Öncelikle dağdakiler adına değil, bölge adına örnek verdim. Senin dediğin gibi ben de evdeki düzenin sağlanmasını kastediyorum. Bir evdeki düzen herkesin şartlarını dikkate alarak sağlanabilir. Sen ise evdeki uyumsuz dediğin arkadaşlarına kendi şartlarını dayatıyorsun. Bunlara uymazsan kan dökülür diyorsun. Nitekim de dökülmektedir. Her iki taraf da büyük acılar çekmektedir. Bu acıya son vermek evdeki kardeşlerin tümünün haklarını dikkate alıp buna uygun bir düzen kurmaktır. Ben daha güçlüyüm benim dediğim olacak dersen ozaman son yirmibeş yıldır olan olmaktadır. Bu ise hem Kürt hem de Türk ve Türkiye'de yaşayan tüm halka büyük acılar yaşatmaktadır. En doğrusunu ben şöyle uyguladım: Gerçek yaşamımda ben kendim bir Arap olarak bir Türk bayanla evlendim. Çocuklarımdan birine Türk ve birine de Kürt isim verdim. Üçüncüye niyetlenseydik ona da Arap ismi verecektim. Ama üçüncü çocuk yapmadık. Bu da Arap olarak benim fedakarlığım olsun dedim. Yani ailede Türkiye gerçeği gibi herkesin hakları kullanılmaktadır. Eğer çözüm olacaksa, isteniyorsa...
NOT: Kendim Arap kökenliyim. Kendime Türk değil Türkiyeli diyorum. Kürtler adına bu yorumu yapmıyorum. Bölgede acılar yaşayan bir vatandaş olarak konuşuyorum.
Yer imleri