VÝZÖR
    Film düzleminde oluþacak görüntüyü izlememizi saðlayan sistemdir. Çoðu makinelerde odaklamayý kolaylaþtýrýcý telemetre, kýrýk görüntü, mikroprizma gibi sistemler bakaç içerisinde yer alýr ve ýþýk ölçümü, ýþýklama, pil kontrolu gibi iþlemler bakaçtan izlenerek yapýlýr.
    FÝLM HIZI AYAR SÝSTEMÝ
    Söz konusu makinada kullanýlacak film hýzýnýn makinaya bildirildiði yerdir.
    DEKLANÞÖR
    Bütün ayarlamalardan sonra fotografýn çekimini makinaya bildiren düðmedir.
    DEKLANÞÖR KÝLÝDÝ
    Deklanþör'e baðlanarak deklanþör düðmesinin daha rahat bir þekilde basýlmasýný ve uzun enstantane çekimlerinde makinanýn sallanmamasý için kullanýlan kablolu bir sitemdir.
    ALAN DERÝNLÝÐÝ DÜÐMESÝ
    Net alan derinliðinin görülmesini saylayan sistemdir.
    FÝLM SARMA KOLU
    Makina içindeki çekilmemiþ filmi çekim gerçekleþtirildikten sonra çekilmiþ film bölümüne saran sistemdir.
    IÞIKÖLÇER
    Iþýða duyarlý elemanlarý sayesinde ýþýk þiddetini ölçüp örtücü hýzý ve diyafram açýklýðý cinsinden bildiren aletlerdir. Iþýkölçerler makinadan baðýmsýz olabilir veya fotograf makinasýnýn içine yerleþtirilmiþ olabilirler. Bu tür ýþýk ölçümüne objektif içinden ölçüm veya TTL ölçüm de denir.
    TTL IÞIK ÖLÇÜM SÝSTEMLERÝ
    Objektif içinden okumalý ýþýk ölçüm sistemleri 4'e ayrýlýr. Bunlar ayna üzerinden yansýyan görüntünün bal peteði veya karelere ayrýlmýþ alanlara düþen ýþýk deðerlerinin hesaplanmasýyla oluþurlar.

    Ortalama ölçüm - Averaging System



    Bu sistemde ýþýk ölçümü, fotograf karesinde oluþacak görüntünün tamamýnýn okunmasý sonucunda kareciklerde oluþan ölçüm deðerlerinin aritmetik ortalamasýnýn alýnmasý ile oluþur. Iþýk olçüm sistemine göre deðiþen kare sayýsý 24 ise bu alanlara düþen deðerler önce hesaplanýr sonra bunlarýn toplanýp 24'e bölünmesi sonuçunda oluþur.

    Merkez aðýrlýklý - Center-Weighted



    Merkez aðýrlýklý ölçüm yapan makinalar kadrajlanmýþ alanýn merkeze komþu olan kareciklerden gelen ýþýk ölçüm deðerlerinin okunmasý sonrasýnda ortalamasý alýnarak oluþturulur. Bu alanýn ölçüm deðerine etkisi %65 veya %70 oranýnda olur. Geri kalan alanýn ölçüm deðerine etkisi %35 vey %30 oranýnda olur.

    Nokta ölçüm - Center-Spot



    Kadrajlanmýþ alanýn tam merkez noktasýndan gelen ýþýk deðerlerinin okunmasý sonucu oluþur. Diðer alanlardan gelen deðerler bu ölçüm sisteminde hesaplamalara çok az katýlýr.

    Bölge Aðýrlýklý ölçüm - Zone - Weighted

    Kadrajlanmýþ alan katsayýlar verilerek bir kaç bölgeye bölünür. Bu bölgelerden gelen ölçüm deðerlerinin ilgili katsayýlarla çarpýlarak aðýrlýklý ortalamasý oluþturulur.


    FÝLM HIZI AYAR SÝSTEMÝ Film hýzlarý ASA / DIN veya ISO gibi birimlerle gösterilirler. Film kutusu üzerinde yazan bu deðerin makinaya bildirildiði sistemdir. Günümüzde bir çok makina film üzerinde bulunan barkodlar sayesinde film hýzlarýný makinanýn ýþýk ölçüm sistemine otomatik olarak veriyorlar.

  5. #5

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    FiLmLer


    Objektif içinden geçen ýþýk hüzmelerinden oluþan görüntünün elde edilebilmesi için ; Saydam bir yüzeye sahip. Üzerine Gümüþ bromür, Gümüþ klorür, Gümüþ iyodür gibi ýþýða duyarlý bileþiklerden sürülmüþ maddedir. Bunlar pozlandýrýlmýþ alan içerisinde aydýnlýk ve karanlýk bölgelerin farkýný ortaya çýkaracak kimyasallarla banyo edilirler.


    Filmlerin Sýnýflandýrmasý Boyutlarýna Göre Film boyutlarý büyüdükçe fotograf baskýlarýnda ve görüntülerinde keskinlik artar. Film boyutlarý küçüldükçe baskýlarda ve görüntülerde keskinlik azalýr. Büyük 10x12,5 cm, 20x25 cm ve daha büyük boy filmlerdir. Orta Roll fimler yani 4,5 veya 6cm geniþliðinde 80cm uzunluðunda þerit halindeki filmlerdir. Küçük 18x24 mm veya 24x36 mm boyutlarýndaki filmlerdir. Minyatür C110 denilen filmler minyatür filmler sýnýfýna girer. Hýzlarýna Göre Film hýzlarý arttýkça; Iþýk ihtiyacý azalýr. Pozlama süresi azalýr. Fotografý oluþturan en küçük nokta yani grenler büyür. Grenlerin büyük olmasý fotografýn baskýsýnda keskinliðin azalmasýna neden olur. Fim hýzlarý azaldýkça; Iþýk ihtiyacý artar. Pozlama süresi uzar. Grenler küçülür. Yavaþ (16-40 ASA* ) Poz süresi uzundur. Film üzerinde fotografý oluþturan gerenleri çok küçük olduðundan baskýlarda yüksek keskinlik verirler . Iþýk sorunu olmayan yerlerde veya duraðan konularýn çekimlerinde kullanýlýrlar. Orta Hýzlý ( 50-100 ASA* ) En çok kullanýlan film hýzýdýr. Normal bir görüntü ve keskinlik verirler. Daha çok dýþ çekimlerde duraðan veya az hareketli konular için uygundur. Hareketli konularýn çekimlerinde veya uygun ýþýk koþullarýnýn olmadýðý zamanlarda kullanýlýrlar. Ýri grenli olduklarýndan bu filmden yapýlan baskýlarýn keskinliði azalýr. Manzara veya portre konularýnda daha sýk kullanýlýr Çok Hýzlý ( 800-3200 ASA* ) Çok hareketli konularýn veya gece fotograflarýnýn çekimlerinde kullanýlýr. Grenleri çok iri olduðundan bu tür filmlerden üretilen baskýlarýn keskinliði daha da azalýr. Yeterince aydýnlanmamis kapalý mekan çekimlerinde kullanýlýr. ASA deðerleri aritmetik dizi özelliði gösterir. 100 ASA'lýk bir film 50 ASA'lý filmden iki katý daha duyarlýdýr.
    ASA*
    12
    50 64 100 160 400 800
    DIN*
    12 18 19 21 23 27 30
    (*) DIN (Alman Standartlar Entitüsü tarafýndan belirlenmiþ film hýz birimidir) DIN deðerleri her üç birimde bir çift artar. 24 DIN'lik bir film 21 DIN'lik filmden iki katý daha duyarlýdýr. Siyah Beyaz Filmler Esnemeyen birçok taban üzerine kaplanmýþ gümüþ bileþiklerinden oluþur. 1mm² bir milyon kristal (gren) bulunur. Kaplama üzerindeki ince jelatin gümüþ bileþiklerinin zarar görmemesini ve filmin banyo ve kurutma sýrasýnda kývrýlmasýný önler. Elde edilen negatif filmden, pozitif bir görüntü elde edebilmek için negatif siyah-beyaz kaðýda baskýlarý yapýlýr. Renkli Negatif Filmler Bütün renkli filmlerde üç fonksiyonel ýþýða duyarlý bileþik tabakadan meydana gelir. Her tabaka bir ana renge karþý hassastýr. Bu tabakalarýn üstten itibaren sýrasý: mavi, yeþil ve kýrmýzýdýr. Mavi ýþýðýn yeþil ve kýrmýzýya duyarlý diðer tabakalara etki etmemesi için maviye duyarlý tabakanýn altýna bir sarý filtre tabakasý konmuþtur. Bu tabaka geliþtirme iþleminden sonra saydam hale gelir. Amacý beyaz ýþýktan maviyi çýkararak alttaki tabakalarý etkilemesini önlemektir. Renkli filmlerde her bileþik tabakasý ýþýða duyarlýlýðý saðlayan gümüþ bileþikleri içerirler. Geliþtirme banyosunda meydana gelen boyama maddeleri her bileþiði kendi karakterine uygun boyar. Daha sonra gümüþ bileþikleri filmden temizlendikten sonra geriye sadece boyama maddeleri kalýr. Eðer banyo iþlemlerinden sonra negatif tabakalarý ayýrabilseydik. En üste maviye duyarlý tabakada orjinali mavi olan yerler sarý, yeþile duyarlý olan tabakada orjinali yeþil yerler megenta, kýrmýzýya duyarlý tabakada orjinali kýrmýzý yerler cyan olarak görünürdü. Renkli Pozitif Filmler Renkli pozitif filmler projeksiyon veya direkt baský amaçlý kullanýlýrlar. Pozitif görüntü oluþumu için film önce Siyah Beyaz geliþtiricide yýkanýr daha sonra renklerin oluþmasý için ikinci banyo da yýkanýr. Siyah Beyaz Pozitif Filmler Renkli pozitif filmler gibi kullanýlýr. Film bileþikleri Renkli negatif filmlerdekine benzer olup sadece siyah-beyaz ve tonlarýný ortaya çýkaracak bileþiklerden oluþmuþtur. Siyah beyaz fotografý seven ve baskýsýný yapamayan kiþiler tarafýndan kullanýlýr. Ama henüz kendine renkli negatif filmler gibi bir yer bulamamýþtýr. Polaroid Filmler Anýnda görüntü veren üç renge duyarlý bileþik taþýyan filmlerin her birinde boya hazýr olarak kart üzerinde bulunmaktadýr. Ýþleme polaroid film kullanan makinada pozlandýrma ile baþlanýr. Film kameranýn altýnda görünen ucundan çektiðinizde pozlandýrdýðýmýz kýsým ile boya taþýyýcý kaðýt silindirler arasýndan geçerek kesedeki kimyasal araya homojen olarak yayýlýr ve yüzyüze gelerek dýþarý çýkarlar. Geliþme iþlemi baþlamýþtýr. Iþýktan etkilenen bileþikler karþýlarýna gelen yüzeydeki boyayý tutar. Boya diðer tarafa aktarýlýr. Örneðin maviye duyarlý bir tabakada, üzerinde hiç mavi olmayan bir görüntü sadece sarý rengin aktarýmýna sebeb olur. Yeþile duyarlý tabakada eðer görüntüde yeþil yoksa magenta aktarýlýr. Beyaz bölgelerde hiç bir boya aktarýmý olmaz, siyah bölgelerde ise tüm boyalar aktarýlýr. Yüzyüze gelmiþ negatif ve pozitif dýþarý çýkarýldýðýnda alýcý tabaka bütün renkleri taþýyan bir pozitiftir. APS - Advanced Photo System Film formatý 35mm'den daha küçük olup 24mm eninde 15, 25 veya 40 adet film boyutlarýnda olarak kartuþa yerleþtirilmiþtir. Her bir kare 9/16 oranýnda film üzerine kaydedilir ve isteðe göre 2/3, 9/16 veya 1/3 oranýnda üç deðiþik (klasik, Orta ve Panoramik) formatta basýlabilir. Filmin makinaya kolay takýlmasý, Fotograf makinasýnýn küçük olmasý, index sayfasýna (makinanýn ozelliklerine gore) fotografçýnýn adý, çekim tarihi, mekanlar, baskýyý yapan stüdyonun adý, film numarasý gibi bilgiler basýlabilmesi ve daha sonraki baskýlar icin kolaylýk saðlamasý, film bitmeden film kartuþunun degiþtirilebilmesi gibi özellikleri APS filmlerin kullanýmýný artýrmaktadýr.


    Iþýk

    Fotografýn herþeyidir. Fotograf onunla var olur onunla yok olur. Yani fotografý yapan ne siz ne de biziz fotografý fotograf yapan ýþýktýr.

    Iþýðý bir kaynaktan her yöne doðru dalgalanarak yayýlan parçacýklar olarak düþünebiliriz. Bu parçacýklar çekim süresince sizlere filmler kýsmýnda anlattýðým ýþýða duyarlý bileþiklere yani film düzlemine çarparak fotografý oluþturur. Cisimler ana ýþýk kaynaðý güneþden veya suni ýþýk kaynaklarýndan aldýklarý ýþýk parçacýklarýný helozonik dalgalý bir þekilde saniyede 300000 km'lik bir hýzla yansýtýrlar. Bütün ýþýk türlerinin hýzý aynýdýr ama dalga boyunlarý farklýdýr. Dalga boyu ýþýðýn niteliðini belirler. Dalga boyu kýsa olan güçlü, uzun olan güçsüz ýþýktýr. Görebildiðimiz en uzun dalga boyu kýrmýzý, en kýsasý mavi ýþýktýr. Kýrmýzýnýn güçü renklerde olduðu gibi burada da teknik olarak karþýmýza çýktý. Iþýðýn Özellikleri Iþýk Þiddeti Iþýk kaynaðýndan yayýlan ýþýðýn gücüdür. Kontrast Fotografta en karanlýk ve en aydýnlýk bölümler arasýndaki ýþýk yoðunluðudur. Örneðin; Iþýk kaynaðýndan yayýlan ýþýðýn konuyu her yönden eþit bir þekilde aydýnlatmasý sonucu (bulutlu havada çekilen) fotografta kontrast düþük olur. Bunun karþýtý ýþýðýn tek bir yönden konuyu aydýnlatmasý sonucu (güneþli havada çekilen) fotografta kontrast yüksek olur. Ýyi bir fotograf için kontrast ana etkenlerden birisidir. Fotografta kontrast ne fazla ne eksik olmalýdýr. Yüksek konrast koyu gölgelerden parlak beyaz aydýnlýklara kadar geniþ bir ton farklýlýðý içerir. Az kontrast karanlýk gölgeler ve parlak aydýnlýklarýn aþýrý uçlarýný içermeyen daha sýnýrlý bir ton farklýlýðý ifade eder. Bir yaz günü güneþ tam tepedeyken özellikle ormanlýk alanlarda, karla kaplý ortamlarda yada kumsallarda kontrast fazladýr. Bulutlu havalarda yada güneþin yatay geldiði zamanlarda çekilen fotograflar gökyüzünü fazlaca içermeyen fotograflarda kotrast azdýr. Parlak güneþli bir havada yani kontrastýn yüksek olduðu zamanlarda bir yere baktýðýmýzda tüm ton farklýlýklarýný algýlayýp detaylarý rahatlýkla görebiliriz. Unutulmamasý gereken filmlerin ton farklýlýklarýnýn gözlerimiz kadar olmadýðýdýr. Film farký göz ardý edilirse gözümüzün gördüðü detaylarý fotografta göremeyiz. Fotograftaki beyaz parlak alanlar izleyiciyinin dikkatini konudan uzaklaþtýrýr. Donuk, yumuþak tonlar daha keskin ve vurgulu olarak öne çýkar. Yüksek kontrastýn her filmi etkileyebileceðini unutmadan çekeceðiniz fotograflarda çok koyu ve çok aydýnlýk alanlar görüntünüze almamayý çalýþýn veya konuya göre konumunuzu deðiþtirerek sonuca ulaþmaya çalýþýn veya birþey beklemeyin. Renk Iþýk kaynaðýndan yayýlan ýþýnlarýn nesnelere çarptýktan sonra yansýmalarý sonucu gözümüzün algýladýðý duyumdur.
    Çeþitli ýþýk kaynaklarýnýn ortalama renk daðýlýmlarý
    Iþýk Kaynaðý Mavi Yeþil Kýrmýzý Gün ýþýðý %33 %34 %33 Renksiz flaþ %24 %36 %40 Stüdyo Ampulü %49 %34 %17 Normal elektrik ampulü %12 %32 %56 Mum ýþýðý %6 %18 %76
    Iþýk Kaynaklarý Güneþ ýþýnlarý, açýk alanda her noktayý ayný derecede aydýnlatýrlar. Nokta ýþýk kaynaklarýndan yapýlan aydýnlatmalar da uzaklýk artýkça konuya düþen ýþýk þiddeti azalýr. Arkasý yansýtýcýlý kaynaklar, koni þeklinde, ýþýk kaynaðýndan uzaklaþtýkça geniþleyen bir ýþýk hüzmesi oluþtururlar. Diðer bir ýþýk kaynaðýda gökyüzü, açýk renkli duvar yüzeylerinden gelen daðýnýk ýþýk kaynaklarý þeklinde tanýmlanabilir. Doðal Iþýk Doða da fotograf çekerken ýþýk tek bir kaynaktan yani güneþten gelir. Flaþ, lamba, ateþ, ayýþýðý, reflektör gibi kaynaklar gün ýþýðýnýn etkisini artýrmak için kullanýlýrlar. Iþýðýn kalitesi; günün saati, konuya geliþ yönü, ýþýða müdahale veya filmin özelliklerinden dolayý etkilenir. Bir nesne üzerinden yansýyan ýþýk, nesnenin özellðine baðlý kalarak düzgün, daðýnýk, kontraslý,sert , yumuþak, donuk, sýcak, soðuk veya kýrmýzýdan maviye doðru deðiþik anlamlar verebilir. Genellikle donuk, mat mavimsi ýþýk sakin ve duraðan bir anlam verir. Koyu ve sýcak ýþýk daha fazla heyecan ve enerji verir. Bu Linki Görmeniz Ýçin SupersatForuma Uye Olmanýz Gerekmektedir. bölümünde hangi rengin hangi anlamlar verdiðine bir göz atmanýzda yarar var. Göze hoþ gelen fotograflar ýþýðýn düzgün daðýldýðý ve derinlik hissi vererek kontrast yaratan, çok koyu keskin olmayan gölgelerin yumuþak olduðu fotograflardýr. Doðru ýþýktan yaralanmak için ýþýðý çok iyi okuyabilmeliyiz. Bu da artan tecrübe ile olur. Yani daha çok fotograf çekip, farklý ýþýklarda ayný konuyu çekerek fotografý nasýl etkilediðini görerek, daha çok fotograf görerek onlarýn nasýl bir ýþýkta çekildiðini inceleyerek ve sorarak öðrenebiliriz. Doðrudan gelen ýþýk Güneþ ya da diðer ýþýk kaynaklarýndan kýrýlmadan gelerek konunun üzerine düþen ýþýktýr. Önden gelen ýþýk Iþýk kaynaðý konunun önünde fotografcýnýn arkasýndadýr. Konu bakýþ yönündeki her noktasýndan eþit miktarda aydýnlanmýþ ve hiç gölge yoktur. Gölgenin yokluðu derinlik duygusunu yok eder. Bu tür ýþýk detay verme ve renkleri gösterme açýsýndan çok etkilidir. Yandan gelen ýþýk Daha güçlü ve zengin görüntüler elde edilir. Sað veya soldan gelen ýþýk gölgelere neden olduðu için görüntünün dokularýný daha belirginleþtirir. Yandan gelen ýþýkla oluþsan bu gölgeler fotoðafa derinlik duygusu kazandýrýr. Doku ve desen çekimlerinde bu ýþýk kullanýlmalýdýr. Gölgelerin oluþturduðu kontrast çok yüksek ise gözün görebildiði detaylarý fotografta göremeyeceðimizi söylemiþtir. Bunun için dolgu flaþ kullanarak yüksek konrast düzeyi düþürülebilir. Ters ýþýk Iþýk kaynaðý konunun arkasýnda fotografcýnýn önündedir. Ters ýþýkta fotograf çekmek çok zordur ama çok etkili fotograflar elde edilebilir. Önden gelen ýþýkta nesnenin görmediðimiz tarafýný aydýnlattýðý için bakýþ yönümüzde detaylar kaybolur ama nesnenin dýþ formu belirginleþir. Konunun etrafýndaki ýþýk hüzmeleri fotografý güzelleþtirir. Ýstenirse nesne dolgu flaþý ile aydýnlatýlabilir. Bunu fotografa yükleyeceðiniz duygu belirler. Üsten gelen ýþýk Iþýk kaynaðýnýn konu üzerine tam tepeden gelmesidir. Bu durumda kontrast yüksek olacaðý için bu durumlarda fotograf çekilmesi tavsiye edilmez. Bu durumlarda fotografý çekip çekmeyeceðinizi yine sizin fotografa vermek isteyeceðiniz duygu belirleyecektir. Noktasal ýþýk Iþýk kaynaðýnýn bulutlardan, aðaclardan yada baþka açýklýklardan gelerek konunun bir bölümünü aydýnlarmasýdýr. Gündoðumunun hemen sonrasýnda veya günbatýmýndan evve, yaðmurdan sonra bulutlarýn arasýndan çýkan, ormanda aðaçlarýn veya yapraklarýn arasýndan çýkan ýþýklarýn hepsi noktsal ýþýklardýr. Bu tür ýþýk kaynaklarý ile son derece güzel fotograflar çýkar. Dolaylý gelen ýþýk Iþýk kaynaðýnýn diðer cisimlere çarptýktan sonra ilk gücünü kaybedip konumuzun üzerine düþen ýþýklardýr. Kapalý veya bulutlu havadaki ýþýktýr. Iþýðýn konu üzerine düþen zamanda nasýl daðýldýðý nasýl yansýdýðýna baðlý olarak farklý özellikler gösterir. Dolaylý ýþýk alan ortamlarda çekim yaparken düþük enstantane deðerleri kullanýlmak zorunda kalacaðýmýz için sehpa ve daha hýzlý filmler kullanmak gerekir.
    Çeþitli ýþýk kaynaklarý ve bunlara karþýlýk gelen ortalama renk ýsý deðerleri
    Iþýk Kaynaklarý (ºK) Kýzgýn demir (Gözle görülen ilk kýrmýzýlýk) 800 Kýzgýn demir (Bayrak kýrmýzýsý) 1250 Mum ýþýðý 1900 60 W ev ampulü 2800 100 W ev ampulü 2860 200 W ev ampulü 2900 500 W projeksiyon ampulü 3100 1000 W tungusten-halojen ampulü 3100-3200 Normal Floresan ampulü 3700 Daylight Floresan ampulü 4800 Elektronik flaþlar 6000-7000 Güneþ ýþýðý 5000-5500 Bulutlar 6000-6500 Bulutsuz gökyüzü 7000-14000
    Yansýma Ayna veya cam gibi pürüssüz yüzeylere düþen ýþýk, geldiði acý ile hiç bozulmadan ayný ýþýk þiddetini yansýtmasýna düzgün yansýma denir. Duvar, kaðýt veya kumaþ gibi pürüzlü yüzeylerin yansýtmasýna
    daðýnýk yansýma denir.
    Kýrýlma Iþýðýn farklý yoðunluktaki ortamlardan geçtikten sonra ýþýðýn yönü deðiþir. Bu yön deðiþikliði ýþýðýn geliþ açýsýna, ortamlarýn ýþýk kýrýlma katsayýlarýnýn oranýna ve ýþýðýn dalga boyuna baðlýdýr. Kýsa dalga boyuna sahip ýþýklar, dalga boyu uzun olan ýþýða göre daha fazla kýrýlýrlar. Polorizasyon (Kutuplaþma) Iþýk normalde her yönde titreþerek ilerler. Bu titreþimler süresince sadece belli açýdaki titreþimlerin býrakýlýp, diðerlerinin söndürüldüðü ýþýða polorize edilmiþ ýþýk denir.

    RenkLer

    Bir ýþýk kaynaðýndan yayýlan ýþýnlarýn nesnelere çarptýktan sonra yansýmalarý sonucu gözümüzün algýladýðý duyumdur.

    Renk Sýcaklýðý Iþýk kaynaklarýnýn renk kalitesini belirlemek için kullanýlýr. Birimi ºK (Kelvin)'dir. Fotografý çekilecek ýþýk kaynaklarýnýn renk ýsýlarýnýn bilinmesi filmde nasýl renk elde edileceðine yardým eder. Böylece fotografý çektiðimiz ýþýk kaynaðýnýn Kelvin derecesine göre hangi ton filtreyi kullanacaðýmýzý bulmaya yardýmcý olur. Kelvin dereceSi düþtükçe mavilik azalýr, kýrmýzýlýk artar. Kelvin yükseldikçe mavilik artar, kýrmýzýlýk azalýr. Her filmin üzerindeki ýþýða duyarlý bileþikler, kullanýlacak ýþýðýn renk sýçaklýðýna göre ayarlanmýþtýr. Eðer film üzerinde yazan Kelvin derecesinden daha yüksek Kelvin deðerlerinde çekilirse fotograf mavileþir. Bunu önlemek için sarý bir filtre kullanýlýr. Tam tersi film ayarlandýðý kelvin derecesinden daha düþük Kelvin deðerinde çekilirse fotograf sarý-kýrmýzýmsý renk verir. Bunu önlemek için mavi filtre kullanmak gerekir. Burada anlattýklarýmýn çoðu stüdyo fotografcýlýðý için mutlaka öðrenilmesi gerekir. Tabi renk sýcaklðýn dýþ çekimlerde de iþimiz çok yarayacak. Daha sonra bunlarý geri döneceðiz. Sýcak renkler konuyu ön plana çýkarýrken, soðuk renkler uzaklaþtýrdýðýný unutmayalým. Gün ýþýðýnýn rengi hakkýnda
    • Gün ýþýðý sabahlarýn erken saatlerinde sarýdýr. Akþama doðru kýrmýzýlaþýr.
    • Kýþýn gün ýþýðýnda yaza göre daha çok mavi vardýr.
    • Deniz seviyesinden yükseldikçe mavilik ve ultra-viole ýþýnlarýn etkisi artar
    • Doðrudan gelen güneþ ýþýðý gölgelere göre daha sýcak olur tonlu olur
    • Bulutlu ve puslu havalar mavi tonlu renkleri vermek eðilimindedir.

    Renklerin pisikolojik olarak insanlar üzerinde etkileri Renkleri psikolojik etkilerini anlamak. Onlarý fotograf dili ile beraber kullanarak çektiðimiz fotografa vereceðimiz duyguyu daha da kuvvetli hale getirebiliriz. Kýrmýzý Titreþimi en kuvvetli, en dinamik renk kýrmýzýdýr. Hareketlendirme, tahrik etme gibi özelliði vardýr. Boða güreþlerinde boðalarý kýzdýrmak için kýrmýzý kullanýlýr. Kýrmýzý rengi uzun zaman seyreden kiþide sinir gerginliði gözlenir, nefesi sýklaþýr, kalbi daha kuvvetle çarpar. Kýrmýzý; güneþ, ateþ, alev gibi ýsý veren olaylarý hatýrlattýðý gibi, hareketlendirici kimliðinden dolayý bir çok ülke bu rengi bayraklarýnda kullanmýþtýr.En sevilen renlerin baþýnda gelir. Yeþil Dinlendirici renklerin baþýnda gelir. Acý, sert bir yeþil olmamak þartýyla perde perde sýcaða veya soðuða giden yeþiller seyredeninin içine ferahlýk, açýklýk verir. Titreþimi zayýftýr.Yeþilde dinsel, mistik bir anlam da vardýr. Müslümanlýkta ana renk olduðu gibi, Hiristiyanlarda da bu rengi inanmanýn, ölmezliðin bir simgesidir. Bolluk duygusuda verir. Mavi Huzur, mutluluk verir, rahatlamayý saðlar.Sonsuzluðun simgesidir. Uçsuz bucaksýz gökyüzünün her insana nasýl huzur verdiðini düþünün. Turuncu Sýcak renkler sýnýfýnda olup kýrmýzý kadar dinamik deðildir, titreþimi ondan zayýftýr. Rahatlýðý, parlaklýðý hatýrlatýr. Kýrmýzý kadar olmasada ateþi, güneþi, ýþýðý ve ýsýyý çaðrýþtýrýr. Sarý Ýçinden veya arkasýndan ýþýklandýrýlmýþ etkisini uyandýran çok parlak bir renktir. Sevinç uyandýran tonlarýn baþýnda gelen bu renk, limon sarýsý gibi hafifçe yeþile kayýnca rahatlatýcý ve ferahlatýcýdýr. Sarý renk, uzun zaman seyredildiðinde, kanýn damarlarda daha düzenli akmasýný ve sinir sistemini düzenli olmasýný saðlar. Egemen olma duydusunu da çaðrýþtýrdýðý söylenir. Mor Kader içe kapanýþ melankoli ifade ettiði söylenir. Hiristiyanlarda yas rengidir. Soðuk renkler arasýnda yer alýr. Siyah Matemin, hüznün ve belirsizliðin simgesi olarak kullanýlsada daha çok güçün, korumacýlýðýn, doðumun ve gizemliliðin simgesidir. Beyaz Saflýðýn, temizliðin, bozulmamýþlýðýn yeniden baþlamanýn simgesi bir renktir.

    alýntý

  6. #6

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    PozLandýrma


    Gerekli ýþýðýn film düzlemi üzerine düþürülmesi iþlemidir. Doðru poz deðerini sizin hesaplamanýz gerekir. Çünkü çekeceðiniz fotografýn duygusunu hangi poz deðerlerinin daha iyi vereceðini sizden daha iyi kimse bilemez. Çektiðiniz fotografýn en önemli bölümü görülmesini istediðinizden daha açýk görünüyorsa fazla pozlandýrdýnýz daha koyu görünüyorsa az pozlandýrdýnýz demektir.

    Bu iliþkiyi birkaç örnek ile açýklayacak olursak;
    f 2 2.8 4 5.6 8 11 16 22 enstantane 1/1000 1/500 1/250 1/125 1/60 1/30 1/15 1/8
    Yukarýdaki tablodaki f ve enstantane deðerlerinden eþit miktarda ýþýk geçer. Yani f:5.6 1/125 deðerlerinde geçen ýþýk miktarý f:8 1/60, f:11 1/30 veya f:16 1/15 deðerlerinde geçen ýþýk miktarlarý aynýdýr. Pozlandýrmada önemli olan hangi deðerleri seçeceðimiz. Yukarýdaki tabloda düþük enstantane ve f deðerlerini (f:22 1/18) seçersek. Bize alan derinliði fazla olan bir görüntü sunacaktýr. Ama 1/8 lik poz süresi makinayý oynatmadan tutmamýz gerektiðini söyleyecektir. Bu durumda elle yapýlacak çekimlerde görüntünün bozulmasýna neden olacaktýr. Yine yukarýdaki tabloda f:2 1/1000 deðerlerinde yapacaðýmýz çekimde diyafram açýklýðý en büyük deðerde olmasýna karþýn 1/1000 lik poz süresi film düzlemine düþecek ýþýk miktarýnýn yeterli olmadýðý durumu yaratacak bu da konumuzun görüntüsünün fotografta belli belirsiz çýkmasýna neden olacaktýr.

    Çekeceðimiz konu ne kadar hareketli ise o derece yüksek enstantane deðerleri kullanarak hareketi dondurabiliriz.


    Çekeceðiniz konunun hareketli olmasý demek devamlý yüksek hýzda çekmelisiniz anlamýna gelmiyor. Yukarýdaki fotograf da hareketli olmasýna karþýn uzun pozlandýrýlarak suya tül etkisi verilmiþtir.

  7. #7

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Kompozisyon

    Ayrý ayrý parçalardan birleþtirme yoluyla dengeli ve düzenli bir bütün oluþturma iþidir.� (ML) Fotograf�da Kompozisyon �Kare içindeki konularý göze hoþ gelecek þekilde seçmek ve düzenleme� iþidir.Sonuç olarak kompozisyon bir iþtir. Ýþin güzel olmasý demek fotografta verilmek istenen mesajýn yerini bulmasý ve fotografýn akýlda kalýcýlýðýný artýrmasý demektir.

    Kýsacasý Kompozisyon; Fotografa vermek istediðimiz anlamý kimsenin yardýmý olmadan bakan gözlerin kolay anlamasýný ve akýlda kalmasýný saðlayan tekniklerdir. Belirginlik Fotografýn mesajýný en okunaklý biçimde ortaya koymasýdýr. Okunaklý bir görüntü elde edebilmek ve fotografýn biçimini oluþturabilmek için aþaðýdaki özelliklerde olmasý gerekir.


    Kritik an : Her hareketin saptanacaðý bir kritik an vardýr. Bu an baþlangýçta, ortasýnda veya bitiminde olabilir. Örneðin; Yüz metre koþucularýnýn start çizgisinden fýrlayýþlarý hareketin baþlangýcýdýr. Oduncunun havadaki baltasý hareketin ortasýdýr. Dalgalarýn kayalara çarpýp dönüþ aný ise sürekli hareketin sonudur.

    Örenðimizde ; Sapan çeken çokuðun ; Sapana taþ koymasý hareketin baþlangýç noktasý, sapaný germesi ortasý ve býrakmasýda hareketin sonu olarak deðerlendirecek olursak. Burada hareketin ortasý seçimiþtir.



    Bakýþ Yönü : Konudaki deðiþmenin izlenebildiði yönden bakýlmalý. Örneðin : Çamaþýr yýkayan kadýnýn yandan veya arkadan çekilen fotograflarý önden çekilen fotografa göre daha az belirgin olur.
    Yandaki örneðimizde sigara içen amcanýn sigarayý yakýþ aný ve ilk dumanlarý yandan çekilmemiþ olsaydý. Bu fotograf anlamýný büyük ölçüde yitirecekti. Konu olan herþey açýklýkla fotograflanmýþtýr.





    Bakýþ Yüksekliði : Bir iþle uðraþan kiþinin iþini ve kendisini gösterecek yükseklikte olmalý. Örneðin ; Prinç ayýklayan birisinin alttan çekmemek gibi ya da sokakta �Yað satarým bal satarým� oynayan çocuklarý çekerken dairesel diziliþi mendili ve ebe�yi gösterecek yüksek bir noktadan çekmek gibi..

    Yandaki örneðimizde bakýþ yüksekliði kiþinin ne yaptýðýný açýkça gösteriyor.





    Bakýþ uzaklýðý : Konu çerceveyi yeterince doldurmalýdýr. Normal objektifle 100 metreden çekilen balýkçýlarýn ne yaptýklarýný kestirmek zordur.

    Öreðimizde að çeken balýkçýlarýn hareketleri açýklýkla seçilebiliyor.





    Sadelik Fotografý mümkün olduðunca az elemanla anlatmaya çalýþmaktýr. Fotografý sadeleþtirmek ve ilgi merkezini artýrmak için karmaþýk olmayan bir fon seçilmeli ve konuya yaklaþarak fotografýn anlamýný bozmayacak ilgisiz nesneleri fotograf karesinden çýkarýlmalý. Sadeliðin her zaman hatta her konuda birþeyleri anlatmanýn en iyi yolu olduðunu hiç aklýmýzdan çýkarmayalým.





    1/3 Kuralý veya Oranlar Fotografý çekmeden önce fotograf karesini yatay ve di*** olarak üçe bölünmesi sonucu çizgilerin kesim noktalarý fotografýn ilgi merkezinin yerleþtirilebileceði yerleri gösterir. Bu noktalara altýn noktalarda denir.

    Öreðimizdeki aðaç di*** inen 1/3 doðrultusudaki altýn noktaya yerleþtirilmiþ ve tarlasýný süren çiftci ile zenginleþtirilmiþtir.


    Çizgiler Fotografta diyagonal çizgiler yön belirtmek için kullanýlýr. Tekrarlayan çizgiler de bakan gözlerin dikkatini fotografýn ilgi merkezine çekmek için kullanýlýr. Bunun yanýnda çizgilerin çeþitli anlamlarý vardýr.

  8. #8

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart



    Eðri çizgiler 'in eðrilikleri artýkça, dinamizm ve hareket duygusunuda beraberinde artýrýr. Eðri çizgilerin egemen olduklarý herhangi bir alana bakan göz, yaþamýn, sevginin ve kaynaþma duygularýnýn etkisinde kalýr. Bir çizgi ne kadar eðilip bükülürse týpký deniz dalgalarý gibi canlýlýk duygusunu da o kadar artýrýr.





    Kýrýk çizgiler : Karmaþa ve boþalma duygusu uyandýrýr.





    Denge Birbirini tamamlayan þekil, renk ya da aydýnlýk veya karanlýk alanlarýn göze hoþ gelecek þekilde ayarlanmasýdýr. Denge simetrik veya asimetrik olabilir.




    Persfektif ve Derinlik Fotograf da giderek bir birine yaklaþan çizgiler (doðrusal persfektif) yada giderek küçülen cisimler (hacimsel persfektif) fotografa üçüncü boyut katar. Fotograf karesindeki ön plandaki cisimlerin abartýlý büyüklükleri ya da arka planýn önünü kapamasýda fotografa derinlik verir. Kýsa odak uzaklýðýna sahip objektifler fotograf içindeki nesneleri birbirinden uzaklaþtýrarak derinlik duygusunu pekiþtirir. Uzun odaklý objektiflerde yakýndaki ve uzaktaki nesneleri birbirine yakýnlaþtýrarak fotograftaki derinliði azaltýr. Fotografdaki derinliði etkileyen unsurlardan birisi de diyafram açýklýðýdýr. Kýsýk diyafram açýklýðý alan derinliðini artýracaðý için fotografdaki net alanlar daha fazla olacaðýndan derinlik artar. Açýk diyafram açýklýðý alan derinliðini azaltacaðý için fotografta net alan azalacak ve derinlik azalacaktýr.





    Hareket Fotograf daki hareketi vurgulamak için çeþitli yöntemler vardýr. Bunlarýn en baþýnda düþük örtücü hýzýnda çekilmiþ fotograflar daki uzamýþ görüntülerdir. Fotograf daki yüksek kontrast, ufuk çizgisinin açýsý, tekrar eden konular, yuvarlak hatlar da fotograf hareket duygusu vermek için kullanýlýrlar.


    alýntý

  9. #9

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart




    Ýlgi Merkezi Çektiðimiz fotografýn ilk görevi bakan gözlerin fotograf içinde dolaþmadan veya çok kýsa bir gezinti sonunda fotografýn ilgi merkezine gitmesini saðlamaktýr. Ýlgi merkezi yani fotografý çekmemizin gerektiren herþey olabilir. Fotografdaki ilgi merkezi fotograf karesi içinde herhangi bir yere yerleþtirilebileceði söylenir. Yine de 1/3 kuralýnýda unutmamak gerekir. Ýlgi merkezinin ortada olduðu durumlarda iyi sonuç veren konularýn bina, heykel, gün doðumu veya batýmýndaki güneþ ve dað fotograflarý olduðu söylenir. Fotografa bakýþ yönü ve ilgi merkezinin doðru orantýlý olduðu da söylenir. Yani soldan saða doðru okuyor ayný zamanda yazan insanlarýn fotografý da soldan saða doðru okunduðu söylenir. Bu bakýmdan ilgi merkezinin solda olmasý beklenir. Bu görüþ saðdan sola doðru okuyanlar insanlar için de geçerli olacaðýndan ikilem yarattýðý için pek tutulmaz ama yinede aklýnýzda bulunsun. Genelde fotografa sol alt köþeden girildiði ve üst kýsýmlardan çýkýldýðý görüþü hakimdir.





    Tekrarlar Arka arkaya gelen benzer nesneler fotografta ritm duygusunu artýrýr. Bu yüzden ritmi bozan nesneleri fotograf karesinden çýkarmak gerekir.





    Simetri Fotografa simetri özelliði katýlacaksa; diðerinin ayný alan ikinci yarý, ayný þeyleri anlatmak yerine yeni þeyler anlatmalýdýr





    Boyutlarýn Etkisi Yatay dikdörtgen boyutlar dengeli ve sakin bir duygu verirken, di*** konumda güç ifade ederler. Kare boyutlar derli toplu konulara daha uygundur.

  10. #10

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Pratik BiLgiLer



    Fotograf makinasý boyuna asýlý olarak göbek seviyesinde taþýnmalýdýr. Burada durmasý makinanýn saða sola çarpmasýný engeldiði gibi çok kýsa sürede çekim pozisyonu almayýda kolaylaþtýracaktýr. Ellerin boþ olmasý doða'da ihtiyacýnýz olan dengeyi saðlayacaktýr. Çekim anýnda tabiki sehpa kullanýlmalý. Þu anda sehpanýn olmadýðý anlardan bahsediyoruz




    Çekim anýnda öncelikle sol el avuç içi yukarý bakacak ve öne doðru açýlýrarak makina denge noktasý avuç içine tam oturtulmalýdýr. Parmaklarý çok sýkmadan hafif bir þekilde kavramalý. Sað elimizlede makinanýn sað tarafýný kavradýktan sonra çekeceðimiz konuya doðru yönlenmeliyiz. Bakaç sað gözümüze iyice yaklaþtýrýlmalý ve iyi bir kompozisyon seçmeliyiz. Kompozisyon seçiminden önce en azýndan bir kolumuzu gövdemize yapýþtýrmalýyýz. Böylece sallanma riskini enaza indirdikten sonra bir kontrolle beraber nefesimizi tutup deklanþöre basmalýyýz.



    Sehpa kullanmadan elde yapýlan çekimlerde en düþük perde hýzý hesabýný unutmayýn. Örnek verecek olursak 50mm odak uzaklýðý olan objektif için en düþük perde hýzý odak uzaklýðýnýn 1'e bölümünden elde edilecek enstantane deðeri 1/50 olacaktýr. En düþük perde hýzý 1/50 deðeri olmadýðý için buna en yakýn ve büyük deðer olan 1/60 ve üzeri olmalýdýr. 100mm odak uzaklýðý olan objektif için 1/100'e yakýn ve büyük perde hýzý yani enstantane 1/125 olmalýdýr.

    Iþýðýn yeterli olmadýðý veya sehpamýzýn olmadýðý durumlarda her zaman geçerli olmayacak çözümler arasýnda bir yere yaslanmak, oturarak veya makinayý sabit bir þeyin üstüne koyarak çekimi gerçekleþtirebiliriz. Bunlarýn yanýnda hýzlý filmler kullanarak yüksek enstantane deðerlerine de ulaþabiliriz. Bu durumu sonucunda grenlerin büyüklüðü bizi rahatsýz edebilir.

    HANGÝ FOTOGRAF MAKÝNASI ?

    Eðer Aile bireylerini, tatil anýlarýnýzý, özel günlerinizi görüntülemek için kullanacaksanýz. En iyisi kolay film takýlýp çýkarýlabilen, kullanýmý son derece kolay olan, vizörden bakýp konuyu kareye yerleþtirdikten sonra sonra deklanþöre basarak çekimi tamamlayacaðýnýz kompakt kameralarý seçmelisiniz. Eðer Yukarýdakileri yaptýnýz ve size film banyosunu ve baskýsýný beklemek zor geliyorsa ve bunlarla ilgilenmek istemiyorsanýz; çektiklerinizi hemen ama hemen görmek istiyorsanýz. Kompakt kameralar kadar kullanýmý basit olan anýnda görüntü veren fotograf makinalarýný seçmelisiniz. Bu tür fotograf makinalarýda digital fotograf makinalari cýktýktan sonra eski cazibelerini kaybetmiþlerdir. Sonucu yine hemen görmek istiyorsanýz ve kompakt makinalarada yatýrým yapmak istemiyorsanýz bütçenize uygun bir digital-makinalardan birini seçmelisiniz. Eðer Eðer biraz önce saydýklarýmýzýn yanýnda fotograf sanatýna ilgi duyuyor ve kendinize de bir hedef belirlemiþseniz insan veya hayvan portreleri, doða fotograflarý, eski evler, sokaklar aklýnýza gelebilecek ve ilgi duyduðunuz herhangi bir konuda fotograf çekmek istiyorsanýz. Bütün çekim kontrollerinin kendinizde olmasýný istiyorsanýz. Bunlarý diðer insanlarla paylaþmak gibi bir planýnýz varsa. Sahip olmanýz gereken 35mm SLR fotograf makinasýdýr. Eðer Büyük boyutlarda baský yapacaksanýz biraz daha profesyonel bir makinaya yani 6x6 Roll filme kullanan SLR makinaya ihtiyacýnýz var demektir. Eðer Yine büyük boyutlarda profesyonel baský yapacaksanýz ve kalitede sizin için çok önemli ise ihtiyacýnýz olan Plan film kullanan makinalardýr. Bu sayfalar tamamen amatör fotografcýlar için hazýrlanmýþ olup tavsiye edilen kendi bütçenize en uygun, sizi zorlamayan, diyafram, enstantane, netlik ayarlarýný kontrol edebileceðiniz herhangi 35mm SLR makinadýr.

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Þu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanýcý var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •