Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
16 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: 13.12.2008 saglık haberleri.

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Icon2 13.12.2008 saglık haberleri.

    Amyotrofik lateral skleroz (ALS) hastalığına yakalananların yaşam süresinin, bir protein sayesinde uzayabileceği bildirildi.
    ABD'deki Wisconsin Üniversitesi'nden bilimadamlarının yaptığı araştırma, ''Nrf2'' adı verilen proteini artırarak, tedavisi olmayan ALS hastalığına yakalananların yaşam süresinin uzayabileceğini ve hastalığın başlangıcının ertelenebileceğini gösterdi.
    Araştırmacılardan Jeffrey Johnson, ''Nrf2'' proteininin etkin hale geldiğinde, sinir sistemini etkileyen hastalıkların gelişimine bağlı hücreleri koruyan başka yüzlerce proteini kontrol ettiğini belirtti.
    Johnson, aynı mekanizmayı değerlendiren bazı deneylerin beyinle ilgili Alzheimer, Parkinson ve Huntington gibi hastalıklarda önemli sonuçlar verdiğini ifade etti.
    Araştırma, ''Journal of Neuroscience'' dergisinde yayımlandı.
    İlk kez 1874 seneında tanımlanan ALS, merkezi sinir sisteminde, omurilik ve beyin sapı adı verilen bölgede motor sinir hücrelerinin (nöronlar) kaybı nedeniyle gelişiyor. Bu hücrelerin kaybı kaslarda düşüklük ve erimeye yol açıyor. Yavaş yavaş ilerleyip hastayı solunum, yutma kuvvetlüğü ve kas kuvvetsüzlüğüyle yatağa düşürüyor. Zihinsel işlevler ve bellek ise bozulmuyor. Hastalığın ileri evrelerinde felç geçiriliyor.
    Omurilikte kasları besleyen yan (lateral) taraftaki sinirlerin zarar görmesiyle kasların beslenememesi ve katılaşması olan ALS ABD'de, kırdığı rekorlar nedeniyle ''demir at'' olarak bilinen, ancak kariyeri bu hastalık nedeniyle sona eren Amerikalı beyzbol oyuncusu Lou Gehrig'in adıyla anılıyor. Bazı Avrupa ülkelerinde ALS, motor sinir hastalığı (MHS) ya da Charcot hastalığı olarak da geçiyor.
    Ünlü İngiliz fizikçi Stephen Hawking'in de yakalandığı ALS hastalığının görülme sıklığı 100 binde 1-3.

    A.A.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İngiltere'de Ulusal Sağırlıkla Mücadele Enstitüsü'nün yaptığı bir araştırmaya göre, düzenli olarak yükses sesle MP3 çalar ve iPod gibi cihazları dinleyenlerin, ileri yaşta duyu kaybı problemi yaşama riski çok yüksek. Enstitü, 65 desibelden fazla yükseklikte dinlenen müziğin sağırlık riskini yüzde 85 oranında artırdığını tespit etti.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Karnabahar birçok rahatsızlığa iyi geliyor. İçinde barındırdığı fosfat, potasyım, demir, E vitamini, protein, A, C, B1 ve B2 vitaminleri ile kalsiyum bayanları göğüs kanserine karşı koruyor. Ayrıca içinde bulunan indol-3 ile sinirler kuvvetlenir, beyin fonksiyonları desteklenir ve cinsel preformansı arttırır.

    Uzmanlar karnabaharı buharda pişirerek yemenizi öneriyor. Uzmanlara göre bu sebze kilo kontrolüne de yardımcı oluyor.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kalp rahatsızlığı olan ve grip aşısı yaptıran kişilerde, kalp krizinden kaynaklanan ölüm oranlarında yarı yarıya düşüş olduğu bildirildi. Diyabet, kronik kalp yetersizliği gibi kronik hastalığı olanların ve 50 yaş üstü kişilerin ise her sene mutlaka grip aşısı yaptırması öneriliyor.

    Kardiyoloji Uzmanı Dr. Utku Zor, grip aşısının kalbi koruyucu etkisinin olduğunu söyledi. Kalp rahatsızlığı yaşayan kişilerin krizden korunmak için en önemli araçlardan birisinin grip aşısı olduğunu vurgulayan Dr. Zor, şunları kaydetti: "Tıpta ateroskleroz olarak adlandırılan damar sertliği süreci iltihabi bir durumdur. Damar sertliği başlangıcı olan hastaların damarlarını mikroskobik olarak incelediğimizde bağışıklık sistem hücrelerinin buradaki plaklar içinde biriktiğini görüyoruz. Grip gibi sistemik hastalıklar ortaya çıktığında ise buradaki hücreler daha aktif hale geliyor. Bu da, içerisinde yoğun miktarda kolestrol bulunan plaklarda yırtılmalara yol açarak pıhtılaşmayı tetikliyor. Grip geçirdikten sonra vefat eden kişiler üzerinde yapılan otopsi çalışmaları sürecin bu şekilde işlediğini gösteriyor."

    Dr. Zor, Amerika'daki Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CBC) koroner arter hastalığı olan, damar tıkanıklığı sürecini yaşayan, by-pass olmuş, stent uygulanmış ya da balonla damarları açılmış hastalara ve kalp yetersizliği gelişmiş olan bireylere grip aşısını önerildiğini hatırlattı. Kalp sorunu yaşayanların, gribe yakalanma açısından daha fazla risk taşımadığını kaydeden Dr. Zor, "Ancak kalp yetersizliği olan hastalarda grip ataklarından sonra daha ciddi solunum yolları enfeksiyonlarının oluştuğunu ve zatürrelerin de arttığı biliniyor. Grip aşısı bunlara karşı da bir koruma sağlıyor." diye konuştu.

    Rakamsal verilerin de grip aşısının kalp hastalıklarına olan faydasını desteklediğini belirten Zor, bir sene içerisinde erişkin bireylerin yüzde 10'u ya da yüzde 20'sinde grip hastalığının görüldüğünü ifade etti. Koroner arter hastalığı olan bireylerde aşılanma oranının yüzde 30'lar seviyesinde bulunduğunu kaydeden Zor, şu bilgileri verdi: "Herhangi bir kalp krizi, planlanmış bir anjiyoplasti stent işlemi için hastaneye yatan hastalara aşı yapıldığı takdirde, özellikle grip mevsiminde bu hastalardaki ölüm ya da yeniden kalp krizi geçirme oranları yaklaşık yüzde 50 oranında azalıyor. Aşılanmayan bireylerde herhangi bir kalp krizi tekrar geçirme ya da ölüm oranı yaklaşık olarak yüzde 23'ler civarında saptanırken, aşılanmış bireylerde bu rakamın yüzde 11'e düştüğü görülüyor. Grip aşısının daha önce kalple ilgili herhangi bir sorun yaşamayanlarda kalp krizini önlediğine dair herhangi bir veri ise bulunmuyor."

    Grip ataklarının aylara göre dağılımına bakıldığında da atakların büyük bir kısmının şubat döneminde yoğunlaştığını dile getiren Zor, şöyle devam etti: "Ancak sıcaklık ortalamalarının mevsim nomallerinin üzerinde seyretmeye başlamasına bağlı olarak bu sürenin ilkbahara kadar uzadığı görülüyor. Aşılama için ekim sonu ve kasım başı dönemler öneriliyor. Bununla birlikte grip atağına yakalanmamış bir kimse sonbahar ve kış sezonu boyunca grip aşısı yaptırabilir. Grip aşısı, kalp hastaları açısından riskli bir aşı değil. Bu nedenle hastanın, aşı olmadan önce hekime danışması gibi bir zorunluluğu bulunmuyor. Hastalar, ekim ayından itibaren aşılarını yaptırabilirler."

    Cihan

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kış mevsimi nedeniyle soğuk ve ayazlı havanın etkisini hissettirdiği bugünlerde ani ortam değişikliklerinin yüz felci riskini artırdığı belirtiliyor.

    Yüksek sıcaklıktaki bir ortamdan soğuk bir ortama korumasız çıkmanın riski artırdığını belirten uzmanlar, yüz felcine yakalanmamak için kaşkol, şapka gibi giysilerin kullanılması gerektiğine dikkat çekiyor.

    Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkan, yüz felcinin, beyinden vücuda giden kranyal sinirlerden yedincisinin iltihaplanması sonucu oluştuğunu söyledi. Başın yan taraflarında bulunan bu sinirlerin sıcaklık değerlerinin aniden değişmesine duyarlı olduğunu belirten Erkan, "Yüz kasları sağ ve solda iki ayrı yüz siniri tarafından hareket ettirilir. Ani sıcaklık değişikliklerinden bu sinirler etkilenebilir. Sinirlerden birisinin hasarında o taraftaki kaslar hareketsiz kalır. Karşı taraftaki kasların normal kasılması sonucu yüz sağlam tarafa çekiliyormuş gibi görünür. Yüz felci bu durumlarda ortaya çıkar." dedi.

    Hastalığın sadece jest ve mimikleri etkileyen sinirleri değil, tüm duyu organlarını etkilediğini aktaran Erkan, "Hastalık gözde kapanma, göz kapağında düşme, dudakta büzülme ve yüzde eğilme belirtileriyle ortaya çıkar. Yüz sinirinin çalışmamasının en belirgin bulgusu, yüzün bir tarafında hareketlerin azalması veya kaybolması. Kaş kaldırma, göz kapama, diş gösterme, gülme, yanak şişirme gibi hareketler, yüz felcinin belirtileri.

    Gözyaşı ve tükürük salgısı azalması, tat duyusunun bozulması, gürültüye duyarlılık gibi bulgular da olabilir." dedi. Yüz felci sorununun özellikle şoförlerde görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Erkan, araç kullanıcılarının kış aylarında uzun yolculuklarda kalorifer ısısından sıkılarak camı açtığını, bu sıradaki sıcaklık değişikliğinin yüz felcine sebep olduğunu dile getirdi. Hastalığın tedavisinde birçok testin yanı sıra yüz felci tanısı konulan hastaya yüksek dozda kortizon tedavisi de uygulanıyor.

    Cihan

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ABD'de yapılan ve sonuçları American Medical Association dergisinde yayımlanan iki büyük araştırma, söz konusu vitaminleri alanlarda kansere yakalanma oranında azalma olmadığını gösterdi.

    Teksas Üniversitesi ve Cleveland Lerner Kliniği Tıp Fakültesi'nin yaptığı ilk araştırma çerçevesinde, 35 bin 533 sağlıklı erkek 4 gruba ayrıldı, her birine ayrı ayrı, selenyum minerali, E vitamini, her ikisi veya placebo verildi.

    Araştırma sırasında katılımcıların 7 sene süreyle izlenmesi planlanırken, sonuçların fazlasıyla umut kırıcı olması nedeniyle deneyin erken sonlandırıldığı belirtildi. Araştırmacılar, 4 ayrı gruptaki erkeklerde prostat kanserine yakalananların sayısında istatistik olarak herhangi bir farklılık gözlenmediğini söylediler.

    Her grupta 5 sene içinde prostat kanseri teşhisi koyulanların oranının yüzde 4 ila 5 olduğu kaydedildi.

    Boston Brigham ve Kadın Hastanesi'nin yaptığı ikinci bir araştırmada da düzenli E ve C vitamini alımının kanser üzerindeki etkilerini test etmek için 14 bin 641 erkek doktorla çalışıldı.

    8 sene süren araştırma sırasında E vitaminin prostat veya diğer kanser türlerine yakalananların sayısını etkilemediği, C vitaminin de benzer bir etkiye yol açmadığı gözlendi.

    Vitaminlerin, belirli kanserlere yakalanma olasılığını azaltabileceği yönünde yaygın bir görüş bulunuyor.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    [IMG]http://www.haberturk.com/2008/12/10/kuturesim/****tebasari.jpg[/IMG]Doğru tavır 1970’li seneların ünlü cinsellik uzmanları Masters ve Johnson cinsel zevkin hem vücut hem de beyin aracılığıyla alındığını keşfetti. Peki zevkin doruğuna ulaşmak için partnerlerin gereksinim duyduğu şeyler nelerdi?

    Masters ve Johnson’a göre bu gereksinimlar:
    Bilgi, deneyim ve rahatlık olarak üçe ayrılıyor. Sizde hangileri mevcut? Her şeyi denemek

    OYUNLAR

    **** eğlenceli bir oyun. Yatakta ne kadar oyuncu olursanız ratinginiz o kadar fazla olur.

    BAŞLATAN SİZ OLUN

    Erkeklerin **** konusunda şikayetçi olduğu yegane konu sevişmeyi başlatan tarafın hep kendileri olmasıdır. O yüzden sevişmeyi başlatmak size artı puan olarak geri dönecektir.

    YAŞLANMAYA KARŞI DİRENÇ GÖSTER

    İyi bir aşık zamanla vücudunun ve suratının yaşlandığını kabul eder ve hayatında **** ve aşk kavramlarının zaman aşımına uğramaması için kendine her zamankinden daha çok özen gösterir. Yatakta başarılı olduğunu iddia eden bir kadın partnerinin ilgisini sürekli kılmak için kendine bakmayı bilir.

    İYİ BİR SEVGİLİ ’HAYIR’ DEMESİNİ BİLİR

    İyi bir sevgili her zaman **** yapılmayacağını bilir. İnsanların hormonları strese ve sağlık durumuna göre değişiklik gösterir. Yatakta iyi olduğunu savunan bir kişi partnerine ’hayır’ demek yerine ’haftasonunu bekleyelim heyecanımız artsın’ der ki bu cümle partnerini zevkten deliye döndürebilir.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bilim adamlarının ortaya çıkardığı yeni bulgulara göre uçuklara yol açan herpes virüsü, Alzheimer hastalığına yakalanan kişilerin beyinlerinde biriken protein plaklarının başlıca nedenleri arasında yer alıyor.

    Manchester Üniversitesi'nden uzmanların yaptığı araştırmanın sevindirici olabilecek bir yönü ise uçukları tedavi etmek için kullanılan antiviral ilaçların, bunamayı da önleyebiliyor olması.

    Bilim adamlarının bulguları, Journal of Pathology [Patoloji Dergisi] adlı bilimsel yayında yer aldı.

    Profesör Ruth Itzhaki ve arkadaşları, Alzheimer hastalarının beyinlerinde, "Tip 1 herpes simpleks virüsünün" (HSV) DNA izlerine ulaştı.

    Ekip daha önce de, farelerin sinir hücrelerindeki HSV1 enfeksiyonunun, protein plaklarının başlıca bileşeni olan beta amiloidin tortularının birikmesine yol açtığını ortaya koymuştu.

    Bilim adamları bu virüsün pek çok yaşlı insanın ve belirli bir genetik faktöre sahip olduğu için Alheimer hastalığı geçirme riski yüksek olan insanların beyinlerinde var olduğunu da ortaya koymuşlardı.

    Tüm bu verileri bir arada ele alan bilim adamları, uçuğa yol açan virüsün Alzheimer hastalığına bağlı bunamaya da yol açtığına dair kuvvetli kanıtlar bulduklarını söylüyor.

    AJANSLAR

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Türk-İş tarafından yapılan çalışmada, uzun çalışma saatleri, kısa zamanda aşırı iş, ayrımcılık, düşük iş tatmini, düşük ücret, kötü çalışma atmosferi, sosyal güvence ve iş güvencesinden yoksunluk gibi nedenlerin akıl sağlığı problemlerini artırdığı belirtildi.

    Çalışmada, ''Kimi ulusal ve uluslararası örgütlerin Türkiye'ye sundukları, kıdem tazminatını kaldırma, esnek çalışma, işten çıkarmayı kolaylaştırma, bölgesel asgari ücret gibi reçetelerin, yol açacağı sonuçlar düşünüldüğünde akıllara zarar olduğu gözden kaçırılmamalıdır'' denildi.

    Türk-İş Uluslararası İlişkiler Uzmanı Uğraş Gök, OECD'nin, 2008'de üye ülkelerdeki istihdamın genel durumuna ilişkin verilerinden yararlanarak, istihdam koşullarının akıl sağlığına etkilerine ilişkin bir çalışma yaptı.

    Buna göre, OECD üyesi ülkelerde hastalık izinlerine, maluliyete neden olan ve kamunun sağlık yükünü artıran ana hastalıklardan birini akıl sağlığı problemleri oluşturuyor. Meslek hastalıkları içerisinde dünya çapında ilk sırada kas ve iskelet rahatsızlıkları gelirken, bunu akıl sağlığı problemleri izliyor.

    Akıl sağlığı problemlerinin tedavi maliyeti ve üretimde neden olduğu dolaylı kayıpların İngiltere'de Gayri Safi Milli Hasılanın yüzde 2'sinden ve Kanada'da yüzde 1,7'sinden fazla olduğu tahmin ediliyor.

    Çalışan nüfustaki demografik değişimlerin, sosyal güvenceden yoksun ve düşük ücretli işler gibi yapısal değişikliklerin işle ilgili stresi ve dolayısıyla bahsedilen maliyetleri daha da artıracağı öngörülüyor.

    -''TÜRKİYE'DE YETERİNCE ÖNEM VERİLMİYOR''-

    Bu arada, Türkiye'de akıl sağlığı problemleri, iş yerinde stres gibi konulara yeterince önem verilmiyor. Çalışanların büyük bölümü yaşadıkları iş yeri kaynaklı stres ve akıl sağlığı problemlerini istenmeyen sonuçlarla karşılaşmamak için gizliyor.

    Başta işsizlik olmak üzere patron baskısı, iş yerinde kötü ve sağlıksız fiziki koşullar, işini sevmeme, düşük tatmin, yetersiz ücret, işinden olma korkusu, gelecekle ilgili endişe gibi daha pek çok nedenle stres ve psikolojik rahatsızlıklar yaşanıyor. Bu durum, Türk çalışanlarının aile yaşantılarını ve sosyal yaşamlarını da olumsuz yönde etkiliyor.

    Öte yandan, işsizler ve aktif olmayanlar, çalışanlardan daha yaygın şekilde akıl sağlığı problemleri yaşıyor. İşsizlikle gelen mali ve psikolojik sorunlar akıl sağlığı problemlerini daha da artırıyor. Ayrıca, işsizliğin, yeteneklerin aşınmasından ve işsiz kalan kişinin becerilerini kaybetmesinden dolayı ileride daha düşük ücretlerle çalışmak zorunda kalınmasına neden olacağı belirtiliyor. İşsizlerin akıl sağlığında, işe yerleştirilmelerinin ardından kayda değer iyileşme gözlemleniyor.

    Türkiye'de de yaşanan uzun süreli yüksek işsizlik oranları dikkate alındığında, iş arayan pek çok işçinin sadece akıl sağlığının değil, becerilerinin de bu durumdan olumsuz etkilendiği ifade ediliyor.

    -''SUNULAN REÇETELER AKILLARA ZARAR''-

    Çalışmaya göre, özellikle uzun çalışma saatleri, kısa zamanda aşırı iş, karmaşık görevler, yardım alacak meslektaştan yoksunluk, ayrımcılık, düşük iş tatmini, düşük ücret, kötü çalışma atmosferi, sosyal güvence ve iş güvencesinden yoksunluk gibi nedenler akıl sağlığı problemlerini artırıyor.

    Ayrıca işten atılanların ve uzun süreli işsiz kalanların akıl sağlığı zarar görüyor. İşçinin iş yeri ile yaptığı sözleşmenin biçimi, çalışma saatleri, vardiyalı çalışma, düşük iş güvencesi gibi faktörler de akıl sağlığını olumsuz etkiliyor.

    Örneğin, uzun süreli sözleşme yapanların ve iş güvencesine sahip olanlar, daha az akıl sağlığı sorunları yaşıyor. Geçici işte çalışanların akıl sağlığı, sürekli bir işte çalışanlarınkinden daha çok zarar görüyor. Tam zamanlı çalışan bir kişinin geçici ya da part-time çalışmaya başlaması veya normal standartlara sahip bir işte çalışırken daha düşük standartlarda çalışmak durumunda kalması halinde akıl sağlığının bozulabileceği belirtiliyor.

    Türk-İş'in çalışmasında, Türkiye'de bu sorunları yoğun şekilde yaşayan kesimler arasında, sendikal faaliyetleri nedeniyle veya özelleştirme sonrasında işten çıkarılan on binlerce işçinin de yer aldığı ifade ediliyor.

    Çalışmada, Türkiye'nin özellikle ekonomik alanda yaşadığı sorunlara çeşitli kesimlerin öneriler sunduklarına işaret edilerek, ''Kayıt dışı ile mücadele, işsizliği azaltma, rekabet koşullarını geliştirme konularında, kimi ulusal ve uluslararası örgütlerin Türkiye'ye sundukları, kıdem tazminatını kaldırma, esnek çalışma, işten çıkarmayı kolaylaştırma, bölgesel asgari ücret gibi reçetelerin, yol açacağı sonuçlar düşünüldüğünde akıllara zarar olduğu gözden kaçırılmamalıdır'' denildi.

    AA

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    - Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Asım Aydın, geç kalınmış yanık tedavisi için hastaneye gelen hastaların ortak noktasının bilinçsiz kullandıkları kremler olduğunu bildirdi.

    Prof. Dr. Aydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yanık tedavisi konusunda iz kalmasını istemeyen bazı kişilerin bir umut arayışı içinde bitkisel tedavi yapan kişilere yöneldiklerini belirtti.

    Yanık tedavisi için gelen hastalarda yanığın derecesine baktıklarını ifade eden Prof. Dr. Aydın, şöyle konuştu:

    ''Eğer derin ise iz kalabileceğini belirtiriz, ancak bizim için önemli olan izin yanı sıra yanan bölgenin fonksiyonlarını kaybetmemesidir. İz kalmasını istemeyen hasta çareyi çağ dışı uygulamalarda arıyor. Yanık tıbben iyileştirilemiyorsa, başka bir yöntemle izsiz iyileştirilemez.''

    Yanık tedavisinde ne olduğu bilinmeyen kremlerin kullanılmasının son derece tehlikeli olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Aydın, yanık tedavisinde enfeksiyonun büyük tehlike olduğunu, bilinçsiz tedavi sonucu bölgede enfeksiyon oluşabileceği ve bunun sonucunda bölgede fonksiyon kaybı meydana gelebileceğini söyledi.

    Prof. Dr. Aydın, geç kalınmış yanık tedavisi için gelen hastaların ortak noktasının bilinçsiz uyguladıkları kremler olduğuna işaret ederek, ''Yanık yaşayan hastalardan bazıları en son çare olarak hastaneye başvuruyor. Hastalarımızdan, tıbben mümkün olan tedavi yöntemlerine başvurmalarını istiyoruz'' diye konuştu.

    Prof. Dr. Aydın, Sağlık Müdürlüğü yetkililerinin harekete geçerek, çağ dışı uygulama yapan kişileri tespit ederek hizmet vermelerinin engellenmesini istedi.

    -MAĞDUR HASTALAR-


    SDÜ Tıp Fakültesine başvuran Nuriye-Erdoğan Can çiftinin çocukları da çağ dışı yanık tedavisinden zarar gördü. Sıcak sudan kolu yanan 9 yaşındaki oğulları Metin'i Şarkikararağaç ilçesinde yanığı iz bırakmadan tedavi ettiğini ileri süren bir kadına götürdüklerini anlatan Can çifti, bu kişinin sürdüğü kremin ardından çocuklarının kolunda izin geçmediğini ve yanığın daha da derinleştiğini ve son çare olarak üniversiteye başvurduklarını kaydetti. Can çifti, herkese bilimin ışığından ayrılmamalarını önerdi.

    25 yaşındaki Ömer Gökdoğan da geçen sene trafik kazası geçirdiğini ve aracın üzerine devrilmesi sonucu omzunun egzozdan yandığını söyledi. Önce doktora başvurduğunu, iz kalacağını söylemeleri üzerine yanıkları iz bırakmadan tedavi ettiğini ileri süren bir kişiye gittiğini belirten Gökdoğan, şöyle konuştu:

    ''Yaram iyileşmedi, aksine daha da derinleşti, acım arttı. Bunun üzerine SDÜ Tıp Fakültesine gittim. Öğrendim ki benim gibi daha bir çok hasta bu şekilde tedavi olmaya çalışmış. Yanık iyileşti, ama iz kaldı. Eğer doktorun önerdiği tedavi şekillerini uygulamaya kalkmasaydım bugünkü kadar büyük iz olmayacaktı.

    Cehalet kurbanı olmayalım. Kendisini yetiştirmiş ve bu alanda ilim almış doktorlarımıza güvenelim. Zaten iyileşecek bir durum varsa onlar gerekeni yapacaklardır. Şifayı 'sözde halk doktorlarından' aramayalım. Benim düştüğüm hataya kimsenin düşmesini istemem. Hem umudumuzu hem de paramızı çalıyorlar.''

    AA

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •