Aynı karakola bu kaçıncı saldırıydı!
Yetkili ve etkili kişiler yine ağız birliği yapmış gibi dökülen kanın yerde kalmayacağını söylediler!
Hainlerin mutlaka cezalandırılacağını bir kez daha ilan ettiler!
Bölücü terör örgütü hakkında demediklerini bırakmadılar!
Tamam, ne şerefsiz suçlamasına karşı çıkıyoruz ne de düzenlenen saldırı için yapılan kahpe tanımlamasına!
Ciğeri yanan insan elbette ağzına geleni söyleyecektir. Ama bir dakika dursak ve şöyle bir düşünsek!
Sadece saldıranlara kızmak yeter mi? Suçu biraz da kendimizde arasak!
Bu karakolumuz ilk kez baskına uğramıyor ki! Bundan önce de dört defa saldırıya uğramış ve onlarca evladımızı bu saldırılarda kaybetmişiz! Karakol Şemdinli’den 70 kilometre uzakta iken sınıra mesafesi sadece dört kilometre!
Hal böyleyken saldırıya uğrayan karakol binasının gazetelerde yer alan fotoğraflarına bakıyoruz. Basit, sıradan bir yapı!
Sanki baraka gibi bir şey! “Oraya daha muhkem bir bina yapmak da mı aklımıza gelmedi acaba?” diye kendi kendimize sormadan edemiyoruz.
Belli ki ayakaltı bir yer!
Adamlar dört kilometre ötedeler ve bizim en yakın merkezimiz 70 kilometre uzakta! Madem böyle kritik bir mevkii de, o halde o karakolumuz için daha özel önlemler alınamaz mıydı?
Bir de en yakın yerleşim merkezimize uzak, sınıra yakın olması dışında defalarca baskına uğramış bir karakol için alınması gereken tedbirler yok muydu?
İtiraf edelim ki askeri meselelerde fikir beyan etmekten hep özenle kaçınmışızdır, çünkü askeri meseleler bizim ilgi alanımızın çok dışında!
Ama bu baskın sonunda “Yapacak bir şeyimiz yok muydu?” diye isyanları oynamaktan kendimizi alamıyoruz!
Bölücü terör örgütüne kızalım, bağıralım, çağıralım hatta küfredelim ama bir de dönüp kendimize bakalım!
Biz tedbirimizi almış mıyız? Biz karakolumuzu güvenli hale getirmiş miyiz?
Korkumuz ve endişemiz o ki, bugün böyle yanıp tutuştuktan sonra yine hiçbir tedbirin alınmaması ve bir dahaki baskına kadar yine yan gelip yatılmasıdır!
Diyoruz ki, bu baskın bizi uyarmaya yetsin! Gereken tedbirleri biran evvel alalım! Bir kez daha böyle bir acıyı yaşamak zorunda kalmayalım!
Karakolların yerlerinin değiştirileceği yolundaki kararı büyük bir memnuniyet ile karşıladık. “Ve gelişen teknolojik çağ da karakol şart mıdır?” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz!
ZEKİ CEYHAN - MİLLİ GAZETE
![]()
Yer imleri