Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/3 123 SonSon
24 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: 20/04 Türkiye'de Neler oluyor

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart 20/04 Türkiye'de Neler oluyor

    TÜRKİYE'NİN YÜZDE 13'Ü BİLGİSAYAR KULLANIYOR"

    Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (TÜBİDER) Genel Koordinatörü Nuri Ödemiş, Türkiye nüfusunun yüzde 72'sinin henüz bilgisayarı tanımadığını, hatta elini bile dokunduramadığını belirterek, "Türkiye'de bilgisayar kullanımında çok geride kaldı" dedi.
    20 Nisan 2006 Perşembe 00:03



    METİN AKYÜREK
    ORDU - Türkiye Bilişim Sektörü Derneği (TÜBİDER) Genel Koordinatörü Nuri Ödemiş, Türkiye nüfusunun yüzde 72'sinin henüz bilgisayarı tanımadığını, hatta elini bile dokunduramadığını belirterek, "Türkiye'de bilgisayar kullanımında çok geride kaldı" dedi.



    İnternet Haftası dolayısıyla Ordu Bilişim Platformu tarafından Ayışığı Düğün Salonu'nda bir konferans düzenlendi. Konferansta konuşmacı olarak bulunan TÜBİDER Genel Koordinatörü Nuri Ödemiş, Türkiye'nin bilişim sektörünün henüz yeni gelişmekte olduğunu, ama istenen seviyeye henüz ulaşamadığını söyledi. Türkiye nüfusunun yüzde 13'ünün bilgisayar sahibi olduğunu belirten Ödemiş, "Türkiye nüfusunun yüzde 87'sinin bilgisayarı bulunmuyor. Hiç bilgisayara dokunmamış, görmemiş, tanımamış insan oranı ise yüzde 72'dir. Dolayısıyla bilgisayar ve bilişim alanında çok gerideyiz. O sebeple bilişim olayı ilköğretimden itibaren başlamalıdır" dedi.



    Bilişim sektöründe büyük ticari pay bulunduğunu, gelişmiş ülkelerin bu ticari paylardan muazzam gelirler elde ettiğini ifade eden Ödemiş, Türkiye'de henüz bu konuda bir gelişme sağlanamadığını kaydetti. Ödemiş, "ABD'nin bilişim sektöründen elde ettiği gelir yıllık 300 milyar dolar iken Türkiye'nin ise 3.2 milyar dolardır. ABD yıllık gelirinin yüzde 20'sini bilişim sektöründen sağlarken, Türkiye'de bu oran sadece yüzde 1'dir" diye konuştu.



    Microsoft'un patronu Bil Gates'in "Türkiye'de bilgisayarı her eve sokacağız' şeklindeki açıklamalarının doğru anlaşılması gerektiğini de belirten Ödemiş, Gates'in satmayı düşündüğü bilgisayarların bir yıl sonra çöplüğe çıkabileceğine dikkat çekti. Ödemiş, "Satmayı ve her eve sokmayı düşündükleri ucuz bilgisayarlar yazılımları kısıtlı ve gelişimi az olan bilgisayarlardır. O sebeple bir yıl sonra Türkiye adeta bir bilgisayar çöplüğüne dönüşecek" şeklinde konuştu.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ'NDE HAREKETLİ SAATLER...

    Polis ekipleri, Boğaziçi Köprüsü'nün orta kısmında, ayağından yaralı halde oturan bir şahıs buldu.
    20 Nisan 2006 Perşembe 00:04



    HAKKI ÖZ - UĞURLU ÖZDEMİR
    İSTANBUL - Polis ekipleri, Boğaziçi Köprüsü'nün orta kısmında, ayağından yaralı halde oturan bir şahıs buldu.


    Olaydan 5 dakika sonra ise, annesinin emekli olması için gereken parayı bulamadığını söyleyen bir şahıs, köprü korkuluklarına tırmanarak intihar etmek istedi.



    Bogaziçi Köprüsü'nde hareketli saatler yaşandı. Köprüde yaşanan ilk olayda, Avrupa Yakası'ndan Anadolu Yakası'na geçmekte olan trafik ekibi, saat 20.30 sıralarında, köprünün oeta kısmında oturan bir şahsı fark etti.


    Şahsın yanına gelen polisler, Metin Gençler (40) adlı kişinin, ayağından yaralandığını görünce, Gençler'i Köprü Koruma Müdürlüğü'ne götürdü.


    Gençler, burada yapılan ilk müdahalesinin ardından Haydarpaşa Numune Hastanesi'ne kaldırıldı. Alkollü olduğu öğrenilen Metin Gençler'in Beşiktaş'ta kız arkadaşı ile otururken, tartıştığı kimliği belirsiz kişilerce ayağından vurulduğu, şahıslardan kaçarken bindiği taksiden Boğaziçi Köprüsü üzerinde indiği belirlendi.



    Olaydan 5 dakika sonra da, Beylerbeyi tarafındaki köprü ayakları üzerine gelen Murat Tekgöz adlı şahıs, korkuluklara tırmandı. İntihar etmek isteyen Tekgöz, polis tarafından ikna edilerek korkuluklardan indirildi. Tekgöz'ün, tansiyon hastası olan ve her ay 90 YTL'lik ilaç kullanan annesinin emekli olması için gerekli 5 bin YTL'lik prim borcunu bulamadığı için intihara teşebbüs ettiği kaydedildi.



    Polis, her iki olayla ilgili soruşturma başlattı.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ÜNİVERSİTEDE KANLI DÜELLO

    5 öğrenci saldırma, bıçak ve demir sopalarla ağır yaralanarak Akşehir Devlet Hastanesi ve Konya Numune Hastanesi'ne kaldırıldılar.
    20 Nisan 2006 Perşembe 00:05



    Selçuk Üniversitesi Akşehir Meslek Yüksek Okulu'nda, kız meselesi nedeniyle öğrenciler arasında çıkan kavgada 5 öğrenci saldırma, bıçak ve demir sopalarla ağır yaralanarak Akşehir Devlet Hastanesi ve Konya Numune Hastanesi'ne kaldırıldılar.



    Akşehir Meslek Yüksek Okulu öğrencisi 21 yaşındaki Yasin Vural, 22 yaşındaki Serdar Bahçivan ile 21 yaşındaki Hacı Murtazaoğlu, daha önceden aralarında kız meselesi nedeniyle tartışma çıktığı öğrenilen 21 yaşındaki Demir Albayrak ve 21 yaşındaki Yusuf Yılmaz ile okul önünde karşılaşarak tartışmaya başladılar. Tartışmanın kısa sürede kavgaya dönüşmesi üzerine görgü tanıklarının da iddiasına göre, Yasin Vural, Serdar Bahçivan ile Hacı Murtazaoğlu kiraladıkları 42 D 9067 plakalı otomobilin içinden çıkardıkları döner bıçağı, saldırma ve demir sopalarla Demir Albayrak ile Yusuf Yılmaz isimli öğrencilere saldırdılar.



    Albayrak ve Yılmaz'da yanlarında taşıdıkları bıçaklarla karşılık verince onlarca öğrencinin korku dolu bakışları arasında Yasin Vural, Demir Albayrak, Serdar Bahçivan ve Yusuf Yılmaz vücutlarının çeşitli yerlerinden yaralandılar. Yaralı 4 öğrenci, Akşehir Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Göğsünden aldığı bıçak darbesiyle ağır yaralanan Hacı Murtazaoğlu'nun durumunun ağır olması nedeniyle yapılan ilk müdahalenin ardından Konya Numune Hastanesi'ne sevk edildi.
    Akşehir polisi olaydan sonra yaptığı çalışmada, olayda kullanılan 1 döner bıçağı, saldırma tabir edilen geniş ağızlı 1 bıçak ve demir sopaların yanısıra kiralık otomobilin içinde satır ve bıçak ele geçirildi.
    Polis, olayla ilgili olarak soruşturmasını sürdürüyor.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    YAĞMURDERELİ EN TEHLİKELİ KANSERE YAKALANMIŞ

    Ünlü yapımcı Osman Yağmurdereli (53) sarılık şüphesiyle önceki gün İstanbul Çağlayan'daki Florence Nightingale Hastanesi'ne kaldırıldı.
    20 Nisan 2006 Perşembe 00:06


    Ünlü yapımcı Osman Yağmurdereli (53) sarılık şüphesiyle önceki gün İstanbul Çağlayan'daki Florence Nightingale Hastanesi'ne kaldırıldı. Yapılan tetkiklerde Yağmurdereli'nin pankreas kanseri olduğu ortaya çıktı. Müşahade altında tutulan yapımcının eşi Esin Yağmurdereli bir an bile başından ayrılmıyor. Yapımcının doktorları ise şimdiye kadar herhangi bir açıklama yapmadı. Yağmurdereli, Kınalı Kar, Yılan Hikayesi, Melekler Adası, Marziye gibi birçok ismi şöhrete kavuşturan dizilerin yapımcılığını üstlenmişti.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    MÜSLÜMAN OLDUĞU ÖLÜNCE ANLAŞILDI!..

    Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde 3 yıl önce villa satın alarak eşiyle birlikte ilçeye yerleşen 56 yaşındaki İngiliz Derick Poolman, Kuşadası Müftülüğü'nün izniyle vasıyeti üzerine Müslüman usullerine göre Müslüman mezarlığına defnedildi.
    20 Nisan 2006 Perşembe 00:06



    Aydın'ın Kuşadası İlçesi'nde 3 yıl önce villa satın alarak eşiyle birlikte ilçeye yerleşen 56 yaşındaki İngiliz Derick Poolman, Kuşadası Müftülüğü'nün izniyle vasıyeti üzerine Müslüman usullerine göre Müslüman mezarlığına defnedildi.



    İngiltere'nin West Suns*** şehrinde elektronik teknikeri olarak çalışan Derick Poolman, emekli olduktan sonra eşi Janeffer ile birlikte sürekli tatile geldiği ve çok beğendiği Kuşadası'na yerleşmeğe karar verdi. 3 yıl önce Karaova Mahallesi'ndeki Efes evlerinden bir villa satın alan Derick Poolman, eşi Janeffer ile burada yaşamağa başladı.


    3 yıl içerisinde çevresi ve komşuları tarafından çok sevilen ve Kuşadası'nda birçok Türk arkadaş ve dost edinen Derick Poolman, önceki gece evinde uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.


    Derick'in ölümü, çevresinde ve Türk arkadaşları arasında büyük üzüntüye sebep olurken, eşi Janeffer, oğlu Gery ve kızı Dona Poolman, Kuşadası Müftülüğü'ne başvurup babalarının vasıyeti bulunduğunu belirterek, bunun için Müslüman usullerine göre gömülmesi talebinde bulundu. Müftülük, bu talep üzerine Poolman ailesinden resmî bir talepnâme aldı ve ardından resmî olarak izin verdi.



    Müftülüğün izni üzerine Derick Poolman için Hanım Camii'nde tören düzenlendi. Tabutu Müslüman usullerine göre hazırlanan ve musallâ taşına konan Derick Poolman için öğle namazına müteakip cenaze namazı kılındı. Ardından ailesi, İngiltere'den gelen akrabâsı ve Kuşadası'ndaki arkadaşlarının omuzlarında Kahramanlar Caddesi'nde taşınan Poolman'ın cenazesi, bir Türk ve Müslüman mezarlığı olan Adalızade Mezarlığı'na getirildi. Hanım Camii imamı Alı Işık'ın okuduğu Kur'ân-ı Kerîm'in ardından Derick Poolman dualarla toprağa verildi. Eşi, kızı ve oğlunun da Müslüman usullerine göre dua ederek, babalarının ardından gözyaşı döktüğü gözlenirken, Derick Poolman'ın İngiltere'den gelen akrabâsının; defin işleminin tamamlanmasının ardından Katolik usullerine göre de dua etmesi ve ilahi okuması dikkat çekti.



    Derick Poolman'ın eşi Janeffer ve oğlu Gery, Derick'in tam bir Türkiye ve Kuşadası âşığı olduğunu belirterek, "Ölmeden; Müslüman usullerine göre ve tam bir Müslüman gibi Müslüman mezarlığına defnedilmesi yönünde talebi vardı. Biz de bu talebi Kuşadası Müftülüğü'ne ilettik. Onlar da olumlu karşıladı. Derick'in son isteğinin yerine getirilmesinden büyük mutluluk duyduk. Bundan sonra da ailece Kuşadası'nda yaşamaya devam edeceğiz. Türkiye'yi ve Türk insanlarını çok seviyoruz " dedi.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    YİNE ALKOL YİNE HIZ: 3 ÖLÜ, 4 YARALI!..

    Şile yolunda meydana gelen trafik kazasında 3 kişi öldü, 4 kişi yaralandı.
    20 Nisan 2006 Perşembe 07:00



    UĞURLU ÖZDEMİR
    İSTANBUL (İHA) - Edinilen bilgiye göre kaza Şile yolu Taşdelen katılımında saat 23.30 sırlarında meydana geldi. Taşdelen sapağında aynı istikametten gelmekte olan Mehmet Erol Alpolat yönetimindeki 34 GS 758 plakalı araç İbrahim Bektaş'ın kullandığı 34 VN 0543 plakalı araca arkadan hızla çarptı. Çarpmanın etkisi ile araçlar bir süre sürüklendiler. Kazada İbrahim Bektaş (28) ile birlikte kullandığı araç içerisinde bulunan eşi Fadime Bektaş ve Gündoğdu ailesinin küçük çocukları Yunus Emre Gündoğdu hayatını kaybetti. Ali Serdar Gündoğdu (30), Melek Gündoğdu, Çilem Gündoğdu ve Jeep sürücüsü Mehmet Erol Alpolat ağır yaralandılar. Kazadan hemen sonra olay yerine gelen vatandaşların da yardımı ile araç içerisinde bulunan yaralılardan bazıları kısa zamanda çıkartılarak çevredeki hastanelere gönderildiler. Aşırı hızlı ve alkollü olduğu iddia edilen Jeep sürücüsü ise Haydarpaşa Numune Hastanesi yoğun bakımında tedavi altına alındı. Alpolat'ın durumunun ciddi olduğu öğrenildi.


    Kazadan hemen sonra olay yerine gelen bazı vatandaşlar ambulans ekiplerine ve jandarma ekiplerine yardımcı oldular. Kazayı gördüğünü söyleyen bir vatandaş ise jeepin çok hızlı olduğunu söyledi. Yardım sırasında bir vatandaş ise elinden hafif şekilde yaralandı. Jandarma olay ile ilgili olarak soruşturma başlattı. Jandarma görgü şahitlerinin ifadelerine başvurdu olay ile ilgili olarak soruşturma sürüyor.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ANKARA'DA SOKAK KAVGASI!..

    Çıkan olayda 2 kişi gözaltına alınırken, gözaltına alınan üçüncü şahsın ise kargaşadan yararlanarak polis otosunun penceresinden atlayıp kaçtığı öğrenildi.
    20 Nisan 2006 Perşembe 07:15



    MUSTAFA VERGİVEREN
    ANKARA (İHA) - Ankara'da iki grup arasındaki taşlı sopalı kavgaya müdahale eden polis, 2 kişiyi göz altına aldı.


    Alınan bilgiye göre, olay gece saat 02.00 sıralarında Çankaya Şemsettin Günaltay Caddesi üzerinde meydana geldi. 06 MVK 16 plakalı aracın havaya ateş açtığı şeklinde ihbar alan polis ekipleri olay yerine vardıklarında kavga eden iki grupla karşılaştı. Polis ekipleri ilk etapta kavga eden şahısları güçlükle de olsa ayırmayı başardı. Ancak şahısların saldırgan tavırlarının devam etmesi üzerine kavga yeniden ateşlendi. Yardımcı kuvvetlerinde olay yerine gelmesiyle birlikte harekete geçen polis ekipleri kavga eden tarafları ayırdı. Polisin müdahalesi sırasında iki kişi güçlükle yakalanırken 4 kişi de çıkan kargaşadan yararlanarak kaçmayı başardı. Polis kaçan şahısların peşine düşerek yakalamaya çalıştı. Uzun süren aramaların ardından bir inşaatın çukuruna gizlenen şahısları fark eden polis ekipleri havaya ateş ederek şahısları durdurmaya çalıştı. Ancak polisin havaya ateş etmesine aldırmayan şahıslar kaçmayı sürdürdü ve izlerini kaybettirmeyi başardı. Öte yandan ekipler, şahısların olay yerinde bıraktıkları 06 MVK 16 plakalı Tempra marka otomobil içerisinde ve çevresinde kavgada kullanılan silahı aradı. Çıkan olayda 2 kişi gözaltına alınırken, gözaltına alınan üçüncü şahsın ise kargaşadan yararlanarak polis otosunun penceresinden atlayıp kaçtığı öğrenildi. Olayla ilgili soruşturma sürüyor.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    SOSYAL GÜVENLİK REFORMU ÇALIŞANLARA NELER GETİRİYOR?

    Çeşitli kesimlerden hak kaybı endişeleri var. İşte ayrıntılar...
    20 Nisan 2006 Perşembe 08:57


    Sosyal Güvenlik Reformu çerçevesinde sigortalılara eşit kriterlerle emeklilik koşulları sağlaması olumlu karşılanırken, pek çok çalışan, kazanılmış haklarını kaybetme ve daha kötü şartlarda emekli olma kaygısı taşıyor.
    Yasa tasarısının TBMM Genel Kurulu'nda görüşüldüğü şu günlerde işçi ve memur sendikalarının protestolarını artırması da düzenlemede hükümetle sivil toplum örgütlerinin uzlaşamadığı pek çok nokta olduğunu gösteriyor.
    Temel soru, 1 Ocak 2007'de yürürlüğe girecek yasanın çalışanlar için getirdiği hak ve yükümlülüklerin neler olduğu. Bu konuda ciddi görüş ayrılıkları bulunuyor.
    Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı'nın çalışma hayatı ve emeklilik sistemine getirdiği etkileri, olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendiren uzmanların Milliyet'e verdiği bilgilere göre ortaya çıkan tablo şöyle:




    Part-time çalışan için prim günü artıyor
    Olumlu: Düzenlemeyle yarım zamanlı/part-time ya da mevsimlik çalışanların erken emeklilikten yararlanmak için 25 yıl çalışmış olması koşulu kaldırılıyor.
    Buna göre, bu kapsamda çalışanlar çalışma süresine bakılmaksızın gerekli prim ödeme gün sayısını ve yaş koşulunu sağladığında emekli olabilecekler.
    Olumsuz: Yeni düzenlemeyle sürekli işi olmayanların emekli olabilmesi için gereken prim ödeme gün sayısı 4 bin 500'den 5 bin 400'e yükseltiliyor. Bu koşulu sağlayan işçiler, ancak genel yaş haddine 3 yıl ekleyerek kadınsa 61, erkekse 63 yaşını doldurmaları koşuluyla emekli olabilecekler.



    Aylık hesabında 'alt sınır' kalkıyor
    Olumlu: Tasarı emeklilik koşullarını yerine getirdikten sonraki aylık bağlama oranlarını yükseltiyor. Çalışma yılına bakılmaksızın aylık bağlama oranlarını 2016'ya kadar yüzde 2.5, 2016'dan sonra yüzde 2 olarak uyguluyor.
    Mevcut sistemde Bağ-Kur ve SSK'lıların prime esas kazançları hesaplanırken, 1999'dan önceki çalışılan sürelerin 'son 5 yıllık' ortalama aylık geliri; 1999 sonrasındaki yılların ise ortalama aylık geliri esas alınıyor. Emekli Sandığı'nda ise, son alınan maaş dikkate alınıyor. Bu da memurların emekliliğe kısa bir süre kala yüksek maaşlı kadrolara atanarak yüksek aylıkla emekli olmasına olanak tanıyor. Düzenleme ile son maaşın dikkate alınması ile eşit kriter getiriliyor. Ancak eşitliğin düşük aylık hesaplama yönünde sağlanması eleştiriliyor.
    Olumsuz: Mevcut düzenlemede alt sınır var. Emekli aylığı, çalışırken alınan aylığın yüzde 35 altında kalamıyor. Bu yeni düzenlemede yok. Çalışanların kanun yürülüğe girdikten sonraki dönem için hesaplanacak aylıkları alt sınırın altında olsa bile yukarıya çekilmeyecek. Emekli aylıklarına yapılacak zamlarda büyüme oranı etkili olmazken, TÜFE baz alınacak. İşçi ve esnaf için sigorta primine esas kazançta üst sınır getirilirken, memurlar için bu sınır uygulanmayacak.



    Ölüm aylığında SSK düzeni esas alınıyor
    Olumlu: Emekli Sandığı'na tabi olanların ölümü halinde hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için, mevcut mevzuata göre 10 yıllık hizmet şartı var. Bağ-Kur'da bu süre 5 tam yıl. SSK'da en az 5 yıldan beri sigorta ve her yıl için ortalama 180 gün (toplam bin 800 gün) prim ödeme şartı var. Yeni düzenlemede SSK koşulları esas alınıyor.
    Olumsuz: Yürürlükteki kanuna göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucunda sürekli tam iş göremez duruma düşen SSK'lılara yüzde 70 oranında sürekli iş göremezlik geliri bağlanıyor. Sigortalı başka birinin sürekli bakımına muhtaç durumda ise, bağlanan gelir yüzde 50 oranında artırılıyor. Düzenlemeye göre başka birinin sürekli bakımına muhtaç şekilde tam iş göremez konumuna düşenlere bağlanacak aylık oranının yüzde 100 olarak uygulanması öngörülüyor.
    Örneğin esas kazancı 600 YTL olan, başka birinin sürekli bakımına muhtaç şekilde tam iş göremez durumuna giren sigortalıya mevcut düzenlemeye göre 630 YTL, yeni düzenlemeye göre gelir bağlama oranı yüzde 100 olarak uygulanacağından 600 YTL veriliyor.



    Eşitleme, aylıkta kayıp yaratıyor
    Olumlu: Emekli aylıkları halen Emekli Sandığı'nda yüzde 3, SSK ve Bağ-Kur'da yüzde 2.6 olan 'yıllık emekli aylığı bağlama oranı' ile belirleniyor. Aylık bağlama oranlarının farklı oluşu aynı sürede ve aynı maaşla çalışan farklı sosyal güvenlik kurumuna tabi sigortalıların emekli aylıklarının eşit kriterle hesaplanmamasına yol açıyor. Düzenlemeyle bu oranlar 2016'ya kadar yüzde 2.5, 2016'dan sonra yüzde 2 olmak üzere tüm çalışanlar için eşitleniyor.
    Olumsuz: Aylık bağlama oranlarının eşitlenirken düşürülmesi emekli aylıklarının da azalması anlamına geliyor. Aylıklardaki düşüşten mevcut sigortalılar da yeni ve eski sistemde geçirdikleri süreye bağlı olarak çeşitli düzeylerde etkileniyor.



    Evlenme ve cenaze yardımı
    Olumlu: Yürürlükteki yasaya göre, sigortalı ebeveynleri üzerinden bağlanan ölüm aylığını almaktayken evlenen kız çocuklarının aylıkları kesiliyor ve aylığının 2 yıllık tutarı evlenme ödeneği olarak peşin veriliyor. Düzenlemeyle dul eş ve erkek çocuklarının da bu ödeneği almasına olanak tanınıyor.
    Olumsuz: Yardımın kapsamı genişletilmesine karşın miktarı azaltılıyor. Hali hazırda 2 yıllık aylıklar toplamına eşit olan ödenek, yeni düzenlemeyle 'aylığın bir yıllık tutarına' indiriliyor. Mevcut mevzuata göre, ölen sigortalıların cenaze masrafından yararlanması için belli bir süre prim ödenmesi şartı aranmazken, tasarıyla ölen sigortalıların hak sahiplerine cenaze masrafı ödenmesi için en az 360 gün prim ödeme koşulu getiriliyor.



    Malulen emeklilik
    Olumlu: Mevcut düzenlemede çalışma gücünün üçte ikisini veya iş kazası, meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün yüzde 66'sını kaybedenler malullük sigortasından yararlanabiliyor. Tasarıyla bu oran yüzde 60'a indiriliyor.
    Ayrıca malulen emekli olacak ancak prim ödeme gün sayısı 9 bin günden az olan kişilere 9 bin gün üzerinden aylık bağlama oranı hesaplanarak ödeme yapılacak. Başka birinin sürekli bakımana muhtaç durumda malul olan sigortalı için bin 800 gün prim ödenmesi yeterli olacak.

    Olumsuz: Malulen emekli olmak zorlaşacak. Mevcut düzenlemeye göre, malul aylığı bağlanabilmesi için Emekli Sandığı'nda tam 10 yıl, Bağ-Kur'da tam 5 yıl, SSK'da en az 5 yıl sigortalı olmak ve her yıl için en az 180 gün prim ödemiş bulunmak veya toplam en az bin 800 gün prim ödemiş olmak şartı aranıyor.
    Kanun yürürlüğe girdikten sonra malul aylığı almaya hak kazanmak SSK ve Bağ-Kur için gerekli olan çalışma süresi artacak. Aylık almak için çalışanın en az 10 yıl sigortalı olması ve bin 800 gün prim ödemesi koşulu getirilecek.



    Muhalefet: Eşitlik sağlanmıyor

    Muhalefet kanadı ve sivil toplum örgütü temsilcileri, tasarıyla sigortalıların eşit hak ve yükümlülüklere sahip olması hedefine ulaşılmadığını savunuyorlar. Konuya ilişkin görüşler şöyle:
    CHP İstanbul Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu: Yasa tüm sigortalıları sisteme dahil etmiyor, sisteme dahil ettiği sigortalılara eşit koşullar sunmuyor. Örneğin devlet tiyatrosu sanatçılarına ve PTT'de çalışan dağıtıcılara 5 yıl erken emekli olma hakkı tanınırken, özel tiyatrolarda aynı işi yapan sanatçılar ile dağıtıcılara bu olanak tanınmıyor. Bu ayrılacak sosyal devlet anlayışı ile bağdaşmaz.

    Sendikalar tepkili
    Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul, TMMOB Başkanı Mehmet Soğancı, DİSK Genel Başkan Yardımcısı Mahmut Seren ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi İkinci Başkanı Metin Bakkalcı da bir basın toplantısı düzenleyerek yasaya tepkilerini ortaya koydular.


    (MİLLİYET)

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    OKAN KOÇ'UN AĞABEYİ, SİLAHLI KAVGADA ÖLDÜRÜLDÜ

    Okan Koç'un Beşiktaş'a transferinde 'Cimbom'a söz verdik' açıkla-ması ile tanınan abisi, silahlı çatışmada öldürüldü.
    20 Nisan 2006 Perşembe 09:02


    Gaziosmanpaşa'da çıkan silahlı kavgada, Ankaragücü futbolcusu Okan Koç'un ağabeyi Orhan Koç (37) öldü, 2 de kişi yaralandı.
    Alınan bilgiye göre, Barbaros Hayrettin Paşa Mahallesi 1058. Sokak üzerinde, Orhan Koç ile kimlikleri henüz belirlenemeyen kişiler arasında silahlı kavga çıktı.
    Orhan Koç, vücuduna isabet eden kurşunlarla olay yerinde öldü. Ayağından vurulan Murat Esim ile kimliği henüz öğrenilemeyen bir kişi, yaralanarak hastaneye kaldırıldı.
    Orhan Koç'un, bir otoparkın işletmesini almaya çalıştığı ve olayın bundan kaynaklanmış olabileceği iddia edildi.
    Olay yerinde bir silah bulunduğu ve soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.
    Olayla ilgili bilgi verilen Okan Koç da Ankara'dan İstanbul'a hareket etti. Çatışmanın meydana geldiği yerde bir silah bulunduğu kaydedildi.

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ÖĞRENCİ KIZ DOĞUM YAPANA KADAR HAMİLE OLDUĞUNU GİZLEDİ

    Rahatsızlanınca hastaneye kaldırılan 14 yaşındaki kız doğum yaptı. Küçük kıza iki evli adamın tecavüz ettiği anlaşıldı.
    20 Nisan 2006 Perşembe 09:04


    İSTANBUL Kadıköy'de rahatsızlanınca hastaneye kaldırılan 14 yaşındaki ilköğretim öğrencisi kızın hamile olduğu anlaşıldı. Evli iki kişinin tecavüze uğradığı öne sürülen genç kız hastanede bir bebek dünyaya getirdi.
    Uzun süredir karnı şişen Kadıköy Yasa İlköğretim Okulu 8- C sınıfı öğrencisi A.A. önceki gün rahatsızlanınca yakınları tarafından Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede yapılan kontrollerde genç kızın hamile olduğu anlaşıldı. Durumu ailesinden gizlemeyi başardığı belinlenen A.A. hemen doğumhaneye alındı. A.A burada bir kız çocuğu dünyaya getirdi.

    İKİ KİŞİNİN TECAVÜZÜNE UĞRADIĞINI ÖNE SÜRDÜ

    Ailenin şikayeti üzerine hastaneye gelen polis, genç kızın ifadesine başvurdu. A.A.’nın ilk ifadesinde, “Okuldan eve dönerken komşumuz Yeter C. beni evlerine davet etti. Ben de eve gittim. Yeter daha sonra beni zorla yatak odasına soktu. Evde bulunan kocası Nurettin C., pantolonumu çıkartarak bana tecavüaz etti. Korkumdan aileme söyleyemedim. Daha sonra ise Levent D. ile tanıştım. Bana bekar olduğunu söylemişti. Evli olduğunu bilmiyordum. Bana otomobilinin içerisinde 3- 4 kez tecavüz etti. Çocuğun kimden olduğunu bilmiyorum' dedi.

    ŞÜPHELİNİN YAKINLARI GAZETECİLERE SALDIRDI

    Olayın ortaya çıkmasından sonra polis ekipleri Nurettin ve Yeter C.’in Yenisahra’daki evlerine baskın yaptı. Fakat çiftin yaklaşık 5 ay önce taşındıkları anlaşıldı. Polis ekipleri daha sonra Levent D.’yi gözaltına aldı.
    Levent D. ifadesinde, A.A. ile kendi isteğiyle birlikte olduğunu, tecavüz etmediğini söyledi. İfadesi alınan Levent D., Kadıköy Adliyesi'ne sevkedildi. Bu sırada şüphelinin yakınları Kadıköy Adliyesi önünde bekleyen gazetecilere saldırarak çekim yapmalarını önlemeye çalıştı. Genç kızın 9 ay boyunca hamileliğini nasıl sakladığı ve bebeğin kimden olduğu belirlenmeye çalışılıyor.

Sayfa 1/3 123 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •