Arkadaşlar, Türk Dışişleri Bakanlığı dünya tarinde bir ilk skandala imza attı. Unesco başkanlığı seçimleri için Türkiyenin ve birçok ülkenin adaylığını destekliği Zülfü Livaneli'yi değil de Mısırlı "kitap yakarım" diyen bir zatı muhteremi destekledi. O da seçilemedi. Bir Bulgar vatandaşı seçildi.
Türk Dışişleri, bizim adayımızı destekleyin diye bir kulis faaliyeti yürütmeyince doğal olarak kulis çalışmasını en iyi yapanlar kazandı. Zülfü Livaneli'ye eleştirim baki kalmakla, bu yapılanı şiddetle kınıyorum. Bundan sonra uluslar arası bir kuruma veya herhangi işiniz için elin adamı size demiyecek mi " Yav siz kendi adayınızı bile desteklemediz, biz size şimdi nasıl güvenelim"? Aynı tutum KKTC içinde sergilenmedi mi? Hatta Azerbaycan ve Pakistan bu konuda Türkiyeye sitem etmediler mi? "Bize tayın deyin hemen tanıyalım" diye. Kıbrıstaki AB uşağı ne demişti? "Biz tanınmak istemiyoruz!" Tabi onun söyleyebileceği bir laf değil, Ankara'nın ağzıydı bu. Aynı ağız kendini bu olayda da gösterdi.
Saygılar.


Teşekkur:
Beğeni:

Alıntı

Yer imleri