NAMAZ
Namaz; varlık gayemiz, yaratılışımızın sebebi... Namazın ruhundan gafil olanların akıllarına “ALLAH Teala bizi egzersiz yapalım diye mi yarattı?” gibi bir soru gelebilir. Haşa ve kella! Bizim yaratılış amacımız; enaniyet ve cismaniyetimizi aşıp melekleri bile gıbtaya sevk edecek bir ***fiyete bürünmemizdir. Yani gaflet, dalalet, gurur, kibir, ucb, fahr, riya, kin, nefret, şehvet, gazap, hased, makam-mansıp, mal ve dünya sevgisi vs... gibi her türlü kötü ahlak ve kalp hastalıklarından sıyrılıp laubalilik, boş ve gereksiz konuşma, devamlı midenin ve bacak arasının hizmetine koşma gibi hayvani vasıflardan arınarak, tevazu, hilm, cesaret, vakar, cömertlik, hoşgörü, müsamaha, afv, sadakat, emniyet, adalet, şefkat, merhamet, edep, haya vs... gibi güzel özellikleri kazanıp tevbe, istiğfar, muhasebe, murakabe, tefekkür, tezekkür, ihlas, istikamet, tevekkül, teslim, sabır, şükür, takva, vera’, fakr, zühd, hüzün, rıza, havf, reca, ihsan, yakin, ma’rifet, mehafet, muhabbet, aşk, şevk vs... gibi meleki vasıflarla bezenerek cennete ehil hale gelmek ve ALLAH Teala’ya ebedi refakatçi olmaya hak kazanmak insanın yaratılış amacıdır. Bütün bu sayılan şeyler de ancak ve ancak namazı dosdoğru eda etmeyle kazanılabilir.
Evet, namaz çok önemlidir. O kadar ki, birçok mezhepte namazı terk eden, mürted (dinden dönen) kabul edilmiş ve “Mürted, İslamiyet’e hıyanet etmiştir. Bir kere hıyanet edenin her zaman hıyanet etme ihtimali vardır. O yüzden katli vaciptir.” mülahazasıyla hareket edilmiştir. Zaten sahabe efendilerimize (radıyallahu anhüm) göre namazı terk eden kafirdir. Yani onlara göre, bilerek namazını terk eden bir kimse küfre girerek ebedi cehennemi hakketmiştir.
Nasıl hakketmesin ki? ALLAH Teala senin için o kadar masraf yapsın. (Bilimsel verilere göre) 15 milyar yıl önce büyük bir patlamayla kainatı senin için yaratsın. Atomları, molekülleri özenle şekillendirip birbirlerine kenetleyerek, yıldızları, galaksileri oluştursun. Bir tanesinde 300 milyar yıldız bulunan yaklaşık 250 milyar galaksi meydana getirsin. 5 milyar senede dünyayı bir mesken olarak sana hazırlasın. Denizlerle, göllerle, akarsularla, dağlarla, bayırlarla, ovalarla meskenini süslesin. Sonra milyonlarca bitki var etsin. Bütün bir hayvanları senin hizmetin için yaratsın. Senin için arıya bal, ineğe süt, ipekböceğine ipek yaptırtsın. Kiminin etinden, kiminin sütünden, kiminin gücünden yararlan. Sayılamayacak kadar nimeti sana tahsis etsin. Ve bütün bunları senin ilmen-ahlaken-imanen terakkin, manevi tekamülün, ruhen derinleşmen, kalben buudlaşman yani hakiki insan olman için yapsın. Sen de bu yüce gayeyi görmezden gel. Bütün bir ömrünü boş, manasız, gereksiz işlerle heder et. Hayatını; şehevi arzularının, midenin ve (ayıp olmasın) bacak aranın hizmetine tahsis et. ALLAH’ın (c.c.) senin mahiyetine koyduğu o güzelim istidatları su-i istimal et ve ALLAH Teala’ya hiçbir şekilde isyan etmeyen hayvanları dahi utandıracak bir pozisyona düş. Elbette ki ebedi cehennemi hakkedersin. İşte bütün bu durumlardan namazı dosdoğru eda etmekle kurtulabilirsin.
Yer imleri