Aragones'li ilk idmanda ayağı kırılan Deivid golle döndü. Carlos'a sarılıp ağladı. 3 buçuk ay önce de ağlamıştı. Deivid'in 'yeniden başlayan' Türkiye macerası



Bursaspor maçının 93. dakikasında attığı golden sonra pası aldığı vatandaşı Carlos’a sarılıp ağlayarak, Şükrü Saraçoğlu ve televizyon başındaki taraftarları da gözyaşlarına boğan Deivid De Sozua hayatının en mutlu, en heyecanlı ve en duygusal anlarını yaşadı dün gece�

Üç buçuk ay önce ayağını kıran ve hemen akabinde annesini kaybeden Deivid küllerinden doğarken, yaşattığı mutluluklarla çektiği sıkıntılar geldi akıllara.

Alex'in isteği ile 2006 yılında Siporting Lizbon'dan transfer edilen ilk sezon ortaya koyduğu oyunla adeta saç baş yoldurtan, fakat Zico'nun kendisinde ısrar etmesi ile müthiş bir çıkış yapan Deivid’e ‘sıkıntıların adamı’ dense yeridir.



AYAĞINA TOP GELDİKÇE ISLIKLANIYORUDU

Dün gece attığı golle Şükrü Saraçoğlu’nda kendisi ile birlikte takım arkadaşları ve taraftara duygu patlaması yaşattıran De Souz, Sarı-Lacivertli formayı giydiği ilk sezon istenmeyen adam ilan edilmişti oysa. Sağ kanatta ve ileri uçta başladığı maçlarda bir türlü beklenilen performansı gösteremeyen, topla giderken ayakları karışan, attığı paslar Fenerbahçe kalesine tehlike olarak geri dönen Deivid, sabrı taşan taraftar tarafından ıslıklanıyordu.. Sahaya istemeye istemeye çıktığı her halinden belli iken, Zico’nun kendisinde ısrar etmesiyle 2006-2007 sezonun ikinci yarısında biraz da olsa toparlanan Deivid, başı önde terk ettiği maçlarda gol atsa bile yine de doya doya sevinemiyordu. Brezilyalı golcü, ayağını kırmadan bir ay önce Brezilya’da yaşayan teyzesinin evinde Fenerbahçe Dergisi’ne verdiği röportajda takımdaki ilk yılında çektiği sıkıntıların sebebini ne kadar mücadeleci olduğunu şöyle anlatıyor: "Fenerbahçe'deki ilk sene benim için zorlu geçmişti. Portekiz gibi farklı futbol anlayışı olan bir ülkeden gelmiştim, ailemle birlikte gelmiştim. Çocuklarım küçüktü, sosyal ortamımız evimiz değişmişti. Başlarda bunlar insana zorluk yaratıyor ve ilk sene ben pek iyi değildim. Kendi tarzımı tam sergileyemedim.”

"ZİCO BANA İNANDI"

O röportajda formunun zirvesine çıktığı ikinci sezonunu yani geçen seneyi de değerlendiren Deivid, üstünde büyük payı olduğunu söylediği Zico’ya teşekkürlerini sunmayı ihmal etmemişti. "Geçtiğimiz sezon gerçek Deivid'i gösterdiğime inanıyorum ve daha da fazlasını yapacağım. Şampiyonlar Ligi'ne baktığımız zaman takımımızın kritik gollerine imza attım. Attığım 2 tane gol, Şampiyonlar Ligi'nin en güzel golleri arasına girdi. Bunun dışında takımda en fazla gol atan oyunculardan biri oldum. Takıma, camiaya, taraftara, herkese mutluluklar vermek beni de çok mutlu etti. Beni en çok mutlu eden şey ise saha içerisinde kendi kimliğimi gösterebilmem oldu. Çünkü bir önceki sene bunu gösterememiştim. Ben bu noktada Zico'ya da çok teşekkür etmek istiyorum. O bana, çalışmama, kaliteme inandı ve sabrının sonucunda da ben en iyi cevabı sahada verdiğime inanıyorum. İlk yıl olmasa da ikinci yıl takıma yardımcı olduğuma inanıyorum."

GÖNDERİLECEKLER LİSTESİNDEN ZİRVEYE

2007-2008 sezonunu başlarken yönetim tarafından adı gönderilecekler listesinin en başına konulmasına rağmen Zico ve Alex’in yönetimi ikna etmesi Deivid takımda kalmıştı. Kafalarda neden daha iyi bir yabancı alınmıyor soruları dolaşırken Deivid’e camiadan kimse güvenmiyordu fakat o yeni sezonda kendisine sihirli bir el değmiş gibi sahada harika futbol oynuyordu. Bu performansı ile bir zamanlar yuhalanan Deivid için artık “Ne iyi etmiş de gitmemiş, gönderilmemiş” yorumları yapılmaya başlamıştı. Çünkü Deivid Fenerbahçe’nin tarihe geçtiği sezonun tarihe geçen oyuncusu olmuştu. Alex, Roberto Carlos, Volkan, Gökhan, Wederson, Kejman, Semih bir yana Deivid bir yanaydı�


MENAJERLERE PARMAK ISIRTAN AVRUPA PERFORMANSI

Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nde Avrupa’yı dize getirdiği geçtiğimiz sezon takımını sırtlayan isimdi Deivid. Şükrü Saraçoğlu’nda İnter’e attığı müthiş vole ile kanaryayı şaha kaldıran Deivid, 2 Ekim’de Rusya’da oynanan CSK Moskova maçında maç 2-1’ken 30 metreden attığı füze ile “Bu sezon benim sezonum” diyordu adeta. Tarihinde ilk defa Şampiyonlar Ligi gruplarından çıkan Fenerbahçe’nin çeyrek finale yükseldiği İspanya’daki Sevilla maçının kahramanı da Deivid oluyordu. 3-2’nin rövanşında ilk on dakikada 2-0 geriye düşülen maçta Deivid sahneye çıkıp “Karamsarlığa gerek yok ben varım” derken devre yine de 3-1 bitmişti. İkici yarı artık umutların tükendiği dakikalarda Alex’in direkten dönen şutunu takip ederek skoru 3-2 getirerek maçı uzatmalara taşıyan isim yine Deivid olmuştu. Deivid, kaydettiği iki golün yanı sıra mücadeleci futbolunu mükemmel tekniğiyle birleştirerek sahanın yıldızıydı. Deivid, çeyrek final maçında milyon Euro’luk Chelsea’yi Şükrü Saraçoğlu’nda adeta şaşkına çevirmişti. Rakip kalecileri tabiri caizse keklik gibi avlayan Deivid bu sefer hedefi şaşırıp Volkan’ı avlasa da bunun intikamını 35 metreden çıkarıyor, Avrupa basınına da şu manşeti attırıyordu: ''Deivid, Chelsea'yi Türk hamamına soktu''

Ortaya koyduğu futbolla Avrupa'lı menajerlere parmak ısırtan, kritik dakikalarda attığı gollerle Fenerbahçe'nin ligde şampiyonluğa son ana kadar ortak olmasında büyük bir payı olan Deivid, kendisine inanarak adeta küllerinden doğmasına sebep olan Zico’nun takımdan gitmesi ile talihsiz günlerle tanışmaya başlamış oldu.


ARAGONES GELDİ, DEİVİD ÇİMLERE TAKILDI

Kariyerine Avrupa Şampiyonluğu’nu ekleyerek takımın başına geçen Aragones'li ilk günde Deivid, büyük bir şok yaşadı ve yaşattı. Avusturya kampının başladığı 7 Temmuz'daki Aragones'li ilk antrenmanda çimlere takılarak sol ayağındaki fibulu kemiğini kıran Deivid o gün sahada acılar içinde kıvranıyor ve ağlıyordu. Bu talihsizlik Fenerbahçe için bu sezonun hiç de iyi geçmeyeceğinin habercisiydi adeta. Fenerbahçe de sol kanadın dinamosu Wederson şokunu yaşıyordu. Daha sonra bu isimlere uzun süre sahalardan uzak kalan Tümer, Selçuk, Josicho ve Emre eklendi.





SAKATLIK ŞOKUNA ANNE ACISI EKLENDİ

Ama en acı olanı Deivid’in sakatlığıydı. İnter, CSK Moskova, Sevilla ve Chelsea maçlarında attığı birbirinden güzel goller zihinlere mıh gibi çakılan Deivid, çim sahada acılar içinde kıvranırken, transferine sebep olan kaptanı Alex ise adeta yıkılmıştı. Alex olduğu yerde sahada yıkılıp kalırken, Deivid'in yaşadığı acı bununla bitmiyordu. Sakatlığının üzerinden 4 gün geçtikten sonra annesinin kalp krizi geçirdiği haberi ile sarsılan ama tedavisinden geri kalmamak için annesine gidemeyen Deivid'e acı haber iki gün sonra geldi. Tarihler 13 Temmuz'u gösterdiğinde Fenerbahçe Spor Kulübü’nden yapılan açıklamada Deivid'i yıkan haber şöyle duyuruldu: "Brezilyalı oyuncumuz geçirdiği sakatlığın ardından, şimdi de bir buçuk gün önce kalp krizi geçiren annesini kaybetti. Merhumeye Tanrıdan rahmet, Deivid'e ve ailesine ise başsağlığı diliyoruz"

Kariyerinin en güzel günlerinde önce ayağı kırılan sonra biricik annesini kaybeden Deivid yaşadığı sıkıntı dolu günleri, tedavisine tam gaz devam ederken verdiği bir röportajda açıklamıştı. Sahada ve dışarıda her hali ile ne kadar duygusal olduğunu belli eden, Türk vatandaşı olup milli formayı giymek istediğini belirtirken Türk spor camiasından aldığı desteğin kendisi için ne kadar önemli olduğuna değinmişti. “Fenerbahçe başta olmak üzere spor camiası bana büyük destek verdi. Bundan çok mutlu oldum, onu re oldum. Aziz Yıldırım, gönderdiği mektupta bu camianın evladı olduğumu, bir parçası olduğumu ifade etti. Arkadaşlarım ayağım kırıldıktan sonra sürekli benimle birliktelerdi. Fenerbahçe Kulübü’ne, başkanım Aziz Yıldırım’a ve Türk halkına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.”

Annesini kaybetmek ölümün Deivid’le ilk tanışması değildi. Çünkü ölüm onu iki aylıkken babasız bırakmıştı ve “Bunu yaşayan bilir” diyordu annesini bir daha göremeyecek olmanın kalbini ne kadar acıttığını şöyle anlatıyor; “İki aylıkken babamı kaybettim. Annemin benim yetişmemde, eğitimimde çok emeği var. Hem annem hem babam oldu. Hayatımın her noktasında annem vardı. Ama annemi bundan sonra göremeyeceğimi bilmek kalbimi çok acıtıyor. Ayağımın kırığı iki ay sonra geçer. Annemi göremeyecek olmanın acısı tarif edilemez. Ancak bunu yaşayan bilir. Ama hayat devam ediyor.


SAĞNAK YAĞMUR, 5 GOL VE DEİVİD'İN GÖZYAŞLARI...

Ve Deivid dün gece, sıkıntılar içinde kıvranan Fenerbahçe’nin dirilişe geçtiği Bursa maçında, sakatlığına göre imkansızı başardı. Şampiyonlar Ligi’nde onsuz oynanan 3 maçta Fenerbahçe özellikle Arsenal karşısında çaresizliği oynamıştı ve gözler onu arıyordu. Taraftar, en umutsuz anda sahneye çıkıp 30 metreden rakip kaleye gönderdiği füzelerini özlüyordu. “6 ayda düzelmez, ancak ikinci yarıya yetişir” denilse de o hiç durmadan çalıştı. Kırılan ayağına yüreğini takdı adeta. Ara ara “ben geliyorum” haberleri ile taraftara kendisini hatırlatsa da kimse ondan bu kadar hızlı bir başlangıç beklemiyordu. Maç 4-0’ken Alex’in yerine oyuna giren ve takımının 5. golünü atan Deivid, “Farklı skorla birlikte ben de geldim. Kötü günler geride kaldı” dercesine koştu pası aldığı Carlos’a. 5-2 biten maçta Fenerbahçe dirilişe geçerken tüm dikkatler Deivid’deydi. Onun için acı dolu günler geride kalmıştı artık. Sağanak yağmura rağmen ağladığını gizlemedi. Tribündeki eşi de. Üç buçuk ay önce takılıp ayağını kırdığı çimler üzerinde acıdan ağlayan Deivid mutluluk gözyaşlarını anlattı. Annesine yolladı o golü. "Çok zor günlerden geçtim. Bunlar bir sürü duyguların patlamasıydı. Annemi kaybettim. Sahada sürekli annem aklıma geldi. Gol attığımda da annemi düşündüm. Bu zor günlerden geçerken yanımda olan insanlar oldu. Eşim de benim en yakınımdaydı. Bütün herkesin yardımıyla zor günleri atlattım. Çalışmama devam edeceğim ve elimden gelen her şeyi yapacağım. Kendimi iyi hissediyorum."

Kötü günler geçiren Fenerbahçe'de bu zamana kadar iyi şeylere imza atan Deivid; Şampiyonlar Ligi'nin geri kalan kısmı için, kariyerinin en zor ve sıkıntılı günlerini geçiren kurt hoca Aragones için, "Gitme diye sokaklara" dökülen taraftarla arası gittikçe açılan Başkan Aziz Yıldırım için, sahada umutsuz ve şuursuzca mücadele eden takım arkadaşları ve daima başarı isteyen taraftar için umut oldu şimdi...