Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 6/7 İlkİlk 1234567 SonSon
62 sonuçtan 51 ile 60 arası

Konu: Yusuf HAYALOĞLU Şiirleri..

  1. #51

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Rüzgar Eser
    Rüzgar eser çoban ateşleri
    Dört bir yana serpişir
    Yağmu ciser yıldızlar ıslanır
    Hasret ile kıprışır

    Dağlar küser tozlu yamacında
    Can can ile çarpışır
    Benim canım kim bilir nerede
    Taş yastığa ağlaşır

    Yollar tozar yayla çocukları
    Kuzu gibi meleşir
    Hasret uzar kardelen yüreği
    Kar altında titreşir

    Kuşlar uçar turnam yaralıdır
    Boyun büker bekleşir
    Benim yaram nevroz ateşinde
    Yana yana depreşir
    Yusuf Hayaloğlu

  2. #52

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sana Geldim
    Yağmurlar içinden ıslandım geldim
    Bir kuru değneye yaslandım geldim
    Sıcacık çorbana muhtacım inan
    Ölümlerden geçtim uslandım geldim

    Üşüdü ellerim üşüdü kalbim
    Yaban ellerinde taşlandım geldim
    Sanki cehennemdi sensizlik bana

    Irmaklar içinden sislendim geldim
    Tren yollarında islendim geldim
    Kalmadı hevesim kalmadı inan
    Yıkandım arındım süslendim geldim

    Sana geldim sana kucaklarmısın
    Bilmemki yeniden bağışlarmısın
    Yusuf Hayaloğlu

  3. #53

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sen Ağlama Yar
    Dağlar beni koy ver gidim yar ağlamasın
    Dizin vurmasın
    Doymadım ömrüme nasıl ölem yar ağlamasın
    Gülüm solmasın
    Yollar tuzak ben ne edim yar ağlamasın
    Yürek yanmasın

    Ağlama yar sen ağlama yar
    Gadan belan bana gelsin
    Sen ağlama yar
    Gül kırılmasın
    Gönül kırılmasın
    Kar fırtına boran olsun
    Gülüme yağmasın
    Ben öleyim oy ben öleyim
    Bu canıma kurşun değsin
    Dur ben öleyim

    Ağlama yar gel ağlama yar
    Sana gelen bana gelsin
    Sen ağlama yar
    Gülüm darıldı
    Gönlüm yoruldu
    Kar fırtına boran vurdu
    Gülüm kırıldı
    Ben öleyim oy ben öleyim
    Bu canıma kurşun değsin
    Dur ben öleyim
    Yusuf Hayaloğlu

  4. #54

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sen Yanma Diye
    Ben çürümüş bir asayım
    Zindanlara yol eyledi dert beni
    Çarmıha gerilmiş bir İsa'yım
    Çivilere zapteyledi dert beni

    Pir sultanıda gördüm
    Darağaca vur eyledi aşk beni
    Hacı Bektaş'ı kırda gördüm
    Bir ceylana pir eyledi aşk beni

    Her yangına, her ataşa
    Koz eyledi dert beni
    Bu dağlara, bu yollara
    Toz eyledi aşk beni

    Ben yanarım aşk için
    Ben yanarım gül için
    Bu ateş sönmesin diye
    Ben yanarım kim için
    Ben yanarım sen için
    Bari sen yanma diye

    Ben yıkılmış bir ozanım
    Yangınlara kül eyledi dert beni
    Kerbela çölünde, bir Hüseyi'nim
    Damla suya kul eyledi dert beni

    Ben Yunus'u nurda gördüm
    Dergahına gül eyledi aşk beni
    O mecnu'nu firarda gördüm
    Bir Leyla'ya deleyledi aşk beni
    Yusuf Hayaloğlu

  5. #55

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sen Yoksun
    Gazetelerin Kurumamış
    Akşam Baskısında En Çok
    Arıyorum Seni Ah... Yoksun
    Ne Bir Yazı Ne Bir Resim Yok

    Kavga Sperlerinde Yoksun
    Jandarma Sirenlerinde Yok
    Düzmece Bir İntiharmısın
    Arama Bültenlerinde Yok

    Yanımda Yoksun Canımda Yok
    Ne Çok Özledim Bilsen Ne Çok
    Sen Yoksun Faydası Yok
    Ben Yokum Ah Ben Yokum

    Vurulan Kuşun Kan Damlayan
    Körpe Kanatlarında En Çok
    Soruyorum Seni Ah…Yoksun
    Son Bir Ümit Son Bir Çare Yok
    Yusuf Hayaloğlu

  6. #56

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sende mi Heyecan
    Şu dağların yamacına
    Sende mi savruldun hey can
    Anaların acısına
    Sende mi kaydoldun hey can
    Fırtınaya bağır açtın
    Kuş musun sanki be hey can
    Yıldırma değip geçtin
    Taş mısın sanki be hey can

    Sende mi yandın
    Sende mi soldun
    Sende mi kayboldun hey can
    Nedir bu çığlık
    Nedir bu feryat
    Sende mi vuruldun hey can

    Şu dağları yanağına
    Sende mi gül oldun hey can
    Sevdaların yangınında
    Sende mi çöl oldun hey can

    Kar mı yağdı saçlarına
    Darda mı kaldın be hey can
    Çığ mı düştü yollarına
    Zorda mı kaldın be hey can

    Sende mi yandın
    Sende mi soldun
    Sende mi kayboldun hey can
    Nedir bu çığlık
    Nedir bu feryat
    Sende mi vuruldun hey can
    Yusuf Hayaloğlu

  7. #57

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Suphi
    Suphi bir acaip adam
    Suphi benim canım ciğerim
    Kimse bilmez nereli olduğunu
    Susar akşam oldumu
    Bir cebinde das kapital
    Bir cebinde kenevir tohumu

    Fırtınadan arda kalmış bir teknede tevekkül içinde
    Görkemli sakalı ve iğreti parkasıyla gizlediği macerasıyla
    Bir acaip adam yaşardı
    Akşamları susardı
    Ben konuşsam kızardı
    Çocuktum evden kaçmıştım
    Gelip ona sığınmıştım
    Bir sürgün kasabasıydı
    Bir eski zamandı, hazirandı
    Küçücük bir koydu, sığdı
    Burayı keşfeden belki de oydu.
    Uzaktan kasabanın ışıkları yanardı
    içim anneyle dolardı, ağlardım
    Suphi şöyle bir göz atardı,
    Gizli bir cigara yakardı
    Ağlardı, sonra barışırdık
    Ben flüt çalardım, cigara sönerdi ağlardık

    Nerden geldiğini bilmezdim,
    Kimsesizdi, belki kimliksizdi
    Onun macerası onu ilgilendirirdi
    Kimseye ilişmezdi
    Bir şeylere küfrederdi hep
    Tedirgin bir balık gibi uyurdu
    Bazen kaybolurdu
    Arardım, yağmurun altında dururdu
    Bir kalın kitabı vardı, cebinde dururdu, hergün okurdu
    Ben birşey anlamazdım
    Kapağını seyreder duymazdım
    Sakallı bir resimdi, kimdi, ne kadar mütebessimdi
    Sordum bir gün Suphi'ye söylediklerini niye anlamıyorum diye
    Bildiklerini dedi; yüzlestir hayatla ve sınamaktan korkma
    Doğru ile yanlışı o zaman ayırdedebilirsin
    Ve onu anlarsın
    Sonra gülerdi
    Günlerim yüzlerce ayrıntıyı merak etmekle geçerdi
    Sonra yine akşam olurdu.
    Suphi susardı, ben konuşsam kızardı
    Tekneye martılar konardı
    Yüreğim Suphi'ye yanardı, ağlardım.
    Suphi denize tükürürdü
    Gökyüzünü tarardı, ağlardı
    Sonra barışırdık
    Ben flüt çalardım
    Yıldız kayardı, ağlardık.

    Bir sürgün kasabasıydı, bir eski zamandı, hazirandı
    Çocuktum, evden kaçmıştım, gelip ona sığınmıştım
    Bir gün aksilik oldu
    Annem beni buldu
    Suphi kaçıp kayboldu
    Kasaba calkalandı, olay oldu
    Ben sustum, kanım dondu
    Polisler onu yakaladığında tekti
    Felaketti
    Herkes meydanda birikti
    Karakoldan iceri girerken sanki mağrur bir tüfekti
    Ansızın dönüp bana baktı
    ' Anladın mı ? ' dedi.
    Anladım dedim anladım
    Ve o günden sonra hiç bir zaman hiç bir yerde
    Hiç ağlamadım...
    Yusuf Hayaloğlu

  8. #58

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Topal Sevda
    Dün sahilde karşılaştık...
    Biran gözüm ısırdı,sonra birden tanıdım
    Düşmemek için zor tuttum kendimi
    Bacaklarım titredi,bir ağaca yaslandım...

    Yırtılan bir mektup gibi
    Sisli hatıraların gerisinden bakıyordu..
    Eski bir sevdanın durulmamış nehirleri
    Çırpınarak yüreğime akıyordu.

    Hatırladığım bir sonbahar günüydü,
    Karşımızdaki yeni eve taşındılar
    Bütün gün bakışıp duruyorduk
    Gözleri sanki birer kurşundular!.

    O zamanlar ben, zıpkın gibi bir çocuktum;
    Liseye yeni başlamıştım
    Onun saçlarını geriye savurup
    Çapkınca gülümsemesinden hoşlanmıştım..

    Ne zaman cama çıksam, karşı balkonda
    Itırlı bir çiçek gibi tütüyordu
    Ne zaman buluşalım desem, olmaz diyordu
    Mektuplaşmak ona yetiyordu..

    Bir Temmuz akşamıydı, unutmam
    Yazlık sinema daha yeni dağılmıştı;
    Bahçe kapısında sıkıştırıp öpmüştüm,
    İçeri kaçıp saatlerce ağlamıştı..

    Sonraları çok kanuştuk, gezdik
    Bazen ağlaşıp bazen gülüştük
    Çılgın gibiydik, her fırsatta buluştuk,
    Uluorta öpüştük, herkesin diline düştük..

    Ailesi baş edemedi, Mersin deki halasına gönderdi
    Hiç arayıp sormadım
    Ben osıralar devrimci oldum.
    Mahalleden ayrılıp yıllarca evede uğramadım..

    Dünyam değişmişti artık
    Memleketin gidişatını hiçmi hiçbeğenmiyordum
    Forumlara,yürüyüşlere katılıyor,
    Durmadan şiir okuyup,ajitasyon çekiyordum..

    Ah o gençlik rüzgarı ah..
    Ezilen insanları tek başıma kurtaracağmı sandım
    Anarşik bir eylem sırasında
    Seken kurşunlarla bacağımdan yaralandım...

    Ameliyatın ardından yıllarca yattım içerde,
    Dosyam bir hayli kabarmıştı..
    Beni o nemli koğuşlarda
    Vefakar anamdan başka hiç kimse aramamıştı..

    İçerden çıkınca onu sordum
    Bir astsubayla evlenip buradan gitmişti..
    Oysa kibrit ağusuyla koluma dağladığım
    İsmi hala silinmemişti...

    Hayat devam ediyordu
    İçkiye vurmuştum, unutmayı denyordum
    Pencerenin önünde, kuruyan bir çiçek gibi
    Günden güne tükeniyordum..

    Anam çökmüştü artık,ölmeden mürüvvet istiyordu
    Bazan oturup dertleşirdik..
    Kimsesiz bir kadın varmış,körmüş, olur demiş
    Bende fazla uzatmadım,evlendik.

    Geçmişe ait ne varsa; mektuptu,resimdi.
    Bir bir ayırıp yaktım ateşte.
    Nasıl gittiğini sorarsanız, ne bileyim,
    Kör-topal gidiyor işte..

    Ne varki, o hırçın saçları hepyüzüme savruluyor
    Balkona her baktığımda.
    Pişmanlık, bir eski yara gibi
    Hala kımıldayıp duruyor onu hatırladığımda.

    Biiyorum, onunla olsaydım
    böyle kavga edip durmazdım yüreğimle.
    Biliyorum, bu sevdayı ben yıktım,
    Ben öldürdüm bu hoyrat ellerimle.!

    Dün sahilde karşılaştık
    Bir an boş bulundum,sendeler gibi oldum
    Öyle bir baktı ki, ben o gözlerde
    Bir ömrün bütün acılarını buldum...

    Bir şeyler söylemek ister gibiydi
    Başını eğip, gitti çocuklarının yanına
    Nedendir bilmiyorum, fakat
    Gimek istemedi sanki, kocasının koluna.

    Ardından koşup durduramadım, ona soramadım
    Öylece dona kaldım.
    Çünkü o anarşik eylemden beri
    Ben artık deynekli bir topaldım!...
    Yusuf Hayaloğlu

  9. #59

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yalnızca Bir Anlık
    Bu derede, bu bulutun gölgesi,
    Yalnızca bir anlıktır.
    Bir daha tekrarlanmaz asla,
    Dere gider bir yana,
    Bulut gider bir yana,
    Sen kalırsın ortada.

    Son vapurda, bir kadına rastlar,
    Kibarca gülümsersin.
    Kaybettin, geri gelmez artık,
    Vapur gider bir yana,
    Kadın gider bir yana,
    Kalbin kalır ortda.

    Yalnızca bir anlıktır mutluluk.
    Sevdalar, heyecanlar;
    Hepsi bir anlık.
    Kalansa, tortusudur hayatın,
    Yalanlar ve acılar;
    Bir de yalnızlık.

    Hey koca Yusuf!
    Yusuf'cuk, ah yusufçuk!

    Rüzgarlara savurdun hep, şarkını.
    Herkesten saklandın,
    Her şeye gücendin durdun.
    Yoruldun,
    İflah etmezsin sen.

    Ömrün gitti bir yana
    Hüznün gitti bir yana,
    Şiirin kaldı ortada...
    Yusuf Hayaloğlu

  10. #60

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yaşamak Güzeldir Anne
    Anne ben senin oğlunum
    Kanayan bir yurdum var
    Anne ben senin oğlunum
    Sönmeyen bir umudum var

    Ellerimi tutma ne olur
    Beni ağlatma ne olur
    Anne ben senin oğlunum
    Bu kavgaya inancım var

    Yasamak güzeldir anne
    Yasamak senin için
    Yasamak güzeldir anne
    Yasamak yarınlar için

    Ölmek yaşamaktır yine
    Halkının yüreğinde
    Ölmekte güzeldir anne
    Ölmek özgürlük için

    Anne seni seviyorum
    Sana ihtiyacım var
    Anne seni seviyorum
    Ciğer delen bir acım var
    Yusuf Hayaloğlu

Sayfa 6/7 İlkİlk 1234567 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •