Göz tümörleriyle ilgli merak edilenleri Memorial Hastanesi

[/b]





Göz Merkezi’nden Uzm.Dr. Mustafa Temel anlattı[/b]



NASIL ORTAYA ÇIKAR ?





Gözlerimiz her ne kadar küçük birer

organsa da çok çeşitli dokulardan oluşan,

oldukça kompleks yapılardır. Bu nedenle

çok çeşitli tümörleri de olabilmektedir.

Diğer organların tümörleri gibi göz tümörleri

de iyi yada kötü huylu olabilir. İyi

huylu olmakla birlikte

bazı tümörler bulunduğu

yer itibariyle organın

önemli bir parçasına

baskı yapmak suretiyle

oldukça zarar verici olabilir.

Veyahut bazen iyi

huylu giden bir tümör

kötüleşebilir.

İyi huylu olanlar arasında

dermoid kistler,

kan kistleri, v.s gibi çeşitli

türde kistler, şalazyon,

molluscum contagiosum,

çeşitli yerlerde yerleşebilen

ben’ler, keratoakantoma,

skuamoz hücreli papillom,

başta konjonktiva

olmak üzere gözün çeşitli

dokularının melanizisi,

mukosel,... sayılabilir.

Dermoid kistlerin yüzeyel

olanları çoğu kez göz

çukurunun üst-dış yada

üst-iç kısmında yerleşir, derin olanları ise

göz çukurunun derinlerinde yerleşir.

Mukosel normal sinüs sekresyonunun

drenajının burun veya çevre dokuların enfeksiyonu,

tümör yada başka nedenlerle

bozulmasıyla oluşur. Genellikle frontal

(alın) yada etmoid (burun kökü arkası) sinüslerden

kaynaklanır.

Kötü huylu göz tümörleri arasında ise

kapaklarda cilt dokusundan kaynaklanan

bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli

karsinom, göz yaşı bezlerinden kaynaklanan

sebase bez karsinomu, pigment hücrelerinden

kaynaklanan malign melanom,

damar dokusundan kaynaklanan ve sıklıkla

AİDS’le birlikte görülen Kaposi sarkomu,

ayrıca hemainjiomlar, rhabdomiyosarkomlar,

göz sinirinden kaynaklanan tümörler,

ve başka yerlerdeki tümörlerden göze atlayan

tümörler sayılabilir.

Malign melanom yetişkinlerde doğrudan

gözden başlayan en yaygın tümördür.

Gözün iris dediğimiz renkli kısmından, hemen

arkasında merceğin asılı olduğu kısmından,

yada daha sıklıkla damar tabakadaki

hücrelerden başlayabilir. En sık 60’lı

yaşlarda görülür. 30 yaşından önce görülme

oranı 4 civarındadır.

Rhabdomiyosarkomlar çoğu kez çocuklukta

görülür ve gözün hızlı ilerleyen öne

doğru çıkması ile kendini gösterir.

Retinoblastomlar çocukluk çağının en

yaygın tümörüdür, büyük çoğunluğu 3 yaşından

önce belirgin olur. 20.000 canlı doğumda

1 görülür. Hastaların 1/3 ‘inde diğer

gözde de olur. Ailesel geçişin etkisi vardır.

Başka yerlerden göze atlayan tümörlerden

çocuklukta görülenler arasında sinir

dokusundan kaynaklanan ve genellikle göğüs

yada karında başlayan nöroblastomlar,

bir kemik tümörü olan Ewing sarkomu,

akut miyeloid lösemi sayılabilir. Erişkinlerde

başka yerden göze atlayan tümörler ise

daha çeşitlidir ve başka yerlerdeki tümörlerin

ilk belirtisi olarak 25 vakada gözde

ortaya çıkmaktadırlar.



GÖZ TÜMÖRLERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR ?



Tümör eğer gözün açık kısımlarında ise

zaten kendisi görülebilir. Bunun dışında,

süregelen ve bir türlü kapanmayan yaralar,

gözün öne doğru çıkması yada bir yana yer

değiştirmesi, kapak düşüklüğü, çift görme,

göz yaşarması, özellikle çocuklarda olmak

üzere göz bebeğinde beyazlık görülmesi,

gözde kızarıklık, büyüme, gibi belirtiler

olabilir.



GÖZ TÜMÖRLERİ NASIL TEŞHİS EDİLİR ?



Bazen rutin göz muayenesi

ile tümör teşhis

edilebilir. -İhtiyaç duyulduğunda-

rutin muayeneye

ek olarak fundus

floresan anjiyografi,

göz ultrasonu, renkli

dopler ultrason, tomoğrafi,

MR (magnetik

rezonans görüntüleme),

biyopsi,... gibi

testlerden bir yada birkaçını

da uygulamak

gerekebilir. Tomoğrafi

ve MR hem gözdeki

yaygınlığı hem de

başka organlara yayılma

gösterip göstermediğini

anlamada

çok yararlı olmaktadır.



GÖZ TÜMÖRLERİNİN TEDAVİSİ NASIL YAPILIR ?



Tedavide tümörün cinsine ve yerine göre,

lazer, röntgen ışınları, radyoaktif plaklar,

hormonlar, ilaçlar, dondurma, dar yada

geniş kapsamlı çeşitli türde rezeksiyon

ameliyatları kullanılmaktadır. Hastanın geleceği

hakkında söz söylemede tümörün

cinsi, tipi, büyüklüğü, yerleştiği yer, yaygınlığı,

göz yuvarlağı dışında olup olmadığı,

hastanın yaşı, başka organlara yayılım... gibi

pek çok faktör etkilidir.



TEDAVİDE UYGULANAN YENİ YÖNTEMLER VAR MI ?



Özellikle son zamanlarda transpupillertermoterapi,

kombine tedaviler değer kazanmıştır.

Transpupiller termoplasti+radyoaktif

plak buna bir örnektir. Ayrıca bir

kerede yüksek doz ışın tedavisi ile yine son

zamanlarda özellikle başka yerden atlayan

küçük tümörlere fotodinamik tedavi uygulamaları



da yapılmaktadır.