Petrol seyhinin bir tanesi universitede okumasi icin oglunu Izmir'e
gonderir. Cocuk ilk devreyi basariyla bitirdikten sonra notlar dusmeye ve
cocuk hafiften serserilesmeye baslar. Isin kotusu , memleketten
cocuga gonderilen avuc dolusu paralar da artik yetmemektedir! Seyhimiz
oglunu kontrol etmek icin adamlarindan birini Izmir e gonderir.
Adam Izmir'e gelince bir de ne ogrenir! Seyhin okusun diye
gonderdigi oglu okulu birakmis , kendini kariya kiza vurmustur! Neyse, çocugu
Kordon da bir meyhanede bulunur: 'Ya seydi, bu ne kepazeliktir! Baban seni
merak eder! Kalk gidiyoruz Arabistan'a!' Cocuk 'Ayva seydi' der, 'Ama
once bir otur da su manzaraya bir bak...' Seyhin adami 'Bunda ne kotuluk
olabilir ki' diye dusunur ve masaya oturur. Sandalcilar caparilerini
sallamakta, arkada batan kipkirmizi gunes , korfezi kirmizinin tonlarina
boyamaktadir.
Manzarayi seyrederken, garsonun getirdigi kavundan bir tane agza atilir.
Ardindan peynirin de tadina bakilir. Eh esek degiliz ya, su aslan sutu
denen meretin de bir tadina bakalim derken orada ipler kopar!
Seyhin oglu ve korfez tarafindan ayartilan adam, yorgun ve aksamdan kalma
oldugu anlasilan bir sesle, 15 gun sonra, efendisini arar:
'Ya seydi, velet mazbut velakin memleket pust'
Yer imleri