KÜLTÜR SANAT Haberleri...

[sarıkanarya_41]

Türkİye’de arkeoloji biliminin gelişmesini ve kurumsallaşmasını sağlayanlardan Prof. Dr. Refik Duru’nun, Emine Çaykara’yla birlikte gerçekleştireceği “Atatürk ve Türkiye Arkeolojisi: Bugünden Önce Yarından Sonra” başlıklı söyleşi bugün saat 18.30‘da İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nde izlenebilir
Atatürk’ün ilgisi ve desteğiyle başlatılan ilk milli kazılar, oluşturulan kurumlarla gelişmeye başlayan Türkiye arkeolojisini tarihsel bir bütün içinde değerlendirecek olan Prof. Duru’nun söyleşisi, Türkiye’de arkeolojinin geleceği için de aydınlatıcı

[sarıkanarya_41]

Erdal Murat Aktaş’ın yönettiği ve Mazhar Alanson, Güven Kıraç, İrem Altuğ ile Birsen Dürülü’nün oynadığı Kirpi, 30 Ocak'ta vizyona çıkarılıyor.
Kirpi, birbirlerinden intikam almak için her yolu deneyen iki inatçı düşmanın, oldukça masum başlayan çekişmelerinin ülke çapında bir kargaşaya yol açmasını komik bir dille anlatıyor. Kirpi’nin kahramanları arasında başlayan olaylar, akıl almazlık dozu giderek artan misillemelerle çevrelerinde yaşayan herkesin başını belâlara saran büyük bir hesaplaşmaya dönüşüyor.
Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

[sarıkanarya_41]

İstanbul Modern Sinema, 11-28 Aralık tarihleri arasında “Asia” başlıklı program kapsamında Asia Argento’nun filmlerini izleyiciyle buluşturacak
Programda Argento’nun Hollywood’u fethettiği “Ölüler Ülkesi”, “Suspiria”, “Gözyaşlarının Annesi”, Birol Ünel ile birlikte oynadığı “Transylvania” ve kendisinin yönettiği “Aldatan Yürek” adlı filmleri gösterilecek. Türkçe altyazılı olan film gösterimleri müze ziyaretçilerine ücretsiz

[sarıkanarya_41]

İtalya’da yaşayan ünlü yönetmen Ferzan Özpetek, filmlerinin New York Modern Sanatlar Müzesi’nde gösterilmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirterek, "Hayatımda bundan sonra MoMA öncesi, MoMA sonrası olacak" dedi.
Ferzan Özpetek’in filmlerinin MoMA’da gösterimi dün gece 2001 yapımı Cahil Periler (Le Fate Ignoranti) ile başladı. Filmden önce Özpetek onuruna MoMA’da resepsiyon verildi. Resepsiyona Özpetek, filmlerinde başrol oynayan Stefano Accorsi ve Isabella Ferrari ile katıldı.
Filmin gösteriminden önce Cinecitta Holding üst düzey yetkilisi Gactano Blandini Özpetek’i "Türk-İtalyan-Avrupalı maestro(üstat)" olarak tanıttı ve kendisini konuşma yapmak üzere kürsüye davet etti.
İzleyicilerin coşkulu alkışları eşliğinde kürsüye gelen Özpetek, filmlerinin MoMa’da gösterilmesinden büyük mutluluk duyduğunu belirtti. Hayatında istediği şeyi yapmış olmaktan çok memnun olduğunu kaydeden Özpetek, 17 yaşına dek Türkiye’de yaşadığını, küçüklüğünün anılarının ve ailesindeki kadınların kendisini ve filmlerini etkilediğini anlattı.
Cahil Periler filminin geniş kitleler tarafından bu kadar beğenileceğini beklemediğini de söyleyen Özpetek, filmin büyük başarı kazandığını ifade etti. Özpetek sözlerini, "Hayatımda bundan sonra MoMA öncesi, MoMA sonrası
olacak" diyerek tamamladı.
Özpetek’in ardından Cahil Periler filminin başrol oyuncusu Stefano Accorsi de bir konuşma yaptı. "Bugün burada Ferzan için bulunmaktan çok mutluyum" diyen Accorsi, Özpetek’in her zaman anlatacak bir hikayesi olduğunu ve onun "sihirli" bir yönetmen olduğuna inandığını belirtti.
MoMA Film Bölümü üst düzey yetkilisi Jytte Jensen de Özpetek’i MoMA’da ağırlamaktan büyük mutluluk duyduğunu söyledi ve Özpetek’in filmlerinin duygu yüklü ve modern hayatı son derece güzel anlatan filmler olduğunu kaydetti.
-THE MOON AND STAR PROJECT:MoMA’DA İLK KEZ TÜRK YÖNETMEN-
Özpetek’in filmlerinin MoMA’da gösterilmesine sponsor olan, merkezi New York’da bulunan The Moon and Star Project Başkanı Kaan Nazlı da A.A muhabirine yaptığı açıklamada bu projeyi desteklemekten memnuniyet duyduklarını, bunun New York’ta bir Türk yönetmen için yapılan 4. toplu film gösterimi olduğunu söyledi.
Daha önce Zeki Demirkubuz, Ömer Kavur ve Nur Bilge Ceyhan için bu tür etkinlikleri düzenlediklerini kaydeden Nazlı, dünyanın en prestijli çağdaş sanat müzelerinden olan MoMA’da ise ilk kez bir Türk yönetmeninin toplu gösterimi olduğunu bildirdi.
Programı destekleyen bir başka kuruluş da Amerikan Türk Cemiyeti (ATS) oldu. ATS yöneticisi Selen Uçak da AA muhabirine, "Çok önemli bir Türk yönetmenin çok önemli bir kuruluş olan MoMA’da film gösterimini desteklemekten çok mutluyuz" dedi.
Ferzan Özpetek’in dünyada daha çok İtalyan bir yönetmen olarak tanındığı görüşünü dile getiren Uçak, ATS olarak programa destek vermekle Özpetek’in Türk kökenini de vurgulamaktan memnun olduklarını belirtti.
Özpetek’in Cahil Periler dışında MoMA’da gösterilecek filmleri arasında "Mükemmel Bir Gün" (Un Giorno Perfetto), "Karşı Pencere" (La Finestra di Fronte), "Hamam", "Kutsal Yürek" (Cuore Sacro), "Harem Suare" ve "Bir Ömür Yetmez" (Saturno Contro) bulunuyor.
"Mükemmel Bir Gün" filminin ABD galası yarın MoMA’da yapılacak.

[sarıkanarya_41]

Onların, yapım süresince verdikleri bütün emeklere, geçirdikleri 15 haftalık çekim sürecine ve harcanan bütün paraya değmiş, bizim de bu kadar merakla beklediğimize...

Özellikle geçtiğimiz ay peşpeşe gelen fragmanlar ve teaser’larla merakımızı tavana vurduran A.R.O.G sonunda hazır, bugün sinemalarda gösterilmeye başlıyor.
G.O.R.A. ile aram pek iyi olmadığıdan A.R.O.G’dan ilk beklentim daha iyi bir film olmasıydı. Türünün, Türk sinemasındaki en iyi örneklerinden biri olan A.R.O.G, her açıdan G.O.R.A.’dan çok daha iyi. Film, hem teknik olarak, hem senaryosu ile, hem de hikâye anlatımıyla G.O.R.A.’yı epey sollamış.
Hikâyesi, kostümleri, oluşturulan mekânlar ve aksamayan oyunculuklarıyla A.R.O.G., kuşkusuz Türk sinemasının altından en iyi kalkılmış filmlerinden biri. Fakat benim için 128 dakikalık bir kahkaha tufanı da olmadı A.R.O.G. “İyi bir film mi?” sorusuna vereceğim “Kesinlikle evet” cevabını “Çok komik mi?” sorusu için ne yazık ki yineleyemeyeceğim. A.R.O.G da G.O.R.A. gibi benim komik anlayışıma uyan, bana kahkahalar attıran bir film değil. Fakat bu kadar iyi yapılmış fantastik bir Türk filmi seyretmek, filmde figüranlı sahnelerin bile eğreti durmadığını görmek memnuniyet verici.
Futbol maçı çekimlerine hayran oldum. Sadece maç sahnelerinde yarattıkları atmosfer için bile Cem Yılmaz ve Ali Taner Baltacı herkesten koca bir tebriği hak ediyor.
Gelelim filmin hikâyesine... Arif, Ceku’yu G.O.R.A.’dan Dünya’ya getirmiş, mutlu bir yaşam kurmuştur. G.O.R.A.’da ise Logar, Arif’i ortadan kaldırıp, onun kimliğiyle Ceku’nun karşısına geçmeyi planlamaktadır. Bu fikirle Dünya’ya gelen Logar, yaptığı zaman makinesi ile Arif’i bir milyon yıl öncesine, Yontma Taş Devri’ne gönderir. Arif, bir yandan geri dönüp Ceku’yu kurtarma planları yaparken, bir yandan da çevresindekileri, gelecek nesilleri dolayısıyla geri döndüğünde kendini daha iyi yaşatacak şekilde eğitmeye çalışır.
A.R.O.G bugün seyirciyle buluşuyor. Önümüzdeki günlerin epey A.R.O.G’lu geçeceği kesin. Film, birçok farklı görüş getirecek, “Yeteri kadar komik mi, değil mi?” diye bol bol tartışılacak ve gişesi yakından takip edilerek rekor yolunda durumu gözlenecek. Sonuç ne olursa olsun, A.R.O.G seyredilmeyi ve seyircinin ilgisini hak eden bir film.

A.R.O.G.
Bİr yontmataş filmi
Yönetmen: Cem Yılmaz, Ali Taner Baltacı
Oyuncular: Cem Yılmaz, Ozan Güven, Özkan Uğur, Nil Karaibrahimgil, Özge Özberk, Zafer Algöz, Hasan Kaçan, Muhittin Korkmaz
Süre: 128 dakika



Muro ve Çeto bu sefer başrolde
Kurtlar Vadisi Pusu dizisinin yan karakterlerinden Muro ve Çeto kendi maceralarıyla beyazperdede. Dizinin seyircilerinin “Nalet olsun içimdeki insan sevgisine” repliği ile tanıdığı Muro, filmde de yardımcısı Çeto ile takışıp tartışmaya devam ediyor. Filmin yönetmeni Necati ve Raci Şaşmaz’ın kardeşi Zübeyr Şaşmaz.
Cezaevinden çıkan Muro ve Çeto, memleketlerine dönerler. Akıllarında bir devrim yapmak vardır. Öncelikle köye gidecek, evlenip yuva kuracak ve örnek birer devrimci olacaklardır. Fakat köye gittiklerinde beklenmedik bir durumla karşılaşırlar. Köyün muhtarı yokluklarında onları birer Rus ile evlendirmiştir. Muro ile Çeto’nun akıllarındaki devrimi gerçekleştirmeleri için kadınları bulup boşanmaları gerekmektedir.

MURO
Yön.: Zübeyr Şaşmaz, Oyn.: Mustafa Üstündağ, Şefik Onatoğlu, Selim Erdoğan, Eray Türk, Evrim Alasya

[sarıkanarya_41]

ULUSLARARASI Bursa İpek Yolu Film Festivali, önceki gecesi Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen törenle sonlandı. Törende Festival’in ödülleri de sahiplerini buldu
Uluslararası Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması’nda “İz Sürücü”, Altın Karagöz Ödülü’nü alırken; En İyi Yönetmen Ödülü’nü “Aşk ve Diğer Suçlar”adlı filmin yönetmeni Stefan Arsenijevic kazandı. “Diyet” ise SİYAD Ödülü’nü aldı. Ulusal Altın Karagöz Uzun Metraj Film Yarışması’nda ise “Gökten Üç Elma Düştü” En İyi Film ve En İyi Senaryo Ödülleri’ni kazandı. En İyi Yönetmen Ödülü ise “Nokta” filmiyle Derviş Zaim’in oldu. SİYAD Ödülü’de “Dilber’in Sekiz Günü” adlı yapım aldı.

[sarıkanarya_41]

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen "3. Uluslararası Bursa İpek Yolu Film Festivali" çerçevesinde gerçekleştirilen sinema kurslarında eğitim görenlere sertifikaları, törenle verildi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin, Tayyare Kültür Merkezi’ndeki sertifika töreninde, festivalin çıtasının her geçen gün yükseldiğini ifade etti.
Verilen eğitimin, kursiyerlerin geleceğine yön vereceğini belirten Şahin,"İçinizden geleceğin yıldızlarının çıkacağına eminim. Umarım hepiniz İzzet Günay ve Hülya Koçyiğit gibi başarılı birer sanatçı olursunuz" dedi.
Ücretsiz düzenlenen kurslara katılanlar arasında 70 kişi, sertifika almaya hak kazandı. Kursiyerlere, sertifikalarını, Hikmet Şahin, Büyükşehir Belediyesi Kültür Sanat Danışmanı Ahmet Erdönmez, Türk sineması oyuncularından İzzet Günay ile festival danışma kurulu üyeleri Necip Sarıcı ve Ali Sönmez verdi.

[sarıkanarya_41]

Rusya’daki Türk Kültür Yılı etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen "Çağdaş Türk Filmleri" günlerinin açılışı, Türkiye’nin Moskova Büyükelçisi Halil Akıncı tarafından yapıldı.
Akıncı, "Tatil Kitabı" adlı filmin gösterimi öncesinde yaptığı konuşmada, Rusya’daki sanatseverleri Türk sinemasının genç yönetmenlerinin yeni filmleriyle buluşturmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Büyükelçi Akıncı, Rusya’da Türk Kültür Yılı’nı kutlarken, iki ülke arasında ticaretten siyasete her alanda gelişen ilişkilerin en çok kültür alanında daha da ileri götürülmesi gerektiğine inandığını belirterek, gösterilecek filmler hakkında bilgi verdi.
Moskova’nın merkezinde bulunan "Dom Kino"daki (Sinema Evi) açılış gecesine yönetmen Ümit Ünal ve oyuncu Nejat İşler de katıldı. Rusya’da 1-5 Aralık arasında yapılacak Çağdaş Türk Filmleri Günleri’nde dün akşam gösterilen, yönetmenliğini Seyfi Teoman’ın yaptığı "Tatil Kitabı" filminin yanı sıra Semih Kaptanoğlu’nun yönettiği "Yumurta", Ümit Ünal’ın yönettiği "Ara", Reha Erdem’in yönettiği "Beş Vakit" ve Derviş Zaim’in yönettiği "Nokta" adlı filmler gösterilecek.

[sarıkanarya_41]

Rodrigo Garcia’nın yönettiği ve Anne Hathaway, Patrick Wilson, David Morse ile Andre Braugher’in oynadığı Yolcular, 2 Ocak'da vizyona çıkarılıyor.
Genç terapist Claire, hocası tarafından korkunç bir uçak kazasından sağ kurtulan beş yolcuya danışmanlık yapmakla görevlendirilir. Claire’in yaşadığı zorluklar, yardım elini reddeden ve kazayı bahane ederek ona açık açık kur yapan Eric’le karşılaşınca daha da artar. Claire, Eric’le arasındaki mesafeyi korumaya çabalarken, diğer hastalar kazaya dair ayrıntıları anımsamak için uğraşmaktadırlar.

[sarıkanarya_41]

Komedyen Jim Carrey’nin "Bay Evet" olarak beyazperdeye döndüğü yeni filmi "Bay Evet/Yes Man" 16 Ocakta vizyona girecek.
Warner Bros Türkiye’den alınan bilgiye göre, "Ayrılık/The Break-Up" ve "Gençlik Ateşi/Bring It On" adlı filmlerin yönetmeni Peyton Reed imzası taşıyan filmin senaryosunu Nicholas Stoller, Jarrad Paul ve Andrew Mogel İskoç yazar, mizahçı ve televizyoncu Danny Wallace’nin aynı adlı anı kitabından uyarladı.

Yapımcılığını "Bayan Daisy’nin Şoförü" ve "Sweeney Todd: Fleet Sokağının Şeytan Berberi" ile tanınan Oscar ödüllü yapımcı Richard D. Zanuck ile "Ben Efsaneyim" ve "Harry Potter" serisinden tanınan David Heyman’ın
gerçekleştirdiği filmin başrolünde Jım Carrey ile Zooey Deschanel, Bradley Cooper, John Michael Higgins ve Terence Stamp yer aldı. Filmde yardımcı rolleri ise Rhys Darby, Danny Masterson, Fionnula Flanagan, Sasha Alexander, Molly Sims, Brent Briscoe, Rocky Carroll, John Cothran ve Spencer Garrett paylaştı.

Görüntü yönetimini Robert Yeoman’ın üstlendiği filmde yapım tasarımı Andrew Laws’un, kurgu Craig Alpert’in, kostüm tasarımı Mark Bridges’ın, müzik ise Lyle Workman ile Mark Oliver Everett’in imzasını taşıyor.
Filmin konusu özetle şöyle:

"Carl Allen (Jim Carrey) bir rutin içindedir. Çalıştığı bankada kredi başvurularını geri çevirmediği zamanlarda, arkadaşlarının davetlerini geri çevirmekte, evde koltuğuna gömülüp tek başına televizyon seyretmektedir. Etkin
şekilde bir ’Bay Hayır’ olmuştur. Carl’ın yaşamı isteksizce katıldığı kendi kendine yardım semineriyle beklenmedik ve köklü bir şekilde değişir. Seminerin lideri, katılımcıları daha çok ’evet’ diyerek hayatlarını değiştirmeleri
konusunda yüreklendiren bir ’evet’ gurusudur. Başta şüpheci yaklaşan Carl, her şeye ’evet’ diyerek kendini anın akışına bırakır."