Dünya Mücadele Sanatlarý Federasyonu Baþkaný Murtaza Ünlü, kendisiyle yaptýðýmýz röportajda Uzak Doðu Sporlarý olarak bilinen mücadele sanatlarýnýn (dövüþ sporlarýnýn) aslýnda Türklere ait olduðunu iddia etti.




Dünya Mücadele Sanatlarý Federasyonu Baþkaný Murtaza Ünlü, kendisiyle yaptýðýmýz röportajda Uzak Doðu Sporlarý olarak bilinen mücadele sanatlarýnýn (dövüþ sporlarýnýn) aslýnda Türklere ait olduðunu iddia etti.

*Mücadele sporlarýný bize kýsaca tanýtýr mýsýnýz? Neleri kapsamaktadýr?

Mücadele sporlarýný kýsaca anlatacak olursak þöyle bir cevap vermemiz mümkün olabilir: Örneðin fiziksel olarak bir rakiple mücadele etmek, belli bir fiziksel kuvvet ve bütünlük istemektedir. Bu fiziksel bütünlük, sporcunun vücudunun rakibinden daha atak, esnek, kuvvetli ve dayanýklý olmasý gerekliliðini doðurur. Aksi takdirde esas amaç olan galip gelme sonucuna ulaþamaz. Yani bedeni ve ruhu disipline eden sporlar kendi içinde de bazý faklýlýklar gösterseler bile bilimsel olarak beden eðitimi ve kendini müdafaa konusunda amaç rakip sporcudan kondisyon açýsýndan ve teknik olarak üstün olmaktýr.

Özden TOPRAK /HÜRRÝYET

Mücadele sporlarýnda temel nokta, en beklenmedik anda bile savaþmaya ve mücadele etmeye hazýr olmaktýr. Dolayýsýyla çalýþmalar, sezgilerden baþlayýp teknik bilgilerin edinilmesine ve son noktada da kondisyon yeterliliðine doðru yol almaktadýr.

Eðer yapýlan faaliyet bir eðitim çalýþmasý deðil de yarýþmaya yönelik ise sporcu, kendisi kadar bilgili bir rakipten sadece kondisyon olarak üstün olmayý hedefler. Çalýþma þekli tamamen deðiþir ve iþte bu noktada mücadele sporlarý ortaya çýkmaktadýr.

* Mücadele sporlarý nasýl ortaya çýkmýþtýr? Geliþim sürecinden söz eder misiniz?

Mücadele etmek; kendini savunmak veya savaþmak olgusundan doðar. Savaþmak, hayatta kalmak adýna fiziksel ve düþünsel olarak yapýlan her eylemi içermektedir. Ýnsanlar da sadece içgüdüleri ile yaþadýklarý dönemde hayatta kalma mücadelesi vermiþ, bu nedenle “savaþma eylemini” gerçekleþtirmiþlerdir. Amaç, hayatta kalmaktan hayatý daha uygun kýlmaya terfi ettiðinde ise artýk saldýrmaya gerek kalmamýþ, sadece saldýrýdan korunma gereði oluþmuþtur. Bu noktada da “savunma” ortaya çýkýyor. Ýnsanlar, varlýðýný tehli***e sokan her þey için kendini savunmuþ ve mücadele etmiþtir. Savunmak ve mücadele etmek geçmiþte genellikle fiziksel bir eylem iken günümüzde düþünsel ve psikolojik bir yoðunluk kazanmýþtýr. Ama zaman içerisinde “düþman olgusu” deðiþmemiþ ve altyapýda da bir deðiþiklik olmamýþtýr. Dolayýsýyla yöntemler deðiþse bile saldýrýnýn niteliði ve þekli deðiþmemiþtir. Etkin mücadele ve savunma her anlamda kendi iç disiplininizi oluþturmanýzdan geçer. Burada öðrenilmesi gereken de mücadele ve savunmanýn öz disiplinidir. Bu yöntemler ayný zamanda hayatta karþýmýza çýkacak engellerle baþa çýkma yollarýnýn tümüdür. Fiziksel ve ruhsal bütünlük saðlandýðýnda kiþi hayatla daha etkin þeklide baþa çýkabilecektir.

* “Savunma Sanatý” deyimi çok yaygýn bir þekilde kullanýlýyor. Sizce savunmak; mücadele etmek sanat mýdýr?

Tabiî ki bir sanattýr. Üretkenlik sanatýn ve sporun birbirinden ayrýlmaz bütünlüðü içinde karþýmýza çýkmaktadýr. Üretkenliðin olmazsa olmaz bir öge olduðu mücadele ve savunma sanatlarýnda disiplini yok saymak mümkün deðildir. Mücadele sanatlarýnda teknik, zeka ve yaratýcýlýðýn buluþmasý bizi, savunurken ve mücadele ederken “sanat icra etme” noktasýna yaklaþtýrýr. Savunma ve mücadele sanatlarýný farklý kýlan özellikler (çözümsel düþünme yeteneði, estetik, enerjik olma, kuvvetlilik, dayanýklýlýk vb) var olaný geliþtirmek ya da içimizdeki deðerleri ve yetenekleri bir ritüel çerçevesinde ortaya çýkarmak sanatýn bizatihi kendisidir. Bunlarý içeren bir çalýþma ve buna baðlý bir geliþme söz konusu ise yapýlan dövüþmek, didiþmek, savaþmak, boðuþmak, mücadele etmek, yarýþmak, kazanmak ya da kaybetmek deðil “insanýn mücadeleci yanýnýn eðitilmesinin” en güzel yoludur.

*Dünya Mücadele Sporlarý Federasyonu’nun kuruluþ amacý nedir ve nasýl kuruldu?

Biz Dünya Mücadele Sporlarý Federasyonu olarak gücümüzü inancýmýzdan, tarihimiz ve geçmiþimizden alarak yola çýktýk. Zaten çalýþmalarýmýzýn odak noktasý budur. Hedefimiz ise dünya genelinde “Türkiye merkezli” bir mücadele sporlarý aðý oluþturmak. Federasyonumuzun bünyesinde faaliyet göstermekte olan farklý spor branþlarýnýn bizim için birer zenginlik kaynaðý olduðunu düþünüyoruz. Mücadele sporlarýný özel kýlan da bu denli farklýlýklarýn içerisinde belli bir bütünü temsil ediyor olmasýdýr. Bu sebeple haklý olarak farklý olduðumuzu düþünüyoruz çünkü Federasyonumuz bünyesinde mücadele sporlarý kapsamýnda Türk ve dünya sporuna hizmet vermekte olan her bireyin yetenekli, enerjik, coþkulu ve üretken olduðunu biliyor ve böyle süreceðine de inanýyoruz.

*Peki bu Federasyonu kurma amacýnýz yalnýzca spor faaliyetleri mi yoksa farklý hedefleriniz de var mý?

Bilirsiniz, dünyada bilimsel, ekonomik, kültürel ve sportif alanlarda standart koyma yetkisi, baþlangýçta bir dernek veya þirket olarak kurulan, zaman içinde herkesin üye olduðu kurullarýn iþidir. Kural koyan bu yapýlanmalarýn hiçbirinin merkezi Türkiye’de deðildir. Maalesef hemen hemen hiçbir alanda öncülük Türkiye’ye ait deðildir.

Mesela güreþ, ata sporumuz… Dünya Güreþ Federasyonu’nun Türkiye’de olmasý beklenirdi ancak bu konuda zamanýnda giriþim yapan ne yazýk ki olmamýþtýr.

Dövüþ sporlarý diye bildiðimiz sporlar da genelde herkesin bildiði gibi Japonya, Kore, Tayland, ABD, Çin, Danimarka ve Rusya gibi ülkelerin kontrolündedir.

Biz de bu genel anlayýþý deðiþtirmek için Türkiye merkezli Dünya Mücadele Sporlarý Federasyonu’nu kurarak bu alanda ilk adýmý atmýþ olduk.

Hedefimiz Türkiye ile diðer dost ve kardeþ dünya ülkeleri arasýnda bir sportif að oluþturarak kurduðumuz yapýyý güçlü bir dünya federasyonu haline getirmek.

Dünya Mücadele Sanatlarý Federasyonu kurulurken uzun süre çalýþmalar gerçekleþtirilmiþ; teknik, teorik ve bilimsel alt yapýsý kendi alanlarýnda uzman Türk sporcularýmýz tarafýndan hazýrlanmýþtýr. Ýddia ediyoruz ki Dünya Mücadele Sanatlarý Federasyonu, Uzak Doðu sporlarý olarak bilinen ama özünde Türklere ait olan mücadele sanatlarýnda öze dönüþün baþlangýcý olacaktýr. Bu konuda tüm kamu ve özel kuruluþlardan federasyonumuza destek vermelerini bekliyoruz.

*Baþlangýçta bu federasyon kaç kulüple kuruldu? Ekipte hangi isimler var?

Biz bu federasyonu ilk baþlarda 15 kulüple kurduk. Kýsa zamanda 25 kulübe ulaþtýk. Þu anda ise Türkiye’nin her köþesinde spor kulübüne sahibiz. Asbaþkanlarýmýz Þenaydýn Akkýlýnç, Cemal Çolak, Galip Gülen ve Mustafa Turan.
* Dövüþ sporlarý ile uðraþan sporcular daha çok hangi gerekçelerle bu sporu öðrenmek istiyor? Türkiye’de bu iþi yapanlar, baþlangýçta bu spor dallarýnýn diðer spor dallarýna göre daha ulaþýlabilir, yaygýn ve hesaplý olmasýndan dolayý tercihte bulunabiliyor. Lisanslý sporcularýmýzýn geçmiþlerine baktýðýmýz zaman da bunu görmek mümkün zaten. Ancak bunun beraberinde kabalýðý ve þiddeti getirdiði sanýlýyor. Oysaki biz sporcularýmýza ilk önce beden terbiyesini, ahlaklý ve erdemli olmayý öðretiyoruz. Örnek sporcu olmayý öðütlüyoruz. Bizi para karþýlýðý maç yapan insanlar olarak tanýyabiliyorlar ve amacýmýzýn dövüþmek ve þiddet olduðunu düþünüyorlar. Hiç kimse beden terbiyesini esas almadan sporu sadece dövüþ olsun diye yapmaz. Bizim iþimizin özünde inanç, sabýr ve sevgi var. Bu nedenle bu sporlarý öðrenmek isteyen gençlerimize uzun soluklu mücadelelerinde inanç ve sabrýn zorunluluðuna ve mutlaka sevginin olduðuna inanmalarýný, yaptýklarý iþin arkasýnda olmalarýný, idealist olmalarýný öðütlüyorum.