Konuya Etiketlenenler

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 8/9 İlkİlk 123456789 SonSon
88 sonuçtan 71 ile 80 arası

Konu: KÜLTÜR SANAT Haberleri...

  1. #71

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Oscar şaşırtmadı

    23 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}81. Oscar Akademi ödülleri, Los Angeles'daki Kodak Theatre'da bu sabaha karşı yapılan törenle sahiplerine dağıtıldı.

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Sunuculuğunu Avustralyalı tiyatro ve sinema oyuncusu Hugh Jackman'ın yaptığı törende, geceye 8 ödülle Slumdog Millionaire damgasını vurdu.
    Hayatla mücadelesine, Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 'ın Mumbai kentinin kenar mahallesinde başlayan bir çocuğun, zorluklar içindeki büyüme sürecini, bir aşk hikayesini de içine katarak, katıldığı bir yarışma programı çerçevesinde ele alan
    Slumdog Millionaire, en iyi film, en iyi yönetmen, en iyi uyarlama senaryo, en iyi görüntü yönetmenliği, en iyi ses miksajı, en iyi kurgu, en iyi film müziği ve en iyi orijinal şarkı ödüllerine layık görüldü.
    Oscar'a 13 dalda aday gösterilen The Curious Case Of Benjamin Button sadece 3 ödülle yetinmek zorunda kaldı. Brad Pitt'in başrolünü üstlendiği, yaşlı doğan ve gittikçe gençleşen bir Amerikalının hayatını konu alan film, en iyi sanat yönetmenliği, en iyi makyaj ve en iyi görsel efekt dallarında ödül aldı.
    En iyi erkek oyuncu ödülünü, "Milk" adlı filmde, eşitlik isteyen ve kendi kaderini paylaşanların haklarını korumak için siyasete atılan eşcinsel rolündeki Sean Penn aldı. Sanatının yanı sıra siyasi fikirleriyle de bilinen 48 yaşındaki Penn, 2004 yılında, Mystic River filmindeki rolüyle de ödül almıştı.
    En iyi kadın oyuncu ödülünü ise "The Reader" adlı filmdeki rolüyle Kate Winslet aldı. Dramatik bir konuyu içine romantizm katarak ele alan filmde, Nazi geçmişi olan bir Alman kadınını oynayan 33 yaşındaki Winslet, son 13 yılda 5 kez Oscar'a aday gösterilmiş, ancak evine eli boş gitmek zorunda kalmıştı.
    İŞTE OSCAR KAZANANLARIN LİSTESİ
    En iyi yönetmen: Danny Boyle (Slumdog Millionaire)
    En iyi kadın oyuncu: Kate Winslet (The Reader)
    En iyi erkek oyuncu: Sean Penn (Milk)
    En iyi film: Slumdog Millionaire
    En iyi yardımcı kadın oyuncu: Penelope Cruz (Vicky, Cristina Barcelona)
    En iyi özgün senaryo: Dustin Lance Black (Milk)
    En iyi uyarlama senaryo: Simon Beaufoy (Slumdog Millionaire)
    En iyi animasyon: WALL-E
    En iyi kısa animasyon: La Maison en Petits Cubes
    En iyi sanat yönetmenliği: The Curious Case Of Benjamin Button
    En iyi kostüm tasarımı: The Duchess
    En iyi makyaj: Greg Cannom (The Curious Case Of Benjamin Button)
    En iyi görüntü yönetmenliği: Slumdog Millionaire
    En iyi kısa metrajlı film: Spielzeugland (Toyland)
    En iyi yardımcı erkek oyuncu: Heath Ledger (The Dark Knight)
    En iyi belgesel: Man On Wire
    En iyi kısa metrajlı belgesel: Smile Pinky
    En iyi görsel efekt: The Curious Case Of Benjamin Button
    En iyi ses kurgusu: The Dark Knight
    En iyi ses miksajı: Slumdog Millionaire
    En iyi kurgu: Slumdog Millionaire Onur ödülü: Jerry Lewis
    En iyi film müziği: Slumdog Millionaire
    En iyi orijinal şarkı: Jai Ho (Slumdog Millionaire)
    En iyi yabancı film: Departures (Japonya)

  2. #72

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    60 yıllık elbise uğur getirdi

    26 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Oscar ödülü kazanan İspanyol oyuncu Penelope Cruz'un, gecede göz kamaştıran şıklığının sırrı çözüldü. Oyuncu, antika değer taşıyan 60 yıllık kıyafetini 8 yıl önce bir mağazada bularak aldığını ve o günden bu yana hiç giymediğini belirtti.

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    People dergisinin internet sitesinde yer alan habere göre, yönetmenliğini Woody Allen'ın üstlendiği, Türkiye'de “Barselona” ismiyle gösterilen “Vicky, Cristina, Barcelona” yapımla “En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu” dalında Oscar ödülüne değer bulunan Cruz, gecede boy gösterdiği kıyafetin sırrını ortaya döktü.
    “Pierre Balmain” marka kıyafetini 8 yıl önce satın aldığını ancak hiç giymediğini anlatan Penelope Cruz, bu giysinin 60 yıllık antika değer taşıyan bir tuvalet olduğunu belirtti. Tanınmış İspanyol oyuncu, “Bu kıyafeti 8 yıl önce buldum ve onu gerçekten çok özel bir gün için sakladım” sözleriyle Oscar gecesine verdiği önemi de vurguladı.
    Bu kıyafetini zarif bir pırlanta bileklikle süsleyen Cruz, 69 karatlık elmaslarla süslü değerli kolyesiyle de dikkatleri üzerinde toplayarak, Oscar törenlerinin en şık oyuncularından biri oldu.

  3. #73

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cate Blanchett, Robin Hood'da oynayacak

    26 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Beyazperdenin yetenekli yıldızlarından Cate Blanchett yeni çekilecek olan Robin Hood filminde oynayacak. Yönetmenliğini Ridley Scott'ın üstleneceği flimde güzel yıldız Mad Marion karakterini canlandıracak.

    Hikaye 12. Yüzyılın tarihsel gerçeklerine uygun olarak senaryolaştırılacak ve Russell Crowe Nottigham halkı tarafından yetiştirilmiş terkedilmiş bir çocukluğu olan ve bu sebeple de toplum bilinci ve hassasiyeti kuvvetli bir karakteri canlandıracak. Küçük yaşta terkedilmiş olmanın doğurduğu güven sorunlarından biri olarak Crowe kimseye kolay kolay aşık olamıyordur ancak Blanchett’in canlandıracağı Maid Marion karakteri ile karşılaşır ve onun güçlü ve özgür ruhunu kendi ruh ikizi olarak görür.
    Brian Helgeland hikayenin "Gladyatör" versiyonu olarak da nitelendirilen son halini yazdı. Bütçesi 130 milyon dolar olarak belirlenen filmin çekimlerine ise Nisan'da başlanacak.

  4. #74

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Keramet pakette mi

    26 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Amerikan sinemasının temel takıntılarından biri aile değerleri. Mafya filmlerinin bile ayrılmaz parçası olan bu tema çoğu zaman mucize değişimlerin altında yatan faktördür. Zoraki Tatil’de de böyle bir mucizeye tanık oluyoruz.

    İsmail Türkmen / Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Geçtiğimiz günlerde önce dayı oldum. İlk kez anne olan çok sevdiğim kardeşimi ve güzel Ayşegül’ü görmeye gittiğim gün anneannemin vefat haberini aldım. Cenaze, mevlit derken yaklaşık bir hafta boyunca hiç alışık olmadığım yoğun bir aile dayanışması/kaynaşması ortamını soludum. Bu vesilelerle belki de 20 yıldır görmediğim akrabalarımı ve eski komşularımı gördüm. Nedenini henüz tam olarak çıkarabilmiş değilim ama şimdiye kadar yaptığım aile ziyaretleri arasında galiba beni en fazla mutlu edeni bu seferki oldu.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ’a döndüğümde izlediğim ilk film Four Christmases’ti (Zoraki Tatil). Ziyaretlerimden dolayı girdiğim halet-i ruhiyeye cuk oturdu diyebilirim. Dolayısıyla bazı açılardan da benzeştiğimiz filmin baş karakterleri Brad (Vince Vaughn) ve Kate’yi (Reese Witherspoon) normalde yapacağımdan daha fazla ilgiyle izledim. Ama tabii ki Zoraki Tatil bir Amerikan filmi olduğu için onlar çok kısa bir zamanda mucizevi bir dönüşümden, hatta belki bir başkalaşımdan geçtiler. Kazara ve kısacık da olsa ziyaret ettikleri ailelerinden çok şey öğrendiler, sorumluluktan kaçan, umursamaz ve özgür ruhlarını satıp birer aile babası ve anne oluverdiler.
    İç huzuru belki de bir paket program olarak geliyordur. Ama ben yine de babalık unsurunu çıkarıp bu paketi satın almak istiyorum. Anladığım kadarıyla paketten bir varlığı çıkardığınız zaman fiyat düşeceğine artıyor. Şu an itibarıyla bu da benim çelişkim. Ve her şeye rağmen ben çocuksuz bir huzur aramam gerektiğini düşünüyorum. Şimdiye kadar elimdeki varlıklar istediğim iç huzurunu elde etmeye yetmedi. Ama her şeye rağmen umudum var ve film seyretmeye devam ediyorum. İyi haftalar.

  5. #75

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Transformers 2 geliyor !

    26 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}İlk bölümü ile hasılat rekorları kıran “Transformers”ın devamı “Yenilenlerin İntikamı”, 26 Haziran'da vizyona girecek. Sinemaseverler, 2007 yılında dünya sinemalarında 708 milyon dolar hasılat elde eden ve film yapım stüdyolarını dev robot yapımları için harekete geçmeye yönelten “Transformers”ın devamını görmek için gün saymaya başladı.

    İnsanoğlunun “Autobotlar” ile “Decepticonlar” arasındaki savaşın ortasında kalmasını anlatan filmin yönetmenliğini, ilk filmde olduğu gibi Michael Bay üstlenirken, prodüksiyon amirliğini Steven Spielberg yaptı.
    Başrollerinde Shia LaBeouf ve Megan Fox ikilisinin bir kez daha kamera karşısına geçtiği filmde, izleyiciler daha fazla robotla tanışırken, maceranın boyutları dünyanın çeşitli ülkelerine yayılacak.
    Filmin senaryosunu bu kez Roberto Orci ve Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Kurtzman, Ehren Kruger ile birlikte yazdı. Senaristlere toplam 8 milyon dolar ödendi.
    İkinci “Transformers” yapımı için 200 milyon dolar bütçe ayrıldı. Bu rakamın, ilk film için ayrılan bütçeden 50 milyon dolar fazla olduğu açıklandı.
    ÇEKİM ALANLARI
    Filmin çekimlerine Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 'de başlandı. Mısır piramitlerinin yakın çekim sahneleri için Los Angeles'ta hazırlanan maketler kullanıldı.
    Yönetmen Michael Bay, Mısır piramitlerinde çekim yapmak için Mısır hükümetinden izin aldı. Çekim sırasında piramitlere zarar verilmeyeceği konusunda yetkililere güvence verildi. Filmin başrol oyuncusu Shia LaBeouf'un da yer aldığı bir grup, Mısır'da Giza piramitleri bölgesi ve Luxor'da 3 gün süreyle çalışma yaptı. Güvenlik nedeniyle bu çekimler gizli tutuldu.

    Ardından Ürdün'e geçilerek Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'nin desteğiyle buradaki Petra, Wadi Rum ve Salt bölgelerinde 4 gün çekim yapıldı.
    Ürdün'deki çalışmanın tamamlanmasının ardından Paris'e geçildi ve Eyfel Kulesi ile Zafer Anıtı'nda çekime devam edildi.
    KARAKTERLER
    Filmde, East Coast Üniversitesi'nde astronomi okuyan ve ilk filmde “Megatron”u öldüren genç “Sam Witwicky” rolünde Shia LaBeouf rol aldı.
    “Sam”in kız arkadaşı karakterini yine Megan Fox canlandırdı. “Jennifer's Body” adlı filmdeki rolü için epey kilo veren Megan Fox, yeni rolüne dönmeden önce 3 haftada 5 kilo aldı.
    “ABD hava subayı ve autobotların müttefiki Yüzbaşı William Lennox” rolünde Josh Duhamel, “Lennox'un timinde Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. hava kuvvetleri savaş kontrolörü olan ve autobotlar ile işbirliği yapan Robett Epps” rolünde Tyrese Gibson kamera karşısına geçti.
    Lağvedilen “Sektör 7” birliğinin eski ajanlarından olan ve dünya yüzeyinde “Transformer” aktivitesini gözlemleyen “Reggie Simmons” karakterini John Turturro canlandırırken, film çekimleri sırasında “Turturro”nun Mısır piramitlerine tırmanmasına izin verildi.
    “Lennox”un timine katılan “İngiliz özel kuvvetler mensubu Graham” rolünde Matthew Marsden oynadı. Mısır yolculukları sırasında “Sam” ile “Mikaela”ya eşlik eden yeni karakter “Leo Spitz” rolünde Ramon Rodriguez rol aldı.
    KONUSU: Başka mekanizmalara kolayca dönüşebilme yeteneğine sahip olan robotların gezegeni “Cybertron”da yaşayan, yöneticiliğini “Optimus Prime”ın yaptığı iyi robotlar “Autobotlar” ile yöneticiliğini “Megatron”un yaptığı şeytani ruhlu ve kötü niyetli “Decepticonlar” arasındaki mücadeleyi anlatan “Transformers”ın devam filminin konusu özetle şöyle: “Sam Witwicky (Shia LaBeouf), Transformers'ın kökenleri ve dünya üzerindeki tarihçesi konusunda yeni detaylar keşfeder. Topladığı bilgiyi ele geçirmek isteyen şeytani ruhlu Deceptionlar onun peşindedir. En büyük mücadele, Mısır'daki Giza piramitlerinde gerçekleşecektir. Çünkü aranan tapınak bu bölgededir. Ve macera başlar.”
    Filmde “Transformers”ın Mısır'ı piramitlerin inşa edilmesinden önce ziyaret ettiği gösterilecek. Filmde, Mısır'daki hiyeroglif yazılarının, helikopteri ve günümüzdeki diğer son teknolojik araçları çağrıştırdığına değinilecek.

  6. #76

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sonbahar ve üç Maymun'a dörder ödül

    26 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Özcan Alper’in ilk filmi “Sonbahar” ve Nuri Bilge Ceylan’ın ödüllü eseri “Üç Maymun”, 41. Sinema Yazarları Derneği (SİYAD) Sinema Ödülleri’ne damgasını vurdu. Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda yapılan törende her iki film de dörder dalda ödül aldı.

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Kısa film yönetmeni Senem Tüzen’in sahneden kayıp oyuncusunu aradığı, Nuri Bilge Ceylan’ın yurtdışından bir not gönderdiği, Şener Şen’in dakikalarca alkışlandığı ve 1977’den beri ilk kez Atilla Dorsay’ın sahnede sunucu olarak bulunmadığı gecede “Sonbahar”, yurtdışı ve yurtiçi festivallerden aldığı ödüllere, başta “En İyi Film” olmak üzere SİYAD’tan aldığı dört ödül daha ekledi. Ceylan da geçen yıl Cannes Film Festivali’nden sonra bu kez SİYAD tarafından “En İyi Yönetmen” ödülüne layık görüldü.
    SİYAD ödüllerini kazanan isimler ve eserler
    En İyi Film: Sonbahar (Yönetmen: Özcan Alper)
    En İyi Yönetmen: Nuri Bilge Ceylan (Üç Maymun)
    En İyi Kadın Oyuncu Performansı: Hatice Aslan (Üç Maymun)
    En İyi Erkek Oyuncu Performansı: Onur Saylak (Sonbahar)
    En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Performansı: Tülin Özen (Vicdan)
    En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Performansı: Ahmet Rıfat Şungar (Üç Maymun)
    En İyi Senaryo: Özcan Alper (Sonbahar)
    En İyi Görüntü Yönetimi: Feza Çaldıran (Sonbahar)
    En İyi Müzik: Demir Demirkan (Devrim Arabaları)
    En İyi Kurgu: Ayhan Ergürsel, Bora Gökşingöl, Nuri Bilge Ceylan (Üç Maymun)
    En İyi Sanat Yönetimi: Natali Yeres (Rıza)
    En İyi Belgesel: Devrimci Gençlik Köprüsü (Yönetmen: Bahriye Kabadayı)
    En İyi Kısa Film: Unus Mundus (Yönetmen: Senem Tüzen)
    En İyi Yabancı Film: Kan Dökülecek / There Will Be Blood
    Umut Veren Sanatçı: İnan Temelkuran

  7. #77

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Babylon canlı, heyecanlı

    28 Şubat 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Babylon Mart ayında yine yerli yabancı birçok müzisyeni ağırlıyor.

    Konser merkezi Babylon, müzikseverlere farklı bakış açılarının toplandığı düzenli ve zengin bir program sunmaya devam ediyor. Yeryüzünün farklı seslerini müzikseverlerle buluşturan Babylon Mart ayında Cem Yılmaz, Rapçi Fuat, Baba Zula, Ricky Ford/Neyzen Tevfık Project, Shantel, Ayça Şen gibi yine yerli yabancı birçok müzisyeni ağırlıyor.

    Geçen ay boyunca Hürriyet.com.tr’yi sıkı takip eden okurlarımız bizden pek çok etkinliğe bilet kazandılar. Siz de konser ve söyleşilere bilet kazanan şanslı okuyucularımızdan olmak istiyorsanız Mart ayı boyunca Hürriyet.com.tr’yi takip etmeye devam edin.


    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    BABYLON'DA BU AY

    Lokal Anestezi - Cem Yılmaz (Talk-Show)
    02 Mart 2009 Pazartesi / 20:30


    Televizyonda izlediğin herhangi bir talk-show'u düşün, kameraları at ve mekanın Babylon olduğunu hayal et. Bu hayal, programın yaratıcısı Erim Özşen ve Lokal Anestezi'yle gerçek oluyor. 2 Mart akşamı Cem Yılmaz bu geceye özel sohbetiyle Lokal Anestezi'ye konuk oluyor. Birebir katılabildiğin, soru sorabildiğin, eğlenebildiğin ve kendin olabildiğin bir gece. Katıl; seni de konuşalım...



    FUAT
    03 Mart 2009 Salı / 21:30
    Türkçe Rap'in en önemli isimlerinden Fuat'tan yeni albüm ve ilk konser! Her zaman sert, çarpıcı, zaman zaman espritüel ve muhalif şarkı sözleriyle tanınan Fuat, 'Kalbüm' albümünün ilk konseriyle Babylon sahnesinde. Berlin'de başlayan rap kariyerine 2005 yılından bu yana Türkiye'de devam eden Fuat, yeni albümünde popüler kültüre, sosyal sorunlara ve Ortadoğu'daki savaşlara değiniyor. 'Kalbüm' albümünün ilk konserinde Fuat'a Berlin hip hop camiasının yakından tanıdığı DJ Boba Fettt eşlik edecek.

    Lunatiko
    04 Mart 2009 Çarşamba / 21:30

    Lunatiko, Endülüs ve Anadolu topraklarının kültürel etkileşimini Klasik Türk Müziği ile Puro Flamenco ekseninde sentezleyerek izleyicilere özgün bir deneyim sunuyor. Sevilla’lı flamenko dansçısı Manuel Reina ve Flamenco Alaturka dansinin yaraticisi Işıll Reina öncülüğünde kurulan ve orkestra yönetimini Cem Öğet‘in üstlendiği Lunatiko ile Babylon’da kalbinizin ritmini tacón ve planta seslerine teslim edeceğiniz müzik ve dans dolu bir gece sizleri bekliyor.



    Baba Zula
    05 Mart 2009 Perşembe / 21:30

    Müziklerine getirdikleri görsel boyut, özellikle de kullandıkları canlı çizim tekniği ve konuk dansözleriyle ilgi çeken grup yine sevilen parçalarından oluşan ve sürpriz konukların da yer alacağı bir performans ile dinleyenlerinin karşısında olucak. Dünyanın dört bir yanından sıkı bir hayran kitlesine sahip olan Baba Zula geçtiğimiz yaz Venn, Arezzo Wave, Klinkende Munt gibi Avrupanın önemli festivallerinde sahne aldı.



    Queen Tribute Night " A Kind of Magic " 3
    06 Mart 2009 Cuma / 22:00

    “A Kind of Magic” grubu, Queen’in müzikal mirasını takdir etmek ve kutlamak amacıyla tekrar karşımızda. Grup, Queen’in en sevilen parçalarını orjinal konser yorumlarına bağlı kalarak sahnelemektedir. Vokal ve piyanoda Selçuk Sami Cingi, bas gitarda Alper Türek, gitarda Kaan Koçak, davulda Murat Bekin’den oluşan grup en güzel Queen şarkılarının ruhlarına sadık kalarak dinleyiciye sunuyor.




    Rock Party Hosted by Mabbas
    06 Mart 2009 Cuma / 00:00

    Queen Tribute Band konser sonrasında Babylon’u cayır cayır gitarlı, eğlenceli, coşkulu saatler bekliyor. 70’lerden günümüze gitarlı müziğin en sevilen parçalarıyla, The Doors, Led Zeppelin, Jimi Hendrix, Pink Floyd, David Bowie, The Rolling Stones, The Clash, Blondie, *** Pistols, Van Halen, AC/DC, Iron Maiden, Metallica, Whitesnake, Guns’n Roses, Dire Straits, Bruce Springsteen, Pearl Jam, Bon Jovi, Aerosmith, U2, REM, The Cure, Joy Division, The Smiths, Radiohead, Red Hot Chili Peppers, Nirvana, Marilyn Manson, Rage Against The Machine, Faith No More, Morrissey, Happy Mondays, The Stone Roses, Charlatans, The Wedding Present, Nick Cave and The Bad Seeds, Coldplay, Blur, Oasis, The Killers, Interpol, Bloc Party, Kaiser Chiefs, Editors, Franz Ferdinand, Foals, The Gossip ve daha nice zımba gibi gruplarla bol zıplamalı bir geceye hazır mısınız?



    Shantel Dj Set
    07 Mart 2009 Cumartesi / 23:00

    Disko Partizani albümü ile yayınlandığı günden beri en çok satan yabancı albüm listelerinin tepelerinde gezinen Shantel; Goran Bregoviç, Boban Markoviç, The Rootsman, Fanfare Ciocarlia gibi isimleri bir araya getirdiği setleriyle ayaklarınızı yerden kesecek bir performans için Babylon'da. Biletleri günler öncesinden tükenen, her defasında aynı enerjiyi yakalayabileceğiniz ve size sınırsız dans vaadeden Shantel'in performansını kaçırmamak için gecenin biletlerini haftalar öncesinden mutlaka edinin.



    Lokal Anestezi - Ozan Doğulu (Talk-Show)
    09 Mart 2009 Pazartesi / 20:30

    Televizyonda izlediğin herhangi bir talk-show'u düşün, kameraları at ve mekanın Babylon olduğunu hayal et. Bu hayal, programın yaratıcısı Erim Özşen ve Lokal Anestezi'yle gerçek oluyor. 9 Mart akşamı Ozan Doğulu canlı performansları ve bu geceye özel sohbetiyle Lokal Anestezi'ye konuk oluyor. Birebir katılabildiğin, soru sorabildiğin, eğlenebildiğin ve kendin olabildiğin bir gece. Katıl; seni de konuşalım...



    Efe Yas Üzum İle Yemekli Fasıl / Sulukule Roman Orkestrası
    10 Mart 2009 Salı / 20:00

    Babylon’da Fasıl gecelerinin bu seferki konuğu eğlenceli müzikleriyle size fasıl ruhunu yaşatacak Sulukule Roman Orkestrası. Sulukule'nin yok olmasına karsı direnen mahalleli müzisyenlerden oluşan orkestra, yüzyılların sesini bu defa Babylon sahnesinden duyuracak. Dökülen ritimlerinde hüznün değil yaşama sevincinin ve coşkusunun galip çıktığı Sulukule Roman Orkestrası’nın kıpır kıpır performansına hazır olun. Bir fasıl sofrasından beklediğiniz herşeyin emrinizde olacağı gecede yine son derece klasik bir eğlence sizi bekliyor.



    Bora Uzer
    11 Mart 2009 Çarşamba / 22:30
    Bugüne kadar sahnedeki muhteşem performansı ile herkesin dikkatini çeken ve başarısı kulaktan kulağa yayılan Kangroove grubundan tanıdığımız Bora Uzer, B1 adını verdiği ilk solo albümünü Şubat ayının son haftasında Doublemoon etiketiyle yayımlıyor. Albümün tanıtım konseri ise; 26 Şubat Perşembe gecesi Babylon'da gerçekleştirilecek.
    Albümün çıkış şarkısı 'Aramızda 1 Gerginlik mi Var?' olarak belirlendi. MFÖ'den Özkan Uğur, Avrupa Yakası'nın Tanrıverdi'si Sarp Apak gibi ünlü isimleri bir araya getiren eğlenceli video klibi 'Barış Denge' yönetti. Parçanın videoklibi, 9 Şubat'tan itibaren web üzerinde yalnızca Myspace Türkiye ana sayfalarında, ve tüm TV müzik kanallarında izlenebilir... 8 türkçe, 4 İngilizce şarkıdan oluşan ilk solo Bora Uzer albümü B1'in sürprizlerinden biri de Kenan Doğulu ile düet olan 'Bundan Sonra Böyle' isimli şarkı.
    Bora Uzer , B1 ile bu yılın ilk önemli çıkışına imza atıyor. Uzun zamandır popüler müzikte hissettiğimiz erkek vokal eksikliğini giderecek yeni bir soluk olan Bora'ya kulak vermeyi ihmal etmeyiniz.




    Naim Dilmener vs Sarp Dakni: “Yerli ve Yabancı Eski 45’likler Kokteyli”
    12 Mart 2009 Perşembe / 21:30

    Naim Dilmener ve Sarp Dakni bu kez aynı DJ kabininden lezzetli bir “Yerli ve Yabancı Eski 45’likler” kokteyli sunuyor. Ajda Pekkan’dan Raffaella Carra’ya, Enrico Macias’tan Erol Büyükburç’a, Altın Mikrofon’dan Eurovision’a (üç kere) “Pop! Pop! Pop!”. Bu Ne Dünya Kardeşim'den Bang Bang’e, eskiden yeniye, dünden bugüne birbirinden güzel Eski 45'likler. Hep bir ağızdan 'Hür doğdum hür yaşarım!’ ve ‘On S'Embrasse Et On Oublie!’ diye haykırmak, eskilere dalıp gitmek için...



    TALVIN SINGH, NILADRI, SMADJ
    13 Mart 2009 Cuma / 23:00
    (TALVIN SINGH DJ SET)
    Dünyaca ünlü Talvin Singh’in başını çektiği bu proje, eski doğu müzikleri ve drum’n’bass tutkusunu harmanlayarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ezgileriyle bir araya getirmiştir. Farklı duygular, hareketler ve renklerin buluşmasından oluşan bu müthiş formül oldukça farklı bir performans olarak sunuluyor. Birbirinden oldukça farklı geçmişleri olan Talvin, Niladri ve Smadj tüm müzikal tecrübelerini Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ’lu müzikseverlere sunmak için Babylon sahnesinde buluşacak. Konserden hemen sonra Talvin’in DJ kabinini ele geçirmesiyle muhteşem bir partiye hazır olun!




    The Dynamics
    14 Mart 2009 Cumartesi / 23:00


    2003 sonlarında reggae dünyasına bir bomba gibi düşen The Dynamics, soul müziğin Jamaika geleneksel müziğine çarpıcı yansımasını hayranlarına sunuyor. Topluluk, soul, reggae, dub ve old-school tarzlarının izinden giderek modern prodüksiyon teknikleriyle müzikseverleri coşturmaya devam ediyor. Disco, rock, pop ve soul dünyasının en sevilen hitlerini reggae formatına sokan The Dynamics ile etkileyici ve dinamik bir sahne şovuna ve çok güçlü vokaller dinlemeye hazırlanın!



    ULRICH DRECHSLER
    17 Mart 2009 Salı / 21:30

    Hiphop, drum’n’ bass, caz ve R&B’nin karşı konulamaz karışımı Ulrich Drechsler ile bir araya geliyor. Akustik ve elektronik müziğin başarılı bir şekilde harmanlayan Drechsler’in performansını izlerken yerinizde duramayacaksınız! Ulrich Dreschler sadece bir tenor saksofon ustası olmakla kalmayıp aynı zamanda bir kontrabas klarnet dahisi olarakta tanınıyor. Sanatçı aynı zamanda dünyaca ünlü “Cafe Drechsler” grubunun kurucu üyelerinden biridir.



    Pluxus
    18 Mart 2009 Çarşamba / 22:30

    Bant Sunar: City Star Nights konser serisi İsveçli elektronik müzik topluluğu Pluxus’u ağırlıyor. Pluxus her ne kadar geçtiğimiz sene yayınladıkları “Transient” adlı şarkının Ford Fiesta’nın reklam müziğinde kullanılmasıyla ünlenmiş olsa da, Stockholm’lü üçlünün synthesizer’lar, sample’lar ve bilgisayar kullanarak ortaya koyduğu elektro-pop ziyafetinin geçmişi 1998 senesine kadar dayanıyor. Pluxus’un insanın içine işleyen elektronik melodilerine teslim olmaya hazır olun. Gecenin DJ’liğini ise Lodown dergisinin yayın yönetmeni, Berlinli Sven Fortmann üstleniyor. Berlin’in önemli resident DJ’lerinden Fortmann, breakbeat, electro-house, dance-rock’ın çarpıcı seçkileri arasında gezinen setiyle 18 Mart gecesi kabinin arkasına geçiyor.



    Oldies But Goldies İş Çıkışı
    19 Mart 2009 Perşembe / 19:30

    Artık işten çıktıktan sonra evinizin yolunu tutmak zorunda değilsiniz. Babylon efsane partisi Oldies But Goldies’in saatlerini işten hemen sonra kendini eğlencenin kollarına atmak isteyenler için erkene çekti. Madonna, A-Ha, Chic, Duran Duran, Snap, Cyndi Lauper, ABBA, Donna Summer, James Brown, Nena, Culture Club, U2 ve Blondie gibi hiç eskimeyen isimlerin unutulmayan şarkılarının Murat Beşer ve Mabbas’ın DJ seti ve Engin Eraydın’ın görselleriyle yeniden hayat bulduğu gecede, dileyenler hamburger, pizza ve patates kızartması seçenekleriyle karnını doyurabiliyor. Eğlenceyi ertelemeyin!



    Fairuz Derinbulut
    20 Mart 2009 Cuma / 23:00

    Bir kuşağın dertlerini, acılarını ve her türden sıkıntılarını serzeniş dolu bir çığlığa, itiraz dolu bir feryada çeviren arabesk klasikleriyle dolu bir albüm “Arabesk”in tanıtım konseri Babylon’da gerçekleşiyor. Daha önce Türk arabesk müziğinin önemli seslerinden Bergen, Müslüm Gürses, Orhan Gencebay, ve İbrahim Tatlıses gibi sanatçıların yorumladığı Ali Tekintüre şarkıları, Türk rock müziğinin sıradışı rock gruplarından biri olan Fairuz Derin Bulut’un genç soundu, diri nefesi ve modern duyguları ile rock-punk-reggae tarzında yeniden hayat buluyor ve iki farklı kültür ve nesile ait sanatçıları biraraya getiriyor.



    S.O.A.P KOZMO Presents: Loud-E & Tako
    21 Mart 2009 Cumartesi / 23:00

    SOAP yine ezberi bozuyor, Avrupa'nın hit ikilisi Loud-E ve Tako'yu Kozmo serisinde ağırlıyor. Önemli müzisyen ve DJ'ler tarafından son zamanların en başarılı underground ikilisi olarak nitelendirilen Amsterdam'lı ikili dünyanın plak başkentinde yaşıyor olmanın avantajını oldukça iyi kullanıyor. Son üç yıldır Avrupa ve New York'taki kalburüstü partileri sallayan Loud-E ve Tako, gerçek birer plak fetişisti olarak tanınıyor. 90'ların başından bu yana tüm vakitlerini değişik şehirlerdeki plak dükkanlarından bilinmeyen ama şaheser niteliğinde işleri toplamaya ayırmanın meyvelerini şimdi toplayan ikiliyi "Plak Avcıları" olarak tanımlamak mümkün. Ayrıca kendi editing çalışmaları ile de dikkat çeken ikili, synthesizer tonlarının ağır bastığı eclectic bir disco, afro/space ve house seçkisine yer verdikleri setlerini "Discoine" olarak adlandırıyor.


    RICKY FORD/NEYZEN TEVFIK PROJECT Hiç"in "Azab-ı Mukaddes"i
    24 Mart 2009 Salı / 21:30
    Ünlü saksofon virtüözü Ricky Ford’un bu özel projesi efsanevi Neyzen Tevfik’e bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Tevfik’in 130. doğum gününün kutlanacağı bu gecede Ford, solo saksofonu ile 20. yüzyılın ilk çeyreğini kendine özgü şekilde yorumlayacak



    Selen Gülün & Sibel Tüzün Jazz Project
    25 Mart 2009 Çarşamba / 21:30

    Profesyonel müzik hayatına başladığı 1992 yılından bugüne eğitimi, yeteneği ve etkileyici sahne performansıyla ülkemizin yetiştirdiği en başarılı bayan solistlerden biri olan Sibel Tüzün, yeni jenerasyon Türk caz piyanistlerinin ve kompozitörlerinin başında gelen Selen Gülün’le beraber caz standartları ve müzikal şarkılarına uzanan etkileyici bir repertuar hazırladı. Projenin prömiyerinin yapıldığı 6. Alanya Caz Günleri’nin açılış konserinde dakikalarca ayakta alkışlanan Sibel ve Selen bu projeyi uluslararası caz festivallerine ve seçkin caz klüplerine taşıyorlar.

    Ayça Şen
    26 Mart 2009 Perşembe / 21:30
    Ele avuca sığmayan radyo programlarından, sıra dışı köşe yazılarından, yayımladığı kitabından ve muhtelif televizyon yayınlarından tanıdığımız on parmağında on marifet Ayça Şen, temelleri 2005 yılında mor ve ötesi üyesi Burak Güven ile birlikte atılan Astronot adlı ilk albümünden şarkılarla Babylon sahnesinde.

    GURU'S JAZZMATAZZ feat. SOLAR and THE 7 GRAND PLAYERS
    27 Mart 2009 Cuma / 23:00
    HipHop/Caz türünün yaratıcılarından Guru ilk Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. performansı için nihayet Babylon'da! DJ Premier ile birlikte kurdukları hiphop topluluğu Gang Starr ile büyük başarı yakalayan ve daha sonra solo olarak başladığı Jazzmatazz serisi ile ismini müzik tarihine altın harflerle yazdıran Guru, bu şaşırtıcı ismi "Gifted Unlimited Rhymes Universal" cümlesinin başharflerinden oluşturarak aldı.
    1990'ların başında grubuyla Step in the Arena ve Daily Operation gibi bugün birer klasik olarak kabul edilen albümler yayınlayan Guru, 1993'te Donald Byrd, N'Dea Davenport ve Roy Ayers gibi isimleri arkasına alarak Jazzmatazz Vol.1'ı yayınladı. Serinin ikincisi Vol.2:The New Reality'de bu kez Branford Marsalis ve Jamiroquai gibi isimler de vardı. Eleştirmenler tarafından 90'ların en başarılı rap ve hiphop projelerinden biri olarak kabul edilen Jazzmatazz, 2000'lerde de tüm hızıyla devam etti.
    Guru solo projeleri ve Gang Starr arasında mekik dokurken sadece hiphop değil, pop, elektronica/dance ve acid jazz türlerine de uzandı ve çok sayıda ünlü isim için prodüksiyonlar gerçekleştirdi. Kendi deyimiyle "İçime sinen düzgün ilk albüm." yani Version 7.0: The Street Scriptures 2005 yılında MC Solar'ın prodüktörlüğünde yayınlanır yayınlanmaz hiphop listelerinde doğrudan zirveye yerleşti. Bu kişisel denemeyi diğer Jazzmatazz projeleri izledi. Yine 2005'te 7 Grand adlı yepyeni bir plak şirketi kuran Guru, tüm çalışmalarını Solar ile birlikte bu çatı altında sürdürüyor.
    Guru'nun tüm dünyayı kendine hayran bırakan dehası bu kez Babylon duvarlarından kulaklarınıza çarparken kendinizi bu olağanüstü müziğin esiri olarak bulacaksınız! Hiphop'ın gerçek "Guru"su sizi burada bekliyor!


    Oldies But Goldies
    28 Mart 2009 Cumartesi / 22:00

    Geçmişte kalan günlerin enerjisini yeniden bedeninizde hissedeceğiniz Oldies But Goldies’le; Depeche Mode, The Cure, Madonna, A-Ha, Chic, Duran Duran, Snap, Cyndi Lauper, ABBA, Donna Summer, James Brown, Nena, Culture Club, U2, Blondie, The Smiths, Wham!, Frankie Goes To Hollywood, Michael Jackson ve The Clash gibi hiç eskimeyen isimler ve unutulmayan şarkıları Murat Beşer ve Mabbas’ın maharetli DJ setleri ve Engin Eraydın’ın etkileyici görselleriyle yeniden hayat buluyor. Babylon programının vazgeçilmezi, tüm zamanların en eğlenceli partisi Oldies But Goldies için hazırlanın!

  8. #78

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Tiyatro sanatçısı Filiz Toprak vefat etti

    16 Mart 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Tiyatro sanatçısı Filiz Toprak, 71 yaşında vefat etti. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları'ndan yapılan açıklamaya göre, Filiz Toprak için yarın Fatih Reşat Nuri Sahnesi'nde tören düzenlenecek.

    Toprak'ın cenazesi, Şehzadebaşı'ndaki Şehzade Camisi'nde öğle namazının ardından kılınacak cenaze namazı sonrasında Topkapı Merkez Mezarlığı'nda defnedilecek.

    Filiz Toprak, 11 Aralık 1938'de Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. 'da doğdu. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Şehir Tiyatroları'nda 1959'da çalışmaya başlayan Toprak, Nisa Serezli–Tolga Aşkıner Tiyatrosu'nda da görev aldı.

    Şehir Tiyatroları'nda çalıştığı dönemde yönetici olarak sendikacılık yapan ve Tİ-SEN'de (Tiyatrocular Sendikası) görev alan Toprak, tiyatro çalışanlarının haklarının korunması çalışmalarında önemli katkılarda bulundu.

    TRT'nin “Radyo Tiyatrosu” programlarında seslendirme yapan, “Tosun Paşa”, “Kızlar Yurdu” gibi sinema ve televizyon çalışmalarında rol alan Toprak, “İçeridekiler”, “Venedik Taciri”, “Dayan Bahriyeli”, “Mektep Arkadaşı”, “Fazilet Eczanesi”, “Lütfen Dokunmayın”, “İçimizdeki Aslan”, “Bir Kavuk Devrildi”, “III. Selim”, “Göç”, “Çalıkuşu”, “Kadınlar”, “Yaldızlı Saat”, “Altı Kişi Yazarını Arıyor”, “İsyancılar”, “Topuzlu”, “Bernarda Alba'nın Evi”, “Coriolanus”, “Cimri”, “1793” ve “Diğerlerinin Adı Ali” adlı oyunlarda rol aldı.

  9. #79

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Aydın Doğan Ödülü Genco Erkal'a veriliyor

    13 Mart 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Aydın Doğan Ödülü bu yıl “tiyatro” dalında Genco Erkal'a verilecek. Vakıf'tan yapılan açıklamada sanatların en eskisi ve en karmaşığı olan tiyatronun, bin yıllardır varlığını ve etkisini sürdürdüğü belirtilerek, günümüzde çok büyük bir hızla ilerleyen teknolojinin olanaklarından yararlanarak yeni ifade tarzlarına kavuşan bu sanat dalının, Türkiye'de de önemli bir geçmişe sahip olduğu vurgulandı.

    Çeşitli dış etkenler nedeniyle zaman zaman zor günler geçiren Türk tiyatrosunun, son bir kaç yıldır gerek sanatçı gerekse seyirci ilgisinin artışıyla hızlı bir değişim sürecine girdiği anlatılan açıklamada, bundan sanatçılar kadar ödenekli tiyatroların, devletin ve yerel yönetimlerin önemli payı bulunduğu kaydedildi.
    Açıklamada, bugün artık tiyatroların tüm yurt sathına yayıldığı ve geniş bir seyirci kitlesine hitap eder duruma geldiği belirtilerek, tiyatronun bu zor dönemlerin üstesinden gelmesinde bu sanat dalına gönül vererek zorluklardan yılmadan çabalarını sürdüren, bu sanatın küllerinden yeniden doğmasını sağlayan insanların katkısının çok büyük olduğu ifade edildi.
    Her yıl değişik alanlarda “Aydın Doğan Ödülü” vererek sanatçıları ve bilim insanlarını desteklemeyi amaçlayan Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Vakfı Yönetim Kurulu'nun, bu yıl ödül dalı olarak “tiyatro”yu seçtiği bildirilen açıklamada, seçici kurulun Genco Erkal'ı ödüle değer bulduğu belirtildi.
    Genco Erkal'a ödülü, 13 Nisanda düzenlenecek törenle verilecek.
    GENCO ERKAL KİMDİR
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölümünü bitiren Genco Erkal, 1959 yılından başlayarak Kent Oyuncuları, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu, Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Sanat Tiyatrosu gibi Türkiye'nin önemli özel tiyatro topluluklarında oyuncu ve yönetmen olarak çalıştıktan sonra 1969'da halen sanat yönetmeni olduğu Dostlar Tiyatrosu'nu kurdu.
    Erkal, Gorki, Brecht, Sartre, Peter Weiss, Steinbeck, Havel, Tankred Dorst gibi yabancı yazarların yanı sıra, Aziz Nesin, Haldun Taner, Nazım Hikmet, Refik Erduran, Vasıf Öngören, Orhan Asena, Can Yücel gibi Türk yazarlarının oyunlarını yönetti. Roman, öykü, şiir gibi değişik türlerden tiyatroya uyarlamalar yapan, oyunlar çeviren Erkal, son olarak “Sivas'93” adlı oyunu yazdı.
    Oynadığı birçok rolle ödül kazanan Genco Erkal, Prokofiev'in “Peter ile Kurt”, Stravinski'nin “Askerin Öyküsü”, Fazıl Say'ın “Nazım” adlı senfonik konserlerini anlatıcı olarak seslendirdi.
    Önemli uluslararası film festivallerinde gösterilen ve birçok ödül kazanan “At”, “Faize Hücum”, “Hakkari'de Bir Mevsim”, “Camdan Kalp” filmlerinin baş rolünde oynayan sanatçı, TRT için Haldun Taner'in ünlü müzikli oyunu “Keşanlı Ali Destanı”nı yönetti ve oynadı.
    Değişik yıllarda bir çok kez “yılın en iyi erkek oyuncusu”, “en iyi tiyatro yönetmeni” seçilen, yaşam boyu başarı ödülleri kazanan Erkal, 1982 ve 1983 yıllarında “En iyi sinema oyuncusu” olarak Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. Film Festivali'nde iki kez Altın Portakal ödülü aldı.
    Erkal, 1993 yılından bu yana Paris'te ve Avignon Festivali'nde Fransızca da oynamaya başladı ve üç Fransız yapımında rol aldı.

  10. #80

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Recep İvedik ve piyasa

    12 Mart 2009.hurriyet2008-detailbox-newslink { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:none; color:#000000;}.hurriyet2008-detailbox-newslink:hover { font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size:13px; font-weight:bold; text-decoration:underline; color:#990000;}Recep İvedik ikinci sinema macerasında “piyasaya” el atıyor. Büyüklü küçüklü bütün dağların yaratıcısı piyasaların son dönemlerdeki durumuna ve uluslararası bir şirkette hatırı sayılır bir pozisyonda çalışan arkadaşımın anlattıklarına bakınca Recep İvedik’in “piyasaya” birkaç gömlek fazla geldiğini düşünüyorum.

    İsmail Türkmen / Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Recep İvedik-2’de Recep (Şahan Gökbakar) yaşlı babaannesinin (Gülsen Özbakan) arzusu/emri doğrultusunda şu üç amacı gerçekleştirme peşine düşer: İş bulmak, evlenmek ve toplumda saygın bir yer edinmek. Evlenme işini halledemez ama babaannesinin verdiği öteki görevleri “layıkıyla” yerine getirir. Dedesinden miras reklam şirketini işleten kuzeni Hakan’ın (Efe Babacan) yanında 200 lira maaş artı sigorta ve yemek haklarıyla ve “patron yarısı” olarak takılmaya başlar. Bir gün asıl patron olan Hakan, Japonya’dan gelen müşterilerle yağlı bir anlaşma yapacakken adamlar vazgeçerler. Hakan’ın hayalleri suya düşmek üzereyken Recep devreye girer ve anlaşmayı zorla imzalatır Japonlara. Şirket serpilir ve sonra Recep iş dünyasında saygın bir adam olur.
    Recep İvedik ve iş dünyasında saygın biri olmak. Muhtemelen filmi kahkahalarla izleyen birçok insanın bile “Hadi canım sen de” deyip es geçtiği ve bir senaryo kusuru olarak not ettiği bir şeydir bu. Keşke böyle düşünenler haklı olsaydı ama maalesef yanılıyorlar. Çünkü piyasada işler çoğu zaman “aynen öyle” yürüyor.
    Bu “aynen öyle”yi biraz açmam gerekiyor tabii. Bunu söylerken bir ilkeden bahsediyorum: Koz ilkesi. Zaten piyasada yöntem anlamında geçerli olan tek ilke bu. Eğer kozun varsa her şey senden yana. Bu koz bazen aynen Recep İvedik’te olduğu gibi kaba kuvvet olabilir (ki zaten dünya çapında on, belki yüz milyarlarca lira ciro yapan mafya sektörü temelde bu kozun üzerine oturuyor). Kimi zaman tekelleşme, kimi zaman dolandırıcılık, kimi zaman da rüşvet gibi kozlar üzerinden birilerine imzalar attırılıyor. Bütün bunları ve burada saymadıklarımı da düşündüğümüzde, “tartışmasız en iyi mal ya da hizmeti sunduğu için” karşı tarafı imza atmaya mecbur bırakan şirket sayısının açık ara azınlıkta kaldığını görebiliriz.
    Pekiyi bu koz ilkesi nereden çıkıyor? Piyasanın en ana ya da baba ilkesinden: Kar maksimizasyonu. Piyasa dininin, müminlerine vazettiği ilk emir bu: Önce ve en çok karını (bu emrin aslı da keşke burada yazabildiğim gibi şapkasız a ile yazılıp söylense ama değil) düşüneceksin, ne kadar kar edersen o kadar makbulsün, hiç durmadan karını katlamaya bakacaksın ve bu ilkeden asla taviz vermeyeceksin. Durum böyle olunca, itibarınız yazdığınız karla ölçülüyorsa ve siz de buna inanan bir müminseniz o zaman elinizdeki bütün kozları kullanarak para yığmaya başlarsınız. Ve de bu yolda kimsenin gözünün yaşına ya da alnının terine bakmazsınız.
    AL GÜLÜM VER GÜLÜM
    Çok olumsuz düşündüğüm söylenebilir belki, ben de öyle olmasını umarım ama eldeki veriler hiç de öyle demiyor. Bu konudaki görüşlerimin oluşması 2001’deki Enron olayına dek uzanıyor. Daha önce bir yazımda yine sözünü etmiştim. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. ’nin enerji devi, Fortune dergisince altı yıl üst üste “Amerika’nın en yenilikçi şirketi” seçilen ve gelirleri 100 milyar doları aşan Enron batarken, şirketlerin kokmaması için serpilen tuzlardan biri olan muhasebe ve denetim şirketi Arthur Andersen’in de kokuştuğu ortaya çıkmıştı. E tabii bunun ötesi yok aslında. Geçen yıl yaklaşık 700 milyar dolarlık varlığıyla batan yatırım şirketi Lehman Brothers’ın hikayesinden bir ayrıntıyı da verelim. Bu şirket, battığı yıl çeşitli derecelendirme kuruluşlarınca tam 8 kez “yılın en iyi bankası” seçilmiş (hatırladığım kadarıyla bunlardan biri de iflas bayrağını çekmeden birkaç hafta önce). Pekiyi sizce yüce derecelendiriciler Lehman’ı boşuna mı en iyi seçiyor? Ya da aynı soruyu şöyle soralım: Lehman boşuna mı batıyor (en basitinden, sekiz derecelendirme şirketine para yetirmek kolay olmasa gerek)? Tezgah gayet iyi işliyor: Al gülüm, ver gülüm. Ama tabii burada çember mümkün olduğunca dar tutuluyor.
    Son olarak geçen hafta birinci ağızdan dinlediğim bir çarktan bahsetmek istiyorum. Yılda yaklaşık 10 milyar dolarlık satış yapan uluslararası bir şirketin Türkiye ayağında “satın alma müdürü” olarak çalışan bir arkadaşım var. Epeyce uzun bir sürenin ardından bir araya geldiğimizde anlattı. Şirket tam olarak parsellenmiş ve bunu herkes de biliyormuş. Rüşvetin, dalaverenin bini bir para. Tek bir örnek verdi. Şirketin genel müdürü, aynı işi yapan kendi şirketini kurmuş. Profesyonel olarak çalıştığı şirketten epeyce varlık transferi yapıyormuş kendi şirketine. Mesela gözünün tuttuğu bir eleman mı var, hemen tazminatını fazlasıyla vererek şirketten atıp kendi şirketinde yararlanmaya başlıyormuş bu kişiden. Şirketin tek bir patronu da olmadığı ve halka açık olduğu için kimsenin bu çarkı durduramadığını söylüyor arkadaşım. Onun anlattıklarından anladığım kadarıyla eğer kendisi de “yeseymiş” birkaç yılda rahat on binlerce dolar koyarmış bir tarafa. Bütün bu dalaverelerle mücadelede artık pes eden arkadaşım şimdi yönetime ayrılmak istediğini bildirmiş. Kendisine “malını kimseye yedirmeyecek bir patron şirketi” arıyor. Tam bir güler misin ağlar mısın durumu yani.
    Bütün bunları düşündüğümüzde sizce Recep İvedik piyasada garip mi kaçıyor yoksa tam tersine piyasaya fazla mı geliyor? Cevabını düşünürken “etik” olalım lütfen.

Sayfa 8/9 İlkİlk 123456789 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •