İmanla Mamur Gönülller
Allah (Azze ve Celle) bu ikazların akabinde, Ashâb-ı kirâmı tezkiye ediyor; aralarından birkaç kişi fevrî davransa ve kendi fikirlerine uyulmasını dilese de, umum sahabenin teennî ile hareket ettiğini; çoğunluğun Rasûl-ü Ekrem'in emir ve işaretlerini bekleyerek hakikî mü'minlere yakışır bir tavır sergilediğini îmâ ediyor. Sahabe arasında bazı gençlerin, münafıklar tarafından sıkça tekrar edilen "Eğer bizi dinleseydiniz başınıza bunlar gelmezdi" şeklindeki alaylı sözlerin de tesiriyle, muvakkaten kendi tekliflerine uyulmasını mantıklı görmüş, aceleci davranmış, yakışıksız mütalaalarda bulunarak sevimsiz beyanlarla Rasûl-ü Ekrem'i üzmüş ve bir süre fikirlerinde ısrar ederek işi kendileri hakkında zorlaştırmış olabileceklerini, ama bunların sayısının çok az olduğunu, neredeyse bütün Ashâb-ı kirâmın kendilerine yakışan şekilde davrandıklarını belirtiyor. Sonra da onların imanın tadını almış, gönlü onunla mamur kılınmış, içine küfür, fısk ve isyana karşı tiksinti salınmış hâlis mü'minler olduklarını ve yürüdükleri yolun doğruluğunu nazara veriyor. Dahası, gençliğin verdiği coşku ve imanın hasıl ettiği heyecanın da tesiriyle geçici bir süre hislerine mağlup olup âsilerle savaşılması konusunda Allah Rasûlü'ne karşı farklı teklifler öne süren kimselerin de, o ilk şok anından sonra tekrar sükûnete erdiklerini, ilahî bir nimet ve ihsan olarak kalblerine doldurulan iman sevgisi ve küfür, fısk, isyan türünden günahlara karşı tiksinti hissi sayesinde rüşde ermiş, hakikati bulmuş sahabilerin arasına dahil olduklarını îmâen ifade ediyor.
Ayrıca, bu ayet-i kerimede sevginin ve imanın gereğine de vurguda bulunuluyor. Âdeta, sahabe-i güzin efendilerimize şöyle deniyor: Allah size imanı sevdirdi, onu kalblerinize sevgili kıldı, dolayısıyla iman ettiniz; gönüllerinizi saran o imanı zamanla daha bir güzelleştirdi, içinizi onunla donattı ve iman sizi Peygamberin etrafında hâlelenmeye, imanın gereğince salih ameller işlemeye sevketti, bu niyetle Allah Rasûlü'ne biat ettiniz. Madem, imanı sevdiniz ve onunla kalbinizin şenlendiğini hissettiniz, Rasûl-ü Ekrem'i sevdiniz ve onun yolunda olacağınıza söz verdiniz, öyleyse o size ne teklif ederse etsin, ona itaat etmeli ve emre itaatteki inceliği kavrayarak bütün emirlerine bilâ kayd u şart inkıyadda bulunmalısınız. "De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız, bana uyunuz ki Allah da sizi sevsin." (Âl-i İmran, 3/31) ayet-i kerimesinde dile getirildiği üzere, Rasûlullah'a itaat etmelisiniz ki Allah da sizi sevsin, sizin hakkınızda sevmek fiilinin lazımını yerine getirsin.
Yer imleri