Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/2 İlkİlk 12
19 sonuçtan 11 ile 19 arası

Konu: Trabzonspor 2-2 Galatasaray

  1. #11

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ah şu voltaj!

    Yılın en çok top kaptıran futbolcusu olma yolunda koşuyor çocuk. Meziyetli de aslında fakat ligi çözememiş. Olmadık iş kovalıyor. Başta hakem, kimse onu anlamıyor. Düştü mü düşürüldü mü belli değil. Dokunsan yere yapışıyor. Aynı vuruşu bir daha yapsa orayı hedefledi deriz. Orta yaptı kurtarılmayacak yere gitti top... Şehrin voltajı düştü, molaya geçtiler. O ritmi, o tempoyu kaçırdı Trabzonspor. Ufak çocuk yine yuvarlandı. Devam ettirdi Yıldırım. Baros'a özel bir gol geldi peşinden. Sonra Gökhan pozisyon yakaladı. Emre Aşık vuruşu engellemek için her şeyi yaptı. Topa temas etmeden itti, tuttu, çekti grekoremen stilde her hamleyi kullandı. 'Devam' dedi Yunus hoca! Ceza sahası hariç her yerde çalacağı düdüğe üfleyemedi. Direkt etkiledi hakem. Çalmadığı iki düdük tabelayı belirledi. İki farklı önde olmayı hak eden Trabzonspor eşitlikle soyunma odasına gitti. İkinci devre hücum çalıştı Trabzonspor. 61. dakikada verilen ara yine gol getirdi. Bir an oyundan koptu Trabzonspor. Sylva, Tayfun çarpışması 1-2'yi tabelaya yazdırdı. Sonra yine sahasına gömüldü misafir takım. Gol için her şeyi yaptı Trabzonspor. Bir engel yoktu karşısında. Topu kaleye vuracak adam aranıyordu. Ufak çocuk bıraktı, Colman köşeye attı..

    O yetenekler yok
    Hakemi bir tarafa bırakıp futbolun içinde kalalım. Bu teknik şampiyonluk getirmez deyip birkaç ustayı formanın içine katalım. Ne hocaya ne futbolcuya bir kelime etmeden sene başındaki hedefe geri dönelim. Sistem, taktik bir yere kadar onu işletecek ayaklar bulalım.. O yetenekler yok Trabzon'da kabul edelim. 90 dakika Gökhan, Umut, Hüseyin, Selçuk, İsaac rakip kaleyi tehdit eden bir hareket yaptı mı ona bakalım. Sadece Alanzinho ve Colman bir şey üretmek için çabalıyor, diğerleri toptan kaçıyor. Sadece oyun bozmak yetmez. Bir şut, bir gol pası, bir orta, bir özel hareket ister futbol.

  2. #12

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Böyle mi olmalıydı?

    Sakın haa... Kimse mazeret üretmesin bu maç ama öyle ama böyle mutlaka kazanılması gerekirdi. Bütün camia kenetlenmiş, eski başkanlar uzun bir aradan sonra tekrar bir araya gelmiş, muhteşem bir tablo oluşmuş ama skor bu buluşmanın güzelliği ile ne yazık ki örtüşmemiş. Karşınızda Avrupa arenasından üç gün önce dönen bir Galatasaray var. Üstelik yıkık ve dökük. Önemli oyuncuları Kewell, Servet sakat. Meira 1 hafta önce Rusya'ya gitmiş. Lincoln hocasıyla takışıp kenarda oturmuş. İşte sahada böylesine darmadağın bir Galatasaray vardı. Böyle bir rakip karşısında oyundaki hakimiyeti eline alamıyorsan, baskı kuramıyorsan, pozisyon üretemiyorsan bir yerlerde sıkıntı var arkadaş... Bu sıkıntıyı biz değil kenar yönetimi bilmeli ve çözümü de bulmalı. Gelelim dün akşamki maça. Öncelikle taraftarın hakkını teslim edelim. Çatısı olmayan tribünlerin altında sergiledikleri görüntü taktire şayandı. Ya yedikleri soğuk ve yağmur? İşin çabasydı. Bana göre de dünkü maçın yıldızı tribündeki o taraftarlardı.

    Skor memnun etmedi
    İlk yarıda durgun ve pozisyon fakiri bir takım Trabzonspor... Alanzinho'nun attığı golden başka tek pozisyon yoktu. Serkan'ın böyle bir maçta kenarda bekletilmesi yanlıştı. Oyunu istedikleri gibi yönlendirdiler. Maç bu seyirde seyrederken, Trabzon Alanzinho ile şık bir gol kazandı. Yenilen gollerde kaleci Sylva ve defans oyuncularının büyük hatası vardı. Maçın skoruna baktığmıız zaman her iki takımın istediği skor değildi. İki takım için de iki puan önemli kayıp oldu. Öyle zannediyorum ki bu skor hem Beşiktaş'ın hem de Sivasspor'un işine yaradı. Bundan sonra bütün takımların oynayacak oldukları maç, final niteliğinde geçecektir. Her şeye rağmen Trabzonspor aldığı bir puanla zirve yarışını ligin sonuna kadar kovalamalıdır. Çünkü onu tribünlerde yalnız bırakmayan muhteşem bir taraftarı var.

  3. #13

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Trabzon kazanmalıydı

    Hafta içi futbolseverlere "Hangi 4 oyuncu olmazsa bu maçı izlemezsiniz" diye sorsalar, çoğunun yanıtı "Yattara, Arda, Lincoln, Kewell" olurdu. Sahaya sadece Arda çıktı. Yani dev maçın toplam kadrosu beklentilerin altında kaldı, pozisyon zenginliği de olmadı. Elektriği yüksek bir mücadele bekliyorduk, elektrik arızası ile kesilen bir Trabzonspor hızına tanık olduk. Alanzinho'nun müthiş golü, başta Bülent Korkmaz olmak üzere misafir ekibin yüzünü değiştirmişken, gelen duraklama sonrasında full aydınlatmaya rağmen gözünün önündeki faulü göremeyen ya da çalmayan Yunus bey, dengeyi sağladı. Bu golde son haftalarda hep pozisyon hatası yapan Song'un payı da vardı ama kalesini terk eden Slyva'nın katkısı en az pası atan Arda kadardı. Trabzonspor'un atağa çıkarken kaptıracağı toplara Arda ve Baros gibi isimlerin çok hızlı ceza keseceğini öngörmüştük ancak buna hakemin katkıda bulunacağını bilemedik. 1-1'lik tabela Galatasaray'a cesaret getirdi ve ilk yarının bundan sonraki dakikalarında Trabzonspor üstünlüğü izleyemedik. Orta sahada Ayhan'ın becerili ve enerjik oyununa, Selçuk, Hüseyin ve Colman'ın yanıtları yetersizdi.

    Alanzinho'dan özür dilerim
    Korkmaz'ın en önemli hamlesi sahaya çift santrfor ile çıkmasıydı. Haftalardır non-stop oynayan Song-Egemen ikilisini çok zorladı. Hüseyin'in de gizli stoper görevine diğer maçlardan daha az sadık kalmasıyla ilk 45 dakikada ev sahibi, zaman zaman çok zorlandı. Galatasaray'ın eksik kadrosu ve savunma zaafı ise Gökhan ve Umut'un dağınık performansları nedeniyle ev sahibinin kâr hanesine yazılmadı. İkinci yarı ilk 10 dakika dışında tamamen ev sahibinin kontrolünde geçti. Yorulan Galatasaray karşılık vermekte çok zorlandı, hatta bir ara topu kornere atacak takatleri bile kalmadı. Ancak 61'de balonları ile "lüzumsuz adam" İsaac'in kramponları Trabzon'un hızını kesti. Hatalar zinciriyle komik bir gol daha yendi. Trabzonspor'un en kötüleri kaleci Slyva ile santrfor Gökhan'dı. Selçuk en iyi maçlarından birini çıkarırken, Colman etkiliydi. Ancak gecenin adamı kesinlikle Alanzinho oldu. Kendisinden açıkça özür dilerim.

  4. #14

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Maçın adamı!

    Böylesine büyük bir maçta hakem iyi yönetimiyle öne çıkmalıydı. Yunus Yıldırım, maalesef rezalet yönetimi ile maçı sanki berabere bitirmeye çalıştı! Yıldırım, çalmadığı düdüklerle maçı gölgede bıraktı. Sözde başarılı hakem, bordo-mavililerin yediği gol öncesinde Alanzinho'ya yapılan faulü 'es' geçti ve konuk takımın beraberlik golüne yol verdi. Gökhan'a 34'te Mehmet, havada faul yaptı. Gökhan kafayla topu bomboş Umut'a bıraktı. Trabzonspor gole gidiyor, "Düüüüüüt" faul, Galatasaray'ın. Yahu faulu yapan Mehmet, golü yedin Yunus Yıldırım. Bu kadar mı... Gökhan 39'da gole yaklaştı, ayağını uzatsa gol olabilir. Arkadan gelen sabıkalı Emre yakapaça aldı aşağı Gökhan'ı. Yıldırım'dan karar yine "Devam." Çıldırmamak elde değil. Tribünler gibi biz de şaşkınız. Daha bitmedi. Trabzonspor ceza sahası çizgisi üzerinde önce Baros'u, birkaç dakika sonra da Ümit Karan'ı yakapaça indirdiler. Yer tehlikeli. Yine düdük 'suspus.' Bu nasıl çok iyi hakem. Türkiye'nin en iyi takımlarının maçına böylesine kötü bir hakem olmamalı. Ben önce UEFA'ya, ardından da FIFA'ya bir öneride bulunmak istiyorum: Devre arasında hakem değiştirebilmeli.

    Alanzinho kazancı
    Trabzonspor istekli, Galatasaray akıllı oynadı. Hakemin yanlışları bile iki takımın temposunu durduramadı. Alanzinho, önceki maçtan çok çok iyiydi. İkinci yarıda Trabzonspor'un ezici baskısı vardı. Ancak, gol konuk takımdan geldi. Bir kontratakta savunma dağıldı. 6 bordo-mavili, 2 sarı-kırımızılı arasında konuk takım gol çıkardı. Yaser'in gördüğü haklı kırmızı karttan sonra yüklenmeye başladı bordo-mavililer. Ve Alanzinho'nun pasıyla Colman beraberliği ilan etti. Trabzonspor sahasında 2 puan bıraktı. Bordo-mavililer maçı değil ama Alanzinho'yu kazandı.

  5. #15

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İkisine de yaramadı

    İki takım da bu maçı ligdeki kaderi ile ilgili görüyordu. Saha ve seyirci Trabzonspor'undu. Buna karşılık, Galatasaray Bülent Korkmaz geldikten sonra istim üstümde yola devam ediyordu. Kısacası puan kaybedenin ligdeki ümitlerinin de yok olacağı anlamına geliyordu bu büyük derbi. Galatasaray'da sakat çoktu. Servet Çetin, Mehmet Topal, Emre Güngör ile kadrolu sakat durumundaki Linderoth'a ilave Nonda'nın da o kervana katılması kadro sıkıntısına tuz biber ekmişti. Kewall'ın dinlendirilmek için bırakılması kayıptı ama Hamburg maçı içinde şarttı. Ancak Galatasaray'da gerçekten her geçen gün büyüyen bir Arda vardı. Trabzon'da maça ilgi büyüktü. Herkesin söylediği de tekti "Ha o uç puan bizimdur da." Trabzonspor'da bir yıldız yoktu. Yattara kadroda alınmamıştı. Grip oldu açıklaması ise manidar karşılandı.

    Erken gelen goller
    Maça Galatasaray iyi başladı. Trabzonspor'dan daha etkili gözüktüğü anlarda, yani 7. dakikada Alanzinho 18 köşesinden nefis bir şutla durumu 1-0 yaptı. Işıkların arızası yüzünden duran maç başladıktan sonra, Arda'nın nefis bir uzun pasını yakalayan Baros kendisinin 17 golünü atarken, durum 1-1 oldu. 1-1'den sonra Trabzonspor, yenilme korkusu içinde dikkatli ama buna karşılık Galatasaray rahat ve akıllı oynamaya başladı. Cimbom, Trabzon'un ataklarını kolayca keserken, rakibini yormak için devamlı kısa pas yaptı ve topa hakim oldu. Devre bu sonuçla kapandı. İkinci yarı başlar başlamaz, Baros'un dokunduğu top kaleye girerken, Egemen çıkardı. Oyun bu pozisyondan sonra daha da hareketlendi. 67. dakikada Baros'un şutunu Song kısa kesti, kale ağzına yetişen Arda golü attı: 2-1. Maç böyle bitecek diye beklerken, Colman beraberliği sağladı. Ancak üzüldüğüm şey ise puan kaybediyorum diye sinirli oynayan Trabzonsporlu futbolcuların Galatasaraylıları sakatlamacasına yaptıkları sert faullerdi. Örnek oyundan çıkan Arda ve Baros'tu. Bu arada Yaser'in girdikten sonra kırmızı ile atılması ve takımı 10 kişi bırakması hataydı.

  6. #16

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yıldırım çaktı

    Hakemlerimiz ancak bu kadar kötü olabilir. Yunus Yıldırım, Trabzonspor- Galatasaray maçının önüne geçti. Özellikle ilk yarıda öyle bir maç yönetti ki tam bir rezalet. Karşılaşma daha 0-0 iken Song gole giden Baros'u düşürüyor, maçın hakemi "Devam" diyor. Oysa çok açık faul ve Song'a kırmızı kart. Galatasaray'ın attığı beraberlik golü öncesi Alanzinho'ya yapılan net bir faule, Yıldırım yine "Devam" dedi ve sarı-kırmızılıların beraberlik golü geldi. İşte maçın kaderini etkileyen 2 açık örnek. Daha sonra Trabzonspor aleyhine çalan düdükler. Yine ilk yarıda bana göre Emre Aşık'ın Gökhan Ünal'ı düşürmesi de penaltı. Yıldırım bunu da vermedi çünkü maçın başında Song'u atmamakta kalmıştı aklı. Yanlışla diyet ödenmez ama maalesef Yunus Yıldırım bunu yaptı. Maça gelince... Yorgun Galatasaray, gücünü ekonomik kullanmak zorundaydı. İlk yarıda bunu başardı. Erken gol yemelerine rağmen morallerini bozmadılar, oyuna asıldılar, Baros da takımının beraberlik golünü atarak ilk yarıda eşitliği sağladı.

    Sorumsuz Yaser
    İkinci yarıya da Galatasaray akıllı ve sakin başladı. Telaş yapmadan ayağa oynamaya çalıştılar. Arda'nın golü ile 2-1 öne de geçmesini bildiler. Ancak oyuna yeni giren Yaser'in sorumsuz davranışı, takımı 10 kişi bıraktı. Bundan sonra Yaser için bu takımı girmek de zorlaşır diye düşünüyorum. Çünkü o da Skibbe gibi Galatasaray'ın büyüklüğünün farkında değil. Takım zaten yorgun, bir de 10 kişi kalınca beraberlik golü de gecikmedi. Colman, ev sahibi takımın beraberlik golünü atarak şampiyonluk yarışında kalma inadını sürdürdü. Sarı-kırmızılı futbolcular ellerinden geleni yaptılar. Ancak Yaser'in tecrübesizliğini ve sorumsuzluğunu hesaba katmadılar. Bundan sonra ligde şampiyonluk yarışı kıran kırana geçer. Galatasaray'ın hâlâşansı var ama bundan sonra tek puan bile kaybetme lüksü de kalmadı.

  7. #17

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir maç ki

    İşte böyle... Mücadele, top çalma, sertlik -bazen sınırları zorlasa da- tribün müdahalesi, iyi şut... İyi mücadele olacak demiştim. Oldu da... Sıkı kapıştı iki ekibin topçuları. Turuncular, en önemli silahlarını, Lincoln'ü kenarda tutarak başladılar maça... Kewell sakat çıkmıştı Avrupa'daki maçtan. 80'e doğru Baros alındı oyundan. Belki de en lüzumsuz hamlesiydi Bülent Korkmaz'ın. O ana kadar alan daraltarak ve kendi ceza sahası ile orta saha arasına sıkıştırdığı rakibinin serbest top oynamasını engellemek bu kadar eksikle çıktığınız bir maçta için en iyi taktik olabilirdi. İyi top tuttu Galatasaray, iyi top çevirdi, iyi sakladı kendinde olduğu anlarda topu.

    Alanzinho'nun eğimi
    Rakiplerinde iyi top kullanan elemanların topla buluşmasını da orta sahada 'iyi alan müdafaasıyla' başardılar. Taktik açıdan iyi konumlanmışlardı ama 'Alanzinho'nun eğimi' yutulur şey değildi. -İşte ne kurarsanız kurun iyi eğimli bir pas ya da şut bütün yaptıklarınızı boşa çıkarabiliyor- Turuncular, bu kez böyle bir şansa sahip değillerdi. Alan daraltmak topun kendilerinde kalmasını sağladı ama işte sorun burada başlıyordu, soru şuydu: 'Sahip olduğunuz topla ne yapacaksınız?' Bu soruya getirilecek derin açılım kenarda oturuyordu, suçluydu; ekibini Avrupa'da yalnız bırakmıştı -çoğunlukta olduğu gibi- ve Bülent hoca 'Korkmadığını' göstermek için en iyi 'top kullanıcısını' kulübeye çiviledi. Trabzonspor gergin başladığı maçta iki güzel gol bularak rahatlattı kendini. Kaldı ki o gerilim ancak bu kadar iyi bir yöntemle aşılabilirdi. Maç öncesi söylediklerime dönelim; Berabere kalırlarsa önlerindeki maçlar için yaşayacaklar ve rakiplerinin kaybetmesini bekleyeceklerdi. Zaten öyle de oldu.

  8. #18

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Korkusuz

    Galatasaray'a korkusuz ruhun aşılandığı artık o kadar açık ki! Müthiş Hamburg mücadelesinin ardından doğru dürüst antrenman bile yapamadan ligin en kritik deplasmanlarından birine çıkan sarı-kırmızılı takım, herkesin beklentisinin aksine kora kor müthiş bir mücadele ortaya koydu. Skorun önemi bir yana; artık havlu atmayan, moralini bozmayan ve sonuna kadar asılan takım tekrar ortaya çıktı. Bu köşeden Bülent Korkmaz'a muazzam bir kredi verdim. Kaptan beni yanıltmadı. Trabzon için de çok önemli bir maçtı. Ev sahibinin kozlarını sonuna kadar kullanacağı, tüm gücüyle maça asılacağı biliniyordu. Avrupa sınavında yıpranmış rakibine karşı tüm avantajlar bordo- mavililerin lehindeydi. Galatasaray zaten kadro zaafiyeti yaşıyordu, üstüne bir de Lincoln adında nur topu gibi bir probleme de sahip olunca, ibreler Ersun Yanal'ın öğrencilerinden yana dönüktü. Ancak Bülent Kokmaz faktörü beklentileri yok etti. Tam tersine, agresif ve hırslı bir Galatasaray sahaya çıktı. Alanzinho'nun muazzam vuruşuyla gelen gol neredeyse tek pozisyondu. Ona karşılık sarı-kırmızı ayaklar oyuna hakim, rakibine her yerde basan, maçı kazanmaya gelmiş iradeyi sahaya yansıtıyorlardı.

    Kişiliğini yansıtmış
    Bülent Korkmaz'ın teslimiyete isyan eden kişiliği, takıma o kadar yapışmış ki tek kelimeyle harika. Ümit, pivot santrfor göreviyle kendisine şişirilen topları indirme göreviyle sahadaydı, Baros da onun boşalttığı alanlarda indirdiği toplarla gole gitmek için. Bu taktik, hücum aksiyonlarında orta sahayı hızlı geçerek, takımın fiziksel olarak diri kalması üzerine kurgulanmıştı. Sonuçta iki takım da son derece yüksek bir mücadele örneği sergiledi. Ligin tepesine yakışır futbol oynandı. Heyecan, adrenalin, goller... Bir hafta içinde iki yüksek maçta yüreğini ortaya koyan Galatasaray için tek sıfatım var: "Korkusuz."

  9. #19

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir puan kazanç

    Mevcut sakatlarla birlikte perşembe günü oynanacak Hamburg maçı öncesi dinlenenleri hesaba katarsak zaten sahaya çıkacak 11 çok önceden belliydi. Ben Lincoln'ün Trabzon'a bile götürüleceğinden kuşkuluydum ama yönetim sanırım "Ne şiş yansın ne kebap" misali, olası büyük bir krizi teğet geçmek adına bu yolu tercih etti ve Lincoln'ü kulübede oturttu. Tercih şöyle de olabilirdi: Bülent hoca, sağ bek için Serkan Kurtuluş'la başlayıp önüne Sabri'yi monte edebilirdi. İddia ediyorum Serkan orada olsaydı Alanzinho'yu o kadar serbest bırakmaz, golle sonuçlanan o şutu çektirmezdi. Galatasaray oyunun başında Baros ile ciddi bir pozisyon buldu. Baros-Song mücadelesinde yerde kalan Baros'tu. Bana göre pozisyon kırmızı kartı gerektirirdi. Hakem Yunus Yıldırım, faul bile vermedi. Dönen pozisyonda zaten Alanzinho ile Trabzonspor öne geçti.

    Lig sürprizlere açık
    Galatasaray'ın Baros ile bulduğu gol öncesinde de tartışılır pozisyon vardı. Mehmet Güven, Alanzinho'yu yere indirdi, faul ve kart bekledim ancak hakem Yunus Yıldırım'ın 'Devam' dediği pozisyonun devamında Baros skoru eşitledi. Elektrik kesintisi nedeniyle maçın yaklaşık 8 dakika durması ilginçti. Maç genelde sıkıcı değil, tempolu geçti. İki tarafın da golle sonuçlanmayan sayısız pozisyonu vardı. 60 ile 70. dakikalar arasında Galatasaray, kalesine müthiş yaslandı. Trabzonspor ciddi gol pozisyonları yakaladı. Gol Trabzon'dan beklenirken Arda, Galatasaray'ı öne geçirdi. Oyunda 4 dakika kalan Yaser'in gördüğü kırmızı kart kesinlikle ağırdı. Colman'ın beraberlik golünde de Alanzinho'nun çabası vardı. Sonuçta Galatasaray ayağına kadar gelen üç puanı elinin tersiyle tepti. Ama ben, şampiyonluğa oynayan bir takımdan evinde alınan bir puanı sarı kırmızılı takım açısındankazanç görüyorum. Ligin zirvesinin de daha çok sürprizlere gebe olduğunu hatırlatmak istiyorum.

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •