Uzakdoğu sporları, daha çok Çin ve Japonya gibi ülkelerin çoğunluğunu oluştuğu sporlardır. Bunlar, Çin ve Japon savunma sanatları altında izlenmektedir
Uzakdoğu sporları, daha çok Çin ve Japonya gibi ülkelerin çoğunluğunu oluştuğu sporlardır. Bunlar, Çin ve Japon savunma sanatları altında izlenmektedir
çin savunma sanatları;
Geleneksel Wushu :Çin savunma sanatlarının kökeni tam olarak bilinememektedir. Efsanelere göre tarihi binlerce yıl öncesine dayanır; ancak bunları belgeleyecek yazılı kaynak bulunmamaktadır. Buna karşılık M.Ö 4. yüzyılda yazılmış olan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adlı kitapta savunma sanatlarından bahsedilir.
Efsaneye göre ilk savunma sanatı Sarı İmparator'un (efsaneye göre MÖ. 2698'de tahta çıkmıştır) geliştirdiği Jiao di'dir. Bu spor Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. döneminde geliştirilen Jiaoli denilen güreşin atası olarak kabul edilir.
Bunun dışında günümüzde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. olarak bilinen stile benzer egzersizlerin Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. rahipler tarafından MÖ. 6 yüzyıldan itibaren uygulandığı iddia edilir. Günümüzde popüler bir stil olan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 'in kökeninin ise 5. yüzyılda yaşamış ünlü bir Budist rahip olan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 'ya dayandığı söylenir. Bunların dışında günümüze kadar yüzlerce wushu stili ve binlerce form (taolu) geliştirilmiştir.
Tarihte ilk defa wushu terimi Güney Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. döneminde yaşamış olan şair Yán Yánzhī (MS. 384-456) bir şiirinde kullanılmıştır. Bugün ise Modern Wushu 1949'dan sonra Çin Halk Cumhuriyeti'nde geliştirilen bir gösteri sporunun adıdır.
Modern Wushu [ Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ]
Modern Wushu müsabakaları taolu ( Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. :套路, formlar) ve sanda (散打, döğüş) olmak üzre iki disiplinden oluşur. Form müsabakasında sporcular değişik stillere ait formlar ve manevraları sergiler ve bunlar belli kurallara göre değerlendirmeye alınır.
Wushu müsabakaları değişik dallar altında toplanır. Bunlar:
- Çıplak Elle
- Kısa Silahlar
- 刀 Dao (Bıçak)
- 劍 Jian (kılıç)
- 太極劍 Taijijian (Tai Chi kılıcı)
- 南刀 Nandao (Güney Bıçağı)
- Uzun Silahlar
- 棍 Gun (Sopa)
- 槍 Qiang (Mızrak)
- 南棍 Nangun (Güney Sopası)
- 散打 Sanda
Gerçekte saldırı ve savunmanın yanında, akrobasi ve baleye benzer kareografik hareketler ve Uzakdoğu felsefesi Wushu altında toplanır.Bununla beden ve ruhun uyumu sağlanır. İnsan karakterlerinin geliştirilmesi,idarenin ve öğrenme kabiliyetinin güçlenmesi ve hoş görüşlü davranış biçimi sağlanır. Wushu uygulaması sadece yarışma öğretmez. Pratik zeka ile başarıyı sağlayan,ruh ve moral gücü veren bir sistem olup. Aynı zamanda konsantrasyonu geliştiren bir antrenman türüdür. Antrenmanlarda esas olan vücudun her bölümünü ayrı ayrı çalıştırmaktır. Wushu da denge solunum egzersizleri,esneklik düşünce pratik zeka ve meditasyon önemlidir. Bu, beden sağlığını en iyi şekilde etkiler.
Wushu adı altında hareket formları taolu zorunlu geleneksel, serbest, aletli ve aletsiz olarak sınıflandırılırlar. Yine Wushu adı altında müsabakalar SANSHOU kuralları çerçevesinde SANDA ismi ile yapılır. Wushu stilleri şu bölümlere ayrılırlar. Güney,kuzey,sert,yumuşak hızlı,yavaş uzun,kısa,yüksek,derin. Wushu ilk olarak 1985'de Avrupa Wushu federasyonu E.W.F. kurarak organize oldu. Daha sonra 1988 de Uluslar arası Wushu Federasyonu Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 'de kurularak daha da genişledi.Bugün 116 ülkede federasyonu bulunmaktadır.Wushu da yüzlerce stil ve binlerce form olduğundan yarışmalar belli standartlarda yapılmakta idi. Bunun üzerine 367 Wushu profesörü bir araya gelip, Wushu'yu standardize ettiler. Böylece aşağıdaki yarışma bölümleri oluştu.
Taolu dalında: 1. NAN QUAN 2.CHANG QUAN 3.TAİCHİ QUAN 4.DAO SHU 5.JİAN SHU 6. QİANG SHU 7.GUN SHU 8.SANDA Olmak üzere toplam 8 sistem kabul edildi.2000 Yılında bu yarışma sistemlerine ilave olarak TAİCHİ JİAN, NAN GUN, NAN DAO Kabul edilerek toplam 11 sistemde yarışılması kararlaştırıldı. 2002 Yılında Dünya Olimpiyat komitesi tarafından tanınarak 2004 Atina Olimpiyatlarında son kapanış günü gösteri olarak tüm dünyaya sunulmuş 6 kategoride 2008 Beijing Olimpiyatlarında yarışma olarak girmesi Olimpiyat Komitesi tarafından kararlaştırılmıştır. Wushu Sporu 2004 Yılında OPSIONAL, yani serbest Taolu sistemi olarak kabul edilmiş ve kalitesi çok yüksek bir spor olmuştur.
Türkiye'de Wushu
Türkiye'de 1970'li yıllardan beri Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adı altında çalışılmış; 1990 yılından itibaren dünyada yapıldığı şekliyle ülkemizde Modern Wushu çalışılmaya başlanmış; 1999 yılında Federasyonu kurulmuştur. 1999 yılında katıldığımız Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Dünya Şampiyonası'nda ilk Dünya ikinciliği ülkemize getirilmiş; 2002 yılında Portekiz'de yapılan Avrupa şampiyonasında 1 Avrupa Şampiyonluğu, 1 Avrupa ikinciliği, 2 Avrupa üçüncülüğü; 2003 yılında Azerbaycan'da yapılan 14 ülkenin katıldığı Uluslararası Turnuvada 11 madalya kazanılmış; 2003 Yılında Çin'de yapılan Dünya Şampiyonasında 4 Dünya üçüncülüğü kazanılmış; 2004 Yılı Moskova'da yapılan Avrupa şampiyonasında 3 Avrupa şampiyonluğu, 2 Avrupa ikinciliği 1 Avrupa üçüncülüğü kazanılmış; 2004 yılı Moskova da yapılan Avrupa gençler kupasında Taolu dalında 9 madalya kazanılmış ve Ülkemize Avrupa üçüncülük Kupası getirilmiştir. 2005 yılı vietnamda yapılan 8.wushu dünya şampiyonasımda 3 bronz madalya 2006 3.wushu dünya kupasında 3 bronz madalya 2006 yılında italyada yapılan 11. Arupa wushu şampiyonasında 4 altın 1 gümüş 3 bronz madalya alınmıştır.
]]
Sumō(JAPONYA)
Japonya'da çok eski tarihe dayanan ve birçok adete ve töreye dayanan geleneksel bir güreş türüdür. Japoncadaki sumō, sumafu sözcüğünden gelmektedir ve bu "kendini savunmak" anl¤¤¤¤¤ gelir. Bir Sumo güreşcisine Sumōtori denir.
Güreşenlerin hedefi rakibin, yarışma alanı olan kum havuzundan ya da bir saman-halatı ile işaretlenmiş halkadan dışarıya çıkmasını ya da dengesini bozup yere düşmesini sağlamaktır. Güreşçiler yere ayak tabanı dışında herhangi bir yerleriyle dokunduklarında maçı kaybetmiş sayılırlar. Bir karşılaşma genelde sadece birkaç saniye sürer. Her turnuvada yüzlerce karşılaşma yapılmaktadır. Ayrıca bu karşılaşmaların aralarında dinsel ve geleneksel görevler yerine getirilir.kişiler otuz veya kırk yaşlarına kadar yaşayabiliyor
MUAY THAİ(Tayland)
Tayland'da ortaya çıkan ve özgün adı Muaythai olan dövüş sporu. Tayland Boksu da denir. Başta Tayland olmak üzere Myan Mar (eski adı ile Burma), Kamboçya,Laos gibi güneydoğu Asya ülkelerinde uygulanır. Yumruk, diz, dirsek ve tekmelerin kullanıldığı uzun yıllar ringlerde uygulanan gerçek,tam temaslı karşılaşmalar çerçevesinde etkili teknik,starteji,defans olgularının evrim geçirmeleri sonucu oluşmuş olan sert,otantik bir dövüş sanatıdır.
Tarihi
Muaythai eskiden Siam olarak adlandırılan bölgenin bölünmesinden sonra oluşan Tayland'da uygulanan dövüş sistemlerinin tümünün genel adıdır...Her ne kadar ülke bölünse dahi bu ül***e komşu olan Myan Mar (eski adı Buma) 'da uygulanan "BANDO" Kamboçya'da yapılan "Khmer Boksu" ile büyük benzerlikler gösterir...
Bugün Muaythai evrim geçirerek 3 dalda "Profesyonel, Amatör ve Tradisyonel (Geleneksel)" olarak uygulanmaya konmuştur...
Tarihi 1300'lere kadar dayanabilmektedir...Eski antik sistemlerin tümü "Muay Boran" (Antik Döğüş Sistemi) şemsiyesi altındadır (Bu konuda birçok efsane mevcuttur)
Muay Boran şemsiyesi altında ;"Muay Lopburi (bugünkü Muaythai'nin atası sayılır,dik duruşlar ihtiva eder), Muay Chaiyuth, Muay Korat, Muay Kochasarn, Muay Nakorn" sistemleri bulunur...Geleneksel sistemler bazen Myan mar,Tayland veya Kamboçya sınırlarında müsabaka düzenlerler,eldiven yerine sargı,bandaj kullanılır ve özellikle Burma bu konuda gelenekselliği fazla bırakmamaktadır...
Krabbi Krabbong, tamamen "kılıç,mızrak,vb" ihtiva eden silahlı geleneksel kendine has bir disiplin olup ,sanıldığı gibi Muaythai sistemi ile bir ilgisi yoktur...Ayrıca Tayland ordusunun bazı bölümlerinde kullanılan "Military Lerdrit" diye ül***e has ayrı bir sistem mevcuttur...
Tayland'da uygulanan profesyonel sistem döğüşleri için ise "Lumpini, Rachandamnern,TV7, Omni vb" gibi özel olarak inşa edilmiş stadyumlar mevcuttur..Bunlar arasında özellikle Rachandamnern dünyada yalnızca "Boks" amacı için inşa edilmiş en büyük stadyumdur...Buralarda her hafta gün aşırı döğüşler düzenlenir ve yoğun olarak ilgi çeker...Enternasyonel profesyonel muaythai konusunda başlıca dünya organizasyonları " WMC (WORLD MUAYTHAI COUNCIL), S-1 (SONGCHAI PROMOTIONS) olarak adlandırılabilir..Buralarda döğüşen boksörler 26 yaş civarı,kariyerlerinin sonuna yaklaştıktan sonra dünyaya açılmaya başlarlar ve çeşitli kickboxing ve muay thai organizasyonlarında boy gösterirler.. (atapong,jomhod, samkor,samranchai,anuwat, buakaw vb vb)
Amatör kapsamda ise 110 ülke "IFMA (INTERNATIONAL FEDERATION MUAYTHAI AMATEUR) şemsiyesi altında toparlanmış olup,sözkonusu kuruluş 2006'da "GAISF" (Olimpiyatlar için kriter kuruluşlardan biri) tarafından üyeliğe seçilmiştir...Amatör Muaythai; "Müsabaka, Yarışma (Koreografi) ve Aerobic Muaythai" bölümlerinden oluşturulmuştur...daha önceleri "iamtf,imtf,wmf" kuruluşlarının faaliyetlerine iştirak eden Ülkemiz , Mücadele Sporları Federasyonu Başkanı Tunç Turgut , Muay Thai asbaşkanı Mehmet Ünlü ve Ercan Gürgöze'nin girişimleri,çalışmaları akabinde 2006'da olimpikleşme yolunda olan ,gaisf ve oic tarafından tanınan "IFMA" üyeliğine kabul edilmiştir...nitekim 2007 de kurulan federasyonumuz bu kuruluşun faaliyetlerine iştirak etmeye başlamıştır...
Ercan Gürgöze (Muaythai Milli Takım Antrenörü-Teknik Komite) ( [Only Registered Users Can See Links] )
Teknik ve Antreman [değiştir]Muaythai'de eller, dirsekler, tekmeler ve dizler temel saldırı tekniklerinde kullanılmaktadır. Muaythai'de tekme, yumruk ve blokların hepsinde bütün bedenin kalçanın dönüşüyle birlikte kullanılması söz konusudur ve bu tekniklere diğer savaş sanatlarından daha yavaşlık vermekle birlikte daha büyük bir güç kazandırmaktadır.
Müsabaka öncesinde yarışmacılar, hem dini hem de ısınma amaçlı belirli seremonik dansları yaparlar.
Tam temaslı diğer dövüş sporlarında olduğu gibi Muaythai'de de kondüsyonun önemli bir yeri vardır. Ring koşullarının gerektirdiği sertlik ve kondüsyon için gereken çalışmalara Muaythai'de özellikle yer verilmektedir. Diğer bazı mücadele sporları antremanında kullanılan koşma, gölge boksu, ip atlama, vücut direncine dayalı egzersizler, sağlık topu egzersizleri, karın kasları egzersizleri ve bazı durumlarda ağırlık antremanı gibi çalışmalar Muaythai'de de uygulanır.
Muaythai ," diz,dirsek,yumruk ve tekme "vuruşlarından dolayı 8 organ döğüşü olarak da adlandırılır...Geleneksel Muaythai ve Bando sistemlerinde kafa vuruş teknikleri de olduğundan bazen 9 organ sistemi olarak da isimlendirilir...
Profesyonel ve Amatör Muaythai antrenman metodolojisi %90 oranında aynı kapsamda seyreder... "Gölge Boksu, Temel Teknikler, Pao (Pad) diye adlandırılan darbe yastığı, Torba , Djab-Ko (belden yukarı yapılan güreş)ve kapsamlı "Sparring"(eşli müsabaka tipi çalışma) "bölümlerinden başka kondüsyon arttırıcı "Cross Training " çalışmaları antremanların büyük bölümünü teşkil eder...Tayland'da çalışmalar kamp tabir edilen yerlerde,batıda ise "Gym" olarak adlandırılan salonlarda gerçekleştirilir...Tayland'da gerçekleştirilen çalışmalar batıdakilere oranla çok daha kapsamlıdır...Boksörler kamplarda yer,içer,yatar ve antrenman yaparlar..Hergün sabah 2 saat, akşam ise yine 2-3 saat olarak antrenman gerçekleştirilir...Bu ağır antrenmanlar neticesinde boksörler Lumpini,Raja gibi stadlarda her 2-3 haftada bir ,son derece sert geçen 5 raund x 3 dakika üzerinden döğüşler gerçekleştirecek seviyelere çıkabilirler, ki bu da neden Muay Thai orijinli döğüşcülerin aynı zamanda "Kickboxing , K-1 vb" gibi farklı organizasyonlarda,disiplinlerde de başarı kazanabildiklerini açıklamaya yetmektedir...
Geleneksel Muaythai'de ise yine aynı tip çalışmların yanısıra ,ağırlık teknik bölümlere verilir...Ayrıca, daha küçük hedef odaklı ve yer güreşi,kilit ,sabitleme,kafa vuruşları tipi çalışmalar da yapılır...Myan Mar'da bu tip antremanlar sonucu döğüşcüler hünerlerini ele bandaj sarılı olarak sergilerler...
JUDO(JAPONYA)
Tarihçe ve Felsefe
Judonun ilk dönemlerinin eskileşmiş bilgiler, eski kafalar ve onun temellerini atmış olan matematik öğretmeni Kano Jigaro (1860-1938) (Japonca'da soyadı önce gelir) tarihçesi birbirinden ayrı düşünülemez. Kano yapılacak işi olan bir ailede doğmuştu. Dedesi Japonya merkezindeki Shinto Bölgesinde kendi geçimini sağlayan bir sake üreticisiydi. Kano'nun babası en büyük evlat olmağı için işi devralmadı ve bir Shiton Rahibi ve Devlet Memuru olup, oğlunun Japonya İmparatorluk Üniversitesindeki ikinci senesine devam etmesini sağlayacak yeterli feyzi oğluna verdi.
Kano 17 yaşında iken Jujutsu ile başladı, o zamanlarda bayındır bir sanattı, ama kendisini ciddiye alacak bir hoca bulmanın da zorluğu ile az bir ilerleme gösterdi. 18 yaşında edebiyat öğrenmek için gittiği üniversitede, dövüş sanatı çalışmalarını sürdürdü, sonunda yaşayan en yaşlı Kano öğrencisi ve sayılı bir Japon/Amerikalı Judoka olan Keiko Fukuda'nın Atası ve Tenjin Shinyo Ryu ustası Hachinosuke Fukuda'nın öğretilerini benimsedi. Fukuda Judo'da biçimsel idmanların üzerine önemli bir tekniğe sahip olmanın, Kano'nun vurguladığı randori veya serbest judo çalışmanın tohumlarını ektiğini söylemiştir.
[Only Registered Users Can See Links]
Kano, Fukuda'nın Okuluna katıldıktan bir yılı aşkın bir süre sonra Fukuda hastalandı ve öldü. Sonrasında Kano, biçimsel katalara Fukuda'dan daha çok önem veren Masatomo Iso'nun Tenjin Shinyo okuluna katıldı. Kano kendisini adayıp kısa zamanda shihan yani usta unvanını alıp Iso'nun yardımcısı olduğunda 21 yaşında idi. Iso'nun da hastalanması üzerine daha öğrenmesi gereken çok şey olduğunu düşünen Kano, başka bir stil daha edindi, Kito Ryu hocası Tsunetoshi Iikubo'nun öğrencisi oldu. Fukuda gibi likubo da serbest çalışmadan daha önemli olduğuna inanıyordu ve diğer yandan Kito Ryu fırlatma tekniklerine Tenjin Shinyo Ryu dan çok daha üst derecede önem veriyordu.
Bu zaman içinde, Kano ,kata guruma, uki goshi gibi teknikler geliştiriyordu. Fikirleri çoktan Kito ve Tenjin Shinyo Ryu' nun ilkelerini genişletmenin ötesine geçmişti, yeni gayeler ile doluydu, kısmen eğitiminin bir sonucu olarak, sağlam bilimsel ilkelere dayanan tekniklerle ve dövüş sanatlarındaki ilerlemeye ilaveten genç insanların kafa, karakter, vücut gelişimine önem vererek, kafasında jujutsuyu yeniden biçimlendirmişti. Kano 22 yaşında üniversiteyi bitirdikten hemen sonra, Eishoji Tapınağında kendi himayesinden jujutsu çalışmak için Iikubo'nun okulundan 9 öğrenciyi yanına aldı. Yerleri bu isimle anılmadan önce iki yıl geçti, Kano henüz Kito ryu da usta unvanını almamıştı, Iikubo öğretime yardım için haftada üç gün tapınağa geldi. Kodokan veya "yolu öğrenmek için mekan" böyle kuruldu.
Judo kelimesi, nazik olmak veya yol vermek anl¤¤¤¤¤ gelen "ju" ve yaşamın yolu anl¤¤¤¤¤ gelen "do", kanjilerinden türetilmiştir. Kelime karşılığı "nezaket yolu" veya "yol verme yolu" dur, "esneklik yolu", "uyum yolu", "bükülme yolu" şeklinde isimlendirildiği de olur.
Kemer Renkleri ve alınış şekilleri [değiştir]Judokaları teşvik etmek amacıyla her 4 ayda bir sınav yapılarak bir üst kuşağa geçmeye imkan verilir.Kyu(öğrencilik)devresi 6 kemer renginden oluşur.
Roku Kyu 6.sınıf Beyaz Kemer
Go Kyu 5.sınıf Sarı Kemer
Yo(Yon) Kyu 4.sınıf Turuncu Kemer
San Kyu 3.sınıf Yeşil Kemer
Ni Kyu 2.sınıf Mavi Kemer
İk Kyu 1.sınıf Kahverengi Kemer
Bu devreleri geçiren sporcu çetin bir imtihandan geçerek (DAN) ustalık derecesi olan Siyah Kemeri almaya çalışır.Dan alacak kişinin tüm teknikleri sağlı ve sollu olarak yapması,kombine ve kontraatakları bilmesi gerekir. Ustalık dereceleri 10 adettir..
1. Sho Dan Siyah Kemer
2. Ni Dan Siyah Kemer
3. San Dan Siyah Kemer
4. Yon Dan Siyah Kemer
5. Go Dan Siyah Kemer
6. Roku Dan Siyah Kemer
7. Shichi Dan Kırmızı-Beyaz
8. Hachi Dan Siyah bağlayabilir
9. Ku Dan Kırmızı
10.Ju Dan Siyah bağlayabilir
JUDO'nun Prensip ve Esasları 1999-Prof.Dr.İbrahim ÖZTEK.Derleyen, Dr.Gündüz ATİK 3.DAN
Judo'nun çarpışma teorisi
Judo çarpışmanın iki safhadan oluştuğunu varsayar, ayakta / tachi waza ve yer / newaza safhası. İlgilerine göre bazı judokalar bir safhada diğerine göre daha üstünken, birçok judoka her iki safhaya da eşit ağırlık verir.
Ayaktaki safha Ayaktaki safha başlangıç safhası olarak kabul edilen safhadır, rakipler birbirlerini yere atmaya çalışırlar.Rakibi ayaktayken sırt üstüne düşürmek maçı kazanmaktır (İPPON-Tam puan). Yer safhasında ise rakibini belirnenen süre içerisinde , yerden kalkamayacak şekilde sabit tutarak puan alma safhasıdır.(Wazaari almış sporcu 20 saniye,diğer tekniklerle yere atış sonrasında ise 25 saniye tutuş yapılırsa, İPPON-Tam puan ile maç kazanılır). Ayakta rakibini yere atarak puan alma şekilleri;KOKA,YUKO,WAZAARİ adı altında Japonca terimlerle ifade edilir.
Kıyafet
Judoka (Judo öğrencileri) Judo çalışmak için Judogi (Japonca Judo kıyafeti) ismi verilen beyaz,özel örgülü, keten kıyafetler giyerler. Judogi, uçkurlu bir beyaz keten pantolon ve kyu veya dan seviyenizi gösteren renkli bir kemer ile bağlanmış beyaz kapitone ceketten oluşur. Ceket, boğuşma ve fırlatmalarda oluşacak gerilmelere göre yapılmıştır ve sonuç olarak Karategi'den (karate kıyafeti) daha kalındır. Müsabakalardan önce, hakem ve yardımcı hakemlerin kolay ayrım yapabilmesi için, bir judoka mavi bir judogi ile tatami'ye(minder) çıkartılır. Yeterli mavi judogi olmadığı durumlarda, bir judoka'ya renkli(mavi) diğer judoka'ya ise beyaz bir kuşak verilir. Judogi 3 kısımdan oluşur.
UWAGİ: Judoginin ceket kısmına verilen addır.
SHATAGİ (STABAKAMA) : Judoginin pantalon kısmına verilen addır.
OBİ:Judo kemerine verilen addır.
Teknikler
Çoğu döğüş sanatı gibi vuruşlar yerine boğma, fırlatma (nage), denge bozma (kuzushi) üzerine kuruludur.Bütün judo teknikleri 3 kategoride toplanır.Her kategori kendi içinde bölümlere ayrılmıştır. NAGE WAZA Fırlatma teknikleri KATAME WAZA Tutma,yakalama teknikleri ATEMİ WAZA Vuruş teknikleri
A-NAGE WAZA
a-Tachi Waza
Te Waza
Koshi Waza
Ashi Waza
b-Sutemi Waza
Ma sutemi Waza
Yoko Sutemi Waza
B-KATAME WAZA
a-Ne Waza
Osea Waza
b-Shime Waza
c-Kansetsu Waza
C-ATEMİ WAZA
a-Ude Ate
b-Ashi Ate oiçi gayri koiçi gayri
ESKRİM(FİLİPİNLER)
Eskrim, kılıçla yapılan bir spordur ve temelini kılıçla dövüş sanatı oluşturur. Eskrimin bir spor dalı olarak gelişmesi, ortaçağda kılıçla yapılan düellolarla yakından ilişkilidir.
Eskrim üç tür silahla yapılır: Flöre, epe ve kılıç (sabr). Bu üç eskrim biçiminin sayı sistemleri aynıdır, ama karşılaşmalarda farklı yönleri vardır. Eskrim özel giysiler içinde yapılır. Tel kafesten bir maske, koruyucu bir yelek, sağlam keten ya da branda bezinden bir ceket ve yumuşak eldivenler giyilir. Bu giysiler eskrimciyi yaralanmalardan korur. Eskrim karşılaşmaları, genişliği 1.5 metre ve uzunluğu 14 metre olan bir pistte yapılır.
Flöre olarak adlandırılan silah, 1,1 metre uzunluğunda, ucunda küçük bir düğme ve çan biçiminde bir koruyucusu bulunan ince bir silahtır. En çok 500 gram ağırlığında olabilir. Eskrimi öğrenmede de flöre kullanılabilir. Flöre silahının ucundaki yaylı noktanın rakibin gövdesine bastırılmasıyla sayı kazanılır. Her iki oyuncu da aynı anda bu vuruşu yaparsa, sayıyı atak üstünlüğü olan kazanır. Vuruşlar yalnızca gövdeye yapılır, kol ve bacaklara ya da başa değen vuruşlar kural dışı sayılır. Karşılaşmalarda eskrimci kısa, hızlı adımlarla ileri-geri hareket eder. Hücum durumundaysa kol, gövde ve bacaklarının hamle denen açılımıyla rakibini dürter. Savunmada ise rakibin hücumunu savuşturarak vuruş hakkı kazanmaya çalışır. Doğrudan yapılan hamleler rakibi tarafından kolayca savuşturulacağı için, eskrimcinin aldatıcı hareketlerle rakibini şaşırtacak hareketler yapması gerekir.
Epe, flöreden daha keskin ve ağır bir silahtır. Epede dürtüşler yalnızca silahın ucuyla yapılır ve giyside iz bırakabilir. Karşılaşma genel düello kurallarıyla yapılır ve özel sınırlamalar yoktur. Rakibin herhangi bir yerine yapılan dürtüş puan olarak değer kazanır. Aynı anda yapılan vuruşlar iki tarafa da sayı kazandırır.
Kılıç, hem dürtme, hem de kesme silahı olarak kullanılır. Düz ve yassı olan kılıcın yarı yuvarlak bir koruyucusu vardır. Rakibin belden yukarısına kılıcın ucuyla ya da kenarlarıyla yapılan vuruşlar sayı kazandırır.
Eskrim karşılaşmaları, Uluslararası Eskrim Federasyonu'nun (FIE) yönetiminde yapılır. Eskrim, 1896'dan bu yana Olimpiyat Oyunları'nda da yer alan spor dallarından biridir. Türkiye'de eskrimin gelişmesi 1903'te askeri okullarda ders olarak okutulmasıyla başladı. 1923'te Türkiye Eskrim Federasyonu kuruldu. Türk eskrimciler özellikle Balkan Şampiyonaları'nda dereceler elde ettiler. Murat Dizioğlu 1983'te epe dalında Balkan Gençler Eskrim Şampiyonası'nda altın madalya kazanmıştır. Türkiye Eskrim Federasyonu'na, 3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanunun ek-9 uncu maddesi hükmü gereğince Başbakanlık Makamının 28/6/2006 tarihli ve 238 sayılı olurları ile idari ve mali yönden özerklik verilmiştir.
emeğine sağlık bilgin için...
KUNG : Toplum – Bilmek – Uğraşmak
FU : Eren – Ahenk – Kuvvet – Felsefe ve Sanat
:45::45:![]()
süper Teklif sende üye ol sende kazan!!!!
İşte Davet Linkin!!
http://www.superteklif.com/SuperUye/...9-f6001b6878a1
Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)
Yer imleri