Kraliçe Elizabeth
Temel İstanbul’a gelmiş, yürüyormuş. Bu arada 5 dakikada bir top atışları duyulmaktaymış. Merak edip sormuş: “Hemşerim bu top atışları neyin nesi?” diye. Kraliçe Elizabeth’in gelmesi sebebiyle top atışı yapıldığı anlatılmış. Aradan yarım saat geçmiş ve top atışları sürmekteymiş. Temel bir başkasına yine sormuş: “Bu top atışları neden?” Aynı cevabı alınca söylenmış: “Ulan, yarım saattir bir karıyı vuramadılar, be!”
Paraşütçü Temel
Temel, Nato’da havacı olarak askerliğini yapıyormuş. Komutan askerlere paraşütle nasıl atlanacağını öğretmiş: “Uçaktan atlayınca birinci ipi çekeceksiniz. Paraşüt açılmaz ise ikinci ipi çekeceksiniz. Yine açılmadı, o zaman Meryem Ana ya dua edeceksiniz.” Temel uçaktan atlar. Birinci ipi çeker paraşüt açılmaz, ikinci ipi çeker yine açılmaz. O sırada yere yavaş yavaş süzülen komutanının yanından geçerken sorar: “Komutanım, komutanım.. O karının adı neydi?”
15 günlük oruç
Temel’in bir ineği varmış ve bir gün hastalanmış. İneğinin iyileşmesi için sürekli Allah’a dua ediyormuş. Sonra bir ses duymuş. “Ey Temel: ineğin’nin iyileşmesi için 15 gün oruç tut. Eğer oruç tutarsan, 15 günün sonunda ineğin iyileşecek.” Temel inanmış, oruca başlamış. 15 gün bittikten sonra bakmış inekte değişen bir şey yok. Bİr gün olmuş, iki gün olmuş, yok. En son üçüncü günün sabahı uyandığında ineğinin öldüğünü görmüş. Gökyüzüne bakarak demiş ki: “Ey yukardaki, dediğini yaptım ama sen benim isteğimi yapmadın. Ben de tuttuğum oruca karşılık önüzümdeki Ramazan’da 15 günlük orucumu düşerim. Ha bir de bu ineğe karşılık kurban bayramındaki keseceğim kurbana sayarım.”
Temel’in arabası
Temel, Dursun’a arabasının öyküsünü anlatıyordu: “Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra kadın arabayı kuytu bir köşeye çekti. Mini eteğini iyice yukarı çekip, dudaklarını ıslattı ve ’Benden ne istersen alabilirsin’dedi, ben de arabasını aldım.” Dursun: “İyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı.”
Temel usülü intihar
Dursun bir gün ormanda gidiyormuş. Temel’i bir ağaca belinden bağlı şekilde bulmuş. “Ne yapıyorsun Temel” demiş Dursun, Temel de “İntihar ediyorum” diye cevaplamış. Dursun, “Benim bildiğim öyle intihar edilmez, o ipi beline değil boynuna bağlayacaksın” demiş. Temel cevaplamış: “Onu da denedim, az daha boğuluyordum...”
Temel ve sevgilileri
Temel’in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat ögretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar: “Niye öğretmen de diğerleri değil?” diye. Temel de ona döner: “Ula..” der, “Bilmez misin doktorlar ‘bugün git yarın gel’ der, santralci de ‘şu an meşgul daha sonra tekrar deneyin’ der. Ama ögretmen ne der? Hadi bir daha tekrarlıyalım...”
Temel aldatılırsa
Temel, bir haftalığına gittiği memleketten, haber vermeden erken dönünce karısını evde başka bir erkekle yatakta bulur. Derhal belinde taşıdığı tabancasına davranan Temel, yatakta yakaladığı adamı alnının ortasından vurur. Tabancayı tam kendi kafasına doğrultmuşken, karısı haykırarak üzerine atlar: “Dur Temelim, kıyma kendine!..” Temel, sinirden titreyerek haykırır: “Sus kaltak, sıra sana da gelecek!..”
100 hamsi
Dursun, Temel’e “Uşağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?” diye sorunca Temel, “100 tane yerim valla...” demiş. Dursun da bunun üzerine, “Hadi oradan yesen yesen 1 tane yersin geriye kalan 99 hamsiyi oruçsuz yersin...” demiş ve başlamış gülmeye. Bu espri Temel’in çok hoşuna gitmiş. Yolda Cemal’i görmüş ve hemen sormuş: “Usağum oruçlu oruçlu kaç hamsi yiyebilursun?” Cemal, “50 tane yerim ben...” diyince Temel’in yüzü düşmüş: “Tüh be usağum 100 deseydun sana müthiş bir espiri yapacaktum...”
Saygılar.![]()
![]()
![]()
Yer imleri