Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
14 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: DEV Araştırma.! Titanic`in Sırrı Neydi.?

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart DEV Araştırma.! Titanic`in Sırrı Neydi.?




    Tüm zamanların en ünlü gemisi Titanik, herkes tarafından bir deniz faciası
    nedeniyle tanınır oysa dev yolcu gemisinin ardında inanılmaz bir gizem saklı.
    Titanik’in akıl almaz öyküsünü sunarken uyarıyoruz. Bir düşünün, Titanik’i batıran
    gerçekten bir buz dağı mıydı?

    Hiç kimse onun dünyanın en büyük kehanetlerinden birisini yaptığını bilmiyordu.
    Hatta kendisinin dahi haberi yoktu. Adı; Morgan Robertson´du, Amerikalıydı, 1861
    ´de doğdu, gençken denizcilik yaptı, sonra ise bir elmas eksperi oldu ve New
    York´da kuyumculuk yaptı. Sonra Kipling´in bir öyküsünü okudu ve yazar olmaya
    karar verdi. İlk öyküsü 25 $´a satıldı, daha sonra yazdığı 10 öyküden ise 1000 $
    kazandı. Yazmak ona artık kolay ve kazançlı geliyordu. 1897 yılının bir kış
    gecesinde 24.Caddedeki dairesinde yeni bir deniz öyküsü yazmayı planladı. Bu bir
    uzun öykü olacaktı.


    Hayali “Titan Kazası”
    Hayalinde dev bir yolcu gemisi vardı, asla batmayan bir gemi. Bir aşk teması
    üzerine kurulu olan öykünün kahramanları bu dev gemiye binip, İngiltere´den
    ABD´ye gidiyorlardı ve aşk hikayesi dünyanın en lüks gemisinde sürecekti. Ama
    öykünün hayali kahramanları beklenmedik bir sürprizle karşılaşacaklar ve bir deniz
    kazası batmaz denen gemiyi okyanusun dibine yollanacaktı. Robertson´un teması
    buydu, oturup yazmaya başladı ve öyküye iki isim verdi; “Futility”yani “Nafile”
    ve “Titan Kazası”… Evet, yanlış okumadınız; Titan… Şimdi beraberce
    Robertson´un romanından bİr bölümü; “Titan”ın batış sahnesini okuyalım.



    “Gözcü haykırdı; ´buzdağı! Birinci subay, kaptana haber verdi ve derhal makine
    dairesine tornistan yani geri git emri verildi. Fakat dev gemi durmuyordu, hızını
    kesmesi için zaman lazımdı ve sisler arasında görünen buzdağı yaklaşıyordu.
    Aşağıdan ise orkestranın ve eğlenen insanların sesleri duyuluyordu. Sonra
    buzdağı gemiye ulaştı, bu arada gemi ters çalışan pervanelerin gayretiyle yan
    dönmüştü ama yetersizdi ve kaptanla yardımcılarının ç****iz bakışları arasında
    buzdağı Titan´ın sancak tarafına çarptı. Darbe hafifti hatta pek hissedilmedi,
    kaptan o anda ucuz atlattık diye düşünüyordu. Ama birkaç dakika sonra gemi
    birden yan yattı, buzdağı asıl yarayı su kesiminin altında açmıştı, yara öldürücüydü
    çünkü uğursuz buzdağı Titan´ın bordasını jilet gibi keserek, parçalamıştı.”

    İnanılmaz kehanet gerçekleşiyor…
    Ve Robertson 1898 yılında öyküsünü küçük bir kitap olarak yayınladı. Kitap onu
    çok daha sonra ölümsüz yapacaktı, dünyanın en çarpıcı ve en dehşet verici
    kehanetini yazmıştı ama sonuç yayınladığı dönem için aynen kitabın adı gibiydi
    yani “Boşyere” Aradan 14 yıl geçti ve başka bir zamanda, başka bir gemi, asla
    batmaz denen dünyanın en lüks ve en büyük yolcu gemisi Titanik, İngiltere’nin
    Southampton limanından yeni dünyaya doğru denize açıldı. Sonra, 1912 yılında 14
    Nisan´ı, 15 Nisan´a bağlayan gecede sisler arasından birden ortaya çıkan bir
    buzdağı batmaz denen Titanik’in katili olacaktı. Yukarda okuduğunuz
    Robertson´un romanındaki batış sahnesi aynen gerçekleşti. Sadece o kadar mı?
    Bakın Morgan Robertson Titanik´den 14 yıl önce yazdığı romanında daha neleri
    bilmişti; Robertson´un romanındaki Titan adlı gemi Southampton limanından yola
    çıkıyordu ve 14 yıl sonra Titanik de aynı limandan yola çıktı.
    Romandaki gemi ile, Titanik arasında sadece 4 metre fark vardı. Titan 248 metre,
    Titanik 252 metreydi.


    Daha da ötesi var;
    Robertson´un romanındaki dev Titan, New Foundland yakınında; Kuzey Atlantik´
    de bir buzdağına çarparak battı ve işte inanılmaz ama gerçek; Talihsiz Titanik de
    14 yıl sonra aynı koordinatta, aynen romandaki benzeri gibi bir buzdağına
    çarparak okyanusa gömüldü.
    Ve her iki gemide de; yeterince cankurtan filikası yoktu; Robertson romanındaki
    gemide 24 filika bulunduğunu yazıyordu; Titanik´de ise 22 filika vardı ve bu
    yüzden can kaybı büyük oldu.
    Sonra…Gerçek kazanın sonucunda 1513 yolcu boğularak öldü ve kayboldu. Aynen
    14 yıl önceki romanda yazıldığı gibi… Robertson´un romanındaki Titan´da ise 1500
    kişi ölüyordu. Her iki gemi de 3000 kişilikti ve Titanik´e 2224 kişi binmişti.

    Aynı asla batmaz denen gemi,
    Aynı yerden aynı yere yolculuk,
    Aynı tarihte, aynı yerde kaza,
    Aynı buzdağı ve aynı tür batış,
    Aynı yolcu ve ölü sayısı,
    Hatta iki gemi de batarken orkestranın ilahi çalmasına kadar…
    Bir kez daha okuyun ve düşünün…
    İki geminin ağırlıkları da çok yakındı. Robertson romanında Titan´ı 70.000 ton
    ağırlığında yazmıştı; Gerçek Titanik ise 66.000 tondu.
    Her iki geminin de üç pervanesi vardı ve her ikisi de 3000’er yolcu taşıyorlardı.
    Gerek romandaki hayali Titan´a gerekse de gerçek Titanik´e Avrupa´ nın sayılı
    zenginleri ve ünlü aileleri binmişlerdi. Daha sonra Robertson öyküye; gemi hızla su
    aldığını. Alarm verildiğini, filikaların indirilerek, önce kadınlar ve çocuklar
    bindirildiğini, yardım çağrıları yapılırken, Avrupa´nın en ünlü ve zengin ailelerinin
    mensuplarnın birbirlerine ebediyen veda ederken, dev yolcu gemisi Titan’ın buzlu
    kutup sularına hızla gömüldüğünü anlatarak devam ediyordu.

    Büyük kehanet farkedilmiyor…

    Morgan Robertson başarılı olamadı, kitabı satmadı, daha sonra yazdıkları da ilgi görmedi. Bunalıma girerek, bir hastanede psikolojik tedavi gördü. Sonra yeni biröykü yazdı, bir Fransız dergisinde yayınlanan bu öyküde de, denizaltılardan söz ediyor ve periskopu tarif ediyordu. Ama yine ilgi görmedi. Başarısız bir yazar olarak, Mart 1915´de bir otel odasında ayakta geçirdiği bir kalp kriziyle yaşama veda etti. Asıl inanılmaz olay burada çünkü Robertson mart 1915´de öldü. Yani gerçek Titanik´ in batışından üç yıl sonra…Ve hiç kimse Robertson´la ilgilenmedi, yine kimse farketmedi ve hiç kimse onun 14 yıl önce Titanik´i aynen nasıl anlatabildiğini merak etmedi.
    Kimse onu anımsamadı, ta ki 1980´lerde inanılmaz olaylarla ilgili araştırmalar yapılıncaya kadar… Morgan Robertson;Titanik batmadan 14 yıl önce, gemiyle ve kazayla ilgili herşeyi tıpatıp aynen nasıl yazmıştı ? Raslantımıydı? O, başarısız bir yazar olarak tarihin karanlıkları arasında kayboldu, şimdi ise ruhu hatırlanmanın sevinci içinde olmalı… Kehanet sıradan bir iş değil, ve asıl gizem kendi yapısında, ne zaman ve nerede ortaya çıkacağı hiç belli olmuyor; oysa gelecekte nelerin olacağı konusunda çevremiz sayısız ipucu dolu; yeter ki görmek için çaba gösterelim. Titanik´ in gizemi burada da bitmiyor. Biri daha var;


    “Denizde tehlikede olanlar için dua ediyoruz…”

    Kanada, Winnipeg´de Rosedale Metodist Kilisesi´ndeyiz, Rahip Charles Morgan bir pazar sabahı erkenden kalkmış, o günkü ayin için hazırlık yapıyordu. Okunacak ilahinin numarasını karatahtaya yazdı. Tüm hazırlıklarını bitirdikten sonra, ayine kadar biraz uyumak amacıyla odasına çekildi ve derin bir uykuya daldı. Birden kendini çok canlı ve etkin bir rüyanın içinde buldu. Karanlıkların içinde, dev bir kütle vardı, dalgaların sesleri duyuluyordu, çanlar çalıyor ve Rahip Morgan´ın çok uzun yıllardır işitmediği bir ilahi duyuluyordu. Rüya o kadar etkili ve rahatsız ediciydi ki, Morgan uyandı, ilahi ve çan sesleri kulağından gitmiyordu. Saatine baktığında, fazla zaman geçmemiş olduğunu gördü, rüyanın kötü etkisinden kurtulmaya çalışarak yeniden uyumaya çalıştı ve yeniden uykuya daldı. Rüya tekrar başladı, ilahi, çan sesleri, karanlık, dalga sesleri ve devrilen dev kara kütle. Morgan bu kez, panikle uyandı ve kendini boş kiliseye attı, karatahtaya giderek o bir türlü kulaklarından gitmeyen ilahinin numarasını yazdı. Ayin saati gelmişti, cemaat toplanıyordu, Rahip Morgan ilahiyi başlattı, notalar kilisede çınlarken, aynı anda binlerce mil ötede okyanusun ortasında aynı ilahi buzlu denizi çınlatmaktaydı; “Duy, Kutsal Baba, Sana denizde tehlikede olanlar için dua ediyoruz.” İlahi biterken, Rahip Morgan´ın gözlerinden yaşlar akıyordu. Aynı günün sonraki saatlerinde, Rahip ilahiyi okudukları sırada Atlas Okyanusu´nun derinliklerinde büyük dramın yaşandığını öğrendi. O gün, 14 Nisan 1912´idi ve Atlantik´in kuzeyindeki buzlu sularda Titanik suların içinde yokolmuştu.
    Titanik’de bir gariplik var…
    Titanik battığında, ünlü İngiliz gazeteci William T. Stead gemide bulunuyordu.1892 yılında Stead hikayeler yazarak yaşamını kazanıyordu. Gazeteciliğinin yanısıra Stead, ölüm ötesi ve Spiritüaliizm ile yani Ruhçuluk’la da ilgileniyor, araştırmalar da bulunuyordu. O yıl yazdığı kısa hikayelerden birinin adı neydi biliyormusunuz? “Titanik” ve yine Titanik´den 20 yıl önce…YineTitanik´de olduğu gibi, Stead´ın hikayesindeki Titanik´de bir buzdağına çarparak batıyordu. Ve Stead´ın yazdığı hikayede, Stead kendisini kazadan kurtulan biri olarak anlatıyordu. Ve; 20 yıl sonra gerçek Titanik batarken, o buzlu ve soğuk denize gömülenlerden birisi Stead´ ın gerçekten kendisiydi. Ama; sonu romandaki gibi olmadı çünkü kurtulamayacaktı. Zira bu roman gerçekti ve başka bir romancı tarafından yazılmıştı. O anda Stead ne düşünmüştü? 20 yıl önce yazdığı hikayeyi düşünüp, kurtulacağına inanıyormuydu? Bunu asla bilemiyeceğiz…

    Biri daha var. Ama çok daha sonra; 1935´ de… William Reeves adlı bir denizci bu; İngiltere´den Kanada´ya giden “Titanian” adlı kömür yüklü buharlı gemi; soğuk bir Nisan gecesinde Kuzey Atlantik´de seyrediyordu. Bütün denizcilerin ezbere bildikleri o uğursuz yere; Titanik´in battığı noktaya varmışlardı. Reeves, güverteden denize bakarak yıllar öncesindeki olayları düşlüyordu. Ve o gün Reeves ´in doğum günüydü, olabilir ama Reeves´ in doğduğu tarih çok önemliydi, çünkü Reeves 14 Nisan 1912´ de doğmuştu. Yani Titanik´in battığı günde. İşte tam o günde; Titanik´in battığı günde Reeves doğum gününü; Titanik´ in battığı yerde kutluyordu. Ve birşey oldu… Reeves birden, suların kaynaştığını ve dev bir buzdağının geminin yolu üzerinde belirdiğini gördü. Tam o anda da, köprüden alarm verildi. Uzaklık yeterliydi. Mürettebat gemiyi zamanında durdurdu, buzdağının yanından geçeceklerdi ama olmadı… Çünkü bir saat içinde çevreleri; yüzlerce buz kütlesi tarafından sarıldı. Artık hareket etmelerine imkan yoktu. Reeves ve arkadaşlarının içinde bulundukları Titania adlı gemiyi, ancak 9 gün sonra yetişen buz kırma gemileri kurtardılar. Neden? Buzdağları o korkunç gecenin yıldönümünde, bir grup denizcinin orada bulunmasını mı istemişlerdi ?

    Evet… İnanılmaz ama gerçek zira Titanik´ in gizemi şaşırtıcı. Titanik şimdi okyanusun derinliklerinde uyuyor sadece bir kez ziyaret edildi. 1 Eylül 1985´de Amerikalı ve Fransız uzmanlardan kurulu bir sualtı ekibi onu buldu ve görüntüledi. Morgan Robertson; Titanik batmadan 14 yıl önce, gemiyle ve kazayla ilgili herşeyi tıpatıp aynen nasıl yazmıştı, raslantımıydı? William T. Stead 20 yıl sonra içinde öleceği geminin adını ve kendisinin de içinde bulunduğu öyküsünü, hangi raslantı sonucunda yazmıştı? Titania adlı gemiyle, Titanik´in battığı günde doğan ve doğum gününde Titanik´in battığı yerde bulunan Reeves´ in buzdağları tarafından 9 gün hapsedilmesi de raslantımıydı? Düşünür Voltaİre diyor ki; “Belki de raslantı dediğimiz şey; belirli bir şeyin bilinmeyen nedenidir…” Robertson, Stead ve Reeves bizim gibi birer insandılar. Bizler gibi normal ama bilinmeyen yönleri olan insanlar. Her insan gibi… Ve siz de; bilinmeyen raslantılarla her an karşılaşabilirsiniz…

    Titanik´den sesler;
    Kazadan kurtulanların anıları;
    “Kazadan bir gece önceydi, karım başıma Titanik´in sahibi olan White Star Şirketi´nin ambleminin bulunduğu kepi giydirdi, güvertedeydik ve tam o anda gökde bir yıldız parçalara ayrılarak dağıldı. Karım bundan hiç hoşlanmadığını söyledi. ”
    Kamarot Arthur Lewis
    “Babam heyecanlı, annem moralsizdi ve hayatımda ilk kez onun ağladığını gördüm. Umutsuzdu ve birşeylerin yolunda gitmediğini söylüyordu. Yedi yaşındaydım ve daha önce hiç hiç gemi görmemiştim. Çok büyüktü, herkes çok heyevanlıydı, kamaraya indik, babam anneme yatmasını ve sakinleşmesini söyledi ama annem bütün gece oturdu, ta ki kazaya kadar ve sadece ben kurtuldum. ”
    Eva Hart
    “Woolston´da yaşıyorduk, okul öğleyin tatil edildi ve Titanik´in limandan ayrılışını görmeye götürüldük. Öğretmenimiz başımızdaydı, sonra Titanik yavaş yavaş iskeleden ayrılmaya başladı; bu onu son görüşümüzdü, Southampton sularında gittikçe uzaklaşıyordu. Yanımda yaşlı bir adam vardı, eliyle iyi şans işaretleri yaptıktan sonra başını salladı, sonra yüksek sesle hiç umut olmadığını söyledi.”
    Lois Brown Jacobs

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bayaa bir enteresan...adam herşeyi ile yazmış romanına...
    paylaşımın için teşekkürler...

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı osmann Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    bayaa bir enteresan...adam herşeyi ile yazmış romanına...
    paylaşımın için teşekkürler...
    evet. sonradan olacak herşeyi bilmiş belgelemiş..

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı BasriMutaf Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    evet. sonradan olacak herşeyi bilmiş belgelemiş..
    cenabu hakkın işine akıl sır ermiyor...bazı şeylere tesadüfte diyemiyoruz...
    mesela "nostradamus un kehanetleri" dedikleri kitap...tamamını okumadım ama çok ilginç yerlerine bir göz gezdirmiştim...şaşırıp kalıyor insan...
    demekki gayri müslimlerde abdal olabiliyor...
    buda şaşılacak şey...
    selametle...

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ibretlik bir olay ve o kadar ilginç...!

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    teşekkurler paylaşım için

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    romanda yazılanların birebir olması ilginç gerçekten..akıl alacak gibi değil

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Merhaba dünyada bunun gibi bir çok garip anlaşılamayan olay çok enteresan paylaşım için teşekkürler.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    sağol

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    eyvallah..

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •