Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
12 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: 10/05 Türkiye'de Neler oluyor

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart 10/05 Türkiye'de Neler oluyor

    SARIGÜL'LE BAYKAL BU KEZ FUTBOL YÜZÜNDEN KAPIŞTI

    Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, UEFA kriterlerine göre hangi futbol takımının düşüp, hangisinin ligde kalacağının belli olduğunu belirterek, 'Bunlara siyasilerin müdahale etmesi mantığını doğru bulmuyorum' dedi.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 00:03


    Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, UEFA kriterlerine göre hangi futbol takımının düşüp, hangisinin ligde kalacağının belli olduğunu belirterek, 'Bunlara siyasilerin müdahale etmesi mantığını doğru bulmuyorum' dedi.


    Sarıgül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmadaki, 'Diyarbakırspor ile Samsunspor'u sahiplenip, birinci lige taşıyacak bir düzenlemeye, CHP olarak katkı vermeye hazır olduğumuzu ilan ediyorum' şeklindeki ifadesine tepki gösterdi.

    Siyasetin spora karışmaması gerektiğini, futbolun özerk ve UEFA ile bağlı olduğunu dile getiren Sarıgül, 'UEFA kriterleri vardır. Futbol, tüm demokratik ülkelerde bu kriterlere göre yönetilir. UEFA kriterlerine göre hangi takımın düşüp, hangisinin ligde kalacağı bellidir. Bunlara siyasilerin müdahale etmesi mantığını, 'bu şehir gitsin, şu şehir kalsın' mantığını doğru bulmuyorum' şeklinde konuştu.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    TÜP BEBEKLE DÜNYAYA GELEN KIZINI VE EŞİNİ DOĞRADI

    Batık işadamı, tüp bebek yöntemi ile sahip olduğu biricik kızını ve eşini katledip bileklerini kesti.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 01:14


    Batık işadamı, tüp bebek yöntemi ile sahip olduğu biricik kızını ve eşini katledip bileklerini kesti

    İstanbul'un en ünlü restoranlarından Hasır'ı işletirken iflas eden ve aylardır 'İcra gelecek, rezil olacağız' korkusuyla yaşadığı öğrenilen Hakan Tokol önceki gece cinnet getirdi. Müflis işadamının Nişantaşı'ndaki evinde tam bir dehşet yaşandı.

    ÇIRPINA ÇIRPINA
    Önce eşi Gülşen Tokol'un boğazını kesen müflis işadamı daha sonra, gürültüye uyanan biricik kızı Selen'e yöneldi. Yıllarca bebek özlemi çekip 10 yıl önce tüp bebek yöntemi ile sahip olduğu biricik kızı Selen'i yastıkla boğarak öldürdü.

    BİLEKLERİNİ KESTİ
    Cinnet halindeki baba daha sonra yan odaya geçerek, bileklerini kesip, vücudunun çeşitli yerlerini yaraladıktan sonra bayıldı. Korkunç katliam, bir aile dostlarının evi arayıp da bir türlü cevap alamaması üzerine ortaya çıktı.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    CEVİZ BÜYÜKLÜĞÜNDE YAĞAN DOLU ARAÇLARIN CAMINI KIRDI

    Alınan bilgiye göre, Şırnak'ta akşam saatlerinde yaklaşık 10 dakika süreyle dolu yağdı.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 00:06



    Şırnak'ta yağan ceviz büyüklüğündeki dolu, ekili alanlarda hasara neden oldu.

    Alınan bilgiye göre, Şırnak'ta akşam saatlerinde yaklaşık 10 dakika süreyle dolu yağdı.

    Kumçatı beldesinde ekili alanlarda önemli hasara yol açtığı belirtilen taneleri ceviz büyüklüğündeki dolunun bazı araçların camlarını da kırdığı bildirildi. Yetkililer, dolunun yağdığı bölgelerde hasar tespit çalışmalarına yarın başlanacağını söylediler.


    Şırnak'ta bugün 10 dakika boyunca yağan dolu tarım alanları zarar gördü. Vatandaşlar, ilk defa bu büyüklükte dolunun yağdığını belirtti.



    Bugün saat 15.00 sıralarında başlayan ve yaklaşık 10 dakika süren yumurta büyüklüğündeki dolu yağışı Şırnak kent merkezine 5 kilometre uzaklıktaki alanda ve Kumçatı Beldesi'nde de etkisini göstererek tarım sektörüne zarar verdi.


    Yumurta büyüklüğünde yağan dolu Kumçatı Beldesi'nde yüzden fazla kuşun ölümüne sebep olduğu belirtildi. Vatandaşlar, yumurta büyüklüğüne yağan dolunun bazı araçların camlarını kırdığını, çok sayıda tavuğun telef olduğunu anlattı. Bahar ayları dolu yağışı için en riskli dönemlerden biri. 99 çeşit meteorolojik olaydan birisi olan dolu yağışı, yüksek seviyedeki serin havayla alt seviyedeki sıcak havanın birbiriyle karışması sonucu oluşuyor. Rakım yükseldikçe dolu riski de artıyor.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    OTOMOBİLDE CAZİP KAMPANYALAR

    Otomobil satışları artıyor, ama bu artışta pazar paylarını kaybetmemek için cazip kampanyalar düzenleyen şirketlerin büyük payı var.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 09:34



    2005’te hızlı bir büyüme yaşayan ve yılı toplamda 711 bin adetlik satışla kapatan otomotiv sektörü, 2006’da da istikrarlı büyümesini sürdürüyor. Henüz nisan ayı rakamları açıklanmış değil, ama yılın ilk üç ayında binek araç pazarındaki büyüme, geçen yıla oranla yüzde 11.3’ü buldu. Görüşlerini aldığımız şirketler, nisan ayında da büyümenin devam ettiğini söylüyor.
    Kuşkusuz bu hızlı büyümede, peş peşe gerçekleşen kampanyaların da büyük etkisi var. Öyle ki, son bir ay içinde sektörde bugüne kadar hiç görmediğimiz kampanyalara bile tanık olduk. Aslında tüm bu olan biteni, Nissan Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu’nun şu sözleri gayet net bir şekilde özetliyor:
    “Bu rekabetçi yapıda sadece mevcut pazar payını koruyabilmek için bile kampanya yapmak zorundayız.'

    Şimdi al, 2007’de öde

    Şu an pazardaki en iddialı kampanyalardan biri Renault’ya ait. 20-30 Nisan arasında düzenlenen kampanya, yoğun ilgi nedeniyle 15 gün daha uzatılmış durumda. Mevcut avantajların devam ettiği kampanyaya katılan müşterilerden Oyak kredi kartı sahibi olanlara ise ek olarak yıl sonuna kadar her ay 100 YTL tutarında yakıt da hediye ediliyor.
    Buna göre, 1-15 Mayıs tarihleri arasında tüm Renault yetkili satış noktalarında 2’nci el aracını getirerek dilediği modeli alan müşteriler, ödemeye 2007 yılında başlıyor.
    Sektörün iddialı kampanyalardan birine de Opel imza attı. Opel’in yeni kampanyasında 10 bin YTL’lik kredi kullanılması durumunda ilk üç taksit, Opel tarafından ödeniyor ve müşteri, dördüncü taksitten itibaren ödemeye başlıyor. Kampanyada 15 bin YTL kredi kullanıldığında ve bu rakam, 24 ayda vadelendirildiğinde faiz oranı yüzde 0.82 oluyor. Opel, bu durumda 24 ayın ilk iki taksitini ödüyor. Kredi oranı 20 bin YTL’ye çıktığında ise Opel’in ödeyeceği taksit sayısı bire düşüyor.


    Yüzde 72 artış yakalayan var

    2006’yı oldukça iyi geçiren ve yılın ilk üç ayında toplam pazar yüzde 11 büyürken, yüzde 72 büyüyen Volkswagen binek ise 10 Mart’ta Vdf ile beraber başlattığı kampanyayı devam ettiriyor. Bu kampanyada tüm binek araçlarda aracın anahtar teslim tutarının yüzde 70'ine kadar olan tutar, yüzde 0.99 ile kredilendiriliyor.
    2005 yılı içinde yenilenen Volkswagen model gamıyla 2006 yılının Ocak-Mart döneminde toplam 6 bin 379 adet VW binek araç satışı gerçekleştiren Volkwagen, satışlarını geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 72 artırmıştı.
    Hyundai ise yeni kampanyasında peşin alım avantajı sağlıyor. Buna göre Atos modelinde bin 200 YTL, Accent modellerinde 6 bin 650-8 bin 400 YTL arasında, Getz’de 2 bin YTL, Tucson’da 4 bin 700 YTL’lik indirim söz konusu.

    Nissan’dan yeni kampanya

    Nissan Genel Müdür Yardımcısı İlkim Sancaktaroğlu, neredeyse tüm şirketlerin kampanya yaptığına dikkat çekiyor ve bu rekabetçi yapıda sadece mevcut pazar payını koruyabilmek için bile kampanya yapmak durumunda kalınabildiğini söylüyor. Bu yılın ilk çeyreğinde toplam bin 827 araç sattıklarını söyleyen Sancaktaroğlu, bu rakamın geçen yıl bin 908 olduğunu belirtiyor.
    Nissan mayıs başına kadar Micra ve Almera'da bin YTL’lik indirim veya 10 milyar 12 ay 0 faiz, Primera'da ise 20 bin YTL’ye 12 ay 0 faiz uyguluyordu. Şirket, pazardaki rekabeti göz önüne alarak mayıs ayından itibaren özellikle Micra ve Primera modellerinde indirim oranlarını artırarak yeni bir kampanya daha başlatma kararı aldı. Buna göre, Micra’da daha önce bin YTL olan indirim 2 bin YTL'ye, 10 bin YTL 12 ay 0 faiz uygulaması yüzde 0.99 faizle 10 bin YTL 24 aya çıktı. Primera’da ise 2 bin YTL’lik indirim veya yüzde 0.99 faizle 10 bin YTL 24 ay taksit söz konusu.

    Şimdi al, altı ay sonra öde

    ‘Şimdi al 6 ay sonra öde’ kampanyasıyla dikkatleri üzerine çeken Suzuki ise bu yıl geçen yıla oranla daha iyi bir yıl geçiriyor. Yılın ilk üç ayında 647 adet araç satan şirket, geçen yıl aynı dönemde 219 araç satabilmişti. Nisan ayında da bu hareketliliğini devam ettiren şirket, ‘Şimdi al, ödemeye altı ay sonra ödemeye başla’ kampanyasıyla satışlarında önemli bir canlılık sağlamış durumda. 20 Nisan-5 Mayıs tarihleri arasında Yeni Grand Vitara 1.6 3K MT ve Yeni Grand Vitara 2.0 5K modelleri için ‘Yaz-Pas’ adı altında Denizbank ile altı ay ertelemeli kredili kampanya başlatan şirket, müşterilerine hemen teslim garantisi vermenin yanı sıra ilk taksitin ödemesini de Ekim 2006'da başlattı.
    Suzuki Yönetim Kurulu Üyesi Ali Savcı, kampanyaya olan ilgiden memnun olduklarını belirtiyor ve şöyle diyor:
    “Genel olarak bakıldığında Yaz-Pas kampanyası, bizim açımızdan çok olumlu geçti. Kısa sürede müşterilerimizden hızlı dönüş alabildik. Kampanya tarihimiz 20-30 Nisan arasında olmasına rağmen, müşterilerimizden gelen talep üzerine ve müşterilerimizi mağdur etmemek adına 5 Mayıs tarihine kadar kampanyamızı uzattık.'

    BMW 1’e yüklendi

    Borusan Otomotiv, geçen ay başlattığı kampanya ile özellikle 1 serisine odaklanmış durumda. Bu yılın ilk çeyreğinde 611 adet BMW satan Borusan, geçen yılın rakamı olan 596’yı az da olsa geçmeyi başardı. Borusan, özellikle 1 serinde uyguladığı kampanya ile nisan ayından sonra satışları daha fazla yukarı çekmeyi arzuluyor. 7 bin 200 Euro peşinat, 35 ay 355 Euro taksit ve taksitlerin sonunda ve 10 bin 800 Euro’luk ödemeyle müşterilerini BMW 1 sahibi yapan Borusan, bu kampanyada yüzde 0.23’lük faiz oranı uyguluyor.
    Daihatsu Türkiye Pazarlama Müdürü Kanat Kale, 2006’nın ilk üç ayında Terios, yeni Sirion, yeni Cuore ve YRV modellerinden oluşan binek otomobiller ile Delta modelinden oluşan hafif ticari araçlarından 411 adet sattıklarını, geçen yılın aynı döneminde bu rakamın 406 adet olduğunu söylüyor. Bulundukları her segmentte agresif bir fiyat politikası izlediklerini, buna rağmen tüketicilerin beklentilerini karşılamak için çeşitli kampanyalar yapmaktan da geri kalmadıklarını söyleyen Kale, düzenledikleri kampanyaların yıl sonu hedeflerini tutturabilmek için çok önemli olduğunu söylüyor.
    Halen devam eden kampanyayla Daihatsu Cuore, 15 bin 775 YTL’den başlayan fiyatıyla kompakt modellerin yer aldığı A segmentinin en rekabetçi modeli haline geldi. Daihatsu’nun dikkat çeken bir diğer atağıysa Sirion modellerinde 3 bin 026 YTL’lik, hafif ticari aracı Delta modellindeyse 6 bin 9 YTL’lik indiririm yapmış olması. Böylelikle yeni Sirion 1.0 düz vites modelinin anahtar teslim fiyatı 3 bin 26 YTL’lik indirimle 19 bin 990 YTL’ye, Delta’nın fiyatıysa 6 bin 9 YTL’lik indirimle 23 bin 990 YTL oldu.




    (ekonomist)

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Karayolları Trafik Kanununda değişiklik yapan Kanun bugün yayımlandı


    MADDE 1 - 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "c) Ulaştırma Bakanlığı

    Ulaştırma Bakanlığının ilgili birimleri bu Kanun ve diğer mevzuatla verilen hizmetleri yapmak, bu Kanun açısından karayolu taşımasına ilişkin gerekli koordinasyonu sağlamak, tescile bağlı araçların muayenelerini yapmak veya yaptırmak, muayene istasyonlarını denetlemek, 35 inci madde hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında tutanak düzenleyerek idarî para cezası vermek, bu maddede belirlenen idarî tedbirleri almak, araçların ağırlık ve boyut kontrollerini yapmak veya yaptırmak ve denetlemek, aykırı görülen hususlarla ilgili olarak sorumlular hakkında idarî para cezasına dair tutanak düzenlemek.

    Araçların ağırlık ve boyut kontrollerini yapmak üzere yetkilendirilenler, Ulaştırma Bakanlığınca denetlenir ve aykırı hareketi tespit edilen işletme sahipleri 1.000 Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılır. Yetkilendirme konusu işletme şartlarında giderilebilecek eksiklik olması halinde, işletme sahibine, bu eksiklikleri gidermesi için azamî onbeş gün süre verilir. Bu süre zarfında eksikliklerin giderilmemesi halinde, izin belgesi iptal edilir.

    Araçların ağırlık ve boyut kontrollerinin yapılması veya yaptırılması ile ilgili olarak Karayolları Genel Müdürlüğünce verilen hizmet sürdürülürken kullanılan ve Genel Müdürlüğün diğer hizmetleri ile ilişkili olmayan bina, arazi, arsa gibi taşınmazlar Maliye Bakanlığınca Ulaştırma Bakanlığına tahsis; bu görev yürütülürken yararlanılan tesisat ve teçhizat Ulaştırma Bakanlığına devredilir. Araçların ağırlık ve boyut kontrollerini yapmak üzere Ulaştırma Bakanlığınca yetkilendirilme yapılması halinde tahsis edilen taşınmazlar ile devredilen tesisat ve teçhizatın kullanılması hususunda, Maliye Bakanlığının görüşü alınarak, Ulaştırma Bakanlığı ile yetkilendirilenler arasında özel hukuk hükümleri gereğince sözleşme yapılabilir."

    MADDE 2 - 2918 sayılı Kanunun 65 inci maddesinin üçüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "Birinci fıkranın (a) bendi hükümlerine uymayanlar 50 Türk Lirası, (c), (g), (h), (i) ve (j) bentleri hükümlerine uymayanlar 100 Türk Lirası, (d) ve (e) bentlerindeki hükümlere uymayanlar 200 Türk Lirası, (b) ve (f) bentlerine uymayan işletenler 1.000 Türk Lirası, (b) ve (f) bentlerine aykırı yük gönderenler 2.000 Türk Lirası idarî para cezası ile cezalandırılırlar."

    MADDE 3 - 2918 sayılı Kanunun 114 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

    "Bu Kanunda yazılı trafik suçlarını işleyenler hakkında yetki sınırları içinde Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı personeli ile Ulaştırma Bakanlığının ve Karayolları Genel Müdürlüğünün ilgili birimlerinin il ve ilçe kuruluşlarında görevli ve yetkili kılınmış personelince tutanak düzenlenir."

    MADDE 4 - 2918 sayılı Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (i) bendi ile ek 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

    MADDE 5 - 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

    "GEÇİCİ MADDE 19 - Araçların ağırlık kontrollerini yapmak veya yaptırmak ve aykırı görülen hususlar ile ilgili olarak Karayolları Genel Müdürlüğünce verilen hizmet, Ulaştırma Bakanlığınca veya yetkilendirilen gerçek veya tüzel kişilerce yapılmak üzere faaliyete geçirilinceye kadar devam eder."

    GEÇİCİ MADDE 1- Bu Kanunda geçen "Türk Lirası" ibaresi karşılığında, uygulamada 28/1/2004 tarihli ve 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun hükümlerine göre ülkede tedavülde bulunan para "Yeni Türk Lirası" olarak adlandırıldığı sürece bu ibare kullanılır.

    MADDE 6 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

    MADDE 7 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    CENAZEYE GİDENİN CENAZESİ ÇIKTI

    Bahçesi için kullandığı tarım ilacını evine de sıkan Pakize Altuntaş öldü. Taziye ziyaretine gelenler ise mutfaktaki kapları yıkamadan kullanınca facia yaşandı.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 10:15


    Niğde'nin Bor ilçesinde bahçesi için kullandığı tarım ilacını haşerelere karşı evine de sıkan Pakize Altuntaş'ın ölümü, zincirleme ölümleri de peşinden getirdi. Kadının evine taziyeye gelenlere yıkanmayan kaplarla ikram edilen yemekten zehirlenen 3 kişi öldü, bir kişinin de beyin ölümü gerçekleşti. Yoğun bakımdaki 4 kişi de hayati tehlikeyi atlatamazken, hastaneye kaldırılanların sayısı 125'e çıktı.

    İlacı mutfakta sulandırdı
    Karanlıkdere beldesinde oturan 10 çocuk annesi Altuntaş (65), pazar günü bahçesindeki ağaçları ilaçladı. Belde Belediye Başkanı AKP'li Abbas Altuntaş'ın akrabası olan Altuntaş, tarım ilacını evinin mutfağındaki bazı eşyaları kullanarak sulandırdı ve evini ilaçladıktan sonra da zehirlendiğini düşünerek hazırladığı ayranı içemeden öldü.
    Altuntaş'ın cenazesi önceki gün toprağa verildikten sonra taziyeye gelenlere de kahvaltı hazırlandı. Eve gelenlere ekmekle birlikte yoğurt, peynir ve tereyağı ikram edildi. Erkek ziyaretçilere de Altuntaş'ın akrabasına ait başka bir evde ikramda bulunuldu.
    Altuntaş'ın evinde yemek yiyen kadınlardan 32'si, kısa bir süre sonra kusma, baş dönmesi ve mide bulantısı şikayetleriyle hastaneye kaldırıldı. Zehirlenenlerin sayısı saatler geçtikte 125'e yükseldi. Altuntaş'ın durumu ağır olan kızı Sibel Sabanlı, torunu Kübra Altuntaş (12) ile Samiye Esen (45) yaşamını yitirdi. Hastanelere kaldırılan ve yoğun bakımda tutulan 7 kişiden 4'ü hayati tehlikeyi atlatamazken Fatma Altuntaş da bitkisel hayata girdi. Cenaze evinde yemek yiyenlerin, yanlarına aldığı ekmekten verdikleri iki köpek de telef oldu.

    Bakanlık araştırma başlattı
    Sağlık Bakanlığı'nın beldeye gönderdiği iki uzman evde buldukları, ağzı açılmamış 'Endosülfan' adlı tarım ilacını aldı. Yetkililer, Altuntaş'ın aynı ilaçla bahçesini ilaçladığını ve evinde de ilaçlama yaptığını belirledi.
    Taziyeye gelenlerin de tarım ilacı bulaşmış kapların temizlemeden kullanılması sonucu zehirlendikleri anlaşıldı. Bazı kişilerin, aynı tarım ilacını deterjan sanıp kapları yıkamakta kullandıkları da iddia edildi.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ÖĞRETMENE 2 KURŞUN

    Namık Kemal İlköğretim Okulu’nda 4’üncü sınıfları okutan 50 yaşındaki öğretmen Bahattin Bayraktar, dün sabah ders saatini beklerken bahçeye çıktı.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 11:23


    Düzce Namık Kemal İlköğretim Okulu’nda 4’üncü sınıfları okutan 50 yaşındaki öğretmen Bahattin Bayraktar, dün sabah ders saatini beklerken bahçeye çıktı. Bayraktar bahçede dolaşırken, güvenlik görevlisinin olmadığı okulun açık bahçe kapısından giren kimliği belirsiz bir kişi yanına yaklaştı.

    Belinden silahını çeker saldırgan Bayraktar’a iki el ateş etti. Karnından ve bacağından yaralanan 30 yıllık öğretmen bahçeye koşan öğretmen arkadaşlarınca Tandoğan Tokgöz Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Ders saatini beklediği okul bahçesinde kurşunlanan öğretmen Bahattin Bayraktar’ın öğrenci velilerinden C.A. tarafından vurulduğu ortaya çıktı. Nedeni henüz belirlenemeyen olayın faili olarak aranan C.A.’nın yakalanması için özel ekip kuruldu.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    MORGDA FUHUŞ YAPARKEN YAKALANDILAR

    Niğde Devlet Hastanesi morgunda bir kadınla cinsel ilişkiye giren hastane temizlik görevlisi suçüstü yakalandı.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 13:12


    Niğde Devlet Hastanesi morgunda bir kadınla cinsel ilişkiye giren hastane temizlik görevlisi suçüstü yakalandı.
    Edinilen bilgiye göre, bir ihbarı değerlendiren polis ekipleri, Niğde Devlet Hastanesi morguna baskın düzenledi.
    Morgda, F.S adlı kadınla cinsel ilişkiye giren temizlik görevlisi A.E, suçüstü yakalandı.
    Gözaltına alınan F.S ve A.E, emniyetteki sorgularının ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
    Yetkililer, A.E’nin hastanenin temizlik işlerini yürüten firmanın işçisi olduğunu, olayla ilgili hastane yönetimince de idari soruşturma başlatıldığını bildirdi.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    CEP'TE KAPSAMA ALANI SORUNU ÇÖZÜLÜYOR

    Telekomünikasyon Kurumu, son dönemde yaptığı girişimlerle şehir merkezlerinde, otoyollarda ve sınır bölgelerde cep telefonu kapsama alanı sorununun büyük ölçüde giderilmesini sağladı.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 13:19



    Telekomünikasyon Kurumu, son dönemde yaptığı girişimlerle şehir merkezlerinde, otoyollarda ve sınır bölgelerde cep telefonu kapsama alanı sorununun büyük ölçüde giderilmesini sağladı.
    AA muhabirinin, Telekomünikasyon Kurulu 2. Başkanı Galip Zerey’den aldığı bilgiye göre, Telekomünikasyon Kurumu, cep telefonu kapsama alanı sorunlarını gidermek için girişimlerde bulundu.
    Öncelikle Turkcell, Telsim ve Avea yöneticileriyle durum değerlendirmesi yapan Kurum yetkilileri, sınır bölgelerde vatandaşların istemleri dışında komşu ülkenin operatörü üzerinden roaming ile görüştüğüne, bunun vatandaşlara ek bir haberleşme maliyeti getirdiğine dikkati çekti.
    Kurum, cep telefonu operatörlerinin yatırım planlarını inceleyerek, bu bölgelerde gereken tedbirlerin alınmasını ve gerek görülmesi halinde yeni baz istasyonları kurulmasını, sorunun giderilmesini istedi.
    Telekomünikasyon Kurumu, sınır bölgelerde ve askeri alanlarda kurulması öngörülen baz istasyonları konusunda Çevre ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra Genelkurmay Başkanlığı ile görüşmeler yaptı.
    Bakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı, ormanlık bölgeler ile askeri alanlarda baz istasyonları kurulmasına olumlu yanıt verdi. Bunun üzerine, operatörler, kapsama alanı sorununu ortadan kaldıracak noktalarda baz istasyonları kurmaya başladılar.

    ŞEHİRLERARASI YOLLARDA KAPSAMA ALANI SORUNU
    Öte yandan, Telekomünikasyon Kurumu, cep telefonu kullanıcılarının, şehirlerarası yolculuk sırasında bazı noktalarda cep telefonu şebekelerine erişimin mümkün olmadığı yolundaki şikayetleri üzerine başta Ankara-İstanbul Otoyolu’nda denetim yaptırdı.
    Kapsama alanı dışında kalan noktaları saptayan Kurum, bunu GSM operatörlerine bildirdi. Operatörler, baz istasyonlarında düzenleme yaparak iki kent arasındaki kapsama alanı sorununu giderdi.
    Telekomünikasyon Kurumu, denetimlerini iki kent ile sınırlı tutmadı. Kurum, şehirlerarası yollarda kapsama alanı sorunu bulunan noktaları belirlemek üzere ekipler görevlendirdi. Ekiplerin belirleyeceği noktalar, operatörlere iletilerek, bu bölgelerdeki kapsama alanı sorunlarının giderilmesi istenecek.
    Bu arada, Kurum, her operatörün ayrı ayrı baz istasyonu kulesi dikmesinden kaynaklanan kirliliği önlemek için tek bir kuleye 3 operatörün de antenini monte etmesini teşvik etmeye başladı.
    Telekomünikasyon Kurumu, özellikle yer sorunu yaşanan şehir merkezlerinde baz istasyonu monte etmek için onay isteyen Turkcell, Telsim ve Avea’ya baz istasyonlarını aynı kuleye bağlamalarını öneriyor.



    (milliyet)

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    65 YAŞINDA EMEKLİLİK, SEZER'DEN VETO YEDİ

    Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın çoğu emeklilik işlemlerini düzenleyen 15 maddesini veto etti.
    10 Mayıs 2006 Çarşamba 14:02


    Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı’nın çoğu emeklilik işlemlerini düzenleyen 15 maddesini veto etti.
    Sezer, "sosyal güvenlik sisteminde yapılan değişikliklerin, hukuk devletinde olması gereken hukuk güvenliğini zedelemeyecek biçimde ’adil, makul ve ölçülü’ olması gerektiğine" işaret etti.
    Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, veto gerekçesinde Sezer, emekli olabilmek için öngörülen prim ödeme gün sayısı, prime esas aylık tutarı ve prim oranı, emekliliğe hak kazanabilmeyle emekli aylığına hak kazanmada yaş sınırları, yaşlılık aylığı bağlama oranı, yaşlılık aylığı hesaplama yöntemi, aylıklarda sağlanacak yıllık artış tutarı ve sağlık yardımları gibi konularda getirilen kuralların adil, makul ve ölçülü olması gerektirdiğine dikkat çekti. Sezer, "Yasa’nın genel olarak maddeleri incelendiğinde sosyal güvenlik sistemindeki kimi konular yönünden adil, makul ve ölçülü olma ölçütünün gözetilmediği görülmektedir" dedi.

    "EMEKLİLİK HAKKINA KAVUŞMAK OLANAKSIZ OLACAK"

    Yasanın, sigortalıların emeklilik yaşını düzenleyen 28’inci maddesinde 1 Ocak 2007’den sonra sigortalı kapsamına girenlere, kadın için 58, erkek için 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9000 gün primi bildirilmiş olması koşuluyla aylık bağlanacağının anımsatan Sezer, yaş sınırının, 1 Ocak 2036’dan başlayarak kadınlar için 1 Ocak 2048’e, erkekler için 1 Ocak 2044’e kadar artırılarak, 65’e yükseltildiğine işaret etti. Sezer, şunları kaydetti:
    "Ülkemizde ortalama yaşama süresinin 66 yıl olduğu gözetildiğinde, Yasa ile tüm sigortalılar yönünden emekli aylığı bağlama yaş sınırının zaman içinde de olsa 65’e yükseltilmesi; sürekli çalışma olanağı işverenin inisiyatifinde olan sigortalılar yönünden de prim ödeme gün sayısının 9000’e çıkarılmasının gelecek kuşakların emeklilik hakkına kavuşmasını olanaksız kılacağı, bu niteliği ile adil, makul ve ölçülü olmadığı açıktır. İşçiler için prim ödeme gün sayısının 7000’den 9000 güne çıkarılması, Türkiye gerçekleriyle bağdaşmadığı gibi, esnek çalışmanın, sendikasızlaştırmanın, kayıtdışı çalıştırmanın ve yoğun işsizliğin yaşandığı ülkemizde 9000 prim ödeme günü gerçekçi görünmemektedir."

    "ÖLÇÜSÜZLÜĞÜN BİR BAŞKA GÖSTERGESİ"

    Emekli olabilme yaşıyla aylık bağlama yaşı arasındaki kimi durumlarda uzun yılları içeren farkın da "ölçüsüzlüğün bir başka göstergesi" olduğunu kaydeden Sezer, 1 Ocak 2007 gününde, 18 yaşındayken sosyal sigorta kapsamına giren ve 43 yaşında emekli olma hakkı kazanan bir sigortalının ancak 22 yıl sonra 65 yaşında aylığa hak kazanabileceğine dikkat çekti. Emeklilik yaşının, 1 Ocak 2007’den sonra ilk kez sigortalı olacaklar yönünden kadın için 58, erkek için 60 olarak belirlenmesine karşın, bu yaş koşulunun 2036 yılından başlayarak kademeli olarak artırıldığını ve 65’e yükseltildiğini vurgulayan Sezer, "Bu düzenlemeye göre, kadın için 58, erkek için 60 yaşını 1 Ocak 2036 gününden önce dolduramayan sigortalılar, emeklilik yaşını kademeli olarak yükselten kurala bağlı olacak ve bunun sonucunda, kendisine emekli aylığı bağlanabilmesi için 65’e kadar uzanan yaşları beklemek zorunda kalacaklardır" dedi. Sezer, ayrıca bu durum nedeniyle, aynı gün işe başlayan ve prim ödeme süreleri eşit olan farklı yaşlardaki sigortalıların, yaşlılık aylığına aynı yılda hak kazanamayacaklarına da dikkat çekti.

    "BEKLEME SÜRESİ ARTACAK"

    Sezer, 1 Ocak 2007’den sonra ilk kez sigortalı olanlar için öngörülen kadın için 58, erkek için 60 yaş sınırının, ancak sırasıyla 30 ve 32 yaşlarında göreve başlayanlar yönünden geçerli olacağını belirterek, yaş küçüldükçe, 2036 yılından sonra artırılan yaş sınırı nedeniyle bekleme süresinin de artacağına dikkat çekti. Sezer, buna göre 1 Ocak 2007’de sigorta kapsamına giren bir kadın sigortalının 30 yaşında ise 58 yaşına ulaştığı 2035 yılında; 18 yaşında ise, 65 yaşına ulaştığı 2054 yılında yaşlılık aylığına hak kazanabileceğini kaydetti.
    Sezer, Yasa’nın prime esas kazançları düzenleyen 80’inci maddesini de iade etti. Basamak sisteminin kaldırılması nedeniyle Bağ-Kur’a bağlı sigortalılarla tüm ödemelerin keseneğe bağlı tutulacağı için Emekli Sandığı iştirakçileri yönünden önemli değişiklikler getirildiğini anımsattı. Emekli Sandığı iştirakçisi olanların aylık prime esas kazançlarının belirlenmesinde yapılan ödemelerin tümünün brüt tutarlarının gözönünde bulundurulacağına işaret eden Sezer, "Oysa, bugünkü sistemde zam ve tazminat ödemelerinin yasada hesap biçimi belirtilen sınırlı tutarı emeklilik keseneğine bağlı tutulmaktadır" dedi.

    "MEMUR EMEKLİ AYLIKLARI AZALACAK"

    Cumhurbaşkanı Sezer, Yasa’nın 82’nci maddesinde, tüm sigortalılar yönünden, prime esas kazancın hesaplanmasında alt ve üst sınır getirilirken, 46’ncı maddesinde, kamu görevlilerinin prime esas kazançlarının saptanmasında 82’nci maddedeki üst sınırın aranmayacağının belirtildiğine dikkat çekerek, "Böylece, kamu görevlilerinin tüm aylık gelirlerinden prim kesintisi yapılması olanaklı kılınmıştır.
    Bu durumda, Emekli Sandığı iştirakçileri yönünden, çalışanlar için prim oranı yüzde 14’e düşürülmesine karşın, prime esas matrahın artması nedeniyle görev aylıklarında azalma olması kaçınılmazdır" dedi.

    "AYLIKLAR AZALTILIYOR, AMA İKİ YIL ERTELEMEYLE"

    Sezer, bunun için Yasa’nın geçici 4’üncü maddesinin dokuzuncu fıkrasında, eski ve yeni matrahlar arasındaki farka ilişkin sigorta priminin iki yıl süreyle kurumca karşılanması öngörüldüğünü anımsatarak, "Böylece, görev aylıklarındaki azalma iki yıl ertelenmiş olmaktadır" dedi.

    "EMEKLİLİK STATÜSÜ AÇISINDAN OLUMSUZ GELİŞME"

    Yasa’nın 29’uncu maddesinde, aylık bağlama oranının, toplam prim ödeme gün sayısının her yıl için 2015 yılı sonuna kadar yüzde 2.5, 2016 yılından başlayarak yüzde 2 olduğu ve aylık bağlama oranının da yüzde 90’ı geçemeyeceği şeklinde düzenlendiğini anımsatan Sezer, bugün için aylık bağlama oranının, SSK ile Bağ-Kur’a bağlı sigortalılar yönünden her yıl için ortalama yüzde 2.6, Emekli Sandığı iştirakçileri yönünden 25 yıl için yıllık yüzde 3, sonraki yıllar için yıllık yüzde 1 olduğuna işaret etti. Sezer, ayrıca bugünkü sistemde Emekli Sandığı iştirakçileri yönünden aylık bağlama oranında üst sınırın yüzde 100 olduğunu da vurgulayarak, "Aylık bağlama oranının düşürülmesinin daha az emekli aylığı anlamına geleceği, bu durumun, çalışanların emeklilik statüsü yönünden olumsuz bir gelişme olduğu açıktır" görüşünü dile getirdi.
    Yaşlılık aylığının hesaplanması konusunda "ortalama aylık kazanç"ın esas alınacağına işaret eden Sezer, bunun SSK’ya bağlı sigortalılar yönünden önemli bir yenilik getirmediğini, eski ve yeni sistem arasındaki farkın ise ilkinde prime esas kazancın, her takvim yılı itibariyle Türkiye İstatistik Kurumu’nca açıklanan tüketici fiyatları indeksindeki artış oranı ve GSYİH sabit fiyatlarla gelişme hızı kadar ayrı ayrı arttırılarak, emekli olunan güne kadar güncelleştirilmekteyken, bu kez güncelleştirme işinin "güncelleştirme katsayısı" esas alınarak yapılmasından kaynaklandığını açıkladı.

    "MEMUR EMEKLİLERİNE DAHA DÜŞÜK AYLIK BAĞLANACAK"

    Yaşlılık aylığının hesaplanması yönteminde en köklü değişikliğin Emekli Sandığı iştirakçileri için yapıldığını belirten Sezer, "Bu durumun, yaşlılık aylığı bağlama oranının da düşürüldüğü göz önünde bulundurulduğunda, kamu görevlilerine bağlanacak yaşlılık aylıklarının bugüne göre daha düşük olmasına yol açacağı ortadadır" tespitinde bulundu. Sezer, şöyle devam etti:

    "EMEKLİ AYLIKLARI İNSAN ONURUNA YARAŞIR DÜZEYDE DEĞİL"

    "Günümüzde uygulanan emekli aylıklarının, insan onuruna yaraşır asgari yaşama düzeyini sağlamaktan uzak olduğu gözetildiğinde, bu tutarları daha da azaltan yeni kuralın adil, makul ve ölçülü olmadığı; emeklilerin ulusal gelirden hak ettikleri payı almalarını sağlayamayacağı açıktır."

    "EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI"

    Yasa’nın geçici 2’nci maddesine göre, çalışanların 1 Ocak 2007 gününe kadar sosyal güvenlik kurumlarına bağlı geçen süreleri için yaşlılık aylıklarının eski kurallara, bu günden sonraki sürelerine ilişkin yaşlılık aylıklarının Yasa kurallarına göre hesap edilerek her iki tutarın toplamının yaşlılık aylığını oluşturacağını anımsatan Sezer, "Bu konunun, özellikle aynı görevde çalışmış ve çalışmakta olanların emekli aylıkları ile ölenlerin dul ve yetimlerinin aylıkları arasında fark oluşturacağı; bu farkın, eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve adaletsizlik yaratacağı açıktır" dedi.
    Sezer, Yasa’nın 55’inci maddesinin üçüncü fıkrasında, bu Yasa’ya göre bağlanan gelir ve aylıklara yapılacak artış konusundaki düzenlemeyi de önceki ve sonraki emekliler arasındaki gelir farkını giderecek düzenlemeye, yer verilmemesi dolayısıyla eleştirdi. Sezer, "Bu durum, bir yandan emeklilerin ulusal gelirden hak ettikleri payı almalarına engel olacak, öte yandan da, aynı görevi yapmış önceki ve sonraki emekliler arasında, hakkaniyete aykırı biçimde gelir farkı yaratacaktır" dedi.
    Sezer, kimi ağır ve yıpratıcı işler için "itibari hizmet ya da fiili hizmet süresi zammı" adıyla farklı esas ve sürelerde verilmekte olan fiili hizmet zammının gereken kimi ağır ve çalışanı yıpratıcı işleri yapanlar arasında ayırıma yol açması nedeniyle eşitsizlik yarattığını savundu.
    Sezer, Yasa’da aynı günler arasında ilk kez Emekli Sandığı ile ilgilendirilmelerini gerektiren görevlere atananların emekli aylığına, yine ilk kez Bağ-Kur’a tabi olmayı gerektiren etkinliklere başlayanların ise "tam yaşlılık aylığı"na hak kazanabilmeleri için, iştirakçi ya da sigortalı oldukları gün geçerli olan koşullara bağlı olduklarını belirten bir geçiş kuralına yer verilmediğini kaydetti. Sezer, 8 Eylül 1999 ve 1 Ocak 2007 tarihleri arasında Emekli Sandığı iştirakçisi olanlarla Bağ-Kur kapsamında sigortalı olanların nasıl ve hangi koşullarla emeklilik haklarına ve bu bağlamda yaşlılık aylığına kavuşacakları belirsiz bırakılarak, bu kişilerin sosyal güvenlik haklarının belki de en önemli öğesi olan emeklilik hakkını kullanamaz duruma getirildiğini ve bunun Anayasaya aykırı olduğunu bildirdi.

    EMEKLİ İKRAMİYELERİNDEKİ DÜZENLEME SOSYAL DEVLETLE BAĞDAŞMAZ

    Emekli Sandığı’nda emekli ikramiyelerinin bir yıl daha Sosyal Güvenlik Kurumu’nca ödenmesi, bir yıldan sonra ise ödemenin doğrudan son çalışılan kurumca yapılması yönünde düzenleme yapıldığına işaret eden Sezer, "Yapılan düzenlemeyle, memurlar ve diğer kamu görevlileri emekli ikramiyesini alabilmek yönünden aynı güç koşullar içine itilmektedirler. Normal işleyen bir düzenden, riski Kurum yerine çalışanlar üzerine taşıyan bir sisteme geçmenin sosyal devlet ilkesiyle bağdaşmayacağı açıktır" dedi.
    Sezer, genel sağlık sigortasına ilişkin düzenlemelere de itiraz etti. Sezer, 18-45 yaş arasındaki kişilerin diş protez giderlerinin Kurum’ca karşılanmayacağını, 45 yaş ve üzerindeki kişilerin diş protez giderlerinin de ancak yarısı Kurum’ca ödeneceğini belirterek, "Bu durum, Anayasa’da yer verilen sosyal devlet ilkesiyle ve Devlet’in ’herkesin yaşamını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak’ yükümlülüğüyle bağdaşmamaktadır" dedi.

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •