Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/2 İlkİlk 12
16 sonuçtan 11 ile 16 arası

Konu: Silivrideki tövbekar general

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı beydemir Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Silivri'deki tövbekar general Mustafa YÜREKLİ
    Ergenekon davasında yargılanan generallerden birinin tutulduğu Silivri Cezaevi’nde günlerini namaz kılarak ve Kur’an-ı Kerim okuyarak geçirdiği gazetelere yansıdı. Fark edilmede bile bu ayrıntı.

    Dün “İrtica birinci derecede bir tehlike. Bölücülükten de büyük tehlike.” diyerek, dindarları potansiyel suçlu, hatta iç barışı tehdit eden unsur görüyordu o paşa. O zamanlar sırtında üniforması, kocaman ordu hizmetinde, gittiği her yerde korkuya karışık saygı uyandırıyordu.

    Başı sıkışınca bir general "Allah" diyor, yalvarıyor. Doğru da yapıyor paşamız, tebrik etmek gerekmez mi? İçerdeki bütün generallerin, bütün o anlı şanlı kişilerin Kur’an-ı Kerim’le buluştuğunu kim söyleyebilir?

    Bir Marksist-ateist bir arkadaşım cezaevine düşmüştü. Cezaevinden çıktıktan sonra bir karşılaşmamızda içerdeyken ne yaptığını sormuştum. Ateist arkadaşım şu samimi itirafta bulundu: "Hatırıma gelen bütün duaları okudum.” Ne kadar çok dua bildiğine şaşırıyordu.

    Rahat günlerinde Allah’ı hatırına getirmemiş olması, gaflet içinde olması, o generalimizin bugün Allah’ın yarattığını hatırlamasına engel değil. Allah’ı ve ahiret gününü iyi günde de, kötü günde de hatırlamalı ki sözlerini ve davranışlarını Allah’ın hoşnutluğuna göre ayarlayabilsin. Kur’an bu durumu şöyle anlatır: "İnsana bir sıkıntı dokundu mu, gerek yatarken, gerek otururken, gerek ayakta bize dua eder durur. Derken kendisinden sıkıntıyı giderdiğimizde ise, sanki kendisine dokunan bir sıkıntı için bize hiç yalvarmamış gibi geçer gider." (Yunus Suresi,12)

    Nereye gidiyorsun ey insan? Ey cumhurbaşkanları nereye gidiyorsunuz? Ey başbakanlar, ey bakanlar, ey milletvekilleri nereye gidiyorsunuz? Ey genel müdürler, ey müdürler nereye? Ey işadamları, zenginler nereye? Ey generaller nereye gidiyorsunuz? Ey çalışanlar, işsizler, fakirler nereye? Ey erkekler ve kadınlar, yaşlılar ve gençler nereye gidiyorsunuz?

    Hayat ölüme doğru akmaz mı? Ölüm mahşer günü ve hesap vermek değil mi? Ölümden sonrası, sonsuz hayat; cennet ve cehennem.. Ölüm Allah’a varma ise hayat Allah’a doğru akmıyor mu? Ey ağalar paşalar hayat Allah’tan başka bir yere mi akıyor?

    Bir paşanın cuntacılıktan hapse düşünce Kur’an-ı Kerim okuması aymazlığın yırtılmasıdır, hem onun aymazlığının, hem de toplumun aymazlığının. Kur’an-ı Kerim aymazlıktan çekip alır insanı: "Biz insana nimet verdiğimizde yüz çevirir, yan çizer. Ona bir şer dokunduğunda ise, uzun uzadıya yalvarmaya başlar." ( Fussılet Suresi, 51)

    O ordu, Hz.Peygamber’in (s.a.v.) ordusudur. Alp Aslan’ın, Fatih’in ve Yavuz Sultan Selim’in ordusudur. Çanakkale’de, Filistin’de, Sakarya’da ve Anafartalar’da hücum emrini vermeden önce ellerini açıp Allah’a yalvaran Mustafa Kemal Paşa’nın ordusudur.

    O ordudaki yüce makamları, milletimiz sizlere emanet etti. Ordumuzda kariyer yaparken ulaştığınız yerleri emanet gördünüz mü? Nimet bilip şükür ettiniz mi? Şükretmek için cezaevine mi düşmeniz gerekiyor?

    Cezaevine düşen biri, oradan hiç çıkmayacağını düşünebilir. Oysa bir kaç yıl sonra hayat tekrar normale döner. O acılı günler geride kalır. Sıkıntıdan sonraki ferahlık günlerinde şımarmalar tekrar başlar. Kur’an, insanın bu zaafını şöyle anlatır: "Sizi karada ve denizde gezdiren O dur. Hatta gemide olduğunuz zaman, güzel bir rüzgarla o gemi içindekilerle giderken, onlar ferahlanırlar. Derken bir fırtına çıkarak her taraftan dalgalar kendilerine gelince, kuşatıldıklarını anlarlar. O zaman samimi bir şekilde Allaha yalvarırlar, "eğer bizi bundan kurtarırsan muhakkak ki şükredenlerden oluruz" derler. Fakat Allah onları kurtarınca bir de bakarsın ki, yine yeryüzünde haksız yere taşkınlıklarda bulunurlar. Ey insanlar, iyi biliniz ki taşkınlığınız kendi aleyhinizedir. Elde edeceğiniz şey, bu dünya hayatının azıcık menfaatidir. Sonra bize döndürüleceksiniz ve biz de yaptıklarınızı size tek tek haber vereceğiz." (Yunus Suresi, 22-23)

    Biliyorum, bütün generallerimiz, savaş anında Allah’ı hatırlar ve dua eder; bu böyledir..

    Generallerimizin barışta da Allah’ı hatırlamaları gerekmez mi? Milletimizin dindar kesimini potansiyel suçlu görmek niye? Devletle millet arasında, devletle din arasında problem çıkarmak hangi devlet adamımıza yakışır? Dini problem görmeyi Allah hoş karşılar mı?

    Hele cuntalar kurup devlete el koymayı Allah kolay affeder mi? Darbe yapmak, devlete el koymak ve millete baskı uygulamak tanrılık taslamak değil mi? Generallerimiz darbe günahını hiç düşünüyorlar mı? Hesabını nasıl verecekleri hiç akıllarına geliyor mu?

    Dilerim, Silivri’deki tövbe eden general anılarını kitaplaştırır da okuyanlar ders alır.

    Mustafa Yürekli - Haber 7
    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    __________________

    Ordu Mensubları yani Paşalar Sizden ve sizin gibi düşünenlerden daha Müslüman ve Vatanını Milletini seven Atatürkcü Milletin evlatlarıdır bundan hiç şüphen olmasın.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Haberin alındığı yer tarafsız bir medya kuruluşu değildir kendi fikirleri doğrultusunda yayın yapan bir yayın organıdır.Böyle hayali yazıları herkes yazabilir.Nedense haberde generalin adı filan yok.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı kucer06 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    Haberin alındığı yer tarafsız bir medya kuruluşu değildir kendi fikirleri doğrultusunda yayın yapan bir yayın organıdır.Böyle hayali yazıları herkes yazabilir.Nedense haberde generalin adı filan yok.
    tarafsız bir medya kuruluşu varmı memlekette kucer abi?

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    baydemir abim Allah cennetine girenlerden eylesin

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bu aslında herkes için geçerli bir mevzuu..
    Başımız sıkışmayınca allahı pek hatırlamıyoruz...
    99 depremini evimde ailemle yaşamış idim... sabah namazlarında pek cemaat olmaz...8-10 kişi ile kılınır...en babası 15 olur... ancak gece yaşadığımız depremden sonra caminin yarıdan fazlası dolmuş idi...1200 kişilik caminin yarısı...üçevler camii. gerçi namaz esnasındada bir artçı yaşamıştık... farklı konu ama anafikir olarak benzerlik olduğundan yazıyorum...diyeceğim kimse dar zamandaki gibi allahı hatırlamıyor...bende tabiki...
    selametle... ayrıca o generali kutlarım... hidayete ermek - tövbe etmek herkese nasip olmaz...aslında çok basit bir iştir ama nasibin yoksa olmuyor bir türlü...
    selametle...

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bakıyorum da buradada akp-fethullah yağdanlıkları ordumuza-komutanlarımıza çatıyor.islam dini akp-fethullah yağdanlıklarının tekelinde değildir.generalleri ve subay astsubayı din düşmanı gibi göstererek halkımızın gözünden düşürmeye çalışanlar abd-ab-siyonist global sermayeye hizmet ediyor.bu gün ihtilal yapmak değil yapmamak suç.azgın demokratlar-ab işbirlikçisi sözde aydınlar tsk ya çamur atmaya çalışarak ağababalarının emirlerini yerine getirirken vatanın satılması(şimdi sırada santrallar var peşkeş çekilecek) hiç rahatsız olmazlar.keşeke tayyip namaz kılmasaydıda tekeli-petkimi-erdemiri-tüpraşı-telkomu-limanları-bankaları velhasılı vatanı satmasaydı.emperyalistler artık top ve tüfekle gelmiyor.dolarla-sterling le euro ile gelip işbirlikçilerinden vatanı satın alıyor.lütfen google girip şair eşref i aratın ve şiirlerine bakın. şu şiirini buraya aktarıyorum.:bir soğan soyuluyor/yaşarıyor gözler/bir devlet soyuluyor/aldırmıyor öküzler.

Sayfa 2/2 İlkİlk 12

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •