Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
17 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Başörtü zulmü için kim ne yazmıştı.

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29 Başörtü zulmü için kim ne yazmıştı.

    S.A.Türkiye, onların TBMM çatısı altında bulunmaya layık olmadıklarına inandı; ajan provokatör; kiminle dans ettiğini öğrenecek; türbanlı Merve dışarı ve dahası

    Dün, AKP'li milletvekilleri Sevde Beyazıt Kaçar, Nurcan Dalbudak, Gülay Samancı ve Gönül Bekin Şahkulu başörtülü olarak Meclis'e gelmiş ve TBMM Genel Kurulu'na katılmıştı.

    4 milletvekilinin Meclis'e başörtülü girmesi, bundan 14 yıl önce, 1999 yılında, Fazilet Partisi Milletvekili Merve Kavakçı'nın Meclis'te karşılaştığı tavrı ve o gün TBMM'de yaşananların ardından yazılanları hatırlattı.

    1999'da, bir milletvekilinin başörtüsü ile Meclis'e girmesinin ardından bakın kim ne yazmıştı:

    Oktay Ekşi: Merve olayı, devlete yönelik bireysel bir başkaldırı teşebbüsü ile kendi temel felsefesinden ve kimliğinden fedakarlık yapmamaya kararlı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki son raundu bekliyor. Merve kızımız, kiminle dans ettiğini o zaman öğrenecek.

    Tufan Türenç: Türban olayının bir tek amacı vardı, o da devlete meydan okumaktı. Ondan sonraki hedef ise laik ve demokratik cumhuriyeti yıkıp yerine bir İslam cumhuriyeti kurmaktı.

    Emin Çölaşan: Belli kesimler şimdi bir tantana yapıyor: ‘Merve milletvekili seçilmiş, mazbatasını almıştır. Yemin etmese bile milletvekilidir. Bütün özlük haklarından yararlanır, maaşını alır, sadece türbanıyla genel kurul ve komisyon çalışmalarına katılamaz.' Hayır! Anayasa'nın 81. maddesi aynen şöyle başlıyor: ‘TBMM üyeleri göreve başlarken aşağıdaki şekilde ant içerler...' Demek ki göreve başlaması için milletvekilinin ant içmesi gerekiyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre Meclis önünde ant içmeyen Cumhurbaşkanı göreve başlamış sayılmayacak ama Merve isimli kadın, milletvekili olacak! Herkesi uyarıyorum. Bu oyuna gelinmesin.

    Ertuğrul Özkök: (Ecevit) İspanya Meclisi'ni basan askerlerin önüne çıkan o meclis başkanı gibi. Meclis'i basan bir zihniyetin karşısına dikildi. Ecevit'in bu çıkışının ve orada yaptığı konuşmanın ne kadar tarihi bir öneme sahip olduğunu, o gece o konuşmanın Türkiye'de neleri önlediğini tarih yazacak. Merve Hanım'ın çocuklarını almak için gittiği okulda küçücük öğrencilerden aldığı dersler, bu haddini bildirme sürecinin ilk işaretleridir.

    Mümtaz Soysal: Meclis'teki başörtüsü olayı, cumhuriyetin geçmişi ve geleceği bakımından düşündürücüdür.

    Enis Berberoğlu: DSP'nin milliyetçi Meclis'te tek başına sergilediği tutum, bize göre de doğrudur: Türbanlı Merve dışarı!

    Kurthan Fişek: Meclis'te türban olayları olurken, sokakta 1,5 milyon genç insan varken, üst yönetim Meclis'i erkenden terketmeseydi, provokasyona bak, süngüye sarıl!

    Yalçın Bayer: Erbakan'ın kuklası olarak, Nazlı Ilıcak'ın koruyucu kanatları altında Türkiye'yi geren Merve, Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı ve komutanlar yemin törenini izlerken salona girebilir miydi? Fazilet sıralarından başını kaldırıp Demirel ve Kıvrıkoğlu'nun yüzüne bakabilen oldu mu? Biliniz ki hayır.

    Ferai Tınç: TBMM'nin koşullarını hiçe sayarak, kendi doğrusunu zorla dayatmaya kalkıştı. TBMM'nin toplumsal uzlaşmayı yansıtan eğilim ve uygulamalarına omuz silkerek, milletin Meclis'ine sızmaya çalıştı.

    Fatih Altaylı: Kavakçı'nın Meclis'teki eyleminin, Türkiye Cumhuriyeti'ne bir meydan okuma olduğu açık. Benim anladığım kadarıyla Kavakçı suç işliyor. O zaman hakkında dava açılmalı. Ne zaman adam oluruz? TBMM, Merve-Nazlı Ilıcak gibilerden temizlendiği zaman.

    Şahin Alpay: Devlet büyüklerimiz ya da TBMM'deki bir azınlık (DSP grubu) öyle istedi diye bir kadın milletvekilinin başını örtememesi demokrasiyle, hukuk devletiyle bağdaşır mı?

    Hasan Cemal: Merve Kavakçı, Fazilet milletvekili. Daha Meclis'in ilk gününde türbanıyla meydan okudu. Bunalım kışkırtıcılığı yaptı.

    Fikret Bila: Merve Kavakçı olayı, cumhuriyet kurulduğundan ve laik içerik kazandıktan bu yana süregelen rejim karşıtı akımın yansımasıdır.

    Güneri Civaoğlu: Bir geceyarısı oldu bittiye getirilerek, Merve Kavakçı'nın Meclis kürsüsünde başörtüsüyle yemin etmesi sağlanırsa ne olur? Kimilerinin geceyarısı ne yapacağı belli olmaz.

    Abbas Güçlü: Yıllardır gençler neden Meclis'e girmiyor diye yakınıp duruyorduk. Nihayet biri girdi hem de bir girdi pir girdi. Adı da Merve Kavakçı. Sanki Türkiye'de gençlerin başka hiçbir sorunu yokmuş gibi türbanıyla ortalığı kastı kavurdu.

    Zeynep Göğüş: Bilemediniz 30 yıla kalmaz, Merve Kavakçı'nın başörtüsünü hatırlayan kalmayacak. Onca provaya rağmen sahnede iyi değil Merve Kavakçı. Ankara Koleji'nin tiyatro kolunda başarısız, yoksa daha iyi oynardı hayatı. Oyunun senaryosu da iyi yazılmamış, yönetmen beceriksiz. Bu oyun, Cumhuriyet Festivali'nde ödül alacak gibi görünmüyor.

    Rauf Tamer: Merve Kavakçı, hangi kapıdan girdi? Hangisinden girerse girsin, kurallara aykırı bir kıyafetle geldiği savına göre güvenlik görevlilerince niçin engellenmedi?

    Ruhat Mengi: Türkiye, onların TBMM çatısı altında bulunmaya layık olmadıklarına inandı! Yemin töreninde mide bulandırıcı bir yalan havası hakimdi. Merve Kavakçı, fırsat bulsa "Demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına" yemin ederek bir ikiyüzlülük örneği vermiş olacaktı. Türbanla yemin etmesine izin verilmediği için bunu yapamadı. Peki ya diğerleri?

    Güngör Mengi: Merve Kavakçı'ya okutulan metin, aslında hizmet yerine kavgayı seçmiş olan zihniyetin manifestosu niteliğindedir. Bu zihniyetin defterinde, tartışmaya açık bir uzlaşma niyeti yok. Oldu bittiye dayalı, hileci baskın taktikleri var.

    Zülfü Livaneli: Merve Kavakçı, kişisel özgürlükleri elde etme değil, siyasi bir huruç hareketi yapma misyonunu taşıyor. Buna sistem izin vermez.

    Can Ataklı: Gerçekten bir ajan provokatör olan Merve Kavakçı, Meclis'teki tüm partilerin gafletinden yararlanarak, çağdaş ve laik Türkiye'yi yaralayan eylemini gerçekleştirdi. Meclis Genel Kurulu'na girmesi, yemin ettirilmese bile uzun süre oturması rezalettir, skandaldır. Buna neden olan tüm siyasi partileri kınamak gerek.

    Hüseyin Gülerce: Sayın Erbakan'ın baskılarıyla Sayın Merve Kavakçı seçilecek yerden aday gösterilmeseydi, Meclis daha ilk gününde 28 Şubat'ı çağrıştıran bir gerilimin ve krizin içine girmeyecekti.

    Ali Bulaç: Bülent Ecevit'in gösterdiği tepki beni fazlasıyla şaşırttı. Sayın Ecevit gibi çok sayıda insanın bilinçaltında yatan gerçek niyet ve düşüncelerin böylelikle açığa çıkmış olması önemlidir.

    Nuh Gönültaş: Merve Kavakçı'nın Meclis'e gelip demokratik ve laik düzeni yıkmaya teşebbüs ettikten ve kahraman DSP grubu tarafından düşman kendi sınırlarına geriletildikten sonra Mars'ın en yüksek tepesinden, 864 veya bin 150 rakımlı tepeden (bu rakam orada oturan kişiye göre değişiyor) yapılan açıklama, ideolojik yapılanmaların sevmedikleri insanları yıpratmak için kullandıkları argümanları hatırlatıyordu: 'Bu kişi ajan provokatör.'

    Etyen Mahçupyan: Her şey o kadar süfliydi ki o geceden geriye sadece utanç kaldı.

    Ahmet Kekeç: Ağzı bozuk efradından bir yazar arkadaşımız, kılık kıyafet hakkındaki yasayı hatırlatarak, örtülerin fora edilmesi gerektiğini savunuyordu. Sanki milletvekilleri 657'ye tabiymiş, kılık kıyafeti düzenleyen yasa, Meclis İç Tüzüğü'nü bağlarmış gibi... Başörtülü bir milletvekili Meclis Genel Kurulu'na girerse, kendilerince bir mevzi kaybetmiş olacaklar. Bunun hırçınlığı ve öfkesiyle milletvekillerini götürüp 657 sayılı yasaya tabi memurin bordrosuna dahil ediveriyorlar. Ve hiç utanmıyorlar. Başörtülü Meclis'e girilemezmiş... Kim diyor? Nerede yazılı? Onlar milletin vekilidir, millete hesap verirler.

    Can Dündar: Meclis, 'Geliyorum' diye diye gelen kriz karşısında tam aciz bir görüntü verdi ve sorunun çözüm yeri olması beklenirken adeta kaynağı haline geldi.

    İsmet Berkan: Bundan önceki durum farklıydı. Tartışılan yer, üniversite sınırlarıydı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel organlarından biri olan Anayasa Mahkemesi, üniversitelerin kamu alanı olduğuna hükmetmişti. Bu kararı beğenmesek, insan haklarına aykırı bulsak bile ona uymak zorundayız.

    Toktamış Ateş: Ben bu tutumu, özgürlüklerime yönelmiş bir tehdit olarak görüyor ve değerlendiriyorum. Sokaktaki insanın başörtüsünden rahatsız olmasam bile TBMM'deki başörtüsü beni endişelendiriyor.

    Taha Kıvanç: Yeni dönemin açılışı ve yemin töreni için toplanan Millet Meclisi'ne basın locasından bakınca, 'Ne garip' diye düşünmeden edemedim, 'Rejimin yıkılması veya devamı, 30 yasındaki bir genç kadının sırtına emanet edilmiş görünüyor...' İstanbul'dan milletvekili seçilen Merve Kavakçı başını açarsa rejim devam edebilecek, aksi halde, yani başörtülü geldiği takdirde bazılarına göre rejim yıkılabilir... Üff, bir genç kadın için ne kadar zor bir durum...AEO.:49:

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bir cumhuriyet çocuğu olarak, artık şu ıvır zıvırları bir kenara bırakalım diyorum. ya televizyona baktığım zaman türban giymiş bir bayan ile başı açık bir bayanı yan yana gördüğüm zaman çok seviniyorum, iki farklı kültür bir arada ve kötü niyet yok. çok güzel.
    LEBEN ?

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart gardaş zulüm budur !çapıt değil



    yaaa !:45:

    Böyük devletlerin böyük oyunu
    Yok etmek Türk’ün soyunu
    Çoraplar örülmüş
    Çuvallar geçirilmiş başıma
    Aslanım; kediye boğulmuşam…
    diyor şaiir
    Konu zekı62 tarafından (01-11-2013 Saat 14:56 ) değiştirilmiştir.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ahmet kekeç,ismet berkan,hüseyin gülerce,nuh gönültaş ve ali bulaç bu yazarlar haricindeki diyerleri dün neredeyseler bugün aynı yerdeler...chp ve onun zihniyetini temsil eden bu milyonluk kalemşörler her dönem türkiyenin gelişmesinin önünde engel oldular..hükümetlerin çalışmalarına yatırımlarına halkın özgürleşmesine vesayet rejiminin devamının sağlanması için yazılarıyla ve eylemleriyle hep katkı sundular....başörtüsü nedeniyle okullara ve resmi dairelere sokulmayan öğrencilerle çalışan bayanlara, kışladan atılan subaylara bu kendilerine yazar denilen muhteremler yıllarca köşelerindeki yazılarında agızlara alınmayacak hakaretler edip türbanlarıyla alay ettiler..sebebi olarakta cumhuriyet atatürk laiklikten başka ağızlarından birşey çıkmadı...asıl cumhuriyet düşmanlarının kendileri olduğu görmemezlikten gelindi,atatük isminden yıllarca partide kendileride nemalandılar...fakat halk eski halk deyil,herşey biliniyor ve görülüyor...yıllarca süren bu tiyatronun sonuna geliyoruz...önümüzdeki yıllar bundan daha iyi olacağına inanıyorum...
    CİMBOMLU

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Demekki hu gazetecilerde omurgasiz
    Yukarida okudugum cogu gazeteci basortusune simdi destek veriyor ve simdiki dusunceleri o zamandan cok farkli ne degisti?
    süper Teklif sende üye ol sende kazan!!!!
    İşte Davet Linkin!!

    http://www.superteklif.com/SuperUye/...9-f6001b6878a1

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Demekki hu gazetecilerde omurgasiz
    Yukarida okudugum cogu gazeteci basortusune simdi destek veriyor ve simdiki dusunceleri o zamandan cok farkli ne degisti?
    süper Teklif sende üye ol sende kazan!!!!
    İşte Davet Linkin!!

    http://www.superteklif.com/SuperUye/...9-f6001b6878a1

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı CABBARİ Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Demekki hu gazetecilerde omurgasiz
    Yukarida okudugum cogu gazeteci basortusune simdi destek veriyor ve simdiki dusunceleri o zamandan cok farkli ne degisti?

    usta :

    vurdum duymazlık veve Rantttt Paraaaaa :45:

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı hüseyin Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    ahmet kekeç,ismet berkan,hüseyin gülerce,nuh gönültaş ve ali bulaç bu yazarlar haricindeki diyerleri dün neredeyseler bugün aynı yerdeler...chp ve onun zihniyetini temsil eden bu milyonluk kalemşörler her dönem türkiyenin gelişmesinin önünde engel oldular..hükümetlerin çalışmalarına yatırımlarına halkın özgürleşmesine vesayet rejiminin devamının sağlanması için yazılarıyla ve eylemleriyle hep katkı sundular....başörtüsü nedeniyle okullara ve resmi dairelere sokulmayan öğrencilerle çalışan bayanlara, kışladan atılan subaylara bu kendilerine yazar denilen muhteremler yıllarca köşelerindeki yazılarında agızlara alınmayacak hakaretler edip türbanlarıyla alay ettiler..sebebi olarakta cumhuriyet atatürk laiklikten başka ağızlarından birşey çıkmadı...asıl cumhuriyet düşmanlarının kendileri olduğu görmemezlikten gelindi,atatük isminden yıllarca partide kendileride nemalandılar...fakat halk eski halk deyil,herşey biliniyor ve görülüyor...yıllarca süren bu tiyatronun sonuna geliyoruz...önümüzdeki yıllar bundan daha iyi olacağına inanıyorum...
    kardeş kimse türban edik güdük e karşı çıkamaz ama ,sence TÜRBAN kaç çeşit

    Benim Anamın Bacımın giydigi bir Başörtü var ,,

    Şimdi maaaşallah 1001 çeşit bumu türban anlayışı :46:

    benim anlayışım buna karşı .şu tv lere bak
    Konu zekı62 tarafından (01-11-2013 Saat 15:24 ) değiştirilmiştir.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29

    Alıntı zekı62 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    kardeş kimse türban edik güdük e karşı çıkamaz ama ,sence TÜRBAN kaç çeşit

    Benim Anamın Bacımın giydigi bir Başörtü var ,,

    Şimdi maaaşallah 1001 çeşit bumu türban anlayışı :46:

    benim anlayışım buna karşı .şu tv lere bak
    S.A.Gardaş 1001 saç bağlama şekli,1001 çeşit etek şekli,1001 çeşit mayo şekli var sayın gardaşım bunlardanda bir mana çıkarıyormusun.senin ellerinden öptüğüm annenin başörtüsü gibi değil ALLAH'ın kitabı Kur'an-ı Kerimindeki nur suresi 31.ayete ve ahzap süresi 59. ayete göre örtünmeleri emrediliyor.AEO.:49:

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı hilalyıldız Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    S.A.Türkiye, onların TBMM çatısı altında bulunmaya layık olmadıklarına inandı; ajan provokatör; kiminle dans ettiğini öğrenecek; türbanlı Merve dışarı ve dahası

    Dün, AKP'li milletvekilleri Sevde Beyazıt Kaçar, Nurcan Dalbudak, Gülay Samancı ve Gönül Bekin Şahkulu başörtülü olarak Meclis'e gelmiş ve TBMM Genel Kurulu'na katılmıştı.

    4 milletvekilinin Meclis'e başörtülü girmesi, bundan 14 yıl önce, 1999 yılında, Fazilet Partisi Milletvekili Merve Kavakçı'nın Meclis'te karşılaştığı tavrı ve o gün TBMM'de yaşananların ardından yazılanları hatırlattı.

    1999'da, bir milletvekilinin başörtüsü ile Meclis'e girmesinin ardından bakın kim ne yazmıştı:

    Oktay Ekşi: Merve olayı, devlete yönelik bireysel bir başkaldırı teşebbüsü ile kendi temel felsefesinden ve kimliğinden fedakarlık yapmamaya kararlı olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti arasındaki son raundu bekliyor. Merve kızımız, kiminle dans ettiğini o zaman öğrenecek.

    Tufan Türenç: Türban olayının bir tek amacı vardı, o da devlete meydan okumaktı. Ondan sonraki hedef ise laik ve demokratik cumhuriyeti yıkıp yerine bir İslam cumhuriyeti kurmaktı.

    Emin Çölaşan: Belli kesimler şimdi bir tantana yapıyor: ‘Merve milletvekili seçilmiş, mazbatasını almıştır. Yemin etmese bile milletvekilidir. Bütün özlük haklarından yararlanır, maaşını alır, sadece türbanıyla genel kurul ve komisyon çalışmalarına katılamaz.' Hayır! Anayasa'nın 81. maddesi aynen şöyle başlıyor: ‘TBMM üyeleri göreve başlarken aşağıdaki şekilde ant içerler...' Demek ki göreve başlaması için milletvekilinin ant içmesi gerekiyor. Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına göre Meclis önünde ant içmeyen Cumhurbaşkanı göreve başlamış sayılmayacak ama Merve isimli kadın, milletvekili olacak! Herkesi uyarıyorum. Bu oyuna gelinmesin.

    Ertuğrul Özkök: (Ecevit) İspanya Meclisi'ni basan askerlerin önüne çıkan o meclis başkanı gibi. Meclis'i basan bir zihniyetin karşısına dikildi. Ecevit'in bu çıkışının ve orada yaptığı konuşmanın ne kadar tarihi bir öneme sahip olduğunu, o gece o konuşmanın Türkiye'de neleri önlediğini tarih yazacak. Merve Hanım'ın çocuklarını almak için gittiği okulda küçücük öğrencilerden aldığı dersler, bu haddini bildirme sürecinin ilk işaretleridir.

    Mümtaz Soysal: Meclis'teki başörtüsü olayı, cumhuriyetin geçmişi ve geleceği bakımından düşündürücüdür.

    Enis Berberoğlu: DSP'nin milliyetçi Meclis'te tek başına sergilediği tutum, bize göre de doğrudur: Türbanlı Merve dışarı!

    Kurthan Fişek: Meclis'te türban olayları olurken, sokakta 1,5 milyon genç insan varken, üst yönetim Meclis'i erkenden terketmeseydi, provokasyona bak, süngüye sarıl!

    Yalçın Bayer: Erbakan'ın kuklası olarak, Nazlı Ilıcak'ın koruyucu kanatları altında Türkiye'yi geren Merve, Cumhurbaşkanı ile Genelkurmay Başkanı ve komutanlar yemin törenini izlerken salona girebilir miydi? Fazilet sıralarından başını kaldırıp Demirel ve Kıvrıkoğlu'nun yüzüne bakabilen oldu mu? Biliniz ki hayır.

    Ferai Tınç: TBMM'nin koşullarını hiçe sayarak, kendi doğrusunu zorla dayatmaya kalkıştı. TBMM'nin toplumsal uzlaşmayı yansıtan eğilim ve uygulamalarına omuz silkerek, milletin Meclis'ine sızmaya çalıştı.

    Fatih Altaylı: Kavakçı'nın Meclis'teki eyleminin, Türkiye Cumhuriyeti'ne bir meydan okuma olduğu açık. Benim anladığım kadarıyla Kavakçı suç işliyor. O zaman hakkında dava açılmalı. Ne zaman adam oluruz? TBMM, Merve-Nazlı Ilıcak gibilerden temizlendiği zaman.

    Şahin Alpay: Devlet büyüklerimiz ya da TBMM'deki bir azınlık (DSP grubu) öyle istedi diye bir kadın milletvekilinin başını örtememesi demokrasiyle, hukuk devletiyle bağdaşır mı?

    Hasan Cemal: Merve Kavakçı, Fazilet milletvekili. Daha Meclis'in ilk gününde türbanıyla meydan okudu. Bunalım kışkırtıcılığı yaptı.

    Fikret Bila: Merve Kavakçı olayı, cumhuriyet kurulduğundan ve laik içerik kazandıktan bu yana süregelen rejim karşıtı akımın yansımasıdır.

    Güneri Civaoğlu: Bir geceyarısı oldu bittiye getirilerek, Merve Kavakçı'nın Meclis kürsüsünde başörtüsüyle yemin etmesi sağlanırsa ne olur? Kimilerinin geceyarısı ne yapacağı belli olmaz.

    Abbas Güçlü: Yıllardır gençler neden Meclis'e girmiyor diye yakınıp duruyorduk. Nihayet biri girdi hem de bir girdi pir girdi. Adı da Merve Kavakçı. Sanki Türkiye'de gençlerin başka hiçbir sorunu yokmuş gibi türbanıyla ortalığı kastı kavurdu.

    Zeynep Göğüş: Bilemediniz 30 yıla kalmaz, Merve Kavakçı'nın başörtüsünü hatırlayan kalmayacak. Onca provaya rağmen sahnede iyi değil Merve Kavakçı. Ankara Koleji'nin tiyatro kolunda başarısız, yoksa daha iyi oynardı hayatı. Oyunun senaryosu da iyi yazılmamış, yönetmen beceriksiz. Bu oyun, Cumhuriyet Festivali'nde ödül alacak gibi görünmüyor.

    Rauf Tamer: Merve Kavakçı, hangi kapıdan girdi? Hangisinden girerse girsin, kurallara aykırı bir kıyafetle geldiği savına göre güvenlik görevlilerince niçin engellenmedi?

    Ruhat Mengi: Türkiye, onların TBMM çatısı altında bulunmaya layık olmadıklarına inandı! Yemin töreninde mide bulandırıcı bir yalan havası hakimdi. Merve Kavakçı, fırsat bulsa "Demokratik ve laik cumhuriyete ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı kalacağına" yemin ederek bir ikiyüzlülük örneği vermiş olacaktı. Türbanla yemin etmesine izin verilmediği için bunu yapamadı. Peki ya diğerleri?

    Güngör Mengi: Merve Kavakçı'ya okutulan metin, aslında hizmet yerine kavgayı seçmiş olan zihniyetin manifestosu niteliğindedir. Bu zihniyetin defterinde, tartışmaya açık bir uzlaşma niyeti yok. Oldu bittiye dayalı, hileci baskın taktikleri var.

    Zülfü Livaneli: Merve Kavakçı, kişisel özgürlükleri elde etme değil, siyasi bir huruç hareketi yapma misyonunu taşıyor. Buna sistem izin vermez.

    Can Ataklı: Gerçekten bir ajan provokatör olan Merve Kavakçı, Meclis'teki tüm partilerin gafletinden yararlanarak, çağdaş ve laik Türkiye'yi yaralayan eylemini gerçekleştirdi. Meclis Genel Kurulu'na girmesi, yemin ettirilmese bile uzun süre oturması rezalettir, skandaldır. Buna neden olan tüm siyasi partileri kınamak gerek.

    Hüseyin Gülerce: Sayın Erbakan'ın baskılarıyla Sayın Merve Kavakçı seçilecek yerden aday gösterilmeseydi, Meclis daha ilk gününde 28 Şubat'ı çağrıştıran bir gerilimin ve krizin içine girmeyecekti.

    Ali Bulaç: Bülent Ecevit'in gösterdiği tepki beni fazlasıyla şaşırttı. Sayın Ecevit gibi çok sayıda insanın bilinçaltında yatan gerçek niyet ve düşüncelerin böylelikle açığa çıkmış olması önemlidir.

    Nuh Gönültaş: Merve Kavakçı'nın Meclis'e gelip demokratik ve laik düzeni yıkmaya teşebbüs ettikten ve kahraman DSP grubu tarafından düşman kendi sınırlarına geriletildikten sonra Mars'ın en yüksek tepesinden, 864 veya bin 150 rakımlı tepeden (bu rakam orada oturan kişiye göre değişiyor) yapılan açıklama, ideolojik yapılanmaların sevmedikleri insanları yıpratmak için kullandıkları argümanları hatırlatıyordu: 'Bu kişi ajan provokatör.'

    Etyen Mahçupyan: Her şey o kadar süfliydi ki o geceden geriye sadece utanç kaldı.

    Ahmet Kekeç: Ağzı bozuk efradından bir yazar arkadaşımız, kılık kıyafet hakkındaki yasayı hatırlatarak, örtülerin fora edilmesi gerektiğini savunuyordu. Sanki milletvekilleri 657'ye tabiymiş, kılık kıyafeti düzenleyen yasa, Meclis İç Tüzüğü'nü bağlarmış gibi... Başörtülü bir milletvekili Meclis Genel Kurulu'na girerse, kendilerince bir mevzi kaybetmiş olacaklar. Bunun hırçınlığı ve öfkesiyle milletvekillerini götürüp 657 sayılı yasaya tabi memurin bordrosuna dahil ediveriyorlar. Ve hiç utanmıyorlar. Başörtülü Meclis'e girilemezmiş... Kim diyor? Nerede yazılı? Onlar milletin vekilidir, millete hesap verirler.

    Can Dündar: Meclis, 'Geliyorum' diye diye gelen kriz karşısında tam aciz bir görüntü verdi ve sorunun çözüm yeri olması beklenirken adeta kaynağı haline geldi.

    İsmet Berkan: Bundan önceki durum farklıydı. Tartışılan yer, üniversite sınırlarıydı ve Türkiye Cumhuriyeti'nin en temel organlarından biri olan Anayasa Mahkemesi, üniversitelerin kamu alanı olduğuna hükmetmişti. Bu kararı beğenmesek, insan haklarına aykırı bulsak bile ona uymak zorundayız.

    Toktamış Ateş: Ben bu tutumu, özgürlüklerime yönelmiş bir tehdit olarak görüyor ve değerlendiriyorum. Sokaktaki insanın başörtüsünden rahatsız olmasam bile TBMM'deki başörtüsü beni endişelendiriyor.

    Taha Kıvanç: Yeni dönemin açılışı ve yemin töreni için toplanan Millet Meclisi'ne basın locasından bakınca, 'Ne garip' diye düşünmeden edemedim, 'Rejimin yıkılması veya devamı, 30 yasındaki bir genç kadının sırtına emanet edilmiş görünüyor...' İstanbul'dan milletvekili seçilen Merve Kavakçı başını açarsa rejim devam edebilecek, aksi halde, yani başörtülü geldiği takdirde bazılarına göre rejim yıkılabilir... Üff, bir genç kadın için ne kadar zor bir durum...AEO.:49:


    bu adamların hemen hepsi aynı köşe başlarını tutmuşlar.görevlerini yapıyor.japonyada olsa bu adamların hepsinin harakiri yapması gerekiyordu.hele çölajanı, hükümet paradan 6 sıfırı atamaz.eğer atabilirse köpek gibi havlayacağım, eşek gibi anıracağım türünden iddialı sözler söylemişti.hükümet paradan altı sıfır attı ama bu adam bu sözlerini yuttu. burası türkiye.

    ''dün dündür, bugun de bugün''

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •