NEDEN KOÞMALIYIZ ?
Ýnsan yaþamýnýn ortalama yaþ süresi uygarlýðýn geliþimine baðlý olarak uzamaktadýr. Romalýlar zamanýnda 20-30 yaþlarý dolaylarýnda olan ortalama yaþam süresi, 1910lu yýllarda Amerika Birleþik Devletlerinde erkekler için 46. 3, kadýnlar için 48. 3 yýla uzamýþtýr. 1930lara gelindiðinde bu erkekler için 58. 1, kadýnlar için de 61. 6 olduðu görülmektedir.
Ülkemizde ise 1970li yýllarýn ortalarýnda erkek de ortalama yaþ süresi 61. 59 iken, kadýnda da 68. 07 ‘ydi. 1985 yýlýnda ise ülkemizdeki rakamlarýn erkeklerde 65. 1, kadýnlar da ise 71. 5 olarak görüyoruz.
Dünya Saðlýk Örgütünün 1983-1986 yýllarý arasýndaki verilerine göre Türkiye 20 ülke arasýnda ortalama yaþam süresinin en kýsa olduðu ülke. Erkekler 65. 1, kadýnlar ise 71. 5 yýl yaþabilmekte. Ülkemiz dýþýndan örnekler verdiðimizde Ýsviçrede erkekler 73. 8, kadýnlar ise 80. 06 yýl; Ýsveçte erkekler 73. 8, kadýnlar 79. 9 yýl; Amerikada erkekler 71. 3, kadýnlar 78. 5; Fransada erkekler 71. 8, kadýnlar ise 80. 1 yýl yaþabilmekte.
Bilindiði gibi uzun yaþam süresi insanoðlunun tarih boyunca ilgisini çeken, bir konu olmuþtur. Tarih ve mitoloji ölümsüzlüðün yollarýný arayan büyücüler, imparatorlar, krallar ve simyacýlarla doludur.
Görünen o dur ki insanoðlunun yaþam süresi gerek savaþlarýn azalmasý, gerekse modern yaþamýn getirdikleri ile daha kolaylaþmaktadýr.
Hareketli ve spor dolu bir yaþam tarzý insanoðlunun yaþam süresini uzatan bir faktör olarak görülmüþtür. Günümüzde örneðin Kanadalý bir 30 yaþýndaki kiþinin fiziksel kondisyon durumu ile Ýsveçli 60 yaþýndaki bir kiþinin fiziksel kondisyon durumu eþdeðer gibidir. Kanadada yapýlan bir araþtýrmada halkýn yüzde 40nýn haftada en az 15 saatin üzerinde televizyon izlediði , 10 kiþiden sadece ikisinin düzenli spor yaptýðý görülmüþtür. Ýsveçliler için ise spor günlük yaþamýn vazgeçilmez bir parçasý gibidir. Ýsveçte bu yaþam mantýðýnýn oluþumuna büyük katkýda bulunan egzersiz fizyologu Prof. Per Olaf Astrand “Bir ülkenin saðlýk durumu ancak bireylerinin yaþam kalitesi ile doðru olarak ölçülebilir ve deðerlendirilebilir” demektedir.




HAREKET AZLIÐININ ZARARLARI
Uygar yaþantý dediðimiz, sürekli teknolojik ve endüstriyel geliþim içerisinde olan, kent yaþamýnda kýrsal yaþantýnýn dinlendirici, güç verici görüntü ve ortamý kaybolur. Bir beton yýðýný þekline dönüþmüþ evler, yeþile hasret alanlar. Sanayi artýklarý kirlentileri, dumanlarý, gürültüleri ile dolu bir yaþantý. Korna, daktilo, telefon sesleri, çýðlýklar, baðýrýþlar. Dar ve pislik kokularý ile sokaklar. Konserve kutusu gibi taþarcasýna doldurulmuþ ulaþým araçlarý. Asýk suratlý insanlarýn, hýzlý adýmlarla dolaþtýðý caddeler. Geçim derdi, iþini kaybetme korkusu. Ve bunlara benzer sýralayabileceðimiz, çeþitli nedenlerle oluþan psiko-sosyal baskýlar. Hareket azlýðýna bir de bu tip psiko-sosyal baskýlar eklenince, organizmanýn duyarlýlýðý artmakta, dayanma gücü azalmaktadýr.
Ýnsan organizmasýnýn ruhsal dengesi Merkezi Sinir Sistemi adýný verdiðimiz bir sistem tarafýndan düzenlenir. Bu sistem dýþarýdan gelen bir etkiye karþý organizmanýn tepkisini ayarlar. Ýnsana gelen rahatsýz edici bir stres karþýsýnda insanda, anksiyete adýný verdiðimiz bir davranýþ biçimi oluþur.
Yine hareket azlýðýndan kaslar atrofiye (zayýflamaya) uðrarlar. Eklemlerin fleksibilitesi (esnekliði) azalýr. Kaslarý yöneten sinirler aktivitelerini azaltýr.
Postür bozukluklarý, kireçlenmeler, þeker hastalýklarý gibi rahatsýzlýklarda egzersiz noksanlýðýndan oluþmaktadýr.
Amerika da yapýlan istatistiklerle ölümlerin %55 inin kalp-damar rahatsýzlýklarýndan olduðu ortaya çýktý. Bu hastalýklarýn tedavisi için yýlda milyonlarca dolar harcanmaktadýr.
B. Almanya da 1954 yýlýnda bu yana yapýlan grevlerle kaybolan iþ günü, kalp hastalýklarýndan kaybedilen iþ gününün yanýna bile yaklaþamamaktadýr.
Ülkemizde ise kalp-damar hastalýklarýnýn insanlarýmýz üzerine etkileri þöyle:
Türkiye de 4 milyonun üzerinde kalp hastasý bulunmaktadýr. Bu nedenle üretici iþ gücü büyük azalma göstermektedir. Bu oran yýlda 300 milyon iþ gününü buluyor. Ayrýca, bu hastalýklardan oluþan zarar yýlda 15-20 milyarý buluyor. Bunlarýn dýþýnda hipertansiyona baðlý kalp hastalarýnýn sayýsý 300 bine yaklaþýyor. Ýki aileden bir kiþi, 13 kiþiden biri, özet olarak nüfusumuzun %10 a varan bir bölümü kalp hastasýdýr.
Bu rakamlarý kalp hastalýðý üzerinde araþtýrma yapan, ülkemizin yararlý derneklerinden Türk Kalp Vakfý nýn broþürlerinden veriyoruz.
Kalp hastalýklarýnýn insanlar üzerindeki öldürücü etkisi yukarýda verdiðimiz rakamlarla açýkça görülmektedir.
Konumuzun hareketsizlikten oluþan rahatsýzlýklara, karþý hareket ile mücadele etmek olduðuna göre, Týbbýn babasý diyebileceðimiz ünlü Yunan bilgin Hipokrat ýn bir deyiþini hatýrlatmadan geçemiyoruz.
Hipokrat þöyle demiþti:
“Kullanýlan geliþler, kullanýlmayan kaybolur. ”
Daha önceki satýrlarda vermeye çalýþtýðýmýz bilgiler, açýkça Hipokrat ýn ünlü deyiþini kanýtlamaktadýr.
Bu hastalýklardan tek kurtuluþ yolumuz var. O da HAREKET etmektir. Sürekli saðlýklý kalmak istiyorsak, haraket etmeliyiz. Ýlk ve tek parolamýz, “Saðlýklý yaþam için HAREKET tir. ”.
Þimdi ilerideki sayfalarda sizlere egzersizin yararlý ve zararlý yönlerini anlatmaya çalýþacaðýz. Ondan sonra egzersiz çeþitleri ve enerji oluþum yollarýný bulacaksýnýz. Kýsada olsa bu konulara deðinmek zorundayýz.
Özetlemeye çalýþtýðýmýz gibi, psiko-sosyal streslerden ve emosyonel (heyecansal) streslerden kurtulabilmemizin çarelerinden biri hareket etmek, spor yapmaktýr. Gün geçtikçe daha büyük rakamlarla uyuþturucu madde ve alkole düþkünlüðü bu stresler sonucu artan insanlarýmýzýn tek kurtuluþ çaresi hareketlilik, tekdüze yaþantýdan kurtulmaktýr.
Evde bu stresi ailemize taþýyacaðýmýz yerde, yarým saatimizi spor için ayýrabilirsek, hem fiziksel saðlýðýmýz, hem de ruhsal saðlýðýmýzý düzene sokmuþ oluruz.
Yukarýdaki satýrlarda fiziksel aktivitenin insanýn ruhsal yapýsý ve saðlýðý üzerinde yaptýðý olumlu etkilerini anlatmaya çalýþtýk.
BALKE VE COOPERIN ARAÞTIRMALARI
Kuzey Amerikanýn Wisconsin Üniversitesi Biyodinamik Laboratuvarlarýnda 1967 yýlýnda bir araþtýrma yapýldý. Araþtýrmanýn konusu “Koroner damar hastalýklarýndan koruyucu egzersizler” di. Bu projeyi üniversitenin hastahanesi kalp uzmanlarý, biyodinamik laboratuarlarýnýn doktorlarý, beden eðitimi bilim doktorlarý ve uzmanlar yürüttüler. Projenin baþýnda ise spor Fizyolojisi bilgini prof. Dr. Bruno Balke vardýr. Ýþte, dünyadaki saðlýk için spor konusunda yapýlan ilk geniþ kapsamlý bilimsel bu çalýþmada bir de Türk bilim adamý vardý. 1964 yýlýnda kazandýðý burs ile ABDye giden ve bilim uzmanlýðý çalýþmasýný orada yapan ve daha sonra doktora çalýþmasý için 1965 yýlýnda Wisconsin Üniversitesine geçen Dr. Necmettin Erkan bu önemli çalýþmada bulunan bilim adamlarýndan birisiydi. Erkan doktora çalýþmasýný orada “Koroner Damar Hastalýklarýnýn erken teþhisinde hipoksik egzersizler” araþtýrmasý ile tamamladý. Futbol ile uðraþanlar Balke testini bilirler. Bu test Dr. Balke tarafýndan geliþtirilmiþtir. Balke “Maksimal egzersiz testleri” ile tanýnmýþ beden eðitimi ve hekim diplomalarýna sahip bir kiþidir. Koroner damar hastalýklarýný erken tanýmý konusunda testler geliþtirmiþtir.
Araþtýrma önce üniversitenin 359 profesörü arasýnda yapýldý. Ve koroner damar hastalýklarýna yakalanma olasýlýðý fazla olan, iki yada daha fazla risk gösteren 101 profesör seçtiler. Bu seçilenler 45-59 yaþlarý arasýnda, yavaþ yaþantýlarý olan, aðýr bilimsel çalýþma ve araþtýrma yapmak zorunda kalan kiþilerdi. Koroner damar hastalýklarýnda risk faktörleri olarak aþaðýdaki faktörler göz önüne alýndý:
1) Yavaþ yaþantý fiziksel güçsüzlük
2) Yüksek düzeyde kolesterol bulgusu
3) Hipertansiyon
4) Yüksek kan-yað düzeyi
5) Aþýrý þiþmanlýk
6) Aðýr sigara alýþkanlýðý
7) Zorlu sorumluluk dolu bir iþ yaþantýsý
EKG de þüpheli bulgular
Bu 101 profesör iki deney, bir de kontrol grubuna ayrýldýlar. Daha sonra çeþitli egzersiz programlarýna alýndýlar. Ýlk grup yürü-koþ grubuydu. Ýkinci gruba sportif oyunlar oynatýldý. Son grup ise kontrol grubuydu.
Birinci gruba haftanýn üç günü 30-45 dakika koþu –yürüyüþ yaptýrýlýyordu. Bir süre sonra bu grup tempolu bir koþuyu 30-45 dakika sürdürebilecek duruma geldi. Oyun grubu ise haftanýn 3 günü 45-50 dakika süreli oyun derslerini bir lider denetiminde görüyorlardý. Basit koþmaca, basketbol, voleybol gibi oyunlar öðretildi. Kontrol grubu ise ancak haftada bir 35-40 dakikalýk bir yürüyüþ yapýyordu.
Her 3 grupta her 3ayda bir muayeneden geçiriliyorlardý. Sonuçta bu orta yaþlarýn oluþturduðu gruplarda þaþýrtýcý bulgulara rastlandý. Ýlk iki deneysel gruptaki profesörler kilo kaybetmeye ve 2-2. 5 ayda normal fiziksel görünüm almaya baþladýlar. Altý ay sonunda fazla kilolu kimse kalmamýþtý. Kalp ve damar hastalýklarýnda önemli bir tehlike nedeni olan hipertansiyonlarý kalmamýþtý. EKG lerinde önemsiz bazý anormallikler olan profesörlerin bu anormalliklerinin tamamen ortadan kalktýðý gözlendi. Kan, kolesterol ve yað düzenlerinde kiþiden kiþiye deðiþen deðiþiklikler görülmekle beraber bunlarýn normale doðru yavaþ yavaþ indiði görüldü.
Yukarýda Kuzey Amerika nýn Wisconsin üniversitesinde yapýlan bir araþtýrmanýn sonuçlarýný verdik. Sonuçlardaki insan saðlýðýnýn lehine olan geliþmeler açýkça görülmektedir. Bu programlara 1973 yýlýnda toplam 40 kiþinin kaydolduðunu yazmakta yarar görüyoruz.
Spor ile uðraþanlarýn yakýndan bildiði bir test vardýr. Bu test “Cooper Testi” dir. Bu testin bulucusu Dr. Cooper 1968 yýlýnda ABD hava kuvvetlerinde büyük bir araþtýrma yaptý. 10. 000 kadar kadro personelin katýldýðý araþtýrma sonunda meþhur”Aerobic” programlarýný yayýnladý. O tarihten bu yana her yaþta milyonlarca kiþi bu programlarý uygulamaktadýr.
Cooper ýn bu programlarý ABD Hava Kuvvetleri nde 800 bin havacýnýn katýldýðý “Egzersiz yolu ile dinç kalma” programlarý haline geldiler. Bu programlarý diðer ülkelerin silahlý kuvvetleri de kullanmaya baþladýlar. Ýlerideki bölümlerde açýklayacaðýmýz gibi, aerobik, temelde, kalp ve akciðerlerin çalýþmalarýný artýran kamçýlayan ve yararlý deðiþiklikler yapan bir egzersiz sistemidir. Bu çalýþmalar ileride belirttiðimiz gibi Aerobik yolla enerji üretimini gerçekleþtirir. Kiþinin aerobik kapasitesi artar, yani fizyolojik kondisyon dediðimiz kondisyonu artar. Gerek günlük iþlerde, gerekse acil çýkan eforlarý rahat yapmasýný, yorumlamasýný saðlar.
Aerobik programlarda verilen egzersizler arasýnda yürüyüþler, koþular, bisiklet turlarý ve yüzme gibi hareketleri sýralayabiliriz. Bu tip hareketlerin tümü insanlarýn aerobik kapasitelerini geliþtirir.
Bu tip egzersizlerin insanlar arasýnda büyük bir hýzla yayýlmasýnýn, ilgi görmesinin ve yaþlý insanlar arasýnda yayýlmasýnýn tek bir nedeni vardýr. Bu nedende yaþam boyu sporun bir çeþit “Hayat Sigortasý” olmasýdýr.
Egzersiz programlarý kalp kasýný güçlendirir, sonuçta kalbin atým sayýsý azalýr. Bunun nedeni ise kalp kasýnýn güçlenmesi sonucu kalbin pompalama gücünün, arttýðý kan miktarýnýn artmasýdýr. Ayrýca, kaslardaki kýlcal damar sayýsý da artar. Sonuç olarak koroner damar hastalýklarýna yakalanma olasýlýklarýný azaltýr.
Ayrýca, pulmoner(akciðer) anfizem durumlarýnda hastalarýn bazýlarýnýn tedavisinde önemli bir etken oluþturur. Bu hastalýk akciðerlerinin gücünü azaltýr. Amerika Birleþik Devletlerinde anfizem adeta bir salgýn haline gelmiþtir.
Aerobik çalýþmalar akciðerlerin inspirasyon(soluk alma) ve ekspirasyon yeteneðini de geliþtirir. Dolayýsýyla vücudun her bir yanýna daha fazla oksijen gitmesi saðlanýr. Anfizem de geride kalan saðlam akciðer dokusunun en iyi þekilde kullanýlmasýný saðlar.
Aerobik egzersizler dört temel yaþ grubuna göre ayarlanmýþtýr. Bu yaþ gruplarý; 30 yaþ ve aþaðýsý, 30-39 yaþ, 40-49 yaþ ve 50 yaþ yukarýsýdýr.


EGZERSÝZÝN YARARLARI
Egzersizin yararlarýný iki etapta inceleyebiliriz. Þöyle ki;
Egzersizin ilk etaptaki yararý günlük yaþantý kondisyonunu arttýrmasýdýr. Bu kondisyonun artmasý sonuçta, günlük zorlanmalar karþýsýnda insan vücudunun daha az yorularak iþ yapmasýný saðlar. Bu günlük zorlanmalarý kýsaca örneklersek, merdiven çýkma, otobüse koþma, hýzlý yürüme ve bir yükü aldýrma veya taþýma gibi. Sonuç olarak kiþinin günlük iþlerini kolayca yapmasýný, yorulmadan tamamlamasý saðlanmýþ olur. Kiþi belirli bir program çerçevesinde fiziksel egzersiz yapmasýnýn ardýndan, egzersiz öncesi ve sonrasýndaki günlük iþler karþýsýndaki durumunun egzersiz periyodunun sonundaki olumlu geliþme açýkça görülebilir. Buradaki kondisyonun ölçülmesine gerek yoktur.
Egzersizin ikinci yararý týbbi olanýdýr. Yani fiziksel sakatlýk ve hastalýklarýn oluþumunu önlemek veya geciktirmek ve tedavisinde kullanýlmasýdýr. Bu hastalýklardan en önemlisi daha önceki bölümlerde anlatmaya çalýþtýðýmýz ve temel oluþum nedeni hareket azlýðýna dayanan koroner kalp hastalýklarý, periferik damar rahatsýzlýklarý ve hipertansiyon gibi kardiovasküler hastalýklar grubudur. Bir diðer önemli grup ise sýrt bozukluklarý, yanlýþ durum ve eylem anormallikleridir. En önemli vücut anormalliði þiþmanlýktýr. Egzersiz de en çok bu anormalliðin tedavisinde kullanýlýr. Yapýlan araþtýrmalarda Amerika da vücut anormalliklerinde þiþmanlýðýn birinci sýrada olduðu ortaya çýktý.
Koroner kalp hastalýklarýnýn oluþumundaki egzersiz noksanlýðýnýn yerini, günlük yaþantýnýn ve adetlerinde etkilerinden ayýrt etmek çok güçtür. Buradaki adetlerden kastýmýz sigara, diyet ve þiþmanlýðýn etkileridir. Bu nedenlerden ötürü çeþitli araþtýrýcýlarýn elde ettiði sonuçlarda çok deðiþik çýkmýþtýr.
Egzersizin yaþamýn uzunluðu ile ilgisi yýllardýr tartýþýlan ve çeþitli iddialar ortaya atýlan bir konu olmuþtur. Bazý Amerikalý uzmanlar okul ve kolejlerde yapýlan zorlu egzersizlerin insan yaþamýný kýsýtladýðýný iddia etmiþler. Bazýlarý da bunun aksini söylemiþlerdir.
Bu konu üzerine yapýlan bilimsel araþtýrmalar, longiditunal(uzun süreli) incelemeler; okul çaðlarýnda yapýlan sporun ileri yaþlarda devam ettirilmesi sonucunda, egzersizin saðlýk ve uzun yaþama üzerine hiçbir olumsuz etkisi olmadýðýný ortaya çýkarmýþtýr.
Koroner kalp hastalýklarýnýn oluþum sýklýðýný ve aðýrlýðýný düzenli egzersizin azaltýp, azaltmadýðýný belirlemek için yüzlerce araþtýrma yapýldý. Bu araþtýrmalarýn çoðunluðunun kontrolleri sýrasýnda koþullarýn uygun olmayýþý, denek sayýsýnýn azlýðý ve yanlýþ vital(yaþamsal) istatistikler yüzünden inandýrýcý sonuçlar vermemiþtir. Tüm bunlara raðmen birçok yazar düzenli fiziksel egzersizin KALP ATAОINI önlemede büyük rolü olduðuna inanýrlar. Bu konu etraflýca 1967 yýlýnda “The Proceeding of the International Symposion on physical activity and cardiovascular health” (Uluslararasý fiziksel aktivite ve kalp-damar saðlýðý sempozyumu) de incelendi. Ve bu konuda uygulanacak egzersiz programlarý için Cooper, Bowerman ve Harris in kitaplarý önerildi.
Uzun yýllardýr, miyokard infarktüsü geçiren hastalar için tek tedavi yolu uzun süreli yatak istirahatiydi. 1960lýs yýllardan sonra bu görüþ büyük deðiþikliklere uðradý. Artýk, kiþilere göre deðiþen egzersizler bilim adamlarýndan, hastalar için önerilmektedir.
Þiþmanlýk ile diðer hastalýklar arasýndaki baðýn direk olarak kanýtý oldukça güçtür. Yalnýz, yapýlan araþtýrmalar sonucu birtakým hastalýklarýn þiþman kiþilerde, normal kilolu insanlara oranla daha çok görüldüðü ortaya çýktý. Þiþmanlýða neden olarak yýllarca fazla yeme olarak gösterilmiþtir. Ama bu konunun temel nedeni hareket azlýðýdýr. Þiþmanlýk derdinden kurtulmak için fiziksel egzersiz yapýlmalýdýr. Yalnýz bu egzersiz yapýlmalýdýr. Yalnýz bu egzersiz ile birlikte kalori kontrolü gerekmektedir. Bu fiziksel egzersizler düzenli diyetlerle birlikte sürdürülmelidir.
Ýnsan organizmasýnýn enerji gereksinimi temelde 3 maddeden saðlanýr. Bu maddeler karbonhidratlar, yaðlar ve proteinlerdir. Proteinler organizmanýn yapý taþý olarak faaliyet gösterirken, fiziksel aktiviteler için gerekli enerjinin %98i karbonhidratlar(þekerler) ve lipitler (yaðlar) ‘den saðlanmaktadýr. Egzersiz fizyologlarýnýn yaptýðý uzun araþtýrmalar sonucunda fiziksel eforun süresi uzadýkça devreye giren lipit miktarýnýn arttýðý ortaya çýkmýþtýr. Kýsa süreli ve süratli eforlarda gerekli enerjinin %100e varan bölümü karbonhidratlardan saðlanýr. Yapýlan fiziksel egzersizin uzun süreli olmasý, organizmada deri altýnda biriken yað tabakalarýnýn erimesine neden olur. Yað birikimi önce karýn kaslarýnýn bulunduðu bölgede oluþur. Fazla birikim “göbeklenme” adý verdiðimiz oluþumu ortaya çýkarýr. Bu nedenle fiziksel eforlarýn süresi uzatýldýðýnda, yaðlara gereksinme duyulur ve önce karýn kaslarýnýn bulunduðu bölgelerdeki yaðlar devreye girer ve düzenli bir program ile bu yaðlarýn eritilmesi saðlanabilir.
Organizmada bir stres karþýsýnda, bu strese karþý koyacak bir uyum oluþumuna neden olur. Ýþte, insan vücudunun bir stres karþýsýndaki durumunu, “egzersiz, emosyonel(heyecansal) stresin fizyolojik sonuçlarýný elimine eder, ” telkini bazý uzmanlarca ortaya atýlmýþtýr. Egzersiz bu konuda muhtemelen þu mekanizmayla haraket eder.
“Egzersiz sonucunda adrenal bezlerinin uyarýlma eþiði düþer. Uyarýlma artar, böylece antistres streoidlerinin büyük bir depo oluþturmasýna ve strese yanýt süresinin kýsalmasýna neden olur. ” Bu nedenle insanlarýn iç tansiyonlarýný azaltmak için de spor yapmalarý gerekmektedir.


EGZERSÝZÝN ZARARLARI
Bu bölümde fiziksel eforun hangi koþullarda insan saðlýðýný olumsuz yönde etkilediðini, yani egzersizin zararlý olduðu koþullarý anlatmaya çalýþacaðýz. Yapýlan araþtýrmalarda, maksimal egzersizin, genç ve saðlýklý kiþilerde herhangi zararý olmadýðý bulgusuna rastlandý. Doðaldýr, bunlarý söylerken temas sporlarýnýn sonucunda ortaya çýkan yaralanmalardan bahsetmiyoruz. Saðlýklý, gençlerin dýþýndaki kiþilerin egzersizinde bazý önlemler alýnmalýdýr. Orta yaþlý, sürekli sedanter(hareketsiz bir yaþam þekli, oturak hayatý) hayat yaþayan ve çoðunluðu þiþman olan kiþilerin jogging veya diðer egzersizleri yapmaya kalktýklarýnda öncelikle bir doktor kontrolundan geçmeli ve bir uzman tarafýndan verilecek program hafif egzersizle baþlamalý ve tedricen egzersizin yükü arttýrýlmalýdýr.
Özellikle miyokard infarktüsünün ardýndan yapýlacak rehabilitasyonda hastalar için verilecek egzersizler dikkatli planlanmalý ve týbbi kontrol altýnda uygulanmalýdýr.
Kalp dakika volümünde ayný artmayý gösteren bir iþin kollar veya bacaklarla yapýlmasýnda, kollarda kan basýncýnýn daha fazla arttýðý ortaya çýkmýþtýr. Bacaklarda yapýlan iþte daha büyük kas grubu çalýþýr, ama kollarda inaktif(aktif olmayan) kaslarda bir vazokontriksion(damarlarýn daralmasý) oluþur. Ve kalp kaný bu daralmýþ damarlardan geçirmek için daha çok çalýþmak zorunda kalýr. Bu nedenle kollarda yapýlan kürek çekme, kar küreme, aðýr yük taþýnmasý gibi aðýr iþler kondisyonu düþük olanlar, antrene olmayanlar ve kalp hastalarý için zararlýdýr.
Yukarýda görülen tehlikeler izometrik(kaslarýn boyunun deðiþmediði kasýlmalar) kas çalýþmalarýnda da ortaya çýkar. Donald ve arkadaþlarý maksimal istemli kuvvetin %15 ini geçen izometrik kasýlmalara, yanýt olarak ortaya çýkan ve kan basýncýný beklenmedik bir þekilde yükselten bir kardio-vasküler refleks olduðunu anlatýrlar. Sonuç olarak, bu yazarlar kardio-vasküler hastalýða yakalanmýþ insanlar için izometrik egzersizlerin zararlarýndan bahsederler.
Ýzometrik kasýlma, kas boyunun sabit kaldýðý direncin arttýðý kasýlmadýr. Yani duvar itme, kaldýrýlmayacak yükteki bir aðýrlýðý kaldýrmaya çalýþmak.

KONDÝSYON NEDÝR ?
Daha önceki sayfalarda kondisyon kavramýndan söz ettik. Kondisyonun ne olduðunu, çeþitlerini kondisyonlu ve kondisyonsuz kiþi arasýndaki farklarý kýsaca gözden geçirelim.
Kondisyon kelimesi, çeþitli kiþilerce çeþitli tanýmlarý yapýlmýþ bir kelimedir. Bu konuda týp adamlarý, beden eðiticiler, spor adamlarý deðiþik tanýmlar ortaya atmýþlardýr. Kýsaca kondisyonu þöyle tanýmlayabiliriz:
“Yapýlacak bir iþi, yapýlacak kiþinin yapma derecesine kondisyon adý veriyoruz. ”
Yani, o anda yapma derecesine, durumuna kondisyon diyoruz. Sözlükte kondisyon kelimesine baktýðýmýzda “durum” ile karþýlaþýyoruz. Günlük yapýlacak iþlerde bir spesifik(özellik, özel durum) yoksa kiþi o iþi veya hareketi yorgunluk duymadan, duyarsa da bu yorgunluk bir ertesi güne kalmadan yapabilir. Eðer aktivite özel ve kiþinin alýþkýn olmadýðý bir aktivite ise yorgunluk duyulur. Kondisyon bir iþle ilgilidir. Direkt olarak saðlýk durumunu ifade etmez. Diyabetik(þeker hastasý) olan tenis þampiyonlarý, kalp hastasý olan uzun mesafe koþucularý görülmüþtür.
Genelde kondisyon kavramý üç deðiþik açýdan incelenir, yani üç çeþit kondisyon vardýr. Bunlar:
a) Anatomik kondisyon(Anatomik yapýnýn, yapýlacak spora uygunluðu)
b) Fizyolojik kondisyon(Fizyolojik fonksiyonlarýn, yapýlacak spordaki gereksinimleri karþýlamasý)
c) Psikolojik kondisyon(Yapýlacak sporda, motivasyon, zeka, eðitim ve emosyonel istikrar yönünden, belirli bir düzeyde olmasý)
Aniden ortaya çýkan, acil eforlarda kiþi alýþýla gelenin üstünde, kuvvet, enerji, enerji isteyen aktiviteleri yapmak ve aþýrý derecede uygun olmayan ortamlara uymak zorunda kalýr. Otomobil kazasý, yangýn saldýrýsý gibi durumlar bunlara örnektir. Ýþte burada etkin olan kiþinin genel kondisyonudur.
Konunun uzmanlarýndan R. C. Darling, antrenmanlý olmayý egzersiz sýrasýnda vücutta homeostazisin (vücudun iç ortam dengesi) korunmasý ve aþýrý yüklerde bozulan dengelerin egzersizden sonra hemen düzenlemesi olarak tanýmlar.

Kaynaklar: 1-AKGÜN Necati:
Egzersiz Fizyolojisi. GSGM yayýnlarý. 1989. Cilt I-II
2-AçIKADA Caner-ERGEN Emin:
Bilim ve Spor. Büro-Tek Ofset Mat. S. 164-168. 1990.
3-BENGÜ Mehmet:
Saðlýk için spor. Adam Yayýncýlýk. 1983
4-COOPER H. Kenneth:
Aerobics. Bantam Books. 1968
5-COOPER H. Kenneth:
The New Aerobics. M Evans and Co. 1970
6-COOPER H. K;COOPER M:
Aerobics for women. M Evans and Co. 1972
7-ERKAN Necmettin:
Herkese saðlýk ve Güzellik. Þafak Yayýncýlýk. 1976
8-ERKAN Necmettin:
Yaþam Boyu Spor. Altýn Kitaplar. 1982
9-ERKAN Necmettin:
Yaþam Boyu Spor. Baðýrgan Yayýnevi. s. 6-24. 1998
10-GÜR Hakan-KÜçÜKOОLU Selçuk:
Yaþlýlýk ve Fiziksel Aktivite. Roche Yayýnlarý. s. 9. 1992
11-KONOPKA Peter:
Spor, beslenme, randýman. Sandoz Kültür Yayýnlarý. s. 140-145. 1985
12-KUTER Murat:
Spor ve Saðlýk. Bursa Hakimiyet Matbaasý. s. 1-15 1989