Teþekkur Teþekkur:  0
Beðeni Beðeni:  0
5 sonuçtan 1 ile 5 arasý

Konu: Hadis ve Sünnetin Dindeki Yeri

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Icon12 Hadis ve Sünnetin Dindeki Yeri

    SÜNNET ÝNKARCILARINA CEVAP

    Mustafa Özþimþekler / BEYAN
    Resûlullah'a itaatin, Allah'a itaatle birlikte yan yana zikredilmesindeki incelik; Allah Resûlü'nün deðerini ortaya koymak, 'Kur'an'da bulunmayan dinî emirleri yapmak gerekmez' zannýný yýkmak ve Peygamber Efendimizin, Kur'an'dan ayrý ve müstakil olarak Hadislerinde ortaya koyduðu emirlerine itaat etmektir."

    Sünnet; Ýslâm'ý anlamak, kavramak ve yaþamak hususunda en doðru ölçü ve yorumdur. Allah'tan gelen vahyi almak için peygamberlerin aracýlýðýna insanlarýn nasýl ihtiyacý varsa, Kur'an'ý anlamak için de Peygamber'in yorumuna yani sünnete öylece ihtiyaç vardýr.

    Bütün peygamberler, Allah'tan gelen ilâhî vahyi insanlara harfiyen teblið eder, açýklanmasý gereken yerleri açýklar ve kendi hayatlarýnda yaþayarak uygulamasýný gösterirler. Nitekim Hz. Aiþe anamýza Peygamber Efendimizin ahlâkýndan sorulduðunda Hz. Aiþe anamýz cevaben "Onun ahlâký Kur'an'dý." buyurmuþtur. Kur'an'ýn hangi emri nasýl yerine getirilecek, hangi nehiyden nasýl içtinap edilecekse, Efendimiz bunu bizzat yaþayarak göstermiþtir. Hiç þüphesiz o, Kur'an'ý en iyi anlayan ve en mükemmel þekilde hayata geçirip tatbikat sahasýna koyandýr. Yani Efendimiz, Kur'an'ýn canlý bir tefsiri ve yaþayan bir Ýslâm'dýr.

    Öyleyse Resûlullah'ýn Sünnetiyle amel etmek demek; Allah'ýn Kur'an âyetlerindeki isteðini hakkýyla yerine getirmek demektir. Dolayýsýyla Sünnet ve Hadis'i kabul etmeyip, "Kur'an bize yeter" demek, filhakika Kur'an'ýn daha iyi anlaþýlmasýný istememektir. Hatta bundan da öte, ilâhî vahyin anlaþýlmasýna mani olmaya çalýþmaktýr; neuzübillah…

    Beyhakî þöyle bir rivayet nakleder: Bir þahýs Mutarrif b. Abdullah'ýn yanýnda ona hitaben:
    –"Bize Hadis anlatýp durmayýn, Kur'an'dan baþka bir þeyden bahsetmeyin," deyince ona þöyle dedi:
    –"VAllahi biz Hadisleri Kur'an'ýn yerine anlatmýyoruz. Bilakis Hadisleri anlatmaktaki gayemiz, Kur'an'ý en iyi bilenin, bildiklerini anlatmaktýr." (1)
    Mevlâ Teâlâ, Peygamber Efendimize itaat etmenin ne kadar önemli ve gerekli olduðunu beyan etmek için, Kur'an–ý Kerîm'in birçok âyetinde kendi ism–i þerifiyle Resûlü'nü yan yana zikredip, "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin!" diye emir buyurmaktadýr.

    "Rûhu'l–Me'ânî" tefsirinin müellifi Alûsî Rahimehullah bu âyet–i kerîmeyi tefsir ederken þöyle buyurmuþtur:
    "Resûlullah'a itaatin, Allah'a itaatle birlikte yan yana zikredilmesindeki incelik; Allah Resûlü'nün deðerini ortaya koymak, 'Kur'an'da bulunmayan dinî emirleri yapmak gerekmez' zannýný yýkmak ve Peygamber Efendimizin, Kur'an'dan ayrý ve müstakil olarak Hadislerinde ortaya koyduðu emirlerine itaat etmektir." (2)
    Onun gibi daha birçok âlim, Peygamberimize itaat konusundaki âyetleri böyle anlamýþlardýr. Kur'an–ý Kerîm'de kýsaca temas edilen konularda Peygamber Efendimizin açýklamalarýna bakýlmasý, Kur'an'da temas edilmeyen konularda da Peygamber Efendimizin Hadislerine uyulmasý gerektiðini söylemiþlerdir.
    Nitekim yýrtýcý hayvanlarýn etinin helâl olmadýðý, denizin suyunun temiz ölüsünün helâl olduðu, ehlî eþek etini yemenin haram olduðu gibi birtakým hükümler, Sünnet tarafýndan ortaya konmaktadýr.

    Allah hiç þüphesiz resüle iteatý emreder
    Hadis inkârcýlarý, "Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin" âyetinin yukarýda geçen þekildeki izahýna itiraz etmektedirler. Onlarýn "Peygambere itaat edin" emri hakkýndaki iddialarý; "Peygamberle gönderilen âyetlere itaat edin, yoksa onun þahsî açýklamalarýna ve yorumlarýna bakmayýn." þeklindedir. Eðer durum gerçekten onlarýn dediði gibi olsaydý, Mevlâ bunu açýkça ifade ederek: "Resûlümün getirdiði âyetleri alýn, onun þahsî açýklamalarýný býrakýn" buyurabilirdi. Ama öyle deðil de, mutlak bir ifadeyle emrederek: "Resûlullah'a itaat edin!" buyurmuþtur.

    Diðer taraftan Resûl'e itaat etmenin anlamý; Hadis inkârcýlarýnýn iddia ettiði gibi "Allah'ýn gönderdiði âyetlere itaat edin" demek olsaydý, o zaman bu âyetin baþýndaki "Allah'a itaat edin" emri ne olacaktý? O takdirde sanki gereksiz bir tekrar yapýlmýþ zanný hasýl olurdu ki, bir mü'minin, Allah'ýn kelâmý hakkýnda böyle bir þeyi düþünmesi asla caiz deðildir.

    Dolayýsýyla "Ben müslümaným" diyen herkes, hangi devirde yaþarsa yaþasýn "Resûlullah'a itaat edin" âyetinin gereðini yerine getirebilecek ve Allah'ýn bizlere "üsve–i hasene" olarak takdim ettiði Peygamber Efendimizi örnek alabilecektir. Þayet Hadis ve Sünnet devre dýþý býrakýlýrsa, onun vefatýndan sonra gelen ümmetleri Resûlullah'ý nasýl örnek alacaktýr?

    Efendimizin vefatýndan kýsa bir süre sonra tâbiûn döneminde bir zümrenin, Kur'an–ý Kerîm'e ehemmiyet verme perdesi altýnda, Sünnet'e karþý tavýr geliþtirdiði bazý kaynaklarda zikredilmektedir. Dolayýsýyla tâbiûn döneminden itibaren Sünnet'i savunanlarýn, Sünnet inkârcýlarýyla mücadelesi baþlamýþtýr. Bu meyanda þu rivayet çok mühimdir.
    Sahâbenin büyüklerinden Ýmrân b. Husayn RadýyAllahu Anh, arkadaþlarýyla sohbet ediyordu. O sýrada orada bulunan bir adam:
    –"Yâ Ebû Nüceyd! Siz bize birtakým Hadisler rivayet ediyorsunuz. Halbuki biz onlarý Kur'an'da bulamýyoruz. Bize Kur'an'dan konuþun," dedi. Ýmrân b. Husayn bu adama þiddetle kýzarak þöyle dedi:
    –"Sen Kur'an'ý okudun mu?!"
    Adam
    –"Evet," deyince Ýmrân b. Husayn
    –"Öyleyse Kur'an'da yatsý namazýnýn dört rekât, akþamýn üç rekât, ikindinin dört rekât, öðlenin dört rekât olduðunu buldun mu?" diye sordu. Adam
    –"Hayýr," dedi. Ýmrân b. Husayn
    –"Peki, bu namazlarýn rekât adetlerinin böyle olduðunu kimden öðrendiniz. Bizden öðrenmediniz mi? Ýþte Biz de bunu Resûlullah'tan öðrendik. Peki, Kur'an'da kýrk koyundan bir koyun, þu kadar devede þu kadar, þu kadar paraya þu kadar dirhem zekât düþtüðüne rastladýn mý? "
    –"Hayýr."
    –"Öyleyse bunlarý kimden öðrendiniz? Bizden öðrenmediniz mi? Biz de Resûlullah'tan öðrendik. Yine Kur'an'da "O eski evi (Kabeyi) tavaf etsinler." (Hac, 29) buyrulmaktadýr. Peki, bunun yedi defa olduðunu nereden öðrendiniz? Ýþte ben tüm bunlarý Resûlullah'tan dinledim. Fakat sen o zaman yoktun. Dolayýsýyla Kur'an'a bakarak bunlarý bilemezsin. Siz, "Peygamber size neyi verdiyse onu alýn, size neyi yasakladýysa ondan sakýnýn" (Haþr, 7) âyetini iþittiniz deðil mi? Biz bütün bunlarý Resûlullah'tan aldýk. "
    Sonra Ýmrân b. Husayn ellerini kenetleyerek:
    –"Ey insanlar! Rivayet ettiðimiz Hadisleri alýnýz ve uyunuz. Uymazsanýz vAllahi sapýtýrsýnýz," dedi. (3)

    Kur’an ana yasa, sünnet kanunlarý
    Ýmrân b. Husayn RadýyAllahu Anh'ýn baþýndan geçen bu hâdise, çok net bir þekilde ortaya koymaktadýr ki, Kur'an–ý Kerîm tafsilat kitabý deðildir. Sünnet, Kur'an'ý açýklar ve mücmel olarak geçen hususlarý tafsil eder. Kur'an'da emirler ve nehiyler teorik olarak mevcuttur; ama pratikte, uygulamada nasýl olacaðý, Resûlullah'tan öðrenilecektir. Tabir caizse, Kur'an sadece ana caddeleri göstermiþ, ara yollar Sünnetle belirlenmiþtir.

    Meselâ: Allahu Teâlâ Kur'an'da "Namaz kýlýnýz." diye emir buyurdu. Hadis kabul etmeyen bir kimse bu emri nasýl yerine getirecek, namazýný nasýl kýlacaktýr? Hani namaz hocasý kitaplarýnda namaz tarifi yapýlýrken "Þekil–A'da görüldüðü gibi" þeklinde resmedilmiþ bölümler vardýr. Yoksa Kur'an'da da öyle bir bölüm var da, oradan mý öðrenecekler? Aradýklarý "Þekil–A" tabir yerindeyse Resûlullah'ýn Sünnetidir. O, namazý nasýl ve hangi þekilde kýldýysa, nasýl tâlim ettiyse öyle kýlacaksýn. Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm da namazý, Cebrail Aleyhisselâm'dan aldýðý üzere kýldý ve ashabýna: "Beni kýlarken gördüðünüz gibi namazýnýzý kýlýnýz" buyurdu. Dolayýsýyla namaz kýlarken tekbir nasýl alýnacak, rükûya, secdeye nasýl gidilecek, namazýn neresinde hangi dualar okunacak, namazdan nasýl çýkýlacak… Tüm bunlarý Resûlullah'tan öðendik ve öyle yapýyoruz; elhamdülillah.

    Kur'an'da namaz, "salât" diye geçer. "Salât" ise lügatta "dua" demektir. Þayet bunun tatbikatýný Resûlullah'tan almazsak, orada Mevlâ'nýn ne buyurmak istediðini anlamak mümkün olmaz. O zaman "salât" kelimesinin lügat mânasýný alarak: "Ben zaten dua ediyorum" der, sonra da yan gelip yatar ve namaz kýlmayýz. Böyle þey olmaz.

    Yine Kur'an–ý Kerîm'de Kevser sûresinde "venhar" yani "kurban kes" buyruluyor. Peki, hangi hayvanlardan kurban olur, hangisinden olmaz? Hangi hayvan kaç kiþi tarafýndan kurban edilebilir? Bunlarý Kur'an'da bulabilir misin? Bulamazsýn; çünkü Kur'an tafsilat kitabý deðildir. Bunun izahý için Resûlullah'ýn açýklamalarýna bakacaksýn. Zira detaylý malûmat, Sünnet ve Hadis'tedir. Þayet bu âyeti Resûlullah'ýn Sünnet'ine göre deðil de, kafana göre tefsir ve tevil edecek olursan, o zaman "tavuk da kurban olur, deve kuþu da" diye fetva verirsin.

    Tabiî bu gibi misaller çoðaltýlabilir; fakat bizim buradan anlayacaðýmýz þudur: Resûlullah'ýn Sünnet'ine müracaat etmeye mecburuz. Þayet Sünnet'i, Hadis'i bir kenara býrakacak olursak, ne namaz kalýr, ne kurban, ne hac ve ne de zekât. Yani kýsaca, o zaman ne din kalýr, ne de diyanet…

    Hadis inkârcýlarýnýn iddia ettiði gibi, eðer sadece Kur'an yetseydi, ayrýca bir de elçi göndermeye ne gerek vardý? Allahu Teâlâ Hira maðarasýna Kur'an'ý indirir ve:
    "Ey insanlar! Ýþte size Kur'an gönderdim; okuyun ve nasýl anlýyorsanýz, öylece amel edin." buyururdu. Öyle ya, madem Kur'an yetiyor, onu açýklayacak, öðretecek elçiye ne hacet. Herkes kitabý okur, âyetlerden ne anladýysa, nasýl yorumladýysa, öylece amel ederdi. Peki, bu durumda dünyadaki müslüman adedince din anlayýþý meydana çýkmaz mýydý? Çünkü biri "Ben bu âyeti böyle anladým." der öyle amel eder; diðeri de "Ben de þöyle tevil ediyorum." deyip bir baþka türlü amel ederdi. O takdirde bu durum, vahdet dini olan Ýslâm'ýn hedeflediði temel espriye tamamen aykýrý olurdu. Bir buçuk milyar müslüman, bir buçuk milyar din anlayýþý çýkardý ki, elinsaf!.. Hiç öyle þey olur mu Allah aþkýna? Mevlâ Teâlâ, þu koskoca cihanþümul bir din olan Ýslâm'ý, þeytan ve nefsin esiri olan bizlerin anlayýþýna býrakýr mý?

    Nitekim Allahu Teâlâ, peygamberlerin gönderiliþ gayesini açýklarken: "Biz her peygamberi Allah'ýn izniyle ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik." (Nisa, 64) buyurmuþtur. Ýþte peygamberlerin gönderilme sebebi budur. Her resûl, ümmetine ibadet tâlimi yaptýrmýþ, gelen vahyin tatbikatýný bizzat göstermiþtir. Her ümmet de peygamberine itaatle yükümlüdür. Bir rivayete göre 224.000 peygamber gelmiþtir; nâzil olan kitaplar ise 104 tanedir. Peki, "Peygamberin Sünnet'ine ne gerek var, bize Kur'an yeter" diyenlerin mantýðýna göre, kendisine kitap verilmeyen peygamberlerin ümmetleri ne yapacak? Bunlara kitap nâzil olmamýþ ki, "Bana kitap yeter." desin ve onu okuyup, onunla amel etsin.

    Peygamberinin Sünnet'ini de kabul etmez ve ona uymazsa, geriye ne kalýyor dinsizlikten baþka?
    Fî Emânillah!
    Hadisler Kur’an gibi dinin kaynaðý olsaydý ve Peygamber hadisleri yazdýrmayýp, unutulmaya mahkum etseydi dini eksik teblið etmiþ olmaz mýydý? Hadisler dinin asli kaynaðý, lüzumlu bir parçasý ise nasýl olur da Resulullah döneminde yazýlmak yoluyla muhafaza edilmezler? buna bir cevap versin bunu yazan adam. Þimdiki hadislerin doðruluðu bile kesin deðildir. Hemde kuran gibi Allah tarafýndan korunmamýstýr. Allahu teala bizzat hicr suresinin 9. ayetinde kuraný biz indirdik koruyucusu da biziz diyor. Bazý insanlara kitap yetmiyor iþte bu insanlar kuraný býrakýp saçma sapan kimin söylediði belli olmayan hadislere iman ediyorlar. Ve buna da bir isim takmýslar "sünnet". Allahü teala ayette böyle derken;
    “Kendilerine okunmakta olan Kitap'ý sana indirmemiz onlara yetmiyor mu? 29/Ankebut Suresi 51 hemde Alah kuranda hiç bir þeyi eksik býrakmamýstýr " Kitap' ta bir þeyi eksik býrakmadýk." 6/ Enam Suresi 38 Haþa Allah teala Kuran'ý eksik býraktý öylemi. Hadisler olmadan kuran anlasýlamayacak öylemi. Peygamberimiz Kuran'dan baska birseyle uyarmýyordu insanlarý. Onlara kendi kafasýndan bir þeyler söylemiyordu. Ayetlerde: “De ki " Ben sizi ancak vahiy ile uyarýyorum.” 21/ Enbiya Suresi 45 ve “Bu Kur’an, bana, sizi ve ulaþtýðý kimseleri uyarmam için vahyolundu.6/Enam Suresi 19-50 Evet bu ayetlerden anlýyoruz ki peygamberimiz kuraný kerimden baska hiç bir þeyle insanlarý uyarmýyordu. Kurandan baska bir þeyi teblið etmiyordu. Sunu unutmayýn Kuranda eksik hiç bir sey yoktur. Kuran anlaþýlmaz da deðildir. Kuranda bakýn nasýl apaçýk olduðu yazýyor; “O yalnýzca bir öðüt ve Mübin(apaçýk) bir Kur’an'dýr.” 36/ Yasin 69 Bazý insanlarda kuran kendi basýna anlasýlmaz diye: Hasa sen tan daha mý iyi biliyorsun. Bazen böyle sapýk insanlar çýkýyor ve kuran bize yetmez diyor. Bunu yazan insan burada iyice sapýtmýs. Kendisine kitap verilmeyen insanlara yeni bir peygamber gönderiyordu Allahu teala. Peygamberlerde onlara Allahtan aldýklarý vahiyden baska hiç bir sey söylemiyordu. Peygamber efendimiz sonuncu peygamber olduðu için ondan sonra onun teblið ettiði þeyleri içeren bir kitap býraktý geriye o da kitabýmýz kuraný kerimdir. Ve tekrar ediyorum Allah tarafýndan korunmustur.(hicr 9) Siz sunu mu demeye calýsýyorsunuz Allahu teala kuraný eksik gönderdi. Ve o eksik konularý vahyetmeyi unuttu yani öylemi . ayetlerde "Rabbin asla unutkan deðildir." (Meryem, 64) "Rabbim ne yanýlýr, ne de unutur." (Tâhâ, 52) buyuruluyorken. Arkadaslar sizlere sesleniyorum su anda bize islam diye verilen seylerin islamla alakasý yok. Bunun gibi sapýk insanlar hep hadisle cevap veriyorlar. Bakýn yazýsýný hep hadislerle donatmýs. Hep hadislerle öðretmeye calýsýyorlar islamý. Bakýn ben hep Allahýn sözleriyle cevap yazdým. Allahýn korunmus hiç bir deðiþme olmamýs sözleriyle. Arkadaslar sizlere diyorum kuranýn anlasýlmayacak hiç bir yaný yok. Allah bize anlasýlmayacak bir kitap göndermiþ olsaydý bizi ondan sorumlu tutmazdý. Kuranda namazdaki rükü secde vb hepsi zikrediliyor.Kim demiþ kuranda namazýn kýlýnma sekli yoktur diye. dediðim gibi bu insanlar Allaha unutkanlýk sýfatýný vermeye calýsýyor. Ve bize din diye verdikleri seyleri de kuranla sorgulamak lazým. Burada Sunun altýný çizerek söylüyorum. KURAN TEK BAÞINA YETERLÝDÝR. Herkes güdülen bir sürü olmus alimler söylemeden biz anlayamayýz diyor. Arkadaslar nolur kendinize gelin. Birazda bunlarla uðrasacaðýnýza kuraný okuyup anlayýn. Güdülen sürü olmayýn.

  2. #2

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    kardeþim bu konularý aktararak halkýmýzý bilgilendiridiðin için teþekkürler.Allah razý olsun.

  3. #3

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    • Yemeðe tuz ile baþlanýrsa beyin tarafýndan gönderilen bir uyarý sayesinde, midede mukus denilen sindirimi kolaylaþtýrýcý bir tabaka oluþturduðunu ve midenin sindirime hazýrlýksýz yakalanmasýný önlediðini…
    • Yemek yerken yerde oturarak sol ayaðý katlayýp sað ayaðý karna çekerek oturulup yenildiðinde, su ile doldurulmuþ balon þeklinde olan midenin çýkýþ kýsmýný kapatarak yenilen gýdanýn tam sindirilmeden baðýrsaklara kaçmasýný önleyeceðini ve mide dolunca da doygunluk hissi vererek çok fazla yemeden kalkýlacaðýný…
    • Yemek yerken yemeðin ortasýnda su içildiðinde içilen suyun yenilen gýdalarýn sindirilmesine, gerekli vitaminlerin emilmesine katkýda bulunduðunu ve midede doygunluk hissi vererek az yemeye vesile olduðunu…
    • Oturularak ve en az 3 yudumda içilen su, dil ve aðýz bölgesinde daha fazla duraksadýðýndan tükürük bezleri için gerekli olan suyun emilimini artýrýp anti bakteriyel ve antioksidan etkiye sahip tükürüðün salgýlanmasýný artýrarak aðýz ve diþ saðlýðýna katkýda bulunduðunu..
    • Uyurken sað yana dönüp yatýldýðýnda solda olan kalbimizin daha rahat çalýþmasýna neden olarak, kalbi yormadan dinlenmiþ bir vaziyette kalkýlabileceðini…
    • Tuvalete girerken sol ayakla ilk adým atýldýðýnda kaygan olan zeminde ayaðýn kaymasý durumunda sola göre daha güçlü olan sað ayaðýn düþmeyi engelleyerek vücudu dengelediðini..
    • Banyo yaptýktan sonra ayaklara soðuk su dökmenin kan dolaþýmýný hýzlandýrýp sýcak sudan dolayý genleþmiþ olan damarlarýn içindeki kanýn aktivasyonunu artýrarak tansiyon düþüklüðünü önlediðini ve savunma mekanizmasýný güçlendirdiðini…
    • Kesintisiz uyunan uzun gece uykularýnýn, damarlarda vazodilatasyona neden olduðunu, uyku ortalarýnda kalkýp el yüz yýkamak (ör: abdest almak) az yorucu egzersizler yapmanýn (ör: teheccüd namazý) vazodilatasyonu engellediðini ve daha zinde kalkýlabileceðini…
    • Bütün bunlarýn, yaklaþýk 1500 sene evvel Peygamberimiz (sav) in yaptýðý ve ümmeti için de tavsiye ettiði sünnet-i seniyyeler olduðunu...
    BÝLÝYOR MUYDUNUZ ?
    süper Teklif sende üye ol sende kazan!!!!
    Ýþte Davet Linkin!!

    http://www.superteklif.com/SuperUye/...9-f6001b6878a1

  4. #4

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    peygamberliðinin yanýnda, dünyanýn en bilge insaný...
    hatasýz vesselam...
    selametle...

    Paylaþýmlar için teþekkürler....
    Konu osmann tarafýndan (02-04-2009 Saat 11:17 ) deðiþtirilmiþtir.

  5. #5

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    paylasým için tesekkurler

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Þu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanýcý var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •